25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2007 PAZARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr HAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ ? Balans Tonique’de çarşamba günü 22.00’de Main Project konseri dinlenebilir. (www.nevarneyok.com) ? Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde cuma günü 21.00’de Carole Alston konseri dinlenebilir. (www.nevarneyok.com) ? Bronx ‘ta cuma günü 22.00’de 80’s Party yapılacak. (www.nevarneyok.com) ? Balans Tonique’te cuma günü 22.00’de AkufenTaylanMurat Özer konseri dinlenebilir. (www.nevarneyok.com) ? Balans Tonique’te cumartesi günü 22.00’de Ferhat AlbayrakExlusive Long Set konseri dinlenebilir. (www.nevarneyok.com) ‘Türk çizerleri tembel’ Tayyar Özkan, “Oğuz Aral mektubumu çok beğenmiş ve ‘Haftanın Mektubu’ olarak Gırgır’da yayımlamış, benden ‘elleri nasırlı çizer’ olarak bahsetmişti” MEHLİKA AKGÜN ağara adamı “Caveman” ile mağara çocuk “Cave’n” karakterleriyle dünya çapında tanınan çizgi romancı Tayyar Özkan, kendini bildiğinden beri çizdiğini söyledi. Kırşehir’in Kaman ilçesinde doğduğunu, ancak Ankara’da büyüdüğünü belirten Özkan, çizgi hayatının başladığı yer olarak Ankara’yı gösterirken birçok isim gibi adını ilk olarak okul panolarında duyurduğunu dile getirdi. Özkan, “Okul panolarında ismimi görmek benim için büyük bir teşvikti” dedi. Lise yıllarında karikatürlerinin ‘Yolİş’, ‘Tüm Madenİş’ gibi sendika dergileriyle ‘Bilim ve Sanat’, ‘Yarın’ dergilerinde yayımlandığını ifade eden Özkan, lise hayatının sonuna doğru yaptığı çalışmaları Oğuz Aral’a gönderdiğini ve Aral’ın beğenisini kazandığını söyledi. Karikatürleri, 1976 yılında dönemin en tanınan mizah dergisi olan ‘Gırgır’da yayımlanan Özkan o dönemi şöyle anlattı: “Bir ara o kadar doldum ki, Oğuz Aral’a mektup gönderdim. M kalemi elime aldım. O günden sonra geçimimi, çocuk kitapları için resimler yaparak ve yeni yıl kutlama kartları hazırlayarak sağladım. Üniversiteyi bitirdikten sonra ise İstanbul’a taşındım. O tarihten itibaren ulusal gazetelerde, aylık, haftalık dergilerde çizmeye başladım. Bunun yanı sıra kartpostallar hazırlamaya ve çocuk kitapları için resimler çizmeye de devam ettim. Ancak kendini geliştirmek arzusuyla 1989’da New York’a gitmeye karar verdim. Klasik çizgi roman arzum ağır bastı ve dünyayla rekabet etmek istedim.” AĞARA ADAMI’ New York’a gittikten sonra piyasa girmeye başladığını vurgulayan Özkan, 1991 yılında dünyaca bilinen Caveman’i (Mağara Adamı) çizmeye başladığını, 1993 yılında ise ilk kez dünyaca tanınmış saygın çizgi roman dergisi olan ‘Heavy Metal’de çizgi romanının yayımlanmasıyla piyasanın içinde yer aldığını belirtti. Son yıllarda çocuklara yönelik animasyon projesi olan ‘Junkidz’ üzerinde çalıştığının altını çizen Özkan, bu projenin çok ileri bir zamanda teknoloji çöplüğünde yaşayan 8 çocuğun hayatını ve maceralarını konu aldığını ifade etti. Caveman’ı çizmeye devam ettiğini belirten Özkan, yakın zamanda Türkiye’de Caveman’ın tshirt ve oyuncaklarının da piyasaya sunulacağını söyledi. ‘Çizerler kendilerini geliştiremiyorlar’ “T ‘HAFTANIN MEKTUBU’ ‘M O dönem hem okuyordum hem de inşaatlarda, tuğla ocaklarında, kiremit fabrikalarında çalışıyordum. Oğuz Aral mektubumu çok beğenmiş ve ‘Haftanın Mektubu’ olarak Gırgır’da yayımlamıştı ve benden ‘elleri nasırlı çizer’ olarak bahsetmişti. Bu benim için çok büyük bir teşvikti. Bu olaydan sonra yolum açıldı ve üniversite yıllarında profesyonelliğe ilk adımımı attım. Yani, kazmayı bırakıp ürk çizerleri çok tembel, bu nedenle kendilerini geliştiremiyorlar” düşüncesini öne süren Tayyar Özkan, “Türk çizerlerinde rekabet hırsı yok. Bir gazetede bir çizere iş veriyorlar. Bu kişi, ‘Bu işi 10 dakikada yapsam da aynı parayı alacağım10 saatte yapsam da aynı parayı alacağım’ düşüncesiyle işine 10 saat ayırmıyor. 10 saat ayırmadığı için de işin kalitesi düşüyor” diye konuştu. Piyasada çizerlerin çoğalmasının dergi sayısının çoğalması bakımından iyi olduğunu, ancak bu durumun da sakıncalı olduğunu vurgulayan Özkan, “Bu dergiler hep birbirinin aynısı. Hep birbirlerini kopya ederek çoğalıyorlar, ancak dışarda koca bir dünya var ve Türkiye’de de hep benzer çizerler var. Gırgır’dan beri bölüne bölüne kaç tane dergi geldi, ancak hepsini toplasanız ancak 1 tane Gırgır eder. Neden farklı çıkmıyor bu dergiler” dedi. Özkan hakkında ayrıntılı bilgi almak isteyenler “www.tayyarozkan.com” adlı siteyi ziyaret edebilirler. Tiyatrocular, tiyatro eğitimcileri, öğretmenler ve öğretim üyeleri yeni yetişen kuşağı tiyatroya kazandırmak için inanılmaz çaba harcıyorlar ? Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi 20062007 Öğrenci Projeleri Sergisi ‘İşleyen Mekân’ 7 Ekim’e dek Pera Müzesi. (0 212 334 99 00) ? XX. Yüzyıl Ustalarından Baskı, Desen ve Suluboyalar St. Stefan Katedrali Müzesi Otto Mauer Koleksiyonu’ndan 7 Ekim’e dek Pera Müzesi. ? Füsun Onur 6 Ekim’e dek Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi. (0 212 252 47 00) ? Haluk Akakçe 6 Ekim’e dek Galerist. ? Bedri Baykam “Lolitart(e)” 8 Ekim’e dek Piramid Sanat. (0 212 297 31 15) ? Mustafa Horasan ‘Kontrol Odası’ Milli Reasürans Sanat Galerisi 11 Ekim’e dek. (0 212 230 19 76) ? Mamuka Japharidze, Ira Kurmaeva, Koka Ramişvili, Maka Razmadze, Maya Sumbadze, Oleg Timchenko, Niko Tsetskhladze , Guram Tsibakhaşvili, Guela Tsuladze, İliko Zautaşvili ‘Gürcistan Mevsimi’ 2 Ekim’e dek Siemens Sanat. ? Bertnard Ivanoff ışık enstelasyonu Ali Hoca Aralığı, Hoca Ali Camii arkası, Tophane, Beyoğlu 4 Kasım’a dek. ? Sencer Vardarman Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri 20 Ekim’e dek. ? Şimdiki Zaman Geçmiş Zaman, Köprü6 İstanbul Modern. (0 212 334 73 31) ? Nazlı Gürlek, Catarina Riva, Konstantinos Dagritzikos ‘Çoklu Muhabbet’ M.S.G.S.Ü. 19 Eylül’e dek. ? Arslan Sükan ‘Ünlü Partilerden İnsan Manzaralalrı’ 1 Ekim’e dek Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi. (0 212 252 47 00) ? Yabancılar karma sergi 6 Ekim’e dek Teşvikiye Sanat Galerisi. (0 212 241 04 58) ? Fatma Tülin 11 Ekim’e dek Fransız Kültür Merkezi Galerisi. (0 212 334 87 40) ? Ömer Uluç ‘Vapurların Seyri’ İstanbul 9 Vapuru. ? Ramazan Bayrakoğlu, Tufan Baltalar 29 Eylül’e dek Dirimart. (0 212 291 34 34) ? Berna Õzlem Õzcan “Görünenin Õtesinde” dijital baskı resim Arkeopera 18 30 Eylül. (0 212 249 92 26) ? Bedri Baykam ‘Lolitart(e)’ resim Piramid Sanat. (0 212 297 31 15) ? Ayşen Urfalıoğlu Miski Aşk 20 Ekim’e dek Maçka Sanat Galerisi. ? Hackers and Haute Couture Heretics: Moda Atölyeleri Garanti Galeri 11 Ekim’e dek. Okullar açılırken tiyatro... ZEHRA İPŞİROĞLU ‘Masum Kadınlar’ın çekimleri başlıyor ? İSTANBUL (AA) “Rumuz Goncagül’’, “Cazibe Hanım’ın Gündüz Düşleri’’ ve “Mum Kokulu Kadınlar’’ gibi unutulmaz kadın filmlerinin yönetmeni İrfan Tözüm, “Masum Kadınlar’’ filmiyle on bir yıl aradan sonra kamera arkasına geçiyor. Erkek egemen toplumda kadının masumiyetini vurgulayan filmin başrollerini Cem Davran, Hande Ataizi ve Pelin Batu paylaşacak. Çekimlerine ekim ayının son haftasında İstanbul ve Assos’ta başlanması planlanan filmin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden bir gün önce, 7 Mart 2008’de gösterime girmesi düşünülüyor. lmanya’da tiyatroda son yılların belki de en heyecan verici gelişimi, yeni yetişen kuşağı tiyatroya kazanma doğrultusunda yapılan çalışmalar. Her tiyatronun (özellikle de ödenekli tiyatroların) tiyatro eğitimi almış, okullarla tiyatrolar arasında bağlantı kurmakla görevli uzman tiyatro eğitimcileri var. Okullarda ve üniversitelerde tiyatro atölye çalışmaları yapılıyor, öğretmenlere ve öğrencilere yönelik tiyatro kursları düzenleniyor, çocuklara ve gençlere tiyatronun mutfağı tanıtılıyor, tiyatrocularla eğitimcilerin, gençlere yönelik çalışmalar yapan sosyalbilimcilerin ve psikologların bir araya geldiği ortak çalışma programları düzenleniyor. Ortak çalışmalarda, örneğin tiyatrocular öğretmenlerin ve gençlerin sorunlarını dinliyor ya da eğitimci ve sosyalbilimcilerin düzenlediği kurslara katılıyorlar; okullar ve üniversiteler oyun yazarlarını, yönetmenleri, dramaturgları ve oyuncuları çalışmalarını anlatmaları için okullara çağırıyorlar. Böylece farklı uzmanlık alanlarından gelen insanlar birbirlerini tanıma ve birbirleriyle düşünce alışverişine girme olanağını buluyorlar. Ya da bir okulda bütün bir A ? Eğitim ve öğretim alanında yıllardır süregelen öğretmen odaklı ve ezberci sisteme karşı olarak ‘yapılandırıcı eğitim, yaratıcı öğretim, öğrenci odaklı öğretim, öğretimde iletişimsellik’ gibi kavramların sürekli olarak tartışıldığı bu dönemde, tiyatronun eğitim ve öğretimdeki inanılmaz gizilgücü üzerine düşünmekte yarar var. sınıf provalara katılarak bir oyunun nasıl oluştuğunu adım adım izlediği gibi, ele alınan oyunu ders konusu olarak da ayrıntılarıyla işleyebiliyor. Kısaca tiyatrocular, tiyatro eğitimcileri, öğretmenler ve öğretim üyeleri yapıcı bir işbirliğiyle yeni yetişen kuşağı tiyatroya kazandırmak için inanılmaz çaba harcıyorlar. Bütün bu çalışmaları göz önüne aldığımızda, tiyatro eğitimcisinin tiyatrodaki işlevinin bir dramaturgun işlevi kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Tiyatro yönet TİYATRO EĞİTİMCİLERİ... meni ve dramaturgu tiyatronun beynini oluşturuyorlarsa, tiyatro eğitimcisi de insanları tiyatroya yönlendirme ve tiyatroyu yaygınlaştırma açısından son derece önem taşıyor. Ben de yıllardır Theater an der Ruhr’un deneyimli tiyatro pedagoğu Bernhard Deutsch’la üniversitede çalışıyorum. Bu verimli işbirliğinin sayesinde tiyatronun t’sini bile bilmeyen, sözgelimi oyun sırasında cep telefonuyla konuşan ya da sahneye çıplak adam çıktı diye apar topar oyundan çıkan, kına gecesine geç kalmamak için oyunun orta yerinde çekip giden göçmen kökenli geniş bir genç kitleye ulaşma ve onlara tiyatroyu yaşatarak sevdirme olanağını bulduk. Tiyatrolarla okullar arasında bir köprü kuran bu sistemin bizde de zamanla yerleşmesi, yalnız tiyatronun yaygınlaştırılması açısından değil, aynı zamanda ilköğretimden yükseköğretime değin öğrenci odaklı ve yaratıcı bir öğretimin yerleşmesi açısından da çok önemli. Eğitim ve öğretim alanında yıllardır süregelen öğretmen odaklı ve ezberci sisteme karşı olarak ‘yapılandırıcı eğitim, yaratıcı öğretim, öğrenci odaklı öğretim, öğretimde iletişimsellik’ gibi kavramların sürekli olarak tartışıldığı bu dönemde, tiyatronun eğitim ve öğretimdeki inanılmaz gizilgücü üzerine düşünmekte yarar var. ZİYARETÇİLERİ AĞIRLAMAYA BAŞLADI Orhan Veli Şiir Evi yeniden açıldı Kültür Servisi Kısa bir aradan sonra “Orhan Veli Şiir Evi” ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Beyoğlu’ndaki bu “ev”de, ziyaretçiler kitapları karıştırabiliyor, günlük gazeteleri okuyarak arkadaşlarıyla sohbet edebiliyorlar. 20 kişilik toplantı yeri olan sahaf bölümü de her türlü topluluk çalışmaları için kullanıma açık bulunuyor. (www.orhanveli.net) Kısa Film Festivali’ne başvurular uzatıldı ? Kültür Servisi Bu yıl 313 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek “Akbank 4. Kısa Film Festivali”ne yarışma ve yarışma dışı tüm başvurular, 22 Eylül saat 19.00’a kadar uzatıldı. Festivale katılmak isteyenlerin, filmlerini gerekli diğer materyallerle birlikte bu tarihe kadar festivalin merkezi Akbank Sanat adresine eksiksiz olarak teslim etmeleri gerekiyor. Kurmaca, belgesel, deneysel ve animasyon bölümlerinde yapılabilecek yarışma dışı gösterim başvurularının süre kısıtlaması olmadan, ulusal ve uluslararası katılıma açık olarak belirlendigi festivalde, yarışma ve yarışma dışı başvurular, festivalin internet sitesinden de gerçekleştirilebilir. (www.akbankkisafilm.com ) Beyoğlu’ndan Boğaz’a Kültür Servisi İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi ile Siegen Üniversitesi’nin mimarlık ve şehircilik bölümü öğrencilerinin, GoetheInstitut İstanbul ile işbirliği yaparak oluşturdukları, Beyoğlu bölgesinin varoluşunun 150. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilecek “East Meets West” adlı sergi, yarın açılıyor. Sergi 29 Eylül’e kadar Beyoğlu Belediyesi Ek Hizmet Binası’nda görülebilir. Mimari ve şehircilik ile ilgili fikirlerinden bir seçki sunulacak olan serginin oluşum aşamasında Beyoğlu’nun tarihi ve kültürel yapısının çeşitliliği, şehircilik yönünden yoğunluğu, buradan Boğaz’a, Haliç’e ve tarihi binalara bakış öğrencilerin tasarımlarında önemli rol oynadı. (0212 249 20 09 39) İdans Festivali başlıyor ? Kültür Servisi İstanbul’da 20 Eylül 20 Ekim tarihleri arasında uluslararası çağdaş dans festivali düzenlenecek. Dünyada çağdaş dans/performans alanının önde gelen sanatçıları festivale Türkiye, Fransa, Belçika, Pakistan, ABD, Portekiz, İsrail, Hollanda, Filistin, Almanya, Norveç, Lübnan, Hırvatistan, Macaristan ve Tayland’dan ‘solo’ çalışmalarıyla katılıyor. 15 ülkeden 17 koreograf ve 26 gösterinin yer aldığı festivalin özelliği, çoğu eserin 1990’lar sonrası ortaya çıkan yenilikçi ve ‘meydan okuyan’ dinamiği yansıtması. İstanbul’da uykusuz gece Kültür Servisi The Marmara Pera Gallery Art & Life 20072008 sanat sezonuna 11. İstanbul Bienali ile eşzamanlı, Muammer Bozkurt’un “The Bosphorus” adlı sergisi ile başlıyor. “İstanbul’da Uykusuz Gece” sanat tasarımına dahil olan “The Bosphorus” sergisi ile Boğaziçi’nin melankolik, yalnız ve karmaşık yapısını su yüzüne çıkaran sanatçı, belgesel tadında büyük boyutlu baskılarını boya ile buluşturuyor. “İstanbul’da Uykusuz Gece” adlı çalışmasında Bozkurt’un gerek sergi, gerekse videoart/belgesel şeklindeki “Boğaziçi” filmi de yer alıyor. Sergi, 7 Ekim tarihine dek The Marmara Pera Gallery Art&Life’da görülebilir. Led Zeppelin sahnelere dönüyor Kültür Servisi Hard rock müziğinin kurucularından efsanevi İngiliz topluluk Led Zeppelin, dağıldıktan 20 yıl sonra 26 Kasım’da İngiltere’nin başkenti Londra’da tek bir konser vermek üzere yeniden bir araya geliyor. Konseri düzenleyenler tarafından yapılan açıklamada, konserde grubun üyeleri olan gitarist Jimmy Page, solist Robert Plant ve basçı John Paul Jones’un, 1980’de ölen grup davulcusu John Bonham’ın yerine çalacak olan oğlu Jason Bonham ile sahneye çıkacağı bildirildi. Konserden elde edilecek gelirin, Atlantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün’ün ölümünden sonra kurulan bir müzik okuluna verileceği kaydedildi. Ray Charles’tan Aretha Franklin’e, Rolling Stones’tan Abba’ya caz, blues ve rock devlerini keşfeden Ahmet Ertegün, 1968’de hiç tanınmayan Led Zeppelin ile sözleşme imzalama riskine girmişti. Sanatçı Şükran Güngör anıldı Kültür Servisi Tiyatro sanatçısı Şükran Güngör, ölümünün 5. yılında, eşi Yıldız Kenter ve dostları tarafından düzenlenen toplantıyla anıldı. Harbiye Kenter Tiyatrosu’nda, Şükran Güngör’ün fotoğraflarının konulduğu sahnede konuşan Yıldız Kenter, konuşmasının sonunda Güngör’ün sevdiği Mevlana şiirlerinden bazılarını okudu. Suat Özturna ve Hakan Gerçek’in okuduğu şiirlerin ardından sahneye çıkan tenor Hüseyin Likos, Serdar Yalan’ın çaldığı piyano eşliğinde Güngör’ün sevdiği şarkıları seslendirdi. Dostlarının, Şükran Güngör ile ilgili anılarını anlattığı toplantıya yazar Adalet Ağaoğlu, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve işadamı Can Kıraç ile Hadi Çaman, Genco Erkal, Gülriz Sururi, Aliye Uzunatağan ve Jülide Kural’ın da aralarında bulunduğu sanatçılar katıldı. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. EMRAH ÇOLAK CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle