Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EYLÜL 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ABD Merkez Bankası yarınki toplantıda ya faiz silahını çekecek ya da piyasaları kaderine terk edecek 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Düğümü FED’in kararı çözecek ? FED Başkanı Bernanke, ya Maestro Grenspan gibi krizi “faiz silahı” ile çözmeye çalışacak, ya da “enflasyon artar” korkusuyla piyasaları kendi kaderine bırakacak. Ekonomi Servisi Küresel piyasalarda yüksek riskli tutsat (subprime mortgage) kredileriyle ilgili kaygılar nedeniyle uluslararası piyasalarda kırılganlık sürerken, gözler ABD Merkez Bankası’nın (FED) yarın yapacağı faiz toplantısına çevrildi. FED toplantısından faiz indirimi kararı çıkması durumunda borsadaki yükseliş ve dolardaki düşüş eğiliminin devam edeceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, ABD’de yüzde 5.25 olan faiz oranlarının aşağı çekilmesi durumunda 18 Eylül’ün piyasalar için tam bir kırılma noktası olacağı, yılın sonuna kadar sürecek bir yükseliş trendinin başlayabileceğine işaret ediyor. ABD’de istihdamın azalması ve ekonomide durgunluk eğiliminin aşılamaması nedeniyle piyasaların beklentisi, FED toplantısından faiz indirimi çıkacağı yönünde. FED Başkanı Bern Bernanke’nin, eski başkan Alan Greenspan gibi krizi faiz silahıyla çözmek yerine, çözümü piyasanın kendi dinamiklerine bırakma yoluna gitmesi olasılığı ise piyasaların en büyük korkusunu oluşturuyor. ABD’li mortgage kuruluşlarının kredileriyle ilintili 380 milyar dolarlık bir kaynağın dünyada dolaşıyor olması ve bu riskin kimin üzerinde olduğunun bilinmemesi, küresel ölçekte tedirginliği artırıyor. Büyüme Nereye? Geçtiğimiz günlerde ekonominin bu yılın ikinci çeyrek, yani, 2007 NisanMayısHaziran üç aylık dönemine ilişkin büyüme verileri yayımlandı. Büyüme verilerini TÜİK yayımlıyor; kimi zaman “güncelleştirme” adı altında düzeltmeler yapılsa, bunun da ötesinde kimi veriler kuşku ve çekince ile karşılansa da bu sayıları doğru kabul etmek gerekiyor. Veriler, ekonominin büyüme hızının yavaşladığını kanıtlıyor. Gerçekten de 2007 yılı ikinci çeyreğinde, toplam ulusal üretim (GSMH) yalnızca yüzde 3.9 oranında artabilmiştir. Öncelikle bir noktanın altı çizilmelidir. Bu oran, yalnız aşağıdaki Tablo’da yer alan önceki iki yılın değil, son dört yıl boyunca, yani, toplam 16 çeyrekte yaşanan en düşük büyüme oranıdır. Yalnızca bu olgu bile ekonominin, daha doğrusu ülke “üretiminin” hiç de iyi yolda olmadığını kanıtladığı için “uyarıcı” olmalıdır. Sektörlerdeki büyüme ya da net katma değer artışı oranına bakıldığında da durum parlak görünmüyor. Toplam üretim içindeki payı yüzde onlara düşmüş olsa da, tarım sektörü, ekonomi için çok önemlidir. Tarım, nüfusun üçte bire yakın bir bölümünün doğrudan geçim kaynağıdır ve bu sektör küçülmektedir. Nüfusun kırsal kesimde daha fazla arttığı varsayılırsa, bu kesimde, geçmiş yıllara göre, üretim azaldığından, daha fazla kişi daha az gelir elde etmektedir. Bunun çıplak adı kırsal kesimin yoksullaştığıdır. Sanayiin büyüme hızında yaşanan yavaşlama, bu sektörün ekonominin diğer sektörleriyle alımsatım ilişkilerinin yoğunluğu nedeniyle önemlidir ve büyümede yeni olumsuzluklara gebedir. Bankacılık sektörünün aslını oluşturduğu mali kuruluşlar, yıllar sonra oldukça yüksek bir büyüme oranı yakalamış bulunuyor. Geç kalmış olan mali sektör büyümesi, üretimden her gün biraz daha uzaklaşan ve parasallaşan bir ekonomi için doğaldır. Büyümenin yavaşladığı sırada, dünya para piyasalarında çalkantı ya da türbülans yaşanıyor olması, ülke ekonomisi için yeni olumsuzluklar yaratıyor. Gelişmiş ekonomilerdeki, özellikle AB’deki bir durgunluk, Türkiye’nin dışsatımının azalmasına yol açabilir; buradan, dış ticaret açığı ve buna bağlı sorunlar doğar. Ayrıca, sıkıntıya düşen yabancı para sahiplerinin paralarını Türkiye’den çekmeleri, para ve döviz piyasalarını sarsabilir. Böyle bir ortamda, Merkez Bankası faizleri indiremez; Türkiye dünyanın en yüksek faizle borçlanan ülkesi olma özelliğini korur. Belki bu da yetmez, IMF’den hükümete gelecek “korkutucu” öngörüler, bütçe harcamalarının azaltılması ve yeni vergileri gündeme getirebilir. Üretim olmayınca ne işsizlik azalır ne de fiyatlar! Türkiye ekonomisi yıllardır üretimden uzaklaştırılıyor. Büyüme oranı bunun somut kanıtıdır. Ekonominin geleceği piyasa koşullarına bırakılmış bulunuyor; bütüncül bir ekonomi politikası ve bunun sektörel önceliklerine yönelik derlitoplu politikalar gündeme bile getirilmiyor. Ekonomi, büyüyemiyor; yerinde sayıyor ve küresel para okyanusundaki dalgalara göre sallanıyor. “Yönetilmeyen” ekonomiden daha fazlasını beklemek esasen yanlış olur! Ne diyelim? “İnşallah” daha kötüye gitmez… ‘Açığın sorumlusu Bush’ ABD faizleri düşürürse, dünyanın en yüksek reel faizini veren ülkelerin başında gelen Türkiye’ye sıcak para girişleri daha da artacak. Eski ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, yeni çıkartacağı kitabında, ABD Başkanı George W. Bush’u, bütçe harcamalarında “sorumsuz” davranmakla eleştirdi. ABD Merkez Bankası Başkanlığı görevini yaklaşık 19 yıl boyunca sürdüren ve dört ABD Başkanı ile birlikte çalışan Greenspan, yakında piyasaya çıkacak olan ve ‘’Türbülans Çağı: Yeni Bir Dünyada Maceralar’’ ismini taşıyan kitabında, ABD bütçesinin rekor düzeylerde açık vermesinin sorumlusu olarak Başkan Bush’u gösterdi. Greenspan, Bush dönemindeki en büyük hayal kırıklığının, Bush’un harcamaları kontrol etmede istekli davranmaması olarak ifade ediyor. Bush’un göreve geldiği 2001 yılından bu yana açık vermeye başlayan ABD Bütçesi, 2004 yılında 413 milyar dolarlık rekor düzeyde açık vermişti. İngiltere: Paranız güvende İngiltere’de ülkenin en büyük finans kuruluşlarından biri olarak tanınan, özellikle tutsat (mortgage) piyasasında geniş bir paya sahipken zor duruma düşen Northern Rock’un üzerindeki müşteri baskısı artmaya devam ediyor. Merkez bankasının verdiği güvenceye de aldırmayan müşterilerin, banka yönetimine “bankayı satın’’ baskısı yaptığını duyuran The Daily Telegraph gazetesi, banka yönetiminin bu çağrılar üzerine piyasaya “tekliflere açığız’’ mesajı gönderdiğini bildirdi. İngiltere’de hükümet ve merkez bankasının ise yarın bir açıklama yapıp ülkede çeşitli bankalarda mevduatları bulunan kişilere “paranız güvende” mesajı vermeye hazırlandıkları belirtiliyor. Hükümetin böylece piyasadaki krizin derinleşmesini önlemeye çalışacağı kaydediliyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Dünya ekonomisi, 1930’lardaki gibi, uluslararası ekonomik, siyasi dengeleri değiştirecek bir krize mi girdi? Geçen haftaki gelişmelerde ve yoğunlaşan tartışmalarda, bu soruya cevap vermemize yardımcı olacak kimi ipuçları var diye düşünüyorum. Örneğin, mali piyasalardaki kriz derinleşmeye ve yayılmaya devam ederken, ABD ekonomisi resesyona girdi, doların düşme trendi güçlendi, ham petrolün varil fiyatı 80 dolar duvarını deldi. IMF eski baş ekonomisti, Harvard’dan Pof. Kenneth Rogoff, “Mali kriz, ABD’nin dünya ekonomisi içindeki en büyük mali merkez imajını sarstı” derken (The Economist, 13/09), bu olguların üçü de, genel olarak ABD ekonomisinin dünya ekonomisi içindeki göreli konumundaki zayıflama eğiliminin hızlandığını gösteriyorlardı. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com cağı da… Böylece Çin’in Bretton WoodsII’ye “dàzijyàn” (bay bay), demeye başladığını görüyoruz. Dahası, doların gerilemesiyle, petrol fiyatının yükselme eğiliminin çakışması ABD ekonomisinin göreli konumunu daha da bozacak gibi görünüyor. Geçen 5 yılda petrolün varil fiyatı dolar cinsinden yüzde 176 artarken, Avro cinsinden yüzde 94 artı. Petrol fiyatlarındaki artış hem Rusya, Venezüella, İran gibi ülkelerin kasalarını doldurarak, ABD karşısında jeopolitik güçlerini arttırıyor. Hem de ABD ekonomisini, Avrupa Birliği’ne göre daha fazla etkiliyor. Özetle, sanırım, bu krizin “o kriz olma” olasılığı gittikçe artıyor… ‘Bu Kriz O Kriz mi?’ (Devam Ediyoruz) da lider markaların, örneğin Apple’ın Ipod’un belirgin ölçüde fiyat kırma sürecine girmesi, otomotiv, elektronik sektörünün, büyük mağazaların çeşitli ek taksit ve finansman kolaylıkları sunmaya başlamaları, en büyük mağazalardan Target’in 7 milyar dolarlık kredi portföyünü satmaya çalışması gibi göstergeler de söz konusu (Benson Economic and Market Trends, 14/09). Reklam piyasasında bir talep daralması, 15’ten fazla mortgage şirketinin piyasayı terk etmesi, tüketici talebinin beklenen artışların gerisinde kalmaya başlaması da resesyonun başladığını söylüyor. New York Times da pazar günü, dünyanın tersine döndüğünü, oyuncaktan otomotive, patlamış mısırdan ampule kadar, birçok sanayi dalında firmalardan, tüketici ve çevre sağlığına yönelik düzenleme taleplerinin gelmeye başladığını (tabii ki dış rekabetten korunmak için) aktarıyordu. Geçen hafta petrolün varil fiyatının, 80 dolar sınırını aşmış olması da resesyon sürecini iki açıdan güçlendiriyor. Birincisi, 80 dolar Wall Street Journal’ın işaret ettiği gibi ABD ekonomisinin etkilenmeden edemeyeceği bir düzey (13/09). Önemli bir maliyet etkisi yaratarak ekonomik yavaşlamayı güçlendirecek. Financial Times’ın yatırım editörü John Authers de, yüksek petrol fiyatlarının bir taraftan ekonomiyi yavaşlatıcı etki yaparken diğer taraftan, fiyatları arttırıcı bir etkiyle, stagflasyona yol açma olasılığından söz ediyordu (10/09). Bu resesyonun dünya ekonomisi üzerindeki etkileri ABD’nin göreli konumunu da etkileyecek mi? Diğer bir değişle ABD’nin dünya ekonomisinin lokomotif olma kapasitesi bir başka merkeze ve merkezlere geçmeye başlayabilir mi? İkincisi, doların, 60 yıldır ABD ekonomisine senyoraj avantajı ve istediği kadar para basma özgürlüğü tanıyan uluslararası konumunda bir değişme olabilir mi? Bu “mali mimariye”, bölge ülkelerinin dövizlerinin değerini fiilen dolara bağlamalarından ve dolar hegemonyasını desteklemesinden dolayı “Bretteon WoodsII” dendiğini de. Daha sonra, bu mali kriz başlamadan aylar önce, bu sistemin çözülmeye başladığına da bu köşede değinmiştik. Çünkü ABD cari açığındaki büyüme, dolardaki zayıflama, Asya’da ve dünyada merkez bankalarını dolardan uzaklaşmaya itiyordu. FED verilerine göre temmuzdan bu yana bu süreç hızlanmış, merkez bankaları dolar rezervlerini, 32 milyar doları geçen iki haftada olmak üzere 45 milyar dolar azaltmışlar. Bankaların dolar riskini azaltma arzusunun yanı sıra, bu sürecin arkasındaki bir diğer etken de Çin piyasası açısından, bir ihraç pazarı olarak Avrupa’nın, ABD’nin önüne geçmeye başlaması (Mukharjee, Bloomberg 14/09). Böylece Çin’in açısından Yuan’ın değerini Avro’ya göre düşük bir düzeyde tutmaya devam ettiği müddetçe, dolar karşısında yükseltmek artık eskisi kadar önemli bir sorun, doları korumak bir gereksinim olmaktan çıkıyor. Bu gelişme, Çin ve Asya ülkeleri karşısında ABD piyasasının ve doların öneminin göreli olarak azalması, AB piyasasının ve Avro’nun öneminin artması anlamına geliyor. Yuan’ın değerlenmeye devam etmesinin ise ABD ekonomisinde hem girdi maliyetleri, hem de alt sınıfların tüketim kapasitesi üzerinde olumsuz bir etki yapacağı kesin. ABD’nin Çin’e ekonomik baskı uygulama kapasitesinin de giderek azala Ve Türkiye… Kriz başladıktan biraz sonra gelişmekte olan piyasaların, sermayenin merkezdeki sıkıntılarını azaltan bir “sığınak liman” işlevi görmekte olduğuna ilişkin gözlemleri aktarmıştım (05/09). Geçen hafta Wall Street Journal, gelişmekte olan piyasaların bu özelliklerine yeniden vurgu yapmakla birlikte, bu kategori ülkelerin hepsinin aynı risk düzeyinde olmadığına, bir “Aşil topuğuna” (zayıf halkaya) dikkat çekiyordu. Journal’a göre Brezilya ve Rusya gibi rezervleri güçlü, dış dengeleri pozitif, dış borçları büyük ölçüde azalmış, sağlam ülkelerin yanı sıra, Türkiye, Macaristan gibi tasarruf ettiğinden çok daha fazlasını harcayan riskli ülkeler de vardı. Standard & Poors, önceki hafta, Türkiye’yi Letonya, Bulgaristan, Romanya ile birlikte en riskli ülkeler arasında saymıştı. Londra’da Schöreder yatırım bankası, benzer nedenlerle, geçen haftalarda Türkiye’deki pozisyonunu azaltmaya başlamış. Bono piyasasının devlerinden Pimco da, büyük dış finansman ihtiyacında olan Türkiye gibi ülkelerin kâğıtlarından uzak duruyormuş (13/09). ABD ekonomisinde resesyon DowjonesMarketWatch sitesi yorumcularından Mark Hubert’e göre piyasaların, önceki hafta ABD iş piyasası verilerine o kadar şiddetli tepki göstermesi, ekonominin resesyona girmiş olduğunun kanıtı (12/09). New York Times’dan Floyd Norris de cumartesi günü, bono getirilerini gösteren eğrinin eğiminin negatif olma durumuyla, ekonominin iş yaratma kapasitesindeki gerilemenin, 1990 ve 2001 resesyonlarından bu yana ilk kez çakıştığına dikkat çekiyordu. Bu iki gösterge tek tek ele alındığında bile resesyonun gelmekte olduğunu haber verirken, çakışmaları resesyonun gündemde olduğu anlamına geliyor (15/09). ABD ekonomisinin resesyonda olduğunu gösteren başka gelişmeler de var. ABD ekonomisinin yeni iş yaratma kapasitesinin gerilemeye başlamasının yanı sıra vergi gelirlerinin de düşmeye başladığı görülüyor. Ayrıca, inşaat sektöründeki resesyonun yanı sıra taşımacılık sektöründeki, perakende satışlardaki gerilemeler, imalat sanayii dalların “dàzijyàn”, Bretton WoodsII… Asya krizinden bu yana ABD ekonomisinin, yarattığı talebin, başta Asya ülkeleri olmak üzere, dünya ekonomisini peşinden sürüklediğini, bu sürecin özellikle 2001’de bir küresel depresyonu engellemek için başlatılan mali genişlemeyle iyice belirginleştiğini, bu arada Asya ülkelerinin de hem kendi ihracat kapasitelerini korumak hem de ABD talebini finanse etmek için dolar varlıklarına yöneldiklerini birçok kez tartıştık. İkinci Çeyrek Büyüme Oranları, 2005, 2006, 2007 (Sabit fiyatlarla; yüzde) 2005 2006 2007 Tarım 8.2 ()1.1 ()1.1 Sanayi 3.9 3.5 3.2 İnşaat 5.4 13.7 15.7 Ticaret 5.0 7.3 3.0 Ulaştırma/Haberleşme 4.7 3.3 4.7 Mali Kuruluşlar 0.3 ()0.5 6.2 Dışalım Vergisi 8.8 13.1 8.6 GSYİH 5.5 7.5 3.9 GSMH 4.7 8.5 3.9 Kaynak: TÜİK. yakupkepenek06@hotmail.com T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavına Katılmak İsteyenlerin Dikkatine 1. Resmi Gazete’de 23.06.2007 tarih ve 26561 sayılı yayımlanan “Kamu Personelinin Yabancı Dil Bilgisi Seviyesinin Tespitine Dair Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik” uyarınca Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS), T.C. Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılmaktadır. 2. Sınav, 11 Kasım 2007 tarihinde Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van illeri ile Lefkoşa’da yapılacaktır. 3. Sınava, yabancı dil tazminatından yararlanmak isteyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (aylıklarını bu kanunun ek geçici maddelerine göre alanlar dahil), 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu’na göre çalışmakta olanlar, kadrolar karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalışan personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine tabi sözleşmeli personel katılabilir. Ayrıca, personelinin yabancı dil bilgisi seviyesini tespit etmek isteyen diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel de bu sınava katılabilir. Yurtdışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmelik’in değişik 7. maddesi gereğince, kamu kurum ve kuruluşlarınca yurtdışı teşkilatında sürekli göreve atanacak memurlar ile diğer görevlilerin de bu sınava girmesi gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinin B fıkrasına göre sözleşmeli statüde çalışacak; a) Mütercim veya tercümanların işe başlatılabilmeleri için diğer şartlar yanında yabancı dil bilgilerinin asgari (B) düzeyinde, b) Çözümleyici ve programcıların ise işe başlatılabilmeleri için diğer şartlar yanında İngilizce dil bilgilerinin asgari (D) düzeyinde olması gerekmektedir. Bu nedenle, halen bu görevlerde çalışmakta olanlardan yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyenler ile söz konusu görevlerde çalışmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına başvuruda bulunma arzusunda olan fakülte veya yüksekokul mezunlarının bu sınava katılmaları mümkündür. 5 Eylül 2006 tarih ve 26280 sayılı Resmi Gazetenin “Bazı Akademik Kadrolara Öğretim Elemanı Dışındaki Kadrolardan Naklen Yapılacak Atamalarda ya da Açıktan Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in Giriş Sınavları adlı 5. maddesinin 3. fıkrasında: “Yabancı dil okutmanı olarak atanacakların ÖSYM tarafından yapılan KPDS’den en az 80 (seksen) puan veya eşdeğerliliği kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puan almaları gerekir. Lisans ve üstü düzeyinde eğitim veren birimlerde istihdam edilecek elemanların ÖSYM tarafından yapılan KPDS’den en az 50 (elli) puan veya eşdeğerliliği kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puan almış olmaları zorunludur. Ancak dil alanında araştırma görevliliğine başvuran adayların yabancı dil tespit sınavından (Dil okutmanlığında olduğu gibi) en az 80 (seksen) puan veya eşdeğerliliği kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puan almaları gerekir, meslek yüksekokullarında istihdam edileceklerde yabancı dil puan şartı aranmaz.” hükmü yer almaktadır. 28 Nisan 2007 tarih ve 26506 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı Yönetmeliği” Tıpta Uzmanlık Tüzüğü hükümlerine göre uzman tabip olanların daha ileri seviyede yapacakları yan dal uzmanlık eğitimi giriş sınavına (YDUS) ilişkin esasları düzenlemektedir. Bu yönetmeliğin İkinci Bölümünün 10. maddesinde “ÖSYM tarafından yapılacak bilim sınavına (YDUS); KPDS veya ÜDS’den 100 üzerinden en az 50 ve üzeri puan alanlar katılabilir.” hükmü yer almaktadır. Herhangi bir kurumda çalışmamakla birlikte yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyen fakülte veya yüksekokul mezunları ile üniversitelerce kendilerinden KPDS puanı istenen öğrenciler de bu sınava katılabilir. 4. Sınav, Almanca, Arapça, Bulgarca, Çince, Danimarkaca (Danish Dili), Ermenice, Farsça, Fransızca, Gürcüce, Hollandaca (Dutch Dili), İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Portekizce, Rumence, Rusça, Sırpça, Ukraynaca ve Yunancadan yapılacaktır. 5. Başvuru evrakı 1421 Eylül 2007 tarihleri arasında (Sınav ücreti 1419 Eylül 2007 tarihleri arasında yatırılacaktır.) üniversite rektörlüklerinden ücreti karşılığı alınabilir. Başvuru merkezleri http://www.osym.gov.tr internet adresinden de öğrenilebilir. (Basın: 49128) T.C. EDİRNE 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2007/161 Talimat İpoteğin paraya çevrilmesi suretiyle, satılarak paraya çevrilmesine karar verilen taşınmazın cinsi, adedi, evsafı, tapu kaydı, kıymeti: TAPU KAYDI: Edirne İli, Merkez İlçesi, Kavgaz Mahallesi’nde kâin, tapunun 220/11 pafta, 1815 ada, 4 parselinde kayıtlı, 5 bloklu betonarme bina ve arsası vasıflı taşınmazın, C Blok, 2. katında, 10/500 arsa paylı (5) bağımsız bölüm No’lu meskenin tamamı. İMAR DURUMU: Edirne Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 04.04.2007 tarih ve 682 sayılı imar durumu hakkındaki yazısında; Edirne İli, Merkez İlçesi, Kavgaz Mahallesi, 220/11 pafta, 1815 ada, 4 parsel sayılı yerin, şehir imar planı içinde E17d 07c 3b paftasında, TAKS: 0,30, KAKS: 1,50, blok nizam, h:15.50mt. irtifalı konut alanında kalmaktadır, denilmektedir. HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz, Edirne İli, Merkez İlçesi, Kavgaz Mahallesi’nde kâin, tapunun 220/11 pafta, 1815 ada, 4 parselinde kayıtlı, 4205 m2 arsa üzerindeki 5 bloklu betonarme bina ve arsası vasıflı taşınmazın C Blok, 2.katında, 10/500 arsa paylı (5) bağımsız bölüm no’lu meskenin tamamıdır. Brüt alanı 130 m2’dir. 3 oda, salon, mutfak, banyo ve wc’den ibaret olup, 2 adet balkonu vardır. Giriş kapısı çelik, dış doğramalar PVC’dir. Yapı yaklaşık 5 yıllık olup, asansör ve kaloriferlidir. Taşınmaz betonarme karkas tarzda inşa edilmiş olup, her türlü altyapı hizmetlerinden faydalanmaktadır. KIYMETİ: Müdürlüğümüzce düzenlenen, kesinleşmiş bulunan, 21.05.2007 tarihli kıymet takdiri raporuna göre, satışa konu 5 No’lu meskene 86.374,50.YTL kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satışa konu taşınmazın 1. açık arttırması, 12.11.2007 günü, saat 14.00 ile 14.20 arasında Edirne Adliyesi koridorunda, Edirne 2. İcra Müdürlüğü önünde yapılacaktır. Bu arttırmada takdir edilen değerin %60’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar varsa alacakları toplamını, ayrıca satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın 2. açık artırması 22.11.2007 günü, saat 14.00 ile 14.20 arasında, Edirne Adliyesi koridorunda, Edirne 2. İcra Müdürlüğü önünde yapılacaktır. Bu arttırmada takdir edilen değerin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar varsa alacakları toplamını, ayrıca satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartıyla ihale olunur. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin, takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubu vermesi gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilir. Katma değer vergisi, ihale damga pulu, alıcı adına tahakkuk edecek tapu harcı, satın alana ait olacaktır. Tellaliye resmi ve birikmiş emlak vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları, satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu taşınmaz üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK’nin 130’uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Taşınmaz, kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse, ihale kararı kaldırılarak İİK’nin 133’üncü maddesine göre kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise, arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK’nin 129’uncu maddedeki hükümleri uyması şartıyla, taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın, İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur. 6 İİK’nin 127. maddesi gereğince, işbu satış ilanı, tapuda adresi bulunmayan ve tebligat yapılamayan ilgililere ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. 7Şartname, ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 8 Satışa iştirak etmek isteyenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/161 Talimat sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. Basın: 48984 T.C. BOLU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adeti, önemli özellikleri: Bolu İli, Merkez İlçe Karaçayır Mahallesi, Akıncı Sokak mevkii, 205 ada, 81 parselde kayıtlı bulunan dükkânlı betonarme kâgir inşa tarzlı, B Blok Zemin kat, No: 11 No’lu niteliği dükkân ve hisse payı 4/360’tır. Taşınmazın etraf parselleri yerleşim alanlı ve bina inşalıdır. Taşınmaz, Yağmur Apartmanı’nın zemin katında, 11 No’lu dükkân olup, 40 metrekare oturum alanlıdır. Yola cephelidir. Dış cephe dükkân doğramaları, demir doğrama olup boyalı, 4 mm camlıdır. Duvarları renkli badana boyalıdır. Bina kalorifer ısıtma sistemlidir. Bina yaklaşık 10 seneliktir. Deprem hasarsızdır. Borçlunun hissesi tamdır. Borçlu hissesine düşen taşınmazın değeri (arsa payı dahil) 60.000,00 YTL’dir. 1. Satış 2.11.2007 Cuma, saat 10.00 10.10’da Bolu 1. İcra Müdürlüğü’nde, 2. Satış 12.11.2007 Pazartesi günü, aynı saat ve aynı yerde; Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamı ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere ilanda gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedeli malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bunlardan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin parayladır. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye, resmi damga, resmi tapu, harç ve masrafları ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililer (x) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır: Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Satış bedeli, hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla başvurmaları ile (x) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahil olup, iş bu satış ilanı İİk’nin 127 mad. göre ilgililere ve tebliğ yapılamayanlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 13.08.2007 Basın: 48921 DOSYA NO: 2006/420 Tal. CUMHURİYET 13 K