14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EĞİTİM MEB’in ödenek yetersizliğine mahkum ettiği devlet okulları, 2 bin YTL ’ye varan kayıt parası istiyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Eğitimin yükü veliye yıkıldı ZEYNEP ŞAHİN Egemen Bey’in Egemenlik Anlayışı TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ’ın, Hatay’da yapılan “İş Dünyasında Kadın” konulu toplantının açılış konuşmasında İkinci Erdoğan Hükümetine yönelik eleştirilerinin, AKP iktidarının hışmını çektiği anlaşılıyor. Ne demişti TÜSİAD Başkanı? Seçim bildirgesinde ve kampanya sırasında yürüttüğü propaganda söyleminde, bir merkez sağ parti olarak iktidar olacağı izlenimini veren AKP’nin, hem yeni hükümetin oluşumunda hem de programında bu söylediklerinin gerisinde kaldığı izlenimi verdiğinden söz etmişti. Yeni anayasa hazırlığı çalışmalarına da değinmiş, 84 yıllık cumhuriyet kazanımlarının ve değerlerinin bu yeni tasarıda eksiksiz yansıtılmasını istemişti. Anayasa için yapılan hazırlık çalışmalarının şeffaf olmasını, parça parça kamuoyuna sızdırılarak tepki ölçmeyi amaçlamanın sağlıklı bir yöntem olmadığını belirtmişti. Bir de, kadrolaşma zihniyetinin aşılabilmesini isteyerek, kadrolaşmada izlenen dolambaçlı yolların rahatsızlık vericiliğini öne çıkartmış; “Diyanet İşleri’nin bürokrasiye transit geçiş merkezi olarak kullanılmasının” önlenmesini istemişti. TÜSİAD, ülkenin büyük bir sivil toplum örgütü. Öyle bir sivil toplum örgütü ki; 1980 öncesinde rahmetli Bülent Ecevit’in başbakanlığında kurulmuş olan CHP hükümetini, gazetelerde tam sayfa ilanlar yayımlayarak düşürme kampanyasını demokratik bir hak olarak kullanmış işadamlarının örgütlü sesi. O tarihte, iş dünyasının enerji sıkıntısı nedeni ile bir siyasi iktidara karşı yürüttüğü “istemezük kampanyası” nerede? Hatay’da geçen hafta Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun “İş Dünyasında Kadın” konulu toplantısında bir açılış konuşmasının içine serpiştirilmiş, soft birkaç paragrafın içindeki “görüş açıklaması” nerede?.. DAŞ: YENİ ÖĞRETİM YILI BİRÇOK SORUNLA BAŞLIYOR ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitimİş Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, yeni eğitim, öğretim yılına öğretmen açığı, kalabalık sınıflarda ücretli, sözleşmeli, vekil öğretmenler gibi devam eden sorunlarla girildiğini söyledi. Eğitime ayrılan bütçenin yetersizliğinden ve paralı eğitim anlayışından söz eden Daş, “Kayıt paraları, eğitimde fırsat eşitsizliği, sokağa atılan üniversite öğrencileri, yurt bulamayan öğrenciler ve yoksulluk sınırının altında ücrete mahkum edilen eğitim ve bilim çalışanlarıyla yeni bir eğitim öğretim yılı daha başlıyor” dedi. AKP hükümetinin uyguladığı politikalar nedeniyle, eğitim ve bilim işgörenlerinin hak ettiği gelir ve yaşam düzeyine ulaşamadığını ifade eden Daş, “Eğitim ve bilim çalışanlarının büyük bölümü borçlanarak yaşıyor. Bu durum çocuk ve gençlerimizin aldığı eğitimin niteliğini de olumsuz etkiliyor” dedi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), ödenek yetersizliğine mahkum ettiği devlet okulları, velilerden 2 bin YTL’ye varan kayıt parası istiyor. Yıl içinde tebeşir parasından hizmetli maaşına kadar birçok gider öğrencilerden toplanan paralarla karşılanırken, okulların talep ettiği ücretleri bir kerede ödeyemeyenler için taksit dahi yapılıyor. Eğitimciler, velilerin bir tek öğretmen maaşını ödemediğine dikkat çekerken, okulların kayıt parası olmadan ayakta duramayacağını bildiği halde, Bakan Hüseyin Çelik’in yaptığı açıklamalarla “tavşana kaç tazıya tut” dediğini belirtiyor. Yeni ders yılının başlamasına bir hafta kala, veliler kayıt parası yükü altında eziliyor. İllere hatta semtlere göre kayıt parası ve para harici istenen bağışların çeşidi ve miktarı değişirken, ebeveynlerin yemeiçme dahil pek çok ihtiyacından keserek çocuklarının eğitimi için okullara para ödediği belirtiliyor. Anayasanın 42. maddesi, “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır” hükmünü getirmesine karşın, yurdun dört bir yanından eğitimcilerin verdiği bilgiler, tablonun “devlet okullarında paralı eğitim”e döndüğünü gösteriyor. Eğitimİş İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi Şahin Öcalan: Bazen okul müdürleri haklı olarak bağış isteyebiliyor ama faturalandırılmadı ğı için paraları değişik çıkarlar için kullananlar da var. Kayıt paraları 2 bin YTL’ye kadar çıkıyor. Yüksek meblağları veli bir kerede veremezse taksitlendiriliyor. Dosya parası diye 150200 YTL alınıyor, 23 top A4 kâğıdı isteniyor. Birçok veli bu masrafları karşılayabilecek durumda değil. Yurttaşlar, yemesinden iç mesinden keserek devlet okuluna para ödüyor. Bakan Çelik’in açıklamaları ise tamamen halkı aldatmaya yönelik. Sanki MEB, okulların tüm ihtiyaçlarını karşılıyormuş ama yine de velilerden para isteniyormuş gibi... MEB de bu paralar alınmasa okullarda işlerin yürümeyeceğini biliyor ama hem göz yumuyor hem de alınmasın diye açıklama yapıyor. Eğitimİş Konya Şube Başkanı Veli Demir: Okullara ödenek ayrılmıyor. Dolayısıyla veli bir şekilde kayıt parasını veriyor, daha doğrusu zorla alınıyor. Bakan Çelik’in açıklaması ise aldatmaca, idare ile veli karşı karşıya getiriliyor. “Tavşana kaç tazıya tut” deniyor. Veliyi kayıttan sonra okula getiremiyoruz çünkü öğrencisi için çağırsak bile yine para isteneceğini zannedip, gelmiyor. Müdürler de velisine göre tutturabildiği kadar para alıyorlar. ‘Sömüren yöneticiler var’ ANKARA’DA SKANDAL Çocuklar ortada kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Etimesgut ilçesi Eryaman semti Altay Mahallesi’nde yeni yapılan Cemil Meriç İlköğretim Okulu’na öğrencileri kaydettiren aileler, dün çocuklarını okula götürdüklerinde, okul tabelasının Kız Sağlık Meslek Lisesi olarak değiştirildiğini fark etti. Eğitimin başlamasıyla çocukları ortada kalan veliler duruma tepki göstererek okul önünde eylem yaptı. Altay Mahallesi sakinleri çocuklarını yeni yapılan Cemil Meriç İlköğretim Okulu’na kaydettirdi. Bir hafta önce de okul yönetimiyle toplantı yapan veliler, Okul Aile Birliği’ni oluşturdu. Ancak son dakikada alınan kararla ilköğretim okulu, Kız Sağlık Meslek Lisesi’ne çevrildi. Aynı semtte başka okul olmaması nedeniyle çocukları ortada kalan veliler okul bahçesinde toplanarak duruma tepki gösterdi. Çocuklarıyla okul bahçesinde saatlerce bekleyen velilere hiçbir açıklama yapılmadı. Burasının ilköğretim okulu olarak kalmasını istediklerini belirten veliler, durum düzelinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini kaydetti. İlköğretim birinci sınıf ve anaokulu öğrencileri okula bir hafta önce başladı. Yaklaşık 900 bin öğrenci ile 750 bin anaokulu öğrencisi, “uyum sağlamaları’’ amacıyla dün eğitim hayatına ilk adımlarını attı. (Fotoğraflar: IRMAK ERDOĞAN) 1 milyon 650 bin 1. sınıf ve anaokulu öğrencisi okulla tanıştı Okula merhaba İSTANBUL / ANKARA (Cum dar sürecek 2. dönem boyunca ise bi çeşitli sınavlar yapılacak. huriyet) Bu yıl, 1 milyon 650 bin sınav heyecanı hâkim olacak. Bu İstanbul’da da dün velileriyle öğrenci daha “okullu” oldu. İlköğ eğitimöğretim yılında, Ortaöğre okullarına giden öğrencilerden baretim 1. sınıfa ve anaokuluna baş tim Kurumları Öğrenci Seçme Sı zıları anne ve babalarından ayrılmak layan öğrenciler, dün ilk kez sınıf navı (OKS) son kez, Seviye Belir istemeyip ağlarken, bazıları merak larıyla tanışarak, velileriyve heyecanla okullarını tale birlikte derse girdi. nımaya çalıştı. İstanbul’da Ülke genelinde ilköğreda ilköğretim okulu 1. sıtim 1. sınıfa kayıt yaptıran nıf ile anaokuluna giden öğrencilerin eğitim ve öğyaklaşık 900 bin ve anaokuluna kaydolan 750 bin retime başlaması dolayısıyla Alibeyköy’deki Cumminik, dün ilk kez öğrenci olmanın heyecanını yaşadı. huriyet İlköğretim OkuMilli Eğitim Bakanlığı’nın lu’nda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir uygulamasıyla “uyum sağlamaları” için okula bir Topbaş ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata hafta erken gelişlerine izin verilen öğrencilere, velileÖzer’in katıldığı bir tören ri de eşlik etti. Öğrenciler, düzenlendi. Öğrencilerden İlgi Çelik’in konuşmasıybu hafta boyunca saat 09.00’da okula giderek, perla başlayan törende öğrencilerden Güneş Kahrasonelle, öğretmenleriyle, idarecilerle tanışarak yaman ve Anıl Korkmaz da bancılığını atacak, okulun birer şiir okudu. Törende konuşan Topbaş, kentin trafiziki yapısını ve ihtiyacı olan alanları kullanmayı fiği açısından ilköğretim okulu 1. sınıflar ile okul öğrenecek. Öğrencilere sıraya girme, bahçeyi kulöncesi eğitimin ders yılının lanma da öğretilecek. bir hafta öncesine alınmaYeni ders yılı ise 17 Ey 1. sınıflar ile anaokullarına kayıt yaptıran öğrencile sının geçen yıl olduğu gilül Pazartesi sabahı çala rin okula başlaması nedeniyle Alibeyköy Cumhuri bi bu yıl da rahatlık sağlayet İlköğretim Okulu’nda tören düzenlendi. yacağına inandığını ifade cak zil ile başlayacak. İlk ders yarıyılı karnelerini 28 etti. İstanbul İl Milli EğiOcak’ta alacak öğrenciler, 11 Şu leme Sınavı (SBS) ise ilk kez uy tim Müdürü Ata Özer ise “Değişibat’a kadar sürecek ara tatile gire gulanacak. Ayrıca, Öğrenci Seçme min, demokratik ve laik bir ülke cek. Tatilin ardından yeniden açı Sınavı (ÖSS), Devlet Parasız Yatı olmanın en önemli şartı çağdaş lacak okullarda, 13 Haziran’a ka lılık ve Bursluluk Sınavı (DPYS) gi eğitimden geçer’’ diye konuştu. Eğitimİş Adana Şube Başkanı İrfan Irmak: Özellikle adrese uygun olmayan okula gitmek isteyen öğrencilerin velilerinden ciddi paralar isteniyor. Kenar mahallelerde 3040 YTL olan bağış parası, okuluna, semtine göre 250300 YTL’ye kadar çıkıyor. Asıl büyük paralar ise liselere kayıtta isteniyor. Adana’da işsizlik had safhada. Velilerin ekonomik durumları göz önüne alındığında 50 YTL çıkarmakta bile zorlanıyorlar. Eğitimİş Denizli Şube Başkanı Dikmen Onat: İşin gerçekten çivisi çıktı. Bir ilköğretim okulunda, öğretmen arkadaşımdan 1500 YTL kayıt parası istendi. Yıldızlı otellere benziyor okullar. Velilerden kayıt parası hariç, okula spor salonu yapılmasından tutun, kuma, çimentoya kadar çeşitli bağışlar da istenebiliyor. Veliler için okulların açılması artık eziyet haline geldi. Masrafları karşılayabilmek için kendilerinden birçok fedakârlıkta bulunuyorlar. Halkı dışlayan demokrasi anlayışı TÜSİAD’dan ya da bir başka sivil toplum kuruluşundan gelen eleştirileri yanıtlamak elbette hükümetin de onu oluşturan siyasal gücün de en doğal hakkı olmalı. Ama, bu hakkı doğrudan kullanmak isteyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış’ın yanıtını oturtmak istediği “zemin” şaşırtıcıdır. Sayın Bağış, yanıtında bir yandan “demokrasilerin çoğulcu uzlaşmaların rejimi” olduğunu söylerken; öte yandan o “uzlaşmaların sağlanacağı ve siyasi tercihlerin eşit oyla sonuca bağlanacağı zemin”in TBMM olduğunu söylemekle yetinmiyor. “TBMM dışında seçmenin hükümeti denetleme yetkisi verdiği bir başka organ” olmadığından da söz ediyor. Ya dernekler, vakıflar, sendikalar... Yani günün deyişiyle sivil toplum örgütleri? Ve hele medya? Egemen Bey’in “egemenlik” anlayışında, o da siyasal iktidarın “demokratik olgunluk çerçevesinde” sadece dinlemekle yetineceği kuruluşlardır. İktidar partisinin “iki” numaralı adamlarından birisi olan Bağış, anayasanın, yasama yürütme yargı üçlemesi dışında kişi, kurum ya da kuruluşlara siyasi denetim yetkisi vermediğini söylerken adına “yurttaş, vatandaş” ya da sadece “halk” dediğimiz oluşumun ülke sorunları üstündeki görevlerini, sadece seçimlerden seçimlere kullanılabilecek olan “oy” ile sınırlamak istediğini unutuyor. İçinde bulunduğumuz çağın demokrasi anlayışı, ülkelerin vatandaşlarına ya da halklarına sadece belirli dönemler için kendi temsilcilerini, yerel ya da genel yönetime göndermek amacıyla oy kullanmakla yetinmesini söylemiyor ki. Referandum kurumunu bir yana bırakalım. Yurttaşın önceden bildirmek ve silahsız, saldırısız olmak koşulu ile toplu yürüyüş yapma, alanları doldurma hakkı nedir Bay Bağış? Çalışanların, politik sözlüğünüzde hiç yeri olmadığı anlaşılan grev, iş bırakma gibi yasal ve demokratik direnme hakları nedir? 2007 yılında oluşan AKP’nin yeni iktidarının, Türkiye’yi gerçekten çağdaş uygarlık düzeyinin ötesine taşıyacak bir yol haritası izleyeceğine inanan, o inançları doğrultusunda 22 Temmuz’da sandık başlarına giden yurttaşlar, Egemen Bağış’ın Arzuhan Yalçındağ’ın konuşmasında Cumhurbaşkanımız için “Sayın Gül” diye hitabından dolayı niçin kızdığını anlamakta zorluk çekebilirler. Ben, o zorluğu gidermeye çalışayım: Bu Cumhuriyetin kurucusuna “Atatürk” diye seslenmiş olan büyük –küçük yüzlerce yurttaşın örnekleri ile doludur Çankaya arşivi. Aynı şekilde “Sayın İnönü” ya da “Muhterem Bayar” demenin hiç de protokol kurallarına aykırı olmadığını bilerek kullanmış olanların da sayıları az değildir. Krallar ya da padişahlar için “majesteleri” veya “efendimiz” denilen dönem, yurttaşın seçilmişler ile aynı hak ve yetkileri paylaştığı gerçek demokrasiler öncesinde kalmamış mıydı? Yoksa “sivil anayasa” aslında “buyurgan efendimiz”i geri getirmek için mi hazırlanıyor? Öğrencinin onuru Eğitimİş Kars Şube Başkanı Ersin Özbey: Özellikle kentin elit bölgelerindeki okullara öğrenci yazdırılırken kayıt parası sıkıntısı yaşanıyor. “Bu okul hepimizin, herkesin katkı sunması gerekiyor” yaklaşımıyla veliler ikna ediliyor. Okul aile birliklerinin topladığı paralar olmadan, bir devlet okulunun eğitime devam etmesi neredeyse olanaksız hale geldi. Eğitimİş Trabzon İl Başkanı Mehmet Akıncı: MEB okulların para toplamaya mecbur olduğunu biliyor, toplamayın deniyor ama bunu engellemek için hiçbir fiili adım da atılmıyor. En tehlikeli olan da veliler bir noktadan sonra bunu kabullenmeye başlıyor. Kayıt parası 3 bin YTL deniyor ama 1000 YTL kurtarırsa kâr sayıyor. Asıl sorumluluk ise MEB’in. Hizmetliyi, bekçiyi müdür buluyor, yakacak alıyor, kırtasiye malzemesi temin ediyor, bahçe yaptırıyor. Sene içinde de birçok para toplanıyor. Para veremeyen öğreciler idareye çağrılarak, neden ödemediği soruluyor. Öğrenci aşağılandığını hissediyor, gururu kırılıyor. Veliler: Dalga geçiyorlar Velilerden Gül Özdemir, kendileriyle dalga geçildiğini belirterek “Benim kızım burada okuyacaktı. İlköğretim olarak gelip kızımın kaydını yaptırdık. Şimdi tam okullar açılacakken bize buranın lise olduğunu söylüyorlar. Bunlar bizimle dalga mı geçiyorlar? Şimdi çocuklarımızın durumu ne olacak. Çocuklarımızın çevre okullara dağıtılacağını söylüyorlar. Ancak çevredeki hiçbir okulda yer yok ve bu saatten sonra da öğrenci kabul etmiyorlar” dedi. REKTÖR YURTKURAN Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ‘Maaşlar onur kırıcı’ BURSA (Cumhuriyet) Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, yeni akademik yıl açılış töreninde kadro yetersizliğinden yakındı, öğretim üyelerinin maaşlarının “onur kırıcı” olduğunu söyledi. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Uludağ Üniversitesi’nin 20072008 eğitimöğretim dönemi açılışında yaptığı konuşmada, 33 yaşındaki Uludağ Üniversitesi’nin dev bir eğitim kurumu haline dönüştüğünü, Türkiye’nin en fazla tercih edilen üniversiteleri arasında bulunduğunu söyledi. UÜ’nün Avrupa Üniversiteler Birliği’nce de kalite kültürü uygulamalarıyla örnek gösterildiğini anlatan Yurtkuran, tüm bu başarıların 2000 yılında başlatılan araştırma, eğitim ve kamu hizmeti reformları ile ulusal ve uluslararası kalite ve akreditasyon denetimlerinin sonucu olduğunu ifade etti. YÖK BAŞKANI PROF. DR. ERDOĞAN TEZİÇ KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ’Nİ ZİYARET ETTİ ‘Devlete küskün değilim’ KASTAMONU (Cumhuriyet) Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Osmangazi Üniversitesi’nde birinci sırada yer alan kadın aday Prof. Dr. Gaye Usluer yerine ikinci sıradaki Prof. Dr. Fazıl Tekin’i rektör olarak atamasını “Takdir hakkıdır” diye değerlendirdi. Teziç, 14 yıllık makam aracının da değiştirilmemesinden yakınarak, “Devletin itibarını düşürmemek için bazen aracın plakasını değiştirmek zorunda kalıyorum. Ama yine de devlete küskün değilim” dedi. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay’ın davetlisi olarak kentte incelemelerde bulunan YÖK Başkanı Teziç, İnebolu’da inşaatı tamamlanmasına karşın bu yıl YÖK’ün öğrenci kontenjanı vermemesi nedeniyle açılamayan İnebolu Su Ürünleri Fakültesi’ni gezdi. Teziç, fakültenin heyelan bölgesinde ve ilçeden uzak bir noktada bulunmasının öğrenciler açısından olumsuzluklar meydana getireceğini belirterek “1995 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından temeli atılan fakültenin atıl bir durumda kalmasına gönlümüz razı olmaz. Son kararı YÖK Genel Kurulu verecek” diye konuştu. İnebolu Belediye Başkanı İdris Güleç de İnebolu Su Ürünleri Fakültesi’nin açılabilmesi için YÖK Başkanı Teziç’ten destek istedi. Teziç, daha sonra Cide ilçesinde Belediye Başkanı Nejdet Demir’i makamında ziyaret etti. İlçeye kurulması planlanan meslek yüksekokulu hakkında bilgi alan Teziç; bu konuda seferberlik ilan edilmesini istedi ve meslek yüksekokulu için önerilen binayı inceledi. Daha sonra ünlü yazar Rıfat Ilgaz’ın doğduğu evi ziyaret eden Teziç, evi çok beğendiğini söyledi. Cide Belediye Başkanı Demir, Teziç’e yörenin romanlara konu olan “Sarı Yazma’’sını ve ceviz helvasını armağan etti. FİNAL’DE ÖDÜL GÜNÜ ÖSS ve OKS’ye Final Dergisi Dershanesi’nde hazırlanan ve sınavlarda dereceye giren öğrencilere ödülleri dün Cevahir Otel’de düzenlenen törenle verildi. Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Final Dergisi Dershaneleri Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, dershanelerinden toplam 212 öğrencinin İstanbul dahilinde ilk bine girdiğini belirtti. Final Dergisi Dershanesi’nin eğitimdeki payının yüzde 4 olduğunu ifade eden Taşel , Türkiye’nin eğitimdeki başarısının yüzde 33’ünün dershanelerine ait olduğunu söyledi. Taşel, gençliğin Cumhuriyete dört elle sarılması gerektiğini vurguladı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle