Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2007 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B A A A A PB 33 35 33 35 37 38 40 37 29 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB PB Y A 31 25 26 25 33 30 29 27 39 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A PB A A A A PB Y Y 38 34 36 36 35 35 29 22 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Sinop, Bitlis ve Van çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı; iç ve doğu bölgelerde 2 ila 4 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB PB PB PB PB B B 24 20 21 20 21 19 19 21 23 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y Y PB PB PB B B Y 22 30 27 27 31 35 27 31 22 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y PB Y PB Y PB Y A A 31 31 25 38 29 32 31 34 37 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu Tarihe Not Düşmek... ? Baştarafı 1. Sayfada serbest olduğunu kabul etmişlerdir. Ancak ‘İnsan Hakları Bildirisi’nin temel ilkesi, kadınerkek eşitliğidir. Kadını erkekten farklı, daha açıkçası aşağı ve günah gibi görerek örtünmesine yol açan anlayışın demokratik olmadığı da açık seçik ortadadır. Yeni cumhurbaşkanının bu açıdan da eski cumhurbaşkanlarından farklı olduğu kesindir. ? Demek ki dosyalı, zanlı, üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini reddetmiş, eşi tesettürlü ve kadınerkek eşitliğini benimsememiş cumhurbaşkanı adayı, yarın Büyük Millet Meclisi’nde seçilecek... Bu gerçeği, olguyu, olayı bugünden tarihe not düşmek zorundayız. ? Seçim, demokraside ancak koşullardan birisidir; ama, yalnız seçimle demokrasiye ulaşılamaz.Temel demokratik ilkeleri hiçe sayan ya da dışlayan seçimi eleştirmek de demokrasinin gereğidir. Yarın yapılacak seçimle Çankaya’ya çıkacak Sayın Gül, ülkede bir uzlaşmayı simgelemediği ve bir mutabakatı vurgulamadığından dolayı huzura ve güvene değil, tedirginliğe yatırımdır. Bu bakımdan, yukarıda da dile getirdiğimiz gibi, tarihe not düşmeyi kaçınılmaz bir gazetecilik görevi saydık. Avrupa’ya AKP uyarısı ‘Avrupa İslamı’ görüşünün ‘fikir babası’ sayılan Tibi, son kitabında şeriat tehlikesine dikkat çekerek ‘AKP Türkiyesi’nin’Avrupa’ya çok pahalıya mal olacağını yazdı OSMAN ÇUTSAY Prof. Dr. Bessam Tibi kimdir? Dedesinin bir Osmanlı paşası olduğunu belirten Bessam Tibi, Suriye’nin başkenti Şam’da doğdu ve 18 yaşında öğrenim için Almanya’ya gitti.Yükseköğrenimini Frankfurt Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladıktan sonra lisansüstü çalışmasını uluslararası ilişkiler alanında yaptı. 28 yaşında da Göttingen Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü oldu.Aralarında Harvard ve Bilkent’in de bulunduğu birçok dünya üniversitesinde konuk öğretim üyesi olarak da dersler veren Bessam Tibi, İslamiyet, şeriat düzeni, Türkiye üzerine çalışmaları ve çeşitli dillerde yayımlanmış kitaplarıyla tanınıyor. en fazla bir piyon rolü biçildiğini ileri sürdü: “Ilımlı denilen İslamcılar ABD tarafından destekleniyor. ABD, İslamcı AKP hükümetiyle AB arasındaki üyelik müzakerelerinin sürmesi için yoğun baskı uyguluyor. Oysa ülkeyi tek parti iktidarındaymış gibi belirleyen (hükümeti ve parlamentoyu) AKP, Türkiye’yi sürekli laiklikten ve Batılılaşmadan arındırıyor.AKP İslamcıları Kemalizme bağlılık sözleri ederken, buna paralel olarak tüm Kemalist kazanımların altını oyuyor. Newsweek 11 Aralık 2006 günlü sayısında kapaktan ‘Who lost Turkey?’ (Türkiye’yi kim yitiriyor) diye soruyordu.Aslında bu soru ‘Why Turkey lost?’ (Türkiye neden yitirildi?) ve yanıt da şöyle olmalıydı: İslamcılığın yükselişi ve kurumlar üzerinden başarılı yürüyüşü, bu sonucu belirlemiştir. Kemalistlaik, yani Avrupalı değerlere yönelmiş bir Türkiye bugün AKP’nin türban Türkiyesi’nin tehdidi altındadır.” AKP İslamcılığının “cihatçı” değil, barışçı olduğuna işaret eden Şam doğumlu bilim insanı, bu partinin Batı’daki Hıristiyan demokrat partiler gibi görünme çabalarının da göz boyama olduğunu vurguladı. Bu muhafazakârlık levhasında sadece bir maske gördüğünü kaydeden Tibi, “Şu gerçek gözden kaçırılıyor: Türbanda basit bir giysi değil, bir şeriat emrinin yerine getirilmesi söz konusudur.Türkiye de 2002 Kasım’ından bu yana İslamcı, türbanı simge sayan bir parti tarafından yönetilmektedir” diye yazdı. Bessam Tibi, Alman kamuoyunun, gerek politikacılar gerekse medya tarafından baskı altında kaldığını belirterek İslamcılığın pençesindeki bir Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili “içeriğe yönelik bir tartışma” yürütülmemesinden yakındı. FRANKFURT Türkiye’nin İslamcı bir hükümetle Avrupa Birliği’ne giremeyeceği, bu yoldaki girişimlere engel olunması istendi. İlgiyle karşılanan yeni kitabında AKP’nin özünde şeriatçı bir parti olduğunu, ama Avrupa kamuoyundan da gerçek kimliğini gizlemeyi başardığını belirten Prof. Dr. Bessam Tibi, Avrupa medyası, siyaset sınıfının büyük çoğunluğu ve kanaat önderlerini “AKP Türkiyesi” ile ilgili gerçekleri saptırmakla suçladı ve “tehlike büyüktür” saptamasında bulundu. Bir süre önce ikinci baskısı da yapılan “Mit dem Kopftuch nach Europa?” (Türbanla Avrupa’ya mı?) kitabında sert belirlemelerde bulunan Suriye asıllı Alman bilim insanı, “Bugünkü Türkiye’yi siyasal İslam güçleri belirlemektedir. Oysa sadece laik bir Türkiye Avrupa’ya aittir, türban Türkiyesi değil” diye yazdı. Tibi, Kemalizm ile laikliğin Türkiye için taşıdığı büyük önemin Avrupa tarafından göz ardı edilmesini mahkum ederken AB’nin, izlediği politikayla siyasal İslamcılığın önünü açmasının da kabul edilemeyeceğini bildirdi. nımların, bu dönemde adeta kazındığını ileri sürdü. Tibi, türban ile Batı karşıtı bir dünya görüşünün ilan edildiğini de savundu. AKP’nin temsil ettiği “Türban İslamı” ile kendi önerdiği ve Avrupa aydınlanmasının evrensel değerleri üzerinde yükselen “Avrupa İslamı”nın kesinlikle bağdaşamayacağını kaydeden Bessam Tibi, AKP’nin Kemalizmden kurtulmak için AB’ye yaklaştığını, ama aslında ABD’nin piyonu olduğunu iddia etti. CHP lideri Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’i ziyaret etti. (SERKAN YILDIZ) ‘Türban siyasal üniforma’ Bessam Tibi, bu “tavır” kitabında şu görüşlere yer verdi: “Türban, siyasal üniforma hizmeti veren bir ‘İslamcı simgedir’. Bu çatışmanın asıl içeriği Avrupalılaşma mı, İslamlaştırma mı şeklindedir. Kaldı ki, Türk göçü ve Türkiye’nin AB’ye alınması halinde çatışma potansiyeli Avrupa’ya da taşınmış olacaktır. Avrupa’nın laisizmi de bu yolla test edilmiş oluyor. Anlaşılan ahlaken zayıflamış Avrupa, kendi laikliğinin arkasında durmuyor, aynı nedenle kendi değerlerinin arkasında da durmuyor. Oysa AB, iş söze geldiğinde hep ‘değerler topluluğu’ olarak tanımlanır, ama kendi değerlerini hiç savunmaz.” ‘CHP tek silahını kullandı’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, cumhurbaşkanı seçiminde Meclis’e girmeme tutumlarının kriz çıkarma çağrısı olmadığını ifade ederek “AKP üzerinde kullanılabilecek tek yaptırım, Meclis’e girmeme yaptırımıdır. Bunu da CHP yapmıştır’’ dedi. Baykal, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek yeni atanan İl Başkanı Gürsel Tekin’e başarı dileğinde bulundu. Burada soruları yanıtlayan Baykal, CHP’nin tutumunu eleştirenlerin “Politikanız doğru, ama bir eksiğiniz var. Siz de aday belirleyebilirdiniz’’ dediklerine dikkat çekti. Baykal, “Bunu söyleyenler, CHP’nin aday önermesi halinde Meclis’e girmemiz gerektiğini unutuyorlar. AKP üzerinde kullanılabilecek tek yaptırım Meclis’e girmeme yaptırımıdır. Bunu da CHP yapmıştır. Bu Türkiye’de bir kriz çıkarma, Meclis’i tıkama çağrısı değildir” dedi. Uyguladıkları politikanın doğru olduğunu söyleyen Baykal, “Bu politika bir dayatmaya parlamentonun destek olmamasıdır. Bu politika, uzlaşmayla bir cumhurbaşkanı seçilme şansını açık tutacak bir tutumu sürdürmektir” diye konuştu. AÇI C ‘AKP laiklikten arındırıyor’ Türkiye’yi yakından izleyen Göttingen Üniversitesi öğretim üyesi, “Birçok ziyaretimde ve 2006’da gördüm ki, Avrupalı değerlere yönelmiş ve şimdiye kadar ülkenin siyasal eliti olmuş Türkler, güç yitirmektedir. Batı’ya yönelmiş Türkiye savunmaya geçmiş bir durumdadır, hatta ricat halindedir” görüşünü de dile getirdiği kitabında, Bush’un BOP politikalarını eleştirdi ve burada AKP’ye ‘İslami Köktendincilik’ Prof. Dr. Bessam Tibi’nin, Batı’daki siyaset, bilim dünyası ve gerçek tartışma kültürüne yönelik eleştirileriyle de dikkat çeken bu kitabıyla, AKP iktidarı ile TürkiyeAB ilişkileri çerçevesinde yeni tartışmaları kışkırtacağına kesin gözüyle bakılıyor. Tibi’nin önümüzdeki günlerde “İslami Köktencilik” başlıklı yeni bir kitabının daha piyasaya çıkacağı bildiriliyor. ‘Kazanımlar kazındı’ AKP kurucuları Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün siyasi biyografi ve dönüşümlerini de çözümleyen Tibi, uygulamaya yönelik bazı eleştirileri olmasına rağmen, genelde olumlu bulduğu Kemalizm ve laiklik ile Türkiye’nin gündemine girmiş tüm kaza MAHKEME ENGELLEDİ ‘Muhalefet gereğini yapmadı’ CHP’nin tavrını diğer muhalefet partilerin göstermediğini belirten Baykal , “Gül seçilmemelidir, sakıncalıdır” diyenlerin bunun gereğini yapmadıklarını söyledi. Baykal, “Gereğini yapmak, 3’te 2’lik çoğunluğun sağlanmasına katkı vermek değildir. Cumhurbaşkanı AKP’nin iç işi değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimi 70 milyonu ilgilendiren bir iştir ancak bu 70 milyonu ilgilendiren iş olarak ele alınmadı. AKP’nin bir iç işi gibi dayatma konusu ile ele alındı” dedi. Bir gazetecinin Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi halinde CHP’nin tavrırının ne olacağını sorması üzerine Baykal, “Cumhurbaşkanının geçmişle ilgili tavrı ve tutumu nedeniyle sürekli olarak birilerinin ona bu konuyu hatırlatması gerektiğine inanıyoruz. Gül, cumhurbaşkanı olduğu sürece bu sorgulama onun üzerinde olacaktır, bunu da yapacağız” ifadesini kullandı. Daha sonra Prof. Erdal İnönü’yü Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi’nde ziyaret eden Baykal, İnönü’ye ABD’de kemoterapi uygulanacağını belirtti. MÜMTAZ SOYSAL Son Fırsatta Gevşeme AĞUSTOS sıcağı mı? Asıl sıkı durulması gereken bir dönemde, tuhaf bir gevşeme var. Acaba, seçim sonuçlarının ardından yeni bir bilek güreşine girişmenin çekingenliği mi? “Üçüncü turda oturuma katılınmaz ve derhal seçim gündeme gelirse, AKP daha da büyük çoğunlukla iktidara gelir” deniyor. Gül’ün adaylığını önleme çabalarındaki bu gevşeyişin temel nedeni, açıkça itiraf edilmese de, AKP’ce sağlanmış gözüken “büyük seçim zaferi” olmuş galiba. MHP’nin, medyaca da pompalanan bu sonucu olduğu gibi kabul edip kolayca yılgınlığa kapılması hayli şaşırtıcıdır. Oysa, ortaya çıkmakta olan gerçekler, yüzde 46.7’lik sonucun, sandık rakamlarının çarpıtılışından daha çok, büyük olasılıkla işin içine elektronik yollardan ustaca sokulan dış saptırışlardan kaynaklanmış olabileceğini göstermekte. ir de bilgisizlik söz konusu: Mütareke medyasının çabaları sayesinde, çok kişi üçüncü turda salt çoğunlukla, yani 276 oyla seçilmenin kaçınılmaz olduğunu sanıyor. Oysa, Anayasa Mahkemesi’nin son yorumuna göre, o oylamanın da üçte iki katılımla yapılması zorunludur. Dolayısıyla, sadece AKP’lilerle DTP’nin katılımı seçimin geçerli sayılmasına yetmeyecek. Bunu bilmeyenler, Gül’ün seçimini çantada keklik sayıp şimdiden kutlamalara başladılar bile. Demek ki, MHP ile DSP’nin ve bağımsızların katılımı AKP’nin bu tarihsel meydan okuyuşunu boşa çıkarıp yeni bir süreç başlatabilmek için ortaya çıkan son fırsatın da kaçırılması anlamına gelecek. n çok da, şimdi sık sık kullanılmakta olan “gerilim korkusu” yüzünden. MHP’nin tutumunu savunurken ileri sürülen gerekçelerden biri de bu. “Bunca sorunu olan bir ülkede cumhurbaşkanı seçimi dolayısıyla yeniden gerilim yaratmak yanlış olur” diyenler var. Ama, asıl gerilimin genel uzlaşma ve oydaşma havası yaratmadan kendi adayını dayatan AKP’ce yaratıldığı unutuluyor. İlk girişimdeki başarısızlığın ardından yine aynı kişiyi aday göstermek ve bunu seçim sırasında verilen sözlere karşın yine oydaşma gereği duymadan yapmak gerilimi sürdürmeye katkıda bulunmak değildir de nedir? Ayrıca, Genelkurmay’ın son açıklaması askerin bu konudaki görüşünde hiçbir değişiklik olmadığını, bu bakımdan hiçbir pazarlığa ya da uzlaşmaya girilmediğini açıkça ortaya koydu. Tepkinin hemen gösterilmemesi ve apar topar bir müdahalenin yapılmayışı hiç gerilim olmadığı anlamına mı gelir? Neyi ne zaman nasıl yapacağını paldır küldür açıklamak askerin geleneğinde yok ki. Gerilim hep olacak. arınki oturuma AKP’lilerle birlikte katılacak olanlar, nasıl bir geleceğin sorumluluğuna ortak olduklarını son bir kez daha iyi düşünmek zorundadırlar. Cumhuriyet, kendisine hor bakmış olanları başa geçirerek yönetilemez. Türban için aktris örneği kabul edilmedi Haber Merkezi Almanya’nın RenanyaKuzey Westfalya bölgesinin başkenti Düsseldorf’ta, bir öğretmenin derslere aktris Grace Kelly tarzı bir türbanla girmesi konusundaki istemi mahkeme tarafından reddedildi. 1980 yılından bu yana öğretmenlik yapan ve 1990 yılında İslama geçerek türban takmaya başlayan ve 2005 yılına kadar derslere türbanla giren bir bayan öğretmenin okulda, türban takarak derslere girme talebiyle ilgili davada karar verildi. Duruşmalar sırasında Alfred Hitchcock’un ünlü filmi “Kelepçeli Âşıklar”ın baş rol oyuncusu Grace Kelly tarzı başörtüsünden esinlendiğini söyleyen öğretmenin istemi reddedildi. Mahkeme kararında, aktrisin başörtüsünü üstü açık bir otomobilde rüzgârdan korunmak amacıyla zorunlu olarak kullandığı belirtilerek buna karşılık öğretmenin türbanı kapalı bir sınıfta ve dinsel nedenlerle kullanmak istediğini vurgulandı. RenanyaKuzey Westfalya bölgesinde türbanla derslere girmenin 2006 yılından bu yana yasak olduğunu vurgulayan mahkeme, bu yasağın eyalette kamu hizmetlerinin yansızlığı ve barış adına konulduğunu vurguladı ve kararını kamu hizmetlerinin korunması gerekçesine dayandırdı. B ‘Yeni umutlar’a son imza “Yeni ufuklaryeni umutlar” sloganıyla gerçekleştirilen Dikili, Barış, Demokrasi ve Emek Şenliği, dünkü etkinliklerle sona erdi. Şenlik boyunca, pek çok düşün insanı, gazeteci, yazar, müzisyen şenlikte konuklarıyla buluştu. Şenlik gerçekleştirilen panel ve söyleşilerde farklı inanç, kültür ve düşüncelerin bir arada yaşayabilmesi için neler yapılabileceği tartışıldı. Şenliğin son gününde gazetemiz yazarlarından Hikmet Çetinkaya ile İzmir Temsilcisi Serdar Kızık okurlarıyla buluştu, kitaplarını imzaladı. Öte yandan festival kapsamında, “Barış Demokrasi ve Toplumsal İlerleme için Yeni Umutlar,Yeni Ufuklar” başlıklı panel düzenlendi. Eski Milletvekili Hakkı Ülkü yönetimindeki etkinlikte, Ufuk Uras, Prof. Burhan Şenatalar, Dr. Tarık Ziya Ekinci ve Turgut Öker konuşmacı olarak yer aldı. Panelde konuşan Uras, sol vizyonun değişmesi gerektiğini belirterek, “Yurttaşlar CHPMHP koalisyonundan korktu. Bunun karşında AKP’ye oy gitti” dedi. Şenatalar da sol için yeni bir parti kurulması gerektiğini söyledi. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) CHP’li Kemal Anadol’a mesaj Sezer: Kavga edecek değiliz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim akşamı partisinin balkonundan yaptığı konuşma bizi umutlandırdı, ancak Abdullah Gül’ü tekrar dayatmalarını içimize sindiremedik” dedi. Dün toplanan DSP Parti Meclisi toplantısının açılışında konuşan Sezer, CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’un, DSP’lilere yönelik “Hiçbir seçim masrafına katılmadan milletvekili seçildiler. Şimdi ise Abdullah Gül’e yeşil ışık yaktılar’’ sözlerinin anımsatılması üzerine “Bazı kişiler görüşlerini açıkladılar diye CHP ile kavga edecek değilim.Yalnız şunu söyleyeyim; DSP 5 yıl hazine yardımı alamayacak’’ açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin bir soru üzerine de Sezer, “CHP, bir önceki dönem parlamentoya girmeyerek sonuç almıştır, doğru da yapmıştır. Ama şimdi DSP’nin parlamentoya girmemesi 367 açısından bir şey ifade etmiyor. Çünkü MHP gireceğini açıkladı’’ dedi. Sezer, CHP ile sorunlarının olmadığını, CHP lideri Deniz Baykal ile sıkça görüştüğünü, gerekirse telefonla ya da yüz yüze görüşeceğini dile getirdi. PM toplantısında yapılan seçimde Genel Sekreterliğe Masum Türker, Genel Saymanlığı da Hasan Suna yeniden seçildi. E Mardin Milletvekili Emine Ayna: Dördüncü madde değiştirilmeli DTP’den anayasa çıkışı ADANA (Cumhuriyet) DTP Mardin Milletvekili Emine Ayna, yeni anayasa ile ilgili çalışmalar sürerken nasıl bir anayasa istediklerinin işaretlerini verdi. “Üniformalı anayasa istemiyoruz. Sivil anayasadan yanayız” diyen Ayna, anayasanın ilk 4 maddesinin değişmesi gerektiğini söyledi. DTP Adana İl Olağanüstü Genel Kurulu’nda konuşan DTP Genel Başkan Vekili Selma Irmak, kendilerine “uslu çocuk olun” diyenler olduğunu belirterek “Kesinlikle Meclis’in uslu çocuğu olmayacağız. Biz, Meclis’in onurlu çocukları olacağız” dedi. Daha sonra konuşan Ayna da yeni yasama döneminde görüşülecek ilk konunun anayasa değişikliği olacağını hatırlatarak “Üniformalı bir anayasa istemiyoruz. Biz sivil bir anayasadan yanayız. Özellikle anayasının 4’üncü maddesinin değiştirilmesi gerekli. Herkes inancını, özgürce söyleyebilmeli. Bu anayasayı insanlar yapıyor. Süreç değişiyor ama anayasa değiştirilemiyor. Buna karşı duracağız” dedi. Ayna, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde partimize gelip destek isteyen Abdullah Gül, görüşme yaptıktan sonraki basın toplantısında 3 kez ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olacağım’ dedi. Oysa, biz kendisinden ‘Türkiye’de yaşayan bütün halkın cumhurbaşkanı olacağım’ demesini bekledik” diye konuştu. Ayna, Leyla Zana’nın Kürtçe yemin ederek kendilerine bir yol açtığını da ileri sürdü. Benzer kararlar alınmıştı Türklerin yoğun olarak yaşadıkları eyaletin başkenti Düsseldorf’taki İdari Mahkeme, geçen haziranda bir Müslüman öğretmenin çalışma saatleri içinde türban takma istemini de geri çevirmişti. Düsseldorf İş Mahkemesi yine aynı tarihte, ünlü Bask beresiyle çalışma istemlerini de aynı gerekçelere dayanarak yasaklamıştı. Eyaletteki dini sembollerle ilgili yasaklar, katolik okulları dışında kalan okullarda görev yapan rahibeler için de uygulanıyor. Y mumtazsoysal@gmail.com CUMHURİYET 08 K