19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2007 PAZARTESİ 4 CUMHURBAŞKANI SEZER HABERLER Etkinlikler Kocatepe sırtlarında düzenlenen törenle başladı 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK ‘Cumhuriyet yaşatılmalı’ ? Cumhurbaşkanı Sezer, Zafer Haftası dolayısıyla yayımladığı mesajında, tarih boyunca bağımsızlık ve özgürlüğünden ödün vermeyen Türk ulusunun, yurdu için gerektiğinde canını vermekten kaçınmadığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “Başımızı her dönemde dik tutabilmek için Cumhuriyetimizi ödünsüzce yaşatmalı, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmalı, genç kuşakların tarihimizi iyi öğrenmelerini ve Atatürkçü düşünceyi özümsemelerini sağlamalıyız’’ dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, Zafer Haftası dolayısıyla dün yayımladığı mesajında, Atatürkçülük vurgusu yaptı. Sezer mesajında, tarih boyunca bağımsızlık ve özgürlüğünden ödün vermeyen Türk ulusunun, yurdu için gerektiğinde canını vermekten kaçınmadığını, ordusuyla kenetlenerek büyük başarılara imza attığını kaydetti. “Yurttaşlarımızın kararlılığı ve özverisi, ordumuzun güç ve cesareti, bizlere bugün de övünç duyduğumuz zaferler kazandırmış, bu zaferler Türk ulusunun varlığını ve saygınlığını güçlendirmiştir’’ diyen Sezer, 30 Ağustos Zaferi’nin, tam bağımsız, ulusal egemenliğe dayanan, laik ve demokratik yeni Türk Devleti’nin kurulmasının yolunu Ahmet Necdet Sezer. açtığını kaydetti. Türkiye’nin, geçen yıllar içinde gerçekleştirdiği atılımların gururuyla yarınlarına güvenle bakabildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Sezer, şunları kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda yüceltmek, çağdaş uygarlığın güçlü ortaklarından biri durumuna gelmesini sağlamak, ulus ve devlet olarak temel sorumluluğumuzdur. Başımızı her dönemde dik tutabilmek için Cumhuriyetimizi ödünsüzce yaşatmalı, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmalı, genç kuşakların tarihimizi iyi öğrenmelerini ve Atatürkçü düşünceyi özümsemelerini sağlamalıyız.’’ Zafer Haftası coşkusu ? Hafta nedeniyle düzenlenen 1. Uluslararası Zafer Yolu Bisiklet Turu’nun startı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinden verildi. Haber Merkezi Zafer Haftası kutlama etkinlikleri, Büyük Taarruz emrinin verildiği Afyonkarahisar’ın Kocatepe sırtlarında düzenlenen törenle başladı. Bisiklet Federasyonu ile Kastamonu, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya valiliklerinin organizasyonunda düzenlenen 1. Uluslararası Zafer Yolu Bisiklet Turu’nun startı ise Kurtuluş Savaşı yıllarında silah ve cephanenin Anadolu’ya en önemli giriş kapısı olan Kastamonu’nun İnebolu ilçesinden verildi. Büyük Taarruz’un 85. yıldönümü olan 26 Ağustos’ta başlayan yarış, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Kütahya’nın Dumlupınar ilçesinde sona erecek. Kocatepe’deki törende konuşan Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Asım Bülent Aker, “26 Ağustos bir diriliş, bir şahlanıştır, Kocatepe ise diriliş ve şahlanışın abidesidir’’ dedi. Türk milletinin tarih boyunca, değerlerini kaybetmeden her türlü zorluğun üstesinden gelebildiğini ifade eden Aker, şöyle konuştu: “Her zaman olduğu gibi bugün de Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir’ emrini kalbinizde daha derinden hissetmeli, gösterdiği aydınlık doğrultusunda azimle ve yılmadan ilerlerken, önemli bir noktayı da asla dikkatten uzak tutmamalısınız.’’ Benim Cumhurbaşkanım Atatürk... Ne zaman ‘yaratıcılık’ konusunda düşünsem ya da konuşsam aklıma ilk gelen odur: Atatürk. Savaşta başkomutan, barışta lider, eğitimde öncü, politikada kurucu, yönetimde planlamacı olarak en üst düzeyde başardığı işler, her planda ‘yaratıcılık’ örnekleridir. Ama ‘Cumhurbaşkanlığı’, hepsinden ayrı, hepsinden özel bir anlam taşıyor. Cumhurbaşkanı Atatürk, her şeyini yitirmenin eşiğine itilmiş, uçuruma yuvarlanırken bir eliyle tutunmaya çalışan bir ulusu çekip kurtarmış bir liderdir. Çankaya’da varolan sembol, bir insandan çok öte, bütün ulusun güç kaynağı, gurur kaynağı, güven kaynağı bir varlıktır. O’nun düşünceleri, duyguları, idealleri, ulusa söylemleri, gösterdiği uygar ufuklar, bu ufuklara giden yolların tanımları, o büyük yürüyüşün azmi, asla sarsılmaz kararlılık bugün de geleceğimizi aydınlatıyor. Cumhurbaşkanı, bir ulusun önderidir. Cumhurbaşkanı, bir ulusun güvenidir. Cumhurbaşkanı, savaşta ve barışta arkasından güvenle gidilecek kararları verecek olandır. Cumhurbaşkanı, bütün çocukların ‘Ben de o olayım’ diyeceği bir kişiliktir. Atatürk’ten sonra elbette bir Atatürk gelemezdi. Ama sonra gelenlerin en birinci özelliği, O’nun yolundan gitmek olmalıydı. Kimileri O’na halef olabildi, kimileri halef de olamadı. Ama, şimdiye kadar hiçbir cumhurbaşkanı adayı ‘Atatürk karşıtı’ olmamıştır. Abdullah Gül, Atatürk karşıtı mıdır? Böyle ifade etmiyor ama Abdullah Gül’ün de içinde olduğu AKP’nin iç halkası, Atatürk’ün temsil ettiği temel ilkelere karşı bir tavır sergiliyor. Atatürk ilkeleri olan ‘bağımsızlık’, ‘laiklik’, ‘laik eğitim’, ‘ülkenin bölünmezliği’, ‘öteki ülkelerle eşit ilişkiler’ gibi yaşamsal konuların hiçbirinde AKP’nin ideolojisi uyuşmuyor. Hiçbir kavramda Atatürk’ün idealleri ile AKP’nin çizdiği yol aynı anlamı taşımıyor. En açık anlatımla, AKP Türkiye için ABD’nin güdümünde, AB’nin programında ‘Ilımlı İslam Devleti’ olma yolunda ilerlemeyi kendi misyonu sayıyor. Bu ideolojinin kesin inançlısı olan bir kişinin cumhurbaşkanlığı bizi temsil edebilir mi? Benim ve benim gibi düşünenlerin yanıtı, “Hayır, bizi temsil edemez’’ olacaktır. Atatürk’ün yolunu terk eden, O’nun temsil ettiği ‘Bağımsız, laik, bölünmez Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine ‘dış ülkelerin güdümünde Ilımlı İslam Devleti’ kurmaya çalışanlarla yolumuz ortak olamaz. Yollarımız burada ayrılıyor ve artık bunun sonuçlarıyla yaşamaya hazırlanmalıyız. Bu yazıyı 24 Ağustos 2007 tarihinde yazıyorum. Yeni cumhurbaşkanı kaçıncı turda seçilirse seçilsin, kim olursa olsun... Benim Cumhurbaşkanım Atatürk’tür. Türkiye benim vatanımdır. Bu ülkenin sahibi biziz. Görev bizimdir. [email protected] [email protected] www.erdalatabek Afyonkarahisar’ın Kocatepe sırtlarında düzenlenen törene yüzlerce yurttaş katıldı. (AA) Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı İzcileri tarafından İzmir’e götürülecek Türk bayrağına sarılı Kocatepe toprağı, Tuğgeneral Aker tarafından izci liderine teslim edildi. Vatandaşların da yoğun ilgi gösterdiği törenler, Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği’nin ziyaretiyle sona erdi. renine katılan Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında denizden gelen cephane ve mühimmatı kayıklarla sahile indirip, oradan, erkeği cephede olan Kastamonuluların kadını, yaşlısı ve çocuklarının omuzlarında ve kağnı arabalarında, kar, kış, tipi, yağmur demeden cepheye kadar taşıyan ve bu uğurda canlar veren bu yiğitlerin memleketinde büyük Atatürk’ün şapka ve kıyafet inkılabını başlattığı yiğit İnebolu’da olmaktan gurur duyduğunu söyledi. 1. Uluslararası Bisiklet Turu, 650 kilometrelik 5 etap halinde gerçekleştirilecek. İneboluKastamonu arasındaki 95 kilometrelik ilk etabın ardından 27 Ağustos’ta 113 kilometrelik KastamonuÇankırı etabı geçilecek. 28 Ağustos’ta ÇankırıAnkara, 29 Ağustos’ta AnkaraSivrihisar etaplarıyla devam edecek olan yarış, Zafer Bayramı’nın 85. yıldönümünün kutlanacağı 30 Ağustos’ta 180 kilometrelik SivrihisarAfyonkarahisarDumlupınar etabıyla sona erecek. Zafer konseri Türk Armoni Yıldızları Orkestrası (TÜRKAY), pop şarkıcısı İzel ile 30 Ağustos Zafer Haftası kutlamaları çerçevesinde bir konser verdi. Batıkent Vedat Dalokay Parkı’nda düzenlenen konser öncesinde, Jandarma Genel Komutanlığı Bandosu Orkestrası bir konser verdi ve Devlet Halk Dansları Topluluğu gösteri sundu. Daha sonra sahneye çıkan İzel, yaptığı konuşmada, “30 Ağustos Zafer Bayramı’nı, Türk ulusunun bağımsızlığını kazandığı, Türk birlik ve beraberliğinin dünyaya kanıtlandığı muhteşem zafer’’ olarak niteledi. Şarkılarını seslendirirken gözleri dolan İzel, TÜRKAY ile birlikte konser vermekten gurur duyduğunu bildirdi. Zafer yolunda pedal Türkiye, Gürcistan, Sırbistan, Macaristan, Azerbaycan ve Bulgaristan’dan 38 sporcunun katıldığı 1. Uluslararası Zafer Yolu Bisiklet Turu ise İnebolu’dan başladı. Tur öncesinde İnebolu Kaymakam Vekili Tuğba Koşal, Türk bisikletçi Behçet Usta’ya Türk bayrağı, cephane maketi ve İnebolu toprağını teslim etti. Zafer Yolu Caddesi’nden başlayan yarışın startını Kaymakam Vekili Tuğba Koşal ve Belediye Başkanı İdris Güleç birlikte verdi. Zafer Yolu Caddesi’nde düzenlenen uğurlama tö Dikili’deyim. Arkadaşım, dostum, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in davetiyle buradayım. Dikili Barış Demokrasi ve Emek Şenlikleri 2226 Ağustos günlerinde yapıldı. Bu şenliğin her zaman olduğu gibi bir ayağı da Midilli’de gerçekleştiriliyor. Anadolulu yazar Dido Sotiriyu’nun anısına bir de panel düzenlendi. Sotiriyu, “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” kitabıyla, bu topraklardan acılar içinde kopuşunu anlatır. Dido’yu anmak için eski Yunanistan Kültür Bakanlığı Genel Sekreteri Makis Trikoukis ve Yunanistan Sinaspismos (Birleşik Sol) Dış İlişkiler Sorumlusu Penos Trigaris gelmişlerdi. Eski CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı ve gazeteci Süleyman Gencel de konuşmacılar arasındaydı. Bizim panelin konusu “Barış, De Dikili’de Farklılıklarla Bir Arada... mokrasi ve Toplumsal İlerleme İçin Farklı İnanç, Kültür ve Düşüncelerin Bir Arada Yaşaması”ydı. Celal Başlangıç, Aydın Engin, Mehmet Metiner ve Selahattin Özel’le (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı) birlikte, farklı inanç ve kültürler konusunda ülkemizde yaşananları konuştuk. ??? Gerçekten Türkiye deneyi farklılıklar açısından iddia edildiği gibi “ideal” bir model miydi? Aydın Engin, “hayır” dedi. Osmanlı’da gayrimüslimlere uygulanan yasakları, dışlamaları ve engelleri hatırlattı. Cumhuriyet döneminde yaşanan Varlık Vergisi, 67 Eylül, Çorum ve Maraş katliamları, Sıvas faciası gibi acı olaylar farklılıklara yönelik şiddeti ve acımasızlığı ifade etmiyor muydu? Mutlaka başka ülkelerin tarihlerinde de bu tür acı deneyler vardı. Tabii o onların sorunuydu, bizim sorunumuz ise bizim çözmemiz gereken sorunlardı. Tarihimizle, geçmişimizle yüzleşmeli, farklılıklara yönelik yapılanları açık yüreklilikle eleştirmeliydik. ??? Dikili Şenliği’ne en son 1990 yılında gelmiştim. Aradan tam 17 yıl geçmiş. O yıllarda 1951 TKP davasından tutuklanan Kutber Akalın ve Turgut Akalın Dikili’de yaşıyorlardı. Dikili’ye gelip onlarla konuşmayı 1990’dan sonra bir daha gerçekleştiremedim. Kutber Abla arada bir telefon eder, “Buralardan geçmişsin bizi aramadın” der ve kızdığını söylerdi. Kısmet olmadı. Her ikisini de geçen yıllarda arka arkaya yitirdik. Dikili’nin sokaklarında dolaşıyorum. Tanıdık yüzlerle karşılaşıyorum. 1960’lı yıllardan dostum öğretmen Ahmet Köklügiller ve eşiyle kucaklaştık. Hamburg yıllarından arkadaşım doktor Selçuk Eralp de yaz tatili için Dikili’ye gelmişti. Tanıdık yüzler, dostlar... ??? Sabah kaldığım otelin balkonuna çıktım, deniz sessiz, deniz durgun. Karşıda Midilli. Evler, yerleşim yerleri görünüyor. Dido Sotiriyu’yu düşünüyorum. Bu topraklardan kopup ne acılarla gitmişti. Aynı şekilde Midilli’den kopup gelip Dikili’ye, Bergama’ya yerleşenler de buradan özlemle Midil li’ye bakıyorlardı. ??? Dikili’ye 17 yıl önce Panayot ve Sultan Abacı’yla gelmiştik. Panayot onlarca Türkçe kitabı Yunancaya, Yunanca kitabı Türkçeye çeviren bir kültür insanı. O ayağını her iki toprağa sağlam basmasını becerebilen nadir insanlardan... Dikili kumsalında yürüyorum. Bu toprakların eski günlerdeki çokkültürlü halini düşünüyorum. Rumcanın, Türkçenin birbirine karıştığı günleri. Mübadelenin üzerinden tam 84 yıl geçmiş. Hâlâ kapanmayan acılarla bir arada yaşıyorum. Dikili’de 84 yıl sonra farklılıklarımızla bir arada yaşamalıyız, yaşayabilmeliyiz diye konuşuyoruz. Osman Özgüven’e, Dikilililere teşekkür ediyorum. Böyle giderse daha çok konuşuruz... Balmumu’ndan Atatürk heykeli ? KASTAMONU (AA) Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı “Balmumu’ndan Atatürk Heykeli’’, Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde sergilenmeye başlandı. Büyük Önder Atatürk’ün 27 Ağustos 1925 tarihinde “Bu serpuşun ismine şapka denir’’ diyerek Şapka ve Kıyafet İnkılabı’nı başlattığı, Türk Ocağı binasında sergilenen heykelin açılışı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Kastamonu Valisi Mustafa Kara, heykelin yapımında emeği geçen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e ve Vakıf Başkanı Salih Osmanoğlu’na teşekkür etti. Atatürk’ü 82 yıl önce İnebolu’ya gelişinde çiçeklerle karşılayan 86 yaşındaki Mürüvvet Bozkurt ve aynı yaştaki Makbule Sönmez Büyük Önder’in heykelini görmeye de çiçeklerle geldi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle