19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Sektör, küresel ısınma yüzünden iç piyasada umduğu satışları bulamayınca mallar elde kaldı 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Hazır giyimi sıcak çarptı ? Küresel ısınmanın getirdiği tehditlerle karşı karşıya kalan hazır giyim sektörü, kalın ve ağır gramajlı, yünlü kumaşları terk ediyor. Trend, ağırlıklı olarak ince, koton kumaşlar ve akıllı tekstillere kayıyor. ŞEHRİBAN KIRAÇ Sağcı ‘Çağdaşlaşma’! (I) Son dönemde, Ilımlı İslam eksenli sağcılığın ne kadar modernleşmeci ve demokrasi yanlısı olduğu üzerine yeniden destanlar yazılıyor. Bununla da kalınmıyor, kimi seçim afişlerine de yansıdığı gibi, 22 Temmuz sonrasının, 1950 ve 1980 sonrasının sağcı hükümetlerinin yaptıklarının daha ileriye götürüleceği vurgulanıyor. Bu bağlamda, ülkenin çağdaşlaşması ya da “modernleşmesi” iki yönlü olarak görülüyor. Bunlardan biri, laikliği savunanların çağdaşlaşma anlayışı; ikincisi de 1950’den bu yana iktidara gelen sağcı hükümetlerin çağdaşlaşma uygulamasıdır. Birincisi, tepeden inmecidir; ikincisi de “tabana ya da mahalleye” dayalı millet hareketidir. Bu yaklaşıma göre Türkiye, 1950’de Demokrat Parti’nin işbaşına gelmesiyle, hem ekonomide hem de siyasette büyük “modernleşme” atılımları gerçekleştirmiştir. Bu süreç 1980’lerde iyice güçlenerek, günümüzde kişi başına geliri beş bin doların üzerine çıkarmayı başarmıştır(!). Kemalistler, tepeden inmeciler bu büyük modernleşme gidişine engel olmasa kişi başına gelir yakında on bin dolara çıkacak, ülke demokratikleşecek ve hızla modernleşecektir! ??? Bu görüş, tarihin gerçekleriyle uyumlu değildir. Partilere dayalı siyasal sağ, 1945 sonrasında, “toprak reformuna karşı çıkarak” doğmuştur. Sonrasında da sağcı siyaset toprak reformunu sürekli engellemiş; kapitalistleşmeyi sınırlamıştır. Bu nasıl modernleşmedir ki, kölecilik benzeri, insanın özgürleşmesinin en büyük engeli olan feodal yapıyı korumayı iş edinmiştir? Ülkenin demokratikleşmesinin, ekonomik gelişmesinin, toplumsal ve siyasal bütünleşmesinin önünün nasıl kesildiği, yaşanan terör ve de töre cinayetleriyle sürüyor. Türkiye sağı, önce, bu feodal ve gerici tutumu nedeniyle, ülkenin yaşadığı büyük kayıpların maliyetinin hesabını vermelidir! Bir de şu çok övündükleri kişi başına gelire bir bakalım. ABD Doları olarak kişi başına gelirin gelişimi Tablo’da veriliyor. İncelenen dönemde kişi başına geliri “en az artan ülke” Türkiye’dir. Özellikle 196080 döneminde “büyüme farkı” daha da artmış; henüz hiçbiri Avrupa Topluluğu üyesi olmayan, ancak gerçekten demokratikleşen ülkeler Türkiye ile arayı iyice açmış; 1950’de “kurtardığımız” Kore, 1980’de bize yetişmiştir. Şimdilerde bu ülkelerin her birinde kişi başına gelir 1525 bin dolar dolayındadır; bu ortamda Türkiye sağı, beş bin doları, çok büyük bir başarı öyküsü olarak sunuyor! Ekonomide diğer olanlar satır başlıklarıyla şöyledir: Sağcı hükümetler, “çok kazanandan çok vergi” ilkesini terk etmiştir. Bütçe açığı sonucu devlet borca batmıştır. Sağ iktidarlar, ulaştırma politikasını “karayollarına” dayandırmış, ülke, bu açıdan da giderek “çağdışı bir sarmalın” içine itilmiştir. Plansız kentleşme gericiliği beslemektedir. Yağmalanmayan orman, deniz kıyısı ve kültürel varlık bırakılmamıştır. Ekonominin yarısı kayıt dışıdır. Yapılan “büyük işler” çoğu kez hiçbir bilimsel ön hazırlık yapılmadan yürütülmüş, ülke bundan çok zarar çekmiş ve çekmektedir. Sağ iktidarlar, küreselleşme sürecinde ekonomiyi iyi yönetememişlerdir. Ülkenin küresel yarışa katılan büyük ekonomik girişimleri yoktur, “olabilecek” büyük kamu şirketleri de özelleştirmeyle yok edilmiştir. Ülke ekonomisi; ABD sermayesiyle Arap sermayesinin, üretim için değil, yüksek faiz ve rant için, el ele geldiği bir süreç yaşıyor. Ekonomiyi bunalımdan bunalıma sürükleyen, iç ve dış borç batağına saplayan; gelir dağılımını hızla bozan, IMF ile 1957’den başlayarak 18 anlaşma yapan ve bugün de bu kurumun neredeyse “tek müşterisi” kalan Türkiye’nin sağ iktidarlarının ekonomide mucize yarattıklarını öne sürmek, sağ için, övünme nedeni değil, utanç verici olmalıdır. Artış Oranı 48,9 53,0 55,1 49,4 Artış Oranı 96,2 194,9 171,9 145,5 218,1 Birçok sektörü etkisi altına alan küresel ısınma, tüketim ve üretim alışkanlıklarını değiştirdi. Uzayan yaz sezonuna karşılık kısalan bir kış sezonu ve ortadan kalkan geçiş dönemleri, hazırlıksız olan hazır giyimcilerin maliyetlerini arttırdı. Özellikle iç piyasada umduğu satışları bulamayan firmaların stok maliyetleri ciddi miktarda artarken, geçen kış dönemine ait bir çok ürün de elde kaldı. Isınma nedeniyle hazır giyim üreticileri kalın ve ağır gramajlı, yünlü kumaşları terkederken trend, ağırlıklı olarak ince, koton kumaşlar ve akıllı tekstillere kayıyor. Uzmanlar, hazır giyim sektörünün bu noktadan sonra moda trendlerini takip etmek yerine, yeni dönemde koleksiyon hazırlarken kullanılan ürünlerin çevreye duyarlılıkları ve küresel ısınma raporlarının sektöre olası etkilerinin göz önünde tutulmasını öneriyor. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) Başkanı Bahar Korçan, küresel ısınma nedeniyle firmala İ Ç P İ Y A S A D A R A L D I T ürkiye Giyim Sanayicilere Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş, küresel ısınmanın iç piyasayı olumsuz etkilediğini söyledi. Nakkaş, “Firmalarımız hazırlıksız olduğu için kışlık ürünleri ellerinde kaldı. Bu da ürünlerin raflarda ve depolarda kalmasına neden oldu. Bu, stok maliyetlerini arttırdı. Kısa dönemdeki ısı değişikliklerinin koleksiyonlara etkisinin önemi giderek artıyor. Bunu önlemenin yolu, tüketici eğilimlerindeki değişikliğe en kısa zamanda cevap verebilmektir” dedi. Nakkaş, öte yandan Türk hazır giyimcisinin esnek üretim kabiliyeti sayesinde ısınma nedeniyle Avrupa’dan gelen siparişleri hemen karşıladığını, bunun da ihracata olumlu yansıdığını aktardı. Türk tüketicisinin de bu bilince gelmesidir” dedi. Türkiye’de insanların ürün alırken dikkat etmesi gereken konularda da öneride bulunan Korçan, “Artık sadece dış görüntü ve güzelliğin ötesinde derinliğine düşünmek gerekiyor. Bizim belli bir tüketici grubumuz güzellk peşinde ve bu pompalanıyor. Büyük markalar bunun başını çekiyorlar. Göstermelik birtakım sosyal sorumluluk projeleri yapıyorlar. Tüketiciler sadece 2 ay giyecekleri bir ürüne tonlarca para veriyor. Bu artık terkedilmeli, tüketicimiz kendi kimliğini bulmalı. Artık duyarlılık şart” diye konuştu. Ciddi stoklar oluştu rın yaşayacağı sıkıntının yıllar öncesinden bilindiğini, ancak firmaların bunu önemsemediğini belirterek, şu anda iç piyasadaki satışlarda ciddi düşüşlerin yaşandığını söyledi. Uzun zamandır kendi koleksiyonlarını hazırlarken küresel ısınma riskini göz önüne aldıklarına dikkat çeken Korçan, “Çok uzun zamandır kışlık kumaşların gramajlarında düşüşler oldu. Artık 4 mevsime yönelik içindeki yün oranı daha düşük, ince kumaşlar kullanılır oldu. Koton çok öne çıktı. Bir yandan da teknik ve organik tekstillere doğru kayış var. Ülkemizde bunu az da görsek dünyada bu trend hızla gelişiyor. Avrupa’da artık tüketici, kullandığı giyisilerdeki malzemenin nerden geldiğine, üretilirken doğayı kirletip kirletmediğine dikkat ediyor. Hayalimiz Sıcaklar yüzünden özellikle iç pazarda firmaların sıkıntı yaşadığına işaret eden Korçan, kış çok kısa geçtiği için geçen sezona ait kışlık ürünlerin depolarda kaldığını, bunların da ciddi bir stok maliyeti yarattığını dile getirdi. Ürünlerin raf ömürlerinin de kısaldığını kaydeden Korçan, firmaların, yaşananlardan ders alması, 2008’de buna göre koleksiyon hazırlaması gerektiğini söyledi. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Dünya hasılasının on katına ulaşan 415 trilyon dolarlık, kredi köpüğünün (Financial Times, 21/08) patlamasıyla başlayan kriz acaba, geçen hafta kimi analistlerin dikkat çekmeye çalıştığı gibi (Martin Walker, UPI, 20/08), 1930’lardaki kriz mi? Diğer bir deyişle dünyanın ekonomik, siyasi dengelerini değiştirmesi beklenen o büyük kriz başladı mı? Bu soruya tatmin edici bir cevap vermek çok zor. Resim henüz çok bulanık ve karışık. Örneğin, merkez bankaları piyasaya para bastıktan ve FED (ABD Merkez Bankası) bankalara borç verme faizlerini düşürdükten sonra piyasaların iyi bir hafta geçirdiğine bakarak rahatlamak olanaklı değil; çünkü kredi krizi küresel çapta yayılmaya devam ediyor. IMF gibi, iflah olmaz iyimserler bile, dünya ekonomisinde yavaşlama tehlikesinden söz etmeye başladılar (Financial Times, 22/08). Bu madalyonun öbür yüzündeyse, dünyanın ekonomik merkezindeki kaymaya ilişkin tezleri destekleyen ilginç bir resim var. Geçen hafta dikkatler yine Çin üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Ama bu biraz da endişeyle karışık ilginin esas kaynağı, gittikçe NATO’ya karşı bir birlik oluşturma çabaları olarak görülen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısı değildi. ŞİÖ’nün bir rolü oldu, ama esas neden ekonomikti: Birincisi Batı’da yaşanan ekonomik şokların aksine Çin mali piyasaları güçlü bir performans sergiliyordu. İkincisi, Çin’in elindeki mali kaynakları kullandığı takdirde bu mali krizin içinden uluslararası dengeleri altüst edecek düzeyde güç biriktirerek çıkabilirdi. Bu gerçeğin, ayırdına, tam da ABD hegemonyasının durumuna ilişkin tartışmaların yeniden yoğunlaştığı sırada varılıyor olmasıysa tabii ki bir rastlantı değildi. hızla kredi daralmasına dönüşen krizin, küresel çapta yayılmaya başladığının en güçlü kanıtı, son 25 yıldır birinci görevi mik büyümeyi, yalnızca ABD’de değil enflasyonu engellemek olan merkez küresel çapta mutlaka yavaşlatacağıbankalarının (FED, Avrupa MB, Avust na inanıyor (22/08). ABD “mortgage” ralya, Tokyo) hep birlikte, The Times’ın piyasasının büyük şirketi Countrywideyimiyle “uygun adım”, mali piyasala de’in Finans Müdürü Mozilo da aynı fira müdahale etmeye başlaması, “böy kirde; CNBC’de yapılan söyleşide, “bu lece bir eşiğin aşılmış olmasıydı” (21/08). Daha somut örnekler de var: ABD ve AvIMF’in iki rupa, Avustralya bankalarınumaralı ismi nın yanı sıra, Rus bankaları John Lipsky, ülkedeki tüketici kredilerini krizin uluslararası piyasalardan, ekonomik fütursuzca finanse ederken büyümeyi, büyük risk altına girmişler yalnızca (Financial Times, 23/08), ABD’de değil Çin merkez bankası bile küresel çapta ABD ipotek piyasalarında mutlaka para kaybetmiş (Reuters, yavaşlatacağı 24/08). görüşünde. Ancak, merkez bankaları ne kadar müdahale ederse etsin (ki bunun enflasyonist yan etkilerinden dolayı belli bir sınırı var), en az iki nedenden bu kez krizi yarıda kesmek çok zor. Birincisi, belirsizlik: Bu büyük/küresel kredi zincirinin, hangi halkasında ne kadar risk (batık kredi) olduğu belli değil. İkincisi, karmaşıklık: Köpüğü yaratan bu yeni enstrümanların gerçek değerini kimse tam olarak hesaplayamıyor. Nihayet, bu kredi krizini önümüzdeki aylarda daha da derinleştirecek bir et tür bir kriz nasıl resesyona yol açken geliyor: Ekonomik yavaşlama. maz” (23/08) diyordu. Nobel ödüllü ünGoogle Business’de geçen cumarte lü iktisatçı, 90’lık, Paul Samuelson’da, si, “recession” sorusuna yaklaşık 4 bin “İflas eden finansal tanrılar” başlıklı yo500 sayfa gelirken bu pazar günü 9 bin rumunda resesyona yüzde 30 şans ta772 sayfa geliyordu. Kaygıların arttığı nıyor (Tribune Media Services, 21/08). Farklı(!) bir yaklaşım The Econonı göstermesi açısından ilginç. Financial Times’a göre IMF’in iki nu mist’ten geldi. Economist’e göre ABD maralı ismi John Lipsky, krizin ekono ekonomisine resesyon gerekliydi. So [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com run 2001 resesyonunun yarıda kesilmesinden kaynaklanıyordu. FED şimdi “resesyona (yaratıcı yıkım sürecine) izin vermeli ama, sürecin depresyona dönüşmesini önlemeli” diyor (24/08). Yıllardır, piyasaların erdemlerini satan bu neoliberal gevezeler, şimdi Financial Times’da “piyasanın başarısız olduğundan” söz ediyor, The Economist’te mucizeyi, piyasanın gizli elinden değil de FED’in elinden bekliyorlar. Çünkü deniz bitti. İdeolojiye boş verip paçayı kurtarmak gerekiyor. Şimdi, yeniden 1907 kredi krizini, 1929 borsa krizini ve 1930’lardaki senaryoları tartışmaya başladık (örneğin, Robert J. Samuelson, Washington Post, 22/08). Almanya’da Bankalar Düzenleme Kurulu’nun başı Jochen Sanio’da, “ülkesinin 1931’den bu yana en büyük banka kriziyle karşı karşıya olduğunu söylüyor” (UPI, 20/08). Belki son bir not da Martin Wolf’un FT’deki “FED Partinin Sürmesini Sağlamalıdır” başlıklı yazısına düşebiliriz. Wolf, dünya ekonomisinde, kendine yatırım alanı bulamayan muazzam bir “aşırıbirikim” olduğunu, tabii bu kavramı kullanmadan, çok güzel sergiliyor. Böylece, yönetim kurulunda finans kapitalin liderleri oturan FED’in ne kadar çaresiz olduğu da gözler önüne seriliyordu. RGE Monitor’ün editörü de, “Piyasa FED’i köşeye mi sıkıştırdı” diye soruyordu (24/08). ğine ilişkin kaygıları güçlendiriyor. ABD’nin “emporium”, tek kutuplu dünya projesi, her yönden tehdit altında, dağılıyor. Dahası bu dağılma giderek daha çok bilinçlere çıkıyor. Geçen aylarda “Biz Roma mıyız?”, başlıklı kitap büyük ilgi çekmişti. Geçen hafta Dilip Hiro’nun ABD hegemonyasının geleceğini sorgulayan yazısının, önce The Guardian’da sonra genişletilerek, Asia Times’da, Salon’da, Tom Dispatch’da yeniden yayımlanması, National Interest’deki “Batı’sız Dünya” başlıklı analiz konusunun ne kadar ilgi çektiğinin göstergeleriydi. Ama en ilginç tartışmalar Çin üzerinde yoğunlaştı. Dünya ekonomisinin mali merkezlerine kredi krizi yaşanır, resesyon konuşulur, merkez bankaları likidite genişlemesine, faiz indirimine giderken borsası rekordan rekora koşan Çin’de, merkez bankası faizleri yükseltmeye devam ediyor, ekonomik büyümeyi yavaşlatmaya çalışıyordu. Çin’de, çalışanların refahı, tüketim gücü yükseliyor, tasarruflarını uluslararası piyasalarda değerlendirme arzusu artıyor, Çin de bunun için gerekli yasaları çıkarmaya başlıyor, böylece, bu talep dünya, gıda ve mal piyasalarına, borsalarına çarpmaya hazırlanıyordu. Gerçekten de, 1997’de olduğu gibi bu kez da krizi “farklı” yaşayan Çin’in, elindeki 1.3 trilyon dolarlık rezervlerin dünya mali piyasalarındaki tıkanıklığı açması olasılığı, teorik olarak var. Ancak, siyasi koşullar buna izin verecek gibi değil. Çünkü, tıkanıklığın açılması sırasında, ABD ve Avrupa’daki en stratejik şirketlerin Çin’in eline geçmeye başlaması söz konusu. Örneğin cumartesi New York Times Çin’in, ABD’nin en büyük hard disk imalatçısı Seagate Technologies’i satın almaya niyetlendiğini, bunun ise ulusal güvenliğe ilişkin kimi kaygıları yeniden gündeme getirdiğini yazıyordu… (Çarşamba günü devam edeceğim). Bu kriz o kriz mi (I) 1950 Türkiye 701 Yunanistan 905 Portekiz 733 İspanya 1.163 Kore 1960 1.044 1.385 1.137 1.737 631 1980 2.048 3.946 3.092 4.264 2.007 Jeopolitik dengeler sarsılıyor mu? Bu krizin ABD açısından “çok zamansız” olması da, “o kriz” olabilece Kriz yayılıyor ABD ev piyasasından kaynaklanan, Kaynak: “Improved International Comparisons of Real Product and Its Composition: 19501980”, Review of Income and Wealth. June 1984, s.207. [email protected] T.C. ANTALYA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2007 1184 Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan; Tapu Kaydı: ANTALYA MERKEZ DEMİRCİ KARA MAH. 9987 ADA 14 NUMARALI PARSELDE KAYITLI 1 BAĞIMSIZ BÖLÜM Özellikleri: Taşınmaz fener mah 1964 sk no/80 deki Kemal Erdoğan apartmanının bulunduğu parseldir. Eski Lara yolu üzerindeki Kazan Restorantın kuzey bitişiğinde denize çok yakın mesafededir. Her türlü belediye alt yapı hizmetlerinin ve ulaşım hizmetlerinin olduğu yerdedir. Taşınmaz 67 yıl önce ruhsatlı olarak betonarme karkas şeklinde bodrum katı tabi zemin üzerinde olmak üzere bodrum+zemin+ 12 katlı apartman yapılmıştır. Binanın dış cephesi tekstüre koruyucu dış cephe boyalıdır. Tabii zemin üzerindeki bodrum katında 2 adet mesken, l adet kapıcı dairesi diğer normal katlarında ikişer daire bulunmaktadır, binanın giriş dış cephesi giriş holü ve duvarları merdiven basamak ve sahanlıkları granit mermerdir, merdiven basamak ve sahanlık duvarları cam seramik kaplıdır, asansörlü bir binadır. Parselin etrafı 0,80 metre yükseklikte duvar üzerini ferforje demir korkuluk kaplıdır. Binanın dışındaki alan modern şekilde tropikal süs bitkisi ve çimlerle tanzim edilmiş parsel girişinde güvenlik kulübesi ve personeli bulunmaktadır. Satışa esas 1 bağımsız bölüm nolu taşınmaz bulunduğu binanın zemin üzerindeki bodrum katı batı cephesindedir. Güney ve Batı cepheli olup 1 numaralı kapıdır. Antre salon, salonda bir amerikan mutfak bulunmaktadır. 2 oda klozetli banyo ve 1 adet balkondan ibarettir. Dış kapısı çelik kapı iç kapılar ahşap, balkon kapısı ve pencereler pvc doğrama pencereler plastik panjurlu ıslak zeminleri seramik oda zeminleri ahşap parkedir. Brüt 80 m2, net 65 m2’dir. İmar Durumu: Muratpaşa Belediye Başkanlığından temin edilen 13/1/2007 gün ve 276 sayılı yazıda taşınmazın konut alanında kaldığı ayrık nizam doğu cephesindeki yoldan 10 metre batı cephesindeki yoldan 7.5 metre kuzey cephesindeki yoldan 5 metre çekmek suretiyle yapılabileceği toplam inşaat alanının 2125 m2’yi geçmememek kaydı ile kat serbestliği mevcuttur. Değeri: 90.000,00 YTL Satış Saati 15,3015,40 İpotekten ari olarak satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış 09.10.2007 Salı günü yukarıda yazılı saatler arasında Antalya 3. İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 19.10.2007 Cuma günü yukarıda yazılı saatler arasında Antalya 3. İcra Müdürlüğünde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (YTL veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV, tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 11.08.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 46408 T.C. MERSİN (1) SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL MALLAR AÇIK ARTTIRMA İLANI Esas No: 2007/49Satış Mersin Mezitli köyündeki 817 ada l parsel sayılı 7.822,3 m2 ve 818 ada 1 parsel sayılı 5.888,09 m2 miktarındaki taşınmazlar, tarafları arasında aynen taksimi mümkün olmadığından, Mersin l. Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.04.2005 tarih 2002/1120622 sayılı 16.07.2007 tarihinde kesinleşen ilamları ile satışına karar verildiğinden; 1817 ADA 1 PARSEL: Mersin Mezitli köy yerleşiminin (Meskun alanı) batı tarafından ve ortalama 23 km uzağındadır. Dört tarafı henüz kullanılmaya açılmamış imar yolu ile DSİ Kanalı ile bakım yolu ile çevrilidir. İmar planı içersine alınmış olmakla birlikte bu kesime hiçbir belediye hizmetinin gelmediği, tapu taşımanın olmadığı ulaşımın özel vasıtalarla mümkün olduğunun, Mezitli Belediye Başkanlığından alınan imar yazılarında inşaat yoğunluğunun 1.00 olup zamanla üzerine yapılacak temellerin 35 metrelik yollardan 10 metre, diğer yollardan 5 metre çekme şartının olduğu, 2818 ADA 1 PARSEL: Mersin Mezitli köyünün yerleşim alanının ortalama 23 Km. uzağında olup bu taşınmaz da 817 ada 1 parsel ile aynı nitelik, aynı özellik ve aynı imar durumlarına sahip olduğunun, bu taşınmaz içersinde muhtelif cins ve 59 adet limon ve limon fidanı ile turunç fidanlarının olduğunun, her iki taşınmaza bilirkişilerce 09.08.2007 günü değer takdiri yapıldığının işbu taşınmazın bu özellikleri ve değerleri ile satışa çıkarıldığının ve satış ilanı ile kıymet takdirinin hissedarlar: Kemal UlaşHasan AksoyAyşe TürkoğluDurdu UlaşAyşe SinekliMuhittin SinekliCengiz SinekliCumali SinekliDudu SinekliHidayet GençHatice Aydın (Gürsoy)Hanzade DüzgünHacı Mehmet BaşerFatma SevdiFatma BaşerFatma ErbaşMurat UlaşRefık UlaşFatma UlaşAyşe UlaşMehmet UlaşSabriye UlaşHatice UlaşCennet UlaAli UlaşCennet UlaşVeli UlaşAyşe UlaşZübeyde UlaşMahmut UlaşErdoğan UlaşMehmet UlaşFatma UlaşCengiz UlaşBünyamin UlaşAli UlaşBirsen YazıcıAyşe OcakAdnan UlaşSabri UlaşHalil UlaşDilek UlaşCelil BaharHalil BaharAsuman BaharRemzi BaharNecmettin BaharElife EfeTeslime BaharPerihan GünerBahire GünerFikret GünerHasan GünerEmine GünerMümtaz UysalAyşe UysalMustafa Abdulbaki EkerSabahat EkerHidayet Hakan EkerSongül EkerMehmet Halil EkerMuzaffer EkerAytül EkerBekir EkerMahmut Ulaşİbrahim Halil Ulaşİffet YıldırımNiğmet GövençAli UlaşAyşe ÖrnekÖzer YıldırımÖzdemir YıldırımÖzçelik Yıldırımİsmet YıldırımAyşe UlaşMustafa UlaşFatma GöksuAli UlaşHatice ÇağlarCennet UlaşAyşe EkerZübeyde UlaşFatma UlaşMehmet UlaşEmine UlaşFatma UlaşMehmet Fatih UlaşSıdıka Nuran KeskinKemal UlaşZeynep UlaşMehmet KocaoğluAyşe AydınKadriye UlaşAyşe UlaşSıdıka UlaşGülşen UlaşDuran Ulaş ve Kemal Ulaş’a tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 1) 817 ADA 1 PARSELİN MUHAMMEN DEĞERİ: 156.446,60YTL 2) 818 ADA 1 PARSELİN MUHAMMEN DEĞERİ: 117.761,80YTL 1817 ADA 1 PARSELİN BİRİNCİ SATIŞ GÜN: 06.11.2007 SALI GÜNÜ SAAT: 13,3013,45 2818 ADA 1 PARSELİN BİRİNCİ SATIŞ GÜNÜ: 06.11.2007 SALI GÜNÜ SAAT 14,0014,15 arasında Mersin Adalet Sarayı 6. kat, 607 nolu odada yapılacaktır... 1Arttırmaya iştirak edeceklerin yukarıda yazılı muhammen kıymetin %20’si nispetinde nakit veya milli bir bankanın teminat mektubu vermeleri gerekmektedir. 2Alıcıların, satış saatinden evvel, gayrimenkulu görmüş, beğenmiş, şartnameyi tetkik etmiş ve tamamen kabul etmiş sayılacağından, buna matuf itirazlar sonradan dinlenmez. 3İşbu gayrimenkulle ilgili bilgiler, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dosyada açık bulundurulacaktır. İlanda yazılı olandan fazla bilgi almak isteyenlerin 2007/49 sayılı satış dosyasına müracaat etmeleri gerekmektedir. 4İpotek alacakları ile diğer alacaklıların, (15) ONBEŞGÜN içersinde memuriyetimize müracaat etmeleri, aksi takdirde hakları, tapu sicil ile veya veraset belgesi ile sahip olanlar dışındakiler, satış parasının paylaştırılmasından hariç kalırlar. 5Gösterilen günde; gayrimenkul, takdir edilen değerin %60(Yüzdealtmış) artı masraflarını geçmez ise; ihale, (10) GÜN SONRAYA TEMDİT EDİLEREK, ON GÜN SONRA 16.11.2007 CUMA günü, Mersin Adalet Sarayı, 6’ncı Kat 607 Nolu odada, 14,0014,15 Saatleri arasında yapılacaktır. Bugünün %40 (Yüzde kırk) artı masraflarını geçmez ise; SATIŞ YAPILAMAZ. 6Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse, ihale bedelini verilecek mühlet içerisinde (Bu mühlet 10 günü geçemez) ödemez ise; ihale kararı feshedilerek, kendisinden evvel en çok teklifte bulunan kişiye arz ettiği bedelle almaya razı olursa o kişiye, ihale olunur. Almaya razı olmaz veya bildirdiği adreste yapılacak tebligata rağmen bulunmaz ise; GAYRİMENKUL YEDİ GÜN MÜDDETLE YENİDEN İHALEYE ÇIKARILIR. İki ihale arasında fark olduğu takdirde, aradaki fark ve geçen günler için hesaplanacak (Yürürlükteki yasaya göre) faiz alınacaktır. Bu masraflar, faiz ve iki ihale arasındaki fark, hiçbir hükme hacet kalmaksızın ihale alıcısından tahsil olunur (İc.İf.K.nun, 133). 7Satış Tapu kaydına göre yapılmaktadır. 8 Satış gününe kadar birikmiş vergi ve masraflar ile satış bedeli üzerinden alınması gereken % 09 ilam harcı hissedarlara, satıştan sonraki ihale pul bedeli ve %18 KDV ile tapu alım harcı alıcıya aittir. 9 İşbu gayrimenkul, ilanda ve şartnamede yazılı olduğu üzere satılacağı ilan olunur. 17.08.2007 Basın: 45995 T.C. ÇAYCUMA SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No : 2004/795 Davacı Mehmet ÇUHADAR vekili Av. Alper Karcıoğlu tarafından davalılar Yaşar Çapkın ve 102 arkadaşı aleyhine açılan Çaycuma ilçesi Pehlivanlar mahallesi Gömleksiz mevkiinde 6,11,5,14 parseller ile Pehlivanlar mahallesi Orman Tarla mevkiinde Parsel 9’da kayıtlı taşınmazlarda Ortaklığın Giderilmesi davasının mahkememizde yapılan yargılamasında verilen ara kararı gereğince: Davalılar ÖZGÜL ZENGİNİSMAİL ZENGİNSABAHAT ÜNLÜ adına çıkartılan dava dilekçesi tebliğ edilemediği ve yapılan tüm araştırmalara rağmen adresleri tespit edilemediğinden davalılar ÖZGÜL ZENGİNİSMAİL ZENGİNSABAHAT ÜNLÜ’nün Duruşma günü 19.09.2007 tarihinde saat 09.25’te duruşma salonunda hazır bulunması, ya da kendilerini bir vekille temsil ettirmesi, gelmeği ya da kendisini bir vekille temsil ettirmeği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp karar verileceği, dava dilekçesinin tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 46309 CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle