19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B A A A B B 34 37 36 33 39 40 41 40 35 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB PB PB B B B Y A 29 27 27 27 36 35 33 30 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB Y 35 32 35 36 33 35 29 26 22 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun güney, iç ve doğu kesimleri parçlaı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, İç anadolu’nun doğusu, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadlu’nun kuzeyi sağanak ve gök gürülütülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y B Y Y Y Y Y Y 23 18 23 20 21 21 22 20 26 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y PB B B B Y 28 40 31 32 39 36 27 33 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB Y B B Y Y A A 23 33 30 40 28 27 20 37 39 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada rek yok; anketleri göstermek yeterli. Yüzde 3031’lere düşürenler oldu AKP oylarını, son anda Tarhan Erdem yönetimindeki KONDA’nın açıkladığı sonuca göre, AKP, ohooo almış başını gidiyor. Yüzde 48’lerde! Parti liderleriyle saatler boyu süren programlar da bir âlem. Anketlerden kaynaklanan şaşkınlık; medyayı, lider programlarında soru yönelten gazetecileri de şu veya bu biçimde etkiledi. Kişisel gözlemler olası sonuçlara eklenince... liderlere örneğin seçim sonrası siyasal seçeneklerle ilgili sorular yöneltildi. ??? Sonuç hiçbir seçimde bu kadar zorlanmadı. TBMM’nin kaç partiden oluşacağını kestirmek zor ama, medyanın efendileri AKP’nin tek başına yeniden iktidarını zorluyorlar. Tek başına olasılığı yüksek gösterilen AKP iktidarının önümüzdeki dönemde neler yapacağını, düne kadar neler yaptığı ve yapmak isteyeceği bilindiğinden olacak, olasılıklar RTE’ye sorulmuyor. Özellikle Baykal’a tek başına iktidara ilişkin sorular yöneltilmiyor da, olası sonuçlara dayalı senaryolar üzerinde konuşmaya zorlanıyor. Patronlarının veya vekillerinin tek başına iktidar hevesiyle hareket ettiklerini bilmelerine karşın medya çalışanları hemen bütün soruları AKP’nin artık tek başına iktidara gelemeyeceği olasılığına dayandırıyor. Dereyi görmeden paçayı sıvayanlar çoğunlukta; örneğin Baykal’a baş soru MHP ile koalisyon kurup kurmayacağını içeriyor. ??? Gazetem Cumhuriyet kadar bu seçimlerin Türkiye için tek şans olduğunu, bu şansı halkımızın AKP’yi iktidardan uzaklaştırıp bir kez daha tek başına iktidar olmamasını sağlayarak kullanması gerektiğini zorunlu gören başka yayın organı yok. Cumhuriyet’in tek kaygısı; laik, Atatürk devrimlerine bağlı, üniter devletten ödün vermeyecek bir yönetim, bir iktidar. Bu sonuca varmak için tek hedef AKP’den kurtulmak! Bunu sağlayacak CHP ise CHP, MHP ise MHP, desteklemek... Halkımızı bu yönde ve tehlike karşısında uyarmak! Ama Baykal’ın söylediği gibi “ağzı bozuk ilk TC Başbakanı” RTE; temel ilkelerine, açıkladığı gerçeklere karşı çıkamadığı için teslim alamadığı Cumhuriyet’e, Konya’da, Cumhuriyet kadrosunun etrafında toplandığı imtiyaz sahibimiz, başyazarımız ve yazarımız İlhan Selçuk’a, bir başbakana yakışmayan bir üslupla saldırdı. Bu saldırıya, sık sık kullandığı aynı üslupla kısa bir yanıt vererek bu adama sormak gerekmiyor mu: “Cumhuriyet gazetesi acıttı mı, acıtıyor mu cicim?” ??? Meclis’te Kürtleri temsil eden Demokratik Toplum Partisi çatısı altında toplanacak bağımsızlarla, MHP’nin parlamentoda çatışması olasılığından dem vuruyor. “Bunların birbirleriyle kavgalarıyla mı, vuruşmalarıyla mı, yoksa Türkiye’ye hizmetle mi uğraşacağız” diye üstüne vazife olmayan, partiler üstü bir lider rolü üstleniyor. Kendisinden başka ülkeyi düşünen yokmuş gibi, sanki bulunmaz Hint kumaşı! Böyle bir adamla demokratik ahlak işleyebilir mi? Uzlaşma beklenebilir mi? Bir saptırma ve demagoji ustası. Bu kez Baykal’ın cumhurbaşkanı adayının bir “AKP militanı” olmamasını dileyen sözlerini asıl amacından uzaklaştırıyor, saptırıyor, demagoji ile uzlaşmaz tavrını bir kez daha sergiliyor. Baykal, militan bir AKP’li derken TC’nin temel ilkelerinden uzak, örneğin Bülent Arınç gibi dindar olmayan, ılımlı İslama hizmet etmeyecek bir adayı tarif ediyor. Baykal’a egemen olan bu anlayışı bildiği halde bilmemezlikten geliyor. Uzlaşma yoluyla seçilecek cumhurbaşkanı yerine AKP’den istediği birini Çankaya’ya oturtmak için bu konuda “Baykal’la ne konuşacağız” diyerek uzlaşmadan uzak duracağının işaretini veriyor. Bu seçimde ya laikliği, demokrasiyi, bağımsızlığı, üniter devleti savunanlar... ...Ya da Türkiye’yi satanlar, ülkemiz üzerinde hevesleri olanlarla işbirliği yapanlar, Cumhuriyet rejiminin ılımlı İslam adı altında ABD’nin uydusu konumuna dönüşmesini isteyenler... kazanacak! Konuşmalarında da sara nöbetleri geçiren kafayla nereye? Başbakan Erdoğan’ın oğlunun satın aldığı geminin fiyatı belli oldu GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Gemicik’4.5 milyon dolar ? Baştarafı 1. Sayfada rak açıklandı. Başbakan Erdoğan geminin oğluna yaklaşık 2 milyon dolara mal olduğunu açıklamıştı. Gemi daha önce Başbakan Erdoğan’ın yakın arkadaşı Remzi Gür’ün kayınbiraderi Hasan Doğan’ın ortak olduğu Gürgem Denizcilik’e aitti. Gemiyi 6 Şubat 2007’de alan oğul Erdoğan’ın gemisinin fiyatı altı ayda yüzde yüz oranında artmış oldu. 2 milyon dolar demişti Oğul Erdoğan’ın ortak olduğu MB Denizcilik Şirketi tarafından satın alınan Safran1 gemisinin tartışılan fiyatı belli oldu. Cumhuriyet’in ulaştığı belgeye göre Brezilya merkezli uluslararası broker’lık firması Frank Shipbrokers şirketi geçen hafta yaptığı açıklamayla MB Denizcilik şirketine satılan Safran 1 isimli kuru yük gemisinin (eski adı Ahmet Fatoğlu) fiyatı konusundaki spekülasyonlara son noktayı koydu. Başbakan Erdoğan’ın 2 milyon dolar, gemiyi satan Gürgem Denizcilik’in ortaklarından Hasan Doğan’ın 1 milyon 700 bin dolar dediği Safran 1 gemisinin satış fiyatı uluslararası brokerlik firması Frank Ship tarafından 4 milyon 500 bin dolar olarak açıklandı. Dünya denizcilik sektöründe önemli bir ismi olan ve kaynak bir şirket olarak gösterilen Brezilya kökenli gemi broker’lık firması Frank Ship, bugüne kadar binlerce geminin sa tışında aracı konumda bulundu. Devir 5 ay önce MB Denizcilik tarafından alınan Safran 1 isimli kuru yük gemisinin kredi işlemlerini Denizbank Gaziosmanpaşa Şubesi tarafından yapıldığı ve aynı bankadan kullanılan 500 bin dolar kredinin ise uzun vadeli olduğu öğrenildi. Ocak ayında kurulan MB Denizcilik’in ortakları 25 Ocak 2007 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre yüzde 50’şer payla Ahmet Burak Erdoğan ile Mecit Mert Çetinkaya olarak görünüyor. Şirketin merkezi Üsküdar Salacak olarak gözüküyor. Geminin devir işlemleri 6 Şubat 2007’de yapıldı. Gemi daha önce Başbakan Erdoğan’ın yakın ar kadaşı Remzi Gür’ün kayınbiraderi Hasan Doğan’ın şirketi Gürgem Denizcilik’e aitti. Ahmet Burak Erdoğan’a armatör sıfatı kazandıran Safran1 isimli kuru yük gemisi 1991 yılında Gemyat tersanesinde inşa edildi. Gemi 18 Şubat 2004’te Ahmet Fatoğlu olan adını değiştirerek Safran 1 adını aldı. Şirket zengini 14.5 metre eninde 96 metre uzunluğundaki Safran 1 isimli geminin denizcilik literatüründe kuru yük (Dry Cargo) veya genel kargo (General Cargo) gemisi olarak geçiyor. Safran 1 adlı gemiyi satın alan MB Denizcilik, Ahmet Burak Erdoğan’ın bu alandaki ilk şirketi değil. Ahmet Burak Erdoğan daha önce amcası Mustafa Erdoğan ve eşi Sema Ketenci Erdoğan’ın babası Osman Ketenci ile birlikte Turkuaz adlı şirketi kurmuştu. 2006 yılı nisan ayında adı Bumerz Denizcilik olarak değiştirilen şirketin 1 milyon YTL olan sermayesi mayıs ayında 2 milyon YTL’ye çıkarıldı. Şirkette yüzde 25 hissesi olan Ahmet Burak Erdoğan da sermaye artırımı için gemi alımının dışında bu şirkete de 250 bin YTL sermaye ekledi. Bumerz Denizcilik de ayrıca Başbakan Erdoğan’ın kız kardeşi Vesile İlgen’in eşi Ziya İlgen ile yine aile dostları Mustafa Gündoğan da ortak olarak görünüyor. ‘Gemicik’ demişti Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, seçim otobüsüyle İzmir’in Bornova ilçesinde tur attı. (AA) Başbakan Erdoğan, gelen eleştiriler üzerine gemiyi, “gemicik’’ olarak nitelemiş ve oğlunun gemiyi “çok uygun bir fiyata’’ aldığını şu sözlerle açıklamıştı. “Şimdi gemi var, gemicik var. Bir de bunun sıfırı var, eskisi var. Siz kalkar 151617 yaşında bir gemi alır, bu gemide küçük bir, yani o gemiciklerden olursa ve bunun ödeme koşulları da gayet iyi olursa, kredi sistemi filan gayet iyi olursa, hatta kendi kendini ödeyebilecek noktada olursa niye alınmasın? Kalkar 300, 400, 500 bin dolar peşinatla bir gemi alabiliyor, ondan sonra da bu gemi, taksitlerini kendisi ödeyebiliyorsa bunu yapabilirsiniz.’’ Erdoğan ‘Muhalefeti kes’dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kardeşi Hakan Uzan arasındaki görüşmeyi açıkladı. Uzan, Erdoğan’ın kardeşine, “Hem siyaset, hem ticaret olmaz.Ailece karar verin. Ağabeyin siyaseti bıraksın. Yoksa bedeli ağır olur, gereğini yaparım” dediğini belirtti. Uzan, Erdoğan ile kardeşi arasında geçen ve uzun süre tartışılan görüşmenin içeriğini açıkladı. Erdoğan’ın “ÇEAŞ ve KEPEZ’le ilgili benden yardım istediler. ‘Kusura bakma’ dedim” açıklamasının doğru olmadığını söyleyen Uzan, şöyle devam etti: “Ben belden aşağı siyaset yapmam. Siyasete mevki, makam için girmedim. Millete nasıl hizmet edeceğimizi bugüne kadar duyurdum. Ancak Erdoğan aile fertlerimi siyaset malzemesi yapınca, bu konuyu gündeme getirdim. Olay şudur: Erdoğan, partisinin Adana milletvekili Ömer Çelik vasıtasıyla, o günlerde Çelik, Star gazetesinde köşe yazarıydı, kardeşimi Başbakanlık’a davet ediyor. Önce Star’ın muhalif yayınlarından şikâyet ediyor, ‘Muhalefeti kes’ diyor. Sonra, ‘Hem ticaret, hem siyaset olmaz. Ailece oturup düşünün, karar verin. Abin siyaseti bıraksın. Yoksa bedeli ağır olur. Gereğini yaparım’ diyor.” Uzan, Erdoğan’ın kardeşiyle görüşmesinin ardından “siyasi linç” başladığını, Star gazetesi ve Star televizyonuna el konduğunu söyledi. sından medyanın yönlendiriciliğine, kamuoyu araştırma kurumlarının kamuoyu oluşturma kurumuna dönmesinden ayarı bozuk seçim vaatlerine kadar sayılabilecek tonlarca olumsuzluk var... Ancak bütün bunlara karşın ülkeyi yönetecek kişilerin bir ölçüde halk tarafından seçilmesi güzel şey! Demokrasisi tam olarak rayına oturmuş ülkeler, yukarıda sıraladığımız eksiklikleri on yıllar hatta yüz yıllar içinde çöze çöze, öze ulaştılar. 4.5 yıllık AKP iktidarının ardından çok partili yaşamımızın 16. milletvekili genel seçimi yarın yapılıyor. Öncelikli dileğimiz herkesin sandık başına gitmesi. 42 milyon 533 bin 41 seçmenin çok büyük bir bölümü yarın oylarını kullanarak TBMM’nin 23. dönemini oluşturacak milletvekillerini belirleyecek. Yarın akşam yeni bir dönem başlayacak... ??? Türkiye’nin 59. hükümetini kuran AKP’nin icraatı için “son günde” neler söylenebilir? Bir anlamda sözün bittiği yerdeyiz ama, ana hatlarıyla şu anımsatmaları yapmadan geçemeyeceğiz: AKP, Türkiye’yi en çok borca sokan hükümettir. 200 milyar dolarlık dış borcu 400 milyar doların üzerine çıkarmıştır. 200 milyar doların neredeyse hiçbiri yatırıma gitmedi. Faiz ve benzer harcamalar arasında kayboldu. AKP, Türkiye’yi en çok yabancılaştıran hükümettir. Türkiye’nin dışa açılması, dünyadaki gelişmelerle nefes alıp vermesi elbette önemli. Ancak AKP Türkiye’yi dışa açmadı; Türkiye’nin her şeyini dışarıya çıkardı. Telekomünikasyon sektörünün yüzde 80’i, borsanın dolaylı yatırımcılarla birlikte yüzde 75’i, sigorta sektörünün yüzde 70’i, bankacılık sektörünün yüzde 45’i yabancılaştı. AKP, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının hiçbirini ama hiçbirini gözetmemiş ilk hükümettir. Dış politikada devlet politikası ayrı, hükümet politikası ayrı yol izlemiştir. AKP, devlet kurumlarıyla en çok çatışan hükümettir. AKP’nin uzlaşmadan anladığı şudur; herkesin kendisi gibi düşünmesi. AKP, terör belasının yeniden hortlaması karşısında en duyarsız kalan hükümettir. Öyle ki, seçim sürecinde terör olayı sanki kendi konusu değilmiş gibi hareket etmiştir. AKP, rejim tartışmasının en çok yapıldığı hükümettir. ??? Yukarıdaki örneklere daha pek çok ek yapabiliriz. Burada kesip soralım: Böyle bir dönem devam edebilir mi? Bir 45 yıl daha böyle bir hükümet işbaşında kalırsa, Türkiye’nin hali ne olur? Türkiye’nin gerçek anlamda iç ve çevre barışı için bu hükümetin sandığa gömülmesi gerekiyor. Kimileri, AKP giderse ekonomik kriz olur havası yaymaya çalışıyor. Ekonomi rakamlarının ayrıntısına girdiğimizde görüyoruz ki, Türkiye zaten kriz ortamında. Bunca varlığımızı sattığımız halde, sürekli faiz ödediğimiz halde borcumuzun artmaya devam etmesinin ve hatta artmasının temel nedeni bu. Propaganda döneminde şöyle bir yaman çelişki ortaya çıktı: Çok zenginler ve çok fakirler AKP’yi destekliyor! Neden? Çok zenginler zenginliklerinin artmasını istiyor. Çok fakirler de muhakeme gücünden uzak, aç kalmamaları için verilen paketlere şükrediyor! Sefaletin olduğu yerde sefahat uzun sürmez. Aç kalan toplum bütün değerlerini yer! AKP’yi sandığa gömmek, yeni bir çözüm başlangıcı olacak! ankcum?cumhuriyet.com.tr Baykal:TMSF ilanı yayımlatmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, çeşitli gazetelerdeki seçim anketlerine yurttaşın yarın sandıkta yanıt vereceğini belirterek mutlaka yeni bir iktidara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Baykal, “Eğer böyle olmazsa Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalır. Bugünkü iktidar Türkiye’nin başına çok iş açacak, eğer meydanı boş bulursa” dedi. CHP lideri Baykal, önceki gün NTV’de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seçimi kaybederlerse siyasetten çekilmeleri çağrısı yapmasını değerlendiren Baykal, “Ben senden önce vardım, öyle anlaşılıyor ki senden sonra da var olmaya devam edeceğim. Sona yaklaşan bir siyasetçi, ayrılma söylemini son bir güç kazanma umudu içinde kullanıyorsa, bu son mermisini de ateşliyor demektir’’ dedi. Baykal dün katıldığı bir televizyon programında da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, “TMSF yönetimindeki iki gazete CHP’nin gönderdiği reklamları yayımlamayı reddetti” diyen Baykal, şöyle devam etti: “Bu ilanlar hukuka aykırı ise niye diğer gazetelerde yayımlandı? Diğer gazeteler yayımlıyorsa TMSF ile ilgili bir gazete, ‘Ben bunu basmam çünkü TMSF’nin patronu rahatsız olur, kızıyor başbakan. Başbakan’ı üzmek istemem. Başbakan, yanındaki basın danışmanı bize kızar’ derse Türkiye’de demokrasi zor işler. ” Ankara’nın barajlarını kuraklık değil, plansız, programsız ve pahalı uygulamalar kuruttu Başkenti Gökçek susuz bıraktı IŞIK KANSU Havaalanlarında yoğunluk ? İstanbul Haber Servisi Pazar günü gerçekleştirilecek olan milletvekili genel seçiminde oy kullanmak amacıyla tatil yörelerinden dönen yurttaşlar, Atatürk Havalimanı’nda yoğunluğa neden oldu. Oy kullanabilmek için tatillerini yarıda kestiklerini belirten bazı yolcular, vatandaşlık görevlerini yerine getirdikten sonra tatillerine devam edeceklerini söylediler. Bu arada, Onur Air, seçim öncesinde yaşanacak yoğunluk nedeniyle tatil yörelerinden İstanbul’a yapılacak bazı seferlerde uçak tipinin büyütüldüğünü, bazı hatlara da ek seferler konulduğunu duyurdu. ANKARA Su uzmanlarının yaptıkları değerlendirmelere göre Ankara’yı kuraklık değil, AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in plansız, programsız ve pahalı uygulamaları susuz bıraktı. Gökçek yönetimi, içme suyu amaçlı kurulmuş Kayaş Bayındır Barajı’nı “Mavi Göl” olarak rekreasyon alanı yaparken Ankara’ya yeni su kaynakları sağlamak üzere planlanan Gerede sistemini geciktirdi. DSİ tarafından açılıp ASKİ’ye devredilen kuyular bakımsızlıktan kullanılmaz hale geldi. Gökçek’in seçenek olarak sunduğu Kızılırmak suyunun Ankara’ya yönlendirilmesi tasarımının da hem kirli, hem pahalı olduğu, hem de Kızılırmak boyunca elektrik üreten barajlara zarar vereceği belirlendi. ‘KIZILIRMAK’IN SUYU UYGUN DEĞİL’ Rapor’da; Gökçek yönetiminin, DSİ’nin hazırladığı Master Planı gereği 2030 yılına atılmış bir tasarım olan, Kızılırmak’tan Ankara’ya su getirme Projesinin yaşama geçirdiği anımsatılarak, bu sistemin olumsuzluklarına ilişkin şu irdelemelerde bulunuldu: “Kızılırmak Nehri’nin su kalitesi ileri arıtma teknikleri kullanılmadan içme suyu olarak kullanılmaya uygun değildir. Kızılırmak, doğduğu Sıvas’tan Ankara’ya gelinceye kadar, çevresindeyer alan şehir ve köylerin atıklarının yarattığı kirlilik yanında içerisinde yüksek oranda sülfat barındırmaktadır. Mevcut durumda kullanılan, Kurtboğazı ve Çamlıdere barajlarının sularının arıtıldığı İvedik Arıtma Tesisleri teknik olarak Kızılırmak’tan getirilecek suların arıtılarak içme suyu standartlarına uygun hale getirilmesine uygun değildir.” lometre uzunluğunda bir tünelden oluşan “tünelli cazibe alternatifi”nin yapılmasını ve bu işin kendisi tarafından yürütülmesini istedi. Böylece Ankara’ya yeni su kaynağı sağlayacak olan Gerede sistemi ASKİ tarafından hem geciktirilmiş oldu, hem de çok pahalı hale getirildi. Bu yıl içerisinde Akyar, Eğrekkaya ve Kurtboğazı barajlarındaki su, teknik deyimle “ölü hacim” düzeyine değin düştü. Bunun üzerine belediye, Ankara’nın su gereksinimini karşılamak üzere Çamlıdere Barajı’ndan günde fazladan 500 bin metreküp su almaya çalıştı. Ancak basıncın yeterli olmaması nedeniyle Gökçek’in ifadesiyle “Hiçbir belediyenin yapmadığı yapıldı” ve 3 milyon YTL’ye mal olan bir pompa sistemi kuruldu. Böylece, çok zorunlu olunmadıkça kullanılmaması gereken bir işlem yapılmaya başlandı ve Çamlıdere barajının “ölü hacim” olarak adlandırılan ve havzasından gelecek sürüntü maddesinin depolanması için ayrılmış olan kısmından kente su pompalanması uygun görüldü. Su uzmanlarının raporunda, bu durumun hem su kalitesinde olumsuzluğa yol açacağı hem de pompalar nedeniyle harcanacak enerjinin su maliyetini artıracağı da vurgulandı. Raporda ayrıca DSİ tarafından açılıp ASKİ’ye devredilen ve kuraklık, savaş, deprem gibi durumlarda kullanılması yaşamsal önem taşıyan kuyuların bakımlarının belediye tarafından yapılmadığı için kullanılamaz duruma geldiği kaydedildi. Proje pahalı hale getirildi Baraj ve su alanlarında uzmanlarca ilgili yerlere ulaştırılmak üzere hazırlanan bir raporda, 1995 yılında hazırlanan Master Plan Raporu’na göre Ankara’nın 20112027 yılları arasındaki su gereksiniminin Gerede sisteminden karşılanması gerekliliğine dikkat çekilerek, Gerede sistemi yapılması çalışmaları devam ederken devreye giren Ankara Belediyesi’nin su ve kanalizasyon idaresi ASKİ, daha ucuz ve daha çabuk su aktarmaya olanak tanıyan “pompaj sistemi”ni uygun bulmadı. Yerine, Işıklı Barajı ile 31 ki İDO’dan seçim için ek sefer ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO), seçim nedeniyle EskihisarTopçular arasında yaşanan yoğunluğa karşı ek vapur koydu. İDO’dan yapılan açıklamada, geliş trafiğini rahatlatmak amacıyla, SirkeciHarem hattında boşa çıkan arabalı vapurların, EskihisarTopçular hattına takviye edildiği belirtilirken Bandırma dönüşünde yaşanan yoğunluk nedeniyle de yolcuların yeni açılan Bursa hattına yönlendirildiği kaydedildi. NİLGÜN İRMİKÇİ Dostların seni çok özleyecek CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle