25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Yıldız oyuncu Lincoln’ün Feldkamp’la tartıştığı için oynatılmadığı öğrenildi Galatasaray’ da gizlenen kavga Spor Servisi Yeni sezona flaş transferlerle giren G.Saray’da Brezilyalı yıldız Lincoln’ün hazırlık maçlarında oynatılmaması kafalarda soru işareti yaratırken ünlü futbolcunun teknik direktör Feldkamp’la tartıştığı ve bu nedenle kadroya giremediği öğrenildi. Dayanıklılık antrenmanlarında Feldkamp’la ters düşen ünlü yıldızın tüm çift kalelerde oynayıp birbirinden şık goller atmasına karşın hiçbir hazırlık maçında oynatılmayışının gerekçesinin bu “kavga” olduğu belirtildi. Feldkamp’ın Alman basınına verdiği “Lincoln değişecek, değişmek zorunda” türündeki demeçler de bu gerginliği doğrular nitelikteydi. Sakat değil Lincoln’ün Schalke’de geçen yıl geçirdiği diz ameliyatının izlerini taşıdığı gerekçesiyle oynatılmadığı varsayımları da bu son gelişme üzerine çürütülürken Özhan Canaydın ve Adnan Polat’ın ünlü Alman çalıştırıcıyla konuşup Lincoln’ü affetmesini istedikleri sızan bilgiler arasında. Almanya’daki kamp sürecinde Brezilyalı oyuncuyu oynatmayı düşünmeyen Feldkamp, Lincoln’e İstanbul’daki hazırlık ve lig maçlarında şans tanıyacak. G.Saray Almanya’daki son hazırlık maçında bugün Bochum’la karşılaşacak. ‘Y eni bir çağ başlıyor’ G.SARAY BAŞKANI CANAYDIN CAMİAYA UMUT VERDİ .Saray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, Seyrantepe’ye çok önemli bir yatırım yaptıklarını belirterek “Bu stat Avrupa’nın ilk 10 stadı içine girecek. Herkese hayırlı olsun. G.Saray’ı yükseklere taşıyacağız. G.Saray için yeni bir çağ başlıyor” dedi. Canaydın, G.Saray TV’ye yaptığı acıklamada Sarı Kırmızılı kulübün bu stada 49 yıllık üst hakkıyla sahip olacağını hatırlatarak, “Ali Sami Yen’de kalmış olsaydık önümüzdeki yıldan itibaren 60 milyon dolar kira ödeyecektik, dolayısıyla ondan da kurtulduk. Bu işten TOKİ de kazandı. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ve Galatasaray da kazanıyor. Yazılanlara pek aldırmamak lazım. Gerçek çok basit ve ortadadır. Herkese bunu anlatmaya da hazırım” diye konuştu. Seyrantepe projesinin büyüklüğünün haricinde, ciddi bir finansmana 5 OYUNCU GİDİYOR G G .Saray Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp, 5 Ağustos’ta İzmir’de Karşıyaka’yla oynanacak hazırlık maçında sahaya çıkaracağı takımın ligde sahaya süreceği kadrosu olacağını söyledi. Feldkamp, “Beş oyuncu bu kadrodan eksilecek. Ama ben şunu söyledim; ilk önce oyuncularıma söyleyeceğim, ondan sonra basına. Daha onlara söylemedim bile. İlk üç isim belli, ancak henüz daha diğerlerinde kararımı vermedim” dedi. Kalli’nin göndermeyi düşündüğü isimlerin Cihan, Orhan Ak, Hasan Kabze, Mehmet Güven ve Anıl olduğu iddia edildi. Bu arada G.Saray, son 10 yılda Avrupa kupalarında mücadele eden takımlar arasında en başarılı 18. takım oldu. Feldkamp, yıldız oyuncu Lincoln’le ilgili olarak “Lincoln’ü tüm pozitif ve negatif ifadeleri dinleyerek aldım. Lincoln Almanya’da oynamak istemediğini söyledi” diye konuştu. ihtiyacı olan proje olduğunu vurgulayan Canaydın, şöyle devam etti: “G.Saray için yeni bir çağ başlıyor. Gelirlerimizde ciddi artışlar olacak. Bu Türk sporu için büyük bir yatırımdır. Stadımızın 52 bin kişilik olmasının sebebi UEFA finalleri, Şampiyonlar Ligi finallerini ve turnuvaları yapabilecek olmamızdır” Özhan Canaydın, G.Saray Adası’nın Avrupa’nın ilk deniz üstündeki tesisi olduğunu dile getirerek “Herhalde bir şeyler yapmış bir başkan olarak anılmaya devam ederiz. Bu sene transferlerimiz çok güzel, o yüzden taraftarımız memnun ama memnun olmayan belli miktarda taraftarımız da olabilir. Onlara da zaman içersinde haklı olduğumuzu gösteririz” şeklinde konuştu. Bu arada G.Saray Futbol AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin ve yönetici Haldun Üstünel’in Schalke 04’te forma giyen Kuranyi’nin transferini bitirmek için çaba harcadığı ve görüşmelerde bulunduğu bildirildi. SiyahBeyazlılar, Avusturya’da oynadığı hazırlık maçında D.Bükreş’e yenildi S P O R YO R U M A R İ F K I Z I LYA L I N Beşiktaş penaltılara takıldı Beşiktaş: 7 Dinamo Bükreş: 8 STAT: AloisLatini Stadion BEŞİKTAŞ: Rüştü (6), Serdar Kurtuluş (6), İbrahim Kaş (6), İbrahim Toraman (5), İbrahim Üzülmez (5), Serdar Özkan (6) (dk. 74 Aydın 5), Cisse (5) (dk. 87 Koray ), Ricardinho (5) (dk. 67 Fahri 4), Tello (6) (dk. 74 Ali Tandoğan 5), Delgado (5) (dk. 59 Can Erdem 5), Bobo (5) (dk. 84 Gökhan Güleç ) DİNAMO BÜKREŞ: Lobont (6), Blay (5), Moti (6), Radu Stefan (6), Izvoranu (5), Margaritescu (6), Zicu (5) (dk. 65 Ropotan ), Fernandes (6), Munteanu (5), Bratu (4) (dk. 53 Oprita5) , Niculescu (6) PENALTILAR: Serdar Kurtuluş (+), Fahri (+), Gökhan Güleç (+), İbrahim Toraman (+), Ali Tandoğan (+), Can Erdem (+), Aydın (), İ.Üzülmez (+), İ.Kaş () Ropotan (+), Blay (+), Oprita (+), Niculescu (+), Munteanu (+), Fernandes (+), Lobont (), Moti (+), Radu Stefan (+) SARI KARTLAR: Cisse (Beşiktaş), Radu Stefan Gün Seçim Günüdür... 4.5 yıl öncesini anımsıyorum da; Türkiye yine seçim telaşındaydı. Sokaklar, caddeler bayraklarla donatılmış, kırmızısı, beyazı, turuncusu, yeşili flamalar, afişler ülkeyi neredeyse boydan boya kaplamıştı. Verilen sözler, vaatler, dolup dolup boşalan meydanlar, etli pilavların, ayranların, tulumba tatlılarının ikram edildiği mitingler. Ve bir pazar sabahı... Kuşlar öterken başlanan oy verme işlemi, hava kararırken sona erdiğinde ülkenin de yazgısı belli oluyordu. Sonrası malum, önce Abdullah Gül hükümeti, ardından Recep Tayyip Erdoğan hükümdarlığı... Sürekli artan benzin, tavana vuran mazot fiyatı, göstermece değerlerle gizlenen enflasyon, işsizlik, kapanan işletmeler, sanata vurulan darbe, kadrolaşma, yok edilmek istenen Atatürk devrimleri, silinmeye çalışılan laiklik, yabancılara peşkeş çekilen özvarlıklar, iyice yoksullaşan Anadolu, Başbakan’ca azarlanan çiftçi, TBMM Başkanı’nca terslenen esnaf, milletvekillerince aşağılanan ‘millet’. Bu konulara değinmeyeceğim. İmtiyaz sahibimiz İlhan Selçuk başta olmak üzere Hikmet Çetinkaya, Mustafa Balbay, Şükran Soner ve diğer yazarlarımız her gün sütunlarında Türkiye’deki insan manzaralarını en akıcı üslupla sizlere aktarıyor... Peki, geride kalan 4.5 yılda spor dünyası nasıl bir süreç yaşadık? İleri mi gittik, kupalar, şampiyonluklar mı kazandık, yüzde 60’ı genç olan bir ülkeye spor bilinci mi aşıladık? Evet demek isterdik.. Ama ne yazık ki yanıtımız ‘hayır’... Pozitif tek adım atamadı spor tutkunu 75 milyonluk koca coğrafya... Unutulmasın ki spor sahaları, toplumun aynasıdır. Eğer sokakta, meydanda, otobüste, Meclis’te kavga, kaos varsa; salonlardan, statlardan, pistlerden, pisinlerden de farklı görüntüler bekleyemezsiniz... Evet... Ne yazık ki, kara bir 4.5 yılı geride bıraktık. Öncelikle AKP iktidarının futbolda egemen güç olma arzusu, 2002’de tavan yapıp dünya üçüncüsü olan gözbebeğimiz ulusal takımımızın önünü kesmeye yetti de arttı bile... Çok değil, 2000’li yıllarda kulüpler bazındaki en önemli 3 kupadan 2’sini alan bir Türk takımı varken, yine sonraki yıllarda (2001, 2002) Türk takımları Avrupa’nın 1 numaralı kupasında çeyrek finallere çıkarken şimdi İnter Toto Kupası’nda alınan galibiyetleri başarı kabul eder hale geldik. Başbakan’ın “Federasyon Başkanı seçme” arzusuna kurban gidip UEFA’nın, FIFA’nın diline düştük. Belediyeler, yurttaşlarına spor yaptıracaklarına milyon dolarlara futbolcu transfer etti, bazıları işi daha da ilerletip kulüpleri “oğlunun çiftliği” haline getirdi... Özerkliğimiz yerle bir edilmeye çalışıldı. Ne var ki ülkede, baskıya karşı duran birileri vardı da, futbol hepten elden gitmedi... Peki ya futbol dışı branşlarda ne yaptık geride kalan süre içinde? 2000’li yıllarda hepimizi TV’nin başına mıhlayan, Japonya senin, Paris benim peşinden koşturan altın kızımız Süreyya Ayhan’ım nerede? Onu ve onun gibileri de koruyamadık. Yüzmede geriye gittik, hentbolu unutturduk, halterdeki altın çocuklarımızı doping denen canavara kaptırdık, ata sporumuz güreşte “ithal sporcu” arar hale geldik... Basketbolda eğer Efes Pilsen ve Ülker’in yatırımları olmasa çoktan kapıya kilit vururduk ama basketbolsever iki aile; Özilhanlar’la, Ülkerler dev adamların küçülmesine izin vermedi... Örnekleri çoğaltabilir, branş branş, isim isim de verebiliriz.. Ama siz zaten, son 4.5 yıldır spordaki erozyonu izliyorsunuz... Evet, bu ülkenin spordan sorumlu Devlet Bakanı, yukarıdaki kara tabloya sadece “Bak”tı. Ne sporcusuna sahip çıkacak projeleri yaşama geçirdi, ne sivil inisiyatifin görev almasına onay verdi. Sadece ve sadece seçim gündeme geldiğinde kendi bölgesinin takımına ‘forma’ reklamı aradı o kadar! Ve eğer Mehmet Atalay gibi demokratik duruşu olan bir Gençlik Spor Genel Müdürü olmasa, inanın bu çöküşü çok daha büyük ölçekli yaşardı spor ailesi... Bütün federasyonlar özerklik adı altında AKP’li milletvekili tanıdıklarının istilasına uğrardı. Sonuçta görev süresince defalarca istifası istenen, gitmesi için AKP gruplarında imzalar toplanan Atalay, ülke sporunu ancak bu kadar ayakta tutabildi. Evet, yarın sandık zamanı.. Herkes hür iradesi ile oyunu kullanacak.. Ancaaak.. Bu zihniyet devam eder de, partililerin “istemezük” buyruğuna direnen 2. bir Mehmet Atalay çıkmazsa Türk sporunun geleceği de ülkenin geleceği gibi karanlığa bürünür... İyi seçimler... Beşiktaş’ta Serdar Özkan ilk 11’de forma giydi. (Fotoğraf:besiktasjk.com) YENİ PRİM SİSTEMİ eşiktaş’ta prim sistemi yenileniyor. Siyah Beyazlıların Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam’ın isteği doğrultusunda maç başına prim alamayacak olan Beşiktaşlı futbolculara, sezon sonunda oluşacak puan durumuna göre ödeme yapılacak. Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Celal Kolot da, maç başına prim sisteminden vazgeçtiklerini, sezon sonunda puan durumundaki yerlerine göre prim vereceklerini söyledi. Kolot, şampiyon olmaları halinde futbolculara 1 milyon Avro dağıtacaklarını söylerken takımın 2. sırayı alması halinde ise 500 bin Avro verileceğini bildirdi. Öte yandan Siyah Beyazlıların, West Ham’ın yıldız oyuncularından Carlton Cole’ü almak üzere olduğu öğrenildi. B GÖRÜŞ / HALİT DERİNGÖR Tanzimat Kafası Geri kalmışlığımızdan mı, yoksa tanzimat kafalılığımızdan mı, nedendir bilemiyorum... Yabancı hayranlığından bir türlü kurtulamıyoruz. Zaman zaman hayranlığımız sevgi sınırlarını aşıyor. Yabancı olsun da çamurdan olsun... Adeta onları tabulaştırıyoruz. Amerikalı olsun, Alman olsun, İngiliz olsun, her alanda peşinen onların üstünlüklerini kabul ediyoruz! Kendimizi karınca gibi, onları ise dev gibi görüyoruz. Sanki büyüteçle bakıyoruz. Tipik bir küçüklük duygusu... İkinci Dünya Savaşı sonrası ülkemize Amerikan donanması geldi. Dolmabahçe Sarayı önüne demirledi. Tüm İstanbul halkı bir program içerisinde bu gemileri gezdi. Conilerin yaptıkları şımarık hareketler hâlâ belleğimdedir. Hiç unutmam o günleri. Şımarıklığa da devam ediyorlar. Değişik olaylarda da yabancı hayranlığımızın tipik örnekleri vardır. Son örneği de sporda, Roberto Carlos... Türkiye’ye gelmesi, yürümesi, konuşması adeta bir mesele oluyor. Neredeyse adamın aktüalitesi yaklaşan seçimleri geçti. Bütün davranışları manşetlere ve ekrana yansıyıp duruyor. Sporkolikler Carlos’un elini sıkmak ve onun formasını tutabilmek için adeta birbirleriyle yarış halindeler. Evrensel boyutta bir şöhret olmasına karşın bu ilgiye kendisi de şaşırıyor. Bu kadar ilgi ve hayranlığın ileride F. Bahçe’nin sahadaki on birine ne şekilde yansıyacağını da merak ediyorum. Şimdiden, F. Bahçe’nin üstünde bir konuma ulaştı. Carlos, dünyanın en iyi solaklarından biri. Ben yıllarca forvet oynadım. Ama yine de bu defansif oyuncuyu takdir ederim. Futbol hayatının son demlerinde çok büyük bir transfer ücreti de aldı. Sanırım, F. Bahçe bu hususta doğruyu da yaptı. Verdikleri parayı reklamlardan çıkardılar. Ama Carlos ne de olsa bir futbolcu. Ben ona bir futbolcu olarak bakarım. İlah olarak bakmam. Çünkü az çok biz de oynadık bu futbolu. Ama top oynamamış insanların baktığı ayran budalası gibi ona bakmam. Hayali olarak takımın tüm kaderini de ona bağlamam. Beklerim, görürüm ve ondan sonra hükmümü veririm. Meslektaşlarıma da böyle davranmak yakışır. Önceden konuşmayı hiç sevmem. Futbolcuyu sahada top oynarken seyreder ve ondan sonra karar veririm. Sanırım Türkiye’ye gelen en iyi yabancı Hooijdonk. Çünkü onu gördüm ve izledim. Futbolu değil, ahlakı ve insanlığı ile de bir örnek oldu Türkiye’ye. F. Bahçe’yi başarıdan başarıya götürdü. Kötü oynadığı hiçbir maçı izlemedim. Ona da başlangıçta Carlos gibi davranılmıştı. Sonuçta, kimseyi utandırmadı. Futbolseverlerin kalbinde taht kurdu. Hiçbir zaman da unutulmayacak. Zor ama Carlos’un da ülkemizde, ikinci bir Hooijdonk olmasını çok arzularım. www.halitderingor.net, eposta: halitderingor?hotmail.com İkinci başkan Nihat Özdemir ‘Yabancı sayısı artmalı’ dedi F.Bahçe’den kontenjan isteği Spor Servisi Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci Başkanı Nihat Özdemir, Türk futbolunun Avrupa’da başarılı olması için, federasyonun yabancı oyuncu kontenjanını mutlaka artırması gerektiğini savundu. Bitlis’te yaptıracağı çimento fabrikası için incelemede bulunan Özdemir, yaptığı açıklamada, Avrupa’daki maçlarda kadrolarında daha fazla yabancı oyuncu bulundurma yetkisinin kendilerine verilmesini istediklerini bildirdi. Federasyonun yabancı kontenjanı hakkında aldığı son kararın 6+1 olduğunu anımsatan Özdemir, şöyle konuştu: “Şu an kadromuzda 8 yabancı oyuncu var. Yani bize tanınan kontenjandan fazla bir oyuncumuz var. Verilen imkân neticesinde, artık yabancı oyuncu alma hakkımız yok. Dolayısıyla yabancı transferlerimiz şu an budur. Bununla beraber çok önemli iç transferleri gerçekleştirdik. Takımımız 22 Temmuz’da Türkiye’ye gelecek. Lig başlayana kadar çalışmalarımızı burada devam ettireceğiz. Bir de Almanya’da süper kupa maçımız olacak.” Yabancı kontenjanının sınırlamasından dolayı, yabancı oyuncu transfer etme şanslarının olmadığını belirten Özdemir, buna karşın çalışmaların devam ettiğini, herhangi bir gelişme olduğu takdirde bunu kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti. AKLIMDA SORU İ Ş A R E T L E R İ VA R F.Bahçe Teknik Direktörü Zico, Sarı Lacivertlilerin 200708 sezonu için yaptığı hazırlık kampını basın toplantısında değerlendirdi. Brezilyalı çalıştırıcı, eskiden daha güler yüzlü olduğu ancak şimdilerde daha ciddi olduğu şeklindeki yoruma, “Kafamda soru işaretleri var. Hazırlık kampını tüm futbolcularım buradayken yapabilmeyi isterdim. Ancak Alex’ten, Roberto Carlos’tan, Appiah’tan ve Lugano’dan yoksun bir şekilde çalışmak durumunda kaldım. Ben onlarla şu anda çalışıyor olmayı isterdim. Kafamızı karıştıran nokta Appiah. Onun oynama olasılığı az gibi görünüyor” diye yanıt verdi. Zico, transfer çalışmalarıyla ilgili olarak “Sadece stoper eksikliğimiz var. Bir stoper alırsak iyi olabilir. Onun dışında da transferi kapatabiliriz” dedi. Zico. “Kamp Günlüğü’’ programının konuğu olan Carlos, Sarı Lacivertli kulüpte de başarılar elde etmek, kaldığı sürece güzel arkadaşlıklar kurup, en güzel başarıları yaşamak istediğini belirterek, “F.Bahçe gibi büyük bir kulüp, mutlaka Avrupa’da söz sahibi olmalı. Mentalitemizi değiştirmemiz ve büyük bir kulüpte oynuyor gibi oynamamız gerekiyor’’ dedi. Tamamen F.Bahçe’ye odaklandığını dile getiren Carlos, “Buraya sadece futbol oynamaya gelmedim. Başarılar kazanmaya, kupalar kazanmaya geldim. Bu formayı giyebilmek benim için bir gurur’’ diye konuştu. F.Bahçe, bugün dördüncü ve son hazırlık maçını Çek takımı Sparta Prag ile yapacak. Südstadt Stadı’nda oynanacak maç TSİ 20.00’de başlayacak ve D Spor’dan naklen yayımlanacak. Carlos: Avrupa’da başarı gerekli Roberto Carlos, F.Bahçe gibi büyük bir kulübün, Avrupa’da başarılı olması gerektiğini söyledi. F.Bahçe TV’de, CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle