19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Avrupa Konseyi seçimleri izlemek için Alman Sol Parti Milletvekili Hakkı Keskin’i görevlendirdi PERŞEMBE ORHAN BURSALI Sınır kapılarında oy tartışması AYKUT KÜÇÜKKAYA Petkim Örneği Çok önemli bir sanayi kuruluşumuz olan Petkim’in yüzde 51’lik ön satışı, 2.050 milyar dolara gerçekleşti. En yüksek parayı veren TransCentralAsia Petrochemical Holding Ortak Girişim Grubu’nun çok da belirli olmayan bir ortaklık yapısı var; kimin eli kimin cebinde pek de bilinmiyor. Türkiye’de Petkim’i kim nasıl işletecek; işletecek mi; bir yatırım plan ve programı var mı yok mu? Tam bir körlemesine satış. İki nokta dikkat çekiciydi: Birincisi, Petkim’i alacak ortaklardan Kazakların, ihale sonuçlarını Kazakistan Devlet Başkanı’na “doğum günü müjdesi” olarak bildirmesi! İkincisi, Erdoğan ve ekibinin “sermayenin rengi, kimliği, ırkı, dini”nin kendilerini ilgilendirmediğini açıklamaları. AKP’nin sadece Petkim’de değil bütün özelleştirmelerde tek ilgilendiği konu, şirketin şu veya bu şekilde, ama mutlaka satışı. Sonrası? Erdoğan ve takımının umurunda değil, gelecek. Önemli olan şu an; cari açıklarını kapatacak nakitlerin kasaya girmesi ve borsaya durmadan sıcak para akışının teşvik edilmesi. AKP tam alsatçı bir tüccar parti! Aracılıktan sürekli nemalanan! ??? Petkim ile Oyakbank’ın satışı farklı. Büyük düşünüp çevresinde yayılamayan yerli finans sermayesinin(*), rekabet karşısında malınınparasının derdine düşerek, gücünü yabancıya devretmesine, şüphesiz belki de geldiğimiz şu noktada (bankacılığın yüzde 42’sinin yabancılaşması) yasal olarak dur demek gerekir. Petkim ise ülkemizin tek petrokimya kurumu. Petrolİş raporlarına göre Türkiye dünyanın 5. büyük petrokimya pazarı. Petkim’in cirosu 1.6 milyar dolar. Kendi kaynaklarıyla 437 milyon dolar yatırımla üretim teknolojilerini yenileme gücüne sahip olduğunu gösterdi. Kazancı yerinde. Üretimi AB standartlarında. 14 ana işletme fabrikası, müthiş arazileri, barajı ve limanı var. Bunların ötesinde çok önemli bir kamusal görevi var: Ulusal sanayiciyi, küçük üreticiyi (yüzde 95), ürün fiyatlarını makul düzeylerde tutarak desteklemek. Şirket, özel sektöre, yabancıya geçince, bu destek bitecek. Ülkesel, kamusal bir zarar başlayacak. Petkim, ülke içi tüketimin sadece üçte birini karşılayabiliyor; bunu üçte ikiye çıkartacak yeniliklere gideceğimize, ithalat girdilerimizi azaltma çabasına gireceğimize ve yerli sanayinin gelişmesine daha büyük katkı nasıl sağlayabiliriz diye düşüneceğimize, Petrolİş raporunda belirtildiği gibi, özel sektörü yeni petrokimya tesisleri kurmaya teşvik edeceğimize, sanayileşmenin çok önemli bir alanından çekiliyoruz! Petkim’in satışı ile, Petkim ürünlerini daha pahalı tüketecek Türkiye. İthalat artacak ve daha fazla dış ticaret açığı vereceğiz! Petkim, planlı kalkınma döneminden kalma, büyük bir kuruluş. Satışıyla birlikte, çoktan mezara gömülen planlı kalkınmanın da son büyük evladı mezara gömülecek!.. ??? Petkim’e bir de “ulusal sanayi” açısından bakarsak: Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme, eldekileri satarak gerçekleştirilebilir mi? Devletin, tam tersine, ithalatı azaltıcı ve ülkede iş olanaklarını ve üretimi durmadan artırıcı teşvik ve düzenlemelere gitmesi gerekir... “Sürdürülebilir” bir ekonomik yapıya sahip ve hızlı büyüyen bütün ülkelerin başarısında, böyle plan ve programlar yatıyor. Büyümesini, esas olarak, dışarıdan ithal edilecek sabit veya likit sermaye araçlarına bağımlı olmadan gerçekleştirecek; Gerçek anlamda sürekli ihracat fazlası veren; Küresel krizlerden en az etkilenecek, ama küresel büyüme olanaklarından da en çok yararı sağlayacak; dengeli bir ekonomik yapıyı kurmak, yurtseverliğin ta kendisi olmalıdır. AKP bunun çok ötesinde olduğunu her fırsatta gösteriyor. Türkiye AKP’nin bu tüccar zihniyetinden kurtulmalıdır! Peki diğer partiler bu bilinçte mi? (*) Finans sermaye, güçlü finansal yapı, piyasaların efendisidir; piyasalarda “gerçek iktidar”ın ta kendisi sayılır. Finansal birikim, kapitalizmin de itici gücüdür. AKP’nin tüccarlığını ise finansal gücün desteklediği üretim sektöründen sonra, ancak üçüncü önem sıralamasında sayabiliriz! Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısına ve 3 Kasım 2002 seçimleri verilerine dayanarak “Bodrum, Dalaman, Samsun ve Trabzon” havalimanlarına gurbetçinin oy kullanması için sandık koymayan Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) Avrupa’dan itirazlar yükseliyor. Avrupa Konseyi tarafından 22 Temmuz seçimlerini izlemekle görevlendirilen Federal Almanya Parlamentosu Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Keskin ve Avrupa ADD Genel Başkanı Dursun Atılgan YSK’ye yazdıkları yazılarla listeye tepki gösterdi. Keskin, YSK Başkanı Muammer Aydın’dan Bodrum ve Dalaman havalimanlarına da sandık konulmasını talep ederken Atılgan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri Erkilet Havaalanı listeye dahil edilip Samsun ve Trabzon gibi havaalanlarının dahil edilmemesinin, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olduğunu açıkladı. ? Federal Almanya Parlamentosu Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Keskin ve Avrupa ADD Genel Başkanı Dursun Atılgan YSK’ye yazdıkları yazılarla “sandık konulacak sınır kapıları listesi”ne tepki gösterdi. Keskin, YSK Başkanı Muammer Aydın’dan Bodrum ve Dalaman havalimanlarına da sandık konulmasını talep etti. 25 Haziran’dan bu yana “Atatürk, Sabiha Gökçen, Esenboğa, Adnan Menderes, Antalya, Adana Şakirpaşa ve Erkilet havalimanları” ile “Kapıkule, İpsala, Cilvegözü, Sarp, Habur sınır kapıları, İzmir Çeşme Deniz Limanı ve Taşucu Deniz Limanı” gümrük kapılarında oy kullanılıyor. 3 Kasım 2002 seçimlerinde sınır kapılarında 43 bin oy kullanılmıştı. Bu sayıya bu kez 5 Temmuz tarihinde ulaşıldı. Sınır kapılarında kullanılan toplam oy sayısı 100 bine yaklaştı. Seçime kadar bu sayının 200 bine ulaşacağına kesin gözüyle bakılıyor. YSK, oy kullanılabilecek gümrük kapıları, limanlar ve havaalanları seçilirken, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün son 3 yılın hazirantemmuz aylarında yurttaşların gümrük kapılarından giriş ve çıkışlarını gösteren 4 Mayıs 2007 tarihli yazısına ekli istatistiki veri bilgileri ile 3 Kasım 2002 seçiminde kullanılan oy miktarlarını göz önünde bulundurdu. aylarında yurtdışından gelen vatandaşlar tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Kuşkusuz her seçmene vatandaşlık hakkının gereği oy kullanma hakkının sağlanması, devletin en önemli görevleri arasında yer almaktadır. Avrupa Konseyi tarafından Türkiye’deki seçimleri izlemekle görevlendirildim. Sizden özellikle bu görevimden dolayı, Türkiye’nin tüm havaalanlarında, limanlarında ve sınır kapılarında yurtdışından gelen vatandaşların oy kullanabilmeleri için olanak sağlamanızı ve bunun için gerekli girişimlerde bulunmanızı önemle rica ediyorum.” Atılgan da YSK’ye yazdığı yazıda Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Keskin’den YSK’ye yazı Listede Samsun, Trabzon havalimanlarının yanı sıra Bodrum ve Dalaman havalimanları da yer almadı. Avrupa Konseyi tarafından seçimleri izlemekle görevlendirilen Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Prof. Dr. Keskin, YSK Başkanı Aydın’a yazdığı 10 Temmuz 2007 tarihli yazısında Bodrum ve Dalaman’la ilgili tepkisini şöyle dile getirdi: “Bodrum ve Dalaman havaalanları özellikle yaz verilerine atıfta bulunarak şunları söyledi: “Özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan yurttaşlarımızın önemli bir bölümü yaşadıkları ülkelerin yurttaşlığına geçmiş olduklarından, 2000 yılından önce çifte vatandaş statüsü kazanmışlardır. Bu yurttaşlarımızın pek çoğu Türkiye’ye giriş çıkışlarda kolaylık nedeniyle bulundukları ülke kimliğini kullanmaktadırlar. Dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerinde dikkate alınmamış olabilirler. Muğla ilimiz dahilindeki tatil beldelerine gelen insanlar sadece yabancı turistler değil, aynı zamanda Türklerdirler. Takdir edilir ki, böyle bölgelerin nüfusu normal mevsimlerin en az 10 katına çıkmaktadır.” Atılgan yazısında, “YSK tarafından yapılan yanlışın düzeltilmesini; hakkın ve hukukun en kısa zamanda teslim edilmesini bekliyoruz” görüşünü ortaya koydu. ERDOĞAN’IN YANITI KAFALARI KARIŞTIRDI BAKAN, TEK İMZAYLA VALİYİ GÖREVDEN ALDI Uzan yalan söylemekle suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, GP Genel Başkanı Cem Uzan’ın gündeme getirdiği, Erdoğan ile Hakan Uzan arasındaki görüşmenin ayrıntılarını çarpıtıyor. Uzan’ın hafta sonu katıldığı bir televizyon programındaki “Başbakan 2003 Mayıs ayında Başbakanlık’a çağırdığı kardeşimle ne görüştüğünü açıklasın” sözlerinin ardından, Erdoğan, Uzan’a Uşak’tan verdiği yanıtta, görüşmede Uzan’ın kendisinden ÇEAŞ ve Kepez’i istediğini söylemişti. ÇEAŞ ve Kepez’e ise randevudan yaklaşık 1 ay sonra el konulmuştu. Erdoğan’ın henüz el konulmamış iki kuruluşu Uzan ailesinin geri istediğini söylemesi kafaları karıştırdı. Başbakan’ın doğruyu söylemediğini belirten Cem Uzan, Erdoğan’ın gerçekleri açıklamaması durumunda kendisinin konuyla ilgili olarak seçimlerden önce kamuoyunu aydınlatacağını bildirdi. Teamüllere aykırı uygulama Haber Merkezi İçişleri Bakanı Osman Güneş, eski bir vali olmasına ve valilerin atama ve görevden alma usullerini bilmesine karşın Muğla Valisi Temel Koçaklar’ı teamüllere uymayan yöntemle görevden aldı. Koçaklar, geçen yıl İçişleri Bakanı, Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı’nın imzasını taşıyan üçlü kararnameyle atandığı Muğla Valiliği görevinden İçişleri Bakanı Güneş’in imzasını taşıyan bir yazıyla görevden alınarak merkeze çekildi. Eski Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu’nun 2001 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla görevden alınması üzerine açtığı dava lehine sonuçlanınca Güneş, Yiğenoğlu’nu eski görevine iade ederken, görevden aldığı Koçaklar’ı da vekâleten yönetilen eşdeğer illerden birine vali olarak atamayı düşünmedi. Valilerin atama ve görevden alınma şekillerini belirleyen 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 6. maddesinde şöyle diyor: “Valiler, İçişleri Bakanlığı’nın inhası, Bakanlar Kurulu Kararı ve Cumhurbaşkanı’nın tasdiki ile tayin olunurlar. Vali tayininde 3656 sayılı kanun hükümleri cari değildir. Valiler, tayinlerindeki usule göre, kadro aylığı ile merkez emrine alınarak İçişleri Bakanlığı’nın tensip edeceği işlerde görevlendirilebilirler.” Kayseri Valisi’yken seçim yasakları nedeniyle eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yerine getirilen Güneş’in tek imzayla görevden aldığı Koçaklar’ın bu durumda dava açma hakkı bulunuyor. Enerji Bakanı Hilmi Güler, boruların döşenmesi tamamlanmamasına karşın düzenlenen açılışa katıldı. Doğalgaz için tüpgazlı kutlama ERDOĞAN ERİŞEN obursali?cumhuriyet.com.tr Seçim yasakları başlıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçim propaganda yasakları bugün başlıyor. Seçimlerin temel hükümleriyle ilgili yasaya göre, devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, diğer kamu tüzelkişiliklerine bağlı memurlar seçim propagandalarında yer alamayacak. Seçim yasaklarına göre kırmızı plakalı araçlar, seçimle ilgili gezilerde kullanılamayacak ve ziyaret edilen yerlerde protokol karşılaması yapılamayacak. ORDU AKP’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler, Ordu’da henüz doğalgaz akışı sağlanmadan açılış töreni düzenledi. Daha boruların döşenmesi bile tamamlanmamasına karşın seçim yasaklarının başlamasına bir gün kala yapılan açılışta, doğalgaz meşalesi için tüpgaz kullanıldı. Bakan Güler ise “Doğalgaz Ordu için hayaldi, ama biz gerçekleştirdik” diye konuştu. Ata Sanayi Sitesi’nde düzenlenen törene Ordu milletvekili adayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler ile Botaş yetkilileri katıldı. Kent merkezine kadar boru döşeme işi tamamlanmamasına karşın seçim yasaklarının başlamasına bir gün kala yapılan açılış töreninde iki görevlinin omuzlarında mutfak tüpü taşımaları şaşkınlık yarattı. Bu anı görüntülemek isteyen basın mensuplarına izin verilmedi. DP’nin seçim araçlarına saldırı ? İstanbul Haber Servisi Şişli Fevzi Çakmak mahallesinde Demokrat Parti’nin (DP) iki seçim otobüsü, bir grubun saldırısına uğradı. Araçtakilerin çevredeki iş yerlerine sığınmasının ardından otobüsleri tahrip eden grup, DP lideri Mehmet Ağar aleyhine slogan atarak kaçtı. Saraçoğlu toprağa verildi ? Haber Merkezi 37 yıl süreyle İstanbul Amerikan Başkonsolosluğu’nda basın uzmanı olarak görev yapan ve önceki gün vefat eden Bertan Saraçoğlu, dün Etiler Camii’nde kılınan öğle namazının ardından, Feriköy Aile Mezarlığı’nda toprağa verildi. 29 Ekim 1934’te İstanbul’da doğan Saraçoğlu, uzun süre gazetecilik yaptığı Babıâli’nin sevilen gazetecilerinden olmuştu. ‘Omuzlarda mutfak tüpü’ Taşınan tüpgazları görüntülemek isteyen Çay TV Muhabiri Ahmet Bayrak, kendisini polislerin engellediğini belirterek “İki kişi omuzlarında mutfak tüpleri ile tören alanına geliyordu. Bunları görüntülemek isterken polis gelerek ‘Buraya yanaşmak tehlikeli’ diyerek beni uzaklaştırdı. Bakan meşaleyi yakarken bir anda söndü. Açılışta doğalgaz değil, mutfak tüpü gazı kullanıldı. Çünkü zaten doğalgaz borularının döşenmesi tamamlanmadı” diye konuştu. Törende Bakan Güler elindeki meşaleyi tutuşturarak “doğalgaz hayırlı olsun” dedi ama, boruların döşenmesi tamamlanmamasına karşın doğalgazın nasıl geldiği ve omuzlarda taşınan mutfak tüplerinin neden oraya getirildiği soruları yanıt bulmadı. Tecavüz zanlılarına ceza ? Yurt Haberler Servisi Erzincan’ın Üzümlü ilçesine bağlı Küçük Kadağan köyünde geçen yıl meydana gelen, 7 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz davasında Abidin D. (42) 32 yıl, Hıdır D. (65) ise 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan Hıdır D. yakalanmış, kardeşi Abidin D. de kaçtığı İstanbul’da yakalanarak cezaevine konulmuştu. CUMHURİYET 06 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle