18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 NİSAN 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER YOLCU MOTORLARI DENETİMSİZ 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN AYDINLANMA EMRE KONGAR ‘Boğaz’da can güvenliği yok’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Boğazı’nda bir yolcu teknesi ile kum kosterinin çarpışması sonucu meydana gelen ve bir kişinin yaşamına mal olan kaza, dünyanın en riskli su yolu olan Boğaz’daki tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. 2004 yılında hizmete giren Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri sistemi de deniz ulaşımındaki çok başlılığın, Şehir Hatları vapurlarının İDO’ya devri ile ortadan kalkması da kazalara engel olamıyor. Doğa Savaşçıları Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş, Boğaz’da sefer yapan yolcu motorlarının çok hızlı ve dikkatsiz olduğunu belirterek, kapasitelerinin üstünde yolcu taşımalarının da tehlike yarattığına dikkat çekti. Bu konuda yasaların yeterli olmasına karşın denetimin yapılmadığına işaret eden Çetintaş, “Bırakın denetimi otokontrol bile yok” dedi. Kazaya karışan EminönüÜsküdar yolcu motorunun bağlı olduğu Turyol S.S. Turizm ve Yolcu Deniz Taşıyıcılar Kooperatifi 2. Başkanı Kasım İnanlı ise kazayla ilgili rapor açıklanmadığı için yorum yapmanın doğru olmayacağını belirtti. Seçim, Meşruiyetin Güvencesi Değildir Yazıya önce Türkçe dersi ile başlayalım: Çünkü seçimi, meşruiyetin yeterli güvencesi olarak görenler o denli cahil ki, farklı sözcükleri bile birbirine karıştırıyorlar. Meşruiyet farklı bir sözcüktür, meşrutiyet farklı bir sözcük. ??? Bu yazının başlığındaki meşruiyet, “geçerli olma durumu” anlamına gelir. Genellikle, hukuken geçerli olma, hukuksal dayanak sahibi olma, geçerli ve haklı olma durumu biçiminde kullanılır. Meşrutiyet ise bir “yönetim biçimidir”. Krallık, Padişahlık gibi hükümdarlıkla yönetilen bir ülkede, hükümdarın başkanlığı altında Meclis’in de bulunduğu rejime denir. Bizim tarihimizdeki örnekleri, 1876’da başlayıp hemen sona eren Birinci ve 1908’de başlayıp 1918’de Mondros ile biten İkinci Meşrutiyet dönemleridir. ??? Demokratik bir rejimde iktidarın meşruiyeti yani “geçerli olma durumu” pek çok koşula bağlıdır. Seçim bunların başında gelir ama ancak bir tanesidir. Yani gerekli koşuldur ama yeterli koşul değildir. Demokratik bir rejimde iktidara gelebilmek için seçilmiş olmak mutlaka gerekir, ama iktidarda kalabilmek için yetmez. ??? Seçimle başa geçen her iktidar, iktidarını sürdürebilmek için bütün söylem ve eylemlerinde demokratik rejimin temel ilkelerine uymak zorundadır. Demokratik rejimlerdeki iktidarların yeterlilik koşulu bu temel ilkelere uyumda aranır. ??? Bir demokratik rejimin en temel ilkesi, muhalefet özgürlüğü ve bu özgürlüğün temelinde yatan örgütlenme ve ifade özürlüğüdür. Tabii bu özgürlüklerin arkasında da, başta “inanç özgürlüğü” yani “laiklik ilkesi” olmak üzere, temel insan hak ve özgürlükleri yatar. ??? Bir iktidar şu alanlardaki eylem ve söylemleriyle meşruiyetini yitirir: 1) Temel insan hak ve özgürlüklerini zedeliyorsa. (Örneğin laiklik ilkesini ihlal ediyor, ırk ya da milliyet veya cinsiyet bazında ayrımcılık yapıyorsa.) 2) Genel olarak örgütlenme ve ifade hak ve özgürlüğünü sınırlıyor veya kısıtlıyorsa. 3) Muhalefet hak ve özgürlüğüne saygı göstermiyorsa. 4) Demokratik rejimi tanımlayan anayasa hükümlerine uymuyorsa. ??? Çok partili rejime geçeli beri Türkiye’de utanmazca bir oyun oynanıyor: Dış güçlerin emperyalizmine ve Padişah’ın dinsel geleneksel egemenliğine karşı olarak kabul edilmiş olan “Egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir” ilkesi yanlış yorumlanarak saptırılıyor: “Seçilmiş olmak her türlü demokrasi ihlalini yapmak hakkını verir; çünkü seçim sonuçları millet iradesini temsil eder; seçmenin iradesi ise her türlü hak ve özgürlüğün üzerindedir” biçiminde yorumlanıyor. İşte bu, tam bir “çoğunluk diktatörlüğü” tanımıdır. Çoğunluk diktatörlüğü ise demokrasinin en büyük düşmanıdır, hiçbir “meşruiyeti” yoktur. ??? Seçmenin yüzde 99’u, yani “ezici çoğunluğu” bile istese temel hak ve özgürlükler sınırlanamaz ve kısıtlanamaz; kısıtlanır veya sınırlanırsa o rejimin adı demokrasi olmaz. Kayıtlı seçmenlerin dörtte birinin oyları ile iktidar olanlar, oy kullananların kendilerini desteklemeyen üçte ikilik çoğunluğuna karşı, kendi inançlarını ve yoz demokrasi anlayışlarını hem de “giyim, kuşamı” da kapsayan bir “yaşam tarzı” olarak “meşruiyet” adına tüm topluma hiç dayatamazlar! İlhan Yarış uğurlandı Öte yandan kazada yaşamını yitiren gazetemizin eski çalışanlarından İlhan Yarış dün Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Evli ve bir çocuk babası olan Yarış’ın cenaze törenine ailesi ve aynı zamanda gazetemizin iletişim görevsi olan dayısı Hüseyin Cahit Öktül, gazetemizin işletme amiri Cumali Tuncay ve gazetemiz çalışanları katıldı. “DEMOKRASİ BİZİM İÇİN AMAÇ DEĞİL, ARAÇTIR” RTE Rafting botu devrildi: 1 ölü ? ERZURUM (AA) Erzurum’un İspir ilçesinde, Çoruh Nehri’nde rafting yaparken içinde İspir Emniyet Müdürü Mesut Şahin ve İspir Orman Bölge İşletme Şefi Yunus Emre Can’ın (27) da bulunduğu 7 kişilik bot devrildi. Çam mevkiinde devrilen bottan 5 kişi kurtulurken, Şahin ve Can akıntıya kapıldı. Akıntıya kapılan Şahin yaralı olarak kurtarılırken Can’ın boğularak öldüğü bildirildi. Önce kızı atladı sonra annesi ? MERSİN (AA) Mersin’de, tartıştığı kızı 3. kattan atlayan anne, ambulans görevlilerinin müdahalesi sırasında kendisini balkondan boşluğa bırakınca beton zemine düşüp öldü. Ayağı kırılan genç kız, hastanede tedavi altına alındı. Pirireis Mahallesi’ndeki evlerinde henüz belirlenemeyen nedenle annesi S.G. (46) kızının atladığı balkondan kendini boşluğa bıraktı. Önce alt katın balkonuna çarpan, ardından da kafa üstü düşen S.G, hastaneye götürülürken yaşamını yitirdi. [email protected]; www.kongar.org Türk mutfağı kaydediliyor ? İstanbul Haber Servisi Türk mutfak kültürünü kayıt altına almak üzere harekete geçen Aşçılar Federasyonu, “7 Bölgeye Lezzet Yolculuğu’’ başlatıyor. Aşçılar Federasyonu üyesi aşçılar, ellerindeki Türk bayrakları ile geldikleri Taksim Cumhuriyet Anıtı’na sebzelerden oluşan çelenk bıraktı. Mengen Aşçılar Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, 7 bölgede araştırılacak olan Türk mutfak kültürünün, yazılı ve görsel kayıt altına alınacağını belirtti. Sefertası Hareketi’nin “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” kapsamında düzenlediği “Ekmek Tasarrufu Günü” kutlandı. (EZGİ HIDIROĞLU) ‘Fast food bir tüketim kültürü’ İstanbul Haber Servisi Hızlı tüketilen yiyecek (fast food) karşıtlarının düşünce ve eylem platformu olarak başlayan Sefertası Hareketi, “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” kapsamında nisan ayının ikinci pazar günü olarak ilan ettiği Ekmek Tasarrufu Günü’nü bayat ekmeklerden hazırlanan tatlılarla kutladı. Ortaköy Feriye Lokantası’nda düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Sefertası Hareketi Yürütme Kurulu Başkanı Ümit Sinan Topçuoğlu fast food’un bir tüketim kültürü olduğunu ve bu kültürde gıdaların birer nimet olarak değil, tüketim ürünü olarak görüldüğünü belirtti. Etkinlik kapsamında düzenlenen Electrolux Design Lab 2006 Tasarım Yarışması’nda “Nevale” adlı modern sefertası tasarımıyla dünya birincisi olan İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Metin Kaplan kendi tasarladığı ürün hakkında bilgi verdi. Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Başkan Yardımcısı Dilistan Çilingiroğlu Shipman ve İstanbul İl Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili de yaptıkları konuşmalarda ekmeğin ve tasarrufun önemine dikkat çektiler. Aile boyu çete ? İZMİR (AA) İzmir’in Ödemiş ilçesinden aldıkları esrarı Karşıyaka’da sattıkları ileri sürülen zanlı, karısı, babası, kız kardeşi ve esrarı satın aldıkları tespit edilen 3 kişi yakalandı. Ödemiş ilçesinden İzmir’e gelen G.G’nin otomobilinde arama yapan narkotik büro amirliği ekipleri, bagajdaki bebek yastığının altına gizlenmiş 1.165 kilo esrar buldu. Sorgulanan G.G’nin, esrarı “torbacı’’ olarak bilinen kişilere sattığı belirlendi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle