27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2007 PAZARTESİ 6 CUMHURİYET MİTİNGİ Milyonlarca yurttaş tüm sokakları, caddeleri kırmızıya boyayıp Cumhuriyet nehrini dalgalandırdı Milyonlarca Cumhuriyet çocuğu, demokratik, sosyal hukuk devleti için, irticaya, dinci ve ırkçı faşizme “dur” demek için, emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye için, ülkemizin ve ulusumuzun bölünmez bütünlüğü için Çağlayan’a aktı. Çağlayan ‘şeriata kapalı’ A ‘Sivil darbe yapıyoruz’ LANDAN İZLENİMLER İstanbul Haber Servisi Edirne’den Ardahan’a kadar birçok ilden miting alanına gelen yurttaşlar, Çankaya’nın Abdullah Gül’e, şeriata kapalı olduğunu vurgulayarak miting ile halkın sivil darbe yaptığını söylediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingini gerçekleştiren kadınerkek, çocuk, gençyaşlı, her kesimden insanlar, tam bağımsız Türkiye istemlerini yinelediler. DSP lideri Bülent Ecevit’e benzerliği ile tanınan Tuncelili Ali Ekber Yavuz da (70) miting alanındaydı. Neden alanıda olduğunu sorduğumuz Yavuz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik laik ve sosyal devlet olarak yönetilmesi için buradayım” dedi. Mitinge tekerlekli sandalyesiyle katılan Hasibe Atmaca (66), Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyeti bütün tehlikelere karşı 84 yıldır koruduklarını ifade etti. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni rehber edindiğini söyleyen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi Ufuk Karademir (22), “Mitinge aydınlık geleceğimize olan inancımızı göstermek için geldik” diye konuştu. Bakırköy ADD Gençlik Kolları üyesi Evrim Akdağ (24), Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz savunucuları olarak tehlikenin farkında olduklarını ve Cumhuriyete sahip çıkacaklarını söyledi. Emekli öğretmen Salih Osmanoğlu (59) emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye istediklerini vurgulayarak “Genelkurmay’ın açıklamaları yerindedir. AKP hükümeti bunu hak etti. Bu tokatı askeriye verdi, ama asıl önemli olan halkın atacağı tokattır. Ankara’da bunu söyledik. Sıra İstanbul’da, bu tokat bugün atılacaktır. Burada sivil darbe yapıyoruz” dedi. Elinde bayrağı ile alana gelen Durmuş Erkan (66) adlı yurttaş, “Ben böyle bir cumhurbaşkanı istemiyorum. Türkiye laiktir, şeriata teslim olamaz” dedi. Kore Gazisi Ali Akkaya (75) ise “Bu vatan için çarpıştım. Ama devlet bana bakmıyor” diye konuştu. Eşiyle birlikte mitinge katılan CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, Çağlayan Mitingi’ne katılan milyonların Cumhuriyetin temel değerlerine, demokrasiye ve laikliğe sahip çıktığını söyledi. Tanla, “Gençleriyle, kadınlarıyla, aydınlık insanlarıyla İstanbul, kendine yakışan bir miting ile bekleneni yaptı. Kendini gösterdi ve mührünü bastı” dedi. İstanbul Haber Servisi Çağlayan Meydanı’ndan dün yükselen Türkiye’nin aydınlık sesinin içinde “kadınların sesi” daha yüksek tınladı. Cumhuriyet Devrimi’nin açtığı yolda ilerleyen Türkiye’nin kadınları “Kadınız, duyarlıyız” diye yazdıkları dövizlerle kararlılıklarını vurguladılar. Her biri kendi dallarında uzman bilim, hukuk kadınları, yüz binlere önderlik ederek Türkiye’de dinin, inançların siyasete alet edilmesine, en önemlisi de kadının kullanılmasına karşı duvar ördüler. Türkiye’nin her köşesinden, İstanbul’un her semtinden, yüz binlerce Cumhuriyet çocuğu, demokratik, sosyal hukuk devleti için, irticaya, dinci ve ırkçı faşizme “dur” demek için, emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye için, ülkemizin ve ulusumuzun bölünmez bütünlüğü için, çağdaş, laik, demokratik, parasız bilimsel eğitim için, onurlu yaşam ve emeğe sahip çıkmak için Çağlayan Meydanı’na aktı. ? Bir pazar günüydü ama İstanbul erken uyandı. Cumhuriyetin temel ilkelerini yok sayanlara karşı bir arada olunacak, “Bindirilmiş değil, 1000 dirilmiş” gençlik olduğunu göstereceklerdi. Ankara Tandoğan Meydanı’nda 14 Nisan’da yüz binlerin Cumhuriyete sahip çıktığı mitingden sonra İstanbul’da dün kadınerkek, yaşlıgenç, yüz binlerce yurtttaş, Atatürk’ün koltuğunun şeriata kapalı olduğunu Çağlayan Meydanı’nda haykırdı. larında Atatürk resimli bantlar, başlarında “Atam İzindeyiz” yazılı kasketleriyle, “Cumhuriyet bize emanet” yazılı tişörtleriyle alana doğru bir şenlik havasında ilerlediler. Alana çıkan bütün sokakları, caddelerı, kırmızıya boyayıp bir “Cumhuriyet nehri” yarattılar. Cumhuriyet Mitingi, saat 14.00’te başladığında Beşiktaş’tan, Şişli’den, Kasımpaşa’dan Abidei Hürriyet Meydanı’na çıkan yollarda mitinge ulaşmaya çalışanlarla tamamen doluydu. Aileler, Cumhuriyet bilinciyle donatmak için çocuklarını da alana getirdiler. Türkiye’nin geleceği minikler de büyüklerinden duydukları sloganlarla coşkuya katıldılar. Geleceği ne sahip çıkmak için babasının omuzlarında “Çankaya’nın yolları şeriata kapalı”, “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz” sloganları atan 8 yaşındaki İdil Kara da, büyüklerinin coşkusuna coşku kattı. 82 yaşındaki Naim Tanyeri bastonu ile miting alanına ulaşmaya çalışırken “Cumhuriyete bağlılığımı göstermek için buradayım. Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyete bağlıyım. Onu korumak için basit bir görev düşüyor bize, onun için buradayım” diyordu. Ö NDER KADINLAR C UMHURİYET NEHRİ Ömrünü kız çocuklarının eğitimine, insan sağlığına adayan, Anadolu’nun her köşesine okul yaptırmaya çabalayan Prof. Dr. Türkan Saylan, kadının Cumhuriyet bilincini geliştirmek için yıllardır uğraşan felsefeci Prof. Dr. Necla Arat, bu kez de İstanbul’daki Cumhuriyet haykırışının mimarlığını yaptılar. Elinde Türk bayrağıyla alana koşan bir genç kız “Bizi kapatacaklar” diye şeriat korkusunu dile getiriyordu. Bir pazar günüydü, ama İstanbul erken uyandı. Cumhuriyetin temel ilkelerini yok sayanlara karşı bir arada olunacak “bindirilmiş değil, 1000 dirilmiş” gençlik olduklarını göstereceklerdi. Dillerde “On yılda on milyon genç yarattık her yaştan” diyen 10. Yıl Marşı vardı. Karadeniz’den Akdeniz’e, Batı’dan Doğu’ya konuklarla birlikte bulabilenler bulabildikleri araçlarla, bulamayanlar yürüyerek artık Cumhuriyet Meydanı adını verdikleri Çağlayan’a aktılar. Türk bayrakları, başlarında boyun İ RAN’DA KADIN Cumhuriyet Mitingi’ne katılan yurttaşlar, Şişli’deki merkez binamız önünde gazetemizi selamladılar. K Televizyonlarda İran’da saçları görünen kadınların nasıl muamelerle karşılaştıklarını anlatıyordu ve Cumhuriyetin kazanımlarından vazgeçmeye hiç niyetinin olmadığını, demokratik tepkisiyle ortaya koyuyordu. Başörtülü kadınlar da inançlarını sömürmeye kalkışanlara karşı “laikliğe” el kaldıran ayrımcılara karşı yollara koyulmuştu. AYNAŞMIŞ KİTLE Devrimin adı 29 Nisan!.. ÜMİT ZİLELİ 29 Nisan 2007... Saat 15.30... Bilgisayarın başında, Cumhuriyet gazetesinin önünden geçen on binleri selamlayarak, Şişli meydanını çınlatan görkemli sloganları dinleyerek yazıyorum izlenimlerimi... Şaşırdığımı düşünebilir, “miting Çağlayan’daydı, sen ne diyorsun” diyebilirsiniz... Hayır!.. Dün Cumhuriyet Mitingi yalnızca Çağlayan’da değildi... Şişli’de, Mecidiyeköy’de, Kasımpaşa’ya inen yollarda, Kâğıthane deresinde, Çağlayan alanına kilometrelerce uzak kalan, etten duvarları aşamayan yüz binler kendi görkemli mitinglerini düzenliyordu!.. Çağlayan’ın, Şişli’nin, Mecidiyeköy’ün ara sokaklarında ‘Bin Dirilmiş’ kıtalar gür sloganlarla kendi yürüyüşlerini yapıyordu... Çağlayan’da Rutkay Aziz, milyonlara Nâzım’ın ‘Memleketim’ şiirini okurken, kilometrelerce uzakta yüz binler en güzel şarkılarıyla Taksim’e doğru adeta ta şıyordu Tayyip Bey, 14 Nisan’daki büyük buluşma için, “81 ilden getirilmiş, bindirilmiş kıtalar” demişti.. Çağlayan meydanında da yine 81 ilden akmış, taşmış “Bin Dirilmiş” kıtalar aynı Ankara’da olduğu gibi, “şeriata geçit yok”, “laik Cumhuriyet bize emanet” diye haykırdı... Her şey Ankara’daki gibiydi: Aydınlık yüzlü, kararlı, bilenmiş, Cumhuriyeti sonuna dek korumaya kararlı gençler, ak saçlı gençler, kadınlar, çocuklar... Yurdun dört bir tarafından İstanbul’a kendi istenciyle, kararlılığıyla akıp gelen bu ülkenin aydınlık insanları... Ama bu kez bir ufak farklılık söz konusuydu: İstanbul’daki buluşma Ankara’nın en az iki misliydi!. Bir mega kente de bu yakışırdı... Çağlayan meydanı bu kez, çok isteyip de Ankara’ya gelemeyenleri de bağrına basmıştı. Milyonlarca insan el ele, kol kola, yürek yüreğe o alanda buluşmuştu... Kısacası, 14 Nisan’da, Ankara’da, inanılmaz bir coşku ve haykırışla bozulan 30 yılın suskunluğu, 29 Nisan’da görkemli bir patlamaya dönüştü... Aslında bu yazının başlığı, “Halkın Muhtırası” olacaktı... Çünkü, Genelkurmay’ın 27 Nisan gecesi yaptığı sert açıklamadan sonra, demokrasi havarisi kesilen işbirlikçi ve dinci çevreler, tüm umutlarını 29 Nisan mitingine bağlamışlardı!.. Ah, şu miting, 14 Nisan Tandoğan mitinginin altında kalsaydı... İşte o zaman hazırlanan senaryo hemen piyasaya sürülecek, en iri puntolarla manşeti de şöyle olacaktı: Halk darbecileri yalnız bıraktı!.. Ama, kâbuslarında bile görseler inanamayacakları olay gerçekleşti... ABDABAKP koalisyonu, iktidarın sırtını dayadığı tarikat ve cemaatler ve işbirlikçiler, Tandoğan’dan sonra onun en az iki misli bir ağırlığın altında ezildiler, paramparça oldular. Perşembe günü “Düz Çizgi”de “Halk Bu Senar yoyu da Parçalar” demiştim, beni bu kadar çabuk onayladığı için, parçası olmaktan gurur duyduğum bu asil millet karşısında saygıyla eğiliyorum... 14 Nisan’dan sonra, “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demiştim. 29 Nisan’dan sonra söylenecek tek şey ise şudur: Bu iktidar fiilen bitmiştir!.. Halkın bu mesajını başta CHP olmak üzere muhalefetteki tüm partilerin anladığı umudumu yineledikten sonra gelelim bu yazının başlığını niçin değiştirdiğime... Miting meydanında kalabalığı yararak soluk soluğa yanıma yaklaşan gencecik kız, cebinden çıkardığı katlanmış gazeteyi uzattı. Baktım, benim geçen haftaki yazım... En son cümlenin altı çizilmiş: Geldikleri gibi giderler!.. Tarsuslu üniversite öğrencisi Aycan, gülümseyerek gözlerimin içine baktı, “Çok haklısınız Ümit Bey” dedikten sonra ekledi: Çünkü, devrimin adı 29 Nisan!.. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç, işçi, memur, işveren her kesimden insan “Çankaya yolları şeriata kapalı” demek için yollara düştü. Mustafa Kemal Atatürk’ün “imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış” diye tanımladığı Türkiye, Çağlayan Meydanı’nda bunun en güzel örneğini verdi. 12 Eylül cuntasının örgütsüzleştirdiği, sessizleştirdiği Türkiye, hep birlikte sokağa, meydanlara çıkmayı öğrendi. Çağlayan Meydanı yıllarca sayısız miting gördü, işçiler, kadınlar, memurlar, siyasal partiler, bu meydanda taleplerini dile getirmişlerdi fakat hayatlarında hiç meydanlara çıkmamışlar, yollarda yürümemişlerdi. Ama bu kez Cumhuriyet rejiminin tehlike altında olduğunu görüp ülkelerine sahip çıktılar. “Türkiye ayıldı, imam bayıldı” diye esprili bir sloganla ifade edilen uyanış, büyük önder Atatürk ve takipçilerinin Cumhuriyetin temelini nasıl attıklarını ortaya koydu. C UMHURİYET TUTKUSU Emekçiler ve emeğin hakkına saygı duyanlar yarın da alanları, 1 Mayıs için, işçinin emekçinin bayramını kutlamak için dolduracaklar. Çağlayan Meydanı, Türkiye’nin demokrasiden, laiklikten, hukuktan, kardeşlikten vazgeçemeyeceğini gösterdi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle