18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y B Y B B B B B Y 16 19 17 19 23 21 22 19 11 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y PB 14 15 12 13 12 13 14 10 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B Y Y K K K 20 21 14 17 12 13 5 7 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu yağışlı geçecek. Yağışlar yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı doğuda azalacak, iç ve batı bölgelerimizde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 9 Helsinki K 6 Stockholm Y 11 Londra B 20 Amsterdam Y 15 Brüksel Y 17 Paris PB 19 Bonn B 19 Münih PB 18 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B PB Y Y Y Y Y B B 18 18 23 17 17 17 17 20 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB B B Y B Y A A 15 33 11 31 15 24 16 25 20 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada lodan ders almasını öğütlüyor. Hatta içlerinden biri, Abdüllatif Şener bu kalabalık ne istiyor diye oturup düşünelim, diyor. Halk, kamuoyu, hatta destek aldığı medya bile Cumhuriyete sahip çıkan yüz binlerce insanımızın kaygısını anlıyor, laik Cumhuriyeti koruma iradesine saygı gösterilmesini istiyor. Bir adam, eline geçirdiği siyasal gücü kişisel ve dinsel amaçlarına alet etmek için ne kalabalıkların tepkisini ne de uyarıları dikkate almamakta direniyor. Hatta kulaklarını gözlerini kapamış, kendi dışındaki olaylara, gelişmelere; çizdiği yolu meşru göstermek için sözüm ona o da her zaman destek aldığı örneğin kimi sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yapıyor, düzmece anketlerle kendini aldatıyor, hem de halkı aldattığını sanıyor. Ana muhalefetle görüşmemesini, Baykal’ın kendisine hakaret ettiğine bağlıyor. Bu saptamasıyla bu adam kendinde sağa sola hakaret etme yetkisi gören, ama gördüğü karşılıkları hakaret gibi kabul eden ve göstermeye çalışan bir kafaya, bir karaktere sahip. Daha dün; CHP’ye “cibiliyetsiz” diye hakaret eden kendisi değil sanki... ??? Tam destek aldığı tek topluluk AKP’nin Meclis Grubu. Her salı orada içini boşaltıyor, doyuma ulaşıyor. Sağa sola, cumhurbaşkanlığına karşı çıkanlara ağız dolusu hakaret ediyor. Tandoğan mitinginin amacı halkın laik Cumhuriyete sahip çıktığını kanıtlamıyor mu? Hayır! Bu zata göre miting “bindirilmiş kıtalar”la düzenlenen alelade bir kalabalık. Cumhuriyete sahip çıkan insanlar topluluğu ile Karadeniz Sahil Yolu açılış törenlerinde parti zorlamasıyla bir araya gelen insanları aynı kefeye koyuyor. Gizliyor ama laik Cumhuriyeti koruma eylemleri fena halde canını yakıyor. Atatürk’e, kurduğu Cumhuriyete ve ilkelerine bağlılığı bir türlü kıramıyor. Kıramıyor, çünkü: Büyük çoğunluk bu adamın anayasanın emrettiği Atatürkçülük laiklik topluma eşit bakış ve sorumluluk bağımsızlık gibi temel konulardan bir damla nasiplenmediğini biliyor. Bu nedenle elbette uzlaşmaya yanaşmıyor. Uzlaşma yolunu açarsa Çankaya’da kendisi dışında hiç değilse devletin temel ilkelerine saygılı birinin çıkması beklentisinin toplumda güçleneceğinden korkuyor. Tek sığınağı AKP grubundaki 354 milletvekili ile genel merkezde ağzının içine bakan ve belki de kendi amaçlarına kavuşabilmek için yukarı çıksa diye dua edenler… ??? Tandoğan mitinginden önce yapılan açıklamalar ne halkın ne de olanağı olanların RTE kafasını yukarıya çıkmaktan alıkoymak için darbe yapmayı akıllarının ucundan geçirmediğini bir kişi, RTE ve dalkavukları dışında hemen her çevre anladı. Hatta ABD ve AB bile Türkiye’de askeri darbeler döneminin kapandığının farkında. Fakat darbe devri kapanmış değil. Batı’nın saygın gazeteleri haber ve yorum başlıklarında “Laik Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı’na İslam kökenli RTE’nin geleceğini” duyurarak karşıdarbenin ilk işaretlerini vermiyorlar mı? ABD ve AB’de darbeye desteğin kaynağı değişti. Artık darbe yapan asker yerine ülkeyi İslam koşullarına uydurmayı amaç edinen karşıdevrim örgütü AKP’yi kullanıyorlar. RTE de bu desteklere güvenerek, gücün kendinden menkul olduğunu sanarak devrimlere darbe vurma olanağının kendinde olduğunu sanıyor. Oysa.. darbe dönemlerinde örneklerini gördük; ABD ve AB yararlanamayacaklarını anladıkları gün RTE’nin de AKP’nin de ipini çekiverirler. ABD ve AB her dayatmaya boyun eğen bu iktidarın ipini neden çeksin, diyebilirsiniz. Siz de haklısınız! İncil dağıtan yayınevi basıldı, 3 kişi boğazlarından bıçaklanarak öldürüldü GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Bir kara leke daha SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Malatya’da Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar basan Zirve Yayınevi’ne baskın düzenleyen 5 kişi burada çalışan biri Alman uyruklu 3 kişiyi sandalyeye bağladıktan sonra boğazlarını keserek öldürdüler. Cinayet ihbarı alarak yayınevinin bulunduğu daireye baskın düzenleyen polis, cinayetleri gerçekleştirdikleri belirtilen 4 kişiyi gözaltına alırken zanlıların cinayette kullandıkları bıçaklar da ele geçirildi. Baskın sırasında zanlıların lideri olduğu belirtilen Emre Günaydın 3. kattan aşağı atlayarak yaralandı. İhlas Erkek Öğrenci Yurdu’nda kaldıkları belirlenen 5 zanlının cebinden, “Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin” ifadelerinin yer aldığı bir mektup çıktığı belirtildi. Yurttaki arkadaşları zanlı Cuma Özdemir’i, “İnançlı, ancak ibadetine düşkün biri değildi’’ olarak tanımladı. Rahip Andrea Santoro’nun Trabzon’da, Agos gazetesi Genel Zanlıların lideri olduğu iddia edilen Emre Günaydın, baskın sırasında polise yakalanmamak için 3. kattan aşağı atladı. Yaralanan Günaydın hastaneye kaldırıldı. (AP) Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ise İstanbul’da silahlı saldırıda öldürülmesinin ardından üçüncü saldırı Malatya’da yaşandı. dın 3. kattan atladı. Günaydın yaralı olarak İnönü Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Zanlıların, yayınevi çalışanları Alman yurttaşı Tilnman Geske, Necati Aydın (35) ile Uğur Yüksel’i sandalyeye bağladıktan sonra ağızlarını bantlandığı, boğazlarını kestikleri ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladıkları belirlendi. Geske ile Aydın olay yerinde yaşamını yitirirken hastaneye kaldırılan Yüksel tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Zanlılar gözaltında Niyazi Mısri Mahallesi’ndeki Ağbaba İşhanı’nın üçüncü katında saat 13.30 sıralarında cinayet ihbarı alan polis ekipleri, işhanının 3. katında bulunan Zirve Yayınevi’ne baskın düzenledi. Polis, sandalyeye bağlı 2 ceset ve bir yaralıyla karşılaşırken yayınevinde bulunan ve cinayet zanlısı olduğu belirtilen 4 kişiyi gözaltına aldı. Baskın sırasında kaçmak isteyen ve zanlıların lideri olduğu belirtilen Emre Günay aracı işhanının 100 metre ilerisine park ettikleri öğrenildi. Yaşları 1822 arasında değen zanlıların Hamit Çeçen, Salih Gürler (20), Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir (20) ve yaralı olarak hastaneye kaldırılan Emre Günaydın’ın Cezmi Karatay Caddesi’ndeki İhlas Erkek Öğrenci Yurdu’nda kaldıkları ve üniversite sınavına hazırlandıkları öğrenildi. Yaralı dahil zanlıların cebinden, “Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin” ifadelerinin yer aldığı bir mektup çıktığı öğrenildi. Polis ekipleri, zanlıların kaldığı yurtta arama yaparken delil olabilecek bazı eşyalara el konuldu.Yurtta kalan bir öğrenci, “Cuma Özdemir, oda arkadaşımdı. Sessiz, zararsız biriydi. İnançlı, ancak ibadetine çok düşkün biri değildi’’ dedi. Aksu: Hoşgörüye darbe Cinayeti kınayan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, “Bu vahim olay birlik ve beraberliğimize, huzur, güven, istikrar ve hoşgörü ortamına vurulmak istenen bir darbedir. 4 zanlı suç aletleriyle olay yerinde yakalanmıştır’’ dedi. Saldırıda yaşamını yitiren Uğur Yüksel’in Elazığ’daki komşuları, Yüksel’in sessiz ve etrafında sayılan birisi olduğunu söyledi. Uğur Yüksel’in, bir yıldır Malatya’da yaşadığı, biri öğretmen, biri polis üç kardeşinin olduğu öğrenildi. Necati Aydın’ın, İzmir Kemalpaşa’daki köylerde, “zorla dini içerikli yayın sattığı’’iddiasıyla 2000 yılında bir süre tutuklu kaldığı öğrenildi. Alman Geske’nin 2003’ten bu yana Malatya’da ailesiyle birlikte yaşadığı bildirildi. Ceplerinden mektup çıktı Saldırganların olay yerine kiralık bir otomobille geldikleri ve ‘Tehdit ediliyorlardı’ İncil, Çarmık ve Diriliş gerçeği gibi Hıristiyanlıkla ilgili kitapları basan Zirve Yayınevi’nin adının daha önceden Kayra Yayıncılık olduğu, ancak bir grup ülkücünün tehditleri nedeniyle adını değiştirdiği öğrenildi. Zirve Yayınevi Genel Müdürü Hamza Özant, birtakım tehditler aldıklarını söyledi. Zirve Yayıncılık’ın 5 ay önce de “yasak yayın bulundurduğu” gerekçesiyle polis tarafından basıldığı, baskında, çok sayıda İncil’e el konulduğu da ortaya çıktı. Cinayetlerin ardından Diyarbakır Kilisesi Önderi Ahmet Güvener Malatya’ya gitti. Güvener, hedef gösterildiklerini belirterek Malatya’daki arkadaşlarının sık sık tehdit aldıklarını kendilerine bildirdiklerini belirtti. Güvener, “Hayatını kaybeden bir arkadaşımız, tehdit aldıktan sonra iki çocuğuna bakmamız için bize vasiyetini bırakmıştı. Diyarbakır’da da sürekli kilisenin posta kutusuna tehdit mektupları gönderiyorlar” dedi. Malatya’daki kanlı baskın, aralarında İHD, ÖDP, EMEP, SDP ve DTP’nin de bulunduğu siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütleri tarafından protesto edildi. Taksim Meydanı’nda toplanan gruptakiler ellerinde “Bir arada yaşamı savunalım” yazılı dövizlerle mumlar yakarak bir süre oturma eylemi yaptı. “Hepimiz Kürt’üz, hepimiz Ermeni, Hıristiya Saldırıya tepki nız”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız”, “Faşizme inat yaşasın hayat” sloganları atan grup adına yapılan açıklamada “Saldırganları biliyoruz. Bu coğrafyada farklı olanlara tahammülleri olmayanlardır. Biz, bu ülkenin ırkçılığa, milliyetçiliğe ve faşizme karşı yurttaşları olarak, hükümete ve yöneticilere çağrı yapıyoruz” denildi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) da, değişik nedenlerle katılamayanların evlerine bayrak asarak Ankara buluşmasını desteklediğini görüyoruz. Mitingden önce yapılan bu çağrı tutmuş görünüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara buluşmasına ilişkin suskunluğunu önceki gün bozdu, dedi ki: “81 ilden bindirilmiş kıtalar Ankara’ya geldi...” Bu tümcedeki tek doğru söz 81 il! Gerçekten de Türkiye’nin bütün illerinden Ankara’ya akın vardı. Türkçenin anlatım zenginliğinden yararlanarak aktarmak gerekirse, Başbakan’ın sözünü şöyle düzeltebiliriz: “Türkiye’nin 81 ilinden bindirilmiş kıta Ankara’ya geldi...” Bir kıtada yüzlerce, binlerce kişinin bulunabileceği hesaplanırsa, Ankara mitinginin rakamsal boyutu ortaya çıkmış olur. ??? Konunun kara mizah kısmını bir kenara koyalım, Erdoğan’ın mitinge ilişkin öteki sözlerini de aktarıp yorumlayalım: “Gazetelerde rakamlar, aman yarabbim milyonlar. Aynen bizim o altı sıfırı attığımız banknottaki milyonlar gibi. Ne kadar uçuk. Eğer Karadeniz sahil yolunun açılış törenini fotoğraflayıp koysalardı gerçeği görürlerdi... Milletimiz bunları yutmuyor, yutmaz. Çünkü bindirilmiş kıtalar farklıdır, gerçekten inanmış, gönül vermiş insanlar farklıdır... Bir tek fotoğraf karesiyle hariçten okunan gazeller hiçbir yankı bulmayacaktır, bulamaz da...” Bu paragrafın neresini düzeltmeli? Erdoğan, Köşk’e çıkan kişinin herkesi kucaklaması, partisiyle bağını tümüyle kesmesi gerektiğini söylüyordu. Öyle ki “Lider öldü desinler” diyordu... Bu mu herkesi kucaklamak?.. Tandoğan’a millet gelmiş, “Millet bunlara inanmıyor” diyor! Milyon rakamını, paranın sıfırlarıyla ölçüyor! Kendisinin de kabul ettiği 81 il insanının buluşmasını dikkate almak gerektiğini düşünenler için hariçten gazel okuyanlar, diyor... Erdoğan’ın bu sözlerinin tanımı şudur: Ulustan kurtuluş savaşı! ??? Erdoğan’ın bindirilmiş kıtalarının gerçekte bin dirilmiş kıta olduğunu vurguladık. Günlerdir telefonla, faksla, elektronik postayla miting iletileri alıyorum... Pek çoğunu yazı diye al köşeye koy, çok daha etkili... Bazılarını yeri geldikçe aktaracağım. İşte Niğde’den Fikret Türkmen’inki: “Emekli, ADD ve ÇYDD üyesi bir vatandaşım. 14 Nisan mitinginin yapılacağını duyunca içime bir heyecan çöktü. Mitinge mutlaka gitmeliyim, dedim. İki kızım Gonca ve Cansu bana n’olur bizi de götür diye yalvardılar. Gün yaklaşırken cebe baktım, 5 YTL var. Ne yapayım derken, yıllar önce kayınpederimin nişanda aldığı alyansı satmak geldi aklıma. Sarrafa gittim, 28 YTL’ye sattım. 2 kızım ve ben saat 08.00’de Ankara’ya ulaştık. Her taraf insan seli... Ankara’nın Taşına Bak marşı okununca; ben kızlarıma, kızlarım bana sarılarak dakikalarca ağladık. Eğer bir miting daha olursa gözümü eşimin alyansına diktim...” Elimde yüzlerce bu ve benzeri iletinin yanında 810 kadar da “14 Nisan şiiri” var. Kimi yurttaşlar duygularını dizelere dökmüşler... Eylem şiire dönüşmüşse, yazılmışsa dize dize... Kararsızlar bize gelir, karşımızdakiler dize! ankcum?cumhuriyet.com.tr AVRUPA KONSEYİ KINADI: Erdoğan: Vahşet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Malatya’daki yayınevi baskınını “vahşet” olarak nitelendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir an önce olayın açığa çıkması hepimizin arzusudur” dedi. AKP MYK toplantısı sonrası gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Olay bir vahşet. Şu anda zanlı olarak yakalananlar var. Ama gerçek faillere bir an önce ulaşılması noktasında zaten savcılık da olaya el koymuş durumda ” dedi. AJANSLAR ‘FLAŞ HABER’ OLARAK DUYURDU Haber Merkezi Malatya’da Zirve Yayınevi’ne yapılan saldırıyı yabancı haber ajansları abonelerine “Flaş haber” olarak duyurdu Trabzon’da Santa Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’nun öldürülmesi ve Hrant Dink cinayetini hatırlatan Reuters ajansı haberinde “Bazı Türk milliyetçileri, Hıristiyan misyonerleri düşman olarak görüyor” görüşüne yer verirken, AP ajansı, Malatya’nın Papa 2. Jean Paul’e suikast girişiminde bulu nan Mehmet Ali Ağca’nın memleketi olduğunu yazdı. AP, “Türkiye’nin Hıristiyan azınlığına karşı saldırılar sıklaşmaya başladı. Bununla birlikte gayrimüslimlere karşı düşmanlığın ve milliyetçiliğin arttığına dair endişeler büyüyor” diye yazdı. İnternet sitelerinde olayı “Hıristiyan yayınevine saldırı” başlığıyla manşete çıkaran Avrupa basını, yayınevi çalışanlarının aşırı milliyetçiler tarafından tehdit edildiği iddialarına yer verdi. Cinayetler zalimce Haber Merkezi Malatya’da 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı baskın Batı’da geniş yankı buldu. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis, Malatya’da kanlı baskını “zalimce” diye nitelendirerek şiddetle kınadığını bildirdi. Davis, yazılı açıklamasında, zalimce olarak görülen saldırının faillerinin Türk makamları tarafından en yakın zamanda bulunarak cezalandırılacağına inandığını kaydetti. Terry Davis, “dini gerekçeyle yapılmış gözüken bu saldırıdan dehşete düşüldüğünü ve nefretle kınadıklarını” belirtti. Katliamda Cezayir yöntemi ? Baştarafı 1. Sayfada Steinmeier: Saldırı aydınlatılmalı Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, saldırıyı kınayarak Türk makamlarının bu olayı aydınlığa kavuşturacaklarına ve sorumluları yakalayacaklarına inandığını belirtti. Alman Bakan, “Olayın nedenleri tümüyle ortaya çıkarılmalı’’ dedi. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz da “Kurbanlar arasında bir de Alman vatandaşı olması beni şoke etti. Cinayetin tam koşulları henüz bilinmese de bu vahşi saldırıyı şiddetle kınıyorum” dedi. 1. KOŞU: F: Fitruka (8), P: Kitara (11), PP: Lunarat (13), S: Agean Dream (1). 2. KOŞU: F: Mirliva (4), P: Sadonun Oğlu (2), PP: Dorje (7), S: Ulubatlı (5). 3. KOŞU: F: Toskana (18), P: Little And Clever (16), PP: Tentenhan (6), S: Kurt Adam (1). 4. KOŞU: F: Aycan (3), P: Nadide (1), PP: Ceylangülü (5), S: Akçora (2). 5. KOŞU: F: Derenkoç (10), P: Son Of Joy (7), PP: Max Müller (6), S: Golden Gate (4). 6. KOŞU: F: Vasvuş (1), P: Shuttle (5), PP: Lorangerie (6), S: Green Fields (3). 7. KOŞU: F: Gönüllü (2), P: Canlar (4), PP: Affan Oğlu (9), S: Yeşiltepeli (1). 8. KOŞU: F: Afif (4), P: Sağlamer (2), PP: Lütuf (1), S: Günal (7). 9. KOŞU: F: Anarza Fırtınası (12), P: Rapid By Far (18), PP: Paşakemal (8), ALTILI GANYAN S: Şerif Ağa 3 10 1 2 4 12 (10). 1 7 5 18 Günün İkilisi: 5 6 6 8 7. Koşu: 2/4.9. 4 3 10 Çifte Bahis: 1. 13 2 1 Çifte: 8/4. 16 4 pa’yı vuran Mehmet Ali Ağca ile Trabzon’daki örgüt tarafından katledilen Hrant Dink’in memleketi Malatya’da üç misyoner vahşice katlediliyor. Üstelik bu eylemin ayak seslerinin önceden duyulduğunu gösteren tehditlerin yayınevine defalarca ulaştığı biliniyor. Kentte dinci gruplar etkin Bu korkunç saldırıyı gerçekleştirenlerin son üç yılda azınlıklara yönelen Trabzon tandanslı dinci yapılanmanın yeni bir hücresi ya da uzantısı olabileceği ihtimalini ciddi biçimde değerlendirmek gerekiyor. Tıpkı El Kaide’nin, Türkiye’deki radikal grupların çekim merkezi olması gibi, Anadolu’daki kimi marjinal çevrelerin de Trabzon kaynaklı yapılanmadan esinlenme ihtimali kafa kurcalıyor. Aynı zamanda benzer hücrelerin diğer kentlerde de harekete geçebileceği endişesi doğuyor. Saldırganların bu cinayetlerle Dink’in cenazesinde oluşan tepkiyi yanıtlamak istediği, boğaz keserek misyoner faaliyetlerinin susturulması mesajı vermeye çalıştıkları konusunda da ciddi kuşkular beliriyor. Bu yüzden ci nayet soruşturmasının Trabzon kaynaklı örgütlenmeden ayrı tutulmaması, Santoro, Dink ve Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin cinayetleri, McDonald’s ve Cumhuriyet gazetesi saldırılarıyla bağlantılarının araştırılması, tarikat, cemaat ya da örgüt bağlarının titizlikle ele alınması önem taşıyor. Trabzon’da olduğu gibi Malatya’da da, milliyetçidinci yapılanmaların yoğunlaştığı, tarikatçıların her alanda cirit attığı ve cemaat yurtlarının yaygınlaştığı dinci grupların öğrenci avında olduğu biliniyor. Kendilerini ülkücü ya da milliyetçi diye tanımlayan çevrelerin 2005 yılının şubat ayında Kayra (Zirve) Kitabevi’ni protesto etmesi de bu kentte, misyonerlere yönelik tahammülsüzlüğün yoğunlaştığını ve sonunda patlak verdiğini gösteriyor. tarafından bıçaklanarak öldürülmesi akla geliyor. Diğer yandan Zirve Yayınevi’nde öldürülen üç kişinin elleri, kolları ve ağızlarının bağlanmasından yola çıkarak domuz bağı ve Hizbullah’a vurgu yapan çevreler ise kimi ayrıntıları gözden kaçırıyor. Örneğin 17 Ocak 2000’den sonra büyük darbe alan Hizbullah’ın Gaffar Okkan suikastından sonra eylemsizlik kararı aldığı göz ardı ediliyor. Ancak aynı örgütün geçmişte Malatya’yı üs tuttuğu, hatta bu kentte bir dönem 3 bin kadar Hizbullahçının protesto yürüyüşü yaptığı ve daha da ileri giderek Hizbullahçı teröristlerin kent merkezinde polisle çatışabilecek güce ulaştığını da düşünmek gerekiyor. ‘Tehlikeli bir ortamdayız’ İskenderun’da görev yapan Katolik yetkililerden Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Luigi Padovese ise İtalyan Sky televizyonuna yaptığı açıklamada, saldırıya uğrayan yayınevinin Katolik olmadığını belirterek “Muhtemelen Protestan veya Ortodoks bir yayınevi olmalı. Türkiye’de, zorlu ve tehlikeli bir ortamdayız.” dedi. Padovese, “Fanatiklerin Türkiye’deki varlığı sürüyor. Arada bir bu tür akıl almaz şiddet olaylarıyla ortaya çıkıyorlar” şeklinde konuştu. Öte yandan Feriköy Protestan Kilisesi yetkilileri, Malatya’da cinayete kurban gidenlerin yurtsever ve devletini seven insanlar olduklarını belirterek olaya tepki gösterdi. Daha vahim ve derin Malatya’daki pervasız saldırı Dink’in cenazesinde oluşan tepkiye, Doğu ve Güneydoğu’da yaygınlaşan misyoner faaliyetlerine yanıt niteliği de taşıyor. Dinci bağnazlığın ulaştığı boyutları göstermesi açısından bu cinayetlerde kullanılan vahşice yöntem ise Santoro ve Dink suikastçılarından çok daha vahim ve derin bir güçle karşı karşıya olduğumuzu ortaya çıkarıyor. Hizbullah olasılığı! Yalnızca cemaatler değil, radikal dinci grupların Malatya’daki kimi eylemlerinin de anımsanması gerekiyor. Örneğin İnönü Üniversitesi öğrencisi Ümit Cihan Tarho’nun oruç tutmadığı için 7 Ocak 1998’de bir ramazan günü ülkücü oldukları belirtilen iki kişi CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle