27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Çankaya’dan ‘veto’ edilerek dönen yasaların ülke ve ulus çıkarlarına aykırı olduğu, gerekçelere bakıldığında net biçimde görülüyordu Sezer, ulusal güvencemizdi OKTAY EKİNCİ ORMAN SATIŞI 2B TALANI YABANCILARA ARAZİ SATIŞI ezer’in “ulusal duyarlılığı” içinde elde edilen son hukuksal kazanımlarımızdan biri de Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı başvurusu üzerine yabancılara arazi satışına ait yasayı iptal etmesi oldu. Bakanlar Kurulu’na, yabancı ‘gerçek kişi’nin Türkiye’de edinebileceği taşınmazların yüzölçümü miktarını 30 hektara kadar artırmaya yetki veren yasa hükmü artık “yok”. Ayrıca yüksek mahkeme, yasanın “Yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazların illere ve il yüzölçümüne göre binde 5’i geçmemek üzere oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir” hükmünün de iptaline karar verdi... umhuriyete sözde değil “öz”de bağlı Ahmet Necdet Sezer, 9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel’den görevini 16 Mayıs 2000’de devralmıştı. Şimdi TBMM’deki AKP grubu, yeni cumhurbaşkanını adeta “atama”ya hazırlanırken, aynı grubun oylarıyla Meclis’ten geçmiş ve Sezer’in “veto” ettiği yasalar da önem kazanıyor. Çünkü, gerek veto gerekçeleri, gerekse Sezer’in başvuruları üzerine Anaya Mahkemesi’nce alınan “iptal” kararlarının nedenleri, AKP kimlikli bir yeni cumhurbaşkanının hukuk anlayışına yönelik “gösterge”leri de içeriyor. İşte, Sezer’in anayasal ilkeler açısından uygun görmediği kimi düzenlemelerin veto ya da iptal gerekçelerinden bir özet: IRSAL KALKINMA: Sezer, 5603 sayılı “Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kanunu”nun bazı maddelerini 30 Mart 2007’de iade etmişti. Gerekçesi ise, kanundaki yeni “kamusal” kurumsal yapılanmanın, ücretleri “bakan” tarafından belirlenecek sözleşmeli personelle sağlanmasıydı. Bu kural “partizan örgütlenme”nin aracı olabileceğinden, veto kararı “devletin siyasallaşması”na karşı da önlem niteliğindeydi... C H ükümetin “orman niteliğini yitirmiş” gerekçesiyle yasanın 2B maddesiyle orman dışına çıkararak “işgalciler”e satışını hedeflediği anayasa değişikliğini iki kez veto eden Sezer’in gerekçeleri “çevre ve ormancılık” dersi gibiydi: İşte bazı vurgulamalar: “Ormancılıktaki ‘süreklilik’ ilkesi, ormanların kuşaktan kuşağa kutsal bir değer olarak devredilmesini gerektirmektedir.” “Ormanlar uzun yıllardan bu yana siyasal amaçlarla kullanılmıştır. Son değişiklik de sorumluların ödüllendirilmesi anlamı taşımaktadır; yeni orman yıkımlarına neden olacak, kaçak yapılar için yeni ‘imar affı’ umudu doğuracaktır.” “Bir yerin orman niteliğini yitirmesi, insan eliyle ve kasıtlı olarak ormanların tahrip edilmesi ve işgali biçiminde gerçekleşmektedir. Aynı alanların, bu duruma kasıtlı neden olan kişilere satılması yolunun açılması ve işgalcilerin bu yerlerin yasal sahibi olabilmelerine olanak tanınması hukuk devleti ve adalet ilkesiyle bağdaştırılamaz...” rekçesi de “Devletin birliği bozulabilir” şeklindeydi. “Anayasadaki ‘tekil devlet’ (üniter yapı) modeli”nin gözetilmesi gerektiğini belirten Sezer, valilerin yetkilerini azaltan maddeleri de “devletin ve hükümetin ildeki temsilcileri” olmaları nedeniyle uygun görmedi. ELİRLER VERGİSİ: Yasayı 19 Mart 2007’de veto eden Sezer, tütün ve alkollü içkiler piyasasında uygulanacak yaptırımlarda “idari” yerine “adli” yargıya “yetki” verilmesinin ve ayrıca yasanın suç saymadığı eyleme ceza uygulanmasının anayasaya aykırılığını vurguladı. Sezer’in gerekçeleri arasında, yasadaki “dizgi” ve “imla” yanlışlarının da bulunması, hukukun yanı sıra “Türkçe dersi” de verdiği şeklinde yorumlandı. ENİ ÜNİVERSİTELER: 15 yeni üniversitenin kuruluş yasasında, rektörlerin, Başbakan ile Milli Eğitim Bakanı’nın belirleyeceği üç isim arasından Cumhurbaşkanı’nca atanmasını öngören madde, Çankaya’dan döndü. Sezer, veto gerekçesinde üniversitelerin “nesnel” ve “yansız” olması gerektiğini; bilimsel özerkliğin yönetsel özerkliği de içerdiğini belirterek “isim belirlemek” için YÖK’ün yetkili olduğunu vurguladı. EMURLARIN YARGILANMASI: Sezer, memurların yargılanmasında savcıları “devre dışı”na çıkaran düzenlemeyi 9 Ocak 2006’da veto etti. Gerekçesinde ise “bürokratların dokunulmazlıklarının daraltılması” gerektiğini belirtirken, “Bunun tersine başsavcıların yetkilerinin kaldırılması, suçlu memurun cezadan kurtulması sonucunu doğuracaktır” dedi. EKNOLOJİ BÖLGELERİ: Sezer’in Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğü ve kimi yatırımcılara “ayrıcalıklı imar olanağı” sağlayan yasa, yüksek yargının 16 Ekim 2003 tarih ve 2003/92 sayılı kararıyla iptal edildi. Gerekçelerde ise özellikle 4. maddedeki “Arazi kullanımı, yapı ve tesislerin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ‘yönetici şirket tarafından’ verilir ve denetlenir” kuralının anayasaya aykırılığı açıklanarak “kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi” gerektiği vurgulandı. Şimdi Türkiye, bütün bu “veto gerekçeleri” ile Anayasa Mahkemesi’nin “iptal nedenleri”nin tam tersi bir anlayışı savunan; Sezer’in ve yüksek yargının “hukuka ve ulusal çıkarlara aykırı” bulduğu tüm düzenlemelerin siyasal sorumlusu olan bir cumhurbaşkanıyla yönetilmek “risk”i altında... Neyse ki hiç değilse artık “tehlike”nin de farkında... S K YABANCI DOKTORLAR aha sonra AKP’lilerin de “pişman” oldukları yasanın 2 Şubat 2007’deki veto gerekçesi özetle şöyleydi: “Konuya ilişkin kurallar yabancı doktorların kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılamayacağı, yalnızca özel sağlık kuruluşları ile özel muayenehanelerde çalışabilecekleri sonucuna varılsa da, yasa yabancı uyruklulara tam bir serbestlikle doktorluk yapma olanağı sağlamaktadır...” D PETROL YASASI üzenlemeyi “ulusal güvenliğe” aykırı bulan Sezer, buna ait bazı maddeleri 6 Şubat 2007’de veto etti. Üretilen petrol ve doğalgazın ne kadarının ihraç edilebileceğine yasada yer verilmediğine dikkat çekerken, bu ürünlerin bir bölümünün ülke ihtiyaçları için ayrılmasının zorunlu kılınmadığını belirtti. G CARGILL YASASI GM YASASI: Çete suçlarının DGM kapD samından çıkarılmasını öngören 4719 sayılı yasanın TBMM’ye iade gerekçesinde şunlar vardı: “Laik devlet düzenine karşı çalışmalar yapmayı temel amaç edinen teşekküllerin varlığı yadsınamaz bir gerçektir. Örneğin kamuoyunda ‘Susurluk davası’ diye anılan davanın, devletin iç güvenliğini ve kamu düzenini doğrudan ilgilendirdiğini göz ardı etmek de olanaksızdır.” ÂKİMLER VE SAVCILAR YASASI: Sezer’in, hâkimler ve savcıların atanmalarını düzenleyen yasayı veto gerekçesi de özellikle “yeterlilik sınavı”nın, siyasal tercihlerine göre hareket edebilecek “bakan” tarafından yapılmasının, bu meslekteki en hassas konu olan “bağımsızlığı zedeleyeceği” yönündeydi... L ÖZEL İDARE YASASI: Adına “yerel yönetim reformu” denen yasanın veto ge T D İ Y znik Gölü kıyısında hukuka aykırı kurulan ve ABD’nin açıkça himaye ettiği Cargill fabrikasına “yeniden” işletme izni niteliğindeki yasayı “kamu yararıyla bağdaşmadığı” ve “yargı kararlarını etkisiz kıldığı” gerekçesiyle 7 Aralık 2006’da veto eden Sezer, aynı düzenlemenin “ayrıcalık” tanıdığının da altını çizmişti... H İ VAKIFLAR YASASI SOSYAL GÜVENLİK ezer “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun 15. maddesini “sosyal devlet ilkesine aykırı” bularak 10 Mayıs 2006’da veto etti. S umhurbaşkanı Sezer, Vakıflar Yasası’nın 9. C maddesini veto ederken, hükümete “Lozan” uyarısını da şöyle yapmıştı: “Yasa koyucunun Lozan Antlaşması kurallarını gözetmesi hukuksal gerekliliktir.” M CUMHURİYET 09 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle