18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB PB PB PB PB Y 14 16 14 17 21 20 22 19 11 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y PB 11 11 12 11 11 11 13 9 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B Y K K K 23 21 15 20 14 14 6 7 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Ankara, Çankırı, Sinop ve İnebolu çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı kuzey ve doğu kesimlerde mevsim normallerinin altında, güney kesimlerde ise mevsim normaleri civarında seyredecek. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y PB PB PB B B PB B B 18 6 20 24 16 24 25 17 19 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B PB Y PB Y PB 24 19 22 18 18 15 18 16 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm B B Y Y Y Y Y Y PB 11 21 20 32 11 31 9 27 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada demeye gelen bir anlayışla, geride kalanların “lider öldü” deyip başlarının çaresine bakmalarını salık veriyor. Cumartesi mitingi genelde bir rahatlık yarattı. Fakat yurdun dört bir köşesinden gelen insanlarımız büyük bir gövde gösterisiyle Çankaya konusunda görüşlerini ortaya koyunca, RTE’nin Batı tipi bir siyasetçi gibi kararlılık göstereceği ve cumhurbaşkanı olmaktan vazgeçeceği sanıldı! Los Angeles Times dışında Batı’nın sayılı gazeteleri; Washington Post, Le Figaro, New York Times, Le Monde, El Pais, Deutsche Welle ve Tageblatt, RTE’yi cumhurbaşkanı görmek istemeyen Türk halkının sokaklara döküldüğünü yazıyor. İçeride dışarıda genellikle miting olayı “milletin tehlikeyi gördüğü” biçiminde yorumlandı. ??? Nafile! Beyimiz koyduğumuz, bıraktığımız yerde... Cumartesi gecesi AB’nin 50. yıldönümü törenlerine beni niye çağırmadın diye Almanya Başbakanı Merkel’i azarlamak için yola çıkarken, (meğer o konuda da bilgisizmiş. Merkel o törene katılacakların Almanya’nın dönem başkanı olduğu dönemde değil, 2006 Haziran’ında kararlaştırıldığını söyleyiverdi yüzüne) cumartesi günkü görkemli olayı herhangi bir miting gibi yorumladı ve tabii gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Almanya’daki Türklere mezar edebiyatı yaptı. Ölünce musalla taşında yatarken başbakan veya cumhurbaşkanı denilmeyecekmiş de… er kişi niyetine denilecekmiş de… baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş. Bizim dinimizde yeri olsa hazret bayağı iyi bir keşiş olur, manastıra kapanır, öbür dünyaya da öyle yollanırdı... ??? Bakmayın böyle duyguları kamçılayan, bir yandan da başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını önemsemeyen tavrına, söylemlerine… Halkın büyük çoğunluğu etme eyleme aman mutlaka cumhurbaşkanı ol diye peşinden koşuyormuş gibi... Ama, ne yapayım ki cumhurbaşkanı olmam için bastırıyorlar diye tevazu kılıklı söylemlerine kulak asmayın. Her hareketi, her sözü siyasal artistlik. Önceden provası yapılmış sözler, söylemler. Karısı Emine Hanım’la bile olmak veya olmamak üzerinde konuşma yapmış ki, “görüşünü aldım” diyor. Ne Abdullah Bey biliyormuş kararını ne de başkaları... Kim inanır bu yutturmacalara?.. “Adayım” dışında her sözüyle cumhurbaşkanı olacağını duyurmamış gibi, aylardır günlerdir kamuoyunu güya ne yapacağı kesinleşmemiş bir adam edasıyla kandırdığını sanıyor. Yok anketlermiş, yok istişarelermiş, yok MKYK kararıymış, dalgalandırıp duruyor piyasayı. Hakaret etti diye Baykal’la konuşmazmış ama, partisinden ayrılıp parti kuran yüzünü görmek istemediği için Meclis’te kürsüye çıkınca apar topar koridora kendini atan RTE, şimdi Erkan Mumcu ile Çankaya sorununu konuşmak istediğini söylüyor. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş hesabı; kimi konularda RTE ile örtüştüğünü bilmeyen yokmuş gibi... hukuk düzeni içinde konuşuyormuş diye Mehmet Ağar ile bugün buluşacağını söylüyor. RTE Doğulu bir kurnaz. CHP dışında iki partiyle konuşmasındaki tek amaç; CHP’nin katılmayacağı Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP’nin yalnızlığına ortak aramasından kaynaklanıyor. Daha sonra sırası gelince Cumhurbaşkanlığı’na TBMM’deki partilerin katıldığı bir seçimle geldiğini söyleyecek! ??? Partisinde adaylığı dışında her şey konuşulmuş. Örneğin cumhurbaşkanı ile başbakanın son palavra da bu devlete fazla yük olmasın diye tek uçak kullanacaklarmış; ama “yeni cumhurbaşkanı çoook uçacak” dediğine göre müstakbel başbakan Abdullah Bey dış gezilerini herhalde özel hava uçaklarıyla yapmak zorunda kalacak. Partisi yeni cumhurbaşkanının uçak sorununu çözdüğüne göre… RTE’nin 18 Nisan’da toplayacağı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nu ola ki kimi öneriler öne sürülüyor diye önemsemesine ve oysa üyeleri emre amade “MKYK’nin kararı beni bağlar” demesine fazla bir değer vermek olanaklı mı? ??? Bu kafayla sağlıklı bir sonuca varmayı düşünebilir misiniz? Düşünmek değil düşlemek bile abes. Cumhurbaşkanımız Sezer’in Harp Akademisi’ndeki konuşmasına karşı çıkarken; ekonomik ve siyasal yaşam en sağlıklı dönemini yaşarken “rejim tehlikede” denilemezmiş, öyle diyor. Sezer’in söylemlerine bir türlü kafası basmıyor. Oysa ne siyaset ne de ekonomideki iniş çıkışlar laik rejimi yörüngesinden çıkartmaz. Bir düşer bir kalkar yine rayına oturur; ama, laik rejimden, Atatürk devrimlerinden bir kez sapılırsa geriye gidiş, o gidiş. RTE gibi geçmişten bugüne düşünce ve amacı bilinen birinin elinde rejim, din ekseninde asıl amacından uzaklaştırılırsa… yüzyıllar sonra bu milletin yakaladığı çağdaşlığı bir kez daha geri getirmek olanaksızdır. Tehlikenin farkında mısınız diye sorduk; halkımız cumartesi günü yanıtladı: Farkındayız! Öyleyse tehlikeyi neden isimlendirmiyoruz? Tehlike kim mi? Pazar günü Kanaltürk’te Politika Durağı’nda söyledim: “Tehlike sensin Recep Bey!” Operasyona ‘soğuk’ Genelkurmay Başkanı’nın terör örgütü PKK’ye karşı sınır ötesi eyleme geçilmesine yönelik açıklamalarını değerlendiren Başbakan, ‘Öfkeyle kalkan zararla oturur’dedi Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın gündeme getirdiği sınır ötesi operasyonla ilgili olarak “Öfkeyle kalkan zararla oturur’’ dedi. Başbakan, Almanya’ya giderken uçakta Orgeneral Büyükanıt’ın, PKK’ye karşı Kuzey Irak’a askeri operasyonun gerekli olduğuna ve bunun için siyasi kararın çıkması gerektiğine ilişkin açıklamasını değerlendirdi. Erdoğan, “Şu anda takvim yürüyor. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Bu tecrübeyi geçirdik. Nasıl adım atacağımızı biliyoruz. Genelkurmay’la askeri boyutunu görüşüyoruz” dedi. Kuzey Irak’a operasyon tartışması Washington tarafından da yakından takip ediliyor. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 14 Nisan’da yaptığı açıklamada, ABD’nin operasyona soğuk baktığını gösteren ifadelerde bulunmuş ve Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK teröristlerinin Türkiye’de çok sayıda kişiyi öldürmesinden dolayı Türkiye’nin kaygı duymasının anlaşılır olduğunu, ancak Kuzey Irak’a tek yanlı bir Türk operasyonunun, muhtemelen sorunu çözmeyeceğini söylemişti. gâhı’nda 12 Nisan’da bir basın toplantısı düzenleyen Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Kuzey Irak’a operasyon yapılmalı mı? Evet, yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet, sağlar. Bir hudut ötesi operasyon için siyasi kararın çıkması lazım” diye konuşmuştu. Kuzey Irak’taki yerel Kürt yönetiminin lideri Mesud Barzani’nin Türkiye’ye yönelik sözlerini değerlendiren Büyükanıt, “Asker olarak bakınca, o söylediklerini kabul etmek mümkün değil... Geldiğimiz noktaya ibretle bakıyorum. Gerçekten, sarf ettiği sözler çok seviyesiz sözler. Ben, ona söylettirenlere bakıyorum” ifadesini kullanmıştı. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Söylettirene bakıyorum’ Genelkurmay Başkanlığı Karar AKP moloz döküyor AOÇ’yi çöplük yaptılar AYŞE SAYIN ANKARA Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), aralarında AKP’nin de bulunduğu kişi ve kurumların, Atatürk Orman Çiftliği’ne (AOÇ) “kaçak moloz, toprak, hafriyat, çöp” döktüğünü belirterek idareye bu konuda “radikal önlemler” alması uyarısında bulundu. AOÇ alanının 1. derecede SİT alanı olmasına rağmen, kaçak dökümlerin engellenemediğine işaret edilen YDK raporunda, AKP’nin yeni genel merkez binasından çıkarılan hafriyatın, sadece “Ankara Büyükşehir Belediyesi izni” ile AOÇ alanına döküldüğü, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan izin alınmadığı belirtilerek, “Kişi ve kuruluşlara farklı uygulama yapılmasından kaçınılmasını” istendi. ‘Sizi unutmayacağız’ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, dün İstanbul’da “Sakıp Sabancı Kandilli Eğitim ve Kültür Merkezi Adile Sultan Sarayı’’ ile Kandilli Kız Lisesi’ni ziyaret etti. Kandilli Kız Lisesi öğrencileri, Cumhurbaşkanı Sezer ve eşini ellerinde Cumhurbaşkanı’nın daha önce kendilerine gönderdiği Nutuk’la karşıladılar. Sezer ve eşi kendilerini coşkuyla karşılayan öğrencilerin ellerini tek tek sıktı ve bir süre sohbet etti. Cumhurbaşkanı Sezer, “Değerli öğrenciler, bu tabloyu görüp de gerçekten sizleri Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik, daha doğrusu kızlarımız, kadınlarımız olarak görüyorum ve büyük bir mutlulukla, güvenle görevimden ayrılıyorum. Sizler Atatürk’ün gösterdiği aydınlık yolda Türkiye’yi ilerletmeye çalışacaksınız. Bundan hiçbir kuşkum bulunmamaktadır” dedi. Ziyaret nedeniyle okulun duvarına “Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Semra Sezer. Sizi unutmayacağız” yazılı pankart asıldı. (AA) MAHMUT GÜRER CHP’li Sağ’dan belge YDK’nin AOÇ ile ilgili raporunun bugün KİT Komisyonu’nda görüşülmesi bekleniyor. AKP’nin genel merkez inşaatından çıkarılan toprağın, usulsüz olarak AOÇ arazisine döküldüğü belirlemesine yer verilen raporla ilgili CHP’li Kemal Sağ’ın AOÇ alanına dökülen hafriyatın belgesini de komisyona sunacağı bildirildi. Türkiye nabız yokluyor Bursa’da Musul toplantısı ANKARA Ankara’nın, Kerkük’ün ardından Musul ile ilgili olarak da Bursa’da bir toplantı düzenlediği öğrenildi. Geçen pazar günü gerçekleştirilen toplantıya İstanbul’daki Kerkük toplantısı gibi Sünni Arap ve Türkmenlerin katıldığı belirtildi. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre toplantının ana gündem maddesini, Türkiye’nin Musul konusunda 1926 Ankara Antlaşması’ndan doğan hakları oluşturdu. Buna göre Türkiye’nin, Musul eyaleti olarak adlandırılan ve 90 bin km2’lik alanı kap sayan bölgede Türkmenlerin yaşamsal tehlike içerisinde olması durumunda garantörlük hakkı bulunuyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de gerekirse bu hakkın kullanılacağını ifade etmişlerdi. Toplantıda Arap ve Türkmen liderlere Türkiye’nin böyle bir hak iddia etmesi durumunda görüşlerinin ne olduğunun sorulduğu kaydediliyor. Türkmen liderlerin olumlu görüş bildirdiği konu hakkında Arap aşiretleri açıklamada bulunmadı. Toplantıda ayrıca, Kürt bölgesel yönetiminin Musul’a yönelik politikası hakkında da bilgi alındığı ifade edildi. Soldan bu mitinge kimi farklı bakışlar oldu. Toplumla arasına “10 aralık” koymuş kimi hareketler mitinge de mesafeli durdular. Bu gelişmeler bizde ister istemez İran’a molla rejiminin getiriliş sürecini anımsattı. Şah rejimine karşı çıkan mollalar, solcuların sistem karşıtlığını çok iyi kullandılar. İran’dan birkaç kilometre taşı anımsatalım: 70’lerin ikinci yarısı Şah karşıtı gösteriler yoğunlaştı, İslamcılarla solcular ortak cephede yer aldı. Şah’ı devirip demokrasi getireceklerdi. Üye sayısı milyonu aşan İran Komünist Partisi (TUDEH) yönetimi, mollalara iki isim yakıştırdı: İlerici Din Adamları, Devrimci İslam. 16 Ocak 1979’da Şah, İran’ı terk etti. 1 Şubat’ta Humeyni Tahran’a döndü, 1 Nisan’daki halkoylamasının tek maddesi vardı: İslam Cumhuriyeti’ne evet mi hayır mı? O koşullarda hayır çıkması olanaksızdı. Solcular hâlâ uyanmamıştı! ??? Bir yıl sonra Şubat 1980’de Humeyni, üzerine küçük bir yetki aldı: Tüm yargı atamalarını yapmak! Nisanda “İslam Kültür Devrimi” paketi kabul edildi. Artık başka kültür yoktu. Ve sol uyandı! Tüm üniversitelerde eylemler yapıldı, karşı çıkıldı. Mollalar buna çok demokratik yanıt verdi: “Üniversiteler iki yıllığına kapatılmıştır.” Bu zaman diliminde üniversitelerdeki molla rejimine karşı çıkan tüm öğrenciler, öğretim üyeleri ayıklandı. 1983’te son darbe indirildi: Tüm TUDEH yöneticileri tutuklandı. O süreçte İran’da molla rejiminin kıyımına uğrayan solcu, aydın sayısının 2 milyon olduğu tahmin ediliyor. Kadınlar için ayrı bir pencere açalım... Mollalar ilk günlerde başı açık kadınlara dokunmadılar. Biraz güçlenince devlet dairelerinde kara çarşaf şart dediler. Kadınlar buna gülüp geçtiler, olur muydu öyle şey? Bu yasanın çıkma arefesinde Tahran sokaklarında tümü kadın 50 bin kişi yürüdü. Rejimin ikinci yılında devlet dairelerinde, sokaklarda, özel işyerlerinde, kısacası hiçbir yerde başı açık tek kadın kalmamıştı. Başı kapalı ama ojeli olduğu anlaşılan kadınlar, rejim muhafızları Pasdaranlar tarafından sarı renkli minibüslere götürülüyor, elleri içi böcek dolu poşetlere sokuluyordu. ??? Türkiye İran olur mu? Olmaz ama, İran’a benzer başka bir Türkiye ile karşılaşabiliriz. İran’dan kaçabilen solcuların ortak söylemlerinden biri şudur: “Alıştıra alıştıra geldiler. Bir taviz kopardılar mı, aldıkları taviz sanki yıllardır uygulamadaymış gibi doğal karşıladılar, hemen yeni taviz peşine düştüler. Kısa süre sonra itiraz etmeyi unutan insanlar haline geldik. Artık sağcı, solcu, milliyetçi, liberal yoktu, iyi Müslümankötü Müslüman vardı. Bunun ölçüsünü de mollalar koyuyordu.” AKP döneminde gerek alıştıra alıştıra, gerekse dayatılarak gündeme getirilen kimi değişiklikleri şöyle bir düşünün... Sanki koşullar benzer bir süreç yaşadığımızı gösteriyor. Erdoğan AB’ye şöyle seslenmedi mi: “Bizi yormayın, almayacaksanız söyleyin, kendi yolumuza gidelim.” Neresidir Erdoğan’ın yolu? Sevgili solcu kardeşler, yoldaşlar; Brüksel’e demokrasiye giderken evdeki haklardan olmayalım... İş işten geçtikten sonra başımızı örtüp saçımızı yolmayalım... 14 Nisan süreci Türkiye’nin aydınlığı içindir, altında başka bir şey aramayalım... ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘DTP’nin PKK ile duygusal bağı var’ ? VAN (Cumhuriyet) AKP Van İl Başkanı Mustafa Bilici’yi ziyaret eden DTP’liler, “terör örgütü PKK”nin Türkiye’nin gerçeği olduğunu savundu. DTP İl Başkan Vekili Veysi Dilekçi, “PKK ile organik değil, duygusal bağımız var. Çünkü PKK üyelerinin aileleri bu ülkede yaşamaktadır” diye konuştu. Devletin bu konuya çözüm getirmesi gerektiğini söyleyen Dilekçi, partisinin baskı altında tutulduğunu da ileri sürdü. Bu arada Nevruz kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada “Sayın Öcalan” dediği saptanan DTP Ağrı İl Başkanı Murat Öztürk tutuklandı. Ankara Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tüm okul müdürlerine yazı gönderdi ‘Kutlu Doğum’a katılın’ emri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümeti, eğitimi her geçen gün biraz daha dinselleştiriyor. Son olarak Ankara Altındağ’da imam hatip lisesi öğrencileri tarafından Kutlu Doğum Haftası etkinliği düzenlenmesi kararlaştırıldı. Ankara Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de okul müdürlüklerine yazı göndererek 21 Nisan’da düzenlenecek “Kutlu Doğum Şöleni”ne tüm okul müdürlerinin katılmasını istedi. “Kuran Tilaveti, Ona Sevdiğini Söyle” gibi bölümlerin yer aldığı 5 saatlik şölen için müdürlere çift kişilik davetiye gönderildi. Ankara’nın metropol ilçelerinden Altındağ’da, “Kutlu Doğum Şöleni” için tüm müdürlere yazılı katılım emri gönderildi. Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Özay imzasıyla gönderilen yazıda; “Altınpark AnfaB Salonu’nda Hacı Bayram Anadolu İmam Hatip ve imam hatip lisesi öğrencileri tarafından gerçekleştirilecek olan Kutlu Doğum Şöleni 21 Nisan 2007 Cumartesi günü saat 12.00 17.00 arasında yapılacaktır. Söz konusu Kutlu Doğum Şöleni’ne okul müdürlerinin mutlaka katılmaları hususunda, gereğini bilgilerinize rica ederim” denildi. Yazı, dün “günlü” ibaresiyle okul müdürlüklerine, “Bölüm: Kültür, Konu: Kutlu Doğum Şöleni” başlığıyla ulaştırıldı. Ekte gönderilen çift kişilik davetiyede ise 12.00 14.00 arası “Sergi ve İkram” gerçekleştirileceği, 14.00 17.00 arasındaki program akışının da “Kuran Tilaveti, Şiirler, Peygamberler Şeridi, Kronolojik Siret, Anlatılanlar, Oyun: Ona Sevdiğini Söyle, Dünya Onu ve Medeniyetini Konuşuyor, Ezgiler” şeklinde olacağı belirtildi. Başkentte Kerkük mitingi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’yi “Diyarbakır’a karışmakla” tehdit eden Iraklı Kürt lider Mesud Barzani’ye karşı Ankara’da Kerkük mitingi yapılacak. Kerkük konusunda Türk kamuoyunun hassasiyetini ortaya koymak amacıyla Irak Türkmen Cephesi’nin aldığı karar doğrultusunda 28 Nisan’da yapılacak miting 13.00’te başlayacak. Çeşitli sendika ve sivil toplum kuruluşlarının da desteklediği mitinge katılanlar, Tandoğan Meydanı’ndan Anıtkabir’e yürüyecekler. Türkiye, yüzünü Asya’ya dönmeli ? İstanbul Haber Servisi Sertel Gazetecilik Vakfı’nın, Galatasaray Üniversitesi’nde düzenlediği “Çin’i tanıyalım” başlıklı toplantıda, Türkiye’nin tek yanlı iktisadi politikalarına son vererek yüzünü Asya’ya çevirmesi gerektiği vurgulandı. Prof. Dr. Erol Manisalı, 14 Nisan mitinginin önemini vurgularken Prof. Dr. Yıldız Sertel, “Türkiye iktisadi anlamda yolunu değiştirmeli” dedi. 1. KOŞU: F: Akdağ (1), P: Gölcük Fırtınası (2), PP: Yatağan Gülü (3), S: River Girl (4). 2. KOŞU: F: Şenbahar (8), P: Neşve (4), PP: Şekerhanım (7), S: Senkaya (5). 3. KOŞU: F: Albey (4), P: Mızrak (6), PP: Çalgay (5), S: Kangallı (2). 4. KOŞU: F: Alsancaklı (3), P: Negresco (1), PP: Yelpınarı (2), S: Kahraman Denizci (5). 5. KOŞU: F: Gökçeada (5), P: Canısı (3), PP: Berrin (1), S: Şanlıkaya (6). 6. KOŞU: F: Eyyubi (1), P: Mirşanhan (2),, PP: Bayırsoy (3), S: Metinkaya (4). 7. KOŞU: F: Amandla (7), P: BenUSen (4) , PP: High Diva (1), S: ALTILI GANYAN White Bride (6). 8. KOŞU: F: 4 3 5 1 7 2 Akmert (2), P: Dlayla (5), PP: 3 2 4 5 Gözüpek (6), S: Kurtbaş (1). 3 1 6 Günün İkilisi: 5. Koşu: 5/3. 6 1 Çifte Bahis: 2. Çifte: 3/5. / IŞIL ÖZGENTÜRK ? Baştarafı Arka Sayfada yabancı, anlayamadığı bu garip kentteki dramatik yolculuğu beni çok etkiledi. Bir an İrini’nin yerine kendimi koydum; sevdiğiniz biri, tehditler alan bir gazeteci ansızın ortadan yok oluyor ve siz onu aramaya başlıyorsunuz.. onu mu yoksa yaşamı İstanbul’da geçmiş babanızı mı arıyorsunuz? O baba ki, İrini küçücük bir kızken evinden alınıp götürüldü ve bir daha geri gelmedi; tıpkı, İstanbul’daki sevgilinin bir gün ansızın ortadan kaybolması gibi... Darbeler ve örselenmeler İstanbul’un neredeyse kâbusa dönüştüğü bir film bu. Türk gazeteci sevgilisini umutsuzca arayan İrini’nin yıkık bir sur dibinde, birden babasını sonsuz büyük bir alanda kurşuna dizilirken gördüğü ve haykırdığı sahne unutulur gibi değil: “Baba senin kentin bana neler yapıyor?” Kim bilir yeryüzündeki kaç insan İrini’nin örselenmelerine benzer örselenmeler yaşadı, yaşıyor. Evleri silahlı polis amcalarla, silahlı asker amcalarla basılan, kitapları talan edilen, babaları anneleri bir gün ansızın alıp götürülen kaç çocuk şimdilerde o günlerin kâbusuyla uyanıyor. Kimbilir kaç insan hiç ummadıkları bir zamanda o kederli günleri anımsayıp derin bir boşluğa düşüyor?.. Kimbilir yeryüzünde kaç tane İrini var, kaç tane Fatma? Yıllar önce “Resmi Tarih” filmini yapan Arjantinli film yapımcısına sormuştum, “Neden bu denli acıtıcı bir film” diye.. şöyle yanıt vermişti: “Çok arkadaşım öldü, çok arkadaş çocuğunun annesiz babasız kaldığını gördüm ve dört yıl dağda yaşadım.. benim bunu yapma borcum var. Bu kadar basit.” Evet, herkesin bazı borçları var, teşekkürler Seçkin, bu arada meyhanede Onat’ın fotoğrafını özellikle yerleştirdiğini ve uzun uzun çektiğini düşünüyorum... O’na da çok borcumuz var, eline sağlık kardeşim... [email protected] Kurşunsuz benzine zam ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kurşunsuz benzinin rafineri çıkış fiyatına, bugünden geçerli olmak üzere zam yapıldı. Kurşunsuz benzinin çıplak rafineri çıkış fiyatı metreküpte (bin litre) yüzde 5.31 artışla 720.71 YTL’den 759.03 YTL’ye yükseldi. Kurşunsuz benzinin pompa fiyatlarını ilgilendiren vergili metreküp fiyatı ise 2 bin 459.84 YTL’den, 2 bin 505.06 YTL’ye çıktı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle