27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2007 SALI 6 HABERLER Tunceli kırsalında Aliboğazı mevkiinde sürdürülen yaygın operasyonlarda 12 PKK’li öldürüldü SALI ORHAN BURSALI PKK’nin kış kampı ablukada POLİS HAKKINDA SUÇ DUYURUSU Çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi, 13 Nisan Cuma günü Beşiktaş Adliyesi’ndeki davayı izlemek üzere toplananlara, polisin müdahalesiyle ilgili olarak İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Grup adına açıklama yapan Güneş Çelik, müdahale sonucu onlarca kişinin yaralandığını söyledi. (CİHAN ORUÇOĞLU) Ordu ve ABD Ülkemizde birkaç aydır “Ordu darbe yapacak” söylentileri ile bir darbe beklentisi yaratıldı. Kimler olduğu belli. AKP’nin eteği altında uzaktan yakından kümelenen kim varsa! Acaba, “Erdoğan cumhurbaşkanı seçilecek diye ordu darbe yapar mı?” Bu soruya ekonomi yazarları bile yanıt aradı. Büyükanıt’ın basın toplantısı anonsu bile, “Ordunun Cumhurbaşkanlığı’nı engelleme girişimi” etkisi yaptı. Ordu darbe yapar mı? Burada kehanette bulunmak gibi bir niyetim yok; sadece “Ordunun darbe yapma koşulları”nda sayılan maddeler arasında bir tanesi üzerinde duracağım: ABD, orduya darbe yapması için izin vermez! Bu “maddeyi” okuyunca durdum. Eskimiş veya geçerliliğini yitirmiş bir “gerekçe” veya düşünce! Köprünün altından çoook sular akmış ve OrduDarbeABD bağlantıları çoktan kopmuş durumda! Büyükanıt’ın Kuzey Irak’ta son 15 yıl içindeki gelişmelerde hatalı politikalar izlendiğini açıklaması, Kuzey Irak’taki kötü durumun adresi olarak ABD’yi göstermesi ve PKK konusunda müdahale gerekliliği üzerindeki düşüncesi, bunun son belgesidir! Özetle, ordu eğer “darbe yapacaksa veya yaparsa” bunun için ABD’den izin almaz. Tersine böyle bir müdahale, “ABD’ye rağmen” bir nitelik taşır! ??? ABD’nin ülkemizdeki ittifakları epeydir değişmiş durumda! ABDAKP birlik ve bütünlüğü, “Ilımlı İslam”a destek, artık mezara gömülmüş durumdaki BOP ile AKP ittifakı, IrakAKPABD siyaset birliği, AKP’nin iktidarda kalabilmek için Washington’ın desteğine muhtaç olması, “Bu adamı deliğe süpürmeyin” yalvarışları... Yol, çoktan ayrıldı! Şüphesiz ordu içinde “Amerikancı” denebilecek kimselergruplar vardır. Fakat TSK’nin genel tutumu, ABD’ciliğe izin vermez. En azından bugünkü koşullar ve şartlarda! Fakat Ortadoğu’daki Amerikan politikalarının öyle kısa vadeli olmadığını düşünecek olursak, PentagonTSK ittifakının yeniden ve eskisi gibi kurulmasının, en azından görünür bir gelecekte mümkün olmadığını görürüz! ??? Ordunun kendine güveni her zamankinden fazla. Artık “Donumuz bile ABD’den geliyor” diyen Genelkurmay başkanları dönemi ve koşulları bitti. Savunma sanayiinde elde edilen büyük gelişmeler ve başarılar, ordunun silah kaynaklarını çeşitlendirme yoluna gitmesi, yakın zamanlarda yürürlüğe konulan savunma sanayii strateji ve politikaları, giderek, ordunun “bağımsız” varlığını güçlendiriyor. ABD Ordusu’nun Irak’ta yol açtığı “çuval” olayını ise TSK’ye unutturacak ne olabilir? TSK unutsa bile Türkiye unutmaz! Özetle, objektif koşullar, ordunun müdahalesini, Pentagon’un izin ve niyetinden tamamen bağımsızlaştırmış durumdadır. Bugün ABD’de hiç kimse “Bizim çocuklar başardı” lafını ağzına almaz! Bu gelişme, şüphesiz, bir zamanların “antiemperyalist”leri ve bugünün AKP destekçileri için hiç de müjdeli bir durum değil! Onlar tam tersine bugün “ABD’ye daha sıkı bağımlı” bir ordu istiyor! TUNCELİ/MALATYA (Cumhuriyet) Tunceli kırsalında PKK’nin kış kampı olarak kullandığı Aliboğazı mevkiinde yürütülen operasyonlar sürüyor. Önceki gün 1 uzman çavuşun şehit olduğu çatışmada 12 PKK’li de öldürüldü. Tunceli’deki operasyonlar sırasında önceki gün Hozat ve Çemişgezek ilçeleri arasında teröristlerle sıcak temas sağlandı. Yaklaşık 15 PKK’linin açtığı ilk ateş sırasında 2 asker yaralandı. Elazığ Askeri Hastanesi’ne kaldırılan yaralı askerlerden, uzman çavuş Ahmet Güngör şe hit oldu. Güngör’ün cenazesi hastane bahçesinde düzenlenen törenin ardından memleketi Mersin’e gönderildi. Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’nca sevk ve idare edilen, Tunceli 4. Komando Tugayı, Hozat 51. Motorlu Tugayı ile Elazığ Jandarma Komutanlığı’na bağlı özel harekât birliklerinin de katıldığı operasyonda, dün de çatışmalar yaşandı. Operasyonlar PKK’nin kış kampı olarak kullandığı Aliboğazı Vadisi’nde yoğunlaştırıldı. Söz konusu bölgede PKK’nin 120’den fazla milita nının bulunduğu belirtildi. Vadiden çıkmaya çalışan 1520 kişilik grupla çıkan çatışmada da 12 PKK’li öldürüldü. Operasyonların Hozat, Pertek, Nazimiye, Pülümür, Mazgirt ve Çemişgezek ilçelerinin kırsal alanları ile Kutuderesi ve Ahpanos vadilerinde devam ettiği öğrenildi. Askeri yetkililer, Tunceli bölgesinde yaklaşık 350 PKK, 50 civarında da MKP ve TİKKO militanı bulunduğunu belirterek operasyonların genişletilerek devam edeceğini açıkladılar. Yetkililer, halen yüksek alan larda kar kalınlığının yer yer 1 metreyi bulduğunu, aşırı yağış ve eriyen kar sularının vadilerde operasyon yürüten birliklere büyük sıkıntı yarattığını anlattılar. Tunceli’de geçen hafta öldürülen 4 PKK’liden ikisinin cenazesinin ailelerine teslimi sırasında da olay çıktı. Malatya Devlet Hastanesi’nde bir süre bekletilen cenazeler, ailelerine teslim edilirken, yaklaşık 20 kişilik grup PKK lehine slogan atınca polis müdahale etti. Polisin, grubu hastane bahçesinden çıkarmasıyla gerginlik sona erdi. Son mektup için eylem İstanbul Haber Servisi 12 Eylül askeri darbesi sürecinde idam edilen Ömer Yazgan’ın son mektubunun 24 yıl sonra ailesine teslim edilmesinden sonra aynı siyasi davadan yargılanan Mehmet Kambur, Erdoğan Yazgan ve Ramazan Yukarıgöz’ün aileleri, yakınlarının son mektuplarının kendilerine verilmesini istiyor. THKPC Üçüncü Yol davasından yargılanarak ölüm cezasına çarptırılan Ömer Yazgan’ın doğum gününde, 29 Ocak 1983’te infazından 10 dakika önce elleri kelepçeli olduğu halde yazdığı son mektup geçen günlerde ailesine verildi. Odak dergisi tarafından cumartesi günü Mis Sokak’ta düzenlenen basın açıklamasına katılan Mehmet Kambur, Erdoğan Yazgan ve Ramazan Yukarıgöz’ün aileleri de çocuklarının son mektuplarına kavuşmak istediklerini söylediler. Ramazan Yukarıgöz’ün annesi Aysel Yukarıgöz 24 yıllık acısını, “Sadece oğlumun mektubunu istiyorum. Başka bir şey istemiyorum” sözleriyle ifade etti. Miting 1) Bütün dünyada ses getiren çok önemli bir olayı es geçen televizyonların ve TRT’nin hali pürmelali, gazetecilik açısından okullarda, son derece incelenecek bir örnek olaydır! Bağımsız habercilik ve yayıncılığın durumunu ve derekesini (aşağı düşüşünü) göstermesi açısından bir mihenk ve milat yaşadık. Saatlerce bir adamın konuşmasına kilitlenen sözde “merkezi” konumdaki TV’lerin tümü sınıfta kaldı! İzah edebilecekleri bir durum yok. Yayın yönetmenleri, müdürleri, kurulları, konseyleri falan.. meslek adına yüzleri kızardı mı kızarmadı mı? Bu durum, patronun ekonomik çıkarlarına en üst düzeyde duyarlığa ve beyin bağımlılığına mı işaret, yanlış yaparsam büyük maaşları ve şatafatlı koltukları kaybederim korkusunun dışa vurumu mu, yoksa gerçekten patrondan “görmeyin” işareti mi? Patron, kurumlarını zarar ettiren bir anlayışı destekleyebilir mi? Basının güvenilirliği yeniden paspas olmuş ve kamuoyunu bu çok kaba manipülasyon düşüncesi kabak gibi ortaya çıkmıştır... Bu “tarihi”, araştırıp yazmak gerekir! 2) DİSK yönetimi utandı mı? Miting sonuçları üzerine kısa açıklama, öyle gösteriyor. DİSK, başlattığı “siyasi hareket”i de çöp sepetine atmalı ve siyasi minik dükkânını kapatmalı! Ya Tabipler Odası, KESK ve diğerleri? Bu kadar “halkına karşı”, halkın duyarlılığına sağır bakış ve düşünceler, oralarda bakalım daha ne kadar ayakta duracak! TUYAB: CEZAEVLERİYLE BAĞLANTIMIZ KESİLİYOR Tutuklu yakınları kampanya başlattı İstanbul Haber Servisi Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yakınları Birliği (TUYAB), F tipi cezaevlerinde tecrit koşullarının sürdüğüne dikkat çekerek disiplin cezalarının kaldırılması, yaşamlarını cezaevinde sürdüremeyecek olanların serbest bırakılması talepleriyle kampanya başlattı. TUYAB’lı aileler, “Görüş ve mektup yasaklarıyla içeriyle bağlantımız kesiliyor. Yakınlarımızın yaşamlarından ve sağlıklarından endişe ediyoruz” dediler. TUYAB’dan Seza Horuz, Hatun İlden ve Bahar Ertürk gazetemize gelerek F tipi cezaevlerindeki yakınlarının yaşam koşullarına ilişkin şikâyetlerini aktardılar. Aileler, Adalet Bakanlığı’nın 22 Ocak’ta F tipi cezaevlerinde tecrit koşullarını hafifletmeye yönelik genelgesinin uygulanmadığı gibi sorunların daha da ağırlaştırıldığını savundular. TUYAB’lılar devlet görevlilerinden oluşturulan komisyonlar yerine, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden kurulu bağımsız heyetin cezaevlerinde gözlem yapması gerektiğini ifade ettiler. obursali?cumhuriyet.com.tr. ERDOĞAN BERLİN’E GÖTÜRDÜ ‘NOKTA BASKINI’ SONA ERDİ İstanbul Haber Servisi Nokta dergisine “Genelkurmay’ın sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde olduğu” yönündeki haber nedeniyle 13 Nisan Cuma günü düzenlenen polis baskını dün sona erdi. Baskında, dergide bulunan bilgisayarların harddiskleri kopyalandı. Derginin 23. sayısında “askeri istihbarata ait bir belgenin” açıklandığı gerekçesiyle düzenlenen baskın, üç gün boyunca sürdü. Baskın, Ankara Askeri Savcılığı’nın talimatıyla Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı arama kararı çerçevesinde yapıldı. Dergi sorumlularına gelen tebliğde, Genelkurmay’ın mahkemeye başvurarak gizli belge ve bilgilere el konulmasını istediği belirtildi. Derginin bu haftaki sayısı da bu baskın sırasında tamamlandı. Derginin avukatlarından Şebnem Eriş, baskının gerçekleştiği ilk gün derginin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün istenilen belgeyi savcıya teslim ettiğini, ancak aramanın sürdürüldüğünü ifade etti. ‘Hayati tehlike var’ Bahar Ertürk, Ankara Sincan Cezaevi’nde yatan kardeşi ve ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum olan Kemal Ertürk’ün şeker ve tansiyon hastalığı nedeniyle tek kişilik hücrede kalmasının hayati tehlike yarattığını ancak çabalarından bir sonuç alamadığını söyledi. Hatun İlden ise Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde bulunan oğlu Erol Volkan İlden’i görüş yasakları nedeniyle 4 aydır göremediğini ve birbirine eklenen cezalarla 12 ay daha göremeyeceğini ifade etti. Malatya Cezaevi’nde yatan Gülmisal Başar ve 4 arkadaşı hakkında ocak ayında ölüm orucunun bitişini kutlamaları nedeniyle disiplin soruşturması açıldığına dikkat çeken Hatun İlden, oğlu Volkan İlden’in de “Lübnan’a asker gönderilmesini protesto” için açlık grevi nedeniyle görüş yasağı aldığını, yasağı protesto nedeniyle bir kez daha ceza aldığını kaydetti. Eşi cezaevinden geçen günlerde tahliye olan Seza Horuz da 19 Aralık 2000’deki “Hayata Dönüş” adındaki operasyonla 32 kişinin ölümüne neden olanların yargılanarak cezalandırılmasını istediklerini de ifade etti. Almanya’ya PKK raporu MAHMUT GÜRER ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde Berlin yönetimine PKK ile ilgili ayrıntılı bir rapor sunuldu. Raporda, Almanya’da PKK ile bağlantısı bulunanların isim listesinin yanı sıra örgütün basın kuruluşları ve finans kaynakları da açıkça anlatıldı. Bu kapsamda Almanya’dan bir an önce adım atılması ve iadelerin gerçekleşmesinin istendiği belirtildi. Raporda örgütün diğer AB ülkelerindeki bağlantılarının yanı sıra Almanya üzerinden yapılan uyuşturucu ticareti, haraç alınan bölgeler ve örgütün ülkedeki liderlerinin iş ve yakınlaşmalarının da yer aldığı belirtildi. Berlin yönetiminin bu yönde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını geçen aylarda PKK’ye yönelik çok sayıda operasyon düzenlendiğini aktardığı öğrenildi. Almanya’nın, Ermeni soykırımını inkâr etmenin tüm AB’de suç sayılmasına yönelik karar tasarısı iki ülke arasında sıkıntı yarattı. Bu durum Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in düzenledikleri basın toplantısında da ortaya çıkarken Merkel, tasarıyla ilgili “Tasarıdaki soykırım meselesi Türkiye’ye karşı değil. Bu yıllardır AB’nin gündeminde” açıklamasını yaptı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle