27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Almanya’da dün açılan Hannover Messe 2007’de 300’e yakın Türk şirketi boy gösteriyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Fuarın direksiyonu Türkiye’de ? 20 Nisan’a kadar devam edecek olan fuarın açılışında konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’nin bölgenin gelişme motoru olduğunu söylerken, Başbakan Erdoğan Türkiye’deki özelleştirmelerin Alman firmaları için büyük fırsatlar sunduğunu söyledi. HANNOVER (Cumhuriyet) Türkiye’nin partner ülke olarak katıldığı Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen Hannover MesseSanayi Fuarı dün açıldı. Türkiye’nin 300’e yakın firmayla katıldığı fuarın açılışını Avrupa Birliği Dönem Başkanı Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birlikte yaptı. 20 Nisan’a kadar açık kalacak olan fuarı Erdoğan ile birlikte gezen Merkel, Türkiye’nin Hannover Sanayi Fuarı’na (Hannover Messe) 22 yıl önce de partner ülke olarak katıldığını hatırlatarak, “Partner ülke olduğunuz 1985’ten bugüne, Türk sanayisinin ne kadar büyük bir aşama kaydettiğini görüyoruz. Türkiye’nin o katılımını görenler, bu yılki katılımı görünce ne kadar büyük bir değişim olduğuna tanıklık edecekler” dedi. Merkel, Türkiye ile Almanya arasında otomotivde yoğun işbirliği Yumurta Kapıya... ABD, AB’nin siyaset üreten uzmanlarını bile düşündüren, 14 Nisan karşı duruşu, caydırıcı gücün kanıtlanmasının ardından kimi tartışmalar içerik değiştirdi.. Siyasal İslam cephesi her ne kadar gerilimi artırmamak için, “Nasılsa Meclis’te yakalanmış parmak sayısı bizden yana” gerekçeleri ile sokağa çıkmayacaklarını vurgulasalar da, sokağa çıkmaya kalkışmalarının kendi sonları olduğunu biliyorlar.. Daha büyüğünü unutun, anlamlı kalabalıklar oluşturmaya kalksalar, radikal siyasal İslam, tarikatlarla olan bağları, ABD’den programlanan ılımlı İslam kimliğinin bile belirleyici olamadığı gerçeği fotoğraf karelerine çok çıplak yansıyacak. Köşk’e çıkmaya kararlı görünen Başbakan Erdoğan’ın geçen seçim öncesi de verdiği, şimdi yinelediği ılımlı görüntü yok olacak. Cumhuriyet, laiklik için tehlike oluşturan ittifak çok daha çıplak ortaya çıkacak. İddia ediyorum ki AKP’nin Cumhurbaşkanlığı’nı ele geçirme operasyonuna yönelik toplumsal güç gösterisi sadece ve sadece bu nedenle bile gündeme gelmeyecek... 14 Nisan’da, bu tehlikeye karşı durmak üzere Ankara’da toplanmış, yolları kesmiş insan selinin en uyarıcı, karakteristik kimliği, Cumhuriyet’e, Atatürk devrimlerine, laikliğe olan bağlılığın ötesinde, alt kimliklerinin görünmez oluşu idi. CHP, DSP, SHP, TKP, diğer soldaki partiler, belki de önemli bir katılımla MHP’lilerin, kendine parti bulamamış, oy kullanamamış küskünler.. parti kimlikleriyle değil, ülkenin geleceğine duyulan kaygıda buluşmalarıydı. Şüphesiz Anadolu’nun her yerinden örgüt, parti çatısı altında örgütlenmiş otobüslerle gelmiş, birlikte yürümüş, birlikte dönmüşlerdi ama, söylemlerine, slogan ve pankartlarına aidiyetlerini yansıtma gibi bir refleksleri olmadı. Oysa yıllardır izlediğim ortak etkinliklerde hep tam tersi olur, 1 Mayıs’larda, cenazelerde bile kendini, kalabalığını, gücünü ortaya koyma gibi bir kaygı ile aidiyetini gösterecek sloganlar atılır, pankartlar taşınırdı. Türk, Kürt, Laz, göçmen.. etnik kimlik, Sünni, Alevi.. mezhep kimliği ile oluşturulmuş birliktelikler ise zaten söz konusu değildi. Sokaktaki insan, aile, aydın, orta sınıf, varoş bileşkesinin, bugüne kadarki etkinliklerde görülmemiş bir çoğunlukta kadını, türbanla, çarşafla örttürülmemişi, “Ben de varım” demek üzere oradaydılar.. ??? Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yolunu açmak üzere siyaseten ittifak etmiş medyada bile, besbelli beklenmedik bu karşı duruşa şapka çıkarıldı. Saygılı davranıldı. Olabildiğince üstüne gidilmeyecek, dikkat çekilmeyecek, kitlelerin mesajı eksik okunacak.. Nasılsa kotarılmış bir program içinde, yıllar öncesinin tepki koşullarında azınlık oyu ile sağlanmış Meclis çoğunluğunun, Erdoğan’ın göz işaretine bakan parmakları ile programlanmış takvim işletilecek; kazasız belasız AKP’nin, kesine yakın bir kararlılıkla da Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı kalesini fethetmesi sağlanacaktı. Çankaya yolunu kesmek üzere oluşturulmuş insan selinin yolları kapaması eylemi geç kalmıştı. Halkımızın yumurta kapıya dayanmadan ortaya koyamadığı tepki refleksi, geç kalınmış olmasından yararlanılacaktı... Kitleler, “Hem tehlikenin, hem de gücümüzün farkındayız” demekte gerçekten de geç kalmışlardı. Ya da medyatik yönlendirme ile tehlikeye karşı aymada gecikmişlerdi. Tabii onları uyarmada sorumluluğu olan, ülkenin gelecek kaygısını duymada sınıfta kalmış medyatik gücün, tersine çalışması gerçeği bir yana; başta siyasal partiler, tüm sendikal, demokratik kitle örgütlerinin bu sınavda sınıfta kaldıkları gerçeğini de hafife alamayız. Ama ancak yumurta kapıya dayandıktan sonra uyanmış olmak, umutsuzluk, çaresizlik anlamına mı geliyor? Geç de olsa uyanmış olmanın, bir şeyler yapma sorumluluğu duymanın, dönemeç noktasının anlamı yok mu? Sanırım 1967 yılı idi. Birinci Meclis’ten yaşayanlarla söyleşi yapıyordum. Yaşlarının gereği zayıf belleklerinde, Kurtuluş Savaşı destanının yazılmasına ilişkin kimi vurgulamaları vardı ki.. Örneğin Celal Bayar; “Halk savaşlardan, kayıplardan, dağılmadan, yoksulluktan, yorgun, umutsuz, çaresizdi ki.. Anadolu toprakları işgal edilmeye başlandığı günlerde, direnelim diyenleri arkadan vuracak haldeydiler.. Mustafa Kemal’in Anadolu’da yaktığı umut, ateşle, öylesine güçlü yeniden bir direniş doğdu ki.. O çaresiz, yoksul, yorgun halk direnişleriyle, dünya tarihinde örneği olmayan bir kurtuluş savaşı destanını yarattılar..” diyordu. “Demokrasilerde çare tükenmez”, “Azmin elinden bir şey kaçmaz”.. değil mi? soner@cumhuriyet.com.tr FORD’UN HİBRİD’İ 2010’DA YOLLARDA Fuarın açılışını birlikte yapan Merkel ve Erdoğan, Hema Endüstri’nin ürettiği Türk malı traktörün direksiyonuna geçerek poz verdi. Finlandiya’dan 3 bin sipariş alan traktörlerden yılda 15 bin adet üretim planlanıyor. Hannover Sanayi Fuarı’nda ilgi odağı haline gelen standlardan biri de Ford Otosan’a ait. Ecotorq motorunun yanı sıra hibrit aracın tanıtımını da yapan şirket, elektrikle çalışacak modeli 2010 yılına yetiştirmeyi planlıyor. TÜBİTAK ile Arçelik aracın elektrik motorunu geliştirirken İnci Akü de akü üzerinde çalışıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin de yer aldığı proje ile bölgenin hibrit araç üretim üssü olmayı hedefleyen Ford Otosan, ürün geliştirme birimindeki mühendis sayısını da yıl sonuna kadar 600’e çıkaracak. Bu arada Başbakan Erdoğan, Hannover’de düzenlenen TürkAlman İş Konseyi toplantısında bir grup Yimpaş mağdurunun protestosu ile karşılaştı. Almanya Başbakanı Merkel’in konuşması sırasında mağduriyetini dile getirmeye çalışan bir Yimpaşzede, apar topar salondan dışarı çıkarıldı. (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da “Bugün Türkiye’nin AB üyeliğini sorgulayanlar, Türkiye’nin pek çok Avrupalı kurumda uyumlu ve başarılı üyeliğini göz önüne almadır. AB, ümit ederiz kendi içindeki sorunları çözerek, 2013’te Türkiye’nin üyeliğine hazır olur” diye konuştu. olanakları olacağına değinerek “Türkiye bölge için de gelişme motoru” dedi. Açılışın ardından Merkel ile birlikte TürkAlman İş Konseyi Zirvesi’ne katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye’de yapılacak özelleştirmelere Alman firmalarının katılmasını istedi. Türkiye’de son 4 yılın ortalama büyüme hı zının yüzde 7.3 olduğunu dile getiren Erdoğan, “4 yıl önce 1 milyar dolar olan doğrudan yatırım girişimi 20 milyar doları geçti. Mart sonu itibarıyla 10 milyar dolar oldu. 2007’de 30 milyar dolara ulaşacak” dedi. Erdoğan, Alman firmaları şu sözlerle özelleştirmelere davet etti: “Demiryollarının modernizasyonu, oto motiv sektörü, metro, havaalanları için teknik danışmanlık, içme ve kullanma suyu yapımı, alıveriş merkezleri, elektrik üretim ve dağıtımı gibi ilginizi çekecek fırsatlar mevcut. 2009’da petrokimya, liman yönetimi, bankacılıktan elektrik dağıtımına kadar ihaleler söz konusu.” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği GÜNÜN İÇİNDEN Dışişleri, hukuk mücadelesini kazanan BM Türk Derneği’ne 4 yıldır ödeme yapmıyor Karar çıktı, ödenek çıkmadı NECDET ÇALIŞKAN Abdi İbrahim’e iki ödül Abdi İbrahim İlaç Sanayi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği “Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması”nda iki ödül kazandı. Abdi İbrahim, yarışmanın “Enerji Verimli Endüstriyel Tesis” (EVET) kategorisinde birinci, “En Başarılı Enerji Verimliliği Uygulama Projesi” (EVUP) dalında ise 3. oldu. 3G’de ihale 25 Mayıs’ta Telekomünikasyon Kurumu (TK), üçüncü nesil (3G) mobil telefon hizmetleri için verilecek dört ayrı lisans için ihaleye çıktı. Katılımcılar şartnameye uygun tekliflerini 24 Mayıs 2007’ye kadar TK’ye teslim edecekler.Yapılacak dört ayrı ihalede kapalı teklif usulü uygulanacak ve en yüksek üç kapalı teklif sahibi en yükseği alt sınır olmak üzere, açık artırma yoluyla sözlü teklif vermeye davet edilecek. Zarflar, 25 Mayıs günü saat 10.00’da açılmaya başlanacak. BA First Class’ı yeniledi British Airways (BA), First Class’tan sonra Business Class kabinlerde gerçekleştirdiği yenilenme ile kıtalararası seyahat edenleri kendi evlerindeymişcesine rahat ettirmeyi hedefliyor. BA Türkiye Ticaret Müdürü Ayşim Arda, BA’nın ünlü tasarımcıların danışmanlığında yenilenen kabininde, zarif ve konforlu bir ortam yaratmak üzere, ev ve iş yaşamından çeşitli unsurlar kombine ettiğini açıkladı. Recep Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yolunu açan Siirt ara seçimlerinin iptali ve Ankara’nın “Hitit Güneşi” simgesi için verdiği hukuk mücadelesiyle bilinen Rahmi Kumaş’ın başkanlığını yaptığı Birleşmiş Milletler (BM) Türk Derneği’nin ödenekleri kesildi. 2003 yılından bu yana Dışişleri Bakanlığı’ndan para alamayan derneğin, 2004’te açtığı davayı geçen yılın sonunda kazanması da söz konusu kaynağı alabilmesine yetmedi. BM Türk Derneği’nin kamu yararına çalışan bir dernek olduğunu belirten Kumaş, 2003’te bütçede yer almasına karşın derneğe ödeme yapılmadığına ve 2004 bütçesinden itibaren de dernek için bütçede kaynak ayrılmadığına dikkat çekti. Ankara 7. İdare Mahkemesi’nde Dışişleri Bakanlığı’na karşı açtıkları davayı kazanmalarının üzerinden 4 aylık bir sürenin geçmesine karşın, bakanlığın halen ödeme yapmadığını belirten Kumaş, “Dışişleri Bakanlığı’nın derneğimize faiziyle birlikte 35 bin 767 YTL ödemesi gerekiyor… Ama AKP, söz konusu parayı ödetmiyor. Derneğin parasının ödenmesi için icraya gidersek, Bakanlığın nesini haczedebiliriz?” diye sordu. Kumaş, Erdoğan’a milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açan Siirt’teki ara seçimlerin ertelenmesi istemiyle Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş ama sonuç alamamıştı. Kumaş ayrıca Ankara’nın “Hitit Güneşi” olan simgesi yerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Atakule, ayyıldız ve iki minareli cami”den oluşan yeni simgesine karşı verdiği hukuk mücadelesini de kazanmıştı. ‘TOKİ ve KİPTAŞ sektöre zararlı’ ? Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Çelik, bu kadar özelleştirmenin yapıldığı bir yerde devletin beton dökmekten uzak durması gerektiğine işaret etti. Ekonomi Servisi Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, çok sayıda özelleştirmenin yapıldığı bir yerde devletin beton dökmekten uzak durması gerektiğini belirterek “Bir haksız rekabet var. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) imar planı yapıyor, biz imar planı yaptırıyoruz. TOKİ katma değer vergisi (KDV) ödemiyor, biz KDV ödüyoruz’’ dedi. Sinpaş Grubu altında oluşturulan Sinpaş GYO ve gelecekle ilgili projeleri hakkında düzenlenen toplantıda konuşan Çelik, TOKİ ve KİPTAŞ’ın gayrimenkul sektörüne zarar verdiğini belirterek “TOKİ ve KİPTAŞ’ın çok özel ayrıcalıkları var. Devlet bu sektörde düzenleyici olmalı ama işin içinde olmamalı” diye konuştu. Çelik, tutsat (mortgage) yasasına ilişkin olarak, tutsat olsa da olmasa da Türkiye’de bir konut problemi bulunduğuna dikkat çekerek, artan nüfusun, mevcut planlamalar dahilinde Türkiye’de kişi başına düşen gelirin yükselecek olmasının ve sağlıksız konut sorununun konut talebini artırıcı unsurlar olduğunu belirtti. Çelik, 33 yıllık deneyimi ve yetişmiş kadrosu ile daha büyük bir oyuncu olmak amacıyla Sinpaş GYO’yu kurduğunu ifade ederek “Sinpaş GYO olarak sadece konut ihtisası üzerine yoğunlaşacağız. Yılın ikinci yarısından sonra halka arz işlemi başlayacak” dedi. Çelik, Küçükçekmece Gölü yakınlarında hayata geçirmeyi planladıkları “Bosphorus” projesi ile belli ölçeklerde küçültülmüş bir İstanbul Boğazı ve iki boğaz köprüsü inşa edeceklerini ve boğaz yalılarından esinlenilmiş 40 konut yapacaklarını söyledi. Bursalı havlucu ‘havlu attı’ BURSA (Cumhuriyet) Türkiye’nin önde gelen tekstil merkezi Bursa, ünü yurtdışına taşan “Bursa Havlusu”nu Denizli’ye kaptırdı. Teknolojiye ayak uydurmadıkları için günden güne azalan Bursa’daki havlucuların, odaları da kapandı. Bursa’da, ihracata yönelik sadece 3 büyük firma faaliyet gösterirken Denizli yıllık 800 milyon dolar civarında havlu ve bornoz ihraç ediyor. Üretim yetersizliği nedeniyle Denizli’de üretilen havlular, “Bursa Havlusu” olarak satılırken, 76 üyesi kalan Bursa Havlucular Odası da üye azlığı nedeniyle feshedilmek zorunda kaldı. pamukm?superonline.com KÖY ENSTİTÜLERİNİN YAKTIĞI AYDINLANMA IŞIĞI SÖNMEYECEK! 67. YIL KUTLU OLSUN! KUTLAMA PROGRAMI: 17 Nisan 2007 Saat: 9.30 : Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı’na Çelenk Konulması Saat: 10.30: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi • AÇILIŞ KONUŞMALARI • MÜZİK DİNLETİSİ • KÖY ENSTİTÜLERİ VE AYDINLANMA ŞİİRLERİ • KONFERANS: Dr. ENGİN TONGUÇ “67. Kuruluş Yıldönümünde Köy Enstitüleri” • BELGESEL • KOKTEYL • ETKİNLİĞİ DÜZENLEYEN KURULUŞLAR: Konak Belediyesi, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Merkez ve İzmir Şubesi, İzmir EğitDer Şubeleri, Eğitim Sen. 1 No’lu Şube, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi • KURULUŞ KUTLAMA YEMEĞİ: 17 Nisan Salı, Yusuf’un Yeri, Saat: 20.00 YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ İnönü Cad. No:58/17 Birlik Apt. Altıntaş/İzmir Tel&Faks: 256 52 62 www:yenikusakizmir.com M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U Ekonomi çok güzel diyenlere, Her şeyi güllük gülistanlık görenlere, Din devleti kurulması korkusu duymayanlara, Ülkenin federal yapıya dönüşmesi halinde bütün sorunların aşılacağını düşünenlere, Aman parama, işlerime bir şey olmasın da ülke ne olursa olsun diyen vatanı para olanlara, Otuz beş milyar dolar cari açığı, dışa bağımlılığı, bir buçuk milyon işsizi olan ve satacak bir malı kalmayan ülkesinin durumunu umursamayanlara, Havuz sistemi ve eğitimle Nurcu düşünce sistemini gerçek anlamda iktidara getirmek isteyenlere, Samimi inanç sahibi insanların Müslümanlığını yeterli görmeyip dini her yere sokanlara, Anadolu kadınının temiz başörtüsünü ne hale getirenlere, Kemalizm demode oldu diyenlere, Küreselleşen dünyada Kuvayı Milliye ruhu taşımanın manasız olduğunu söyleyenlere, Petrol Kanunu ile ülke geleceğini yabancılara teslim edenlere, Demokrasinin ne olduğunu bilmeyenlere, Amerika’nın ve Avrupa’nın en sıkı kurallarla yönetilen ülkeler olduğunu unutup de Anadolu Haykırıyor mokrasiyi kuralsız bir özgürlük olarak algılayanlara, İstanbul’da sırça köşkte yaşayarak Güneydoğu sorunu konusunda ahkâm kesenlere, Ülke elden gittiğinde iş işten geçmiş olacağının farkına varmayanlara, Küçük olsun ama benim olsun diye parti marti bırakmayanlara, Ülkeyi yönetmeye talip olmayıp sorumluluktan kaçanlara, 14 Nisan mitingi cevap olsun. ??? 14 Nisan mitingi Anadolu uyanışını gösteren ve bizi umutlandıran haykırış. Bu haykırış devam etmeli. Her haykırış Türk milletini umursamayanlara tokat gibi inmeli. Bu haykırış, seçim sandığına giderek ve oy vererek ülkenin geleceğine damgasını vurmalı. Bu haykırış, Çanakkale’de korkanları yine korkutmalı. Bu haykırış, Amerika’ya güvenip dili uzayanlara bıçak gibi gelmeli. Bu haykırış, “ben nerde yanlış yaptım” dedirterek bu milletin uyutulamayacağını göstermeli. Bu haykırış, ülkesini onurlu ve bağımsız bir devlet yapmaktan başka kusuru olmayan Mustafa Kemal’in sesi olmalı. Ey güzel Anadolu, sen haykırdıkça aydınlık günler bizim olacak... CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle