22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Süleyman Demirel’den şeriatçılara anlamlı soru: Laiklikten ne zarar gördünüz? 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Din devlete karışamaz’ ANAVATAN’dan istifa ? ANKARA (Cumhuriyet) Anavatan Partisi’nin deneyimli isimlerinden Rüştü Kazım Yücelen, partisinden istifa etti. İstifasını noter aracılığıyla genel merkeze gönderen Yücelen, “Ortada hiçbir program yok. Seçime 6 ay kalmasına rağmen, partiye şimdiye kadar gönül verenlerini bir araya toplama gayreti yok” açıklamasını yaptı. İstifayla ilgili partiden yapılan açıklamada ise “Güle güle gitsinler ve bir daha hiç gelmesinler’’ denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, laikliğin dinsizlik olmadığını belirterek “Bir büyük din âlimi, ‘Din hürriyetinin en büyük düşmanı taassuptur’ diyor. Dini taassuptan kurtarmanın yolu ise laikliktir” dedi. Demirel, Gazi Üniversitesi’nce düzenlenen “3 Mart Yasaları ve Günümüze Yansımaları” sempozyumuna katılarak bir konuşma yaptı. Türkiye’de laiklik sürecini anlatan Demirel, dinle devletin birbirinden ayrılmasını “yapışık ikizlerin ayrılması” olarak nitelendirdi. Demirel, “Burada cerrahın işi zordur, bazen ikizlerden ikisi de yaşayabilir, bazen biri ölür biri yaşar, bazen de ikisi de ölür” diye konuştu. Osmanlı’nın yarı laik, yarı din devleti olduğunu belirten Demirel, Cumhuriyet dönemiyle şeriat hukuku yerine pozitif hukukun getirildiğini vurguladı. Medeni Yasa’nın gerekçesine atıflarda bulunan Demirel, devletin yetki ve gücü halktan almak için pozitif hukukun kaçınılmaz olduğunu söyledi. Demirel, “Dinle devleti ayırmazsan devletin kaynağını halk yapamazsın” diye konuştu. Yaşanan tartışma ve karşıtlıklar nedeniyle İslam ülkelerinde demokrasinin seçilmesinin zor olduğunu belir Yeni Senaryolar... Nakşiler ve Fethullahçılar, Kenan Evren’i neden çok severler? Paşaların paşası Kenan Paşa, zorunlu din derslerini yaşama geçirdiği için!.. O yüzden Kenan Paşa, Nakşilerin ve Fethullahçıların koruması altındadır... On yıldır ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, Kenan Paşa’nın okullardaki seçmeli din derslerinin zorunlu hale getirmesini öve öve bitiremez... Gülen için Kenan Paşa cennetliktir... Nereden geldi aklıma bunlar diye düşünürken gazetelerin sayfalarında dolaşıyordum... 12 Eylül darbecisi Kenan Paşa Türkiye’nin gündemine oturmuş; başta tarikat şeyhlerinin müritleri, kimi liberaller, Kürt milliyetçileri aynı tezde birleşmişlerdi: “Kenan Paşa gibi düşünüyoruz!” Paşaların paşası Kenan Paşa “katı milliyetçilikten” de söz etmiş, bununla bir yere gidilemeyeceğinin altını çizmişti... Katı milliyetçilik kavramı neydi acaba? Üniter devlet yapısını savunup Türkiye’nin Yugoslavya ve Sovyetler Birliği gibi dağılmasına karşı çıkmak mıydı? Laikliği sık sık gündeme getirip “laisizmi tartışalım” diyenler koro halinde Kenan Paşa’ya destek veriyorlardı... Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kuruluş aşamasındaydı; Irak’ta ŞiiSünni çatışması sürüyordu... Suriye yeniden Hatay’ı sınırlarına katmak için ABD’nin her isteğine “evet” diyordu. Kıbrıs’ta olup bitenleri herkes yakından biliyordu. Ermeniler Türkiye’den toprak alarak “Büyük Ermenistan” düşünü gerçekleştirmek istiyorlardı... Önce “Ilımlı İslam Modeli”, ardından “Ilımlı Milliyetçilik” ABD ve AB’nin yeni bir senaryosu muydu? ??? Sovyetler Birliği yıkılmadan önce “Türkİslam Sentezi” temelinde yükselen MilliyetçiMukaddesatçı yapılanmanın mimarı Kenan Evren’le Turgut Özal’dı... Paşaların paşası Kenan Paşa ve arkadaşlarının kurduğu “Atatürk Yüksek Kurulu” 20 Haziran 1986’da da Turgut Özal’ın desteğiyle bir toplantı yapmıştı. Toplantıyı Cumhurbaşkanı Kenan Evren yönetmişti. İşte o toplantıda oybirliğiyle kabul edilen rapor: “Türkİslam Sentezi’ni temel alan bir kültürün tüm ulusa kabul ettirilmesine karar verilmiştir.” 12 Eylül yönetimi, zaten genel seçimlerden beş ay önce (16 Haziran 1983) Milli Eğitim Temel Yasası’nda değişiklik yaparak imam hatip lisesi mezunlarının istediği fakülteye girebilmesine olanak sağlamıştı. Dinin siyasette araç olarak kullanılması, 12 Eylül 1980 darbesiyle başlayıp Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan’la tepe noktasına ulaşır... Siyasal yaşamımızda iki ilginç buluşma vardır aynı süreç içinde... Kenan EvrenTurgut Özal; Tansu ÇillerNecmettin Erbakan... 2007 yılı siyasette ilginç bir süreci başlatacaktır... Kenan Evren “katı milliyetçilikten vazgeçmeyi” önerirken Mehmet Ağar dağdakileri ovaya indirmeyi düşünüyor... Ardından, eyalet sisteminin tartışılması gündeme getirilip tarikat şeyhlerinin müritleri, liberaller, Kürt milliyetçileri Kenan Paşa’yı ayakta alkışlıyor. Aynı alkışı Mehmet Ağar da daha önce almamış mıydı? ??? AKP’nin eridiğini, Ilımlı İslamın Türkiye’de tutmadığını gören ABD ve AB, şimdilerde “Ilımlı Milliyetçiliğe” doğru eskiden hazırlanan yeni bir senaryoyu Türkiye’de devreye sokmaya mı hazırlanıyor? Böyle bir hareketin olduğunu, Başbakan Tayyip Bey’in de milliyetçi bir çizgiye kaydığını, hatta Kızılcahamam toplantısında bazı AKP milletvekillerince eleştirildiğini anımsıyorum... Türkiye’de “Ulusal Demokratik Sol Cephe”nin gündeme gelmesi, solun CHP çatısı altında toplanması olasılığı kimleri tedirgin ediyor? Dün sabah, NTV’de CHP lideri Deniz Baykal’ı izledim, söylediklerine katılıyorum... Tüm bu gelişmeler “sol birlikteliğin” gerçekleşmesi durumunda geri tepebilir... Çatı CHP olmalıdır... DSP, SHP ve ÖDP bu çatı altında toplanmalıdır... Eğer olmazsa ne olur? Hüsran!.. ? Gazi Üniversitesi’nce düzenlenen sempozyuma katılarak bir konuşma yapan Demirel, dindarların ve dinin laiklikten hiçbir zarar görmediğini belirterek “Dinle devleti ayırmazsan devletin kaynağını halk yapamazsın” dedi. Dinin devlete, devletin de dine karışmaması gerektiğini dile getiren Demirel, laikliği dinsizlik olarak görmenin yanlışlığına dikkat çekti. ten Demirel, “55 İslam ülkesinden sadece Türkiye demokrasidir” dedi. Müslümanlıkta ruhban sınıfı olmadığını, dinin devlete, devletin de dine karışmaması gerektiğini dile getiren Demirel, şöyle konuştu: “Laiklikten ne zarar gördünüz? 70 bin cami, 85 bin imammüezzin, 30 gün istediğiniz gibi oruç tutuyorsunuz. Laiklik aslında dinsizlik değildir. Bir büyük din âlimi, ‘Din hürriyetinin en büyük düşmanı taassuptur’ diyor. Dini taassuptan korumanın yolu da laikliktir. Türkiye’de laiklikten dolayı ibadet yapamıyorum diyen yoktur diyemem ama büyük çoğunluk memnundur.” Türkiye’de laikliğin halka karşı olmadığını anlatan Demirel, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye darülharp değil , darülislamdır. İbadetin en iyi yapıldğı yer Türkiye’dir. Bunu cumhurbaşkanlığı yapmış biri olarak söylüyorum.” Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, yurttaşlık bilinci, ulus devlet ve pozitif bilimin Atatürk’ün düşünce yapısını şekillendirdiğini belirterek Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşmeyi yurttaşlık bilinciyle yakaladığına işaret etti. ATO Başkanı Sinan Aygün ise tarihe bakmadan geleceğin görülemeyeceğini ifade ederek bugün Türkiye’nin 3 Mart’tan geriye mi ileriye mi gittiğinin tartışılması gerektiğini savundu. Aygün, “Bugün Türkiye 3 Mart’tan geriye doğru yol almaya devam etmektedir. 3 Mart, şeriat kanunlarının kalktığı süreçtir, ancak bizi yönetenler hâlâ ulemayı işaret ediyorlar’’ diye konuştu. Sezer’den Mortgage’a onay ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamuoyunda Mortgage olarak bilinen “Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Yasalarda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa”yı onayladı. Yasaya göre tüketici kredi kullanırken, sabit veya değişken faizi tercih edebilecek, borcunu erken kapatmak isteyene ana para üzerinden yüzde 2 oranında erken kapatma cezası uygulanacak. Yasa ile vatandaşın daha uzun vadeyle ve daha iyi şartlarda konut alabilmesi için, ipotek finansmanı kuruluşları oluşturulacak. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da Türkiye’nin kuruluş yapısına, özüne ve ruhuna dokunulamayacak şeyler bulunduğunu vurguladı. Yakut, şöyle devam etti: “Birtakım uluslararası birliktelikler, stratejik ortaklıklar kuracağız derken TBMM uhdesinde kalması gereken üstün emretme gücünü millet iradesi dışına ve hele hele yabancı bir yapılanmaya kısmen veya tamamen devretmeye kalkarsanız, işte o zaman Cumhuriyet ilkeleri ve devrim kanunları dışında çözüm üretenlerin sonunun ne olacağına dair sayısız örnekleri yaşayan bir milletin Meclis Başkanvekili olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim; böylesine zorlu bir coğrafyada, hiçbir kişi ve kurum milli olmayan bir oluşum ve duruştan kurtarıcılık ve çözüm beklemesin.’’ Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ise 3 Mart 1924 tarihli kanunların Türkiye’nin temel dinamiklerini oluşturduğunu vurguladı. Bardakoğlu, “83 yıllık devlet tecrübesi göstermiştir ki, İslam dini ne cumhuriyetle ne demokrasiyle çelişir. Aksine iyi anlatıldığı vakit, Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin, çağdaşlığın bir arada, ahenk içinde yürütülmesini gösterir’’ diye konuştu.. CHP’li Berhan Şimşek’ten Erdoğan’a soru: Tehlike sizin tarafınızdan mı sürdürülüyor? Sansür girişimi TBMM’de ? Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyet’in “Tehlikenin farkında mısınız” sloganlı reklamından duyduğu rahatsızlığı ortaya koyduğunu belirten Şimşek, “Reklamda yer alan ‘Tehlikenin farkında mısınız’ ifadelerinde geçen tehlikenin sizin tarafınızdan sürdürüldüğünün ve korunduğunun bir göstergesi midir’’ sorusunu yöneltti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ile CHP Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, gazetemizin “Tehlikenin farkında mısınız?’’ ve “Cumhuriyetinize sahip çıkın” sloganlarının yer aldığı reklamların yayımlanmaması için yürütülen “reklama sansür” girişimlerini TBMM gündemine getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi: “Cumhuriyet gazetesinin, ‘Tehlikenin farkında mısınız? Cumhuriyetinize sahip çıkın!’ sloganlı reklamı yayımlayan televizyon kanallarına ceza vermek için RTÜK’ün bir rapor hazırladığı ve yapılan toplantıda da bu raporun gündeme geldiği doğru mudur? Doğru ise bu, açık ve net bir sansür girişimi midir? Bu reklamların yayımlanmaması için televizyonlar ve RTÜK nezdinde sizin, parti yöneticilerinizin ve partinize mensup milletvekillerinin bir girişimi olmuş mudur? AKP grup toplantısında da bu reklamı eleştirdiğiniz dikkate alındığında, bu reklamda sizi rahatsız eden nedir? Reklamda verilen ‘Cumhuriyetinize sahip çıkın’ mesajı sizi neden rahatsız etmektedir? Bu reklamı eleştirmeniz, reklamda yer alan ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ ifadelerinde geçen tehlikenin sizin tarafınızdan sürdürüldüğünün ve korunduğunun bir göstergesi midir? Reklamlara bile sansür uygulanması, muhalif televizyon kanallarının yönetici ve çalışanlarının hesaplarına usulsüz girilmesi, sizin Türkiye’de teksesliliği hâkim kılmaya çalıştığınızın, demokrasiyi sadece kendiniz için istediğinizin bir göstergesi midir?’’ Şişli Belediyesi, depremde hasara uğrayan, eskiyen ve kapasitesi yetersiz olan Fuat Soylu İlköğretim Okulu’nu yıkarak yeniden inşa etti. Sarıgül, amacının ilçedeki bütün okulları yıkıp yeniden yapmak olduğunu söyledi. Geçici işçilere kadro ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Belediyeler dahil kamuda çalışan yaklaşık 215 bin geçici işçinin kadroya alınmasını öngören ve “seçim yatırımı” olarak değerlendirilen yasa tasarısı TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tasarıya göre, fabrika, şantiye, atölye, çiftlik ve arazi gibi işçi istihdamının zorunlu olduğu yerlerde çalışanlar sürekli işçi kadrolarına atanacak, bunların dışında kalan geçici işçiler ise istekleri halinde sözleşmeli personel olarak görevlendirilecek. Sarıgül, Şişli’deki okulları yeniliyor İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi, depremde hasara uğrayan, eskiyen ve kapasitesi yetersiz olan Fuat Soylu İlköğretim Okulu’nu yıkarak yeniden inşaa etti. Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’ndeki okul, dün düzenlenen bir törenle açıldı. Törene CHP İzmir Milletvekili Muharrem Toprak, Şişli Kaymakamı Mehmet Demirezen, İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Saadettin Pircioğlu, Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer İlhan Güneş, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Sarıgül’ün baba sı Hakkı Sarıgül veçeşitli illerdeki belediye başkan ları katıldı. Açılış töreninde konuşan Mustafa Sarıgül, Şişli’deki tüm okulları yıkıp yeniden inşa edeceklerini belirterek “Şişli’de bulunan devlet okullarını özel okul statüsüne getirebilmek için hep dua ediyorum” dedi. 50 dersliğiyle öğrencilere tam gün eğitim verecek ve semtin okul ihtiyacını önemli ölçüde karşılayacak olan Fuat Soylu İlköğretim Okulu içinde spor, konferans, tiyatro salonlarının yanı sıra kütüphane, laboratuvar ve bilgisayar sınıfları bulunuyor. Banliyö trenine saldırı ? İstanbul Haber Servisi HalkalıSirkeci seferini yapan banliyö trenine dün akşam saatlerinde Cankurtaran Tren İstasyonu’nda kar maskeli 2 kişi tarafından molotofkokteyli atıldı. Molotofkokteyllerinin alev almasıyla çıkan yangın, istasyon görevlilerince söndürüldü. Vagonda hasar meydana geldi. Hüseyin Çelik’e MEV operasyonu için soru yağmuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Berhan Şimşek, Milli Eğitim Vakfı’nı (MEV) ele geçirmek isteyen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, yönetim kademesinde değişiklik yapabilmek için geçen yıl gerçekleştirilen vakıf genel kurulundaki usulsüzlüklere göz yumduğu iddialarını gündeme getirdi. Şimşek, verdiği 4 ayrı soru önergesiyle “MEV’de operasyon” iddialarına yanıt istedi. Şimşek, 28 Mayıs 2006’daki genel kurulda MEV Başkanlığı’na Muzaffer Doğan’ın getirildiğini anımsatarak Doğan’ın hem Teftiş Kurulu hem de vakıf başkanı olmasında akrabalık ilişkilerinin etkili olup olmadığını sordu. Çelik’in, eski yönetim görevdeyken vakfa yazdığı yazıyla, basında kendisiyle ilgili çıkan haberleri toplamak üzere görevlendirilmesini istediği firmaya 150 bin YTL verilmesini talep ettiği ancak vakıf yönetiminin ihale yapılması gerektiği yanıtını verdiği belirtilerek söz konusu hizmetin alımına ilişkin yapılan ihalenin ise 50 bin YTL’ye sonuçlandığının doğru olup olmadığını soran Şimşek, bakandan önerdiği firmanın hangisi olduğunu açıklamasını da istedi. Şimşek, Çelik’in, Şanlıurfa’ya öğretmenevi yapılması için arsa soğinin, bu paranın İlköğretim Genel Müdürü Servet Özdemir’e nakit ve elden ödenmesi için talimat verdiğinin de iddialar arasında yer aldığını belirten Şimşek, “Özdemir’in İlköğretim Genel Müdürlüğü’nden istifa etmesinin bu olayla ilgisi var mıdır?” dedi. Şimşek, yönetim değişikliğinden sonra vakıftan kaç kez para talebin? TBMM Milli Eğitim Komisyonu de bulunulduğuna, bunlaüyesi Şimşek, verdiği 4 ayrı soru rın reddedilip edilmediönergesiyle “MEV’de operasyon” ğine açıklık getirilmesiiddialarına yanıt istedi. Önergelerde ni istedi. Önergelerde, MEV GeÇelik ile vakıf arasında geçtiği iddia nel Kurulu’nda yapılan edilen pek çok olaydan örnekler usulsüzlüklere işaret edisunularak 34 soruya yer verildi. lerek “Divan oluşturulurken 48 imza ile verirununun çözüldüğü ve bu nedenle len önergenin dikkate alınmadığı, kente 100 bin YTL tahsis edilmesi üye olmayanların oy kullandığı, dine ilişkin MEV’e gönderdiği bir baş van görevine başladıktan sonra tüm ka yazı sonrası, vakıf yetkililerinin basın mensuplarının salondan çıyaptığı araştırmada arsanın bulun karıldığı, oy sayımının açık yapılmadığının anlaşıldığı ve paranın ve madığı ve sayım esnasında gözlemrilmediği iddialarına da dikkat çekti. ci kabul edilmediği, 87 olması geÇelik’in, “Eğitime Yüzde 100 Des reken oy sayısının 89 çıktığı, oy putek” kampanyası için vakıftan 700 sulalarında tahrifat yapıldığı” idbin YTL’lik bir başka kaynak istedi dilarına yanıt istendi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Martta yoğun diplomasi trafiği ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin diplomasi trafiği, bu ay da yoğun bir seyir izleyecek. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, mart ayında Fas, Makedonya ve Yunanistan’ı ziyaret edebileceği kaydediliyor. Başmüzakereci Ali Babacan da Romanya, Bulgaristan ve Macaristan’ı ziyaret edecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 89 Mart’ta Azerbaycan’da olacak. Erdoğan 1415 Mart’ta Arnavutluk’a gidecek. ‘Kanalları cezalandıracak mısınız?’ CHP Milletvekili Ahmet Küçük de aynı konuda Erdoğan’a yönelttiği soru önergesinde, “Bu reklamın sakıncalı olduğuna mı inanıyorsunuz? RTÜK, söz konusu reklamla ilgili bir inceleme başlatmış mıdır, reklamı yayımlayan televizyon kanallarının cezalandırılması konusunda bir çalışması bulunuyor mu?’’ diye sordu. Ahmet Küçük, başka bir soru önergesinde ise Kanaltürk televizyonu, program yapımcıları ile Cüneyt Arcayürek, Tuncay Özkan ve Mine Kırıkkanat’a yönelik incelemelerin, hükümetin rutin incelemesi olup olmadığını sordu. Küçük, “Seçim dönemine girilirken hükümete muhalif tek televizyon kanalı olan kuruluşa ve bazı yazarlara karşı yapılan uygulamaları doğru buluyor musunuz, benzeri uygulamalar hangi diğer televizyon kanallarına ve yazarlara yapılmaktadır” sorusuna yanıt istedi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle