25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Karayolları arazisini gözüne kestiren Dubai Şeyhi, ihaleye iki şirketiyle birlikte girecek 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER El Maktum şansa bırakmıyor amuoyundan gelen yoğun tepkilere karşın İstanbul’un en değerli arazisine gökdelen dikmekten vazgeçmeyen Dubai Şeyhi el Maktum, bu hafta yapılacak özelleştirme ihalesine iki şirketiyle birlikte girmek istiyor. Uzmanlar ise Maktum’un ÖİB’nin teknik incelemesinden geçip ihaleye Emaar ve Dubai ile aynı anda girmesi durumunda haksız rekabet doğacağını vurguluyor. Öldüren Aşk Kadınlar, 1980’li yıllardan sonra kadın hakları için savaşımda yeniden atağa geçerlerken, aslında 8 Mart’a konu olan başkaldırıdaki gibi öncülük emekçi kadınlara düşmüştü. ABD’de kadın emeği sömürüsüne karşı, 1857 yıllarında ölümüne direnen kadınların yerine bu kez İngiliz madencilerinin eşleri geçmişti. Yeni liberalizm rüzgârlarında madenlerin kapatılması kararı ile maden köylerinde yaşayan, yaşamları kararan, evden hiç çıkmamış, politize olmamış kadınlar, maden işçilerinin grevlerini ayakta tutmak üzere sokağa çıkınca.. Dünya çıkar, iktidar kavgasında, yeniden unuttuğu nüfusun yarısının, kadının gücünü keşfetti. Erkek egemen düzende kadına yönelik bu yeni aşk, öldüren aşka dönüştü... Kadın hakları savaşımında, feminist hareket ve örgütlenmeler ile, bulundukları noktalardaki dayanılmaz sorunlara karşı durmak için yola çıkan kadınların elele vererek yarattıkları güçle, bu güçten yararlanma arayışları birbirine karıştı... Kadınlar kimi örgütlenmelerde kotalar, kimilerinde öncelik tanıma, özendirmelerle açılması için zorlanılan yollarda yürüyerek siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle, sivil toplum örgütlenmelerinde, çalışma yaşamında, kamu alanlarında yer almak üzere atağa geçtiler... Dünyanın her yerinde, kadın sorunu, sömürü biçimi ile bağlantılı öncelikleri değişmek üzere, çok etkin bir başkaldırı, kadın hakları savaşımı gündeme geldi. Dünyanın küreselleşmesi, medya gücü, etkileşim bağlantılı çok gözle görülebilen hızlı sonuç alma da söz konusuydu... Batı demokrasilerinde siyaset ve sendikal alanda etkili katılımı hızlandıran kota ve desteklerle paralel, liberal politikalarda ezilen sol da toparlanıyor gibiydi. Yeni sol rüzgârları böyle estirildi, kadınlar önde.. iktidar, başarı yolu açıldı. Tabii bu çarpıcı görüntünün cazibesinde, gerçekte sol partilerin sosyal devlet, sosyal demokrat, sol kimliklerini attıklarını, Sosyalist Enternasyonal’in belgelerinde bile eşitliğin anlamının terk edilmesiyle yetinilmeyip sözlük olarak dahi metinlerden çıkarıldığını atladık. Sendikalı işçi sayısında yarıya ulaşan kayıpları, sosyal dampingle işsizlikten en çok kadınların pay aldıklarını göremedik. Kadın ve çocuk emeği sömürüsündeki patlama, en zengin demokratik, hukuk düzeni içindeki ülkelerde dahi kayıt dışı ev eksenli çalışmayı ikiye üçe katlamış, taşeronlaştırma, yasal hakların geçerli olmadığı emek sömürü düzeni, doğrudan kadın ve çocuk emeği sömürüsüne oturtulmuştu. ??? Yoksul güneyde kadın ve çocuk hakları gaspı, sömürüsü, geriye gidiş elbette katlanacaktı. Ücret ve sosyal yaşamdaki damping, insan haklarında dibe vuruş, savaşlarla iç içe kadın hakları savaşımı, kadın gücünün keşfedilip kullanılması, kadın üzerinden siyaset, çıkar savaşları düzenini getirdi. ABD emperyal işgal gerekçesinde Afganlı kadını burkadan kurtarıyor, Iraklı kadına özgürlük, demokrasi getiriyordu. Bu kanlı işgalde en ağır bedeli ödeyen kadınlar oldular. Kadın haklarında Saddam diktatörlüğü dönemine rahmet okutan geriye gidişler var. Şeriatın mezhep, tarikat, aşiret çatışmasında, giderek kanlı, ilkel boyutlar kazanan hesaplaşmasında kadın ve çocuklara yönelik şiddetin, taassubun, vahşetin sınırı yok. Tek tek av gibi öldürülmeleri yanında, idam kararları, tecavüz objesi idam infazlarına konu yapılmalarıyla..! kadın üzerinden acımasız güç kullanmanın sonu yok. İsrailli çocuklara imzalatılan bombalarla Lübnanlı kadın ve çocuklar öldürülürken.. bir başka dram, kadın üzerinden siyasetin vahşi yeni boyutları, Hamas’ın kadın ve çocuklarının evlerinde kalmaları sayesinde, silahlarının İsrail bombalarından etkilenmemesi gerçeğinde yatıyor. İran’da üniversiteye girişte kadınlara yüzde 65’lere varan kota yaratılması gerçeği ise İranlı kadınların erkeklerle eşit değil, cinsiyet ayrımcılığında toplumsal yaşam ve silahlı savaşta öncü güç yapılmalarını gösteriyor. ABD karşısında nükleer santrallar önünde nöbet tutan kadınlar, sokaklarda, eylemlerde, üniversitelerde.. her yerde direnişi, rejimi ayakta tutan, taze kan olarak kullanılan güç, kadınların.. Sırp askerlerinin Bosnalı kadınlara sistemli biçimde tecavüz eylemlerinde ise ilkel hayvani dürtü; kendi ırklarından saydıkları ancak din değişikliği ile ihanete uğradıklarını düşündükleri MüslümanBoşnak kadınları Ortodoks Slav olarak hamile bırakmaktı. Özetle gerçek şu ki kadınların 1980 sonrası örgütlenme, hak savaşımında ortak refleksle, farklı özel sorunlara yönelik çıktıkları yolda, örgütlenerek kaydettikleri önemli kazanımlara karşın, küreselleşme adı altındaki yeni dünya sömürü düzeni çarkları, liberalizmin vahşi yeni boyutlarıyla kaybettikleri var. Kadınların, hakları için savaşımını, kadın örgütlülüğü evrensel dayanışması ile kazanımlarını bir köylünün bilinçli, özenerek doğru dürüst tarlasını ekmesine benzetirsek..Yeni liberalizmin vahşi çarklarının işleyişini, kadın haklarına yönelik olumsuz sonuçlarını, kadın gücünün keşfedilip, özgürleşme savaşımının ayrımcılık aracı, vitrinde kullanılması sayesinde, bin bir emekle edinilmiş ürünü götüren sele benzetebiliriz. Ülkemizde ve dünyanın her yerinde bir yandan kadın hakları savaşımı, örgütlülüğü ile kazanılanlar var. Diğer yanda eskisinden çok daha ağır bir kadın emeği sömürüsü, kadına yönelik şiddet, töre cinayetleri, savaşsız bile uygulanan vahşet var. Eşitlik, özgürlük için çıkılmış yolda kadınlar nerelerde ayrımcılığın, çok daha ağır bir şiddetin, sömürünün odağı oluyorlar? İşte şimdi en çok bu soruyu sorup, bu acımasız oyunu bozmak gerekiyor... soner@cumhuriyet.com.tr pamukm?superonline.com K NECDET ÇALIŞKAN İstanbul’un en değerli arazisine Dubai Towers İstanbul adlı ikiz kuleler yapmak isteyen Dubai Şeyhi El Maktum, karayolları arazisi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) bu hafta yapması beklenen özelleştirme ihalesine iki şirketiyle birlikte girmeye hazırlanıyor. Maktum, söz konusu ihalenin geçen hafta çarşamba günü sona eren teklif verme tarihi itibarıyla Emaar ve Sama Dubai ile şartname alırken, her iki şirketin de ihaleye geçmesi durumunda özelleştirme işleminin de hukuka aykırı olma olasılığı doğdu. Özelleştirme uygulamalarının dayandığı 4046 sayılı Kanun hükümleri gereğince, bir kişi veya kurumun, bir ihalede aynı anda birden fazla şirketle yer almasının, ihalenin “sıhhatini” bozacağına dikkat çeken uzmanlar, ihaleye katılan diğer firmaların da haksız rekabete uğrayabileceği konusunda uyarıyor. ÖİB’nin teknik incelemede, birden fazla şirketle aynı ihaleye TÜM YOLLAR DUBAİ TOWERS’A ÇIKIYOR Zincirlikuyu’daki Karayolları’na ait 96 bin 505 metrekarelik arazinin 46 bin metrekarelik kısmı, 2005’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ihalesiz olarak verilmek istenmişti. 100 milyon dolar bedelle bu araziyi Dubai Holding’e veren Büyükşehir Belediyesi, tepkiler üzerine 2006’nın ortalarında geri adım atmış ve ihale açmaya karar vermişti. Arazinin bulunduğu bölgenin, Dubai Towers İstanbul’un mimari yapısına uygun olmayan imar planı geçen yılın sonlarında değiştirildi. Maktum, ÖİB’nin özelleştirilecek olan arazi için teklifleri kabul ettiği 21 Şubat 2007 ile 28 Şubat 2007 tarihleri hem Emaar ile hem de Sama Dubai ile şartname aldı. ARAZİYE KİMLER TALİP? Zorlu Gayrimenkul, Emaar Gayrimenkul, Astay Gayrimenkul, Akfen Osanlı Ortak Girişim Grubu, Sama Dubai, TorayEren Talu Ortak Girişim Grubu, NurolFiba Ortak Girişim Grubu, LimakMSREF Ortak Girişim Grubu, Taşyapı, GlobalBoğaziçi Ortak Girişim Grubu. katılan kişi veya kurumları ihaleye dahil etmemesinin mümkün olduğunu belirten uzmanlar, şu konulara dikkat çekiyor: “Sonuçta ihalede fiyat teklif ediliyor. Kapalı zarf usulü yapılan bir ihalede de söz konusu şirketlerin sahibi, diğerinin teklifini öğrenebileceğibilebileceği için ihalenin sıhhati tehlikeye girer. İhaleye giren diğer firmaların da, söz konusu durumla ilgili olarak haksız rekabet oluştuğunu ileri sürerek ihalenin iptalini isteme hakkı doğar.” Maktum’un şirketlerinden Emaar, Başbakan Erdoğan’ın ‘yakın dostum’ diye tanımladığı Cihan Kamer’le Büyükçekmece’de villa inşa ediyor. Maktum’un gayrimenkul şirketi Sama Dubai ise daha önce Levent’teki İETT arsasına talip olmuş, buraya 300 metrelik Dubai Towers İstanbul adlı gökdelen dikeceğini ve İstanbul’a 5 milyar dolarlık gayrimenkul yatırımı yapacağını açıklamıştı. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Dubai Towers projesi dondurulmuştu. Şartnamelerden elde edilen gelir 200 bin YTL ’yi bulurken ÖİB teklifleri teknik olarak değerlendirdikten sonra yatırımcıları yüz yüze görüşmeye davet edecek. Yüz yüze görüşmenin ardından bu hafta içinde açık artırma yapılarak ihalenin sonuçlandırılması bekleniyor. İptal edilen Galataport ihalesine İsrailli işadamı Sami Ofer ile birlikte giren Mehmet Kutman ve dünyanın en büyük yatırım fonlarından Morgan Stanley’ye ait MSREF de şartname alan gruplar arasında. ZENTIVA N.V’YE DEVİR Nature Gıda Başkanı Çapan: AB’de kendi markamızla satamıyoruz Eczacıbaşı, hisselerini satıyor Ekonomi Servisi Eczacıbaşı İlaç Sanayi, bağlı ortaklıklarından Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri ile Eczacıbaşı Özgün Kimya’daki ortaklık paylarının yüzde 75’ini, eşdeğer ilaç alanında Avrupa’nın önde gelen kuruluşlarından Zentiva N.V’ye devretme kararı aldı. Eczacıbaşı Holding’den yapılan yazılı açıklamada, Eczacıbaşı ve Zentiva arasında imzalanan sözleşmeye göre, Zentiva’ya devredilecek hisse payının değerinin iki iştirakin toplam değerini oluşturan 613 milyon Avro’nun yüzde 75’ine karşılık gelen 460 milyon Avro olarak belirlendiği bildirildi. Açıklamada, hisse devrinin, gerekli onaylar ve yasal izinlerin alınmasından sonra bu yılın ilk yarısı içinde tamamlanacağının tahmin edildiği, hisse devrinin ardından kurulacak yeni şirketin adının EczacıbaşıZentiva olacağı kaydedildi. Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Erdal Karamercan, ilaç sektörünün dinamikleri gereği, uluslararası oyuncu olmanın bir zorunluluk haline geldiğini vurgulayarak, bu çerçevede dünya ilaç sektöründe yakın geçmişte çok sayıda şirket birleşmesi yaşandığını anımsattı. Zeytinyağı gümrüğe takılıyor ? Türk zeytinyağı üreticisi kendi markasıyla Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ürün satamıyor. Türkiye’nin önde gelen rakipleri İtalya ve İspanya’ya toptan ihracat yaparak “tereciye tere satan” Günay Çapan, ödül alan teknolojilerini anlatırken AB’den yakındı: “Yüzde 40 gümrük vergisi ve hammadde sübvansiyonuyla önümüz kesiliyor.” FATMA KOŞAR KULLANILAN TEKNOLOJİ FA R K L I Nature’nin kullandığı soğuk presleme teknolojisi, Almanya, Amerika, İspanya, Yunanistan ve Güney Afrika’daki uygulamalar da dikkate alınarak kuruldu. Buna göre zeytinyağı dolumu ve ambalajlanması el değmeden, paslanmaz boru hatları ve stok tanklarıyla otomatik makinelerle gerçekleştiriliyor. Eceabat’ta sanayi bölgesinde 10 bin 500 metrekare arazi üzerine 2004 yılında kurulan Nature Zeytinyağı Üretim Tesisleri’nde günde 130 ton zeytin işlenebiliyor. Yıllık 13 bin ton zeytin işlenerek 3 bin 250 ton zeytinyağı üretiliyor. Tesiste çevre koşullarını dikkate alan 1540 metreküp kapasiteli bir lagün havuz ve toplamı 140 metreküp 9 adet dinlendirme havuzu mevcut. Tesisin dolum bandında saatte 9 ton zeytinyağı şişeleniyor. Zeytin posası da yakılabilir hale getiriliyor. 1 milyon Avro’nun üzerindeki yatırımıyla Gelibolu Yarımadası’nın zeytinini işleyen ve Türkiye’de ilk kez “soğuk presleme” teknolojisini kullanan Nature Gıda, ihracat ödülü kazandı. Toplama, üretim, depolamada farklılık yarattıklarını belirten Nature Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Günay Çapan, İtalya ve İspanya’ya zeytinyağını toptan verdiklerini, bu ülkelerin Türk zeytinyağını kendi markalarıyla sattıklarını söyledi. Avrupa Birliği ülkelerine Türk zeytinyağının kendi markasıyla giremediğini belirten Çapan, Gümrük Birliği uygulamasına karşın zeytinyağında yüzde 40 Nature Gıda tesisleri ödül aldı. karşılıklı gümrük vergisi uygulandığını anımsattı. Yüzde 40 vergi yanı sıra AB’nin üreticisini yüzde 40 oranında da hammaddede sübvanse ettiğini ifade eden Günay Çapan; “Dolayısıy la bizim ürünümüz yüzde 80 geriden geliyor, yani yüzde 80 daha pahalı kalıyor. Biz ne yatırım yaparsak yapalım, AB’ye giremiyoruz” diye konuştu. İtalya ve İspanya’ya ihracat yaptıklarını anlatan Çapan, “Ancak kendi markamızla satamıyoruz. Toptan veriyoruz, lokantalarda kullanılıyor... İtalya ve İspanya ihtiyacını bizden karşılarken kendi markalarıyla Avrupa pazarını tutuyor” dedi. TAV, ön TÜGİK ANKETİ: yeterlilik aldı M A L İ Y E Seçimler belirsizliği artıracak Ekonomi Servisi Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu’nun (TÜGİK) açıkladığı ankete göre seçim yılı olması nedeniyle belirsizliklerin artacağı 2007’nin iş dünyası açısından pek hareketli geçmeyeceği kaydedildi. TÜGİK’in 2 bin üyesiyle gerçekleştirdiği ankette diğer göze çarpan sonuçlarsa şöyle: İşadamlarının yüzde 32’si AKP’nin tek başına iktidar olasılığına “Hayır” dedi. Yüzde 43.5’lik bir oran AKP, CHP, DYP ve MHP’nin barajı aşacağını düşünüyor. AKPDYP koalisyonu olur diyenler yüzde 44. 60’ıncı hükümetin, beş yıllık dönemi içerisinde üzerine eğilmesi gereken en önemli konunun yüzde 36.5’lik bir oranla cari açık olduğu kaydedildi. Ekonomi Servisi TAV Havalimanları Holding, Abu Dhabi Airports Co. (ADAC) tarafından açılacak “Abu Dhabi’’ ve “Al Ain’’ uluslararası havalimanları işletme ihalesi için ön yeterlilik aldı. TAV Havalimanları Holding’den İMKB’ye yapılan açıklamada, ADAC tarafından yapılan açıklamayla TAV’ın, Abu Dhabi ve Al Ain uluslararası havalimanları işletme hizmetleri ihalesi için ön yeterlilik aldığının duyurulduğu kaydedildi. Açıklamada, konuyla ilgili tüm aşamalarda kamuoyuna bilgi verileceği belirtildi. Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U Mart ayı vergi ayı. Birçok gelir bu ay beyan edilecek. Ticari, zırai ve mesleki olarak mükellef olanlar dışında gelir elde edenler, neleri beyan edecek ve neleri etmeyecek; bunları hatırlamakta yarar var. Konut kira gelirleri Konut yıllık kira bedeli 2.200 YTL istisna tutarını aşıyorsa beyan edilecek. İşyeri kira gelirlerinde bu istisna uygulanmaz. Eğer birkaç konut geliriniz varsa istisna sadece 2.200 YTL’dir. Her konuta istisna uygulanmaz. Bir konuta birden fazla kişi ortaksa (örneğin karıkoca) her biri ayrı ayrı 2.200 YTL istisnadan yararlanacaktır. Ticari, zırai ve mesleki kazanç sahipleri bu istisnadan yararlanamaz. Örneğin bir avukatın konut geliri varsa, serbest meslek kazancını beyan ederken istisna uygulamadan bu gelirini beyannamesine dahil edecektir. Bir kişi, süresinde konut kira gelirini beyan etmez veya eksik beyan ederse istisnadan yararlanamaz, yararlanmışsa iptal edilir. Maliye, muhtarlıklarda kira yönünden araştırma yapmaktadır. Bu nedenle kira gelirlerinizi beyan ederken dikkatli olun. İşyeri kira gelirleri Kira gelirleri stopaj yoluyla (2006’da yüzde 22) vergilendirilmektedir. 2006 yılı için 18.000 YTL’yi aşmayan işyeri kira gelirleri beyan edilmeyecektir. Başka geliri olanlar da toplam geliri 18.000 YTL’yi aşmaması halinde işyeri kira gelirlerini beyannameye dahil etmeyeceklerdir. Yurtdışında mukim TC vatandaşları işyeri kira gelirlerini, tutarı ne olursa olsun beyan etmeyeceklerdir. Emsal kira bedeli esası Konutunuzu veya işyerinizi hiç kira almadan oğlunuza, kızınıza, eşinize, annenize, babanıza, kardeşinize, torununuza, büyük baba ve annenize tahsis etmişseniz, bu gayrimenkulün 2006 yılındaki emlak vergi değerinin yüzde 5’ini yıllık kira bedeli olarak beyan etmek zorundasınız. Ücret gelirleri Bir kişi tek işverenden ücret elde etmişse tutarı ne olursa olsun beyan edilmez. Başka gelirler beyan edilirse beyannameye dahil edilmez. Ancak birden fazla işverenden ücret alan kişi, en yüksek ücret aldığı işvereni birinci işveren sayıp diğer işveren veya işve Mart Ayı Vergi Ayı renlerden aldığı ücret 18.000 YTL’yi aşıyorsa ücretlerin tümü, yani birinci işverenden alınan da dahil beyan edilmek zorunda. Dikkat edilmesi gereken husus; ücret alan kişiler 18.000 YTL ile karşılaştırma yaparken ellerine geçen net ücreti değil, brüt ücreti dikkate alacaklardır. Bu hususa birkaç şirkette huzur hakkı ve/veya danışmanlık ücreti alanların dikkat etmelerinde yarar var. Beyan edilmeyecek gelirler (menkul sermaye iratları) 1 Banka mevduat faizleri, 2 Repo geliri, 3 Döviz tevdiat hesabı faizleri, 4 A ve B tipi yatırım fonları ve ortaklıklarından elde edilen kazançlar, 5 26.07.200131.12.2005 arası ihraç edilen 390.820,93 YTL’yi aşmayan Hazine bonosu ve devlet tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri, 6 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren ihraç edilen yüzde 10 stopaja tabi tutulmuş tutarı ne olursa olsun Hazine bonosu ve devlet tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri, 7 26.7.200131.12.2005 tarihlerinde ihraç edilen Hazine bonosu ve devlet tahvili alımsatım kazancının 191.089 YTL’yi aşan kısmı, 81 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen ve yüzde 10 stopaja tabi tutulan tutarı ne olursa olsun Hazine bonosu ve devlet tahvili alım satım kazancı, 9 26.07.2001 tarihinden önce ihraç edilen eurobondların 2006 yılında elde edilen 18.000 YTL’yi aşmayan faiz gelirleri, 1026.07.200131.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilen eurobondların 191.089,20 YTL istisnadan sonra 18.000 YTL’yi aşmayan faiz gelirleri kısmı, 11Türkiye’de yerleşik olmayanların elde ettikleri eurobond faiz gelirleri ve alımsatım kazançları... Beyan edilecek gelirler (menkul sermaye iratları) 1 OffShore ülkelerde bulunan bankalardan elde edilen ve 875 YTL’yi aşan faizler, enflasyon indirimi uygulanmadan beyan edilecek. 2 Yurtdışı bankalardan elde edilen ve 875 YTL’yi aşan faiz gelirleri enflasyon indiriminden yararlanmadan beyan edilecek, faizin elde edildiği ülkede kesilen vergi varsa ödenecek vergiden mahsup edilecek. 3 Stopaja tabi olmayan alacak faizlerinin 875 YTL’yi aşması halinde tamamı beyan edilecek. 4 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilmiş 390.820,93 YTL’yi aşan Hazine bonosu ve devlet tahvillerinden elde edilen faizlerin bu tutarı aşan kısmı. 5 1 Ocak 2006 yılından sonra ihraç edilen eurobondların 18.000 YTL’yi aşan faiz gelirleri (istisna uygulanmayacak). 6 26.07.2001’den önce ihraç edilmiş eurobondların endekslenmiş alış bedeli ile satış bedeli arasındaki farkın 14.000 YTL’yi aşan kısmı. 726.07.200131.12.2005 tarihlerinde ihraç edilen eurobondların alımsatım kazancından 191.089,20 YTL istisnayı aşan kısmı. 8 01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilen eurobondların endekslenmiş alış bedeli ile satış bedeli arasında kalan kısmın tamamı (istisna uygulanmayacak). 9 2006 yılında elde edilen yüzde 15 stopaja tabi tutulmuş temettükâr paylarının yarısı. Beyan zamanı ve ödeme Beyannameler 115 Mart arası verilecek. Birinci taksit 31 Mart’a kadar, ikinci taksit 31 Temmuz’a kadar ödenecektir. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle