23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2007 CUMA 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Gürcistan maçındaki kavga, İsviçre karşısında yaşananlardan ders almadığımızı gösterdi Sakin ol, sinirlerine hâkim ol Spor Servisi 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Yunanistan ve Norveç’le yapılacak maçlar öncesi, Gürcistan’la yaptığı hazırlık karşılaşmasında kötü sinyaller veren Ulusal Takım’da, oyuncuların son dakikalarda sergilediği agresif hareketler tepki çekti. Kadıköy’deki olaylı İsviçre maçından sonra 3 maç seyircisiz oynama cezası alan Ay Yıldızlıların, bir dostluk karşılaşmasında yine kavgaya karışması bazı şeylerin değişmediğinin bir ispatıydı. Oysa ki Türkiye, İsviçre karşılaşmasından sonra FIFA tarafından 6 maçla cezalandırılmış ve 2008’deki Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılamayacak noktaya gelmişti. Ancak Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’un, kişisel girişimleriyle ceza 3 maça indirilmişti. Ne var ki Türkiye ile Gürcistan Futbol Federasyonları arasındaki yakın ilişkiler bilinmesine karşın, önceki gün her iki takım oyuncularının meydan kavgasına girmesi, 2002’den sonra zedelenen imajımızın yeniden akıllara gelmesine neden oldu. Yapılan yorumlarda, Gürcistan Türkiye karşılaşmasında dostluk maçına yakışmayan görüntülerin yaşandığı vurgulandı. En ufağından en büyüğüne kadar futbolumuzdaki kabadayılık kültürününün çıkan olaylarda etkili olduğu belirtilirken, “Sporcularımız ve onları yönetenler, davranış ve uyaranlar ne olursa olsun kendi davranışlarının sorumluluklarını alabilmeli, rakibine uymayı değil rakibi kendine uydurabilmeli” yorumları yapılıyor. İSİMLER FARKLI DAVRANIŞ AYNI İsviçre maçında oynayan 9 oyuncu (Alpay, Tolga, Ergün, Serhat, Selçuk, Emre,Yıldıray, Necati, Hakan Şükür) Gürcistan karşısında çeşitli nedenlerle takımda değildi. O takımdan önceki gün neredeyse eser yoktu. Ancak zihniyet aynıydı.... NE DEDİLER? DOÇ. DR. TURGAY BİÇER (Marmara Üniversitesi BESYO Öğretim Üyesi): Eğer bizim davranışlarımızı başkaları yönetiyorsa biz zayıfız demektir. Her koşul ve her durumda seçme hakkımız vardır. Bu olaylar şunu gösteriyor ki bizler tepkisel davranmaya devam ediyoruz. Kendi sorumluluklarımızı da görmezden gelmekteyiz. Teknik sporcu olmak nasıl her koşulda topa hükmedebilmekse, büyük sporcu olmak da her koşulda davranışlarımızı kendimizin yönetebilmesidir. Gürcistan maçında yaşanan olaylar daha çok yapılacak işimizin olduğunu gösteriyor. TURGAY ŞEREN (Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı): Bir dostluk maçı gibi başladı ancak sonlara doğru iki takım düşman ordularda savaşıyorlar gibi bitti. Tümer’in hareketini affetmek mümkün değil. Rakibinin ayağını bile kırabilirdi. Zaten son 10 dakikada oyuna girdi. Maçta böyle olaylar olması çok çirkin. Eğer hakem iyi olsaydı, bizden 23, Gürcülerden de 2 oyuncuyu atardı. Gerçekten çok kötü oynadık. Önceki maçlarımız gibi değildi. Bunun nedeni de Gürcistan’ın pres yapması ve sert oynamasıdır. Biz de savunmalarının arkasına top atamadık. Ancak iki takım da gol pozisyonu bulmayı başardı. Kaleci Volkan’ı tebrik etmek gerekiyor. Kötü oynamamıza karşın farkı önleyen isimdi. ONUR BELGE (Spor yazarı): En ufağından en büyüğüne kadar futbolumuzdaki köhneleşmiş kabadayılık kültürünü silip atmamız gerekiyor. Maalesef, Fatih Terim başta olmak üzere her kademede bunu görüyor ve dünyaya karşı antipatik oluyoruz. Dost ve kardeş ülke Gürcistan’a bunu yaparsak, hep gerilimler yaşadığımız Yunanistan’la karşılaşacağımız maçta neler olacağını düşünmek bile istemiyorum. Suçu başkalarında bulmak, kendini kandırmaktır. Türkiye’yi çağdaş çizgiye çıkaracak insanlar göreve gelmeli. Şenes Erzik. Erzik’in yeni görevi belirleniyor Spor Servisi UEFA Yönetim Kurulu’na yeniden seçilen Şenes Erzik, UEFA yönetiminin bugün yapacağı görev dağılımına katılmak için Cenevre’ye gitti. Erzik, yeni görevinin bugün belli olacağını belirterek “Michael Platini ile öğle yemeğinde buluşacağız. Toplantı 11.00’de başlayacak ve görev dağılımları belli olacak. Sonra da özel bir uçakla Zürih’e gideceğim. Oradan da Afrika’ya geçeceğim. Afrika Futbol Konfederasyonu, Afrika futboluna yaptığım hizmetlerden dolayı bana altın madalya verme kararı aldı” dedi. Erzik, yeni yönetimde alacağı görev ile ilgili olarak şunları söyledi: “Biz 4 asbaşkan olarak çeşitli konulardaki görevleri üstleniyoruz. Bugüne kadarki görevim ağırlıklı olarak kulüpler ve liglerdi. Tabii ki bir takım değişiklikler olabilir. İşte onları görüşeceğiz.” N İ Y E K AV G A Ç I K T I ? F.Bahçe’de yedek kalan Tümer’in sinirleri gergin. Gürcistan gibi rakipler Türkiye’ye karşı sert oynuyorlar. B E Ş İ K TA Ş Y Ö N E T İ M E ‘ İ M Z A AT T I R I N ’ M E S A J I V E R D İ Zico’dan Alex uyarısı Spor Servisi F.Bahçe Teknik Direktörü Zico, sezon sonunda sözleşmesi bitecek Brezilyalı futbolcu Alex’in, sözleşmesiyle ilgili kafasında oluşan sorunun bir an önce bitmesini istediğini söyledi. Samandıra’daki tesislerde, antrenmandan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Brezilyalı teknik adam, “Alex ile yeni bir sözleşme yapılmaması performansını etkiliyor mu” şeklindeki soruya, “Alex’in kontratının yenilenmesi konusunda söyleyeceğim fazla şey yok. Benim isteğim, Alex’in devam etmesi, bir futbolcu olarak kafasındaki bu sorunu bir an önce atması yönünde, ancak benim yapabileceğim bir yorum Başkentte ziyaret günü Spor Servisi Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu, Ankara ziyaretleri kapsamında önce İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ardından da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edildi. Beşiktaş taraftarı olduğu bilinen İçişleri Bakanı Aksu’ya Siyah Beyazlı yönetimin nezaket ziyaretinde, Bakan Aksu’nun da yeni yönetime başarı dileklerinde bulunduğu öğrenildi. Heyet, ardından Cumhurbaşkanı Sezer tarafından Cumhurbaşkanlığı köşkünde kabul edildi. ÖNDER’DEN KÖTÜ HABER F.Bahçe’de Antalya kampında sakatlanan savunma oyuncusu Önder Turacı’nın UEFA Kupası’ndaki Alkmaar maçında forma giyemeyeceği bildirildi. Yıldız oyuncu, “Alkmaar maçında çok oynamak yok” yanıtını verdi. Bu durumun, Alex’in performansına yansımasıyla ilgili de Zico, şunları kaydetti: “Sakatlıktan çıktı. Tedaviden sonra çalışmalarını sürdürdü. Sakatlığı, dikkat istiyordum ama olmayacak. Çünkü gerek fizik, gerekse kondisyon olarak hazır değilim” dedi. AZ Alkmaar maçının kolay geçmeyeceğini de söyleyen Turacı “Onları yenecek gücümüz var” dedi. etmediği sürece uzayabilirdi. İlk başlarda kendini antrenmanlarda kolladı. Tekrar nüksetme korkusu vardı, fakat bunu yavaş yavaş aşıyor. Önümüzdeki birkaç maç içinde de gerçek Alex’i göreceğiz. Çünkü Alex, rakibin her zaman önlem alması gereken bir oyuncu. Kendi tarzını yaratmıştır, kendi stili vardır. Kendi ismini de zaten bu stili ile yapmıştır.” Zico, Türkiye’deki ilk sezonunda, ilk yarıda en yakın rakiplerine 7 puan fark atmalarıyla ilgili bir soru üzerine, bu durumun kendisine daha fazla çalışma isteği verdiğini söyledi. Brezilyalı teknik adam, “Bu bir teknik adama daha fazla çalışma isteği verir. ‘Daha fazla neler yapabilirim’ diye düşünme isteği verir” dedi. BASKET YORUM AHMET KURT Futbolcular Gerets’in kendileriyle konuşmamasından rahatsız NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Futbol Şiddettir! “Sarı, mavi, yeşil, meşil fark etmez. Yürüyoruz aynı yolda biz. Futbol şiddettir. Futbol holiganlıktır. Futbol adam bıçaklamaktır...’’ Bu sloganı ilk duyduğumuz yer Abdi İpekçi Salonu’nun kafeteryasıydı. Dehşete düştük... Üzerlerinde Sarı Lacivertli formalarıyla, kocaman kocaman adamlar, bayanların da olduğu bir ortamda, ağızlarından tükürük saçarak hep bir ağızdan bu şarkıyı (!) söylüyorlardı... Vah benim futboluma! Vah benim basketboluma! Ne işi vardı bu adamların basketbol salonunda? Ya da... Daha doğrusu... Ne işi var bu adamların toplumun içerisinde? ‘Futbol adam bıçaklamakmış..’ Çüüüş! Derleyip toplayıp hapse tıkmak gerekir böylelerini... İtalya’ya bakın. Tek bir polisin ölümü nedeniyle bütün bir ülke ayağa kalkıyor. Son Dünya Şampiyonu İtalya’da futbol durma noktasına geliyor. Sistem yargılanıyor... Bizde ise ‘suç örgütleri’ tribünlerde, sokaklarda, kafeteryalarda açıkça suç işleyeceklerini itiraf ediyorlar: “Futbol şiddettir. Futbol holiganlıktır. Futbol adam bıçaklamaktır...’’ Kimsede tık yok! Oysa.. Bizim Ceza Hukukumuz, İtalyan Ceza Hukuku ile aynıdır. Merak ediyorum. Bugün biri çıkıp İtalya’da ‘Calcio ê accoltellare’ (Futbol adam bıçaklamaktır) diye bağırsa ne yapardı İtalyan adli makamları? Gülüp geçerler miydi bizimkiler gibi? Bilemiyoruz. Belki onlar da aynı şeyi yaparlardı: Bir suç işlenene kadar bekler, sonra da suçluyu aramak yerine, bütün sınıfı birlikte cezalandırma yolunu seçerlerdi. (Saint Joseph Lisesi’nden yabancı değiliz biz bu yönteme) Neyse! Biz ülkemize dönelim. O kafeteryada gördüğümüz ‘elit’ holiganlara soralım: Siz beyler! Oraya gelebildiğinize göre ya parterdeki pahalı koltuklarda oturuyor olmalısınız ya da davetiye ile maça gelmişsiniz. Yani.. ‘Tuzu kuru’lar takımındansınız. Siz böyle yaparsanız diğerleri neler yapmazlar? ‘Bıçaklama’ sözcüğü size şaka gibi geliyor olabilir ama çevrenize bir bakın. Cebinde bıçağıyla dolaşan, suça eğilimli o kadar çok genç var ki holiganlar arasında, böyle bir sloganı paylaşmak, onların işleyebilecekleri suçlara ortak olmaktır... Tamam! Sivrisinekle mücadele etmenin en iyi yolu bataklığı kurutmaktır ama nasıl yapacağız bu işi? Gençlerin şiddete eğilimlerini engellemek için öncelikle bu toplumsal çılgınlığın nedenlerini arayıp bulmak gerekir. Sonra önlemler alınacak falan filan... İyi de.. Bunlar sihirli değnekle bir anda yapılabilecek şeyler değil. Bu süreç içerisinde ‘spor yoluyla şiddet deşarjını’ engellemek için el ele vermeliyiz. En kolayından başlayıp ‘futbol şiddet değildir’ diye şarkı besteleyip, ‘futbol adam bıçaklamak hiç değildir’ diye bitirmemiz gerekir... Ekonominin bir kuralı vardır: Kötü para iyi parayı piyasadan kovarmış! Gelin biz bu kuralı spor için tersine çevirelim: İyi taraftar, kötü taraftarı piyasadan kovsun! Çanak tutmayalım holiganlara. “Beraber yürümeyelim o yollarda, beraber ıslanmayalım yağan yağmurda.’’ Bırakın yalnız kalsın holiganlar. Görelim bakalım kaç kişiymiş o şarkıyı yürekten söyleyenler? Bakalım kaç kişiymiş ‘Futbol şiddettir. Futbol holiganlıktır. Futbol adam bıçaklamaktır’ diye tükürük saçarak slogan atanlar? İnanmayanlar katılmasınlar koroya. Görelim bakalım kaç kişiymiş bunlar! G.Saray’ın sorunu diyalog NEVZAT DİNDAR Galatasaray’da sezon başından bu yana yaşanan sıkıntılar bir türlü çözümlenemezken teknik kadronun futbolcularla diyalog kuramaması asıl sorun olarak gösteriliyor. Geçen yıl yaşanan ekonomik krize karşın kenetlenerek şampiyonluğa ulaşan Sarı Kırmızılılarda, Vestel Manisa maçı öncesi Necati ile teknik direktör Eric Gerets arasında yaşandığı iddia edilen tartışmanın olmadı YA N A L KO R K U S U .Saray’da Vestel Manisa maçı öncesi kırmızı alarm verilirken özellikle Ersun Yanal’dan çekiniliyor. Yanal’ın bu tarz maçlarda takımını iyi motive ettiğini düşünen teknik direktör Eric Gerets’in, iyileşen Hakan G Şükür’e 11’de yer vereceği ifade edildi. Belçikalı teknik adam, formsuz Arda konusunda ise karar veremedi. Ancak yöneticilerin büyük destek verdiği Arda’dan Vestel Manisa karşısında patlama bekledikleri kaydedildi. ğı ortaya çıktı. Basına yansıyan haberlerden sonra yönetimin harekete geçtiği ve söz konusu olayı araştırdığı öğrenildi. Teknik direktör Eric Gerets ve golcü oyuncu Necati Ateş’le görüşen yöneticilerin, idmandaki tatsızlığı gündeme getirdikleri ancak olayın yalanlandığı bildirildi. Yaşanan son olaylar, G.Saray teknik heyeti ile futbolcu kadrosu arasındaki diyalog sorununu yine gündeme getirirken futbolcuların kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde, bu durumdan bir hayli rahatsız oldukları gözlendi. Belçikalı teknik adamın kimseyle konuşmamasının takımdaki birlikteliği bozduğu ifade edilirken, Eric Gerets’in özellikle formsuz Ümit Karan’da ısrar etmesi forvet hattındaki Necati ve Hasan Kabze’yi rahatsız ediyor. İkilinin sezon sonunda ayrılmak istediği edindiğimiz bilgiler arasında. Bir Koltuk Buna Değer mi? Yalancılık bir karakter meselesidir. Yalanın küçüğü büyüğü yoktur. Yalan yalandır. Dostoyevski’nin bir lafı vardır, “ yalan söyleyen bir süre sonra nerede doğru nerede yalan söylediğini karıştırır”. Bir de bizden bir deyiş ekleyelim, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’’. Konu çok iğrenç, olay ne yazık ki gerçek. Günlerdir düşündüm bu olayı yazıp yazmamakta gerçekten kararsız kaldım. Bilgisayarın başına birkaç kez geçtim, ama sonunda fazla rencide edecek sözcüklerden de kaçınarak yaşanmış ve en az dört tanıklı bir olayı yazmaya karar verdim. Yıl 1998. Mekân Paris. Günlerden 7 Haziran. Dünya Kupası başlamadan önce FIFA Başkanlığı seçimi var. Türkiye Futbol Federasyonu heyeti, Başkan Haluk Ulusoy hariç tam kadro orada. Metin Kazancı, Selami Özdemir, Hadi Türkmen ve oy vermeseler bile UEFA Başkan yardımcısı Şenes Erzik ile TMOK Başkanı Togay Bayatlı. Genel kurul toplantısı başlayıp oylar verilmeye başlayınca Türkiye’nin oyunu federasyonun başkan yardımcısı Hadi Türkmen kullanıyor. Oyumuz federasyon kararı ile Johnsson’a. Amacımız da UEFA Başkanı Johnsson’u FIFA Başkanlığı’na getirmek ve Şenes Erzik’e UEFA Başkanlığı yolunu açmak. Aslında doğru bir düşünce. Hadi Türkmen oyumuzu veriyor, ama sonuçta sandıktan Blatter çıkıyor. Gerçi Blatter’ın başkanlığı çok tartışılmışsa da İsviçreli FIFA koltuğuna oturuyor. Aradan yıllar geçiyor olaylı İsviçre maçının ardından gelen ağır cezalar karşısında son umudumuz olan CAS’ye başvuruyoruz. O sıralarda Haluk Bey’in, “ Blatter benim babam, onu FIFA Başkanı ben yaptım’’ manevralarını medyada okuyoruz. Ansızın ceza dosyamız da FIFA’dan CAS’ye giderken yoldan dönüyor ve Blatter cezamızı altı maçtan üçe indiriyor. Yine o sıralarda Haluk Bey’in vatan, millet, konuşmaları hepimizin hoşuna gidiyor. Ve Blatter’in seçildiği 1998 FIFA Genel Kurulu’nda Almanya’da olduğu için bulunmayan ve Türkiye’nin oyunun Johnsson’a verildiğini bile bile, ‘“Blatter’i ben seçtirdim. O benim babam” diyen Haluk Bey’in ayıbını yüzüne vurmadık. Ama o ayıp devam etti ve bu kez, “ Platini benim kardeşim, onu UEFA’ya ben seçtirdim’’ diyen Haluk Bey’in oyunu Johnsson’a verdiğini L’equipe gazetesi açıklayında dünyanın öğrendiği ayıbı yazmakta bir sakınca görmedim. Konfiçyüs, “Makam sahibi olmak için yalan söylemektense bu hırs ve arzudan vazgeçmek daha iyidir’’ der. Bu sıkıntılı yazıyı kendi deyişimizle noktalıyorum, ‘’Bütün bunlara değer mi?’’ Hasan Üçüncü ve Tolga Zengin sözleşmelerini uzattı. Z İ YA D O Ğ A N İ D D İ A L I K O N U Ş T U : Trabzon geliyor ÖMER GÜNER TRABZON Trabzonspor Teknik Direktörü Ziya Doğan, Bordo Mavili takımın kısa süre içinde bir çıkış yapacağını ve bunu herkesin göreceğini söyledi. Doğan, forvet hattında Trabzonspor’un gol sorunu yaşadığı biçimindeki düşünceler konusunda görüşlerini aktarmak istediğini belirterek “Trabzonspor, iyi bir takım oluşturmuştur. Ben, rahatım ve ümitliyim. Bir takım gol pozisyonuna giriyorsa, problem yok. Biz gol pozisyonları yakalıyoruz. Bir gün onlar da gol olur’’ dedi. Bordo Mavili takımda forma giyen oyuncuların üzerinde bir baskı bulunduğunu ifade eden Doğan, “Bu baskıyı çok lüzumsuz görüyorum. Trabzonspor, Türkiye liglerinde en fazla hücum hattında oynayan, hücum özelliği olan oyuncuları en fazla kullanan takım. Ürettiğimiz gol pozisyonları benim için ümit verici’’ diye konuştu. Teknik direktör Ziya Doğan, Trabzonspor’da oynamayan oyuncuların kahraman yapıldığını söyledi. Doğan, Trabzonspor’un kadro kalitesinin bulunduğunu ve bu nedenle 18 kişilik futbolcu kadrosunu oluşturmakta zorluk çektiğini vurguladı. EPosta: ahmetkurt?turkbasket.com CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle