13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ŞUBAT 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Petraeus Irak genel komutanı, tümgeneralliğe terfi eden Mayville de EUCOM’de yönetici oldu BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Çuvalcı ABD’lilere terfi Dış Haberler Servisi Irak’ın Süleymaniye kentinde görev yapan Türk güvenlik görevlilerinin kaldığı binaya baskın düzenleyerek 11 görevlinin, “başlarına çuval’’ geçirilmesinden sorumlu tutulan ABD’li komutanlardan Korgeneral David Petraeus Irak’a komutan olurken Albay William Mayville, ABD’nin Almanya’da kurulu bulunan askeri üssünde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerden sorumlu müdür yardımcısı olduğu ortaya çıktı. Süleymaniye’de görev yapan Türk güvenlik güçlerinin kaldığı binaya 4 Temmuz 2003 tarihinde baskın düzen Naylon Milliyetçiler ve Bayrak Bayrak ulusal onurun ve varlığın bir simgesidir. Bayrak bağımsızlıktır, egemenliğin ulusa ait olduğunun göstergesidir; bayrak insana saygıdır; gelişmenin ve özgürlüğün simgesidir. Onda, bireyle ve toplumla bütünleşme vardır. Türkiye Cumhuriyeti için bayrak Cumhuriyet rejiminin değerlerinin simgesidir. Bayrak, “kamusal ve toplumsal bir bütünleşmedir”. O bir sevgidir, mutluluktur. Yaşamın bir parçasıdır. Bayrak ulusların ve devletlerin uluslararası ilişkilerinde siyasetin, iktisadın, kültürün ve savunmanının göstergesidir. Amerika, sömürgeci İngiltere’ye karşı onun çayını denize dökerek, bayrağını yakarak egemenliğini kazandı. Askeri, iktisadi değerleri, siyasal sınırları, bayrağın dalgalandığı yerde var oldu. Türkiye, İzmir’de işgalci Yunan’ın bayrağını indirip Türk bayrağını göndere çekerek “bu topraklarda artık benim egemenliğim geçerlidir” dedi. Bayrak siyasi, iktisadi, kültürel ve askeri anlamda ulusal çıkarların bizim elimizde ve egemenliğimizde olduğunu ‘’göstermesi gereken bir simgedir”. Eğer saydığım bu değerler yoksa, bayrak sadece bir bez parçası haline gelir. Hatta, sömürgecilerin bir maşası durumuna bile dönüştürülür. Toplumsal (ve ulusal) değerler ve çıkarlar; ülke olmanın, ulus olmanın, devlet olmanın, demokrasi olmanın, çağdaş olmanın vazgeçilmez öğeleridir. Bayrak bütün bu insani, siyasi, iktisadi, kültürel değerleri birleştiren bir sonuçtur: Kesinlikle bir sebep değildir. Bütünlük yoksa, bağımsızlık yoksa, özgürlük yoksa; ülke siyaseti, ekonomisi, güvenliği ve kültürü başkalarının elinde ise bayrağın bulunması bir anlam taşımaz. Bayrak bütün bu öğelerle birlikte anlam kazanır. Bizim 9 Eylül 1922’de İzmir’de göndere çektiğimiz Türk bayrağı, ülkede egemenliğin artık bizde olduğunu gösterir. İzmir işgal altında iken çekilmiş bir Türk bayrağının hiçbir anlamı olmaz. ? Türk askerlerinin başına çuval geçiren ABD’li Korgeneral Petraeus Irak komutanı oldu. Emrindeki tümgeneralliğe terfi eden Mayville de, Türkiye’ye yönelik operasyonların da yürütüldüğü Almanya’daki EPOC biriminin müdür yardımcılığını yapıyor. leyerek 11 görevlinin başına çuval geçirip gözaltına alan ABD askerlerinin komutanı Albay William Mayville’in 2005 yılında tümgeneralliğe terfi ettikten sonra Türkiye’den sorumlu olarak görev yaptığı öğrenildi. ABD’nin Avrupa’daki kuvvetlerinin konuşlandığı Almanya’daki EUCOM üssünde göreve başlayan Mayville’in, burada EPOC adı verilen kritik birimde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı ve sorumluluk bölgesinde pek çok Avrupa ülkesiyle birlikte Türkiye’nin de bulunduğu öğrenildi. Mayville’in görevleri arasında Türkiye’ye yönelik operasyonların yürütülmesi de bulunuyor. EPOC’nin Türkiye’nin de bağlı bulunduğu NATO Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’yle ortaklaşa iş yaptığı bildirildi. Sülaymaniye’deki operasyonu yöneten Mayville’in bağlı olduğu ABD’li komutan Korgeneral Petraeus da ABD’nin Irak’taki en üst komutanı olarak atanmasının ardından dün görevini devralmak üzere Bağdat’a gitti. Irak’taki Kürtlerle yakın ilişkileri bulunan Petraeus, 18 Ağustos 2003’te Erbil’de Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) 57. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılmış, işgal sırasın da Amerikan ordusuyla yaptıkları işbirliğinden dolayı Mesud Barzani’ye teşekkür etmişti. Petraeus, “Mesud Barzani benim kahramanımdır. Sizi asla terk etmeyeceğiz” demişti. Petraeus, ABD’deki kongre seçimlerinde demokratların çoğunluğu ele geçirmesinin ardından ABD Başkanı George Bush, Irak’taki komutanları değiştirme kararı almış ve George Casey’in yerine Petraeus’u atamıştı. General Petraeus’un, Irak’taki Amerikan askerlerinin komutasını cumartesi günü yapılacak bir törenle şimdiki komutan Casey’den devralacağı bildirildi. İsrailLübnan sınırı ısınıyor Çatışmada ölen ya da yaralanan olmamakla birlikte, UNIFIL sözcüsü durumun ciddi olduğunu, bölgeye BM askeri konuşlandırılabileceğini söyledi Mekke’de bir araya gelen Filistinli liderler ilke anlaşmasına vardılar. (Fotoğraf: REUTERS) Dış Haberler Servisi İsrailLübnan sınırında geçen yaz yaşanan savaşın ardından ilk kez iki ülke orduları arasında çatışma yaşandı. Lübnan birliklerinin sınırdaki bir buldozeri vurmasının ardından bir İsrail ordu devriyesi Lübnanlılara ateş açtı. Lübnanlı bir ordu sözcüsü, patlayıcı arayan buldozerin sınırın Güney Lübnan tarafına geçtiğini söylerken İsrail ısrarla aracın sınırın kendi tarafında olduğunu belirtti. Lübnan ordu sözcüsü “Bir İsrail ordu buldozeri bu gece sınırın Lübnan tarafına geçti. Birliklerimiz ona ateş açtılar. O da yanıt verdi ve karşılıklı ateş bir süre devam etti” derken İsrailli bir kaynak, “Onlara ateşi kesmeleri çağrısında bulunduk, bize ateş açtılar ve buna yanıt verdik” dedi. ğını belirtti ve durumun “ciddi” olduğunu vurguladı. Strugar karşılıklı ateşin İsrail buldozerinin güvenlik engelini geçerek tampon bölgeye girmesinin ardından Lübnan tarafından başlatıldığını söyledi. Sınıra konuşlandırılan BM gücünde onlarca İtalyan ve Fransız askeri bulunuyor. İsrail ordu sözcüsü, ekibin bölgeye Hizbullah tarafından yerleştirilmiş olan patlamamış bombaları temizlemekte olduğunu bildirdi. Lübnan güvenlik kaynakları, Lübnan ordusunun alarma geçirildiğini ve topraklarına yönelik herhangi bir ihlal durumunda İsrail ordusunu durdurmaya hazır olduğunu söylemişti. Hizbullah, İsrail tarafından patlatılan bombaların geçen yaz gerçekleşen savaşın öncesinde savunma amacıyla bölgeye yerleştirildiğini belirtti. Lübnan ordusu, sınır köyü Marun el Ras’ta olağanüstü hal ilan edildiğini açıkladı. İsrail’in olaydan saatler sonra Lübnan üzerindeki uçuşlarını artırdığı kaydedildi. Bölgede Hizbullah’ın sembollerinin ve bayraklarının çok miktarda görüldüğü belirtiliyor ve bunun, örgütün hâlâ bu civarda etkin olduğunu gösterdiği kaydediliyor. İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz, Suriye’yi Lübnan’da Hizbullah’ı silahlandırmakla suçladı ve İsrail’in bu tehdidi dengelemek için örgüte karşı “güç kullanma” hakkı olduğunu belirtti. Kamu Güvenliği Bakanı Avi Dichter ise ordu radyosuna, askeri bir gerilimin yükselmesini iki tarafın da tercih etmeyeceğini söyledi. Dichter bunun iki tarafın da çıkarına olmayacağını vurguladı. Bakanlarda anlaştılar Dış Haberler Servisi Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ve Hamas lideri Halid Meşal başkanlığında, ülkedeki siyasi krize çözüm bulmak amacıyla Mekke’de yapılan görüşmelerin ikinci gününde kurulacak ulusal birlik hükümetinde bakanların dağılımı konusunda ilke anlaşmasına varıldığı bildirildi. El Fetih sözcüsü Mahir Mukdad, “Bakanlık dağılımı meselesi hakkında anlaşmaya varıldı, dosya kapandı” derken, adının açıklanmasını istemeyen Hamaslı kaynak, 7 bakanlığın Hamas’a, 6 bakanlığın El Fetih’e ve 4 bakanlığın diğer siyasi oluşumlara verileceğini söyledi. Aynı kaynak, aralarında Maliye ve Dışişleri’nin bulunduğu 5 bakanlığa ise bağımsız isimlerin atanacağını belirtti ve İçişleri Bakanlığı’yla ilgili olarak, “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas tarafından kendisine sunulan 5 isim arasından bağımsız bir İçişleri Bakanı seçecek” dedi. İçişleri Bakanlığı’nın kime verileceği konusu, şimdiye kadar ulusal birlik hükümetinin kurulmasında başlıca engellerden birini oluşturuyordu. Bu laflar kime? İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde dev bayraklar asılmaya başlandı. Bayrakların büyümesi ne anlama geliyor? Bayraklar büyüdü; iktisadi olarak daha güçlü mü olduk? Yoksa yabancılar ülkeyi şirketleriyle denetim altına alıp işgal ederken bayraklarla bir şeyleri örtmeye mi çalışıyoruz? Başına “Türk” sözcüğü koyarak; binanın üzerindeki Türk bayrağını 10 kat büyüterek acaba “giden ulusal iktisadi, siyasi ve kültürel değerlerimizi mi gizliyoruz”? Son petrol kanununun başına da “Türk” sözcüğü eklenmedi mi? Ülke topraklarını, yeraltı madenlerini, en stratejik iletişim tesislerini Batı devletlerinin kesinlikle yapmadığı bir biçimde, “Batı tekellerine verip ülkeyi iktisadi olarak işgal ettirirken”, acaba bu işgali örtmek için mi bayrakları büyütüyoruz? Devletin kimi bürokratik kurumlarına sızmış ve çeteleşmiş gruplar kendi saldırganlıklarını bayrakla mı örtmeye çalışıyorlar? Toplumu yıkarken bayrak; devleti soyarken yine bayrak!... Kaçak inşaat yapan fukara, zabıta yıkmasın diye kocaman bir Türk bayrağı sallandırır. Kanun dışı yaptığı işi bayrakla örtmeye kalkar; onu bir kalkan gibi kullanır. Bayrağı bir kalkan gibi, bir maşa olarak kullanmak ona en büyük ihanettir. Tahrip edilen kamusal (ve ulusal) yararı saklamak için koca koca bayraklar asılarak Türk bayrağını kendi suçlarına alet etmeye çalışırlar. İstanbul’da dolaşırken bakıyorum, her tarafı dev bayraklar sarmış. Ya bayrağın altındaki topraklar, şirketler, bankalar, borsalar, hisse senetleri, Galataport’lar... Türk bayrakları büyütülürken bayrakların altındaki iktisadi, siyasi ve kültürel değerler yabancılara terk ediliyor. Hrant Dink’in sahneye sürülen katil zanlılarının ellerine tutuşturulan bayraklar da aynı işlevi görüyor. Bir taraftan ulusal çıkarlara darbe indiriyorsunuz; yaptığınızı örtmek için de bayrağı kullanıyorsunuz. Emperyalizm ve içimizdeki oligarşi naylon milliyetçiler üretiyor. Aynen naylon Atatürkçüler, naylon solcular gibi. Herkes bilir, ilk naylon çorabı Amerika üretmiştir.. patenti onlardadır... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali İlk sıcak temas İsrail’in Lübnan’a dönük geçen yaz gerçekleştirdiği saldırılarda 1200’den fazla Lübnanlı ve en az 160 İsrailli yaşamını yitirmişti. Ağustos ayındaki ateşkesten bu yana gerçekleşen ilk sıcak temasın, son 30 yıldır İsrail ve Lübnan ordularının sınırdaki ilk çatışması olduğuna dikkat çekiliyor. El Cezire’nin İsrail’in kuzeyindeki muhabiri, iki İsrail buldozerinin güvenlik çitini geçtiklerini, ancak yine de İsrail’in uluslararası olarak tanınmış olan sınırları dahilinde kaldıklarını belirtti. Muhabir, buldozerlere ateş açılmasının ardından yanında bulunan tanktan Lübnan mevzilerine 2 el ateş edildiğini, ölen ya da yaralanan olmadığını bildirdi. Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Gücü UNIFIL ’in sözcüsü Milos Strugar bölgeye BM askerlerinin konuşlandırıldı Sıra nihai anlaşma metninde Ulusal birlik hükümetiyle ilgili taslağın Abbas, Meşal ve Filistin Başbakanı İsmail Haniye’ye sunulmasının ardından bugün nihai anlaşma metnini hazırlamak üzere iki örgütün temsilcilerinden oluşan bir komite hazırlanacak. İki örgütün de temsil edildiği bir ulusal birlik hükemetinin, Fetih ve Hamas arasında devam eden iktidar kavgasına son vereceği umut ediliyor. Taraflar Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ev sahipliğinde yapılan görüşmeler konusunda umutlu olduklarını belirttiler. Hamas Siyasi Büro Üyesi Muhammed Nazzal “en geç üç gün içinde’’ anlaşmaya varılacağını söylerken, Abbas’ın danışmanlarından Nebil Emir de görüşmeler konusunda çok iyimser olduğunu, “48 saat içinde’’ anlaşma sağlanacağını umduğunu söyledi. İsrail’de cezaevinde bulunan Fetih’in etkili isimlerinden Mervan Barguti, cezaevinden gönderdiği bir epostayla görüşmelerin başarısız olmaması için uyarıda bulundu. Barguti, “Görüşmeler başarısız olursa, tarih ve halk affetmez’’ dedi. (Fotoğraf: AFP) İsrail Başbakanı Olmert’in, Savunma Bakanı’nın isteğini reddettiği bildirildi ‘5 yıl sonra satamayabiliriz’ Peretz: Hafriyatı durdurun Dış Haberler Servisi İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz, Başbakan Ehud Olmert’ten Haremüşşerif yakınlarındaki hafriyat çalışmalarının durdurulmasını istedi. Olmert’in bu isteği reddettiği bildirildi. Peretz’in dün Olmert’e gönderdiği mektuba, Savunma Bakanlığı’nın “siyasiaskeri bölümü’’ başkanı Amos Gilad’ın görüşlerini içeren bir yazı da eklediği belirtildi. Gilad, İsrail’in Filistin ve Arap dünyasıyla istikrarı yakalamaya yönelik adımlar attığı bir sırada, Müslümanlarca kutsal sayılan Kudüs’teki Haremüşşerif yakınlarında başlatılan yol inşaatının, Arap dünyasında kışkırtmalara yol açarak önemli zarara neden olabileceğine dikkati çekti. Gilad, İsrail’deki İslam eserlerinden sorumlu olan Ürdün’le de herhangi bir istişarede bulunulmamasını eleştirdi. Peretz’in yazısıyla ilgili görüş bildiren başbakanlık yetkilileri ise hafriyat çalışmalarının Haremüşşerif’in dışında yapıldığını ve bölgedeki kutsal yerlere herhangi bir zarar verilmeyeceğini savundular. Yüzlerce İsrailli Arap, Mescidi Aksa’nın temellerine zarar verdiğini öne sürdükleri hafriyat çalışmalarını bir gösteriyle protesto ettiler. New York Times’ın önceliği internet Dış Haberler Servisi ABD’nin ve dünyanın etkin gazetelerinden New York Times, yazılı basın sektörünün erozyona ve önemli mali kayba uğramasından ötürü internet baskısına geçişi en iyi ne şekilde nasıl yapabileceğine odaklandı. Gazetenin sahibi, icra kurulu başkanı ve yayıncısı Arthur Sulzberger, İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesine demecinde, geçen hafta 570 milyon dolar zarar açıklayan New York Times’ın 5 yıl sonra gazete olarak yayın hayatına devam edip edemeyeceğini bilemediğini belirterek şu anda yazılı baskıdan internet baskısına geçişi en iyi nasıl yapabileceklerine odaklandıklarını söyledi. “İnternet harika bir yer ve biz orada öncülük ediyoruz” diyen Sulzberger, yazılı baskının 1.1 milyon, internet baskısının da 1.5 milyon abonesi bulunduğunu kaydetti. Ticaretin internete kaydığını, gazetelerin kaybettiğini, web sitelerinin kazandığını söyleyen Sulzberger, medya gruplarının online reklam ticaretlerini geliştirebileceklerine; internet reklamcılığının kâğıt, mürekkep, dağıtım gerektirmediğine; şirketlerin daha az reklam geliri elde etseler bile önemli tasarruf sağlayabileceklerine işaret etti. 40 yaş civarında genç bir okuyucu kitlesine sahip olduklarını söyleyen Sulzberger, New York Times online versiyonunun ücretli olacağını da sözlerine ekledi. U ÇUŞLARI DURDURMUŞTU El Al’a İstanbul tepkisi ANKARA (ANKA) İsrail Havayolları El Al’ın İstanbul uçuşlarını durduracağını açıklaması Türkiye’deki Yahudi toplumunun ve İsrailli diplomatların tepkisini çekti. ABD’de yayımlanan The Jewish Week dergisinin haberine göre, Türkiye’deki Yahudiler ve İsrailli diplomatlar, bu durumun İsrail’in Müslüman dünyadaki en yakın müttefiki Türkiye’ye yanlış bir mesaj gönderdiği uyarısında bulundu. Haberde, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi’nin kararı “dehşet” olarak değerlendirdiği vurgulandı. Avivi, “Ekonomik kararlar üzerine yorum yapamam, ama siyasi bir bakış açısına göre bu karar zarar verecektir, ayrıca Türkiye’deki Yahudi toplumunun yüzüne de bir tokat olacaktır” dedi. El Al karara gerekçe olarak yüksek maliyeti göstermişti. İsrail Savunma Bakanlığı yetkilisi inşaatın, Arap dünyasında provokasyona yol açabileceği uyarısı yaparken, kararı protesto için yapılan eylemde de bu çalışmaların tüm bölgede durumun kötüleşmesine neden olacağı görüşü dile getirildi. (Fotoğraf: AP) ‘Sinagoglara saldırırız’ İsrail’deki İslami Hareket’in sözcüsü Zahi Nucidat, “Mağribliler Kapısı yolu yaklaşık 800 yıllık. Ve burası Müslümanların, Yahudilerin değil’’ diye konuştu. Nucidat, İsrail’in başlattığı çalışmaların amacının Mescidi Aksa’nın sinagoga dönüştürülmesi olduğu yolunda kuşkularını dile getirdi. İslami Hareket, bugün de Nasıra’da büyük bir protesto gösterisi planlıyor. El Aksa Şehitleri Tugayı ise İsrail’in hafriyat çalışmalarını sürdürmesi durumunda, sinagoglara saldırı düzenleyeceği tehdidinde bulundu. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle