23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Çocuklara değer vermedik Veli ilgisizliğinin öğrencileri şiddet ve uyuşturucuya yönlendirdiğini söyleyen İstanbul Milli Eğitim Müdürü Özer: stanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, “Veli ilgisizliği çocuğu şiddete ve uyuşturucuya yönlendiriyor. Annebabalar, çocuklarını kreş ya da Çocuk Esirgeme Kurumu’na gönderdiklerini sandıkça dizlerine vurmaya mahkumlar. Trabzon’da olan hadise başka illerde de olabilir. Çocuklarınızı gecegündüz izleyin” dedi. Gazetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek, şiddetin bireysel bir olgu olmadığına dikkat çekerek “Şiddet, dünyayı giderek artan biçimde saran bir kültürdür’’ diye konuştu. Çocuk ve ergen psikiyatrı Dr. Meltem Kora ise silah ve uyuşturucu çok kolay ulaşılabilir konumda bulunduğu sürece sorunun çözülemeyeceğini belirtti. “Okullarda şiddet ve uyuşturucu’’ başlığı altında düzenlediğimiz açık oturuma, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği Başkanı Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Meltem Kora, gazetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek katıldı. Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu ile YÖRET Vakfı Başkanı Nüket Atalay’ı da düzenlediğimiz açık oturuma davet etmiştik. Toplantıya gelemeyen Eyüboğlu ve Atalay, bu konudaki görüşlerini içeren açıklamalar gönderdiler. İ son yıllarda okullarda tırmanan şiddet olaylarını masaya yatırdı. “Okullarda şiddet ve uyuşturucu’’ başlığı altında düzenlediğimiz açık oturuma, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği Başkanı Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Meltem Kora, gazetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek, Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu ile YÖRET Vakfı Başkanı Nüket Atalay katıldı. leri nedir’’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Biz çocuklara değer vermedik. Onlara eşya gibi davrandık, ‘Çocuksun, aklın erer mi’, ‘Bizim lafımıza karışma’ diyerek böyle oldu. En büyük neden, değer verilmemesi. Türkiye’de günahsız bir insan fikirlerini söyledi diye öldürüldü. Bir öldürme, yok etme olayı var. Yok edenle yok edilen var. Bir insanı düşüncesizce yok eden kişiyi tartışalım. 17 yaşında ortaokul mezunu. Anababasına dahi bıçak çekecek kapasiteye getiriliyor. Toplumda değerli bulunmuyor, en yakını C olan anababa da korkuyor. Öyle bir duruma getirilmiş ki yaptığı hiçbir davranış insanlık lehine değil. Savaş kalemle, düşünceyle oluyor. Biz savaşı hâlâ 3.5 liralık kurşunla yapmaya çalışıyoruz. O ortamda, kucaklayan bir irade, toplum, sivil toplum örgütü, gençlere yönelik faaliyetler yapılmış olsaydı bu çocuk bu cinayeti işlemeyecekti. Bu çocuğu kim bu hale getirdi? Siz, ben, biz, toplum. Günahlı, kabahatli biziz. Bunu diyebilmek bir meziyettir. DR. ERDAL ATABEK: ŞİDDET ARTACAK G azetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek, şiddetin bireysel bir olgu olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Şiddet bir kültürdür. Hrant Dink cinayeti tetikçisi Ogün’ün yaptığı bir şey değildir. Ve dünyayı giderek artan şekilde saran bir kültürdür. Neden dünyayı giderek artan hızla sarıyor? Dünya birbirinden çok hızla haberdar oluyor. Filipinler ABD’yi görüyor, Afrika Avrupa’yı görüyor. İkincisi, dünyayı saran, giderek artan büyük bir adaletsizlik var. Türkiye’de de dünyada da adaletsizlik var. Dünyanın çoğunluğu yoksulluk ve yoksunluk sınırında yaşıyor, şiddet artacaktır. Asla azalmasını beklemeyelim. Ülkeler bazında da, ülkeler arasında da. Sosyolojisine gelince; sosyal değerler çok önemli. Çok düşük değerler değişimi var. Hak etmeden elde etmek öne geçti. Hak etmeden elde etmeyi öncelerseniz başkasının hakkını gasp etmeniz doğaldır. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM Geçen günlerde gittiğim Macaristan’da 3 okul gezdim. Yöneticilerin tavırları, çocukların yaklaşımlarını inceledim. Şiddetle ilgili sorunları olup olmadığını sordum. Şiddet kelimesini barındıran tek bir faaliyet bile olmadığını söylediler. 3 yaşında okulöncesi eğitime başlıyorlar. Biz ise 7 yaşını doldurmayan çocuğu okul dışına ittik. Erken eğitilen çocuk, ilköğretim çağına geldiğinde şiddete tepki gösteriyor.’’ OKUL ÇEVRELERİ MOBESE SİSTEMİYLE İZLENECEK 2. dönem başından itibaren okul çevrelerinin MOBESE sistemiyle emniyet müdürlüğünce sürekli izleneceğini ve gezici ekiplerin okul çevrelerini kontrol edeceğini belirten Özer, “Çocuklarımızın hiçbiri, en hafif biçimiyle de olsa, şiddet içeren bir disiplin yöntemine maruz bırakılmamalıdır’’ uyarısında da bulundu. ‘ONLARA EŞYA GİBİ DAVRANDIK’ Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, “Okullardaki şiddet ve uyuşturucu kullanımının neden ‘POLAT ALEMDAR SENDROMU’ Üretim toplumu değerlerinin yerini tüketim toplumu değerleri aldı. Üretim toplumu değerleri çalışkanlık, hak etmek ve dayanışma üzerine kuruludur. Tüketim toplumu değerleri ise yöntemi ne olursa olsun üstün olmak, elde etmek ve sahip olmak üzerine kuruludur. ünyayı Sosyolojide rol saran, modelleri çok önemlidir. Bizim giderek artan lise büyük bir öğrencilerimizin adaletsizlik var. modeli ‘Polat Türkiye’de de Alemdar’dır. Polat dünyada da Alemdar bir adaletsizlik var. sendromdur. Takım elbiseli, sert bakışlı, Dünyanın silahlı. Ogün’ün çoğunluğu tipine bakın, genç yoksulluk ve Polat Alemdar’ı yoksunluk göreceksiniz. sınırında Saklanmıyor, yaşıyor, şiddet iftihar ediyor. Hapishanede de artacaktır. Asla krallığını ilan azalmasını edecektir. beklemeyelim.” Bilgisayar oyunları, çizgi filmlerin hepsinde şiddet var. Bunlar, bütün dünyada şiddeti yaygınlaştıran şeyler. Ergenlik döneminin iki önemli özelliği var: Biri bağımsızlık, ikincisi kimlik arayışı. Bağımsızlığını küçük gruplar halinde, dayanışma halinde buluyor. Sorumluluk vereceğiz öğrenciye. Biz çocuklarımıza sorumluluk vermiyoruz. Aile, okul, toplum sorumluluk vermiyor. O zaman çözüm kamerayla gözetlemek. Yoksul bıraktığın kişi saldırır. Yoksunluk ve engellenmişlik, yoksul aile çocuklarının neden şiddete yatkın olduğunu açıklıyor. Kimlik arayışında yol bulamamış, hedef seçememiş, bir grup sahip çıkmış. Ergenlik döneminde çocuk yalnız. Aile yardım edemiyor, okul edemiyor. İ STANBUL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ÖZER: Kesintisiz sevgi akışına ihtiyaçları var K İ ültürel ve sportif faaliyetlerin, çocukları özbenliğine kavuşturduğunu söyleyen Ata Özer, “Okul müdürleri akıllı davranırlar, öğretmenler doğru düşünürlerse internet kafeler kapanmaya başlayacaklar” diyor. stanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, İstanbul’daki okullarda “Şiddeti Önleme ve Azaltma Eylem Planı’’nı uygulamaya başladıklarına dikkat çekerek bu konuda aldıkları önlemleri şöyle anlattı: “Çocukları toplayıp fikirlerini aldım, onlara değer verdim. Onların da fikir üretebileceğini, birilerine güvenebileceğini, sportif faaliyetlere yönelmelerini sağladım. Doğru ya da yanlış fikirlerini özgürce yansıtmalarını istedim. Kültürel ve sportif faaliyetler, çocukları özbenliğine kavuşturdu. Okul müdürleri akıllı davranırlar, öğretmenler doğru düşünürlerse internet kafeler kapanmaya başlayacaklar. Okulların tümünde 40 bin civarında bilgisayar var, o zaman varsın okullardaki bilgisayar odalarının adları da ‘internet kafe’ olsun. içinde kendi özgürlüklerinin bittiği yerde başkalarının özgürlüğünün başladığının bilinciyle öğretim görsünler. Türkiye’de ilk defa ceketi kaldıran okul müdürüyüm. Mayıs ve haziran ayında İstanbul’daki tüm Özer. öğrenciler giysinler tişörtlerini. 21. yüzyılda kılık kıyafetle değerlendirme yapılmamalı. Çocukların yiyeceğe, giyeceğe, korunmaya ve kesintisiz sevgi akışına ihtiyaçları vardır. Psikolojik sorunların nedeni hayatımızın ilk birkaç yılıyla ilgili olabilir. Çocukları sevelim, onlara değer verelim, onları küçümsemeyelim.’’ “D ŞİDDET DALGASI Okullarda şiddet olayları gün geçtikçe artıyor. Uzmanlar, şiddeti özendiren, yücelten bir ortamda yetişen çocukların şiddete yönelme olasılığının arttığına işaret ediyor. Ailelerin çocuklarıyla ilgilenmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, şiddet dalgasının toplumun tümünü etkisi altına alma tehlikesiyle karşı karşıya olunduğu uyarısında bulunuyor. Sağlık meslek örgütleri şiddete başvurma yaşının düştüğüne dikkat çekti: Daha geniş bir salgının ilk belirtisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tıp camiası son dönemde şiddete başvurma yaşının giderek düştüğüne işaret ederek şiddet içerikli yayınların toplumun en hassas kesimi olan çocuklar ve gençler üzerinde onarılamaz izler bıraktığının altını çizdi. Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Psikiyatri, Türk Nöropsikiyatri, Türk Psikologlar, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı ile Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı dernekleri tarafından “gençlerin şiddete yönelme’’ nedenlerine ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, şu anda sadece çocuk ve gençlerle ilgili konuşulan şiddetin tüm toplumu etkisi altına almak üzere olan daha geniş bir salgının ilk belirtisi kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Şiddeti T ürk Tabipleri Birliği, Türkiye Psikiyatri, Türk Nöropsikiyatri, Türk Psikologlar, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı ile Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı dernekleri tarafından yapılan açıklamada, şiddeti özendiren, yücelten bir ortamda yetişen çocukların şiddete yönelme olasılığının arttığı vurgulandı. özendiren, yücelten bir ortamda yetişen çocukların şiddete yönelme olasılığının arttığı vurgulayan açıklamada, “Gençlik toplumun laboratuvarıdır. Bir dalga, toplumu etkisi altına almaya başlamışsa genelde ilk tepki gençlerde ortaya çıkar. Son dönemde giderek düşen şiddet kullanma yaşı, okullarda yaşanan sorunlar ve Hrant Dink cinayeti, bizi toplumumuzu saran bu dalga üzerine düşünmeye itmelidir’’ denildi. üzerinde düzeltilemez etkiler yarattığının altı çizildi. Gençler ve çocuklar arasında çok popüler olduğu ifade edilen “Kurtlar Vadisi’’ dizisinin tekrar yayına başlayacağının duyurulduğu anımsatılarak bu tür dizilerin iletişim ve sorun çözme aracı olarak şiddeti yücelttiği belirtildi. Açıklamada, “Toplumun ruh sağlığını korumak ve şiddetin yaygınlaşmasını önlemek adına bu tür yaklaşımlarla mücadelenin ve ilgili yasal düzenlemenin ivedilikle ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Biz her türlü desteği vermeye hazırız’’ denildi. Sağlık meslek örgütlerinin açıklamasında insana, doğaya ve tarihe karşı saygı, hoşgörü, dayanışma, paylaşma gibi değerlerin güvenli bir yaşamın temel taşları olduğunu unutmamak ve yaşamın temelini korumanın gerektiği vurgulandı. ‘AİLE EĞİTİMİ KURUMSALLAŞMALI’ 3. önemli faktör medya. Dizileriyle, tercihleriyle, prime time programlarıyla şiddeti özendiriyor. Son olarak da çocukların kişisel özellikleri. Ruhsal hastalığı olan çocuklar var. Farkında değiliz. Psikiyatra başvuran sayısı, başvurması gerekenin yüzde 1’i bile değil. Depresyonlu olan var, şizoid yapıda olan var, kişilik bozukluğu olanlar var. Psikiyatrik tarama gerekiyor. Karşıt gelme bozukluğu var. Mutlak olarak okulda aile eğitimi kurumsallaştırılmalı. Ailelerin çocuklar gibi öğretilmesi gerekli. Öğretmenlerin de eğitimi gerekli...’’ SÜRECEK 491 SPOR KULÜBÜ Spor kulüpleri kurduk. İstanbul’daki 2 bin 582 okulda 4 spor kulübü vardı. Şimdi bu sayı 491’e çıktı. Kız futbol takımları kuruldu. Çocuklar bunlara sahip olunca sokaktaki faaliyetlere yönlenmesi yüzde 75 oranında okul içine döndü. Çocuklara, gençlere saygı gösterelim. Öğrenciler, okullarda askeri disiplin olmamak kaydıyla saygı ve sevgi çemberi ‘KURTLAR VADİSİ’ TEPKİSİ Televizyon ve sinemalarda gösterilen şiddet dozu yüksek film ve dizilerin en sadık izleyicileri arasında çocuk ve gençlerin geldiğine dikkat çekilen açıklamada, şiddetin, toplumun en kırılgan ve en kolay etkilenebilir kesimlerini oluşturan çocuk ve gençler CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle