10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ Vatan kelimesi sadece bir toprak parçasını ifade etmez. Vatanın maddi ve manevi anlamları vardır. Vatanın maddi unsuru belli bir toprağı ifade ederken manevi unsuru birlikte yaşama iradesi, kardeşlik, fedakârlık, sahiplenme duygusu ve sadakattir. Vatanseverliği, serseri bir sokak hareketi olarak görmek ve onlarla eşdeğer kabul etmek ciddi bir haksızlıktır. Çünkü gerçek anlamda vatanseverlik, medeni ve yüksek seviyeli insanların söz sahibi olduğu bir millet ve memleket davası olarak algılanmalıdır. Vatansever ve gerçek Türk milliyetçilerinin önündeki en önemli örnek Atamızın bize vasiyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinen; Türk Milleti’nin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini taşıyan; Türk olmanın şerefini hisseden; milletinin menfaatini kendi çıkarlarından üstün tutan; aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu; devletimize karşı sorumluluklarının bilincinde olan; hür ve bilimsel düşünceyi savunan; tarihini çok iyi bilen, ancak yüzü her zaman ileriye dönük insanlar olmamızdır. 9 Gelecek nesilleri Atatürkçülükle bütünleştirmek yurtseverlerin üstleneceği en büyük görevdir Bir memleket davası A ynı ülkede yaşayan, aynı devlete mensup olan, aynı değerleri paylaşan etnik topluluklar arasında ortak payda, kanaatimce vatanseverliktir. Vatanseverlik sosyolojik bir olgu olduğu gibi, aynı zamanda duygusal bir olgudur. Sevgi her insanda bulunan üstün bir değerdir. İnsanların sevgisi, vatan sevgisi noktasında birleşirse, sağlam bir temel ve bütünlük ortaya çıkmış olur. Gandi’nin “İnsanı Vatanseverlik” olarak isimlendirdiği bir sözünü de burada ifade etmeden geçemeyeceğim. “Bana göre vatanseverlik ve insanlık aynı ve bir şeydir. Ben insan ve insaniyetçi olduğum için vatanseverim. Biri ötekine mani değildir. Hatta birbirini tamamlar.” Vatan kelimesi sadece bir toprak parçasını ifade etmez. Bildiğiniz gibi, vatanın maddi ve manevi anlamları vardır. Vatanın maddi unsuru belli bir toprağı ifade ederken, manevi unsuru birlikte yaşama iradesi, kardeşlik, fedakârlık, sahiplenme duygusu ve sadakattir. Bir ülkedeki insanlar geçmişlerine ve geleceklerine sahip çıkarak; eşitlik, kardeşlik, fedakârlık, sahiplenme ve sadakat duyguları ile dolu bir şekilde yaşayabiliyorlarsa, zincirin halkaları gibi aynı güçte ve eşitlikte bulunuyorlarsa buna, “vatanseverlik” denir. Vatanseverlik bu nitelik ve içeriği ile birleştiricilik görevini yerine getirir. Bu nedenle vatanseverlik ortak payda olarak kullanılabilecek yegâne değerdir. H IRSINA YENİLMEDİ Başarılarını ulusuna mal etmişti T miz Cumhuriyetimiz olacaktır. Gelecek nesilleri, Türk Milleti’nin varlığının temeli olan Atatürkçülükte bütünleştirmek, gençlere milli ahlakı aşılamak ve Atatürkçülüğü bir bütün olarak, en doğru ve saf hali ile öğretmek vatanseverlerin üstlendiği büyük bir görevdir. Bu görevi yerine getirebilmek için, öncelikle gerçek bir vatanseverin ve Türk milliyetçisinin sahip olması gereken özellikleri kazanmak mecburiyetindeyiz. ürkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk vatanseverliği ve milliyetperverliği ile tüm dünyaya ve Türk Milleti’ne örnek olmuş bir insandır. Son derece mütevazı bir kişiliğe sahip olan Atatürk, kendisinin sahip olduğu üstün özelliklerini hep milletinin kendisine kazandırdığı özellikler olarak görmüştür. Aynı şekilde kazanılan zaferleri ve elde edilen başarıları da hep milleti ile birlikte gerçekleştirdiğinin bilincinde olmuş, bunları daima milletine mal etmiştir. Konuşmalarında ve yazılarında bu noktanın altını önemle çizmiştir. Atatürk’teki vatan kavramını en yakın bilen Afet İnan’ın konuya ilişkin makalesinden bir bölümü hatırlatmakta yarar görüyorum: “Mustafa Kemal için, vatan toprakları korunurken, hayat feda etmenin fiili örnekleri gözleri önünde cereyan etmişti. Nice vatan evladının harp meydanlarındaki ölüm iniltilerini O, kulaklarıyla işitmişti. Devlet sınırlarını terk etmenin acısını büyük hüzünle görmüştü. V ATANSEVERLİĞE YAPILAN HAKSIZLIK Farklılıkları bünyesinde birleştiren ulusalcılık, tabiidir ki bizler için her şeyden önce vatanseverliktir; ancak şuurlu ve sorumlu bir vatanseverlik. Vatanseverlik, elbette heyecanlı bir duygudur. Bu olmaksızın millet inşası imkânsızdır. Ancak, bundan da ibaret değildir. Vatanseverlik, zihni ve vicdani muhakeme gerektiren tarihi ve coğrafi bir değerdir. Vatan sevmenin sorumluluğu, icap ederse uğruna ölümü göze almaktan öteye, vatanı mamur, milleti müreffeh hale getirebilmek için daha çok yaşamak olmalıdır. Milli zenginlikleri, milli değerleri evrensel normlara dönüştürebilmek vatanseverliğin en büyük ödülüdür. Vatanseverliği, usulsüzlüğün ve kuralsızlığın egemen olduğu bir ortamda serseri bir sokak hareketi olarak görmek ve onlarla eşdeğer kabul etmek ciddi bir haksızlıktır. Çünkü gerçek anlamda vatanseverlik, medeni ve yüksek seviyeli insanların söz sahibi olduğu bir millet ve memleket davası olarak algılanmalıdır. V ATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ T ÜRK MİLLETİNİN BİRİNCİ VAZİFESİ Her karış toprağı şehit kanları ile sulanmış, asırlar boyunca şanlı tarihimize ev sahipliği yapmış olan vatanımız her vatandaş için kutsal olmalıdır. Çeşitli zorluklar ve fedakârlıklar sonucu kazanılan Kurtuluş Savaşı ile Büyük Atatürk bize, üzerinde özgürce yaşadığımız bir vatan bırakmıştır. Bu vatanın korunması tüm Türk Milleti’nin birinci vazifesidir. Bu nedenle iç ve dış düşmana karşı gereken önlemlerin, her türlü askeri ve güvenlik tedbirinin alınmış olması vatanımızın geleceği için son derece önemlidir. Ancak vatanın korunmasında askeri tedbirler kadar önemli olan bir başka alan daha vardır ki bu alanda tüm Türk milleti sorumluluk üstlenmelidir. Bu da, vatanın birlik ve bütünlüğünün korunmasında verilecek fikri mücadeledir. A TATÜRK’ÜN GÖSTERDİĞİ YOL Atatürk ilkelerinin ana öğesi, vatanın bölünmez bütünlüğüdür. Vatanın bütünlüğü, devletin fiziksel yapısını meydana getiren ulusun birliğini, bütünlüğünü ve bölünmezliğini ifade eder. Atatürk hiçbir zaman vatanı milletten ayrı düşünmemiştir. Milletin üzerinde yaşadığı vatan, bir bütündür, kutsaldır. Atatürk’ün vatanın bağımsızlığı ve bölünmezliği ilkesi, Amasya Genelgesi’nde “Ya istiklal ya ölüm”, Erzurum Kongresi’nde, “Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür” şeklinde ifade edilmiştir. Sıvas Kongresi’nde de aynen kabul edilerek, Misakı Milli ile milletçe uygulanan bir politika halini almıştır. Misakı Milli ve Kuvayı Milliye ruhu ile Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, hem siyasi yapılanma hem de insan unsuru bakımından üniter devlet temel niteliğiyle oluşturulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir, diğer bir deyişle, kendi bünyesinde farklı kanunların geçerli olduğu, farklı yönetim bölgeleri yoktur. Federatif yapılar yoktur. TBMM’nin yetkisi tüm Türkiye topraklarını kapsar ve her Türk vatandaşı bu topraklar üzerinde eşit muamele görür. Söz konusu üniter devlet yapısı, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün ve iç huzurunun teminatıdır. Üniter devlet yapımızın temelinde ise Atatürk’ün bizlere gösterdiği milliyetçilik anlayışı ve Misakı Milli ile çizilen vatan sınırları vardır. Yüzlerce yıldır birlikte yaşayarak, uğrunda birlikte ölerek vatan haline getirdiğimiz aziz yurdumuz ise milletimizin her bireyi için canından daha değerlidir. Balkan Harbi sırasında, Trablusgarp’a dönüşünde, Mısır’a geldiği vakit, Makedonya’nın düşman eline düştüğü haberini almıştı. Bu haberlerden en büyük acıyı hissettiğini daima söylerdi. Doğduğu, büyüdüğü ve inkılap fikirlerini beslediği şehir (Selanik) için, hayatının sonuna kadar hasret çekmiştir. En canlı hatıraları, çocukluğunun masum olayları, gençliğinin en ateşli anıları o muhitte geçmişti. Atatürk, hisleriyle, hatıralarıyla daima bu şehrin bir çocuğu idi; en çok anlatmasını sevdiği hatıraları hep o muhit içinde geçenlere ait olurdu. Zafer neşesi, Başkumandan’ı, istila hırsı ve hisleriyle hareket ettirmemişti. O; ‘Milli hudutlar dahilinde vatan bir bütündür’ cümlesini (23 Temmuz 1919) Erzurum Kongresi’nde tespit etmiş bulunuyordu. Misakı Milli ile tayin edilmiş olan bu Türk vatanını, düşman istilasından kurtarmak gayesiyle vatan evlatlarının kanı dökülmüştü. Atatürk’te vatan fikri böyle şekillenmiş ve bugünkü vatanımızın her bir sınırında harp etmiş bir insanın görgüsü ve kuvvetiyle, Türk için bir vatan bütünlüğü tespit etmişti. Devlet reisi olarak Atatürk, bu vatanı ‘Hiçbir kayıt ve şart altında ayrılık kabul etmez bir kül’ olarak Türk milletine emanet etti. S ELANİK HASRETİ Vatansever ve gerçek Türk milliyetçilerinin önündeki en önemli örnek Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu nedenle, ideal vatansever ve milliyetçi insanın nasıl olması gerektiğini belirlerken, Atatürk’ün üstün ahlakı ve kahramanlıklarla dolu yaşamı bize yol göstermiştir. Atamızın bize vasiyeti, Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinen; Türk Milleti’nin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini taşıyan; Türk olmanın şerefini hisseden; milletinin menfaatini kendi çıkarlarından üstün tutan; aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu; devletimize karşı sorumluluklarının bilincinde olan; hür ve bilimsel düşünceyi savunan; tarihini çok iyi bilen, ancak yüzü her zaman ileriye dönük insanlar olmamızdır. Atatürk, kendi gösterdiği yolda ilerlerken bazı engellerle karşılaşabileceğimizi, ancak vatan sevgisiyle, dürüstlükle, çalışkanlıkla tüm bu zorlukların üstesinden gelebileceğimizi söylemiştir. Gerçek vatanseverlerin ve Atatürk milliyetçilerinin üstlendiği sorumluluk büyük, izlediği yol ise çeşitli zorluklarla doludur. Ancak Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinen kişilerin yolu her zaman bu ilkelerle aydınlanacak, vatan ve millet sevgisi cesaretlerini pekiştirecektir. Bizim de gelecek kuşaklara bırakacağımız en önemli miras, Büyük Atatürk’ün izinde yücelttiği Ben, sen yerine “biz” atanseverlik nasıl geliştirilmelidir sorusunun cevabını vermek mecburiyetindeyiz. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bu konu hakkındaki bir sözünü öncelikle ifade etmek istiyorum: “Çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel; Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.” Daha ayrıntılı ve bilimsel bir zeminde konuya açıklık getirmek gerekirse, vatan sevgisi için şu temel özelliklerin insanlara kazandırılması gerekmektedir. Öncelik sırasına göre insanların kazanması istenen özellikleri: İnsan olma bilinci Aile olma bilinci Sorumluluk bilinci Vatan bilinci Hakkaniyet bilinci Özgürlük bilinci Doğa ve çevre bilincidir. Birey önce insan olmanın ne demek olduğunu, kendi yaşamını, ailesini, diğer insanlarla ilişkilerini, mesleğini, sorumluluğunu, yaşamını yöneten temel değerleri anlamlandırmaya başlayacak ve bu anlamlandırma içinde bir yurttaş olarak neler yap V ATAN TOPRAĞI KUTSALDIR V ması gerektiğini görecektir. Bu değişim dışarıdan bir otoriterin “Sen böyle olacaksın” demesiyle değil, “Benim böyle olmam gerekir” biçiminde olacaktır. Diğer bir deyişle dışardan değil, içten güdümlü bir değişim süreci yaşanacaktır. Bütün bu açıklamalardan sonra vatanseverlik duygularının geliştirilmesi için aşağıda belirttiğim noktalar üzerinde durulmasında fayda görüyorum. İnsanların paradigmalarını anlamaya ve belirlemeye çalışmalıyız. Grup ilişkilerinde BEN ya da SEN paradigması yerine BİZ paradigmasını oluşturmalıyız. Gerçek anlamda davranış değişikliği yaratmak istiyorsak öncelikle paradigma değişikliği ile başlamalıyız. Belirli algılama zeminleri ile karşınıza gelen insanlarda öncelikle zeminde değişiklikler oluşturmalıyız. Zemin değişikliği için her şeyden önce insanların iç dünyasına ulaşmaya gayret etmeliyiz. İnsanlarla ilişkilerimizi korku kültürü yerine değerler kültürü ile kurmaya çalışmalıyız. Davranış değişikliğine gönüllü olmalarını sağlamalıyız. Atatürk, kendi zamanında yaşayan ve milletleri için imparatorluklar peşinde koşan, devlet ve hükümet reislerinin ideallerini asla benimsemedi. Hayaller kurmadı ve böyle hayal olabilecek fikirleri hiçbir zaman bizlere telkin etmedi. Sınırlarını, en son Türk nesillerinin kanlarıyla yoğurup çizdiği bir Türk vatanında, O, vatan mefhumunu manalandırdı. O, bir ölüm haberi karşısında, yurt toprağına şu sözleri bana yazdırmıştı: (1930) ‘Yurt toprağı, sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk milletini edebi hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın. Türk toprağı sen, seni seven Türk milletinin mezarı değilsin. Türk milleti için yaratıcılığını göster.’ Atatürk bu düşünceleri ile yurt toprağına, kutsi hürriyetini verirken onun yaratıcılık ve hayatiyet kavramları üzerinde duruyor. İşte Türk gençliği, Atatürk’ün sınırlandırdığı bu vatan toprakları kutsaldır, onun üzerinde dost elleri sıkılır, fakat düşman ayaklarını bastırmamaya azimli olduğumuzu, bütün dünya bilir.” SÜRECEK CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle