10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Büyükanıt’ın ‘Terör örgütünü Kürt liderler destekliyor’ sözleri, gözleri yeniden sınır güvenliğine çevirdi 9 Irak’taki ortam PKK’ye yarıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın PKK’ye C4 patlayıcılarını Kuzey Irak’taki Talabani ve Barzani’nin verdiği uyarısı, gözleri yeniden TürkiyeIrak sınırı güvenliği ve örgütün silahlandırılması konusuna çevirdi. PKK militanlarında ele geçirilen çok sayıda silah ve patlayıcının ABD menşeili olduğu saptanırken, son olarak örgütün Türkiye’ye 750 kilogram C4 ve Stinger füzesi soktuğu iddia edilmiş ve bu yalanlanmamıştı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, ABD temaslarının ardından düzenlediği basın toplantısında, PKK ile Kuzey Irak’taki Kürdistan Yurtsever Birliği ve Kürdistan Demokrat Partisi yöneticilerinin PKK ile silah ilişkilerine işaret ederken, terörle mücadele konusunda bu gruplarla konuşmayacağını net bir şekilde ortaya koydu. PKK’nin elinde tonlarca TNT PKK ile Kuzey Irak’taki gruplar arasındaki patlayıcı ilişkisi birçok kez belirlenmişti. Son olarak aralık ayında, Türkiye’ye 750 kilogram C4 patlayıcı ile 5 adet Stinger füzesinin girdiği bilgisine ulaşılmıştı. Buna göre, silahları taşıyan minibüs Afyon’a ulaşıncaya kadar 4 kez plakasını değiştirdi. Konaklamanın ardından silah yüklü aracın İstanbul’a ulaştığı saptanmıştı. Gazetelere de yansıyan bu bilgiler yalanlanmamıştı. Terör örgütünün sürekli olarak silah yenileme faaliyetlerine yöneldiği saptaması güvenlik birimlerinin raporlarına yansımıştı. PKK’nin elinde tonlarca TNT, binlerce ma yın ve füze bulunduğu yönünde bilgilere de ulaşılmıştı. Örgütün elinde bulunan silahlar arasında RPG roketatarlarının da olduğu biliniyor. PKK’nin elindeki silahların ABD menşeili oldukları açıklanmıştı. Türk ve Amerikan istihbarat birimlerinin araştırmaları, Amerikalıların birçok “kayıp silahının” da PKK’nin eline geçtiğini doğrulamıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü de teröristlere yönelik operasyonlarda ele geçirilen patlayıcıların menşeini araştırmıştı. C4 ve A4 olarak bilinen patlayıcıların seri ve üretim numaralarından, Portekiz yapımı olduğu anlaşılmıştı. Portekiz’in patlayıcıları Irak’a, İran’la 7 yıl süren savaş sırasında sattığı belirlendi. Irak’ta yaşanan kaotik ortamdan yararlanan terör örgütlerinin depolardaki patlayıcılara ulaştıkları tahmin ediliyor. Terör örgütünün kullandığı patlayıcılar arasında TNT’de bulunuyor. Ancak, TNT patlayıcısına ulaşılması, ticari amaçla satışı yapıldığı için zor olmuyor. Büyükanıt’ın dikkat çektiği çok güçlü patlayıcı olarak bilinen C4’ler piyasadan temin edilebilecek nitelik taşımıyor. Ancak ordularda bulunabilecek türden patlayıcılar kategorisinde değerlendiriliyor. Sınırda yapılan operasyonlarda ele geçirilen teröristlerde özellikle Irak işgalinin ardından fazlaca C4 patlayıcısının çıkması dikkat çekiyor. Sınırda ele geçirilen teröristlerin sırt çantlarında C4’ler bulunmuştu. Irak Savunma Bakanlığı’ndan da geçen yıl 5 ton C4 patlayıcısı çalınmıştı. Patlayıcıların Irak genelinde faaliyet gösteren terör unsurları ile PKK tarafından Türkiye’de kullanılabileceği endişesi gündeme gelmişti. Em. Org. Dr. Edip Başer: 1 Mart tezkeresinin geçmemesi bir hataydı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Dr. Edip Başer, 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemesini “hata” olarak nitelendirdi. Irak fotoğrafında Türkiye’nin olmamasını tezkere konusuna bağlayan Başer, Irak’ın bölünmesinin Türkiye’ye Musul ve Kerkük’te hak iddiasını gündeme getireceğini söyledi. Bir soru üzerine Başer’in, ABD’nin Türkiye’ye saldırmayacağını söylemesi salonda konuşmalara neden oldu. Kemalist ulusalcılığa öykünen bir siyasi hareket olarak bilinen Irak Baas hareketini “baskıcı” diye yorumlaması da dikkat çekici bulundu. nelik olumsuz hareketler içinde olmayacağını açıklaması, salonda çuval olayıyla ilgili fısıldaşmalara ve tepkilere yol açtı. Amerika’nın Adana Başkonsolosu Eric Green’in, Başer’in Amerika ve İsrail’le ilgili konuşmalarını not etmesi ise dikkat çeken bir başka nokta oldu. CHP’Lİ ÖZYÜREK: AKP sakıncalı bir yola giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamalarıyla Irak’ta devlet politikasının takipçisi olduğunu ifade ettiğini söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ da Kürt liderlerin PKK’yi koz olarak kullandığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu oyuna düştüğünü, Büyükanıt’ın ise “Bu oyuna gelmeyelim” dediğini vurguladı. CHP’li milletvekilleri, hükümet ile Genelkurmay Başkanı arasında Kuzey Irak ile ilgili görüş ayrılığını değerlendirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özyürek, Türkiye’nin devlet olarak Irak’ta kırmızı çizgileri olduğunu, ancak AKP’nin bunları ortadan kaldırdığını söyledi. Özyürek, “Artık Kuzey Irak’ta bir devlet kurulmuş ve Sayın Başbakan da bu devlet yetkilileriyle ben temas ederim, görüşürüm noktasına gelmiştir” dedi. Gül: Hiç kimse silahıyla konuşmak istemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kuzey Irak’taki Kürt grupların liderleriyle görüşülmesine karşı çıkan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yanıt verdi. Gül, “Askerin konuşacağı konular vardır, askerin konuşması gereken yer vardır. Asker silahı ile zaten konuşur. Ama ondan önce tabii ki siyasetin yapacağı işler vardır. Hiç kimse silahı ile konuşmak istemez” dedi. Başbakan Erdoğan’ın ‘’Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir’’ açıklamasının yarattığı tartışma sürerken Gül, ABD’de bulunan Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’a yanıt verdi. Gül, Ortadoğu’daki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere Suudi Arabistan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklama yaptı. Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi ile görüşülüp görüşülmeyeceğine dair çeşitli kesimlerden yapılan açıklamalar anımsatılarak bu konuda devlet kurumları arasında görüş ayrılığının olup olmadığının sorulması üzerine Gül, şunları kaydetti: “Bunlar doğru şeyler değil. Hep söylediğimiz gibi Irak’ta olup bitenler sadece Iraklıların değil, komşularının da çok önemli meselesidir. Türkiye söz konusu olduğunda bunun birkaç boyutu vardır; terör boyutu vardır, Irak’taki boşluktan dolayı Irak’ın kuzeyine maalesef teröristler yerleşmiştir. Ayrıca Irak’ın bütünlüğü söz konusudur, bu bizi yakından ilgilendirmektedir. Dolayısıyla biz Irak’a gözümüzü kapayamayız.” Gül, Irak’ın istikrara kavuşması için başından beri Irak’taki bütün gruplarla yakın görüşme içinde olduklarını da belirtirken, buna devam edeceklerini söyledi. Gül, “Çünkü arzumuz oradaki işleri doğru istikamete sevk etmek ve bunda etkin şekilde rol almaktır” dedi. Gül, isim vermeden Orgeneral Büyükanıt’ın açıklamalarına şöyle yanıt verdi: “Şüphesiz ki siyasi konular vardır, bunlar siyasi kararlar gerektirir. Diplomatik konular vardır, askeri konular vardır. Bunlar farklı farklı şeylerdir. Askerin konuşacağı konular vardır, askerin konuşması gereken yer vardır. Asker silahı ile zaten konuşur. Ama ondan önce tabii ki siyasetin yapacağı işler vardır. Hiç kimse silahı ile konuşmak istemez. Ama o noktaya gelmemek için de siyasetçinin, diplomatın yapacağı işler vardır. Dolayısıyla bunları farklı farklı şekilde yorumlamayın, bunların hepsi aslında aynı istikamettedir ve bunları bir bütünün parçası şeklinde alın. Yoksa bunlardan polemik çıkartılmaya çalışılırsa çok büyük yanlış yapılır.” ‘Siyasi iktidarlar hatalı’ Bölünen bir Irak’ın Türkiye’ye Musul ve Kerkük’te hak iddiasını gündeme getireceğini söyleyen Başer, Irak’ta geçmiş dönemdeki siyasi iktidarların hataları bulunduğunu vurguladı. Irak politikasında yapılan hataların bedelinin bugünlerde ödendiğine dikkat çeken Başer, bir soru üzerine “1 Mart tezkeresi eğer TBMM’den geçseydi, bugün Irak’ta yaşanan gelişmeler de yaşanmazdı. Tezkerenin geçmemesi Irak’ta Kürt grupların ‘bağımsız devlet’ söylemlerine etki etmiştir. Bugün maalesef Irak fotoğrafında Türkiye yer almıyor. Bölünen bir Irak içinde Türkiye’ye Musul ve Kerkük için hak iddiası ortaya çıkar” değerlendirmesini yaptı. ‘Politikaları hayali’ Çukurova Genç İşadamları Derneği (ÇUGİAD) tarafından düzenlenen “Irak’ta Son Gelişmeler ve Türkiye” konulu panelde konuşan Başer, ABD’nin Irak’a yönelik son askeri müdahalesinin amaçları arasında sayılan “Bölge ülkelerine demokrasi getirme” politikasının “hayali” olduğunu söyledi. Ulusalcı Baas Hareketi’ni eleştiren Başer’in, Amerika’nın Türkiye’ye yö U Z M A N L A R U YA R D I ‘Hükümet kırmızı çizgileri unuttu’ Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarıyla devlet politikasının takipçisi olduğunu ifade ettiğini anlatan Özyürek, ancak hükümetin kırmızı çizgileri unuttuğunu söyledi. Özyürek, “Bir ülkenin genelkurmay başkanı ve başbakanı bu kadar temel bir konuda farklı düşünüyorsa orada bir çelişki vardır. Ve orada devlet kurumları arasında bir uyumdan bahsedilemez” diye konuştu. Elekdağ da Erdoğan’ın yaklaşımını çok sakıncalı bulduğunu, hükümetin Irak’ın toprak bütünlüğüne ilişkin politikayla ters düştüğünü söyledi. Elekdağ, “Bu şekilde Kuzey Irak’taki Kürt yönetimini Bağdat’tan ayrı olarak değerlendirmiş olursunuz. Kürt yönetimini bağımsız olarak kabul etmek durumuna düşersiniz. Başbakan’ın tutumu bu yönden çok sakattır” dedi. DSP LİDERİ SEZER: Danışman aracılığıyla politika yürütülmez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, hükümetin dış politikada izlediği tutumu eleştirerek “Sayın Başbakan bir yerden bir yere giderken uçakta aklına geleni söyleyiveriyor. Türkiye’nin politikası da bu oluyor’’ dedi. DSP tarafından gerçekleştirilecek Emek Kurultayı öncesinde Kızılcahamam’da düzenlenen hazırlık toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sezer, hükümetin Irak politikasıyla ilgili bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gerekirse Barzani ile görüşürüm’’ demesiyle Türkiye’nin elini zayıflattığını söyledi. Barzani’nin bir süredir açık şekilde Türkiye’yi tehdit eden bir tutum içinde olduğunu belirtti. Türkiye’nin bir Irak politikasının bulunmadığını dile getiren Sezer, şöyle konuştu: “Sayın Başbakan bir yerden bir yere giderken uçakta aklına geleni söyleyiveriyor. Türkiye’nin politikası da bu oluyor. AB öncelikli konumuzdu, ondan kopartıldık, büyük sıkıntılar yaşadık. Şimdi birinci önceliği Kuzey Irak, Sayın Başbakan’ın. ‘Eyvah’ diyorum, ‘Kuzey Irak’ta da Türkiye adına olumsuz gelişmeler olacak’ diyorum. Çünkü neresi Başbakan’ın öncelikli hedefi oluyorsa biz orada yara alıyor, zarar görüyoruz.’’ Sezer, Başbakan’ın başından beri dış politikada tümüyle yanlış adımlar attığını söyleyerek, bu durumun Türkiye’yi sonu belirsiz bir karanlığa sürüklediğini söyledi. Başbakan’ın çok önemli görüşmelerini resmi görevliler olmadan yaptığını belirten Sezer, “Başbakan kerameti kendinden menkul birtakım danışmanları aracılığıyla dış politikayı sürdürmeye çalışıyor. Önemli ülkelerin büyükelçileriyle o fındıkçı danışmanını görüştürerek, devlet kararları güya oluşturuluyor. Gerçekten devlet gelenek ve ciddiyetine uymayan bir tavır içinde Sayın Başbakan’’ diye konuştu. ‘Türkiye sıkıntı çeker’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın PKK ile mücadele ve Kerkük konularında Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Lideri Mesud Barzani’yi muhatap alması durumunda, TürkiyeIrak ilişkilerinin yanı sıra Bağdat hükümeti de zarar görecek. Kürtleri hâkimiyet altında tutmak isteyen merkezi hükümet, kendisine destek veren Türkiye’nin de politika değiştirmesiyle birlikte büyük sıkıntı içine girecek. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Ercan Çitlioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konumu itibarıyla Irak’taki tek muhatabının Nuri el Maliki olduğuna dikkat çekerken “Sayın Başbakan, Kürt yönetiminin başkanı olan biriyle eşit statüde değildir. Dolayısıyla böyle bir görüşme Barzani’ye inanılmaz bir prestij ve statü artışı sağlar” diye konuştu. Doğrudan temasın Türkiye’nin şimdiye kadar izlediği Irak politikasıyla da çelişeceğine işaret eden Çitlioğlu, “Eğer Kürt yönetimiyle bir ilişki kurulmasında yarar görülüyorsa, ki temasın Başbakan değil çok daha aşağı seviyede bir yetkiliyle gerçekleşmesi gerekir, bu Türkiye’nin şimdiye kadar izlediği Irak’ın üniter yapısının korunması politikasının tamamen karşısında yer alır” değerlendirmesini yaptı. Irak Uzmanı Nihat Ali Özcan ise Barzani ile görüşülmesi olasılığına karşı en büyük sıkıntının devlet kurumları arasında bir politika uzlaşısı gerçekleştirilememiş olması olduğunu söyledi. Hükümetin kafasına göre adımlar atması durumunda “Irak politikasında büyük krizlerin gerçekleşebileceğini” ifade etti. Kürtlerin, Başbakan’ın bu söylemiyle Türkiye’nin içinde bir çatlak oluşturma hedeflerine de ulaştığını anlatan Özcan, “Kürtler için bu çok iyi bir şey. Türkiye’nin içinde çatlak oluşturmaktan memnunlar ve bundan sonuna kadar faydalanacaklar. Hem Irak içinde hem de Türkiye’de...” dedi. KÜRDİSTAN DEMOKRATİK PARTİSİ LİDERİ, PKK MİLİTANLARINI PEŞMERGE ORDUSUNA ALIYOR Barzani, örgüte destek veriyor MAHMUT GÜRER ‘Başbakan oyuna düşüyor’ ABD’nin PKK sorununu Kuzey Irak ve Kürt liderlere havale etmek ve bunu da Türkiye’ye dayatmak istediğini kaydeden Elekdağ, şu görüşleri dile getirdi: “Sayın Başbakan da bu dayatmaya direnemeyerek kapıyı Kürt yöneticilere açık bırakıyor. Peki Kürt liderler ne istiyor? Bağımsızlıklarını ilan etmeleri konusunda PKK’yi Türkiye’ye karşı koz olarak kullanmak istiyorlar. Yani Türkiye’nin bağımsız Kürt devletini tanıması karşılığında PKK’yi tasfiye edecekler. Başbakan oyuna düşüyor, Büyükanıt da ‘Bu oyuna gelmeyelim’ diyor.” ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına olumlu yanıt veren Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani, Irak’ın kuzeyinde PKK’yi açıkça desteklemekten kaçınmıyor. Barzani, peşmerge ordusuna katılan PKK’lilere 200’er doların üzerinde para veriyor. Barzani’nin PKK ve PJAK’a mühimmat desteği sağladığı da belirtiliyor. İstihbarat kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Barzani Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK’ye karşı mücadele etmekten çok, terör örgütü mensuplarını peşmergelerin arasına çekmeye çalışıyor. Bu nedenle, örgüte katılanlara Irak şartlarında oldukça yüksek miktarlarda para veriliyor. PKK’den ay rılarak peşmergelere katılmaları karşılığında evli olan militanlara 250 dolar, bekârlara ise 200 dolar ücret verildiği ifade ediliyor. Bunun yanı sıra raporlarda Barzani’nin, Türkiye’ye iade edilebilmek için kendisine başvuruda bulunan PKK militanlarını da iade etmeyerek peşmerge ordusuna kattığı belirtiliyor. Barzani yönetiminin PKK’ye ücret karşılığında mühimmat yardımı yaptığı da biliniyor. Örgütün silahlarının büyük bölümünü bu yolla sağladığı Ankara tarafından da saptanmış durumda. Siyasi destek de var Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi kendi kontrolünde olan Kerkük, Musul, Erbil, Selahaddin gibi kentlerdeki PKK bürolarına da dokunmuyor. Buradaki büroların kapatılmasını Irak merkezi hükümetinin istemesine karşın Kürt yönetimi tarafından herhangi bir adım atılmaması dikkat çekiyor. Kuzey Irak’ın çeşitli kentlerinde de PKK tarafından açılan Abdullah Öcalan Kültür Merkezleri bulunuyor. Bağdat’taki merkezin kapatılmış olmasına karşın, Kürt bölgesindeki mezkezler halen aktif... Barzani geçen ay, ABD’nin PKK ile Mücadele Koordinatörü Joseph Ralston ile yaptığı görüşmede, PKK sorununun çözümü için Türkiye’nin “genel af” çıkarması gerektiğini iletmiş, Türkiye ise bu duruma sert tepki göstermişti. Barzani daha önce de, PKK’lilere af çıkarılması durumunda sorunun ortadan kalkacağını öne süren açıklamalar yapmıştı. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle