Katalog

SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA 14 Sesler üzerinde deneme ? Kültür Servisi Sinemanın dâhi çocuğu Fatih Akın cumar KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Yerebatan’da Rimbaud akşamı ? Kültür Servisi “Yerebatan Şiir Akşamları” 29 Latinamor Dans Gecesi ? Kültür Servisi Eğitmenler Kerimcan (Dj Jan) ve Seçil eşliğinde düzenlenen Latinamor Dans Gecesi, dansseverlerle buluşuyor. Gösteri, 27 Aralık Perşembe akşamı saat 21.30’da Caddebostan Hoops’ta izlenebilir. (0 216 3636 08 08) DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ tesi akşamı “yönetmen” değil “müzisyen” kimliğiyle sanatseverlerin karşısına çıkacak. Akın, hip hop’u anlatım aracı olarak kullandığı kendine has müziğiyle Babylon’da saat 20.30’da gösterisini “No Compromise Club” olarak niteliyor. (www.babylon.com.tr ) Aralık Cumartesi akşamı Fransa’nın dünya modern şiirine öncülük etmiş en önemli şairlerinden Arthur Rimbaud’yu konuk ediyor. Program Arthur Rimbaud’nun modern şiire yaptığı katkı üzerine yapılacak bir konuşmayla başlayacak. Şairin şiirleri Murat Bavli ve Ali Çalışır tarafından yorumlanacak. Nâzım Hikmet’in Yeni Bir Şiiri Yarın çıkacak “Sözcükler” dergisinin yeni sayısında büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in bugüne dek hiç yayımlanmamış yeni bir şiiri yer alıyor. “Dört Güvercin” adlı şiiri, şairin el yazısıyla eşi Piraye’den kalan belgeler arasında bulduk. Şiirin üzerinde yazılış yeri ve tarihi de bulunuyor: “İstanbul Tevkifhanesi, 1938.” 1938 yılı şairin 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldığı tarihtir. İstanbul Tevkifhanesi de bu yargılamalar sırasında kaldığı cezaevlerinden biri. Şair bu şiirinde “mapusane yalağı”na konan dört güvercinle, onları izleyen dört insanı kıyaslayarak içinde bulunduğu ruh durumuna ilişkin ipuçları veriyor. ??? Nâzım Hikmet, kuşkusuz üzerinde en çok çalışılan, araştırma yapılan şairlerimizin başında geliyor. Sağlığında şiirlerinin pek çoğunun yayımlanamamış olması, hapishanelere, farklı ülkelere dağılmış hayatı, yapıtlarının bir araya getirilmesinde engelleyici rol oynadı. Önce Memet Fuat, 1960’ların ikinci yarısında, annesi Piraye’nin özenle koruduğu “Dört Hapishaneden”, “Memleketimden İnsan Manzaraları”, “Saat 2122 Şiirleri” gibi ünlü kitapları yayımladı. Yine aynı yıllarda Ekber Babayev, Bulgaristan’da şairin bütün eserlerini Türkçe olarak yayıma hazırladı. Ancak bu basımda da pek çok eksik ve hatalar vardı. Sözgelimi, “Memleketimden İnsan Manzaraları”, Türkiye’deki basımdan alındığından yasal zorunluluklar nedeniyle çıkarılmış bölümlerden yoksun olarak basılmıştı. 1970’lerde Asım Bezirci, Cem Yayınevi için ilk kez Bütün Şiirleri derlemesini sekiz kitapta tamamladı. Bu derlemenin bir özelliği de Asım Bezirci’nin kitabın sonuna eklediği notlarda, her şiirin o güne dek nerelerde, hangi farklılıklarla yayımlanmış olduğunu belirtmesiydi. Asım Bezirci’nin bu derlemeyi hazırlarken nasıl şiirlerin elyazmalarını ellerinde bulunduranların peşinde koştuğunu; Beyazıt’taki Devlet Kitaplığı’nda eski yılların gazetelerini, dergilerini günlerce, aylarca nasıl taradığını; Moskova’daki Nâzım Hikmet Arşivi’ndeki çalışmalarını bugünkü gibi anımsıyorum. 1980’lerde Adam Yayınevi’nde yeniden Bütün Eserleri yayıma hazırlanırken bu kez Asım Bezirci ile Memet Fuat birlikte çalıştılar. Dosyaları Asım Bezirci hazırlayıp getiriyor, Memet Fuat da onlara son biçimini veriyordu. Bu derlemeye, şairin şiirlerinin yanı sıra, oyunları, romanları, öyküleri, çevirileri, gazete yazıları, konuşmaları da katılarak toplam 26 kitaplık bir bütünlüğe ulaşıldı. Bugüne gelindiğinde artık elimizde eksiksize yakın bir toplamın olduğunu söyleyebiliriz. Ama yine de yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi gün yüzüne çıkmamış yeni ürünlerle karşılaşmak da her zaman olası. Kimi zaman çok yakınımızda, kimi zaman uzaklarda bir ülkede... Piraye’den kalan belgeler arasında, şairin birer deftere elyazısıyla yazmaya başlayıp yarıda bıraktığı üç ayrı romana da rastladık. Bu ürünlerin de kısa sürede yayımlanacağını umuyoruz. ??? Bu arada 24 Aralık günlü “Vatan” gazetesinin internet sitesinde yayımlanan Nâzım Hikmet’le ilgili bir haberi de düzeltmek gerekiyor: Haberde şöyle deniyor: “Nâzım Hikmet’in Türkiye’yi terk etmeden kasede alınan bir ayrılık şiiri ilk kez yayınlandı. Oda TV, Nâzım Hikmet’in daha önce yayınlanmayan bir şiirini gün yüzüne çıkardı. Nâzım bu şiiri Türkiye’yi terk etmeden evvel gazeteci Hıfzı Topuz vasıtasıyla kendi sesinden kayda aldırır.” Sözü edilen şiir, “Ayrılık demir çubuk gibi sallanıyor havada” dizesiyle başlayan başlıksız bir şiir. Daha önce yayımlanmamış olduğu doğru değil, çünkü şairin “Son Şiirleri” adlı kitabında yer alıyor. Şiirin altında yazılış tarihi ve yeri de var: “6 Haziran 1960 BerlinMoskova uçak.” Bu tarih ve yer haberdeki öteki bilgiyi de yalanlıyor: Yani şiirin Nâzım Hikmet’in Türkiye’yi terk ettiği 1951’den önce yazılmış olması da olanaksız. Haberdeki tek doğru: Şiirin Hıfzı Topuz’un kasedine okunmuş olabileceği. Bu olayın da 1962’de şairin Paris’i ziyareti sırasında gerçekleştiğini söyleyip son yanlışı da düzeltmiş olalım. Kısacık bir haberde bu kadar çok yanlışı bir arada yapabilmek de gazetecilik mesleğinin günümüzdeki görünümü üstüne düşündürücü bir örnek. [email protected] Bedri Baykam, ‘Efsanenin Yüzyılı’ adlı sergisinde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tarihine eğiliyor Takım ruhunu yaşatmak SELCEN AKSEL Bedri Baykam’ın ‘Efsanenin Yüzyılı’ adını verdiği, Fenerbahçe Spor Kulübü’ün tarihini ve ruhunu yansıttığı sergisi Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın ardından Piramid Sanat’ta... Baykam, bir taraftar, sporla yakından ilgili biri ve sanatçı olarak Fenerbahçe’nin 100. kuruluş yıldönümüne adadığı yapıtlarında aslında bir tarihe eğiliyor. Taraftarlığı çok küçük yaşlara dayanıyor, hatta “daha dokuz yaşındayken iki üç okuyucusu da olsa bir Fenerbahçe dergisi çıkarıyor.’’ Radyolu günleri, Halit Kıvanç’ın sesinden maç dinlediği günleri de anımsıyor. Ama o günden bugüne değişen çok şey var. Sergisinde sanatının incelikleriyle, ülke tarihinden bir kesite tanıklık anlamına gelen bir kulüp tarihinde, dünle bugünü buluşturuyor. Baykam’ın son on yıllık döneminden farklı teknikleri kullandığı bir sergi bu. Foto pentür işler, tuval üzerine çalışmalar ve üç boyutlu çalışmalar yan yana... Kulübün 100 yıllık tarihinden bugünün ünlü adlarına dek birçok isim de yapıtlarında bir arada. Bu, takımın ruhunu yansıtmanın önemli bir parçası, özellikle “ilk günlerdeki aleve ve ruha dikkat çekmenin bir yolu’’ onun için. Sanatçı, üç boyutlu işlerinin “bu tarihin derinliğini yakalamak isterken’’ ortaya çıktığını söylüyor, katmanlar halindeki çalışmalarının, üç boyutlu çalışmalarla bir üst noktaya taşındığını da... Sözü ülkemizde futbolun ilk yıllarından bugüne getiriyoruz. Söyleyecek çok şeyi var. Çamurlu sahaları, yüzlerce milyar verilse de takımından ayrılmayacak futbolcuları konuşuyoruz. Kendisini Fenerbahçe tarihinde nelerin etkilediğini sorduğumuzda, Kurtuluş Savaşı’na destek veren ve işgal günlerinde, Lozan görüşmeleri sürerken İngiliz takımını yenen takımı anlatıyor. Ve diyor ki ‘’Belki de bu başarı, bugün Şampiyonlar Ligi’nde elde edi lecek olandan bile daha değerli”. Baykam’a göre, “futbol Türkiye’nin evrensel yaşama açılışının bir simgesi, bütünleştirici bir unsur ve bu yüzden ona siyasilerin halkı yutmak için kullandıkları bir araç olarak bakılmamalı’’. Tabii, halk futbolda yaşadıkları haksızlığa verdiği tepkiyi, sosyal ve siyasi bir gelişmede de göstermeli ve gerektiğinde bu hatırlatılmalı. Kulübün tüm üyeleriyle nasıl bir kimlik sergilemesi gerekiyor, geçmişten bugüne taraftar ve onlar açısından olumsuz anlamda değişen bir şeyler oldu mu, diye sorduğumuzda, geçmiş günlerde genel olarak spora egemen olan idealizmden söz ediyor Baykam. Vurgulamak istediği bir nokta da, başlangıçta başka illerden de iddialı takımların çıkmış olduğu ve onların da şampiyonluklarının bulunduğu... Serginin kitabında da 1922’den başlayan bir listeye yer veriyor bu nedenle. Onlar birer öncü çünkü. Saldırgan taraftarlığın aslında sporun ruhuna aykırı olduğunu belitiyor Baykam. “Gerektiğinde karşı takımı alkışlamak gerek, güvenilir olmak gerek’’ diyor. Geçmişten bugüne tanıdığı efsane isimlerin saygın kişiliklerinden, eski futbolcuların maç sonrası buluşmalarından, ezeli rakiplerin taraftarlarının yan yana oturup maçı izlediklerinden söz ediyor. “Paranın her şey olmadığı o günlerden bir şeylerin yaşaması gerek, bir güzel hareketin, ömür boyu hatırlanacak bir centilmenlik jestinin peşinde koşuyor olmamız gerek. İsterim ki bütün o uluslararası transferlere, evrensel futbolun gerçeklerine rağmen takımların en az yarısı ülkemizin çocukları olsun. Bu sergi biraz da bunun için’’ diyor Baykam. Ve ekliyor: “Bunlar futbolun aslında çok derin bir insan kültürü ve hümanizmadan geldiğini, insanın en içgüdüsel, ama en insancıl değerleriyle iç içe olduğunu gösteriyor.’’ PİYANİST YEŞİM ALKAYA YENER: ‘Say ülkesine dönmemeyi düşünmedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın sınıf arkadaşı olan ve tıpkı Say gibi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda, “Özel Yetenekli Çocuklar” statüsünde eğitim gören Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeşim Alkaya Yener, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Say ile birlikte aynı konservatuvarı bitirip yurtdışına çıktıklarını anlattı. Ünlü piyanistin yurtdışında kaldığı süre içinde, ülkesine sayısız başarılar kazandırdığını vurgulayan Yener, Say’ın sözlerinin bazı basın yayın organlarında çarpıtılarak aktarıldığını belirtti. Yener sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben yurtdışından ülkeme döndüm ve konservatuvarda piyano öğretim üyesi olarak görev aldım. Say da en az benim kadar yurtdışında kaldı, sayısız başarılar kazandı ve hiçbir zaman ülkesine dönmemeyi düşünmedi. Aksine turnelerinden fırsat buldukça Türkiye’yi il il dolaşarak halkımıza klasik Batı müziğini tanıtmaya ve sevdirmeye çalıştı. Say, uluslararası ünlü bir piyanist ve bestecidir. Olağandışı bir sanatçıdır. Her sanatçı gibi ülkesiyle ilgili bir konuda eleştiride bulunması ve tavır koyması olasıdır. Bazı kişiler ve birtakım basın mensuplarının bu nedenle Say’a hakaret etmesini doğru bulmuyorum. Unutulmamalıdır ki, sanatçısına saygı göstermeyen bir ülke asla çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamaz.” İSMET İNÖNÜ ANILIYOR Dogadin bu hafta İDSO’nun konuğu Kültür Servisi Rusların önde gelen genç kuşak kemancılarından Sergei Dogadin, bu hafta İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın konuğu olacak. Burak Tüzün yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, 28 Aralık Cuma saat 19.30’da ve 29 Aralık Cumartesi 11.00’de vereceği iki konserle ölümünün 34. yılında İsmet İnönü’yü anıyor. Konserde keman edebiyatının başyapıtlarından biri kabul edilen Jean Sibelius’un Keman Konçertosu, genç kuşak bestecilerimizden Barış Perker’in Kırmızı Gölge’nin Sesi ve Georgy Sviridov’un Kar Fırtınası adlı yapıtları seslendirilecek. “Kar Fırtınası”, Puşkin öyküsü üzerine müzikli bir betimleme. İsmet İnönü’yü 25 Aralık 1973’te kaybetmiştik. Klasik müziğe düşkünlüğü ile tanınan İnönü, ölümünden bu yana pek çok konserle anıldı. (0 212 243 10 68 ) Serginin teması ‘temas’ Kültür Servisi İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı ile Fotoğraf ve Video Bölümleri Yılsonu Öğrenci Sergisi “Track 07” cuma günü saat 19.30’da Santralistanbul’da açılıyor. Öğrencilerinin geçen yıl içinde ürettiği işlerden geniş bir seçkinin izlenebileceği sergi, 10 Mart 2008’e kadar açık kalacak. Track sergisinin bu yılki teması “Temas” (Taction) olarak belirlendi. MUĞLA 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006/1253 Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Tapu Kaydı: IMuğla İli, Merkez Sarnıç Köyü, Akbük Mevkii, 162 ada, 10 parselinde kayıtlı 1150,69 m2 miktarlı tarla vasfında taşınmaz. IIMuğla İli, Merkez İlçe, Emirbeyazıt Mahallesi, Recai Güreli Mevkii, 26 pafta, 361 ada, 104 parselinde kayıtlı 1/294 arsa paylı, 9,66 m2 miktarlı, 36 No’lu bağımsız bölüm. İmar Durumu: I sıra No’lu taşınmaz Muğla İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nün 12.4.2007 tarih ve 25865724 sayılı yazısında anılan taşınmazın plansız alanda ve birinci derecede sit alanında kaldığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 5.11.1999 gün ve 659 sayılı ilke kararı gereği bu alanlarda yapılaşma izni verilemediği belirtilmiştir. Bu nedenle söz konusu taşınmazda yapı yapma izni bulunmamaktadır. Keşif günü itibarıyla söz konusu taşınmazda yapı ve değerini etkileyecek ağaç bulunmamaktadır. AkbükÖren yoluna cephelidir. Arazi yüzeyi düz ve kuru tarım yapmaya elverişlidir. Pınaraltı Restaurant alanına sınırı vardır. II sıra No’lu taşınmaz 104 parsel tapu kayıtlarında “kâgir apartman ve arsa” cinsinde ve 1076,85 m2 olarak kayıtlıdır. Bu taşınmaz üzerinde betonarme olarak inşa edilen Özalp Apartmanı ve arkasında garaj olarak yapılan yapılar mevcuttur. Bu apartmanda kat mülkiyeti kurulmuştur. Tapu kayıtlarında 36 No’lu bağımsız bölüm Özalp Apartmanı bahçesinde garaj olarak yapılmıştır. Keşif günü itibariyle kaba inşaatı tamamlanmış olup, ince sıvası yapılarak bırakılmıştır. Betonarme ve asma katlı olarak yapılmıştır. Ancak garajın asma katın ön cephesinde kısmen yıkım yapılmıştır. Zeminde 2.80m2 X 3.45m2=9.66 m2 olarak inşa edilmiş olup, yüksekliği zeminden 4.80 m’dir. Tapu Kaydında Varsa Mükellefiyet: I No’lu taşınmaz üzerinde Karel AŞ lehine 25.000,00 YTL, II No’lu taşınmaz üzerinde Karer AŞ lehine 40.000,00 YTL tutarında ipotek mevcuttur. Takdir Olunan Kıymeti: I sıra No’lu satışa konu taşınmazın değeri 30.000,00 YTL olarak takdir edilmiştir. II sıra No’lu satışa konu taşınmazın değeri 4.727,36 YTL olarak takdir edilmiştir. 1 I sıra No ile belirtilen taşınmazın satışı 5.2.2008 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar Muğla 2. İcra Müdürlüğü’nde, II sıra No ile belirtilen taşınmazın satışı 5.12.2008 günü saat 14.20’den 14.30’a kadar Muğla 2. İcra Müdürlüğü’nde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla, I sıra No ile belirtilen taşınmazın satışı 15.2.2008 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar Muğla 2. İcra Müdürlüğü’nde, II sıra No ile belirtilen taşınmazın satış 15.2.2008 günü saat 14.20’den 14.30’e kadar Muğla 2. İcra Müdürlüğü’nde, ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaktarı, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/1253 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 68626 DOSYA NO: 2007/89 İŞ Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı, satış şartları 1 Ankara ili Çankaya ilçesi Güven mahallesi Güneş sokak 10 kapı No’lu apartmanın bulunduğu yere rastlayan, imarın 2697 ada 49 parselini teşkil eden 680 m2 arsa üzerine inşa edilen 56/640 arsa paylı zemin kat 2 No’lu 4 oda salon, antre, mutfak, banyo WC, 140 m2 kullanım alanlı mesken vasıflı taşınmaz, 2 Ankara ili Çankaya ilçesi Güven mahallesi Meneviş sokak 81 kapı No’lu Serap Apartmanı’nın bulunduğu yere rastlayan, imarın 2861 ada 5 parselini teşkil eden 1000 m2 arsa üzerine inşa edilen 90/1400 arsa paylı 3. kat 15 No’lu 2 oda salon, antre, mutfak, banyo (banyo ile WC beraber kullanılan) ve 2 adet balkondan müteşekkil 86 m2 kullanım alanlı mesken vasıflı taşınmazlar hissedarlar arasındaki ortaklığın giderilmesi için açık arttırma suretiyle ayrı ayrı satılacaklardır. Gayrimenkullerin geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. ADA PARSEL BAĞIMSIZ BÖLÜM TAKDİR OLUNAN KIYMETİ KDV SATIŞ SAATİ 269749 Zemin kat 2 No’lu mesken 150.000,00.YTL %1 15,30 15,40 28615 3. Kat 15 No’lu mesken 100.000,00.YTL %1 15,4515,55 KDV alıcıya aittir. 1. Satış 12.02.2008 günü yukarıda yazılı saatlerde Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 22.02.2008 günü yukarıda yazılı saatlerde Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2. Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Tellaliye resmi, birikmiş emlak vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5. Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/89.İŞ sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 21.11.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 68661 ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI CUMHURİYET 14 K