24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2007 SALI 18 SPOR FeldkampHakanLincoln krizi sevgi ortamını dağıttı, takım ruhu kayboldu, Florya tesisleri ‘çiftliğe’ döndü G.Saraylı futbolcular arasında yaşanan gerginlik son maçlarda iyice ortaya çıktı. İşte Galatasaray gerçeği ARİF KIZILYALIN Ligin ilk 15 haftasında ezeli rakipleriyle Sıvasspor’un önünde liderliğini uzak ara sürdüren, ancak son dönemde yaşadığı inanılmaz puan kayıplarıyla devreyi ancak 3. sırada tamamlayabilen Galatasaray’daki “hızlı” düşüş, “sahipsizlikten” kaynaklanan disiplin kaybına bağlandı. Sezona Lincoln, Linderoth, Servet gibi flaş transferlerle girdikten sonra 21 kazanılan Beşiktaş derbisine kadar dışarıya karşı “kolej takımı” izlenimi veren SarıKırmızılı ekipteki iç huzursuzluk o maç öncesi Florya’da teknik direktör Karl Heinz Feldkamp, Hakan Şükür ve Lincoln arasında yaşanan krizle su yüzüne çıkmış, ancak sportif alandaki başarılı sonuçlar nedeniyle yönetim kurulu olayın üzerine gidememişti. O olay sonrası takım içinde başlayan gruplaşmalar, bazı maçlarda futbolcuların saha içinde “gırtlak gırtlağa kavga etmesine” kadar varırken Karl Heinz Feldkamp da futbolcular üzerindeki “otoritesini” yitirdiği için ilk günlerdeki heyecanını koruyamamıştı. Galatasaray’daki düşüşün en önemli gerekçelerinden biri takım içindeki bazı isimlere “öncelikli” davranılması. Schalke 04’ten büyük paralar ödenerek transfer edilen Lincoln’le İsveçli Tobias Linderoth’un, ağır antrenmanların önemli bölümüne katılmaması Hasan Şaş, Ümit Karan, Sabri, Uğur, Arda gibi eski oyuncularla Barış, Serkan, Mehmet Topal gibi gençlerin moralini bozdu. Dışarı karşı “Disiplinli Alman” izlenimi veren Karl Heinz Feldkamp’ın antrenmanlara çıkmayan ya da istediği gibi çalışmayan futbolculara sözünü dinletememesi de takım içindeki dengeleri sarsmaya yetti. Yine transfer taksiti dönemlerinde önceliğin Lincoln’e verilmesi, Hasan ve Ayhan’ın alacaklarının sürekli ötelenmesi de Florya’daki ayrıcalıklıların kanıtıydı. Galatasaray’daki gerileme döneminin başlangıcı olan Karl Heinz FeldkampHakan ŞükürCassio Lincoln kavgası ise Florya’daki disiplin rüzgârının ne kadar “göstermelik” estiğini kanıtlar gibiydi. Beşiktaş derbisi öncesi Brezilya’dan gelen arkadaşları ile Metin Oktay Tesisleri’nin bilardo salonunda gece 01.00’e kadar çaykahve içip sohbet eden Lincoln’le, o gece küçük kızı Sude’yi kampa getiren Hakan Şükür’ü kadro dışı bırakan Karl Heinz Feldkamp’a ilk günlerde herkes “ne disiplinli antrenör” diye yaklaştı. Ancak, 74 yaşındaki çalıştırıcının derbiler dahil hiçbir maç öncesi takımla birlikte tesiste kalmaması, maç günleri gecikmeli olarak tesislere gelmesi futbolcular arasında “Bizden disiplin istiyor, kendisi derbi sabahı eşiyle otelde kahvaltı yapıyor” türünde sızlanmalara neden oldu. Arda’ya kızdı, takımdan uzaklaştı Song’a kal baskısı Spor Servisi G.Saray’da ligin devre arasında Afrika Kupası’nda Kamerun ulusal takımı forması giyecek Song’la yönetici Haldun Üstünel’in bir görüşme yaptığı ve tecrübeli oyucunun sözleşmesini uzatmasını istediği kaydedildi. G.Saray’da Feldkamp’ın gribe yakalanarak 2 maça çıkmamasının ardında Arda polemiğinin olduğu belirtiliyor. Sıvasspor karşısında oyundan çıktıktan sonra Kalli’ye el kol hareketleri yapan ve Servet’le tartışan Arda’ya ceza verilmeyeceğini duyan, hatta bunun tartışılmayacağını bile öğrenen Alman teknik adamın duruma çok bozulduğu ifade ediliyor. Kalli’nin yöneticilere “21 yaşında bir oyuncuyu ben disipline edemezsem, kimse edemez” dediği ve sitemkâr olduğu sızan bilgiler arasında... Ayrıca yönetimin Arda’ya ceza verdiği, ancak bunun henüz kesinleşmediği vurgulandı. 1 milyon Avro alan Kalli’ye tepki var Yine, grip olduğu için Wien maçını otelde TV’den izleyen ve hastalığını bahane ederek OFTAŞ karşılaşmasının oynandığı gün Ankara yerine Almanya’daki çitfliğine giden Feldkamp bu davranışı ile tüm kredisini bitirdi. Birçok yöneticinin, “Almanya’ya uçabilen bir insan, Ankara’ya gider takımın başında sahaya çıkar. Emekli adama 1 milyon Avro da para verdiniz” diye görüş belirtmesi, Kalli ile yolların ayrılacağı sinyali olarak değerlendirildi. Futbolcuları sadece antrenmanda görüyor Feldkamp’ın antrenmanlar dışında takımdan uzak kalışı, Futbol AŞ Müdürü Adnan Sezgin’in menajerlik görevine sıcak bakmaması, menajer Mustafa Turgun’un da ağabeylik yapamaması futbolcularla teknik kadro arasındaki ipleri koparmıştı. Beşiktaş derbisi krizinde antrenör Ahmet Akcan’ı ‘ihbar eden kişi’ diye suçlayan futbolcular yaşanan bu başıboşluk nedeniyle kulübün tüm etik kurallarını altüst ettiler. Hasan Şaş’ın İstanbul Belediye maçında atılışı takım içindeki “disiplinsizlikler”in dışavurumu olarak gösteriliyor. Hasan’ı yakından tanıyan kişiler, “Hasan özü sözü aynı kişidir... ‘Ben 30’umda antrenmanlarda en çok koşan oyuncuysam bu G.Saray’a yazık’ dedikten sonra kırmızı kart görüyorsa, yönetim disiplin olayına bakmalı. Çünkü Hasan gençken 35’inde bile kaytarmayan Hagi’lerle, Popescu’larla antrenmana çıkardı” yorumunu yapıyor. POLAT FRENİ G.Saray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, Kalli için yapılan eleştirilerin haksız olduğunu belirterek, “Teknik direktör aramıyoruz” dedi. Teknik direktör Feldkamp ise “Türkiye’den ve G.Saray’dan kesinlikle kaçmadım. Takımımla daha yapacak çok şey var”diye konuştu. Ve değneksiz köy Florya Florya’daki başıboşluk nedeniyle Ayhan, Ümit Karan, Nonda gibi futbolcular, “takım ruhu” olayından uzaklaştı. Sonradan girdiği hemen her maçta gol atan Ümit Karan’ın takımın forvetsiz kaldığı günlerde bile ilk 11’de düşünülmemesi, “Kalli formayı adaletli dağıtmıyor” görüşünü doğrularken sakatlığı geçen birçok futbolcu da “İyi de olsak, sakat da olsak yüzümüze bakmıyor” diyerek son hafta maçlarında “isteksiz” davrandılar. Tıbben ciddi bir problemi olmayan Ümit’in OFTAŞ maçı öncesi “Nasılsa oynatmayacak. Dizim de ağrıyor” diyerek izin alması kafaları karıştırmıştı. 3 ay önce ciddi bir ameliyat geçiren başkan Özhan Canaydın’ın da disiplin konusuna el atmayışı, önceki yıllarda futbolcuları kontrol eden Fatih Gökşen’in küstürülmesi, Adnan Polat’ın “Takımın başında profesyoneller var” diyerek Florya’dan uzak duruşu, genç yönetici Haldun Üstünel’in de deneyimsizliği “değneksiz köy” Florya’daki disiplinin iyice bozulmasına neden oldu. Arda’ya Fiorentina kancası Sarı Kırmızılılarda Arda’yla Fiorentina’nın ilgilendiği bildirildi. İtalyan “Firenze Viola” spor kanalı Fiorentina’nın transfer için girişimlere başladığını iddia etti. Öte yandan Sarı Kırmızılıların A.Gücü’nün stoperi Emre Güngör’le büyük ölçüde anlaştığı kaydedildi. GÖRÜŞ/ HALİT DERİNGÖR Futbol Yaşamında Ömür Kısadır Bir futbolcunun futbol yaşamı çok kısadır. Gözünü kapayıp açıncaya kadar da geçer, gider... 1718 yaşında doğar, 25’ine kadar olgunlaşır. Bu sürede fiziki güç çok kuvvetlidir. Ama 30 yaşına gelince durum değişir. Alnına, “yaşlı” damgası vurulur... Sil silebilirsen. Bu evrede ağzı ile kuş tutsa yaranamaz... İyi oynadığında bir problem yoktur. Ama eğer kötü oynarsa “Adam artık yaşlanmış, içi geçmiş” derler… Derler de derler. Biz bu evrelerden geçtik. Yalnız Türkiye’de değil, sanırım dünyada da bu böyledir. Eğer böyle olmasaydı, Roberto Carlos, Hagi, Hooijdonk’un Türkiye’de ne işleri olabilirdi ki? Hakan Şükür’e gösterilen tepki de bu düşünceden kaynaklanıyor. Futbolda erken doğanlar olduğu gibi geç doğanlar da olabiliyor. Örneğin Fenerbahçe’yi sırtlayan Semih gibi. Futbol ömrünün dokuz yılı boşa geçti. Neredeyse futbol ömrünün sonuna yaklaşıyor. Şimdi kendisinden, genç futbolcu diye bahsediliyor. Ne kadar gariptir ki aslında Fenerbahçe’nin rakiplerini kıskandıracak güzellikte bir altyapısı var. Ama altyapının güzel olması yetmiyor. Buradan profesyonel takıma futbolcu yetişmesi gerek. Her şeyden önce de buna inanmak lazım. Modern tesislerin içinde eski futbolcular altyapıda görev almak için birbirleriyle yarışıyorlar. Aralarına bir ekmek kavgası var. Dışardan gelenleri pek barındırmıyorlar. Yıllar önce Fenerbahçe altyapı teknik direktörlüğüne Tamer Kaptan getirilmişti. Eğitici bir kişiydi. Ama Galatasaylıydı. Pek benimsenmedi. Zaten hiçbir Galatasaylı Fenerbahçe’de benimsenemez. Ama bu futbol adamı, altyapıda rasyonel çalıştı ve başta Semih olmak üzere birçok futbolcuyu da yetişdirdi. Ne var ki bunları bir türlü profesyonel kadroya alma imkânı olmadı. Çünkü Fenerbahçe, pahalı ve flaş transferlere alışıktı. Taraftar da artık buna şartlanmış durumda. Ucuz futbolcu Fenerbahçe’ye yakışmıyor. Fenerbahçe büyük bir kulüp ve her şeyi büyük oynar. Aslında 810 milyon Avro’ya alınan bir futbolcu yerine nasıl olur da yine astronomik aylık alan teknik direktörler Semih gibi genç futbolcuyu takıma koyarak sorumluluk alabilirdi. İşte bu düşünce Fenerbahçe’nin birçok genç futbolcuyu kaybetmesine neden oldu. Kimi başka klüplere gitti, kimi de kiralandı. Semih de İzmir’e kiralanmıştı. Ama yapamadı döndü. Birkaç yıl öncesine kadar maçın son on dakikası nöbetçi gibi oyuna giriyor ve de gol atıyordu. Kezman sakatlanınca da Semih’e büyük şans doğdu. Şansını iyi kullandı ve golleri sıralamaya başladı. Klas bir futbolcu mu? Değil, ama golcü futbolcu. Bu iki özelliği birbirinden ayırmak gerekir. Trilyonlar verilip getirilen santrforlardan daha golcü. Eski yıllarda Alman Milli Takım santroforu Müller de klas bir futbolcu değildi. Ama gol yeteneği vardı… Semih’in bu oyununun karşısında yıllar yılı golcü santrfor diye getirdiğimiz birtakım yabancı futbolculara ödenen milyon Avro’lara üzülmemek elde değil. Bu paralarla ülkeye bir elektrik santralı veya ikinci bir Şükrü Saracoğlu Stadı yapılabilirdi. eposta: halitderingor@hotmail.com www.halitderingor.net Beşiktaş, 3 bölgeye takviye yapmak için yurtdışında futbolcu arıyor PERDE ARKASI TUĞRUL YENİDOĞAN Transfer harekâtı hızlandı Spor Servisi Beşiktaş’ta transfer çalışmaları aralıksız devam ediyor. Diatta, Higuain ve Ricardinho ile yollarını aymayı düşünen Siyah – Beyazlılar hem savunmaya hem orta sahaya hem de forvete akviye yapmayı düşünüyor. Teknik menajer Sinan Engin ve Ertuğrul Sağlam’ın dün gece oynanan Saint EtiennePSG maçını izlediği belirtildi. Bu ikilinin Saint Etienne forması giyen Pascal Feindouno’yu beğendikleri ve Engin’in birkaç gün içinde Gineli oyuncunun kulübü ve menajeriyle masaya oturacağı öğrenildi. Feindouno, uzaktan çektiği etkili şutlar ve istikrarıyla tanınıyor. Siyah – Beyazlılar savunma transferi için rotayı İngiltere’ye çevirdi. Aston Villa forması giyen 30 yaşındaki Olof Mellberg’le ilgilendikleri vurgulandı. Deneyimli İsveçli oyuncu 2 sezondur Aston Villa’nın bütün maçlarında forma giydi. Beşiktaş’ın ayrıca CSKA Moskova’da forma giyen Caner’i kiralamak için harekete geçtiği de kaydedildi. AKP Yazar, FIFA Bozar… Yeni futbol yasasıyla ilgili FIFA Başkanı Blatter’in görüşlerini içeren mektup geçen hafta bakan Başesgioğlu’na ulaştı. Söz konusu mektubun birer kopyası bilgi olarak Şenes Erzik ve Haluk Ulusoy’a da gönderildi. İşin ilginç yanı, bir gece yarısı operasyonuyla Meclis gündemine alınan ve iktidar oylarıyla Meclis’ten geçirilen yasadaki bazı sakıncalara dikkat çeken ve düzeltilmesini isteyen bu mektubun gazetelerimizin çoğunda “FIFA genel kurula onay verdi. Yasayı beğendi. Teşekkür etti’’ gibi başlıklarla kamuoyuna duyurulmasıydı. Bu mektubu bu şekilde yorumlayan meslektaşlarımız ya okuduklarını anlamakta güçlük çekiyorlar ya da gazetelerinin birinci sayfalarındaki iktidar şakşakçılığı spor sayfalarına da bulaşmış olmalı. Blatter’in verdiği mesaj son derece açık: “Yürürlüğe giren yeni yasanın geçici 1. maddesinin (b) bendinde yer alan ve federasyon başkanlığı seçimlerinin yenilenip yenilenmeyeceğinin ad okunmak suretiyle yapılması öngören hükmün kabul edilemez olduğu’’ bildiriliyor. Yeni genel kurul delege yapısının belirlenmesi sırasında da Futbol Federasyonu’yla işbirliği yapılmasının gerektiğinin altı çizilip delege yapısını belirleyen 3813 sayılı yasanın 5. maddesinin değiştirilmesi tavsiye ediliyor. 2008’in ocak ayında bizzat FIFA Başkanı Blatter’in Türkiye’ye geleceği ve bu ziyaretten önce gerek genel kurul toplama, gerek statünün onaylanması üzerine bir girişimde bulunulmaması hatırlatılıyor. FIFA kibarca: “İktidar partisinin Türk futbolunun yönetimini ele geçirmek için, bilinçli bir şekilde yasanın içine yerleştirdiği, delege yapısını kendi matematiğine göre ayarlayan 5. maddenin ve demokrasinin temel prensipleriyle çelişen açık oylama gibi düzenlemelerin farkındayım, ısrarcı olursanız müdahale ederim’’ diyor. Gönderilen mesaj bu kez futbol genel kuruluna değil, doğrudan T.C. Bakanı’na hitaben kaleme alındığından, son derece diplomatik bir dil kullanılmış olması elbette ki mektubun bir “teşekkür mektubu” olduğu anlamına gelmiyor. Benim anlamadığım, medyasında ‘’Başbakan şu şahsa TFF Başkanlığını kabul etmesini önerdi’’, “Başbakan’la görüşen şu şahıs, TFF Başkanlığı için gerekli desteği aldı’’ başlıklarına sıkça rastlanan bir ülkede, siyasetin futbola bulaşmadığının hâlâ savunulabilmesi. Levent Bıçakcı, Kemal Ulusu, Halim Çorbalı, Ali Uras, Erdenay Oflaz, Cemal Saltık, Faik Gökay ve Abdullah Kiğılı gibi Türk futboluna yıllarını vermiş eski federasyon başkanlarının ‘’ileride kalabalık olur” gerekçesiyle delegelikleri ellerinden alınırken futbol topunu görse bomba zannedip karakola ihbar edebilecek kıvamda birçok siyasetçinin, “Belediye Kulübü yöneticisi’’ kimliği altında delegasyona dahil edilmesi. Ve tüm bu olan bitenin spor basınımızın büyükçe bir kısmı tarafından “FIFA da çok beğendi. Bakan Bey’e teşekkür etti. Türk futbolu sapına kadar özerkleşti’’ şeklinde kamuoyuna yutturulmaya çalışılması. Nereye kadar beyler, bu teslimiyetçilik nereye kadar? ERDOĞAN: BU KEZ DİKKATLİYİZ iyah – Beyazlıların dün yaptığı yönetim kurulu toplantısına teknik direktör Ertuğrul Sağlam ve menajer Sinan Engin de katıldı. Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Levent Erdoğan, Yıldırım Demirören başkanlığında geçen toplantıda Sağlam ve Engin’in transferlerle ilgili bilgi verdiğini söyledi. İkinci yarı için değerlendirme de yaptıklarının altını çizen Erdoğan, “Devre arası yapmayı düşündüğümüz transferler için acele etmiyoruz. Dikkatli davranıyoruz” ifadelerini kullandı. S Olof Mellberg Futbolcunun menajeri Tutumlu ile Başkan Yıldırım arasında gerginlik yaşandı F.Bahçe’de Aurelio tartışması Spor Servisi F.Bahçe ve ulusal takımın başarılı futbolcusu Mehmet Aurelio’nun Sarı Lacivertlilerden ayrılmak istediğini öne süren FIFA Menajeri Bayram Tutumlu bu konu nedeniyle Başkan Aziz Yıldırım’la tartıştıklarını açıkladı. Tutumlu, Aurelio’nun F.Bahçe’den ayrılmak istediğini ve Valencia’nın bu futbolcuya talip olduğunu söyledi. Tutumlu, Aurelio’nun sözleşmesinde “7 milyon doları getiren Aurelio’yu alır” maddesinin bulunduğunu ve özellikle İspanya’dan birkaç kulübün bu ücreti ödeyebileceğini öne sürdü. Ancak F.Bahçe kulübü Tutumlu’nun bu iddialarını yalanlayarak, Aurelio. Aurelio’nun sözleşmesinin sürdüğünü, 1 yıl da opsiyonlarının olduğunu vurguladı. Bu arada geçen sezonun sonunda sol dizinden ameliyat olan ve sahalara dönmek üzereyken bu kez de sol bacağında damar tıkanıklığı tespit edilen Appiah’ın durumunun bir hafta içinde netleşeceği öğrenildi. Ancak F.Bahçe yönetiminin Appiah’ın sahalara dönmesinin uzun bir süre alacağını düşünerek, Türkiye Futbol Federasyonu’na başvurup Ganalı oyuncunun yerine yeni bir yabancı transfer etme talebinde bulunacağı iddia edildi. Bu arada teknik direktör Zico, F.Bahçe’nin resmi internet sitesine yaptığı açıklamada “Ligin ilk yarısını iyi bitirdik. Dimdik ayaktayız. Koyduğumuz hedeflerin tümüne ulaştık” dedi. CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle