27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Hükümet, kaynak ihtiyacı için sigarada yine vergi ve fiyatı arttıracak. Gerekçesi: Tüketimi azaltmak 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Zammın yeni bahanesi sağlık Ekonomi Servisi Sigaraya kasım ayında yapılan zam sonrası yeni bir ÖTV zammı gündeme geldi. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Kazım Çalışkan, vergi ve fiyat arttırılarak tüketimin azaltılması için, sigaradan alınan özel tüketim vergisinin (ÖTV) yükseltilmesine yönelik çalışma yürüttüklerini bildirdi. Çalışkan, kurumun yetki alanındaki ürünlerin başta ÖTV olmak üzere vergilendirilmesi konusunda, Maliye Bakanlığı’na bundan sonra sektörel destek sağlayacaklarını belirtti. AA’nın ŞakaKaka Şehir Tiyatroları’na ihale ile tiyatro sanatçısı alınmasına yönelik soruya, sanatçı Cüneyt Türel’in ilk yanıtı “Herhalde şaka yapıyorsunuz” oldu. Olayın kendisi “kaka gibi bir şaka değil” gerçeğin ta kendisi idi. Gerçi Kamu Personel Yasası türünden kimi yasa değişikliklerinin ortaya çıkardığı kasıtsız bir durumdan söz edilmeye çalışıldı ama, sonuçta İstanbul Şehir Tiyatroları’na, bal gibi de “kelle” hesabı ile tiyatro sanatçısı, yardımcısı, figüran oyuncular alınacaktı. Bu iş, herkese açık hizmet alımı ihalesi ile yapılacaktı. Tiyatro sanatçılarını böylesine aşağılamaya nasıl cesaret edildiği sorgulaması yapıladursun, “aranan vasıfların” sayılmasının unutulmadığı ihalenin bendeki ilk çağrışımlarını sizlerle paylaşmak istedim... Önce, tarihimizde yeri olan, pazar yerlerinde yapılmış cariye satışlarının filmlere konu olmuş kareleri gözümün önüne geldi; onlar için de gözle görülebilen özellikler önemli idi elbet. Yine de bir insan, fiyat biçilerek açık arttırma ile satılır, sahibini bulurdu. Ülkemizde hâlâ geçerliliği olan, üstelik on binler, yüz binlerle kelle başı sayılarak gözlerden uzak satılanlarımız da var. Çağdaş köleler, tarım işçileri... Üstüne üstük bu satışlara vilayet yönetimleri katılarak resmiyet kazandırılır; tarım yörelerimizde valilikler, kaymakamlıkların arabuluculuğunda, işçi sendikaları biçimsel suç ortaklığına katılarak, marabalar (kelle başı insan satışına aracı olanlar) ile çiftlik sahipleri arasında her yaz başı sıkı bir pazarlık masasına oturulur. Tarım işçisinin o yılki kelle başı fiyatı, ücreti belirlenir, el sıkışılır. Ondan sonrasında marabalar köylerden erkekkadınçocuk işçileri kamyonların arkalarına yükleyerek çalışacakları tarlalar yakınına taşırlar. Günlük çalışacak insan sayısını sağlamak, gereken ürünün işçiliğini yaptırmak sorumluluğu onlara aittir. Kelle başı üretimin karşılığı para tarım işçisinin kendisine değil, aracı marabaya teslim edilir. Masraflarını, kârını çıkararak kalanını işçi aile reisine teslim etmek onun bileceği, insafına kalmış bir iştir. Bu çağdışı, çağdaş kölelik düzenine hukuksal olmasa da meşruluk kazandırma işine yıllardır akıl sır erdiremez, kendimce eleştirerek karşı durmaya çalışırken, açık arttırma, ihale yöntemi ile tiyatro sanatçısı almayı akıl eden kafalara nasıl akıl sır erdirebiliriz? Tarlada kelle başı sayılan, günlük üretime katkısı ile ölçülen, insan olmaları, iradeleri sayılmayan çağdaş köleler tarım işçileri ile tiyatro sanatçılarının ortak niteliklerinin insan olduğunu düşünmüş, keşfetmiş olabilirler. Gerçi mesleki icraları (işlerini yapabilmeleri), üretimleri arasında epeyce nitelik farkı var. Anlamlı ölçeklerde üst düzeyde özel eğitim, yetenek gerekiyor.. ??? Gelecek kuşakların eğitiminde, dinsel inanç donanımı dışında kalan her alanı, hele de sanatı düşman bellemiş, hafife alan, daha doğrusu tehdit olarak algılayan bir siyasal örgütlenme, toplumsal yapılanma, cepheleşme, iktidarı ele geçirme söz konusu olduğunda, kasıtlı olmasa da işte böyle çarpıcı, garabet, dünyada örneği, uygulaması bulunmayan, akıl edilemeyecek sonuçlar da ortaya çıkabiliyor... Taze haberler arasında vardı. Milli Eğitim Bakanlığı Fazıl Say’ı öncelikle iftira, suç saydıkları açıklamaları ile ilişkili dava etmekten vazgeçmiş. Doğrusu Bakan Çelik’in davadan vazgeçtikleri açıklamasına siyaseten üzüldüğümü söylemeliyim. Yargılamanın gereği Milli Eğitim Bakanlığı’nın kimi sanata düşman, laikliğe aykırı dinsel eğitim uygulamaları dava dosyalarına girer, resmen belgelenmiş olurdu. Kamuoyunda da tartışma sürer, kamuoyu olup biteni daha bir sağlıklı sorgulama olanağına kavuşabilirdi. Davadan vazgeçme bana göre, Fazıl Say’ın evrensel sanatçı kimliğine saygı duyma, eleştiriye hoşgörünün ötesinde, olup bitenleri kamuoyunun gündeminden düşürme taktiği anlamına geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Kubilay, Menemen olaylarına ilişkin olayına ilişkin “öfkesine yenik düşmüş insanlar” yorumlaması da şaka gibi, zamanlaması şansız bir açıklama. Genelkurmay’ın arşiv belgelerinin açıklanacağı, Menemen olaylarının gerçeklerinin ortaya çıkacağı hesaplanmamış olmalı. Genelkurmay’ın internet sitesinde yer alan arşiv bilgi, belgeleri, İstanbul’da yaşayan, 20 bin müridi olan Nakşi Şeyhi Esat’a bağlı İbrahim Hoca’nın olayları yönlendirdiğini, eylemin bilinçli planlandığını ortaya koyuyor.. İsterseniz bir de bir önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer’in Menemen olaylarına ilişkin açıklama, anayasa hukukçusu gözü ile yorumlamalarına bir göz atın. Farkın farkına varın.. soner@cumhuriyet.com.tr aynak yaratmak için zamlara sarılan hükümetin sigara zammı için bu seferki bahanesi ise sağlık için tüketimin azaltılması. Aylardır bekletilen elektrik ve doğalgaz zammı için son haftaya girildi. Elektriğe yüzde 15, doğalgaza ise yüzde 10 oranında zam yapılması bekleniyor. K Elektriğe yüzde 15 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’ndan elektriğe zam kararı çıktı. Toplantı sonrası açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, elektrik fiyatlarına konutlarda yüzde 15, sanayide ise yüzde 10 oranında zam yapılmasına ilişkin kararnamenin Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını söyledi. Çiçek, zammın “zorunluluktan kaynaklandığını” kaydetti. haberine göre tütün mamullerinin hangi modellerle vergilendirilebileceği yolunda alternatif çalışmalar yaptıklarını kaydeden Çalışkan, sektörün vergi artışlarını, fiyatlara yansıtmaması konusunda da şu değerlendirmede bulundu: “Böyle komiklik olmaz. Vergi artışı, sektöre bağlı zamlar, şunlar, bunlar... Ben bunları pek tasvip etmiyorum. Devlet, egemen erk olarak vergisini koyar, iste yen artışını yapar, isteyen yapmaz.” Seçenekler değerlendiriliyor Eylem planında da yer alan düzenlemenin temel amacının, vergilerin ve sigaranın fiyatı arttırılarak tüketimin azaltılması olduğunu söyleyen Çalışkan, bunun Dünya Sağlık Örgütü’nün de öngördüğü önleyici tedbirler arasında yer aldığını ifade etti. Bu çerçevede TAPDK olarak, Maliye Bakanlığı’na alternatif öneriler sunacaklarını vurgulayan Çalışkan, “Biz modelimizi ortaya koyacağız. O modelin artılarını, eksilerini oturacağız, tartışacağız” dedi. Çalışkan, Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya genelindeki araştırmalarına göre, fiyatta reel yüzde 10’luk bir artışın, sigara tüketiminde, reel olarak yüzde 4’lük bir azalma meydana getirdiğini anlattı. İ L K K E Z N OT A L D I Fitch’ten İş Yatırım’a ‘AAA’ Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, İş Yatırım Menkul Değerler’in uzun vadeli ulusal kredi notunu, durağan görünüm ile “AAA(tur)’’ olarak belirledi. İş Yatırım’dan yapılan yazılı açıklamada, şirket için ilk kez yapılan değerlendirmede belirlenen kredi derecelendirme notunun, şirketin ana ortağı durumundaki İş Bankası’nın kredi notu ile de paralellik taşıdığı kaydedildi. Açıklamaya göre İş Yatırım, halen İMKB’de işlem gören tek aracı kurum olmasının yanı sıra kredi derecelendirmesi de yapılan tek aracı kurum olma özelliği taşıyor. Açıklamada, İş Yatırım’ın 2007 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla İMKB’de işlem hacminde yüzde 6.3’lük pazar payıyla liderliğini devam ettirdiği belirtildi. 2 milyon çocuk ‘vuruldu’ Yardım örgütü UNICEF’e göre Irak’taki savaş nedeniyle çocuklar barınma, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Ekonomi Servisi Birleşce zorlaştı. 750 bin çocuk ilkokul eğitimini yarıda bımiş Milletler’e bağlı çocuklarakmak zorunda kaldı. ra yardım örgütü UNICEF, UNICEF’in Irak özel Irak’ta yaklaşık iki milyon çotemsilcisi Roger Wright, cuğun hastalık, yetersiz besIraklı çocukların bu yıl iki lenme, eğitimden mahrumiyet ateş arasında kaldığını beve şiddet riskiyle karşı karşıya lirterek, güvensizlik ortamı olduğunu açıkladı. ve zorunlu göçlerin vurduUNICEF, Iraklı çocukların ğu ülkede temel ihtiyaçları ülkenin içinde bulunduğu duelde etme imkânının azaldırum karşısında çok ağır bir beğını vurguladı. Ancak tüm del ödemeye devam ettiğini ve olumsuzluklara karşın, ör2007’de bu bedelin daha da güt bazı olumlu gelişmeleağırlaştığını söyledi. Irak’taki re de işaret etti. Şiddet olayşiddet eylemlerinde yüzlerce larında son aylarda görülen çocuğun öldüğü ya da yaraazalma sayesinde milyonlandığının sanıldığını belirten UNICEF, ölen ya da yarala Iraklı çocuklar, oyuncak silahı oyun arkadaşlarının kafasına doğrultuyor. (Fotoğraf: AP) larca çocuğun aşılandığını ve ülkeye daha fazla nanlardan daha fazlasının ise yardım ulaşacağı yöAilelerin şiddet olayları ya da evlerini terk etmek zorunda kalırailesinden birinin ölümüne ya da kaçırılmasına tanık olduğuna dik tehditler yüzünden göç etmesi so ken, çocukların sağlık ve eğitim nünde umutlarının arttığını nucu, ayda ortalama 25 bin çocuk hizmetlerine ulaşımı da son dere belirtti. kat çekti. 120 MİLYON DOLAR Koç Finansman’a yeni kaynak Ekonomi Servisi Koç Tüketici Finansmanı, uluslararası piyasalardan 120 milyon dolar tutarında “club loan’’ kredisi aldı. Şirketten borsaya gönderilen açıklamada, şirketin artan tüketici kredisi hacmini fonlamak ve borç portföyünü çeşitlendirmede kullanmak üzere uluslararası piyasalardan 120 milyon dolar tutarında “club loan’’ kredisi aldığı bildirildi. Açıklamada 12 bankanın oluşturduğu konsorsiyumdan sağlanan kredinin 1 yıl vadeli, vade sonu anaparafaiz ödemeli ve faizinin ise LIBOR artı yüzde 0.60 ve tüm katılımcı bankalara verilmek üzere düzenleme ücretinin yüzde 0.30 olarak belirlendiği belirtildi. Ülker’in satın aldığı dev markaya grup şirketlerinin ortaklığı gündemde Bisküvi de Godiva yolunda Ekonomi Servisi Ülker Bisküvi, ana hissedarı olan Yıldız Holding’in satın almak üzere anlaşma imzaladığı Godiva’ya belli bir oranda iştirak etmeyi değerlendirdiği açıklandı. Ülker Şirketler Topluluğu bünyesindeki Yıldız Holding’in, çikolata devi Godiva’yı 850 milyon dolara satın almasının ardından, Ülker Bisküvi AŞ’nin de Godiva’ya iştirakinin olup olmadığı kafaları karıştırdı. Bu karışıklık üzerine İMKB, Ülker Şirketler Topluluğu’ndan açıklama gelene kadar Ülker Bisküvi hisselerini işleme kapattı. Şirketten yapılan açıklamada ise anlaşmanın Yıldız Holding tarafından imzalanmış olduğu belirtilerek Ülker Bisküvi San. AŞ’nin anlaşmaya herhangi bir şekilde taraf olmadığı ancak önümüzdeki dönemde Godiva’ya belli bir oranda iştirak etme konusunun değerlendirildiği açıklandı. Şirketten açıklama yapılmasının ardından Ülker Bisküvi hisseleri işleme açıldı. Bilindiği gibi, Ülker Grubu’nun geçen hafta Campbell Soup şirketi bünyesindeki çikolata devi Godiva Şölen WalMart raflarında Gaziantepli çikolata üreticisi Şölen Çikolata, dünyanın en büyük perakende zinciri WalMart mağazalarına girdi. 95’e yakın ülkeye ihracat yapan Şölen Çikolata, 2007 yılının ikinci yarısında ürünlerini satmaya başladığı WalMart Brezilya mağazalarında büyük başarı sağladı. Kuzey Amerika’daki bütün WalMart mağazalarına girecek olan Şölen Çikolata, WalMart mağazalarındaki satışlarından 100 milyon dolar ciro hedefliyor. Şölen Çikolata Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban, bu yıl ayrıca Yunanistan, Suriye ve Vietnam’a ilk kez girdiklerini söyleyerek, “Bu yıl ihracatta 100 milyon doları aştık. Yıl sonu itibarıyla 220 milyon YTL ciroya ulaşacağız. Hem ihracatta hem yurtiçinde yüzde 25’ten fazla büyüdük” dedi. Ülker Bisküvi, Yıldız Holding’in 850 milyon dolara satın aldığı dev çikolata markasına ortaklığa hazırlanıyor. 4.2 MİLYAR DOLAR THY’de yeniden Ray dönemi Ekonomi Servisi Ray Sigorta, THY’nin 4.2 milyar dolar değerindeki filosunu Kasım 2008’e kadar sigortaladı. THY filosunu 19682004 yılları arasında kesintisiz teminat altına alan Ray Sigorta, üç yıl aradan sonra THY’yi yeniden sigortaladı. Sözleşme ile THY filosunun uğrayabileceği tüm fiziksel hasarların yanı sıra üçüncü şahıslar, yolcu, bagaj, kargo hasarlarına karşı mali sorumluluklar ile terörist faaliyet ve pilot lisans kaybı gibi riskler de teminat altına alındı. şirketini 850 milyon dolara satın alındığı açıklanmıştı. Dünyaca ünlü çikolata markasının bir Türk şirketi tarafından satın alınması yabancı basında geniş yer buldu. The Times olayı, “Belçika’nın 80 yıllık lezzeti Türk lokumunun diyarına taşındı” diye duyururken Financial Times gibi bir çok yabancı etkin gazete, Godiva’nın beklenen fiyatın altında satıldığı yorumunu yaptı. Finansal açıdan yapılan hesaplamalarda bu şirketin 1 milyar dolardan aşağıya satılmayacağı hesaplanıyordu. Ünlü yatırım bankası Lehman Brothers da anlaşmayı “Fiyat beklediğimizden düşük çıktı” diye yorumladı. Ayrıca, Godiva’nın satın alınması Ülker Grubu’nun elit tüketiciye ulaşma hedefini hayata geçirdiği şeklinde de yorumlandı. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U değil. Çünkü bedava temin ettiğiniz bir şeyi daha sonra para vererek hem de pahalı bir şekilde almak istemezsiniz. Amerika bunu engellemek için savaşsa savaş, işgalse işgal, içten fethetmekse içten fetih.. mutlaka yapacaktır. OPEC’in rezervleri ve üretimi savaşları göze alacak kadar önemlidir 2004 yılında kanıtlanmış petrol rezervleri en yüksek olan ilk beş ülkenin sıralaması aşağıdadır: Kanıtlanmış Rezerv (109 Varil) Suudi Arabistan 262.7 İran 132.5 Irak 115.0 Kuveyt 99.0 Birleşik Arap Emirlikleri 97.8 Ülke pamukm?superonline.com Finansbank, ‘su’ya sahip çıktı Ekonomi Servisi Küresel ısınma ve su problemini gelecek nesillere anlatacak eğitim kitabı “Akdeniz’de Su Eğitim Paketi” Türkiye’de, Finansbank desteğinde hazırlanıyor. Avrupa Birliği tarafından da desteklenen eğitim paketi, Türkiye’de Ocak 2008’de 20 bin adet basılarak eğitimciler ve öğrencilere sunulacak. Finansbank Grup CEO’su Ömer Aras, “Proje ile gelecek nesillerin suyla ilgili konularda bilinçlendirilmesi hedefleniyor” diye konuştu. Yerküre içerisinde organik materyalin başkalaşımı ile oluşmuş ve gözenekli kayaçlar içerisinde depolanmış sıvı haldeki hidrokarbonlar olan ham petrol (“ham” terimi bir hammadde olduğunu ve henüz işlenmediğini gösterir) nedeniyle günümüzde nice sıcak ve soğuk savaşlar oluyor. Bu savaşların nedenlerinden en önemlisi bu kaynaklara sahip olmak, ucuza temin etmek. Şimdi ise bir başka neden çıktı; petrolün dolar olarak satılmaması, yani Euro (burda Euro’nun Türkçesinin Avro olduğunu ve yaygın olarak kullanıldığını belirtelim. Ancak biz Euro kullanmayı tercih ettik) olarak satılması halinde doların dolayısıyla ABD’nin dolar imparatorluğunun sarsılacak olması. Dünyada ikinci petrol devi olan Irak, petrolü dolardan satmamaya başladığı gün işgale davetiye çıkarmıştı. Şimdi İran aynı şeyi yaptı ve petrolü Euro ve Yen’den satmaya başladı. Tabii bu durum, İran’ı da ABD’nin ciddi hedefi halinde getirmiş olmaktadır. Doların egemenliği Nedir, bu dolar imparatorluğu? Amerikan doları; Bretton Woods anlaşmasıyla 1946’dan beri uluslararası ödemelerde araç olan, merkez bankalarında rezerv para olarak tutulan, kurların değişimini kontrol için kullanılan müdahale parasıdır. Bunun anlamı baskı vs giderleri dışında ma liyet getirmeyen doların Amerika’ya büyük avantajlar sağlayan karşılıksız bir para olmasıdır. Amerika Irak’tan petrol alıp dolar ödediğinde aslında petrolü sıfır bedelle almaktadır. Türkiye Merkez Bankası’ndaki dolar rezervi aslında kendi parasının ödünç olarak bankada durması demektir. Bu durum uzun yıllar tüm ülkelerin tam bir uzlaşmasıyla devam etti. Çünkü uluslararası ödemelerde altının yerini alacak bir değer standardına ihtiyaç vardı. Tabii ki bu da güçlü bir ekonominin parası olacaktı. Yani bu durum AB Para Birliği’ne kadar eşyanın tabiatı idi. AB Para Birliği’nin kurulması 1 Ocak 19991 Ocak 2002 tarihleri arasında sadece bankacılık ve finans işlemlerinde kullanılan Euro 2002 tarihinden itibaren tedavüle fiziki olarak da girdi. Bununla amaçlanan, birçok neden yanında Euro’nun uluslararası ödemelerde kullanılan, değer standardı olarak görev yapan ve diğer ülkeler tarafından rezerv aracı olarak tutulan bir para olacağı beklentisidir. Yani dolara rakip olmak. Kuşkusuz bu, uygulamadaki başarıya bağlıdır. İlk anlarda dolar karşısında değer yitiren Euro son yıllarda değer kazanmıştır. Euro Dolar’ın yerini aldıkça üçüncü dünya ülkeleri bundan olumlu etkilenebilir Petrolde Dolar ve Euro Savaşı Euro, uluslararası piyasalarda sürekli değer kazanan bir para biçiminde varlık gösterirse, diğer ülkeler bundan olumlu etkilenir. Bunun anlamı, bu ülkelerin paralarının Euro karşısında değer yitirmesi nedeniyle ticaret bilançolarına önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Bu, Türkiye için de geçerlidir. Bilindiği gibi Euro’nun Dolar karşısında değer kaybettiği dönemlerde Türkiye’nin AB’ye ihracatı olumsuz yönde etkilenmiş ve ithalatı artmıştır, yani AB ile olan dış ticaret bilanço açığımız büyümüştür. Euro petrol fiyatının ölçüsü ve değer standardı olursa doların egemenliği sarsılır. OPEC ülkeleri (Cezayir, Kuveyt, Suudi Arabisitan, Endenozya, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Irak, Nijerya, Venezüella, Katar, Libya) petrolün varil fiyatını Euro olarak belirleyip satarlarsa Amerika artık petrolü bedelsiz alamayacak demektir. Dolarla Euro satın alması, yani bir mal ve hizmet karşılığı yaratması şart olacaktır. Şu anda Euro’ya dönen ülkeler; İran ve Venezüella. Suudi Arabistan’ın dönmesi ABD ile yapılan anlaşmalar nedeniyle şimdilik söz konusu olmaz. Bu dönüşüme Amerika’nın tahammül etmesi mümkün 2004 yılında en çok petrol üreten ilk beş ülkenin sıralaması aşağıdadır: Günlük Üretim (106 Varil) Suudi Arabistan 10.37 Rusya Federasyonu 9.27 Amerika Birleşik Devletleri 8.69 İran 4.09 Meksika 3.83 Ülke Amerika’nın ekonomik göstergeleri de Dolar’ın imparatorluğunun devamını zorunlu kılıyor. Amerika’nın cari açığı 900 milyar Dolar, askeri harcamaları ise 400 milyar Dolar (tüm ülkelerin harcamalarının iki katı) olarak tahmin ediliyor. Öte yandan cari ve dış ticaret fazlası veren ülkeler, bu fazlaları ile ABD hazine bonoları alıyorlar. Dünyada bu fazlanın 8.5 trilyon dolar, bunun 2.2 trilyon doları ABD bonolarında, yani Amerika’ya borç verilmiş durumda.. ki, bunun başını 640 milyar Dolar ile Japonya ve 345 milyar Dolar ile Çin çekiyor. Bu rakamlar Amerika’nın, Dolar gücünü kaybetmemesi için her şeyi göze alacağını işaret ediyor. Petrolün alternatifi bor ve toryum. O da bizde. Amerika ve petroldeki savaş için çözüm ise petrole alternatif enerji kaynaklarını kullanmak; o da dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 80’inden fazla rezerve sahip Türkiye’deki bor ve toryum. Geleceğin petrolü. Türkiye de geleceğin dünya devi. Ama buna izin verirlerse.. veya biz ortaçağ anlayışıyla yönetilerek buna olanak verirsek!.. Bu nedenle petroldeki dolar savaşını ülke olarak çok iyi izlememiz ve uyanık olmamız gerekiyor. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle