23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ÖTV zammının ardından Başbakan’ın onayına sunulan elektrikte fiyat artışı 1 Kasım’dan itibaren geçerli 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ampul karardı, sofra boşaldı ZAM ORANI YÜZDE 15 Ekonomi Servisi Hükümetin, enerji KİT’lerinin finansman açığını kapatmak için uygulamayı planladığı elektrik zammında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın onayı bekleniyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın imzalayarak Bakanlar Kurulu’na sunduğu kararname TEDAŞ’ın önerdiği gibi sanayiye yüzde 10, konutlara yüzde 15 oranında zam getiriyor. İlk toplanacak Bakanlar Kurulu’nda diğer bakanlar ve Başbakan Erdoğan’ın imzaları tamamlanırsa zam kararı yürürlüğe girecek. Ntvmsnbc’nin haberine göre TEDAŞ yetkilileri, zamla ilgili kararnamenin 1 Kasım 2007’den geçerli olmak üzere hazırlandığına dikkat çekiyor. Onay tarihinden sonraki faturalarda zamlı tarife geriye dönük olarak uygulanacak. Aralık faturasına zamlı tarife 1 aylık olarak yansıtılacak. Yılbaşından sonra da otomatik fiyatlandırma uygulamaya girecek. Doğalgaza da ocak ayından itibaren zam uygulanacak. Son dönem yeniden yükselişe geçen petrol fiyatlarının doğalgaza yansıması da ocak ayına denk geliyor. Zam oranı henüz belirlenmese de daha öncekiler gibi yüzde 5 ila 8 aralığında zam yapılması bekleniyor. Tavşana Kaç... Kişisel yorum ve algılamayla bir ilişkisi yok. Dünya medyası, ağırlıklı ABD, AB basınından özet haber yorumların sonucunda böyle bir tablo çıkıyor; Dizginler, ipler ABD siyasi, askeri iradesinin elinde, bir tarafta ülkesinin bölünmezliği konusunda kararlılığını ortaya koyan Türkiye, diğer tarafta küçük ya da büyük ölçekli Kürdistan devletini kurmaya kararlı ABD, AB, Kuzey Irak cephesi. Emperyal odakların Ortadoğu projeleri üzerinde dengeler bir o yana bir bu yana oynuyor. Çıkarlar çok yanlı, çok boyutlu, değişkenlikler, dengeler üzerine oturtulduğundan, elbette güç odaklarının ağırlıklarını koymalarıyla bağlantılı değişen, günübirlik, saat saat, kaypak, birbirinin tersi sonuçlara varan stratejiler gündeme geliyor. Çelişen haberlerle de insanı aptallaştıran bir bilgi kirliliği ortaya çıkıyor.. O nedenle de dünya medyasının yorumlar ve haberlerinde, bizdekileri aratmayan ölçeklerde, aynı olaylar, aynı gelişmeler üzerinden farklı sonuçlara varılıyor. Yine de bizdekilerle onların bütünü arasında altının çizilmesi anlamlı temel eksen farkılığı var; ABD, AB medyasında ağırlıklı sonuç ABD için önceliğin Kürtlerin çıkarlarında olması. ABD’nin Irak bataklığında kendini güvenceye almak üzere Kürtlerden vazgeçemeyeceği, Türkiye’yi gözden çıkarmak istemese de ikinci planda tuttuğunun altı çiziliyor. Beyaz Saray’daki BushErdoğan görüşmesi; “Türkiye’nin Kuzey Irak’ta etkili, kalıcı bir operasyonunun durdurulması, ABD denetiminin eline verilmesi içerikli..” olarak değerlendiriliyor. Dahası Kuzey Irak yönetimi, hatta halkının rahat nefes aldıkları, ciddi bir operasyon olasılığının ortadan kalktığı varsayılıyor. ??? Bizdeki kafa karmaşası, yorum zıtlıkları, bilgi kirliliğinin bütününden çıkan sonuçta ise tam tersine, ABD yönetiminin bizim kararlılığımız karşısında, daha önceki siyasetinde kimi temel değişiklikler yaptığı, en azından PKK’nin gücünün uzun bir dönem için kırılmasına onay verdiği varsayılıyor. Her ne kadar ABD, Irak, Kuzey Irak, PKK güç birliğinin yansıması görüntüler, askerlerimizin teslim edilmesi operasyonunda, DTP’li parlamenterler de içine katılmış olarak, bizim açımızdan trajik, PKK için başarı anlamında bir teslim töreni fotoğraf karesiyle belgelenmişse de.. BushErdoğan görüşmesinin fotoğraf karesi, bizim medyada; (yakın tarihte tam tersine olarak sunulmuş Barzani görüşmesini unutur, saymazsak) Türkiye lehine bir çark ediş gibi pazarlandı. Sanki Bush, daha doğrusu ABD Türkiye’nin kararlılığını görmüş, Kuzey Irak siyasilerini ödüne zorlamış, PKK’yi de bir ölçüde olsun zayıflatmayı kabullenmiş gibi.. Kendisi sorumlu olduğu, askeri işgali altında tuttuğu topraklarda, uluslararası hukukun gereklerini yerine getirmeyecek, parmağını kıpırdatmayacak, Kuzey Irak yönetimini de sorumlu saymayacak, Türkiye’nin başının çaresine bakmasına, terör örgütünü sınırlı da olsa hırpalamasına lütfedip izin verecek. Elinde olan istihbarat bilgileriyle yardımcı olacak.. Bu tablodan niye sevindirik olduğumuzu tam anlayamasam da doğal olarak bize açıklanmayan stratejik bilgilerin içinden, daha önce atılmış sayısız kazıkların bir kısmının olsun atılmayacağı gibi bir sonuç çıktığını varsaymaya çalışıyorum. Kaçınılmaz “ABD yerleştiği, üsler kurduğu topraklarda parmağında oynatabiliyor olsa da işbirliği yaptığı Kürt siyasilerle ne boyutta çıkar çatışmasına girer ki..” sorusu öne çıkıyor. Kafasına taktığı İran hedefinde Türkiye’yi nasıl kullanmaya çalıştığı kâbusu büyüyor.. ??? Bu arada kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişinde, kanlı paraya boğulan piyasaların da önlenemez yükselişi sürüyor. En güncel taze haberlerde Türkiye’nin PKK krizinin katkısı, yeniden İran gerilimi sayılıyor. Dünya piyasalar düzenindeki yakalanmış bu “trendin” en azından yıl sonuna kadar böyle gideceği, yakın gelecekte de değişmesinin, krizin, beklenmedik sürpriz denge değişiklikleri olmazsa uzaklaştığının altı çiziliyor.. AB çok daha stratejik, çok esnek, bir o kadar da kaypak, çok başka telden çalıyor... Gündemimize düşen yeni AB gelişme raporunun içeriğine AB medyası bile isyan ediyor. Kendi derdine düşmüş, PKK terörü ile başı belada Türkiye’ye karşı çok acımasız bir metinle çıkıldığından dem vuruluyor. AB medyasına göre, raporun bütünlüğü, uslubu Türkiye’yi AB’den uzaklaştırma içerikli, çok ağır, çok katı..Gerçi AB siyasileri PKK terörüne karşı net çıkış dilleri ile bizi mutlu kıldıklarını düşünüyor olabilirler. İktidar icraatları tam tersine, PKK teröristlerini destekleme içerikli olsa da, söylemlerinde PKK terörüne karşı, Kürtlerin siyasal hakları üzerinden Türkiye’ye bastırma siyasetlerini sürdürüyorlar. Bizim sıcak gündemimizde ise AB yok. Doğal olarak raporun katılığı bize batmadı. Aldırmadık.. Erdoğan Hükümeti’nin icraatı, ciddiyetciddiyetsizliği ile, sıcak gündemimizin nereye doğru yol alacağını kavramaya çalışıyoruz.. [email protected] EKMEK MAHKEMEYE DÜŞTÜ “Buğdayın ekmek ANKARA (Cumhuriiçindeki maliyeti yet Bürosu) Türkiyüzde 21. Zammın ye Ziraatçılar Deren fazla yüzde 5 6 oranında yapılneği (TZD), ekmek zammının iptaması gerekiyordu’’ dedi. li ve dava sonuçlanıncaya kadar yürütmesinin durdurulması istemiyle Yetkin, 10 11 Kasım tarihlerinde “ekmek almayın’’ çağrısının hatırlatılAnkara 14. İdare Mahkemesi’ne ması üzerine, bu boykotu destekbaşvurdu. TZD Genel Başkanı İblediklerini kaydetti. rahim Yetkin, Türkiye’de 1 yılda 44 milyar ekmek tüketildiğini, Türki Bu arada, ÖTV’deki artışı takiben Tekel ve Philsa’dan sonra JTI da sigara fiye ekmek pazarının büyüklüğünün yatlarına yüzde 2.9 ile yüzde 10 araise 10 milyar YTL olduğunu söyledi. 1 Kasım’dan itibaren ekmesında zam yaptı. Kısa Winston’ın fiyatı 3.50’den 3.75 YTL ’ye çıkarken ğin yüzde 20 zamlı olarak satılCamel’ın fiyatı 4.25’ten 4.40’a çıktı. dığını anımsatan Yetkin, CD’den yatağa, otomobil camlarından su damacanalarına kadar temel girdi oldu Bayer’in yeni ilacı hammadde NECDET ÇALIŞKAN Özilhan ve MC Donald’s Türkiye Genel Müdürü Sadi Fansa’yla toplantı düzenledi. Özilhan: ABank’ta satış süreci durdu Ekonomi Servisi Anadolu Grubu İcra Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, ABank’ın Yunanlı Alfa’ya satışının BDDK’nin onay vermemesi üzerine iptal edildiğini hatırlatarak “Gündemimizde ABank’ı satmak hiç yok. Banka işlerimiz dışındaki işlerimize yoğunlaşmış vaziyetteyiz” dedi. McDonald’s tüketiciyi bilgilendirecek “Tüketiciler artık yediklerinin üzerinde daha fazla düşünüyor. Mc Donald’s da bu konuda kendi payına düşeni yaparak daha pratik ve anlaşılabilir şekilde tüketiciyi bilgilendirme yollarını genişletiyor” dedi. Özilhan, 2007 sonunda yeni restoran açılışları ve mevcut restoranlarında yapılan yenileme projeleri için toplam 10 milyon dolarlık yatırım yapmış olacaklarını söyleyerek “Yıl sonuna kadar 6 restoran daha hizmete açacağız . Geçen yıl yüzde 20 artan toplam satışlarımız, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 27 oranında artış gösterdi’’ dedi. LEVERKUSEN Türkiye’de geçen yıl 402 milyon Avro’luk satış yapan Bayer’in küresel finansal tablolarına endüstriyel hammadde üretiminin damgasını vurduğunu anlatan Bayer’in Türkiye CEO’su Sebastian Guth, “Poliüretan ve polikarbonat ürünleri ile Bayer, inşaattan beyaz eşyaya, otomotivden mobilyaya kadar birçok sektörde hammadde devi oldu. Birçok kişi bizi sağlık ürünleriyle bağdaştırıyor ancak bundan sonra günlük hayatta kullanılan en temel ürünlerin çoğunda Bayer’in hammaddeleriyle karşılaşacaksınız” dedi. Bayer’in 3’üncü çeyrek finansal sonuçlarının açıklandığı toplantıda konuşan Guth, Türkiye’de Topkapı ve Gebze’deki iki üretim tesisindeki 1500 çalışanla 20’den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını anlatarak şöyle konuştu: “2000’den bu yana Türkiye’ye 40 milyon Avro yatırım yaptık. Türkiye bizim için Ortadoğu’daki en büyük yerleşimlerimizden biri. Kadın sağlığı, bitki koruma ve polikarbonatla yapılan su damacanalarında pazar lideriyiz.” 5 milyar doları sokağa atıyoruz Bayer’in yıllık cirosunun üçte birini endüstriyel hammaddeden el E ndüstriyel hammaddelere odaklanan Alman ilaç şirketi Bayer, konuttaki canlılıkla birlikte Türkiye’de yalıtım pazarına ağırlık verecek. Kârını üçe katladı de ettiğine dikkat çeken Bayer Türkiye Endüstriyel Hammadde Genel Müdürü Ömer Bakır ise “PVC pencerelerin Türkiye pazarına girmesi için 10 yıl uğraştık. Bugün PVC’de patlama yaşanıyor. Şimdi de bina yalıtımlarında poliüretan kullanılması için uğraşıyoruz. Evlerimizi iyi izole edemediğimizden dolayı her yıl 5 milyar doları sokağı atı Bayer AG Yönetim Kurulu Başkanı Werner Wenning’in açıkladığı verilere göre, Bayer üçüncü çeyrekte net kârını 320 milyon Avro’dan 1.18 milyar Avro’ya çıkardı. Şirketin Leverkusen’deki merkezinde düzenlenen toplantıda konuşan Wenning, bu yükselişte ertelenen vergi kazancı ile doğum kontrol ilacı ve endüstriyel hammaddede artan talebin etkili olduğuna dikkat çekti. Yılın ilk 9 ayında ise Bayer’in satışları 24.3 milyar Avro’ya, net kârı ise 4.6 milyar Avro’ya çıktı. yoruz” dedi. Bakır, yeni yasal düzenlemelerin ardından, Türkiye’deki su damacanalarının Bayer’in hammaddeleriyle üretildiğine dikkat çekti. Organik tarım karın doyurmaz Türkiye’nin Avrupa’nın sebzemeyve bahçesi olması özelliğiyle tarım alanında dev şirketlerin ilgisini çektiğine değinen Bayer Tarım Genel Müdürü Sven Rappsilber, “İstanbul veya dünyanın herhangi bir yerinde organik tarım ürünleri için daha fazla ücret ödemeye razı olacak tüketiciler her zaman olacaktır. Ancak artan dünya nüfusu ve azalan ekilebilir alan karşılaştırıldığında organik tarım dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayamaz” diye konuştu. Eti, çikolatalı ürünlerde pazar payını attırmayı hedefliyor Eti Şirketler Grubu Üst Yöneticisi Hazım Ellialtı, ‘Çikolata Keyfi’ ürün serisini tanıttı. YALÇINDAĞ: DURAKLAMA VAR Kakao Gana’dan, formül Belçika’dan DUYGU ATAHAN ESKİŞEHİR Eti çikolatalı ürünlerde pazar payını artırmak için kolları sıvadı. Eti Şirketler Grubu Üst Yöneticisi Hazım Ellialtı “Bisküvi, kek ve krakerden oluşan unlu mamullerde son 10 yıldaki en yüksek pazar payına yüzde 37.5 ile bu yıl ulaştık. Çikolatalı ürünler pazarındaki yüzde 8’lik paydan ise hiç memnun değiliz” diye konuştu. Eti, kakaosu Gana ve Fildişi Sahiller’inden gelen, formülü Belçikalı uzmanlar tarafından geliştirilen yeni ürünleri için kapasite arttırdı. 2003’ten beri yaptığı 30 milyon dolarlık yatırıma ek olarak 25 milyon dolar yatırıma hazırlanan şirket, Eskişehir fabrikasını basına tanıttı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ellialtı, ‘Çikolata Keyfi’ ürün serileriyle ilgili olarak “Yeni formül, ambalaj ve çeşitleriEti, Gaziantep’in plakası 27’den ilham alarak Eti çikolatanın içindeki antepfıstığı oranını yüzde 27’ye çıkardı. Ellialtı, “Piyasada bulunan çikolatalardaki en yüksek fıstık oranı yüzde 20’dir. Biz bu oranı yüzde 27’ye çıkardık. Maliyetler çok yükseldi ama baş ediyoruz. Yüzde 27 antepfıstığı oranı ile Türkiye’nin en mizle önümüzdeki yıl en az yüzde 10’luk pazar payı hedefliyoruz. Çikolata pazarı için 30 milyon dolarlık yatırım yaptık. Önümüzdeki sezonda 25 milyon dolarlık daha yatırım yapacağız” diye konuştu. Eti bu yıl sonunda toplam 550 milyon dolarlık ciro öngörüyor. Yeni formül ve ambalajıyla tüketicinin beğenisine sunulan ‘Çikolata Keyfi’ ürününden bu cironun yüzde 10’u elde ediliyor. bol antepfıstıklı çikolatası ve yeni ürünlerle pazara yeni bir soluk getireceğiz” dedi. Çikolatalı ürünler pazarının sadece yüzde 7’sinin bitter çikolatadan oluştuğunu vurgulayan Ellialtı, bitter çikolataya ilginin dünyadaki trendle birlikte Türkiye’de de artış göstereceğini düşündüklerini dile getirdi. TÜSİAD’dan reform uyarısı BURSA (Cumhuriyet) Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, ekonomide yapılması gereken yapısal reformlarda sorun yaşandığını belirterek duraklama dönemine girildiğini söyledi. Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (BUSİAD) konuğu olan Yalçındağ, ekonomide büyümenin yavaşladığını, dezenflasyon sürecinin zahmetli bir şekilde ilerlediğini, YTL’nin değer kazanmaya, faizlerin ise yüksek seyretmeye devam ettiğini belirtti. Cari işlemler açığının hâlâ ekonominin en ciddi kırılganlık noktası olduğuna değinen Yalçındağ, “Bütçe açığı 2007’de bozulmaya başlamıştır. Şimdi ekonomimizi küresel arenada, rekabetçi hale getirmek durumundayız. Bu ancak, bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesi ile mümkün. Yapısal reformlarda yaşanan tempo kaybının ardından, duraklama dönemine girdik. Ekonomide, uzun vadeli bakış açısı gerektiren konuların üzerine etkili bir şekilde gidemedik” dedi. Antep’in plakası Eti’ye ilham verdi CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle