22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Türkiye’nin PKK’ye karşı atacağı adımların Washington’ın izni ve bilgisi dahilinde olacağı belirtiliyor AVRUPA GÜRAY ÖZ Mücadele ABD güdümünde ELÇİN POYRAZLAR Uzun Gecenin Baykuşları Gece uzundu. Tüm dikkatimizi TV ekranlarına vermiştik. Ülkemizin Başbakanı dünyamızın Başbelası ile görüşecekti. Biraz sıkılıyorduk doğrusunu isterseniz. Çünkü görüntü iyi değildi. Başbakan, Başbelası’ndan izin almaya gidiyordu. Bir ülkenin bir başka ülkeden, “çetelerin saldırılarına karşı kendini koruma izni” almaya gitmesini kendi payımıza biraz utanç verici buluyorduk. Durumu kendimiz tartsak, eğriyi doğruyu kendimiz tartışsak, yanlışsa yanlışı kendimiz bulsak daha iyi değil mi? Ama onlar çok, ama çok heyecanlıydılar. Beşi uzunca bir masaya dizilmiş, kamerelara gülümsüyorlardı. Başbakan uzaklardan gelip Irak’ı işgal etmiş olanın yanındaydı. Beşibiryerde durumu yorumlayacak, halkı bilgilendirecekti. Sonuna kadar ibretle, zaman zaman yüzüm kızararak dinledim. Başbakan Irak işgalcisinin yanından çıkıp soruları yanıtlamaya başladığında onların da rahatladıkları, o geceki görevlerini büyük bir başarıyla tamamladıkları anlaşıldı. Olayları, gelişmeleri, muhtemel tehlikeleri, öteki taraftan bakarak başarıyla anlatmışlardı. Oradan bakıyorlardı; ABD tarafından. ABD ile işbirliği yaparak bir devlet olmanın düşünü kuranların tarafından. ??? Durum çok karışık görünse de, gerçekte yalındır. Dünyanın başına musallat olmuş neocon çetesi çok uzaklardan gelmiş, modern silahlarıyla sınır komşumuzu işgal etmiştir. Sürüp giden işgalde, ABD askerleri çocuk, kadın, genç, ihtiyar, sivil, asker demeden bir milyon insanı katletmişlerdir. Komşu ülke üçe bölünmek üzeredir. Ölümlerden, cinayetlerden, katliamlardan büyük ölçüde uzak olan bölge, yalnızca ülkenin kuzeyidir. Burada işgalci ile iyi ilişkiler kurmuş olan işbirlikçi Kürt yönetimi bulunuyor. Barzani’nin bölgesidir burası. Burada Molla Mustafa Barzani’nin, hevesleri boyundan büyük oğlu hüküm sürer. ??? Bizim beşibiryerdenin pek sevdiği bu Amerikan işbirlikçisi, gerçekte oportünist bir aşiret politikacısıdır. Gerektiğinde Kürt kardeşleriyle kapışmayı, onları almayı, satmayı iyi bilir. Şu sıralarda beşibiryerdenin Barzani’ye, Talabani’ye olan sevdalarının derinliğinin, kişisel dostlukları bir yana en önemli nedeni, ABD’ye duydukları salya sümük aşktır, o rüyanın aynasında kendi suretlerini görmeleridir. Seviyorlar, ne yapsınlar! Ama Türkiye’yi yeteri kadar sevmiyorlar. Türkiye’ye olan sevdaları koşulludur. Bir, yeni dünya düzenine boyun eğeceksin. İki, olana bitene büyük patronun gözüyle bakacaksın. Konuştukları incir çekirdeğini doldurmaz. Ne söyledikleri hiç, ama hiç önemli değil. Nereden baktıkları önemli. Oradan bakıyorlar. Washington’dan. ??? Başbakan nereden bakıyor? Somut koşulların somut tahlili, onu bir yerlere getirmiş olabilir mi? Kendi ülkesinden, bölgesinden bakmaya çabalıyor olmasın sakın! Bizim neoliberal beşibiryerdenin telaşının nedeni budur. Aman, sakın Türkiye hizadan çıkmasın. Sonunda rahatlıyor, arkalarına yaslanıyor, birbirlerinin gözlerinin içine bakarak en güzel gülümsemeleriyle kameralara dönüyorlar. Böyle bir şey olmamıştır. Başbakan durduğu yerde durmaktadır. Muhalefet liderlerinin görüşmeyle ilgili itirazlarını ise yaramaz bir çocuğu dinler gibi dinliyor, “Ciddiye almaya değmez sözler bunlar” diyerek geçiştiriveriyorlar. Gerçek gün gibi ortaya çıkmıştır. Büyükağadan izin almadan hiçbir şeyin yapılamayacağı anlaşılmıştır. Beşibiryerdenin gülümsemesinin beşuş çehrelerinin ekrana sığmaz halinin nedeni budur. Kim bu beşibiryerde diye sormayın bana. Ruhlarına ihanet üfürülmüş aydınlarımız bunlar bizim. ??? Herhalde yurdunu bu kadar sevmezliği, kurtuluş ve kuruluş yıllarının sihri geçtikten sonra, kimi aydınlarımızın, anlı şanlı gazetecilerimizin ruhlarına üfürmüşler. Peki, böylesine ağır bir yüke nasıl dayanıyor bu arkadaşlar? İnsan olan insanlığından çıkmaz mı? Bir milyon insan Ay’dan, yıldızlardan, gecenin ötesinden hayretle insanın yüzüne bakmaz mı? Yüzü kızarmaz mı peki insanın? eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr WASHINGTON Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George Bush’un önceki gün gerçekleştirdikleri görüşmede Ankara’nın PKK ile mücadele konusunda somut adım beklentisi yanıtsız kalırken Washington yalnızca istihbarat paylaşımını öncelikler arasında saydı. Erdoğan’ın Kuzey Irak’ta PKK kamplarının dağıtılması, örgütün liderlerinin yakalanması, lojistik desteğin kesilmesi, ABD ile diplomatik, siyasi ve askeri düzeyde işbirliği yapılması yönünde Ankara’nın somut taleplerini dile getirmesine karşın Bush’un somut adımlara değinmekten kaçınarak PKK ile mücadele ko ? Başbakan Tayyip Erdoğan’ın PKK ve Irak’ın kuzeyi ile ilgili 5 maddelik talep paketine karşın ABD Başkanı George W. Bush’un somut adımlara değinmekten kaçınarak PKK ile mücadele konusunda yalnızca istihbarat paylaşımı ve askeri düzeyde üçlü yeni bir oluşumdan söz etmesi dikkat çekti. nusunda yalnızca istihbarat paylaşımı ve askeri düzeyde üçlü yeni bir oluşumdan söz etmesi dikkat çekti. ABD’nin Kuzey Irak’ta Ankara’ya “anlık ve belli noktalarda” istihbarat sağlayacak olması Türkiye’nin PKK ile mücadelede ABD’nin izin ve bilgisi dahilinde hareket etme zorunda kalacağı yorumlarını beraberinde getirdi. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’ye karşı bir sınır ötesi operasyon yapmasını “varsayım” olarak niteleyen Bush, PKK ile mücadelede ilk adımın istihbarat paylaşımı olduğunu söyledi. ErdoğanBush görüşmesi öncesinde günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Beyaz Saray sözcüsü Dana Perino, “ABD’nin Türklere PKK’ye karşı yapılacak sınırlı ve belirli eylemlerinde istihbarat sağlamasından” söz etmişti. sorusunu Bush, “Varsayıma dayalı sorulardan hoşlanmıyorum. Biz PKK sorunuyla başa çıkabilmek için yeterli istihbarat sağlanması konusunu konuştuk. Herhangi bir stratejiyi etkin kılabilmek için bunların kim ve nerede olduklarını bilmemiz gerekir” diye yanıtladı. Bush ayrıca “Modern teknolojilerin kullanıldığı doğru zamanlı sağlam bir istihbarat siyasi hedefleri gerçekleştirmek için cinayeti işleyen insanlara karşı mücadeleyi kolaylaştıracaktır” dedi. Bush, Erdoğan ile ABD ‘Üçlü düzenleme’ Bir gazetecinin “Türkiye’nin Kuzey Irak’a bir operasyon düzenlemesi durumunda tepkiniz ne olur” ve Türk ordusunun “sürekli temas” halinde kalması gerektiğini konuştuklarını söyleyerek bunu sağlamak için “üçlü bir düzenleme” kurduklarını da dile getirdi. Bu oluşumda Bush, ABD ve Türkiye’deki Genelkurmay ikinci başkanlarıyla Irak’taki ABD güçlerinin komutanı David Petraeus’un sürekli temasta bulunacağını ifade etti. Bush’un daha önce Türkiye, ABD ve Irak’ın oluşturduğu “üçlü mekanizma” ifadesi yerine “tripartite arrangement” (üçlü düzenleme) ifadesini kullanması dikkat çekti. ABD Başkanı ayrıca Erdoğan’ın durumun ciddiyetini kendisine aktararak eyleme geçilmesi gerektiği görüşünü ilettiğini söyledikten sonra “Bunu anlıyor ve katılıyorum” dedi. Başbakan’ın, ABD Başkanı’yla yaptığı görüşmeden memnun ayrıldığı gözlendi ÜÇLÜ MEKANİZMA Erdoğan ‘istediğini almış’ WASHINGTON (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George Bush ile görüşmesinin ardından oldukça memnun göründüğü gözlendi. Bush ile görüşmesi öncesinde “Pozitif duygular içindeyim. Bu anlayışla buraya geldik” diyen Erdoğan’ın, görüşmenin ardından sık sık “Hamdolsun istediğimizi aldık” ifadesini kullanması dikkat çekti. Erdoğan basına yaptığı açıklamalarda “Bush ile görüşlerimizin örtüştüğünü görerek ayrılıyorum. Memnunum” dedi. 1.5 saat süren ErdoğanBush görüşmesinin ilk bir saatlik bölümüne Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley katıldı. Görüşmenin kalan bölümünde heyetin diğer üyeleri de yer aldı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un görüşmeye katılmasıyla Bush da heyetine ABD Genelkurmay İkinci Başkanı James Cartwright’ı aldı. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Ortadoğu gezisinde olduğu için yerine Bakan Yardımcısı John Negroponte katılırken ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da görüşmede hazır bulundu. Bush ile görüşmesinin ardından Ulusal Basın Kulübü’nde (NPC) konuşma yapan Erdoğan, PKK’ye yönelik haberler konusunda ABD medyasını hedef aldı. PKK üyelerinin ABD medyasında “asi, isyancı ya da direnişçi” olarak nitelenmesini üzüntüyle karşıladıklarını söyleyen Erdoğan, “El Kaide olunca terörist, PKK olunca asi. Bu nasıl mantık? ABD medyası bunu dikkate almalıdır” dedi. Daha sonra Görüşmenin ardından Başbakan Erdoğan ‘Hamdolsun istediğimizi aldık’ şeklinde bir açıklama yaptı. Saygun: Yeni bir şey yok ROMA (AA) – Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Türkiye, ABD ve Irak arasında terörle mücadele konusunda, yeni bir “üçlü mekanizmanın” söz konusu olmadığını belirterek, “Buna bir tür kırmızı telefon diyebiliriz” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George Bush’un önceki gün gerçekleştirdiği görüşmeye katılan Orgeneral Saygun, dün de Başbakan’ın İtalya gezine katıldı. Roma’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Saygun Washington’daki görüşmeleri değerlendirdi. Saygun, görüşmelerin ardından dile getirilen “yeni bir üçlü mekanizma’’ya ilişkin sorular üzerine, “Üçlü mekanizma diye bir şey yok. Buna bir tür kırmızı telefon diyebiliriz. Sadece, benle (David) Petraeus, ABD Genelkurmayı İkinci Başkanı’yla operasyonel konuların koordinesi için. Zaten mevcut kanallar var. Bu daha sık kullanılmış olacak. Yani daha önce bildiğimiz mekanizmalar gibi kurulmuş bir yeni mekanizma yok. Mesela, orada yapılacak herhangi bir şeyi, benim telefon açıp Irak’taki komutanla veya Washington’dakiyle koordine etmem gibi... Yoksa, yeni bir şey yok’’ dedi. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde de konuşan Erdoğan, K. Irak’ta PKK ile mücadele konusunda “Hedef savaş değil operasyon” mesajını yineledi. Erdoğan’ın konuşmasını izlemek isteyen Dünya Bankası başkanlığı görevinden ayrılan eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz geç kaldığı gerekçesiyle konuşmanın düzenlendiği salona sokulmadı. Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ile 40 dakika görüşen Erdoğan ayrıca Robert Wexler, Alce Hastings, Rahm Emanuel, Steve Cohen’in de aralarında olduğu Temsilciler Mec lisi milletvekilleriyle bir araya geldi. ‘Süreç, operasyon süreci’ Konakladığı Ritz Carlton Oteli’nde basına açıklama yapan Erdoğan, Bush ile görüşmelerini “verimli” olarak niteleyerek Bush’a 5 konuda Türkiye’nin taleplerini ilettiğini bildirdi. Erdoğan talepler arasında PKK’nin lider kadrosuna ilişkin hedefler, örgütün kamplarının dağıtılması, lojistik desteğinin kesilmesi, K. Irak’taki örtülü siyasetlere izin verilmemesi ve istihbarat paylaşımı için bir iletişim ağının oluşturulmasını saydı. Erdoğan, “Süreç, operasyon sürecidir. Operasyon süreci aslında tezkereyle başladı. Biz, bunu zenginleştiriyoruz, dokuyoruz. Operasyon yapmayın diyen yok. Herkes ‘Haklısınız’ ve ‘Irak’ın bunu çözmesi gerekir’ diyor” şeklinde konuştu. İstihbarat paylaşımının önemine dikkat çeken Erdoğan, “Bilginin anında gelmesi lazım” diyerek bu konudaki eşgüdümün önemine işaret etti. Erdoğan, Bush’un “PKK, Amerika’nın düşmanıdır, Türkiye’nin düşmanıdır, Irak’ın düşmanıdır” sözünü anımsatarak “Düşman nedir? Ortadan kaldırılması gerekendir” dedi. Bush’un ‘bilgi paylaşımı’ vaadinin ne kadar boş olduğunu anlamak zor değil ABD’nin istihbarat aldatmacası ? Baş tarafı 1. Sayfada ‘Kararlılık gösterildi’ Orgeneral Saygun, görüşmelere ilişkin Türkiye’de muhalefetten gelen eleştiriler konusunda ise “Ona ben bir şey diyemem’’ karşılığını verdi. Saygun, “Kırmızı telefon, vakit kazandıracak bir şey mi?’’ sorusunu ise “Evet, tabii ama bu, teşkil edilmiş yeni bir süreç falan değil. Yani telefon açıp konuşma imkânımız olacak’’ karşılığını verdi. Terörle mücadelede istihbaratın her zaman önemli olduğuna vurgu yapan Saygun, “Yani illa bir gün verildi bitti diye bir şey yoktur’’ derken, “Anlık istihbarat paylaşımı olacak mı?’’ sorusuna “Tabii. Ama konuşmam’’ dedi. Saygun, ABD’deki temasların kendilerini tatmin edip etmediğine ilişkin soruyu ise “Tatmin konusuna girmeyin. Tatmin meselesi başka bir şeydir. Bu siyasi makamlarımızın yaptığı bir görüşmedir. İki taraf terörle mücadeledeki kararlığını göstermiştir’’ karşılığını verdi. Saygun, “Bush’ta da aynı kararlılığı gördünüz mü?’’ sorusunu da “Açıklamalarına bakarsanız, göreceksiniz. Yaptığı konuşmada, ‘PKK bizim düşmanımızdır’ dedi’’ karşılığını verdi. Orgeneral Saygun, “Bush kendini bağladı’’ sözleri üzerine ise “Onun değerlendirmesini sizlere bırakıyorum’’ diye konuştu. Kürt bölgesi topraklarını üs tutan bir örgütle ilgili operasyon beklentisini hiç de zor olmayan istihbarat sürecine odaklamak salt bir ülkeyi oyalama değil, terörün üzerinde bilinçli oluşturulan sis perdesini koyulaştırmak anlamına da geliyor! Bush’un istihbarat vaadinin ne kadar boş olduğunu görmek için yalnızca, ABD askerlerinin ciplerle Kandil Dağı’na çıkmasına, Amerikan ve Avrupa basınının bölgeyi çarşı yoluna dönüştürmesine, “PKK’lileri bulamıyoruz” diyen Barzani’nin istihbarat şefi Kerim Sincari’nin 8 asker için örgüte çok rahat ulaşmasına ya da artık sıradanlaşan diğer uygulamalara bakmak yetmiyor. Bizzat nerede, nasıl konuşlandıklarını itiraf etmekten çekinmeyen örgüt yöneticilerinin açıklamalarına da bakmak gerekiyor. DIŞ BASINDA GÖRÜŞME YORUMLARI Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George Bush’la görüşmesi dış basında yankı bulurken yapılan yorumlarda, Bush’un verdiği sözlerin Türkiye’nin sınır ötesi operasyonunu önlemeyi amaçladığı belirtildi. ABD’de yayımlanan New York Times gazetesi, “Bush’un taahhütleri, yönetimin bir Türk saldırısını bertaraf etme çabalarının aciliyetine vurgu yaptı” diye yazdı. Gazete, “Beyaz Saray aynı zamanda ABD’li yetkililerin sınırlı baskınlar olarak adlandırdıkları eylemlere kamuoyu önünde karşı çıkmadı” ifadesini kullandı. Herald Tribune gazetesinde yer alan haberde, “Bush, Türklere PKK’yi kontrol altına almak için ek yardım önerdi. Bu, Türkiye’yi olası bir operasyondan vazgeçirmek için ABD’nin son çarelerinden biri” denildi. İngiliz The Times gazetesi, leri, salt PKK’nin Kuzey Irak’taki parti binalarına uzanan örgütlenmesiyle Erbil’deki hastanelere kadar ulaşan hareket alanını değil, ABD’nin gerçek yüzünü de deşifre etmeye yetiyor: “Ben 8 yıl Botan’da kalan bir insanım, şimdi de kalırım!.. Hareket olarak biz sadece Türkiye çapında bir güç değil, bölge çapında bir gücüz. Bu pozisyonumuzdan dolayı elbette çeşitli güçlerin bizimle diyalogları olmaktadır. Ama Türkiye’nin korkusundan dolayı kimse bunu Bush’un Erdoğan’a PKK’lileri kovalamak için “yeni yardımlar” taahhüt ettiğini belirtti. Gazete, bu sözlerin, “Türk işgalini” önlemeye yönelik olarak Washington’daki kritik görüşmeler sırasında verildiğini kaydetti. Beyaz Saray’daki toplantının ardından Erdoğan’ın askeri operasyonu dışlamadığına dikkat çeken gazete, “Bush ve Beyaz Saray’daki strateji uzmanları, itidal telkin etmelerine karşın Türkiye’ye bir şey dayatamayacaklarının da farkındalar” denildi. İngiliz Independent gazetesi ise “ABD Başkanı, Washington’un PKK’yi durdurmak için elinden geleni yapacağı sözünü verirken Türkiye’nin Kuzey Irak’taki büyük çaptaki bir askeri operasyon tehdidi azaldı gibi” yorumunu yaptı. Guardian gazetesi de görüşmenin Türk medyası tarafından “hesaplaşma” olarak tanımlandığını yazdı. ketlerini, lojistik yollarını, siyasi ve ekonomik girişimlerini çok yakından takip ettiğini de itiraf ediyor. Militan grupların Irak İran sınırı ile Kuzey Irak’ın iç kesimlerindeki tüm hareketlerini son teknoloji araçlarla izleyen ABD, bu konuda Kürt bölgesindeki peşmerge istihbaratından da yoğun biçimde yararlanıyor. Kaldı ki PKK’den kopan ve Kuzey Irak’ta market işletebilecek kadar pervasızlaşan Osman Öcalan gibi eski PKK’liler de hem peşmergelerin hem de ABD’lilerin elinin ‘Mağarada saklanmıyoruz!..’ PKK’yi Kandil’den 8 yıldır yönettiğini açıklayan Murat Karayılan’ın önceki gün yaptığı konuşmanın satır araları dikkatle irdelendiğinde, ABD’nin istihbarat konusunda fazla zorlanmadığı ve bu konuda Türkiye’ye yönelik vaadinin de yetersiz, etkisiz ve sonuçsuz olduğu çok net anlaşılıyor. Murat Karayılan’ın ANF’de yer alan aşağıdaki söz açığa vurmak istememektedir! Bu dönemde farklı yerlerden çeşitli heyetler gelip gittiler, görüşmeler oldu. Biz dağda bir mağarada saklanmış gizli bir güç değiliz! Çok çeşitli organizasyonlarımız vardır ve değişik güçlerle irtibatlarımız olabilmektedir. Bu yüzden Ortadoğu bölgesinde aktif bir siyaset aksiyonu olabilmekteyiz!” Markette satılan istihbarat! Murat Karayılan aslında ABD’nin, PKK’nin tüm hare altında faaliyet gösteriyor. Karayılan, kaçırılan 8 askerin bırakılması konusunda kendileriyle kimlerin iletişim kurduğunu sıralarken de PKK konusunda hiç kimsenin istihbarat sıkıntısı çekmediğini açığa çıkarıyor: “Askerlerin serbest bırakılma talebi ABD ve AB’nin bir talebi olarak hem KDP, hem de KYB yoluyla bize iletilmiştir. Ayrıca Kürt asıllı ABD vatandaşı olan ve ABD’yi temsilen bir şahsiyet de gelip heyetlerimizle görüşmüş ve bu talep resmen bize iletilmiştir. Irak Cumhurbaşkanlığı ve Kürdistan Bölge Başkanlığı’nın bize direkt iletilen mesajları olmuştur. Ayrıca sürdürülen bu temasların Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından da bilindiğini biliyoruz! Bize Türk hükümetinin bir istemi olarak esir askerlerin görüntülerinin yayımlanmaması rica edildi. Biz de ilgili yayın kuruluşlarından sınırlı bir biçimde yayımlanmasını talep ettik!” PKK işte bu kadar açıkta duruyor!.. Karayılan’ın sözleri bile günlerdir Kandil üzerinde keşif yapan “Predator”lerin (insansız uçak) kumandasının kimin elinde olduğunu göstermeye yetiyor. İstihbarat mı, irade mi sorusunu da herhalde birilerinin yanıtlaması gerekiyor! Tuğlacı’dan başsağlığı ziyareti ? Haber Merkezi Dil ve tarih uzmanı Prof. Dr. Pars Tuğlacı, 31 Ekim günü ABD’de yaşamını yitiren Prof. Dr. Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü ve kardeşi Özden Toker’e başsağlığı ziyaretinde bulundu. İnönü’nün yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duyduğunu belirten Prof. Dr. Tuğlacı, İnönü’nün olumlu kişiliğine dikkat çekti. ‘Dış tehditler artıyor’ ? İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Kadınları Derneği, AKP iktidarının politikalarının Türkiye üzerinde dış tehditleri artırdığını ve cumhuriyetin kazanımlarına ağır darbe vurduğunu belirtti. Dernekten yapılan açıklamada, terör saldırılarının ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi amacı taşıdığı ve Türkiye’nin yeni bir Sevr ile parçalanmasının inşası için düzenlediği belirtildi. Mantar zehirlenmesi: 2 ölü ? İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, son günlerde mantar zehirlenmesi nedeniyle hastanelere başvuran kişi sayısında artış olduğu belirtildi. Mantar zehirlenmesi nedeniyle 24 kişinin hastanelere başvurduğu kaydedilen açıklamada, hastanelere başvuranlardan 13’ünün tedavisinin devam ettiği, iki kişinin ise tüm müdahelelere karşın kurtarılamadığı vurgulandı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle