24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2007 ÇARŞAMBA 18 SPOR Beşiktaş, 80’la Şampiyonlar Ligi’nin en farklı yenilgisini yaşadı Ada’ da tarihi bozgun ELEŞTİRİ ADNAN DİNÇER Hakan Arıkan’ın kalesine gelen 19 şuttan 8’i gol oldu. Liverpool: 8 Beşiktaş: 0 STAT: Anfield Road HAKEMLER: Markus Merk (7), S.Glindemann (6), P.Henes (6) (Almanya) LİVERPOOL: Reina (4), Arbeloa (5), Carragher (5), Hyypia (4), Fabio Aurelio (6) (dk. 63 Babel 7), Benayoun (8), Maschereno (6), Gerrard (7) (dk. 72 Leiva ), Riise (6), Voronin (7) (dk. 72 Kewell ), Crouch (7) BEŞİKTAŞ: Hakan (1), Serdar Kurtuluş (2) (dk. 62 Higuain 1), Diatta (1), İbrahim Toraman (2), İbrahim Üzülmez (1), Serdar Özkan (2) (dk. 46 Ali 1), Koray (1), Cisse (1), Mehmet Sedef (3) (dk. 78 Ricardinho ?), Delgado (?), Bobo (2) GOLLER: Dk. 19 ve 89 Crouch, dk 32, 53 ve 56 Benayoun, dk. 69 Gerrard, dk. 79 ve 81 Babel, SARI KARTLAR: Serdar Özkan (Beşiktaş) PAF Takımı Çıksaydı! Beşiktaş, Tello ve Gökhan Zan’ın olmadığı eksik kadrosuyla Liverpool karşısında elinden geleni yapamadı ve farklı yenildi. Ama bu masum futbol yetersizliği de (!) kendini 12 ve 32. dakikalarda net gösterdi. Cisse’nin hatalı pasını Hakan elinden kaçırınca Crouch golü atmakta zorlanmadı. Daha sonra futbolumuzda hâlâ önemsenmeyen taç atışından nasıl gol yenileceğini 2. gol olarak kalemizde gördük. Böylece Kartal’ın kanatları düştü. Liverpool’u orta sahada karşılamak isteyen Ertuğrul ’un Mehmet Sedef Koray Cisse üçlüsünü geri dörtlünün önüne koymak, Serdar Özkan ve Delgado’yla da atakta Bobo’yu destekleme düşüncesi sadece kâğıtta kaldı. İki pas dahi yapacak başarıyı gösteremeyen Beşiktaş, Liverpool’u farka götüren futboluna izin verdi. Sürekli hakemleri konuşan bir ülke olarak futbolun inceliklerini ve gerçeklerini ihmal etmenin bedelini bu maçta ağır ödeyerek bir kez daha yaşadık. Kaleye atılan şutları yakalamak yerine sadece karşılayan Hakan, Liverpool golcülerinin işini kolaylaştırırken Beşiktaş’ı adeta Anfield Road Stadı’nın çimlerine gömüyordu. Başa baş oynayacak gücü olmayan SiyahBeyazlılar taktiksel dizilişle rakibinin karşısında psikolojik motivasyonla oynamak isterken çok önemli ama masum gibi görünen futbol hatalarının kurbanı oldu. İstanbul’da Liverpool’u yenen Beşiktaş, transfer edilen yabancı oyuncuların Avrupa arenasında ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu görüntü, futbolumuzun kavgalarla değil yeniden ciddi şekilde ele alınması gerçeğidir. Ve aynı zamanda sahadaki 80’lık skor futbolumuzun karnesidir. Beşiktaş, PAF takımını bu maça çıkarsa daha doğru hareket etmiş olurdu!.. MUSTAFA KEMAL ERDEMOL LİVERPOOL Beşiktaş, Avrupa’da bir başka destan yazmak için Liverpool’a gelirken gündem bir türlü “futbol” olamıyordu. Fenerbahçe yenilgisinin faturasını hakem İsmet Arzuman’a çıkaran başkan Yıldırım Demirören’in, Sıvas maçına PAF takımla çıkma tehtidi her gün yeni tartışmaların yapılmasına yol açıyordu. Ancak Siyah Beyazlıların bir noktayı unuttu; Şampiyonlar Ligi maçlarına çok iyi hazırlanmak gerekir. Bunu hafta boyunca göremedik Beşiktaş’ta... Ve hazırlıksızlık SiyahBeyazlılar’ı tarihi bir yenilgiyle tanıştırdı. Hem de 80’lık... Anfield Road’daki mücadele bunu kanıtlarcasına Liverpool’un üstünlüğüyle başladı. Topa hakim olan, pas yapan, pozisyon bulan taraf ev sahibi Kırmızı Beyazlılar olurken Beşiktaş, yarı sahasına yaslanmaktan başka bir şey yapamadı. Temsilcimiz ilk dakikalarda genç Mehmet Sedef’in çabalarıyla hücumda etkinlik yaratmaya çabalasa da bunu gerçekleştiremedi. Sonuçta temsilcimiz daha maçın ilk dakikalarında çözüldü. İlk ciddi atağını 12. dakikada Benayoun’la yapan Liverpool ise kazanmak zorunda olduğunun bilincinde... Rafael Benitez’in bu sezon fazla şans tanımadığı Crouch 19. dakikada Cisse’nin “pasını” iyi değerlendirdi ve takımını öne geçirdi. Riise’nin uzun taç atışında topla buluşan Voronin’in soldan yaptığı ortayı iyi takıp eden Benayoun çok rahat bir şutla Hakan’ı avladı. Geriye kalan dakikalarda başka pozisyon olmayınca soyunma odasına Liverpool 20 önde girdi. İkinci bölümde de üstün taraf Liverpool... Beşiktaş ise Ertuğrul Sağlam’ın “Sadece savunma yapmayacağız” sözlerinin aksine yarı sahasından çıkamadı. Haliyle de Liverpool’un golleri ardı ardına gelmeye devam etti. 53. dakikada Riise’nin şutunu sektiren Hakan’ın hatasını yine Benayoum affetmedi. Bu golden 3 dakika sonra ise Hakan bu kez Steven Gerrard’ın serbest vuruşunda gelen topu sektirince Benayoum bir kez daha fırsatçılığını konuşturdu. 69’da Gerrard, 7981’de Babel ve 90’da Crouch’un attığı goller mücadelenin sonucunu belirledi. Beşiktaş, Ada’da tarihinin en ağır yaralarından birini aldı. LIVERPOOL İSTATİSTİK 30 19 11 5 3 %60 TOPLAM ŞUT İSABETLİ ŞUT BJK 4 1 15 2 2 %40 Takımlar Porto Marsilya Liverpool Beşiktaş FAUL OFSAYT KORNER TOPLA OYNAMA A O 4 4 4 4 GRUBU G 2 2 1 1 B 2 1 1 M 1 2 3 A Y 5 3 5 3 10 4 2 12 P Avj. 8 +2 7 +2 4 +6 3 10 SPOR GÖZLEM / ALİ ABALI Muhalefet ve Spor Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2008 yılının bütçe müzakereleri başladı. Mevcut ve yıllardır işleyen yasa ve kurallara göre de, bütçe bu komisyonda belirlenir. Daha sonra Meclis Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerde milletvekilleri gider artırıcı istekte bulunamazlar. Yani bütçe rakamı, komisyondan çıkan tutardır. Malum, maliye derslerinde öğretilen ilk önemli konu bütçedir. Bütçe, bir kişinin veya kurumun aynasıdır. Eğer ki bütçenizi denkleştirir, iyi düzenleyebilirseniz o zaman içinde rahat edersiniz, dirlik ve düzen içinde yaşarsınız. Bu bakımdan atalarımızın ayağını yorganına göre uzat, deyimi daima akılda kalmalıdır. Geçen hafta sonu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün bütçe görüşmelerini bu komisyonda izleme fırsatını buldum. O gün ilk görüşülen bütçeler, Spor ile Bakan Başesgioğlu’na bağlı olduğu için Tütün Kurumu ve Devlet Personel Başkanlığı’ydı. Haliyle ilk görüşmeye açılan spor oldu. Üzülerek ifade edeyim ki bu görüşmeler çok sönük geçti. Muhalifi muvafığı, komisyonda görevli milletvekilleri sanki âdet yerini bulsun dercesine bir hava içindeydiler. Tekrar o gün aldığım notlarıma bakıyorum. Hiçbir şey yok. Bu konuşmacılardan CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in Bakan Başesgioğlu’ndan isteğini ibreti âlem için yazıyorum. CHP’nin önde gelen isimlerinden, Genel Başkan Yardımcısı olan Özyürek, Mersin’e Akdeniz Oyunları’nın alınması yolunda çaba gösterilmesini istedi, teşekkür etti. Çünkü Özyürek geçen dönem Mersin’i temsil etmişti. Oysa bu görüşmelerden bir hafta önce, Akdeniz Oyunları’nın nerede yapılacağına dair karar alındı ve oylamayı Yunanistan kazandı. İtalya’nın Pascera şehrinde bu karar toplantısına biz iki bakanla katıldık. Murat Başesgioğlu ve Kürşad Tüzmen’in çabaları yetmedi. Türkiye’nin adayı Mersin ilk turda 13 oyda kaldı, elendi. İkinci oylama, Yunanistan’ın Ege kıylarında bulunan Volos şehriyle Hırvatistan’ın Adriyatik kıyısında olan Rijeka arasında yapıldı. Sonuçta Volos 37’ye karşı 34 oyla mutlu sona ulaştı. Gelen haberlere göre bu oylamada yine hanım parmağı etkili oldu. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Hanım’ın ağırlığı, sonucu belirledi. Böylesine çekişmeli geçen bir olaydan bir parti yetkililerinin haberdar olmaması gerçekten insanı düşündürüyor. Ana muhalefet spora böyle kör bakıyorsa vay halimize... Spor konusuna tekrar dönersek, yeni olmasına rağmen Bakan Murat Başesgioğlu bütün konulara değinen 45 sayfalık grafikli sunum yaptı. 2008 yılında sporumuza verilecek toplam para 405 trilyon, 66 trilyon ek vaadi gerçekleşirse bu rakam 571 trilyona ulaşacak. Bu bütçede özerk federasyonlara 55 trilyon 600 milyar, yatırımlara ise 155 trilyon verilmesi düşünülüyor. Bu arada Türkiye kabuğunu kırma peşinde, büyük organizasyonlara talip. 2008 yılında yapılacak uluslararası organizasyonlar, basketbol genç ve ümit bayanlar Avrupa şampiyonası, güreş genç bayanlar dünya şampiyonası, 2009 yılında voleybol Avrupa erkekler şampiyonası, 2010 yılında dünya basketbol şampiyonası, dünya judo şampiyonası, 2011 yılında Avrupa Gençlik Oyunları ve Üniversiteler Kış Oyunları ve dünya tenis şampiyonası... Ve sözün bittiği yer... LİVERPOOL (Ajanslar) Beşiktaş, Liverpool deplasmanındaki 80’lık hezimetle tarihinin en ağır yenilgisini aldı. Dün geceki maç aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde bugüne kadar oynanan tüm karşılaşmalar içinde de en farklı yenilgi olarak tarihe geçti. Maç sonrasında Beşiktaş kafilesinin üzgünlüğü gözlerden kaçmazken Sinan Engin, yaptığı açıklamada oyunculara gözdağı verdi. Beşiktaş Menajeri Engin, ‘’Söyleyecek sözümüz yok. Üzgünüz. Kaleye çekilen 12 şutun 8’i gol oldu. Fenerbahçe maçının ertelenmesini bu yüzden istedim. Türk takımları bu kadar üst düzeyde değil. Rakip maçın bitimine kadar üzerimize geldi ve bize acımadı. Elimizdeki malzeme buydu. İleride daha iyi transferlerle takımı güçlendirmemiz gerekiyor’’ dedi. Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam ise ‘’Sözün bittiği yerdeyiz. Beşiktaş camiasından ve Türk halkından özür diliyoruz. Bu mağlubiyetin altından kalkmamız çok zor. Ancak çok çalışarak bir an önce toparlanmalıyız’’ diye konuştu. Bu arada Yıldırım Demirören’in farklı yenilgi yüzünden fenalaştığı ve stat içinde bir odada dinlendirildiği bildirildi. NEYMİŞ / ABDÜLKADİR YÜCELMAN Büyük Balık Küçük Balığı Yer Futbolumuzda çifte standardın eni de boyu da büyüdü. TrabzonSivas maçı ile başlayan skandallar dizisi sürdükçe sürüyor. Haksızlığa uğrayanlar feryadı basıyor, ne yasa kalıyor ne yönetmelik. Hakemler maç sonuçlarını kimi zaman görmezden geliyor, kimi zaman da gördüğüne inanmıyor. Çoğu zaman da psikolojik baskı altında kaldıklarından hata üstüne hata yaptıklarını kabul ediyorlar. Bilinenler, görünenler 3 büyüklerin maçlarında ama ya diğer takımların maçlarında neler oluyor? Vicdanı sızlayanlar tribünlerde giderek artarken futbolu saha içinde yöneten vicdansızlar sadece Türkiye’de mi?.. F.Bahçe’nin PSV maçında iki puanını iç eden İngiliz de vicdansızlar listesine girmez mi?.. Ya ulusal maçta Macarların feryadı! Bitmedi; Türkiye’de futbolu sevdirmekle yükümlü olan saha dışındaki yönetmenlerin vicdanı yok mu?.. Son ayların bilançosunu uzatmak olası, nice vicdansızlar yüzünden nice şampiyonluklar kaçtı, nice takımlar kümeden kümeye düşerek silinip gittiler. Ancak futbolun bir gerçeği var, futbol vicdansızlar olmazsa olmuyor. O zaman vicdansızlarla yaşamak zorundayız, onlara boyun eğeceğiz demektir. Bunun anlamı şudur, futbolu sevenler gülün dikenine katlanacak, vicdanları sızlaya sızlaya “Beraber yürüdük biz bu yollarda’’ türküsünü çığıracaklar. Aslında hakem denilen kişi tarafsız gözle kanaatini kullanıyorsa, yani vicdanı rahatsa ne mutlu ama hakemin düdüğü ile vicdanı arasına birileri girerse işte o zaman iş çığrından çıkıyor. Eğer araya girenler hakemin vicdanını yoklamış(!) ise bu işin suyu çıktı, tuz koktu denir. Futbol yandaşları hakemlerin verdikleri her kararı her zaman tartışırlar, bu ezelden ebede böyle gelmiş böyle gidecek. Ama hakemlerin vicdanına vites atarak çifte standart yaratanların başlattığı bu popülist moda futbolun çarkına okuyacak. Futbolumuzun görüntüsü nasıldır diye sorarsanız, büyük balığın küçük balığı yediğini söyleyebilirim. Bir başka genelleme de bizim medyadan ne yazık ki... Medyamızda kamplaşmaların giderek belirginleştiği günümüzde kim kimin adamı belli olmaya başlamıştır. Yıllardan beri kimin hangi kulübün yandaşı olduğunu biliyoruz ama bu kulüp sevgisi eğer eyleme dönüşür, tartışma masalarına taşınır, gazete köşelerine yerleşirse bu futbol ailesi içindekilerle birlikte batar sevgili kardeşlerim. Yazılı olsun görsel olsun bu tartışmaların ahlâk sınırlarını aşmasını belki patronlar ya da kraldan fazla kralcı olanlar isteyebilir ama sonunda bu ateş gelir sizi yakar. Geçenlerde sırtında ulusal forma, kolunda kaptanlık bandı olan daha dünkü çocuğun sadece eline değil diline de düşmüş bizim meslek. Geçenlerde o dünkü çocuğun bir TV ekranında söylediği sözleri acaba hangi meslektaşım sineye çekebilir. Tepkinin “T”si bile yok. Çocuk söylemiş, TV de aynen yayımlamış. O dünkü çocuğun dediklerini birlikte okuyalım: “Objektifliğini yitirmiş bir Türk medyası var, bunu çok açık söylüyorum. Tamamen bir yere yönlenmiş, görmek istediğini gören bir Türk spor medyası var. Eleştiriler her zaman olacaktır. Bizler eleştirilecek insanlarız. Kamuoyu önündeyiz. Ben işimi yaparken şöhret olmak için yapmıyorum. Ama onlar işlerini şöhret olmak için yapıyorlar.’’ İşte dünkü çocuk böyle konuşuyor da kime güveniyor; saldırdığı medyaya mı, yoksa Fethullah hocasına mı?.. Medya neden susuyor; onlar da mı Fethullah’tan çekiniyor? İşte dünkü çocuk, işte bugünkü spor medyam. Hakan’ın kalesi düştü Beşiktaş’ın aldığı farklı yenilgide kaleci Hakan Arıkan’ın yaptığı hatalar başrol oynadı. Ayrıca savunmada görev yapan Diatta, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman’ın varlık gösterememesi Beşiktaş’a Liverpool karşısında tarihinin en ağır yenilgisini getirdi. Arıkan, kalesinde gördüğü 8 golden 3’ünü kendi elinden sektirerek rakibine armağan etti. Hakan’ın yediği diğer gollerde de çok bariz hataları olduğu gözlendi. EN FARKLISI LIVERPOOL eşiktaş, dün gece Liverpool karşısında aldığı 80’lık yenilgi ile tarihinin en kötü sonucuna imza attı. Siyah Beyazlılar, 197778 sezonunda Djosgyor, 19861987’de Dinamo Kiev ve 20002001 sezonunda Porto kazandı Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş’ın da yer aldığı (A) Grubu’nda Porto, Marsilya’yı 21 yenerek 2. galibiyetini aldı. Diğer sonuçlar/(B) Grubu: Schalke 04Chelsea: 00, ValenciaRosenborg: 02. (C) Grubu: LazioWerder Bremen: 21, OlympiakosReal Madrid: 00. (D) Grubu: CelticBenfica: 10, S.DonetskMilan: 03. B Barcelona’ya 50 yenilirken, yine 20002001 sezonunda Leeds United karşısında 60 mağlup olmuştu. Liverpool karşısında alınan 8 farklı mağlubiyet aynı zamanda Şampiyonlar Ligi tarihinin de en farklı skoruydu. CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle