23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri, Irak’taki PKK varlığına müdahalenin ABD tarafından reddedilir olmaktan çıktığını söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Baykal: Artık gereğini yapın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George Bush’la yaptığı görüşmenin “yeni bir politika, yeni bir angajman gibi görülmesi ve iyi değerlendirilmesi gerektiğini” vurgularken “Artık yeter, gereğini yapın. Türkiye’ye yapılan haksızlıklara ‘dur’ denilsin” mesajı verdi. Baykal, partisinin dünkü grup toplantısında Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyareti ile ilgili değerlendirmeler yaptı. ABD Başkanı Bush’un “PKK ortak düşmanımız” sözlerinin altını çizen Baykal, “PKK’ye terör örgütü demenin yüklediği bir sorumluluk vardır. Bunu derseniz yapmanız ve yapmamanız gereken şeyler var. Barzani, ‘PKK terör örgütü değil’ diyor. O zaman ABD’nin Barzani ile ilişkisi ne oluyor? PKK terör örgütü, söz Almanya’da Türkler (2)... AKP iktidarının diplomasideki başarısızlığı, Türkiye’nin dış dünyadaki saygınlığını yitirmesine neden oluyor. Kendisinde anayasayı değiştirme gücü bulan AKP, tüm sözlerine karşın yurtdışındaki yurttaşlarımıza seçme hakkı vermiyor... Almanya’da yeni çıkarılan “Yabancılar Yasası” Türk kökenli yurttaşlarımıza vurulan en büyük darbe... Bu nedenle Türk toplumu yalnız... Türkiye Öğretmenler Federasyonu Genel Başkanı Mete Atay, “Türkçe ve Kültür Dersleri” konusunda çok önemli değerlendirmeler yapmadan önce şöyle diyor: “Biz 3040 yıldır Almanya’da yaşıyoruz. Daha yeteri kadar Almanca bilmiyoruz. Türkiye’den evlenerek gelecek oğullarımız, kızlarımız 23 ayda Almanca öğrenip de Almanya’ya nasıl gitsin? Nasıl vize alsın? AKP’li milletvekilleri, bakanları bu sınavı geçsin de görelim.” Mete Atay devam ediyor: “Türkçe ve Türk kültür dersleri eyaletlerde bir bir kaldırılıyor, Türkçe yasaklanıyor, bu dersler için sınıf verilmiyor. Bu dersler için sınıf vermeyen Rassatt Belediyesi için vatandaşlarımız açtıkları davayı kazanmışlar. Bunu bir sivil toplum örgütünün başarısı olarak görüyorlar ve çok seviniyorlar... Çocuklar bir yıla yakın bir zamandan beri camilerde, tarikat evlerinde anadil dersleri görüyorlarmış. Almanya’da camilerde, tarikat evlerinde, dershanelerinde Türkçe ve Türk kültür dersleri... İnanılacak şey değil ama gerçek... Mahkeme kararının bir an önce uygulanarak, Türkçe derslerinin yeniden Alman sınıflarda verilmesini bekliyorlar.” ??? Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti Almanya’nın en çok nüfusa sahip bölgesi. Almanya’daki Türk işçilerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin büyük bölümü bu yörede yaşıyor... Eyaletin bu yüzden büyük önemi var... Mete Atay anlatıyor: “Burada alınan herhangi bir karar, Türk toplumunun büyük bölümünü etkiliyor ve diğer eyaletleri de olumsuz yönde engelliyor. Bu eyaletin başka bir özelliği de, şimdiye kadar Türk Milli Eğitim Bakanlığı’ndan hiç öğretmen almamış, tüm öğretmenlerinin eyalet Kültür Bakanlığı tarafından görevlendirilmiş olması.” AKP hükümeti, hiçbir çözüm üretmiyor, yurtdışındaki emekçilerin sorunları ve çocuklarının eğitimleri için... Mete Atay diyor ki: “Bu eyalette Türkçe ve Türk kültür derslerine çok büyük önem veriliyor ve bütçeden çok büyük paylar ayrılıyordu. Bu eyalet Türk kültür dersleri için ders programları geliştirmiş, ders araç gereçleri ve ders kitapları hazırlamış bir eyalet. Ayrıca her yabancı çocuğun anadili dersleri için, öğrenci başına her yıl 15 Avro ayıran bir eyaletti.” ??? Şimdi kısa bir yorum yapayım... Bu eyalet yeni bir karar alarak Türkçe derslerinin ikinci seçmeli ders olması için bir yasa taslağı hazırladı. İlk bakışta kulağa hoş da geliyor. Aslında bu yeni bir şey değil. Durum incelendiğinde bu uygulamanın yıllardan beri var olduğu fakat uygulanamadığı görülür. Bu taslağa göre Türkçe dersleri, 5. sınıftan itibaren ikinci yabancı dil olarak verilmeye başlanacak. Almanya’da öğretmenlik eğitimi almış olan öğretmenler verebilecek. Bu koşullarda olursa, o zaman karneye yazılacak ve sınıf geçmeyi etkileyecek. Eğer bu dersleri Türkiye’den gelen konsolosluk öğretmenleri verirse bütün sorumluluk Türk konsolosluklarına ait olacak. Türk öğretmenlerin verdiği notlar karneye yazılmayacak ve sınıf geçmeyi de etkilemeyecek. Üçüncü yazı yarına... ? ABD Başkanı Bush’un, Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmede, “Sakın ha, müdahale etmeyin” demediğine dikkat çeken Baykal, “Bu, ‘Müdahale olabilir’ dediği anlamına geliyor. Müdahale fikri ABD tarafından reddedilir olmaktan çıkmıştır. Görüşmede kapalı kapılar ardında bir başka angajman yoksa, tablo Türkiye’nin müdahalesine yardımcı olacak bir tablodur” görüşünü dile getirdi. lerinin anlamı, geçerliliği ne? Sorunların çözümü için terör örgütüyle diplomatik ilişki kurulmasını talep etmek o zaman samimi olabilir mi? ABD, El Kaide ile sorunlarını diplomasi yoluyla mı çözmeyi deniyor? Başkan Bush’un PKK’yi düşman ilan etmesini önemsemek, ciddiye almak istiyorum. Bu ciddi bir angajmandır” görüşünü dile getirdi. Bush’un “Sakın ha, müdahale etmeyin” demediğine dikkat çeken CHP lideri, şunları söyledi: “Türkiye’de kararlılığın, müdahale iradesinin yükseldiğini gördüğü için ‘Müdahale etmeyin’ demedi. Askeri müdahale için işbirliği anlayışının ortaya konması da önemlidir. Bu, Bush’un ‘Evet, müdahale olabilir’ dediği anlamına geliyor. Müdahale fikrinin ABD tarafından reddedilir olmaktan çıktığını gösteriyor. Türkiye bunu vurgulamalıdır, bu kabuller çok önemlidir. Bu kabulleri iyi değerlendirmek de, değerlendirmeden tüketmek, kamuoyunun tepkisini yumuşatmak için kullanmak da mümkündür. Türkiye bunu dayanak olarak görüp gereğini yapacak mıdır? Artık oyalama, savsaklama şansı ortadan kalkmıştır. Durumu yeni bir politika, yeni bir angajman gibi görmeliyiz ve dünyaya da öyle takdim etmeliyiz. Bu noktada müdahale için yeni bir faciayı mı bekleyeceğiz? Ciddi hazırlık ve uygun bir zamanlamayla gereken yapılmalıdır.” Baykal, Kuzey Irak’ın dost bir bölgeye dönüştürülmesi için gerekenlerin yapılmasını isterken de “Oraya yönelik Kürtçe, Arapça yayın yapacak kuruluşlarımız yok” dedi. İstihbarat paylaşımı ile ilgili açıklamalara dikkat çeken Baykal, “ABD’nin istihbaratına güvenerek mi kendi güvenliğini sağlayacaksın” diye sordu. Baykal, “meydanları dolduran yüz binlerin ABD’yi bu noktaya getirdiğini” vurgularken de “O insanlardan kimse rahatsız olmasın” sözleriyle iktidarı hedef aldı. CHP lideri, AB ilerleme raporuyla ilgili değerlendirmeler yaparken de “azınlıklar yaklaşımı iflas eden AB’nin raporda yeni bir yaklaşım getirdiğinin” altını çizdi. Baykal, “İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması” başlığı altındaki ifadelere dikkat çekerken “Etnik köken, din, dil temelinde bazı vatandaşlarınıza özel haklar vermekten kaçınmayın, diyorlar. Çok hukukluluğu, din, etnik köken, dil temelinde tanıyıverin, diyor. Devlet olarak bizi özel sosyolojik kimlikler geliştirmek için hukuksal ayrıcalıklar oluşturmaya davet ediyor. Bu, AB ülkelerinde var mı? Korsika’da ayrı bir hukuki statü var mı? İnsan hakları, demokrasi tamam, ama herkes için, 72 milyon için eşit insan hakları, eşit demokrasi ve aynı zamanda... Türkiye ödün vermemelidir” görüşünü dile getirdi. A KKUYU İHALESİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Güldal Okuducu’dan tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) bir süre önce yönetime bayrak açan Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Okuducu görevden alınmasına tepki gösterdi. Okuducu “Görevden alma uygulamasını kişisel tarihlerimizde bir onur belgesi olarak taşıyacağız. Sokrat kendisine yapılan kaçma teklifini, ‘yurdunun kanunlarına saygılı kalarak’ reddetmişti. Sokrat hâlâ yaşıyor ama onu ölüme mahkum eden Atina hâkimlerini kimse hatırlamıyor” açıklamasını yaptı. Nükleer ‘Rüşvetin Deşifresi’ Haber Merkezi Kamuoyunda 2001 yılındaki Beyaz Enerji Operasyonu’nda düğmeye basan askeri yetkili olarak tanınan emekli Jandarma Kurmay Kıdemli Albay Aziz Ergen, gazetemiz muhabiri Aykut Küçükkaya’nın kaleme aldığı ve bugün piyasaya çıkacak “Rüşvetin Deşifresi” adlı kitapta 2000 yılında iptal edilen Akkuyu nükleer santral ihalesiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Yolsuzlukları ortaya çıkaran emekli albaylarla yapılan röportajlara yer verilen kitapta, Akkuyu nükleer santral ihalesiyle ilgili önemli bir diyalog yer alıyor. TBMM’de nükleer santral kurulması için gerekli yasa çalışmalarının hız kazandığı bir dönemde Ergen’in açıklamaları dikkat çekiyor. Küçükkaya’nın kitabında yer verdiği söz konusu bölüm kısaca şöyle: “Savcılık bilgisi dahilinde İçişleri Bakanlığı kanalıyla Dışişleri Bakanlığı’na bir yazı yazıldı. Şalk ve Ergen ‘o ülkenin’ yetkililerinden görüşme için randevuyu almıştı… Ancak o görüşme hiç yapılamadı!.. Gizli bir el alınan randevuyu iptal etmiş; Ergen ve Şalk’ın yurtdışındaki önemli bilgi ve belgelere ulaşmasını engellemişti… Aradan tam 6 yıl geçti… Emekli Albay Aziz Ergen’e telefonla ulaşıyorum… Ve soruyorum: ‘Rüşvetin belgeleri hangi ülkedeydi?’ Albay Ergen’in verdiği yanıtla irkiliyorum: ‘Aykut Bey, o ülkeyi bilmek sizi riske sokar…’ Ergen, 6 yıl önce görüşmelerine müsaade edilmediği için yurtdışındaki delillere ulaşamamıştı… 6 yıl sonra bana şunları söylüyordu: ‘Yine de yazın, gündeme getirin. O ülkeye bu kez başka birileri de gitmeyi denesin!’...” Operasyon başladıktan yaklaşık 4 ay sonra görevden el çektirilen Ergen, o tarihte AKP hükümetinin iş başında olmadığını, bu dosyanın yeniden açılabileceğini sözlerine ekledi. Kitapta Ergen’le ve emekli Albay Erdal Sarızeybek’le yapılan röportajlar yer alıyor. Rüşvet iddianameye nasıl yansımıştı? Beyaz Enerji İddianamesi’nde ayrıntılı olarak irdelenmeyen, ancak “incelenecek dosyalardan biri” olarak nitelendirilen Akkuyu nükleer santral ihalesi ile ilgili rüşvet trafiğinde, 2001’de operasyon kapsamında tutuklanan TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi’nin ifadesi, iddianamenin 50. sayfasına şöyle yansımıştı: “Nükleer enerji santral ihalesi yapımı gündeme geldiğinde Kanada firmasının 50 milyon dolar rüşvet dağıttığı ortada söylendi... Enerji Bakanı Ersümer’in nükleer santralın yapım işinin Kanada konsorsiyumuna verilmesi yönünde bir baskısı oldu... ” Akkuyu nükleer santral ihalesi 1996 yılında açıldı. İhaleye katılan konsorsiyumlara 12 Aralık 1996’da şartname sunuldu. 15 Ekim 1997’de firmalar önerilerini sundular. İhale 6 kez ertelendi, ardından da 2000 yılında iptal edildi. İhaleye katılan üç konsorsiyum arasında yer alan ülkeler şöyleydi: “ABD, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, Güney Kore…” Anlı, adaylıktan çekildi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP’nin Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kurultayı’nda “istemi” dışında genel başkan adayı olarak belirlenen Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, yarın yapılacak 2. Olağanüstü Büyük Kongre öncesinde adaylıktan çekildiğini açıkladı. Anlı’nın adaylıktan kongreye 2 gün kala çekilmesiyle Nurettin Demirtaş’ın adı ön plana çıktı. musakart@yahoo.com ‘Hükümet ölçüyü kaçırdı’ AKP’nin televizyonlara sansür girişimine vize vermeyen Danıştay, gerekçeli kararında Başbakan Erdoğan’a da üstü örtülü yanıt verdi İLHAN TAŞCI hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Seçim faturası halka yükleniyor’ ? İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, “AKP seçimlerde dağıttığı ‘sadaka’ yardımlarını, çatışma ortamını fırsat bilerek zamlarla geri topluyor; seçim harcamalarını ve dış borç yükünü halkın sırtından çıkarıyor” dedi. Açıklamada, “iktidarın ekonomik programının enflasyonu değil, ücretleri düşürme” yönünde olduğu belirtildi. ANKARA Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, hükümetin Hakkâri’deki terör saldırılarıyla ilgili sansür girişimine vize vermemesinin gerekçesini açıkladı. Kurulun gerekçeli kararında, üstü örtülü biçimde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Danıştay’a yönelik sert sözlerine yanıt verildi. Kararda, “Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, ana yasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde anayasanın ve yasa koyucunun da uyması gereken temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir” denildi. Başbakan’a verilen radyo ve televizyon yayınlarını durdurma yetkisinin istisnai olduğuna işaret edilen kararda şöyle denildi: “Yayın yasağı öngören idari işlemlerin de yasaya dayalı olması, yasada öngörülen amacı taşıması, amaç ile bu amaca varmak için öngörülen araç arasında makul bir dengenin bulunması zorunludur.” Hükümetin yayın yasağı girişiminde hangi yayınların yasak kapsamında olduğunun ortaya konulmadığı ve sınırları konusunda belirsizlik bulunduğu vurgulanan kararda, “Bu itibarla anayasa ve yasaya göre yürütme organına istisna olarak kullanılmak üzere tanınan yayınların yasaklanması konusundaki yetkinin sınırlarının aşıldığı, böylece halkın bir olay hakkında bilgi edinme hakkının tüm yollarının kapatıldığı ve ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır” denildi. 12 EYLÜL’ÜN ÖZERK ÜNİVERSİTEYE DARBESİ 26 YAŞINDA Bakan’dan müftülere uyarı ? ANTALYA (Cumhuriyet) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Antalya’da düzenlediği İl Müftüleri Semineri’ne katılan Devlet Bakanı Prof. Dr. Sait Yazıcıoğlu, müftülerden, siyasetle uğraşmamalarını ve dini, kalıplardan uzaklaştırarak anlatmalarını istedi. Alevilere bugüne kadar dikilen elbiselerin uymadığını da söyleyen Yazıoğlu, “Kimsenin kimseyi bir başka şekle dönüştürme niyeti yok. Bulunduğunuz bölgelerde onlarla iyi geçinin” dedi. YÖK eylemlerle protesto edildi Haber Merkezi Yükseköğretim Kurumu (YÖK), 26. kuruluş yıldönümünde yurt genelinde öğrenciler, eğitimciler ile çeşitli siyasi parti, dernek ve sivil toplum örgütlerince protesto edildi. Grupların ortak isteği “YÖK kaldırılsın” oldu. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, dün yaptığı yazılı açıklamada YÖK’ün kaldırılmasını isteyerek, “İhtiyacımız olan şey üniversitelerde özerkliğin sağlanmasıdır” dedi. İSTANBUL’da üniversite öğrencileri, EğitimSen ve Halkın Kurtuluş Partisi, Beyazıt Meydanı’nda eylem yaptı. Gruplar, YÖK aleyhine sloganların yanı sıra “Savaşa Hayır”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” sloganları atarak, sınır ötesi operasyona “hayır” dedi. Başlarında beyaz kasklarla yaklaşık 15 tersane işçisi de öğrencilerin protestolarına destek verdi. Halkın Kurtuluş Partisi Gençliği’nin Beyazıt Meydanı’nda yaptığı açıklama sırasında da gruba müdahale etmek isteyen bir yurttaş polis tarafından gözaltına alındı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam yaptığı yazılı açıklamada, “Özerk demokratik üiversite için YÖK kaldırılmalı” dedi. ANKARA’da çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu bir grup, Sıhhiye’deki Toros Sokak’tan YÖK aleyhine sloganlar atarak Abdi İpekçi Parkı’na yürüdü. Burada da slogan atan ve halay çeken gruptakiler, daha sonra otobüslerle Bilkent’te bulunan YÖK binası önüne geldiler. Öğrencilerden üç kişi yapılan açıklamanın ardından, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ile görüştü. Aynı saatlerde Kızılay’da Halkın Kurtuluş Partisi üyeleri ile Darbe Karşıtı Platform üyeleri, Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi önünde de öğrenciler YÖK’ü protesto etti. İZMİR’de Ege Üniversitesi yerleşkesinde, YÖK’ü protesto etmek isteyen öğrencilerle karşıt görüşlü öğrenciler arasında gerginlik yaşandı. Karşılıklı slogan atan gruplar, polisin yönlendirmesiyle farklı yönlere gittiler. Protestocu grup, Bornova’ya dek yürüyerek burada basın açıklaması yaptı. Öğrenciler, açıklamanın ardından, grevdeki Türk Telekom işçilerine destek ziyareti yaptı. YÖK, Samsun, Sıvas, Adana ve Uşak’taki üniversitelerde de protesto edildi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle