18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2007 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 17 16 19 17 17 16 18 15 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y B B Y Y Y Y Y 18 18 14 12 15 12 13 11 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B B B B B B B 23 23 15 17 14 14 8 9 6 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Malatya çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı lodosla birlikte 3 ila 5 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 3 Helsinki Y 2 Stockholm Y 3 Londra Y 13 Amsterdam Y 12 Brüksel Y 9 Paris PB 11 Bonn Y 8 Münih PB 7 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y Y Y Y Y 7 8 17 12 16 5 18 20 5 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y Y Y Y Y Y Y Y 1 24 5 17 17 7 10 23 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bu açıklamalar; hükümet her türlü girişimi yapmış, diplomatik ve askersel olanakları tamamlamış, buna göre operasyonu ne zaman, nasıl yapmakla ilgili karar ve yetkinin askerde olduğu gibi bir izlenim veriyor. Bu duruma açıklık getirmek ve gerçeğin açığa çıkmasını sağlamak için; Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay, düzenlediği sohbet toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a şu soruyu yöneltti: “Şu anda operasyon yetkisi elinizde mi? Kamuoyunda bu konuda değişik yorumlar yapılıyor.” Orgeneral Büyükanıt açıklamalarına, “Bu, siyasi bir karardır. Bize 24 Ekim’de yazı yazıldı. 1 Kasım’da da yanıt verdik. 17 Ekim 2007’de tezkere Meclis’ten geçtikten sonra 19 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlandı” diye başladı. Dedi ki: “24 Ekim günü Başbakanlık’tan bize sınır ötesi harekât konusunda neler istediğimiz resmi bir yazı ile soruldu. Biz de 1 Kasım günü teknik ayrıntıları içeren, neler istediğimize ilişkin resmi bir yazı gönderdik. Bu süre içinde tabii ki Başbakanlık’la, Dışişleri Bakanlığı ile temaslarımız oldu.” İşin püf noktasını açıkladı Büyükanıt: “Bu aşamadan sonra karar verilirse hükümet direktifi bize gelecek… Yani yetki hükümettedir…” dedi. ??? Elbette asker, çeşitli olasılıklara göre, “her türlü olasılığa karşı önceden olanları yapar” ve elbette yapacaktır, yapmıştır. Kuşku yok, “askeri birliklere görev verildiği takdirde kısa süre sonra operasyon yapacaktır”. Ortaya çıkan gerçek nedir? Asker, hükümete isteklerini bildirmiş, her türlü olasılığa karşı hazırlıklarını yapmış, operasyona ve harekâta hazır. Hükümetin yetkiyi kullanarak gereken emri Genelkurmay’a vermesini bekliyor. Yoksa, yetkiyi doğrudan kullanmak askerin elinde değil. Operasyonu başlatmak ve hatta sınırını çizerek gereken talimatı vermek yetkisi ve sorumluluğu hükümetin omuzlarında. Sorumluluktan kaçmak için operasyonun gününü ve kapsamını saptama yetkisini askerde imiş gibi göstermek, sorumluluğu askere yüklemeye çalışmanın işaretidir. Fakat RTE ile Çankaya’daki 11’incinin artık gerekeni yapma yetkisi doğrudan askerde demeye gelen sözlerinin beş paralık değeri yok! ??? Önceki gün bir nebze sözünü ettiğimiz güncel diğer bir konu, CHP lideri Deniz Baykal’ın Irak’la ilgili son açıklamaları. Anımsatalım: Baykal, Güneydoğulu gençleri eğitmiş, yetiştirmişiz gibi K. Iraklı 5001000 adet K. Iraklı gencin Türkiye’de okumasını sağlamamızı, Ilısu Barajı’nın bitirilmesini, Dicle üzerindeki barajların tamamlanmasını, Habur’un yanı sıra Ovaköy kapısının açılmasını istiyor. Şimdilik önerileri bu kadar. Kürt sorununda, AB konusunda, K. Irak’a devlet olarak bakış açımızda “gayri milli ulusal politikalar” izlememizi isteyen, savunan bizim yazarçizer tosuncuklar, üstelik Baykal karşıtı olanlar, önerileri derhal benimsediler, Baykal’a övgüler yağdırmaya başladılar. AKP’den de derhal eyvallah, aman daha genişlet, sesleri yükselmeye başladı. Çözümsüzlüğe çözüm getirmek, nasılsa Barzani’ye dokunmayacak olan operasyonların yanı sıra K. Irak halkını her açıdan desteklemek, beslemek güzel olmasına güzel de, şu yakın geçmişteki sözler, katı davranışlar belleklerden, gazete koleksiyonlarından nasıl söküp atılacak? Baykal, DTP’nin durmadan söylediklerini desteklemiş ve… Barzani ile görüşülebileceğini söyleyen RTE’yi şiddetle azarlamamış olsa… bir ölçüde kabul görebilir önerileri. Barzani dün olduğu gibi bugün de “Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak” istediğini söylüyor. Oysa, yakın günlere kadar Baykal, sık sık “…RTE’yi, Barzani’nin, Yasin el Kadı’nın ve Hikmetyar’ın ağzıyla konuşmakla... TC’nin milli tezlerini bir kenara bırakarak Barzani’nin tezinin sözcüsü haline gelmekle” suçluyor ve şimdi suçladığı ile aynı çizgiye geliyor. K. Irak’ta Baykal’ın dediklerini yapmak en azından örneğin öğrenciler için K. Irak’a egemen Barzani veya Kuzey Irak yetkilileriyle bir masaya oturmayı gerektirir. Bu, K. Irak özerk yönetimi ve kapıda duran Kürt devletini tanımak anlamına gelir. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY İlk kez gün ışığına çıkarılan fotoğraflar Ulu Önder Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de Ankara Etnografya Müzesi’ne doğru çıktığı son yolculuğunu anlatan ve Dolmabahçe Sarayı’nın arşivinden ilk kez gün ışığına çıkarılan fotoğraflardan oluşan “Yıl 1938” sergisi dün Dolmabahçe Sarayı’nda ziyarete açıldı. Milli Saraylar Daire Başkanlığı ve 3. Boyut Proje Üretim Merkezi işbirliği ve Akbank’ın katkılarıyla ilk kez ziyarete açılan sergi, 25 Kasım’a kadar ücretsiz olarak gezilebilecek. Sergide, Atatürk’ün 10 Kasım 1938 saat 09.05’ten 21 Kasım 1938’de Etnografya Müzesi’ne defnedilmesine kadar geçen süre içindeki İstanbulİzmitAnkara yolculuğu sırasında çekilen 54 adet fotoğraf yer alıyor. Dolmabahçe Sarayı’nın arşivinden ilk kez gün ışığına çıkarılan fotoğraflardan oluşan sergi, 82 metre uzunluğunda bir sergi duvarı üzerine kuruldu. Prof. Mumcu, yeni anayasada Atatürkçü düşünce sisteminin esas alınması gerektiğini söyledi ‘Temel dayanak Nutuk olmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’yi daha güçlü, daha etkin, halkı refah içinde yaşayan, sözü dinlenir bir ülke haline getirme yolunda atılacak her türlü adımın, aynı zamanda Atatürk’ün anısına en anlamlı saygı olduğunu söyledi. “Okunuşunun 80. Yılında Büyük Nutuk’un Değeri’’ konulu toplantı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve devlet erkânından üst düzey davetlilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan, konuşmalar başlamadan önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile bir süre tek tek sohbet etti. Gül: Emin ellerde Gül, toplantıda yaptığı konuşmada, Atatürk’ün gösterdiği hedeflere en çok bu dönemde yaklaşıldığını savundu. Gül, ‘’Şunu ifade edebilirim ki onun 69. ölüm yıldönümünde ilelebet yaşatma azim ve kararlılığında olduğumuz Cumhuriyet, emin ellerdedir’’ dedi. Toplantıda, konuşmaların ar dından Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural’ın başkanlığında, Okunuşunun 80. Yılında Büyük Nutuk’un Değeri konulu bir oturum gerçekleştirildi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Türk Ceza Yasası’nın tartışmalı 301. maddesine ilişkin görüşlerini belirtti. 301. maddede geçen Türk kelimesine itiraz edenlerin buna gerekçe olarak ırkçılığı gösterdiklerini anlatan Feyzioğlu, bunun gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Atatürk milliyetçiliğini tam olarak kavrayamamış olan bazı kesimlerin Türklük kelimesini etnik bir te rim olarak kullandığını anımsatan Feyzioğlu, Türklük kavramının anayasada açıkça belirtildiğini söyledi. Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Mumcu da Atatürk’ün büyük Nutuk’unun anayasa hukuku açısından vazgeçilmez bir eser olduğunu söyledi. Atatürk milliyetçiliğinin Büyük Önder’in vefatından sonra 1961 ve 1982 Anayasalarına girdiğini anlatan Mumcu, “Yeni bir anayasa hazırlanırken bu düşünceler çıkarılırsa anayasa boşlukta kalır. Bugünkü ve bundan sonraki anayasalarda Atatürk’ün düşünceleri yer almalıdır’’ diye konuştu. Gazete, Atatürk’ü Musul’u 500 bin sterlin karşılığında İngilizlere satmakla suçladı Vakit’in 10 Kasım ‘küstahlığı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünü sıradanlaştırıp geçiştirirken sürmanşetinde küstah bir habere yer vererek Atatürk’ü Musul’u 500 bin sterline satmakla suçladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü nedeniyle gazeteler dünkü birinci sayfalarının önemli bir bölümünü Atatürk’e ayırdı. Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi ise “Atatürk törenlerle anılıyor” başlığını kullandığı birinci sayfadaki iki cümlelik haberinde, “Atatürk, ölümünün 69. yılında dış temsilcilikler, KKTC ve yurdun dört bir yanında törenlerle anılıyor. Atatürk için ilk tören devlet erkânının katılımı ile Anıtkabir’de gerçekleşecek” dedi. Ne törenlere ne de günün önemine ilişkin gazetenin iç sayfalarında başka bir haber yer aldı. Ayrıca haberde Atatürk’ün sıradan bir kişiymiş gibi gösterilmesi de dikkat çekti. rıca öğretici... 27 Ekim4 Kasım arasında gerçekleştirilen 26. İstanbul Kitap Fuarı’nda da öyle oldu. Bir saatlik söyleşide bu yıl “Atatürk En Çok Okudu” başlıklı anlatımı seçtim. Atatürk’ün okuduğu saptanabilmiş kitap sayısı 3997. Sofya’daki günleri başta olmak üzere kimi görevlerde okuduğu kitapların bir bölümü belirlenememiş. Yazı aramızda, bu konu başlığını ayrıca sevdim, özellikle eğitim kurumlarından çağırdıklarında görüntü desteğinde bunu işlesem diyorum. Cumhuriyet Kitap Kulübü standındaki imza bölümü de fuarın genel kalabalığına koşut, güzeldi. Aile boyu gelenler, her yaştan gençler, ailesinden bir başkası için armağan olarak kitap imzalatanlar... Ayaküstü sohbetler... Gerçekten ayaküstü! Zaman zaman ayağa kalkıp kitap imzalamak, sohbet etmek güzel bir paylaşımdı. Zaman sıkışıklığı nedeniyle “Sizi sonra arayıp bu konuda ayrıca konuşacağım” dediklerim oldu, sözümü tutacağım! ??? “Çok kaygılıyım” deyip karamsar bir ifadeyle yaklaşanlara ilk sözüm şu oldu: “Ne güzel!” Şaşıran gözleri karşıladıktan sonra şöyle devam ettim: “Ya bu gidişten kimsenin kaygısı olmasaydı!” Elbet gönlümüzden geçen ülkenin bütün temel sorunlarının çözümlenmiş olması. Ama öyle değilse, çıkışı bulmak için birilerinin kaygılanması ve çözüm üretmesi gerekiyor. Fuarda kaygılı ve kitaba saygılı insan sayısının çok da az olmadığını görmek umut vericiydi. Söyleşide, imza sırasında “Balbay, somut önerilerin nedir” diyenlere “ilki şu” dedim: “Cumhuriyet’in tirajını 100 bine çıkaralım... Cumhuriyet bir gazete olmaktan öte, toplumsal bir duruş! Cumhuriyet’in tirajı arttıkça, ülkenin virajı azalacak.” 7 saate yaklaşan söyleşiimzadan sonra Ankara’ya dönerken içime doğru şöyle haykırdım: “Keşke fuardan dönüş değil, fuara gidiş yolunda olsaydım!” Çenemde hafif bir gıcırtı, bacaklarımda kaslarla kemiklerin birbirine sarılıp darıldığı bir hareketlilik, başımda ağaç dalları taşıyormuşum gibi bir sarsıntılı ağırlık... Enerji veren bir yorgunluk içindeydim... ??? Hoştur söylemesi, enerji veren yorgunluk içindeyim tanımını ürettiğim günden beri yeri geldikçe kullanmayı seviyorum. Tabii çoğunlukla kendi kendime! Günlük yazı yazarken de benzer duygularla doluyor insan. Benim “güzel bir yazı” tarifim şu: İlhan Selçuk’un aydınlanma felsefesinden bir tutam olmalı. Üzerine şöyle Aziz Nesin’in mizahından usul usul ekmeli. Bir de Uğur Mumcu’nun kararlılığından koydun mu, tamam... Biraz da Melih Cevdet Anday’ın şiirselliğinden olabilirse; oh oh oh... İnsanın kendisini bu ustaların öğrencisi hissetmesi şöyle bir duygu: Çok şeyler öğreneceğin keyifli bir yolculuğun başındasın! Çok fazla olmasa da kimi yazılarımın “Bu ustaların öğrencisi olabilirim” havası koktuğunu hissederim. İçim dolar, “bir yazı daha yazsam” derim... Yazı yazmak insanı yordukça, insanın yazı yazası gelir. Yazdıkları kitaba bürünüp, okurla paylaştıkça da koşası gelir... ankcum?cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK Kadın odaklı habercilik ? Baştarafı Arka Sayfada Başta program yapım ve yöneticileri olmak üzere, televizyon programlarının üretiminin her aşamasında yer alan medya çalışanlarının “şiddete” karşı duyarlılık arttırıcı “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimi almalarının sağlanması, İzleyiciye medya karşısında “farkındalılık” kazandırılması ve bilinçli izleyiciler (öncelikle ebeveynler) oluşturulması konusunda çalışmalar yapılması ve izleyiciye medya okuryazarlılığının kazandırılması için eğitim programları düzenlenmesi, Ülkemizde medya karar mekanizmalarında cinsiyetçiliğin ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması, Medyanın kadın ve çocuğa yönelik “şiddetin” pekiştirilmesi ve ortadan kaldırılmasına ilişkin etkisini araştıran ve günümüzde büyük eksiklik olan araştırmaların yapılması, Sivil toplum örgütlerinin “Medya İzleme Grupları” oluşturması ve medyanın günü gününe izlenmesi, otokontrolün sağlanması. Evet genelge böyle diyor ama hal ortada... Öyleyse umudumuz, Türkiye’deki kadın hareketinin gücü ve bu sayede oluşturulacak medya izleme gruplarında. Kadınların oluşturduğu böyle bir Medya İzleme Grubu (MEDİZ) var. Bence bütün kadınlar kendileri ve çocukları adına bu grubun gönüllüleri olmalı. Adres şöyle: [email protected]. Kolay gelsin. Not: “Mümkünse Bir de Eşofman” başlıklı yazıma gösterdiğiniz duyarlılık için herkese teşekkür ederim. Adres şöyle: Uğuraçan Köyü/MuhtarlıkŞemdinli/ Hakkâri Tel: Muhtarlık 0438 45720544572071. Telefonlar çok zor düşüyor, biraz inat etmeniz gerekecek. ATATÜRK BERLİN’DE ANILDI ‘Güçlerimizi birleştirmeliyiz’ BERLİN (Cumhuriyet) Ulu Önder Atatürk 69. ölüm yılında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) BerlinBrandenburg Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı. Berlin Türkevi’nde düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik, Berlin Baskonsolosu Ahmet Nazif Alpman, Türkiye’nin Berlin askeri ataşeleri, elçelik, konsolosluk görevlileri, ADD üyeleri ile çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. Etkinlikte Eğitim Ataşeliği öğretmen ve öğrencileri “Atatürk Oratoryosu”, Berlin Tiyatrom Sanatevi gençleri de Nâzım Hikmet’in “Kuvayi Milliye Destanı”ndan bir bölüm sergilediler. Toplantının açılış konuşmasını yapan ADD Berlin Yazmanı Beyhan Yıldırım, “Bu yıl 10 Kasım’da Türkiyemizin içinde bulunduğu zor durumun bilincindeyiz. Ancak bu durum 18 Mayıs 1919’dan daha kötü değil. Güçlerimizi Atatürkçü düşünce etrafında birleştirmek zorundayız” dedi. Gazetemiz yazarlarından Ataol Behramoğlu da Atatürkçü düşüncenin Türkiye Aydınlanma Devrimi’ne etkilerini anlatan bir konuşma yaptı. Prof. Suphi Saatçi’nin ifadeleri Bu haberde kullanılan Atatürk fotoğrafının hemen yanında ise sürmanşetten “Musul böyle gitmiş!” başlıklı haber verildi. Vakit’in söz konusu haberinin spotunda, “Bugün Musul ve Kerkük’e plaka numaraları verilerek bütün Kuzey Irak istenirken Atatürk döneminde bu bölgelerin 500 bin sterlin karşılığı İngilizlere bırakıldığı ifade ediliyor” dendi. Sürmanşette geniş yer ayrılan haberde, “Atatürk’ün Musul’u 500 bin sterlin karşılığında İngilizlere sattığı” suçlaması, Prof. Dr. Suphi Saatçi’nin ifadelerine dayandırılarak verildi. Habere iç sayfada da geniş yer ayrıldı. Öte yandan yine sürmanşette eski Adalet Partisi Milletvekili Osman Yüksel Serdengeçti’nin ölüm yıldönümü duyurularak “Onu rahmetle anıyoruz” başlığı kullanıldı. Serdengeçti için sürmanşetinde övgü dolu ifadeler kullanan Vakit, iç sayfada da Adalet Partili vekil için geniş yer ayırarak yaşamını, onun için söylenenleri aktardı. Türkiye’de toplumbilimin üniversitelerde kurumsallaşmasının öncülerinden sosyolog Prof. Dr. Mübeccel Belik Kıray dün İstanbul’da sevenleri, artık kendileri de hoca olan öğrencileri tara Kıray uğurlandı fından son yolculuğuna uğurlandı. Prof. Kıray öğle vakti Levent’teki Afet Yolal Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu’daki aile mezarlığında toprağa verildi. (EZGİ HIDIROĞLU) 10 Kasım etkinlikleri kapsamında dinleti ve sergi açılışları yapıldı Çankaya Belediyesi’nden anma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 69. yıldönümünde Çankaya Belediyesi çeşitli etkinlikler düzenledi. Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki anma töreni kapsamında dinleti ve sergi açılışları yapıldı. Sanatçı Burhan Fidan’ın “yağlıboya Atatürk portreleri”nin ve “Karagün” gazeteleri fotoğraf sergilerinin açılışını Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz yaparken sergiler büyük ilgi gördü. Eryılmaz, 10 Kasım’ın unutulmayacak bir tarih olduğunu vurgulayarak “İnsani boyutta duyduğumuz bu acının ötesinde Büyük Önder’in ulusumuza kazandırdığı bütün değerlere her zaman bağlı kalacağız. Ulusumuza bağımsızlık kazandıran, onurlu bir kimlik veren ve dünya ulusları içinde saygın bir konum edindiren Mustafa Kemal, hiçbir zaman ulusumuzun yüreğinden ve bilincinden silinmeyecektir” dedi. Konuşmanın ardından Sadık Gürbüz’ün dinletisi gerçekleştirildi. Sergiler Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 17 Kasım’a kadar ziyarete açık kalacak. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle