19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Sivil toplum örgütleri, sendikalar ve siyasetçiler 15 askerin şehit edilmesini protesto etti DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Teröre tepki çığ gibi Haber Merkezi Şırnak’ta ve Diyarbakır’da 15 askerin şehit edilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor. CHP lideri Deniz Baykal, saldırıyı “İktidarın terörle mücadele politikası yetersiz, etkisiz, iktidar kuşatılmıştır” dedi. Baykal, bir soru üzerine “DTP’nin PKK ve terör karşısında teslimiyetçi bir çizgide olduğunu” söyledi. Baykal, “Türkiye 13 evladını kaybedecek televizyonlar böyle; lay lay lom, magazin, eğlence programları devam ediyor, çok sağlıksız bir tablo” dedi. Başbakan’nın ABD’de aile mutluluğu tablosu yaşadığını söyleyen Baykal, “Bush’la bir temas dahi kuramadı. Önümüzdeki günlerde böyle bir şey olmaz demek mümkün mü? Çok daha vahim olaylarla her an karşı karşıya kalabileceğimiz açık. Türkiye kararlılık içine girmeli. Bunların hepsi ipe un serme. Bu iktidarın maalesef terörle mücadele konusunda siyasi iradesi yok. Olabileceği konusunda da benim kanaatim yok. Çünkü kuşatılmıştır bu iktidar” dedi. garantiye alırken, Türk milletinin evlatları dağlarda şehit düşüyorlar” diye seslendi. Erdoğan Bir Şeyler mi Söylemek İstiyor? 12 gün sonra yine sandık başına gitmemiz isteniyor. Bu kez herhangi bir seçim için oy vermemiz değil biz seçmenlerden beklenen. 22 Temmuz seçimlerinden kısa bir süre önce gerçekleştirilen bir anayasa değişikliği paketinin içinde bulunan iki maddenin yok sayılmasını sağlayacak bir işleme “evet” ya da “hayır” dememiz. O değişikliğin yürürlüğe sokacağı öteki maddeler.. Yani, cumhurbaşkanlarının 5’er yıllık iki görev süresi için ve doğrudan seçmenler tarafından seçilmesi ile başlayan hükümler. Onlar, halkoylamasından destek alınırsa anayasamızda kalacaklar. Ama ne zamana kadar? Elbette, halen bir AKP taslağı olarak yerine yenisinin getirilmesi için siyasal iktidarın bütün zamanını odakladığı yeni bir anayasa oluşturuluncaya kadar. Ama zaten aynı hükümler, taslağın cumhurbaşkanının seçilmesi ve görev süresini gösteren maddelerinde aynen korunuyor. O halde bu karmaşalı yöntemler ve 200 milyar YTL’ye mal olacak referandum için ısrar neden? Bu karmaşa nedeni ile seçmen çoğunluğunun kafasının hayli karışık olduğunun iktidar da farkında. Bu yüzden başta Başbakan, tüm bakanlar ve AKPli milletvekilleri, on iki gün sonraki referanduma katılımı sağlayarak “evet” oylarının çoğunluk almasından daha çok, Erdoğan’ın kaprisi ile oluşan bir sistemin arkasındaki sayısal desteğin olabildiğince artması için çalışıyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, seçmenlerdeki kafa karışıklığı, Başbakan’ı da kapsama alanı içine almış. Cumartesi akşamı partisinin İstanbul örgütünün verdiği iftarda yaptığı konuşmada, anayasa taslağını eleştirenlere ve o arada YÖK yöneticilerine yanıt verirken, onları “doğmamış çocuğu boğmak” gibi çok ilginç bir suç ile suçlamaya kalkışması, Erdoğan’ın kafasının ne kadar karışık olduğunu ortaya koyan bir örnek olmalıdır. Doğmamış çocuğu boğmak nasıl gerçekleşir diye düşünürseniz, sizlerin de kafası, içinden çıkılmayacak kadar karışacağı için, bu özdeyişin aslının “doğmamış çocuğa kundak, ya da don biçmek” olduğunu anımsarsınız. Başbakan’ın kafasının karışıklığı, sadece 21 Ekim halkoylamasından doğmuyor bence. O oylamada yurttaşların sınır kapılarında oy kullananlar bölümü, seçim kurullarından kendilerine verilen pusulalarda yazılı, ama 22. Yasama Dönemi’nin parlamentosu tarafından gerçekleştirilmiş olan anayasa değişikliğini içeren maddeler için oy kullanacaklar. Ama 21 Ekim’de sandık başına gidecekler için dün Anayasa Komisyonu’nda başlayan tartışmalarda ele alınan değişikliklerin yasalaşması için parlamentomuz harıl harıl çalışıyor. Hacettepe’de ‘sessiz yürüyüş’ Şırnak ve Diyarbakır’da 15 askerin şehit olması yurttaşların tepkisini çekti. Bir çok ilde esnaf dükkânlarına Türk bayrakları asarak tepkilerini ortaya koydu. (Fotoğraf: AA) Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi’nde bugün saat 12.00’de “sessiz yürüyüş” gerçekleştirilecek. Atatürk Heykeli önünde başlayacak ve aynı noktada son bulacak olan yürüyüşe akademisyen, öğrenci ve mezunlar katılacak. Sıvas KamuSen temsilciliği de saldırıyı kınayarak, 11 Ekim’de kentte “Şehide Saygı, Ülkene Sahip Çık ve Teröre Lanet” yürüyüşü düzenleneceğini duyurdu. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, “Terörle mücadelenin 20 yıldan fazladır devam etmesi, bu anlamda da bir siyasi kararlılığın gösterilemediğini ortaya koymaktadır. Terörle mücadele, gereken siyasi kararlılık gösterilemediği için başarılı olmuyor’’ dedi. ‘Silahla inandırıcı olamazlar’ ÖDP Genel Başkan Ufuk Uras, “Barış isteyenler silahla, mayınla, bombayla inandırıcı olamazlar ve olumlu sonuç alamazlar. Gün, silahları toprağa gömme günüdür” dedi. SHP Genel Başkanı Murat Kara yalçın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a gönderdiği başsağlığı mesajında, yurdun ve ulusun birlik ve bütünlüğünün sonsuza dek korunacağını belirtti. ANAVATAN lideri Erkan Mumcu, ülkenin birliği, yurttaşların huzuru ve çocukların geleceğine kasteden düşmanların her zaman olduğunu, bundan sonra da olacağını belirtti. Mumcu, “Bu hükümetin, emperyalizmin bu tezgâhını çözümleyecek aklı olma dığı gibi karşı duracak ahlakı da yoktur” dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, son günlerde terörün “vahşi yüzünü daha acımasızca’’ göstermeye başladığını belirtti. ‘Sıcak takip hakkı kullanılmalı’ İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’a başsağlığı telgrafı gönderdi. DSP Başkanlık Kurulu’ndan yapılan açıklamada ise “Irak dahil hiçbir komşusunun toprağında gözü olmayan Türkiye, uluslararası hukuktan doğan sıcak takip hakkını daha fazla gecikmeden kullanmalıdır’’ denildi. CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman Başbakan Erdoğan’a “Durdur bu kanı, durdur bu hain terörü, durduramayacaksan bırak git. Amerika’daki torunun Tayyip’in yanına git. Oğluna çürük raporu alıp, torununu Amerika’da doğurtup aileni ‘Doğru politikalar uygulanmalı’ Türkiye Barolar Birliği’nden (TBB) yapılan açıklamada, “Şehitlerin kabul edilebilir hiçbir açıklaması yoktur. Devletimiz ve ulusumuzun birlikte mücadelesi, terör belasını yenecektir, yenmek zorundadır. Yeter ki, doğru politikalar uygulansın. Kimliği belli karanlık güçlerin sergilediği bu ve benzeri olaylar, ulusumuzun ‘eksiksiz demokrasi’, ‘insan hakları’, ‘hukukun üstünlüğü’ ve ‘hukuk devleti’nden oluşan aydınlık Türkiye özlemini ve hedefini asla engelleyemeyecektir” denildi. ADD’nin bütün şubelerinden yapılan açıklamalarda da “Artık sabrımız taşmıştır. Tüm yönetici ve siyasi kurumları görevlerini yapmaya çağırıyoruz” denildi. Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu (AVRUPAADD) Genel Başkanı Dursun Atılgan, TBMM Başkanı Köksal Toptan’a TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırması ve sıkıyönetim kararı alınması çağrısında bulundu. Terör saldırıları Bakanlar Kurulu’nda ve Çankaya’daki zirvede masaya yatırıldı Seçenekler değerlendiriliyor ? Sınır ötesi operasyon seçeneğinin yanı sıra, hem Irak hem de Amerikan yönetimi nezdinde diplomatik baskının artırılması seçenekleri de tartışılıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak ve Diyarbakır’da iki günde 15 şehit verilmesinin ardından Ankara’nın gündemi teröre odaklandı. Konu önce Bakanlar Kurulu’nda ardından da Çankaya Köşkü’ndeki güvenlik zirvesinde ele alındı. Bugün de, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu (TMYK) toplanacak. Toplantılarda, sınır ötesi operasyon başta olmak üzere çeşitli seçenekler masaya yatırılıyor. Art arda gelen şehit haberleriyle sarsılan Ankara, dün gün boyu ne tür yeni önlemler alınacağı konusunu görüştü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya’da yaptığı kabuller sırasında bir gazetecinin, Şırnak’ta 13 askerin şehit edildiğini anımsatarak “Irak ile ilgili yeni bir tutum olacak mı” sorusuna, “Dün (önceki gün) açıklama yaptık. Bugün göreceksiniz” yanıtını verdi. Gül’ün bu açıklamaları yaptığı dakikalarda toplanan Bakanlar Kurulu’nun en önemli gündem maddesi yine terör oldu. Terör örgütünün saldırıları, Genelkurmay karargâhında da kapsamlı bir şekilde ele alındı. Bakanlar Kurulu’nun ardından basının karşısına çıkan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, sözlerine “Aslında sözün bittiği bir konuyu konuşuyoruz” diye başladı. Terör konusunda söylenmesi gereken her şeyin birçok kez konuşulduğunu anlatan Çiçek, buna karşın konunun devletin sorunu olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Bugüne kadar hükümet olarak alınması gereken tüm önlemleri almaya çalıştıklarını savunan Çiçek, “Bu noktaBakanlar Kurulu’nun ardından Çankaya Köşkü’nde düzenlenen güvenlik zirvesinde de terör görüşüldü. Bahçeli MHP’si iktidarın stepnesi mi? CHP’yi, hem GülErdoğan ikilisini bir kez daha kuyudan çıkartmak; böylece olası bir rejim krizini önlemek amacıyla, AKP’nin önüne koyduğu formül için kutlamak gerekiyor. Baykal, çoğu kendi liderliği yüzünden partisi içinde seçimlerden sonra başlayan tartışmaları bir yana bırakarak iktidara “u” dönüşü olanağı sağlamak istiyor. Ama dediğim dedik anlayışından vazgeçmeyi zül sayan Erdoğan mantığı, o dönüşü kullanırken yeni ve anlamsız kaoslar yaratmaktan geri kalmak istemeyen bir tutuma yatkın. Özellikle bu adımı atarken Bahçeli’nin MHP’sinden peşin destek sözü almış olması Erdoğan ve partisine, o “u” dönüşü için gaz vermekten alıkoymuyor. Oysa, Başbakan’ın doğmamış çocuğu boğmakla suçladığı bilim adamları, yani gerçek anayasacılar ve o arada Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, referandum sandıklarından 11 Eylül’de açılan bölümüne, yani sınır kapılarındakilere giren irade beyanları ile, 21 Ekim’de atılacak oyların çok farklı olacağı için Yüksek Seçim Kurulu’nun başını ağrıtacağını ısrarla söylüyorlar. ‘TV’lerde yas tutulmalı’ Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ve Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Birten Gökyay, TBMM Başkanı Köksal Toptan’a ve RTÜK Başkanı Zahid Akman’a gönderdikleri dilekçede, “Güneydoğu’da yitirdiğimiz çocuklarımız için TRT ve özel kanallarda yas tutulması gerektiği inancındayız. Bu konudaki duyarlılığımızı bilgilerinize sunuyor, gereğini saygıyla arz ediyoruz” dediler. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Gazi Üsteğmen Taner Uran da, “teröristlere”, “kardeşlerimiz” diye hitap edip yasaları hiçe sayanlara karşı TBMM ve yargının gereğini ivedilikle yapmasını istedi. Halkoylamasını sürekli kılmak mı? YSK’nin öteki üyeleri ne düşünüyor, bilinmiyor. Ancak Başkan Muammer Aydın’ın ardı ardına verdiği demeçler, Sayın Kurul Başkanı’nın da bu halkoylaması işi nedeni ile kafası karışmış Türk vatandaşları arasında olduğunu ortaya koyuyor. Zira Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, Başkan Aydın’a, YSK adına kişisel görüşlerini açıklayamayacağını, ancak Kurul’un toplanarak görüştüğü sorunlar için verdiği kararı kamuoyuna iletebileceğini anımsatmak durumunda kaldı. Başbakan’ın, referandumdan vazgeçmesi için CHP’den ve anayasa uzmanlarından gelen çağrılara “dediğim dedik”çi yanıtlarının yanı sıra bundan böyle sık sık halkoylaması kurumuna başvurulacağından söz etmesini lütfen her sağduyu sahibi mercek altına alsın ve irdelesin. Halkoylamaları, bir parlamenter devletin makas, daha doğrusu sistem değiştirmesi gibi olağanüstü durumlarda başvuracağı kurumlardır. Erdoğan ya bu konuları bilmediği için son iftar konuşmasında bu kurumun kapısını sık sık çalmaktan söz ediyor.. Ya da dilinin altında “başka bir Türkiye oluşturmaya yönelik” tasarıların baklaları var ki, onları bir yöntem içinde çıkarmaya gerek görüyor. daki kararlılığımız sürüyor. Devletimizin birliği, ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği noktasında alınması gereken bundan sonra ne tedbir varsa bunları da almaya çalışacağız” dedi. TMYK’nin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün toplanacağını anlatan Çiçek, her türlü olasılığın soğukkanlı bir şekilde değerlendirileceğini söyledi. Kaçamak yanıtlar Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, sınır ötesi operasyon tartışmalarının anımsatılması üzerine, şunları söyledi: “Karmaşık bir konuyu konuşuyoruz. Karmaşık bir konuyla ilgili olarak da bazen sanki tek bir tedbir alınırsa bu işin sonu gelecekmiş gibi kamuoyu bir iyimserliğe sevk ediliyor. Bugüne kadar devlet, insan aklının bulabileceği, devletin kendi imkân ve kabiliyeti içerisinde alabileceği ne tedbir varsa cumhuriyet hükümetleri bunları almıştır.” Gelinen nokta itibarıyla hangi tedbirin sonuca daha erken ulaştıracağının yeniden değerlendirileceğini söyleyen Cemil Çiçek, “Eğer bu alınanla ilaveten söylediğimiz konu bu işe bir fayda getirecekse bu da dahil olmak üzere bu tedbirlerin hepsini almaya hükümetimiz kararlıdır. Vatandaşımız şundan emin olmalıdır ki, bir siyasi irade eksikliği, kararsızlık söz konusu değildir” dedi. Çankaya’da zirve Çiçek, Türkiye’nin tezkereye gerek kalmaksızın sıcak takiple ilgili uluslararası kararlara dayanarak bir adım atıp atamayacağı yönündeki soru üzerine de, “Yarını bir görelim, yarın çok uzak değil. Ama şundan herkesin emin olması lazım. Ne tedbir alırsak bu işe fayda sağlayacaksak bunu almaya kararlıyız. Bunu herkesin bir defa daha iyi anlaması lazım. Bizim alacağımız tedbiri almakta tereddüdümüz yok” dedi. Bakanlar Kurulu’nun ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, terörle mücadele konusunu ele almak üzere Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Yaklaşık 1 saat 10 dakika süren toplantının ardından yapılan açıklamada, “Halkımıza ve diğer birçok ülke halkına karşı insanlık suçu işlemeye devam eden terorizme karşı mücadelede, uluslararası alanda azami duyarlılık, somut işbirliği ve gerçek bir kararlılık ihtiyacı bulunduğu da teyit edilmiştir. Mücadelemiz her halükârda, milletimizin desteği, kahraman güvenlik güçlerimizin azmi ve devletimizin bütün kurum ve kuruluşları ile bir bütün halinde, halkımızın huzur ve güvenliği ülkenin her köşesinde, tamamen sağlanıncaya kadar sürdürülecektir” denildi. ‘Aymazlık değil suç ortaklığı’ Mersin’de Atatürk Evi önünde toplanan bir grup İşçi Partili, saldırıyı protesto etti. İP Mersin İl Başkanı Yücel Ak, AKP’nin, terörü bitirme işinin ABD’den beklediğini belirterek “Hükümetin bu tavrı artık aymazlık değil, suç ortaklığına dönüşmüştür. Artık dağdaki çoban dahi bilmektedir ki PKK terörünün arkasında ABD vardır. Mehmetçiklerimizin katili ABD’dir” diye konuştu. ADD Mersin Şube Başkanı Mehmet Doğan da “ABD’ci ve AB’ci siyasi anlayış ile terörün üstesinden gelinemeyeceği bilinmelidir” dedi. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ENTERNET / MEHMET SUCU Şu günlerde yine Türkiye’de internet ucuz ve hızlı masalı kulaktan kulağa dolaşmaya başladı. Güya Türkiye Avrupa Birliği ülkeleri içinde hızlı ve ucuz internet konusunda bayağı iyi bir konumdaymış. Hız bakımından AB ülkelerinin çoğunu geride bıraktığımız gibi ucuzluk konusunda da iyi durumdaymışız. Bu masalları dinleyince haksızlık ettiğimize inanasım geliyor. Ülkenin konu hakkında en yetkili kişilerinin söylediğine göre bizim gibi münafıkların sözüne bakmak yerine oturup uslu uslu bize söylenilenlere inanmak en doğrusu gibi görünüyor. Ama yine de anımsamakta yarar var. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yayımladığı rapora mehmet?cumhuriyet.com.tr Bir Ucuz İnternet Masalı göre, üye ülkeler arasında saniyede megabit ücreti bakımından en ucuz genişbant internet hizmeti Japonya, en pahalısı ise Türkiye’de bulunuyor. Üye ülkelerin internet kullanıcılarının yüzde 60’ının genişbant hizmetinden faydalandığı belirtilen OECD’nin Aralık 2006 verilerine göre hazırlanan ve 30 ülkenin bulunduğu raporunda, fiber optik şebeke ağına geçen ülkelerde daha düşük fiyata en yüksek hızda hizmet alınabildiğine dikkat çekiliyor. Japonya’da kullanıcıların 100Mbps (1 mbps: saniyede 10 milyon bit) hızıyla bağlandıkları ve bunun OECD ortalamasının 10 katından fazla olduğu kaydedilen raporda, saniyede megabit ücreti bakımından 0.22 dolarla en düşük fiyatın Japonya’da, en pahalısının da 81.13 dolarla Türkiye’de bulunduğu belirtiliyor. OECD raporunda, ABD’de saniyede megabit açısından en ucuz genişbant bağlantısının 3.18 dolar, İngiltere’de 3.62 dolar olduğu belirtilerek, Japonya’daki fiber optik ağ sayesinde kullanıcılar veri indirebildikleri hızda veri de iletebiliyorlar. Telefon hattı üzerinde genişbant bağlantısı olan ADSL ve çoğu kablo hizmetinde bu olanak bulunmuyor. Raporda, 100 kişiye düşen genişbant internet ADSL abonesi sayısının 3.8 olduğu Türkiye’de 2 milyon 773 bin 685 abone bulunuyor ve Türkiye, 100 kişiye 2.7 genişbant abonesinin bulunduğu Meksika’nın önünde ve 29. sırada bulunuyor. OECD raporunun başında, 100 kişiye 19.6 ADSL abonesi, 9.4 fiber optik ağ abonesi ve 2.4 diğer bağlantı abonesinin bulunduğu Danimarka geliyor. İsveç, Güney Kore ve Finlandiya’nın 100Mbps internet bağlantısı sundukları ve Japonya gibi fiber optik altyapıya geçtikleri belirtilen rapora göre aylık en ucuz internet bağ lantılarının bulunduğu ülkeler şunlar: İsveç 10.79 dolar. Danimarka 11.11 dolar. İsviçre 12 dolar. ABD 15.93 dolar. Fransa 16.36 dolar. Hollanda 16.85 dolar. Yeni Zelanda 16.86 dolar. İtalya 17.63 dolar. İrlanda 18.18 dolar. Finlandiya 19.49 dolar. Rapor kısaca böyle. Şimdi söylenen masallara mı yoksa bu rapora mı inanalım insan şaşırıyor. Ülkenin konu hakkında en yetkililerinin söyledikleri ile OECD raporları çelişiyor gibi. Ama yine de biz münafıklıktan vazgeçelim ve bize sunulan hizmeti kabullenip faturalarımızı ödeyelim. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle