19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 1.30’un altına düşmez denildi: 1.25 oldu. 1.20 YTL en dip nokta denildi: Durmadı. Dün dolar 1.17 YTL ’yi de gördü 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dolar ‘dibini’ bulamadı ? Piyasa yorumcularının tahminlerini de altüst eden dolar kuru 117 kuruşu da gördü. İthalatçı sevinçli, ihracatçı kara kara düşünüyor. NECDET ÇALIŞKAN İçine Doğmaz “Oğlumun şehit olacağı içine doğmuş. Üç gün önce telefonla konuşurken hakkımı helal etmemi istedi” demiş... Yavrusunu yitirmiş anne için bu inanç, acıyı katlanabilir kılabilir umarım... Aslını ararsak, ölümle iç içe yaşamak zorunda olmanın, sürekli ölüme tanıklık edip ölümü beklemenin bir dışavurum biçimi olmalı. Ağlayacak, kaçacak konumda değil de göze alarak, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme çabası içinde yaşayanların iç dünyalarının, yiğitliğe toz kondurmamanın, yansıması... Tetiğin soğuk namlusu enseye dokunmasa da her an ölümle iç içe yaşamak başka bir şey; daha önceki sıcak çatışma günlerinde, Jirki Dağları arasından erzak taşırken ölümü kayalıklar arkasındaki bir pusuda bekleyen askerin, tuzağa düşmemek için korkuyla açılmış gözlerinin, hızla yol alan kamyon üzerinde dağların kıvrımları arasında dolaşmasını, aynı çeviklikte eli makinelisinin tetiğinde hızla dönenmesini hiç unutamadım; “Ölümle iç içe, ölüm korkusuyla yaşamak işte böyle bir şeymiş” diye içimden geçirmiştim... Asker uğurlama aylarında evim otogara yakın olduğu için, günlük haberleri izlemesem dahi, sıcak çatışma, ölüm olasılığının arttığı dönemleri, asker uğurlayanların gürültülerinden ayırabilirim. Şehit cenazelerinin çoğaldığı dönemlerde, askere uğurlama törenleri birden abartılı gösterilere dönüşür, uğurlama konvoyları uzar, gençlerin sarhoş olma, gürültü yapma, tehlikeli araç kullanma, hatta kurusıkı patlatma, taşkınlık halleri çekilmez olur. Gidenin dönmeme olasılığı artmış, ölüm korkusunu yenme, örtme çabaları taşkınlığa dönüşmüştür. Aynı tarihlerde gece otogarlarda rastlaşma söz konusuysa trafik felç olmuş, araçların çıkışı, askere uğurlananların yakınlarının aracın önünü kesip durdurmaları nedeniyle gecikme üzerine gecikme kaydetmiştir. Gençlerin havalarda atılmaları, ağlamayla gürültülü kahramanlık sloganlarının birbirine karışması hallerinden daha vurucusu, uzakta durmaya çalışan annelerin görüntüleridir. Dövüneni mi çocuğu için daha az iç acıtıcı, dik durmaya çalışıp sonra bayılanı mı, hiç bilemedim... ??? Bildiğim dünkü tarihle karşılaştığım kimi İstanbul’da yaşayan annelerin, şimdiden daha ortaöğretim çağındaki çocuklarıyla ilgili korku ve kaygıları... Otobüste yanımda oturan bir anne varını yoğunu satıp, gerekirse borçlanıp kolejde okutma planı yapıyordu. Çocuğunu yurtdışına kaçırmaktan söz ediyordu. Her nefesini dinleyerek yetiştirdiği çocuğunun, çözüm üretmeyen siyasetin kurbanı olarak böylesine haksız, pisi pisine bir ölüme mahkum olmasına izin vermeyeceğini haykırıyordu. PKK pususu ile ölümü, vatan savunmasında şehitlik olarak algılayamıyordu... Yolcuların kimileri annenin isyanına hak veriyor, kimileri yargılıyorlardı... Bu arada Anadolu’nun bizi hâlâ ayakta, birlikte tutan çokkültürlülüğü, hoşgörüsü ile uzaktan yakından ilişkisi kalmamış, öfkeli tepkilerden hiç örnek vermek istemiyorum. Siyaset çözüm üretemez, şehit cenazelerinin sonu gelmezse, hain pusulardan örnekler yinelenip durursa, biriken öfke, en ikel savunma refleksi, tepkilerle, dipten gelecek dalganın bugüne kadar hiç düşünmediğimiz, bu ülkede yaşanmamış çok ürkütücü sonuçları olabileceğinin bir kez daha altını çizmekle yetiniyorum. ABD’nin Irak ekseninde Türkiye’ye dayatmaları, Kuzey Irak, Ortadoğu üzerine hesapları, PKK ekseninde Erdoğan hükümetine dayatılan koşullar, daha bir hafta önce imzalatılan anlaşamamanın anlaşması, teröre destekle eşdeğer oyalamalar, set çekmeler, Türkiye’nin uluslararası hukuktan gelen haklarının elinden alınması.. öyle yenilir yutulur travmalar değil.. ??? Yine bildiğim ölümün içine doğması halinin aslında ölümle yüz yüze yaşama zorunluluğunun bir yansıması olduğudur. Şehit annesinin oğlunun acısını dağlayan helallik isteme telefon konuşması, beni bir kez daha Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden bir ay önceki günlere götürdü. Araştırmacı gazetecilik, ülkesini sevme, doğru bildiklerini sonuna kadar savunma, yazma sorumluluğu.. yaşamını öylesine ölümle iç içe hale sokmuştu ki... Karısını ve çocuklarını kanlı bir tuzaktan korumak üzere kendince önlem almıştı. Arabasının kontak anahtarını çevirmeden, onlara evin kapısının dışına çıkmayı yasaklamıştı. Ölümü tam da öyle, bana evinin kapısının arkasında, karısını ve çocuklarını beklettiği yerde, anlattığı gibi oldu. Arabasının kontak anahtarını çevirince bomba patladı. Karısı ve çocukları kurtuldu.. Güldal Mumcu’nun hem Uğur Mumcu kimliği hem de bilinçli, kararlı kadın kimliği ile bugün Meclis’te bizi temsil ediyor olması onur ve teselli kaynağımız. Kanlı pusu, katledilmesinde ailesini kurtarabilmesi, elbette Uğur Mumcu deha zekâsında bir kişiliğin kendisine yönelik ölüm tehdidi algılamasının, bilincinin, ölümle iç içe bildiği yolda yaşama sorumluluğunun bir yansıması idi. Mustafa Kemal’in devrimlerinin açtığı yoldan yürüyen çağdaş, demokratik, laik, insan haklarının korunabildiği Türkiye Cumhuriyeti, Uğur Mumcu’nun, askere giden gençlerinin yaşamlarının güvenceye alınabildiği siyasi erk, iktidarlar elinde ancak yaşayacaktır. Bugünlerde olup bitenlerde Erdoğan hükümetinin, iktidarının sorumluluğu başta gelir. İktidar, çıkar uğuruna verilen ödünlerin hesabı sorulmalıdır. [email protected] D O L A R D A K İ T E P E TA K L A K D Ü Ş Ü Ş O T O R İ T E L E R İ D E B İ R B İ R İ N E D Ü Ş Ü R D Ü ABD Merkez Bankası’nın (FED) yeni faiz indirimlerine kapıyı açık bırakmasıyla tüm dünyada tepe taklak olan dolardaki düşüş dün de sürdü. Dolar gün içinde 1.1785 YTL ’ye kadar geriledi. Cuma günü 1.4030’a kadar gerileyen Avrodolar paritesi dün 1.4153’e çıktı. Doların yeniden değer kaybetmesinde, FED’in güçlü istihdam verilerine karşın faizi yıl sonuna kadar indirmek durumunda kalacağı beklentisi etkili oldu. Dolar yurtdışına paralel olarak içte de değer kaybetti. Bankalar arası piyasada en iyi dolar alış ve satış kotasyonları 1.1785/1.1825 YTL seviyesini gördü. Neden düşüyor? Rato: Gerçek değerinin altında Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Rodrigo Rato, birkaç yıl öncesine kadar aşırı değerlenmiş olan ABD Doları’nın, şimdi ise gerçek değerinin altında işlem gördüğünü söyledi. Rato, Financial Times gazetesine verdiği demeçte, doların gerçek değerinin altında işlem görmesinin başta Avrodolar arasındaki makasın açılmasının yol açabileceği dengesizlikler olmak üzere karmaşık sorunlar doğurduğunu söyledi. Rato, ayrıca ABD’deki yüksek riskli tutsat (mortgage)sektöründeki sorunların tetiklediği küresel kredi sıkışıklığının, dünya çapında ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilecek “ciddi bir sıkıntı’’ oluşturduğunu söyledi. IMF Başkanı, likidite, kredi erişilebilirliği ve risk unsurlarının normal düzeylerine dönmesinin “birkaç ay sürebileceğini, muhtemelen gelecek yıla sarkabileceğini’’ ifade etti. Greenspan: Düşüş, şimdilik sorun değil Eski ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, ABD Doları’nın son günlerdeki değer kaybının şimdilik ABD ekonomisi için sorun oluşturmadığını söyledi. Greenspan, CNN televizyonunda katıldığı bir programda, normalde bir para biriminin uzun süre düşük değerde seyretmesinin enflasyonun artmasına neden olduğunu, ancak doların değer yitirmesinin şu an için böyle bir etkisinin gözlenmediğini ifade etti. Ülke dışında seyahat eden ABD vatandaşlarının doların değersizleşmesinin sonuçlarını hissedeceğini belirten Greenspan, buna karşılık iç ekonomide bunun bu aşamada ciddi bir unsur olmadığını kaydetti. Greenspan, ABD ekonomisinin yavaşlamakta olduğunu söylemekle birlikte, durgunluk ihtimalinin yüzde 50’nin altında olduğunu öne sürdü. FED’in 18 Eylül’de kısa vadeli faizleri yüzde 4.75’e çekmesinin ardından piyasalardaki rota da çizildi. Mortgage krizi nedeniyle nakit sıkıntısına düşen şirketlere bu kararıyla rahat bir nefes aldıran FED’in karar, “Tekrar zor duruma düşersek, FED yine bekleneni yapar ve faizleri aşağı çeker. En kârlı yatırım yine gelişmiş ülkelerden borçlanıp gelişmekte olan ülkeler yatırım yapmakta” şeklinde yorumlandı. Kim kazanıyor? Harcamalardaki artışa karşın vergi gelirlerinin azalması görüşmelerde sıkıntı yaratacak IMF’yle bütçede çıkış arayışı ? 2007’de tutturulamayacağı tahmin edilen faiz dışı fazla rakamının IMF ile Ankara’da başlayan görüşmelerde tartışmaya açılması bekleniyor. Maliye Bakanlığı tahsilatı artırmak için çare arıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet’in 2007 yılı merkezi bütçesinde harcamaların öngörülenin üstünde seyretmesine karşın vergi gelirlerinin, özellikle vergi iadesinin kaldırılması nedeniyle çok düşük çıkması sıkıntı yaratıyor. Maliye Bakanlığı tahsilatı artırmak için çare ararken, 2007’de tutturulamayacağı tahmin edilen faiz dışı fazla rakamının IMF ile Ankara’da başlayan görüşmelerde tartışmaya açılması bekleniyor. Bütçenin ilk 8 aylık sonuçlarına göre harcama artış hedefi bütün yıl için yüzde 15 olarak belirlenmişken, ilk sekiz aydaki harcamalar yüzde 18, faiz dışı harcamalar ise yüzde 22 arttı. Buna karşın vergi gelirlerinde 2007 yılı artış hedefi yüzde 15 olmasına karşın, ilk 8 aydaki artış yüzde 9’da kaldı. Yılın ilk sekiz ayında tahsil edilen KDV, geçen yılın aynı döneminde Doların düşmesi, döviz cinsinden borçlananlara yarıyor. Bu da konut başta olmak üzere yabancı para cinsinden tüketici kredisi kullananlar açısından avantaj sağlıyor. Ayrıca bankalar açısından da yurtdışından daha kolay borçlanabilme olanağı yaratıyor. İthal girdiyle çalışan yerli sanayici, doların daha da düşmesini istiyor. Çünkü, dolardaki gerileme girdi maliyetlerinin de düşmesi ve kârlılığın artması demek. Kim kaybediyor? Eylül ayı sonu itibarıyla 100 milyar doları geçen yıllık dış satıma karşın dolardaki düşüş ihracatçı açısından günden güne eriyen rekabet avantajı demek. Dolar düşünce, ithalat ve dolayısıyla dış ticaret açığı da artıyor. İthalat artmasına karşın dolar düştüğü için ithalden alınan vergide de ciddi kayıplar yaşanıyor. Doların ucuzlaması, bankaları daha fazla döviz cinsinden borçlanmaya itiyor. Bu da döviz alacaklarıyla döviz borçları arasındaki makası ifade eden açık pozisyonlarını büyütüyor. Bankacılık sektörü yabancı para pozisyonu açığı 2128 Eylül arasında 7 milyar 789 milyon dolara yükseldi. GÖRÜŞMELER BAŞLADI Ankara’daki resmi temaslarına başlayan IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni başkanlığındaki heyet dün Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile bir araya geldi. Şimşek’in Hazine Müsteşarlığı’ndaki makamında yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ile IMF Türkiye Yerleşik Temsilcisi Hüseyin Samici de yer aldı. Şimşek ile Giorgianni arasında yapılan görüşmede, 2007 yılında, Türkiye ekonomisinde ve global ekonomideki yaşanan gelişmeler ile yapısal reformlardaki ilerleme ve 2007 yılı kamu maliyesi gelişmeleriyle 2008 yılı hedef ve beklentileri de ele alındı. tahsil edilenin bile gerisinde kaldı. KDV’deki gerilemede, ücretlilere vergi iadesinin kaldırılması, bazı ürünlerdeki KDV oran indirimi ve seçim etkili oldu. Böylece yılın ilk 8 ayında bütçe açı ğı 8.4 milyar YTL olarak gerçekleşirken, yıl sonu hedefine şimdiden ulaşıldı. Faiz dışı fazlada ise yılın üçte ikisi geçmesine karşın hedefin sadece yüzde 44’ü tutturuldu. Maliye çevrelerinde Maliye Baka nı Kemal Unakıtan’ın özellikle gelir artışındaki yetersizlikten Gelirler İdaresi Başkan Vekili Osman Arıoğlu’nu sorumlu tuttuğu, bu nedenle de asaleten göreve getirdikten sonra görevden alacağı konuşuluyor. Financial Times: Türkiye hâlâ riske açık ? Yeni gözden geçirmeyi “Türkiye için şans” olarak nitelendiren FT, iddialı ekonomik program gereğine işaret ederken yatırımcıların ayrıntılı bilgi talep ettiğine dikkat çekti. Ekonomi Servisi Financial Times (FT) gazetesi, Türkiye’deki seçimlerden sonra iki ayı aşkın bir süre geçmesine karşın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ikinci hükümet döneminin ekonomi gündemini henüz açıklamadığını belirterek hükümetin “iddialı bir ekonomik reform programı” ortaya koyması gereğini vurguladı. Ekonomi gazetesi FT, Vicent Boland imzalı Türkiye’nin ekonomisine ilişkin son analizinde “Ekonomi biraz yavaşlama işaretleri gösterirken ve kredi sıkışması nedeniyle uluslararası ortam belirsiz iken yatırımcıların ayrıntılı bilgi” talep ettiklerini belirtti. İŞ BANKASI: CARİ AÇIK ARTIYOR İş Bankası İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü Raporu: * Yılın ikinci yarısında, küresel ekonomideki olumsuz gelişmelerin iç ve dış talep büyümesini sınırlayıcı yönde etkileri artırdı. * 2007 sonunda yüzde 5’lik büyüme hedefine ulaşılabilir. Bunun için IMF ile ek tedbirlerin alınması bekleniyor. * Hizmetler sektöründeki istihdam artışı yavaşlamaya devam edecek, dolayısıyla tarım dışı işsizlik oranındaki düşüş sınırlı kalacak. * Azalan dış talep ve enerji fiyatlarındaki yükseliş, önümüzdeki dönemde cari açığın genişlemesi ihtimalini artırıyor. OYAKBANK: BÜYÜME YAVAŞLAYABİLİR Oyakbank Hazine Grubu Ekonomik Araştırmalar Bölümü Raporu: * Yıl sonuna kadar faiz indirim politikası sürebilir. * Dünyada düşük büyüme, yüksek enflasyon riski hâlâ korunuyor. * 2007’de kırılganlık arttı, 2008 hedefleri önemli hale geldi. 2007’de büyüme yüzde 4.6 4.9 aralığında kalır. * Bu yıl dış ticaret açığı en iyi olasılıkla 59 milyar dolar, cari açık da 35 milyar dolar civarında gerçekleşecek. İngiliz gazetesi, Dresdner Kleinwort’ten bir ekonomi ekibinin geçen hafta Türkiye’ye yaptığı ziyaretin ardından “Piyasalar ve IMF şimdiye kadar affedici oldu ancak başta mali cephe olmak üzere, makroekonomik konularda net bir sıkı tutma politikasına olan ihtiyaç artık çok açık” dediğine dikkat çekti. Gazete, IMF’yle yeni gözden geçirmenin, An kara’ya son beş yılda ortalama olarak yüzde 7.4 oranında büyüme sağlanan ekonomik politikaları sürdürme taahhüdüne daha da içerik katmak için bir şans oluşturduğunu kaydetti. Türkiye’nin, ABD’deki mortgage krizinden fazla etkilenmediğini belirten gazete, buna karşın Türkiye’nin “yükselen piyasalardaki yatırımcıların arasındaki hissiyat değişiklikleri ile risk ve oynaklık algılanmasına kırılgan” olduğu yorumunu yaptı. Analizde Morgan Stanley’den ekonomist Serhan Çevik’in “Temel olarak Türk ekonomisi, beş yıl öncesine göre çok daha iyi bir yerde ancak hâlâ küresel likidite akımlarının risklerine ve oynaklığına çok açıktır” değerlendirmesine yer verildi. S A N AY İ Ü R E T İ M İ A Ğ U S T O S TA A R T T I Ekonomi Servisi Sanayi üretimi, bu yılın ağustos ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.1 artış gösterdi. Sekiz aylık ortalamalara göre, sanayideki toplam üretim artışı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.3 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2007 Ağustos ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. Sekiz aylık ortalamalara göre madencilikte yüzde 10.5, imalat sanayinde yüzde 4.5, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 9.8’lik üretim artışı yaşandı. Geçen yılın aynı döneminde toplam sanayi üretimi yüzde 6.1, madencilik sektörü yüzde 7.8, imalat sanayi yüzde 5.7, elektrik, gaz ve su sektörü üretimi yüzde 9 artmıştı. İmalat sanayi alt sektörleri itibarıyla değerlendirildiğinde ise ağustosta, geçen yılın aynı ayına göre en fazla üretim, yüzde 70.3’lük artışla büro, muhasebe, bilgi işlem makinaları imalatında gerçekleşti. G E L E C E Ğ İ N F İ N A N S Ç I L A R I YA R I Ş I Y O R Ekonomi Servisi Galata Menkul Değerler, üniversite öğrencileri arasında düzenlediği portföy yarışmasıyla ‘geleceğin finansçıları’nı arıyor. Daha önce uygulanan sanal yarışmaların aksine ilk kez gerçek para yönetecek olan öğrencilere, 500 YTL’lik hisse portföyü tahsis edilecek. Üç ay içinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) alımsatım yaparak portföyünü kâra geçiren tüm öğrenciler, kârlarının yüzde 75’ine sahip olacak. Öğrenci, zarar etmesi durumunda ise sorumlu olmayacak. “Geleceğin Finansçısı Yarışması 2007” adlı yarışmaya, ODTÜ, İstanbul ve Anadolu Üniversitesi iktisadi ve idari bilimler, işletme ile iktisat fakülteleri bölümlerinde okuyan öğrenciler katılabilecek. Yarışmacılar 1 Kasım 200731 Ocak 2008 tarihleri arasında işlem yaparak en yüksek portföy değerine ulaşmaya çalışacak. Başvurular, 1517 Ekim tarihleri arasında ilgili üniversitelerden yapılacak. S Ü TA Ş A K S A R AY ’ D A ÜRETİME GEÇİYOR Ekonomi Servisi Aksaray’a yatırım yapan Sütaş’ın yıllık 500 bin ton kapasiteli entegre süt tesisinin ilk ünitesi, aralık ayında üretime geçecek. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Sütaş’ın Aksaray’daki fabrikasının Türkiye’nin en büyük süt fabrikalarından biri olacağını söyledi. Yılmaz, “2008 Eylülü’nde tüm unsurların faaliyete geçmesini bekliyoruz. Aksaray’da yatırım yapmamızın bazı nedenleri vardı. Türkiye’nin kavşak noktasında bulunan Aksaray’ın, önemli bir lojistik merkezde olması önemli avantajlar sunuyordu. Kalkınmada öncelikli il olan Aksaray’da faydalanabileceğimiz yatırım teşvikleri vardı. En önemlisi de bizim işimizin özü yemin hammaddesini Aksaray’da en yüksek kalitede üretebilmemizdi. Aksaray, kaliteli sütün üretilebileceği, bu iş için gerekli yem bitkilerinin yetiştirilebileceği özel bir coğrafyada bulunuyor” dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle