25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 6 HABERLER İsmailağa tarikatı lideri Mahmut Hoca için ‘silahlı çete’ kurmaktan soruşturma açıldı Polisten hâlâ bilgi bekleniyor İstanbul Haber Servisi Fatih’teki İsmailağa Camisi’ne bağlı tarikatın lideri konumundaki Mahmut Ustaosmanoğlu hakkında savcılığın ‘‘silahlı çete suçlamasıyla’’ soruşturma açtığı, ancak polisten 4 aydır herhangi bir bilgibelge gelmediği ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kelkit, geçen pazar günü vaaz verdiği sırada emekli imam Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesi ve katil zanlısı Mustafa Erdal’ın cami içinde linç edilmesiyle gündeme gelen İsmailağa tarikatının lideri Mahmut Ustaosmanoğlu (Mahmut Hoca) hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘‘silahlı çete kurduğu’’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Sabah gazetesinin haberine göre, Savcı Kelkit’in, 13 CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ? İsmailağa Camisi’ne bağlı tarikat, emekli imam Bayram Ali Öztürk’ün vaaz sırasında öldürülmesi ve zanlının linç edilmesiyle gündeme geldi. Tarikatın lideri Mahmut Hoca’ya bağlı silahlı müritlerin, “Küre” operasyonunda çete lideri olmaktan tutuklanan Kasım Zengin’i tarikata olan borcunu ödemediği iddiasıyla şeriat mahkemesi tarafından yargılayıp infaz etmek istediği bildirildi. Nisan 2006’da İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmasına karşın savcılık soruşturmayı 9 Mayıs 2006 tarihinde başlattı. Ancak soruşturmaya ilişkin polisten gerekli bilgi ve belgelerin gelmediği öğrenildi. Savcı Kelkit, suç duyurusunu, Ankara’da gerçekleştirilen ‘‘Küre’’ adlı operasyon kapsamında, çete lideri olduğu iddiasıyla yakalanarak tutuklanan Kasım Zengin’e arabuluculuk yaptığını söyleyen müteahhit Muzaffer Ergin’in ifadelerine dayandırdı. Muzaffer Ergin, savcılığa verdiği ifadede, Zengin’in kurduğu marketi batırması üzerine İsmailağa tarikatından aldığı borcu ödeyemediğini, bunun üzerine İstanbul’a çağrılarak İsmailağa Camisi’nin yanında bulunan küçük bir caminin bodrumunda şeriat mahkemesinde yargılanıp infaz edilmek istendiğini anlattı. Fatih’te öldürülen emekli imam Bayram Ali Öztürk’ün de sorgulamada bulunduğunu belirterek kendisinin camiye gelmeden önce durumu avukatlara anlattığını söylemesi üzerine infazdan vazgeçildiğini anlatan Muzaffer Ergin, dizüstü çöktürülerek yalvartılan Zengin’in tarikata 700 bin YTL civarında borcu olduğunu söyledi. Ergin, Zengin’in, eşi, kardeşi ve kendisi üzerine kayıtlı otomobillerin vekâletini tarikat üyelerine vermesi üzerine serbest bırakıldığını anlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Mahmut Ustaosmanoğlu için 9 Mayıs’ta soruş turma istediğini, halen devam eden soruşturma için de bir savcıyı görevlendirdiğini söyledi. Ancak yetkililerden edinilen bilgiye göre, soruşturmanın yürütülmesi için polisten istenen bilgi ve belgeler 4 ay boyunca gelmedi. Polis, emekli imamı öldürdüğü iddiasıyla cami içinde linç edilerek öldürülen Mustafa Erdal’ın cami mihrabına başını vurarak intihar ettiği bilgisini vermiş, ancak ‘‘linç edenlerin korunduğu’’ iddiaları üzerine, önceki gün görgü tanıklarının ifadelerine başvurmaya başlamıştı. Adli Tıp tarafından hazırlanan ön raporda ise zanlı Erdal’ın linç edilerek öldürüldüğünü kanıtlayıcı bilgilere yer verilmişti. ‘Şehit’ Kavramı Üzerine... Sokaktaki insanı çevirip ‘‘Şehit kimdir’’ diye sorsanız, size hayretle, hatta belki biraz öfkeyle bakacak ve büyük olasılıkla şöyle diyecektir: ‘‘Şehit, vatanı için can veren kimsedir.’’ ‘‘Vatan’’, oldukça yeni bir kavramdır. İnsanlar yurtları, üzerinde yaşadıkları topraklar için her zaman çarpışıp ölmüşlerdir kuşkusuz. Fakat modern anlamıyla ‘‘vatan’’ ve o vatan için can vermeye kutsal bir anlam verilmesi, ‘‘şehit’’ kavramının tarihi kadar eski olmasa gerek... F. Devellioğlu’nun OsmanlıcaTürkçe sözlüğünde kavramın karşılığı şöyle: ‘‘Din veya yüksek bir ülkü uğrunda can veren, savaşta ölen Müslüman.’’ Demek ki, buna göre, şehit sayılmak için, öncelikle Müslüman olmak, yanı sıra da İslam ‘‘veya yüksek bir ülkü uğrunda’’ can vermek gerekiyor. Bu ‘‘yüksek ülkü’’(ya da ülkülerin) ne (neler) olduğu sözlükte belirtilmiyor. Nedeni çok açık. Çünkü ‘‘şehit’’ kavramının kaynağı dinseldir. Sözlükte sadece Müslüman denilmiş olsa da Hıristiyanlık uğrunda can veren, işkence gören aziz ya da azizeler için kullanılan ‘‘martyr’’ sözcüğü de, bizim Arapçadan aldığımız ‘‘şehit’’ sözcüğünün karşılığıdır. Öyleyse, büyük olasılıkla her dilde karşılığı olan, öncelikle dinsel kaynaklı bir kavramla karşı karşıyayız... ??? Bu durumda, girişte sözünü ettiğimiz yurttaşın, ‘‘Şehit kimdir?’’ denildiğinde neden büyük olasılıkla dinsel olmayan bir karşılık vereceği sorusunu yanıtlamak gerekiyor... Yanıt çok basittir: Çünkü dinsel çıkışlı bu kavram, laikleşen toplumsal yaşamla birlikte anlam değiştirmiş, laik bir içerik kazanmıştır... Günümüzde herhangi bir ‘‘din’’ uğrunda ölümü göze alan kimseye (başkalarına zarar vermemesi koşuluyla) saygı duymamak için herhangi bir neden bulunmayabilir... Fakat yine günümüzde, yurdunu savunmak için ya da bir başka toplumsal amaç uğruna can veren insanların ille de dinsel bir inanca sahip olmaları, bir başka deyişle de ‘‘öteki dünya’’da herhangi bir peygamberden ‘‘şefaat’’ beklemeleri gerekmiyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Rusya’da, Fransa’da, bütün dünyada, Nazizme karşı savaşta işkence gören, yaşamlarını yitiren kahramanlar, yandaşlarınca ‘‘şehit’’ sayılmışlardır... Bizim Kurtuluş Savaşı şehitlerimiz, ille de cennete gitmek için değil, öncelikle yurtlarını, ailelerini, onurlarını savunmak için savaşıp can verdiler. Bütün bu insanlar, koşullar öyle gerektirmese, işkence görmemek, acı çekmemek, mutlu bir yaşam sürmek isterlerdi... Bir başka deyişle, ‘‘laik’’ anlamıyla şehit’lik, ille de kazanılması gereken bir ‘‘mertebe’’ değil, toplumsal yaşam tehlikeye girdiğinde bireysel yaşamı gözden çıkarabilme özverisidir... Herhangi bir mistik inanç uğruna can vermeyi göze alan kişi ise, doğal olarak, geride kalan toplumsal yaşamdan çok daha fazla, öteki dünyada bulmayı umduğu bireysel mutlulukla ilgilidir... ??? Sorunu böyle koyduğumuzda, Başbakanlık makamında bulunan kişinin ‘‘şehitlik mertebesi’’ üzerine söylediği sözlerin neden bu kadar rahatsız edici olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü, ‘‘ulema’’ edasıyla söylenen bu sözler, çoktandır laikleşmiş ve toplumca bu anlamda benimsenmiş yüce bir kavramı, laik içeriğinden boşaltarak dinselleştirmekte, onu yeniden ortaçağ mistisizmine doğru çekmektedir. Aynı kişi bunu yaparken, takındığı sinik, ironik, tehdit edici tavırla, ‘‘kimileri kendilerini bu mertebeye layık görmeyebilir’’ gibi son derece inceliksiz, yakışıksız, gerçek anlamda din duygusuna sahip kimselerce de benimsenemeyecek sözlerle, adeta bir ortaçağ papazı kimliğine bürünmekte, sözlerin gerisinde sanki, ‘‘cennetin anahtarları’’nın çirkin, görgüsüz şangırtısı işitilmektedir... İrkiltici, tedirgin edici, tepki uyandırıcı olan, sözlerde ve tavırda bunların görülüp hissedilmesidir... ‘K AFASINI ÇARPTI’ İDDİASI ERGİN’İN İFADELERİ 4 AYDIR BİLGİ BEKLENiYOR Giderek radikalleşen cemaatler, ‘Camiler kimin denetiminde’ sorusuna da yanıt veriyor Devletin tarikat yenilgisi MEHMET FARAÇ amuoyu, tarikatlar içindeki post ve egemenlik kavgasını da deYPASS... şifre eden İsmailağa cinaHizbullah’ın camilerden yeti nedeniyle devlete ait atıldığı bir Türkiye’de, cecamilerin kimlerin deneti maatlere oy deposu olarak minde olduğu sorusuna ya bakan iktidarlar, tarikatlanıt arıyor. Camilere tari rın ibadet merkezlerinde katlar üzerinden bypass kendi imamlarıyla cemaatyaparak sızan örgütler, ce ler yaratmasına göz yummaatleri radikalleştirmek maya devam ediyor. O zaiçin yoğun mücadele veri man da İslamcı takıyye yor. Son cinayet, Güneydo devreye giriyor ve radikal ğu’da Hizbullah’ı ibadet unsurlar bypass işlemiyle merkezlerinden uzaklaştı rejime gol atıyor! ran devletin, siyasetcema17 Ocak operasyonunat ilişkisi nedeniyle tari dan 1 yıl sonra, 24 Ocak katlara yenildiğini de orta 2001’de Diyarbakır Emniya koyuyor. yet Müdürü Gaffar OkNakşiler içinde 8 yıl ara kan’ı şehit eden örgüt, öndan sonra tarikat lideri ce yeraltında bekleme poMahmut Ustaosmanoğ zisyonuna giriyor. Ancak lu’nun çok yakınındaki iki tam bir yıl sonra yeniden imamın camide öldürül ayağa kalkıyor ve bu kez mesi olayı, Türkiye’de yeni bir stratejiyle, ‘‘tam 1946’dan sonra Demokrat gizlilik esası’’ kapsamında Parti iktidarıyla başlayan tebliğ çalışmalarına girişicemaat, ticaretsiyaset ya yor. Bunun için önce Diyarpılanmasının ürkütücü bo bakır, Batman ve çevresinyutlarını da akla getiriyor. de ‘‘ezilmişler’’e vurgu yaÇok değil, daha 6 yıl ön pan isimlerle dernekler kucesine kadar Hizbullah ör ruyor, sağ görüşlü memur gütünün Güneydoğu ille ve işçi sendikalarına sızırindeki camiyor, web sitelerin çok büleri ve ‘‘Miz? Cami cinayük bölümügin’’ benzeri yeti, ülkenin nü denetim dergiler aracışiddetten uzak altında tuttulığıyla propağu, buralara ganda yapıyor. dindarlarının rejim düşmaSonra da ibadet için gitnı yandaş devlete yenimesi gereken imamlar atalen Hizbullah, camilerinde, dığı, örgüte sığınma yeri cemaatmilitan olarak tarikat karşı gelen 18 imamı öldür ikileminin neler ve cemaatleri düğü, küçük gözüne kestidoğurduğunu yaşta çocukriyor. Örgüt gösteriyor. lara militanca militanları areğitim verdiği tık silahlı eyve cinayetler sonrası silah lem yapmıyor, şiddetten ları ibadet merkezlerinde uzak duruyor ve ılımlı müsakladığı unutuluyor. minler gibi tarikat müridi kisvesiyle faaliyetlerini sürRGÜTTEN dürüyor. Nakşilerden NurTARİKATA... culara kadar uzanan çizgiHizbullah’a Beykoz ope de yapılanan örgüt, bu şerasyonunun yapıldığı ve li kilde hem dikkat çekmideri Hüseyin Velioğlu’nun yor hem de tarikatlar üzeöldürüldüğü 17 Ocak 2000 rinden rahatlıkla cami ceöncesinde, örgütün sade maatlerine yöneliyor.... ce Diyarbakır’da 181 caÜlkenin şiddetten uzak miyi denetim altında tuttu dindarlarının ibadet için ğu da görmezden gelini gitmesi gereken camilerinyor. Emniyet ve adliye ar de, cemaatmilitan ikileşivlerinde, Hizbullah ör minin neler doğurduğunu gütlenmesinde 6 yıl önce İsmailağa’daki cinayet gössine dek cami sorumlulu termeye yetiyor. ğunun üst düzeyde ve çok Aslında günlerdir tartıetkin biçimde kullanıldı şılan ‘‘Camiler kimin deneğını gösteren binlerce bel timinde’’ sorusu için lafı ge bulunuyor. Velioğlu’nun fazla uzatmamak da gereöldürüldüğü Beykoz’daki kiyor. Bir lincin arkasınvillada o gün Hizbullah’ın daki öfkeyi anlamak ve socamiler sorumlusu Edip rulara yanıt bulmak için Gümüş’ün de yakalanma ‘‘Çarşamba geleneği’’ni çok sı bunu kanıtlıyor. iyi bilen Başbakan Erdo6 yıl önce 52 kentteki ğan’ın, ‘‘minareleri süngü, operasyonlarda bir bölü kubbeleri miğfer, camileri mü ‘‘cami sorumlusu’’ 3 kışla, müminleri asker’’ olabinden fazla militanı ya rak niteleyen bir şiiri Siirt kalanan Hizbullah, artık meydanında neden okuducamilerde eski denetimini ğunu, üzerine basa basa sağlamakta güçlük çeki düşünmek yetiyor. K yor. Örgüt büyüyüp geliştiği bu merkezlerden tamamen sökülüp atılamıyor. ZEYTİNBURNU B İşyeri makyajlı Kuran kursu (MAHMUT ORAL) ? İstanbul’da sayıları hızla artan kaçak Kuran kursları, camilerden bodrum katlarına taşınarak gözlerden uzak tutuluyor. İstanbul Haber Servisi Zeytinburnu’nda işyeri görünümündeki bir dükkânın küçük yaştaki çocuklara dini eğitim veren kaçak Kuran kursu olarak faaliyet gösterdiği belirlendi. İstanbul’un birçok ilçe ve beldesinde her yıl çoğalarak izinsiz din eğitimi veren kaçak Kuran kursları, camilerden bodrum katlarındaki işyeri süsü verilmiş dükkânlara taşınarak gözlerden uzak tutulmaya çalışılıyor. Zeytinburnu Çırpıcı Mahallesi Yeşilyol F Çıkmazı Sokak 42 numaralı dükkânda da kaçak Kuran kursunun faaliyet gösterdiği belirlendi. Kepenkleri indirilmiş ve buzlu camlarla içerisinin görünmesi engellenen işyeri görüntüsü verilen Kuran kursunun kapısında da ‘Bismillahirrahmanirrahim’ yazılı bir tabela bulunuyor. Özellikle küçük çocuklar dışında Yugoslav göçmenlerinin de kaçak Kuran kursuna katıldığını belirten yurttaşlar, ‘‘Bu denli küçük yaşta çocukları Kuran kurslarında eğiten anlayış, daha dün gerçekleştirilen linç olaylarını yadırgamamalıdır’’ dedi. Zeytinburnu ilçesinde geçmişte de birçok kaçak Kuran kursu olduğu belirlenmişti. ETKİSİ HİÇ DE AZ DEĞİL Örgüte yakın çevrelerin düşünce yapısını da barındıran Mustazaflar Yardımlaşma Derneği’nin geçen nisan ayındaki Kutlu Doğum Haftası kapsamında, Diyarbakır’da düzenlediği bir mitinge kara çarşaflı, sarıklı ve cüppeli on binlerce kişinin katıldığı gözönüne alındığında, cemaatleşen örgütlerin toplum üzerindeki etkisinin hiç de az olmadığı anlaşılıyor. Yeni TCY, lince katılanlara müebbet hapis öngörüyor Devrim yasası yok sayılıyor İLHAN TAŞCI ANKARA İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun sağ kolu olarak bilinen Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesiyle gözlerin çevrildiği Çarşamba’da devrim yasaları yok sayılıyor, güvenlik güçleri ise yasadışılığı seyrediyor. Çarşamba’da sarık, takke ve cüppe giyenler hakkında Kılık Kıyafet Yasası uyarınca yaptırımda bulunulabilecek iken şu ana kadar hiç kimse hakkında işlem yapılmaması dikkat çekiyor. Öztürk’ü öldüren Mustafa Erdal’ın linç edilerek öldürülmesi olayına karışan cemaat üyelerinin saldırısının, öldürücü olup olmadığına bakılmaksızın saldıraya katılanların tamamının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması gerekiyor. Ancak linçle ilgili şu ana kadar tek gözaltı bulunmuyor. Cami cinayetinin ardından gözler yeniden tarikat, cemaat ve camilerdeki ‘‘dinci yuvalanmalara’’ çevrildi. Emekli imam Bayram Ali Öztürk’ü öldürdüğü için camide linç edilen Mustafa Erdal ile ilgili soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı. Tarikat ve cemaat yapılanması içerisinde en tutucu kesim olarak bilinen ve ağırlıklı olarak İstanbul Çarşamba’da yerleşik olan cemaat üyesi erkekler sarık, cüppe ve takke ile günlük yaşamda yerlerini alırken, kadınlar ağırlıklı olarak kara çarşaf kullanıyorlar. KP CEZAYI ÇIKARMIŞTI Ö A Cinayetin ardından polis kimseyi gözaltına almazken, cemaat üyelerinin giyim şekli Kılık Kıyafet Yasası’na aykırılık oluşturuyor. Devrim yasalarına aykırı dav ranışlara ilişkin cezalar Türk Ceza Yasası’nda yer alıyor. Kılık Kıyafet Yasası’na muhalefet suçuna ilişkin ceza öngören hüküm, yeni Türk Ceza Yasası Taslağı’na konulmuş, ancak Meclis’te taslaktan çıkarılmıştı. Kılık Kıyafet Yasası’na muhalefet suçunun Ceza Yasası’na konulmaması nedeniyle bu yasaya aykırı davrananlar hakkında Kabahatler Yasası kapsamında yaptırımda bulunulabiliyor. Erdal’ın camide linç edilerek öldürülmesi olayına karışanların yumruk ve tekmelerinin öldürücü nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın hepsinin müebbet istemiyle yargılanması gündeme gelecek. Ancak, suçun işlenişinde ‘‘olası kasıt’’ belirlemesi yapılması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası müebbet hapis cezasına dönüştürülebilecek. ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 KESİMOĞLU’NDAN AKSU’YA: Cerrah ve Güler’i görevden almayı düşünüyor musunuz? ANKARA (AA) CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, Fatih’teki camide meydana gelen olaylar sırasındaki tutumları nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Vali Muammer Güler’in görevden alınıp alınmayacağını sordu. Kesimoğlu, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, Fatih’teki İsmailağa Camii’nde eski imam Bayram Ali Öztürk’ü öldüren zanlı Mustafa Erdal’ın ‘‘cemaatten kişilerce linç edilmesine rağmen emniyetin bu kişinin intihar ettiğini açıkladığını, bildirdi. Basına yansıyan video ve ses kayıtları ile otopsi sonuçlarının ardından emniyet teşkilatının Mustafa Erdal’ın linç edildiğini kabul ettiğini belirten Kesimoğlu, ‘‘Emniyet teşkilatından bazı kişiler, kamuoyunu yanlış bilgilendirerek cinayeti örtbas etmeye ve bazı şahıs ya da grupları korumaya çalışıyor olabilirler mi? Kamuoyunu yanlış bilgilendirenler hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır’’ diye sordu. Tarikat camileri İstanbul parsel parsel bölünmüş İstanbul Haber Servisi Fatih’te imam cinayetinin ardından ‘‘tarikat camileri’’ bir kez daha tartışmaya açıldı. Kentin pek çok semtindeki camiler, tarikatların kontrolü altında bulunuyor. Özellikle Nakşibendiler, Kadıköy, Fatih, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Bağcılar’da etkilerini sürdürüyor. İstanbul’da tarikatların etkili olduğu bölge ve camiler şöyle: ? Nakşibendiler, Gaziosmanpaşa’daki Yeşil Cami, Bağcılar’daki Ebubekir Cami, Bayrampaşa’daki Yeşil Camii, Fatih’teki İskenderpaşa Camii’nde etkili. ? Nakşi tekkesi olan Kelami dergâhına bağlı bulunan Erenköy dergâhı, Kadıköy’deki Zihnipaşa Camii’nde etkili. ? Tuzla’da bulunan bir külliyenin, Nakşibendilerden bir ho canın vasiyeti üzerine yapıldığı ileri sürülüyor. ? Kökeni Halvetiye tarikatı olan Cerrahiler, Karagümrük’teki Kethüde Canfeda Hatun Camii yakınındaki dergâhı mesken tutmuş durumda. ? Habibler’deki Mesciti Selam Camii’ni, Pakistan’daki tebliğciler tarikatı kullanıyor. ? Eyüp’teki Kaşgari Tekkesi’nde de Işık Grubu bulunuyor. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle