18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm PB PB PB PB B B B B PB 27 28 27 28 33 34 35 36 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB Y PB PB PB PB PB A 24 26 26 26 29 29 29 27 33 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A A PB 34 32 34 38 34 35 29 27 25 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta biraz artacak. Rüzgâr kuzey ve kuzey doğu, yurdun güney kesimlerinde güney ve batı, Ege kıyılarında kuzey ve kuzeybatı yönlerinden hafif, ara sıra orta kuvvette esecektir. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB PB PB PB PB PB PB 20 17 19 22 21 21 23 22 21 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB PB PB PB B PB PB 21 22 32 20 22 24 28 31 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B A B A B B B B B 17 32 34 38 30 34 27 36 39 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bir İngiliz gazetesinin verdiği, Türkiye’nin Afganistan’a asker göndermesini içeren haberi, Müttefik Kuvvetler Komutanı Orgeneral James Jones doğruladı. Afganistan’da İngiltere’nin 4.000, Kanada’nın 2.300, Hollanda’nın 1.500 ve Amerika’nın bin dolayında toplam on bine yakın NATO askeri bulunuyor. Hepsi silahlı. Bizden asker istemelerinin gerekçesi, terörün dini olmaz diyen RTE’nin yaşam felsefesine uygun: NATO, ‘‘Afganistan’da Taliban’a karşı savaşın kâfirlerin İslama karşı savaşı olmadığını anlatmak için’’ muharip Türk askerine gereksiniyormuş! RTE, terörün dini olmadığını, dizi dibinde oturduğu Hikmetyar’dan sonra Taliban’ın terörist örgüt olduğunu söylemiyor muydu? Buyur şimdi ayıkla pirincin taşını. Taliban’la savaş! ??? BM çağırdı, NATO buyurdu diye Türkiye dünyanın çeşitli ülkelerine asker gönderdi. RTE, son zamanlarda dış ülkelerle, başta Amerika’yla yaptığı görüşmelerde asker konusunda bilinmeyen nasıl bir yöntem izlediyse; Batılılar Türkiye’nin asker göndermeye hazır olduğu izlenimi almış olacaklar. Sorsan bu savı kabul etmez ama, RTE’nin Türkiye’yi istediği biçimde dinci eğilimleri giderek güçlenen bir ülke haline getirdikten sonra, şimdi uluslararası arenada büyük roller üstlenmeyi, uluslararası ün yapmayı düşlüyor. Batı topluluğu içinde ön planda rol almaya özen gösteriyor. Diğer bir kanıt RTE’nin, gelecek ay Washington’a yapacağı gezide, Başkan Bush’a tabii gülüp geçeceği Büyük Ortadoğu Projesi’nin hatalı, yanlış içerikte olduğunu anlatmak olacağını geçenlerde CNN Türk’teki söyleşide açıklamış olması. Kişisel ihtirası boyunu aşıyor. ??? Daily Telegraph, haberinde, NATO’nun bir süredir aşırı dinci Taliban militanlarıyla çarpışırken ağır kayıplar verdiğini, NATO yetkililerine göre, Türk askerlerinin bu savaşa katılması gerektiğini yazdı. NATO yetkililerinin Türk askerinin Taliban savaşına katılması için Ankara’ya baskı yaptığını da ekledi. İngiliz gazetesinin haberi gazetelerde manşet olunca, gazeteci her şeyden haberi olduğuna inandığı Başbakan’a ne diyeceğini sordu. Aldığı yanıt şu: ‘‘Asker talebi bana ulaşmadı.’’ Başbakan bu; yalan söyleyecek, gerçeği saklayacak değil ya! Evet ama biri Brüksel’de diğeri Ankara’daki gelişmeler; Ankara’ya Brüksel’den ulaşmaması olanaksız bilgilere karşın RTE’nin NATO dayatmasını bilmezlikten geldiğini gösteriyor. Afganistan’dan dönen ve Brüksel’de basın toplantısı yapan Orgeneral James Jones, oradaki NATO güçlerinin yüzlerce asker ve helikopterlerle takviye edilmesini istedi. Sıcak çatışmaya girmeyen askerlerimize Afganistan’daki diğer ülke güçlerinin nasıl baktığını bilmek olanaksız; fakat NATO’nun Almanya’yı, Fransa ve İtalya’yı Taliban’a karşı savaşmaya çağırırken Türkiye’ye ayrım yapması beklenebilir mi? Lübnan’a BM kararı doğrultusunda asker göndermeyi savunurken RTE ile dış siyasetin Gül’ü; Batı topluluğu (AB), İspanya, Almanya, Fransa, İtalya asker gönderirken biz bölge ülkesi olarak Lübnan’a asker göndermekten kaçınamayız, demiyorlar mıydı? NATO bir Batı topluluğu; buyur şimdi Afganistan’da Taliban’la savaşmaya! ??? Tabii mum yatsıya kadar yandı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın kısa bir demeci ile sönüverdi. Orgeneral önce ‘‘NATO’nun Türkiye’den ek asker talebinde bulunduğunu’’ doğruladı ve sonra: Kimi heveslerin önünü kesti. ‘‘Terörle mücadele için Afganistan’a tek bir Türk askerinin gidemeyeceğini’’ söyledi. Kendi içinde teröre henüz çare bulamayan ve ikide bir sağa sola asker gönderme isteklerine kucak açan Türkiye’nin sesiydi bu. Şimdi RTE’den kıvırgan açıklamalar bekleniyor. ‘Erdoğan şafak sayıyor’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY necek olan festivale katılmak üzere uçakla Adana’ya gelen Baykal, havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruyu yanıtlayan Baykal, Erdoğan’ın adaylığının her geçen gün biraz daha netlik kazandığını söyleyerek ‘‘Başbakan cumhurbaşkanı adayıdır ve karşısında da başka bir aday yoktur. Başka bir aday da çıkamaz. Başbakan mayıs ayında cumhurbaşkanı seçilecektir. O şimdi şafak sayıyor, gün sayıyor’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın ‘‘kendisinin adaylığı söz konusu değilmiş gibi’’ Türkiye’yi oyaladığını belirten Baykal şunları kaydetti: ‘‘Son anda bir emrivaki yapacaktır. Buna herkes alet olmaktadır. Bunu niye saklıyor? Çıkıp söyleyebilir Başbakan. Çünkü aday olmasının Türkiye’yi nasıl kutuplaştıracağını, nasıl gerginliklere sürükleyeceğini herkes biliyor. Nasıl başbakanlık yaptıysa cumhurbaşkanlığını da öyle yapacaktır. Başbakan telaş yapmadan işi götürmeye çalışıyor. Herkes bilsin ki o cumhurbaşkanı olacaktır. Daha sonradan telaş edeceklerine şimdiden telaş etsinler. Önlemeyi düşünüyorlarsa şimdi önlesinler.’’ Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını yakın bir zamanda ‘‘oldubitti’’ ile gündeme getirme arayışı içinde olduğunu vurgulayan Baykal, erken seçim ihtimalinin ortadan kalktığına dikkat çekti. Baykal, ‘‘Aylardır Türkiye’ye anlatmaya çalışıyorum.Ama maalesef bazı çevreler kendilerini aldatmayı tercih ediyorlar. Sanki bir uzlaşmayla bir cumhurbaşkanı seçilebilirmiş gibi bir anlayışla bu temennilerini dile getirerek o bekleyişin içine giriyorlar. Başbakan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin yaratacağı sonuçlardan ülkeyi korumak istiyorsanız, yapılması gereken şey, seçimi erkene almaktır. Seçimi 4 yılın sonunda yapmaktır. Şimdi geldiğimiz noktada erken seçim olasılığı kalktı. Seçim 5 yılda yapılacak. Öyle anlaşılıyor. Ama cumhurbaşkanı seçimi uzlaşmayla olamayacak’’ dedi. Akyazı’da gergin saatler SAKARYA (Cumhuriyet) Sakarya’nın Akyazı ilçesinde bir parkta, Güneydoğulu fındık işçileriyle ilçe gençleri arasında yaşanan tartışma PKK kavgasına dönüşünce, ilçede saatler süren gerginlik yaşandı. 4 işçi gözaltına alınırken; 1000’i aşkın kişi ilçe emniyet müdürlüğü önünde toplanarak emniyet binasına girmek istedi. İlçeye fındık toplamak için gelen bir grup işçiyle bazı gençler arasında, Akyazı belediye parkında, omuz atma tartışması yaşandı. Kavgaya dönüşen ve terör örgütüyle ilgili ifadelerin kullanıldığı belirtilen tartışmanın ardından 4 kişi gözaltına alındı. Olayı haber alan 1000’i aşkın kişi, Akyazı Emniyet Müdürlüğü önünde toplanarak terör örgütü aleyhinde sloganlar attı. İçeri girmek isteyen kalabalığı güvenlik güçleri engelledi. Gerginliğin sürmesi üzerine Sakarya Valisi Nuri Okutan olay yerine geldi. Dağılmayan kalabalığa hitaben konuşan Vali Okutan, herkesi sakin olmaya çağırarak şöyle konuştu: ‘‘Tepkinizi Bir parkta başlayan tartışma kavgaya dönüşünce ilçede saatler süren gerginlik yaşandı. (AA) buraya toplanarak gösterdiniz. Bunun daha da ileri gitmesi, devlete tepki anlamına gelir. Ben sizden sakin bir şekilde dağılmanızı rica ediyorum. Öfkelendiğiniz çocuklar devletin elinde. Hukuken ne gerekiyorsa büyük devlet onu yerine getirecektir. Siz de aynı hatayı işlemeyin.’’ Vali Okutan, daha sonra yürüyerek belediye parkına gitti. Okutan, buraya gelen bir grup vatandaşla bir süre konuştu. Emniyet müdürlüğü önünde bekleyen ve protestolarını sürdüren kalabalık grup ise, polis ve jandarma ekiplerinin müdahalesiyle dağıldı. Gözaltına alınan 4 kişi daha sonra Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Eruh’ta şehit düşen Ali Balıkçı’nın cenazesinde Başbakan’a tepki yağdı ‘Yan gelip yatmak bu mu?’ HAKAN DİRİK türk devrimleri partinin organlarında hazırlandı, Meclis’te pişirildi. Bu bağlamda CHP’nin ‘‘devleti kuran parti’’ olarak anılması doğal. Çok partili yaşama geçişin zamanlama tartışması ayrı konu; tek parti dönemi CHP yöneticilerinin iktidarı seçim yoluyla bir başka partiye devretmesi, demokrasi tarihimiz açısından çok önemli bir ivmeydi. CHP’nin 1950’li yıllardaki etkin muhalefeti, aynı zamanda kimliğinin de şekillenmesini sağladı. 60’lı yıllarda CHP siyasi yelpazenin solundaki yerini aldı. Daha sonraki her dalgalanma, partilerin adamblem değiştirerek yeni sahne almasına neden oldu. Ancak CHP adını hiç değiştirmedi, kimliğinde de dönemsel dalgalanmalar dışında değişiklik olmadı. Bu başarıdır... ??? Bugüne gelirsek... ‘‘Devleti kuran’’ CHP, bugün de ‘‘devlet ve toplum’’ sorumluluklarıyla karşı karşıya. İç ve dış konularda CHP’nin takındığı tutumu zaman zaman topluma anlatma zorlukları çekse de bu, sorumluluğun bir parçası. Bunun örnekleri, 1 Mart 2003 Irak tezkeresinden 5 Eylül 2006 Lübnan tezkeresine, AB’nin Türkiye raporlarından PKK terörü ile mücadeleye kadar geniş bir yelpazede sıralanabilir. CHP milletvekilleri narenciyeden zeytine, tütünden fındığa tarımdaki gelişmeleri de yerinde raporlayıp kamuoyuna sundular. Bütün bunlara karşın CHP’ye oy verebilecek kesimler CHP’den memnun değil! Neden? Tonlarca madde sayılabilir... Ayda ortalama 3 kez bir Anadolu kentinde insanlarla yüz yüze gelen bir kişi olarak benim gözlemim şu: CHP ne kadar etkili, kuvvetli, yurtsever, sorumlu muhalefet yaparsa yapsın tabanını tatmin etmesi zor. Çünkü taban, CHP’yi artık iktidarda görmek istiyor! Başarılı muhalefet CHP’ye yetmiyor. Bizce bu doğal, yetmez, yetmemesi gerekir... Türkiye’nin sorunlarını haykırma dönemi bitti. Bunları aklı başında herkes biliyor. Menderes, ‘‘Ben odunu da koysam seçtiririm’’ demişti... Milletvekillerine, ‘‘Siz isterseniz hilafeti de getirirsiniz’’ demişti... Erdoğan’ın bunları söylemesine gerek yok! Gün, bugünkü iktidardan kurtulma günü... ??? CHP’nin durumuna ilişkin yazılarda partinin tüm yelpazesini tatmin etmek olanaksızdır. Yazıyı bu kaygıyla kaleme almıyoruz. Tek kaygımız şu: Atatürk Türkiye’sinin daha fazla yara almaması! Bunu sağlamaya en yakın parti CHP. CHP’nin bu büyüklükte düşünerek 84 yaşına girmesini diliyoruz. Bu anlamda CHP’ye sadece geçmişin bekçiliği ve bugünkü değerlerin koruyuculuğu yetmez. Bunun yanına geleceğin kuruculuğunu da koyabilmeli. Bunun için toplumsal uzlaşma da kaçınılmaz. Şu 3 özelliğe sahip bütün kesimler bir araya gelebilmeli: Ülke bütünlüğünde hassas, laikliği özümsemiş, Atatürk’le sorunu olmayan! CHP bunu başarmalı... Bu değerlendirmemiz CHP dışındaki arayışlara soğuk baktığımız anlamına gelmemeli. CHP’nin bir sorunu da kendisini zorlayacak, daha solunda güçlü bir partinin olmaması. Onların da güçlenmesini diliyoruz. Biz CHP tabanının özlemini bu köşenin diline çevirerek aktaralım: Yeterince kaldık darda... Kurtuluşumuz iktidarda... ankcum?cumhuriyet.com.tr AP’nin Türkiye Raporu Suriye sınırında petrol bulundu ? Baştarafı 1. Sayfada yon kurulunda, Türkiye’deki petrolün durumu ve yapılan teknik çalışmaları ele aldıklarını kaydeden Dinç, SilopiNusaybin arasındaki Suriye sınırında açtıkları 7 kuyuda da petrol bulunduğunu belirtti. Dinç, şu bilgileri verdi: ‘‘Petrol bulunan kuyulardaki petrol üretimi diğer kuyuların üretiminin üzerindedir. Bölgede 8. kuyunun sondajına başladık. Sondaj yaptığımız yerlere Çamurlu ve Kozluca üretim sahalarımız yakın mesafede. Bu nedenle de altyapımız hazır. Petrol boru hatlarımız var. Petrol çıkar çıkmaz hemen bu borulara aktarıp üretime kazandırıyoruz. Aynı bölgede 10 kuyuyu daha programa aldık. Hemen hemen her ay 1 kuyu temposuyla gidiyoruz.’’ KırklareliArtvin arasında 2004 yılından itibaren yoğun arama programı başlattıklarını kaydeden Dinç, şöyle konuştu: ‘‘Karadeniz’in üzerine yoğun bir emek ve büyük bütçelerle gidiyoruz. 2004 yılında Akçakoca açıklarında bir doğalgaz keşfi vardı, denizde... 2 yıldır çok hızlı şekilde onu üretime almaya çalıştık. Deniz tabanında 1213 kuyu açtık. Bugünlerde üretim platformları kuruluyor. Birinin montajı bitti. 2’si önümüzdeki günlerde bitecek. Deniz tabanına boru hatları çekilecek.Akçakoca sahiline depolama tesisi kuruyoruz. Gazı oraya alıp, ıslah edeceğiz. Islah edilecek gaz daha sonra boru hattıyla BOTAŞ hattına verilecek. Kasım ayında, Karadeniz’in ilk ticari değeri olan gazını, ülke ekonomisine kazandıracağız.’’ BERGAMA Bugün 9 Eylül, Mustafa Kemal’in askerlerinin, ‘‘Kurtuluş’’ yolunda verdikleri yüz binlerce şehitle birlikte ‘‘tek vücut’’ olup emperyalizme şamar indirdiği tarih... Dün 8 Eylül’dü, Ali Balıkçı’nın Bergama’nın Çeltikçi köyünde, o toprakların koynuna uzandığı tarih... Siirt’in Eruh ilçesinde, Görendoruk Karakolu’nda ‘‘şehit’’ düşmüştü Jandarma Er Ali Balıkçı. Eğitim birliğinden ayrılalı henüz bir hafta olmuştu, PKK’lilerin ateşiyle can verdiğinde. Onun için Türk bayrağıyla bezenmişti bütün Bergama. Sayıları 5 bini aşan Bergamalı da, hem onun yasını tutmak hem de teröre, terörü sonlandıramayanlara lanet etmek için toplanmıştı Yeni Cami’deki törende. İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık, CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü de o kalabalığın içindeydi. Ellerinde Türk bayrağı taşıyan ‘‘yaslıların’’ ortasında bir pankart hemen dikkati çekiyordu: ‘‘O yan gelip yatmadı!’’ Cenaze namazının ardından Vali Köksal söz alıyor, Cumhuriyetin şehitler vererek kurulduğunu, Ali’nin de onu korumak için canını verdiğini anlatıyordu. Sonra da ekliyordu: ‘‘Bu ülkeyi birkaç çapulcuya bırakmayacağız. O nazlı bayrağı korumak için gerekirse hepimiz şehit düşebiliriz. Şehit annesi, babası olabiliriz.’’ Cenaze töreni öncesinde, askeri yetkililerin uyarılarına kulak asmadığı anlaşılan ülkü ocaklarından bir grup, yurttaşların attığı ‘‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’, ‘‘Kahrolsun PKK’’ sloganlarının yanı sıra ‘‘tekbir’’ komutunun ardından ‘‘Ya Allah Bismillah Allahüekber’’ diye bağırıyordu. Bazen de ‘‘İmralı yıkılsın, Apo iti asılsın’’ diye. Bergama’daki tören sonrası, Ali Balıkçı, alkışlar arasında köyüne uğurlanıyordu. Acaba Nâzım Hikmet’in, Kore’de ölen bir yedek subayın ağzından dönemin ‘‘başbakanı’’ Adnan Menderes’e yazdığı ‘‘diyet’’ mektubunu okumuş muydu, şehit düşmeden önce: ‘‘İki bacağınızın ikisi de yerinde,Adnan Bey, / iki bacağınız taşır geniş kalçalarını zı, / iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower’in, / ve bütün kaygınız / iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri / halkın tekmesinden korumaktır. / Benim bacaklarımın ikisi de yok. / Ben yokum / Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz / Ama ben peşinizdeyim,Adnan Bey, / ölüler otomobilden hızlı gider, / kör gözlerim, / kopuk ellerim, / kesik bacaklarımla peşinizdeyim. / Diyetimi istiyorum,Adnan Bey, / göze göz, / ele el, / bacağa bacak, / diyetimi istiyorum, / alacağım da.’’ Acaba Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bergamalıların taşıdığı pankarttan haberi var mıydı?: ‘‘Yan gelip yatmak bu mu Tayyip Bey?’’ Aygün: Yeni mi fark ediyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜSİAD ile TOBB’nin, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Raporu’na gösterdiği tepki ‘‘tepki’’ çekti. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ‘‘AP bunu 6 yıl önce de söylemişti.Yeni mi fark ediyorlar’’ derken İstanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirin de, ‘‘Toplumda artan AB karşıtlığının tansiyonunu düşürmeye çalışıyorlar’’ diye konuştu. AP Dış İlişkiler Komisyonu raporuna karşın, TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı’nın ‘‘Ölçüyü kaçırıyorlar’’, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ise ‘‘Hazırladıkları rapor hayal mahsulü’’ şeklindeki tepkileri ‘‘ihtiyatla’’ karşılandı. Emin Şirin, TÜSİAD ve TOBB’nin tepkisini ‘‘Bunların bu kadar süre AB’ye en büyük desteği verdikten sonra bugün konuşmaları Türk’ün Türk’e dışarıdan propagandası. Toplumda artan AB karşıtlığının tansiyonunu düşürmek istiyorlar’’ şeklinde değerlendirdi. Şirin, ‘‘Önemli olan yakında açıklanacak ilerleme raporu. Ömer Sabancı ile Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bir söyleyecekleri varsa, AB nezdindeki temsilcilikleri aracılığıyla kesinleşmeden bu rapora müdahale etsinler. AP’nin kararları var. O zaman niye sustunuz? O kararlara rağmen AB’yi alkışlarken, bugün hangi konjonktür değişti de hiçbir kıymeti olmayan tavsiye niteliğindeki bir komisyon kararı için bu gürültüyü koparıyorlar? Şimdi günah çıkarmaya çalışıyorlar ama günah içeride çıkarılmaz, gitsinler AB’de çıkarsınlar’’ dedi. ‘İhalede üniversite hatalı değil’ Haber Merkezi Tıbbi cihaz alımına ilişkin Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ve 9 sanığın yargılandığı dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda cihazların ihale şartnamesindeki koşulları taşıdığı bildirilirken, hükümetlerin ekonomik ambargo uygulayarak cihazları çalışamaz hale getirdiği belirtildi. YYÜ Rektörü Prof. Aşkın ve 9 sanığın yargılandığı dava kapsamında, ihale çerçevesinde İspanyol Expansiyon firmasından alınan tıbbi cihazlarla ilgili bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, dava konusu olan 35 kalem cihazın YYÜ ve firma arasında yapılan sözleşme kapsamında 20032004 yıllarında teslim edildiği bildirildi. Cihazların büyük kısmının 2003 yılında kurulduğu belirtilen raporda, cihazların YÜCEL AŞKIN DAVASI AVRUPA BİRLİĞİ RAPORUNDA BERLİN (ANKA) Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Müsteşarı Martin Dawson, ekim ayında yayımlanacak periyodik raporlarında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın davasını da irdeleyeceklerini bildirdi. Der Spiegel Online’da Aşkın’la ilgili bir yazı yer aldı. Yazıda, AB’nin Aşkın davasında şaşırtıcı biçimde suskun kaldığına dikkat çekildi. Spiegel Online’ın, konuya ilişkin AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcilerinden Martin Dawson’a yönelttiği soruya, ‘‘Süreç tümüyle izlendi. Aşkın dosyasıyla ilgili bir dokümabugün dahi birçok devlet ve üniversite hastanesinde bulunmayan en son teknoloji ürünü olduğu vurgulandı. Cihazlardan 32’sinin tam ve eksiksiz şekilde çalışır halde görüldüğünün belirtildiği raporda, cihazların ihanımızı, ekim ayında açıklanacak periyodik raporumuzla birlikte yayımlayacağız’’ yanıtını aldığı belirtildi. Geçen sonbaharda başlayan Yücel Aşkın davasının İslamcılarla çağdaş eğitim temsilcilerini karşı karşıya getirdiğini yazan Spiegel Online, Aşkın’ın kuşkulu suçlamalarla karşı karşıya kaldığını anlattı. AKP temsilcilerinin davayla ilgili açıklamalarının, bu partinin Aşkın’la ilgili duruşunu yansıttığını anımsatan Spiegel, ordudan atılan AKP Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın Aşkın’a ‘‘Ermeni’’ dediğini anımsattı. niyle durdurulan projeler (Van YYÜ, Kocaeli ve Hacettepe üniversitelerinin dış kredili projeleri) bulunduğu, bu cihazların da bu kapsamda ölü yatırımlara dönüştüğünün anlaşıldığı’’ vurgulandı. ‘Amaçları görmezlikten gelmekti’ ATO Başkanı Aygün de, AB’nin çifte standartlarına baştan beri tepkili olduklarını belirterek şunları söyledi: ‘‘15 Kasım 2000’de alınan AP kararı ‘Türkiye’nin Ermeni soykırımı yaptığını ilan eder. Türk hükümetinin bunu kabul etmesini ister. Türkiye’nin bu olguyu reddetmesinin AB üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar’ diyor. Bunları 6 yıl önce söylemişler. TÜSİAD bunu yeni mi görüyor? Ama amacı bunu görmezlikten gelmekti. Bu noktada niye tepki vermeye karar verdiler, onu bilemiyorum.’’ le şartnamesine uygunluk gösterdiğine de işaret edildi. Raporda, ‘‘atıl cihazlarda üniversite ya da sanık firmanın kusurlu olmadığı, hükümetlerce alınan ve uygulanan ekonomik yaptırımlar nede CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle