27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 16 Okuma ne demektir? Eğitimciyazar Vecihi Timuroğlu, televizyonda izlemiş, o gece sabaha kadar uyuyamamış... Ertesi gün hiç yorgun değildi. Çok kızgındı sadece: ‘‘Recep Tayyip Erdoğan Antalya’da bir toplantının açılışını yaptı. O toplantı benim umurumda değil ama, bir salona topladığı 1516 yaşlarındaki öğrencilere söylediği sözler umurumda. Erdoğan, gerçekten çok ayıp işledi: Geçmişte kendilerine ‘Okuma’ kitabı verilirmiş. Yani, onlara ‘Okumayın’ denmek isteniyormuş. Oysa, kendileri, ilk buyruğu ‘oku’ olan bir uygarlığın çocukları imiş...’’ Timuroğlu’na göre, bu sözler neresinden tutsan ‘‘bilisizlik’’ kokuyor. Erdoğan, ‘‘Okuma’’ sözcüğünün sonundaki ‘‘ma’’ ekini anlamamış bile: ‘‘Kimileri, bile bile söylemiştir deseler de, kesinlikle bilmeden söylüyor. Çok bilisiz, çok eğitimsiz. O ‘ma’, olumsuzluk eki değildir. Kitap adı olan ‘okuma’ sözcüğündeki ‘ma’ eki, bir yapım ekidir ve eylemlerden ad yapar. Aynı işlevi yapan ‘mek, mak’ yapım ekleri gibi. Eskilerin ‘mastar’ dedikleri eylemlik ekidir bu ‘ma’. Herhalde, Bay Erdoğan ‘sulama kanalı’ deyince, su verme işleminin yapılmamasını sağlayan su yolunu anlıyordur. ‘Uyarma cezası’ndan da, hoşlanmadığı ‘uyarma’yı değil, ‘ikaz etmeme’yi anlıyordur. Hoş, uyardıkları da, bir daha hiç uyanmıyor ya...’’ Devlet sözü SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Tohumluk AB’ye uydurma yasalarından, Tohumculuk Yasası... Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın’ın konuya ilişkin açıklamalarından anladığımıza göre, tohumluk üretimi, sertifikasyonu, ticareti Türkiye Tohumcular Birliği’ne devrediliyor. Bu birlik, tohumlukların kalite güvencesinin sağlanması için sistem oluşturmak, tohumluk üretim sözleşmeleri düzenlemek gibi yetkilerle donatılıyor. Bir de alt birliklerden ‘‘Hakem Kurulu’’ oluşturuluyor. Hakem Kurulu, birlik üyeleri ile ‘‘üçüncü kişiler’’ arasında çıkacak uzlaşmazlıkları çözecekmiş... ‘‘Üçüncü kişiler’’den ne anlayacağız peki? Gökhan Günaydın, ‘‘üçüncü kişiler’’i geniş anlamda ‘‘üretici’’ olarak algılamamız gerektiğini belirtip Tohumluk Yasası’nın asıl köküne iniyor: ‘‘Böylece şirketler, üretim sertifikasyon ticaret ve piyasa denetimi ile egemenlikleri altına alarak tekelleştikleri tohumculuk sektöründe, sözleşmeli üretim ile tohumluklarını ürettirdikleri ve kusurlu tohum satarak zarara uğrattıkları tarım üreticileri, çiftçiler ve köylüler üzerinde yargı yetkisini de kullanır duruma geliyor. Yabancı tüzelkişilerin yetkililerine de birlik, alt birlik organlarına seçilme hakkının tanındığı düşünüldüğünde, Türkiye’de, hakem yetkisinin, yabancılar eli ile kullanılabileceği ortaya çıkıyor.’’ Anladık, anladık. Tepeden tohuma teslim oluyoruz... Gizli Kapaklı Hüseyin Çelik, gizli kapaklı işleri pek seviyor. Ortada hem nesnel, hem yasal hem de bilimsel ‘‘Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı’’ varken; hem gizli, hem öznel hem de gizemli ‘‘mülakat’’larla bir tabur badem bıyıklıyı yurtdışına gönderme peşinde... YÖK, ‘‘Gönderemezsin’’ diyor. ‘‘Gönderirsen, bunları dönüşte üniversiteye almayız’’ diyor. Akla uygun gerekçeyi de YÖK Başkanvekili İsa Eşme açıklıyor: ‘‘Anayasanın 131. maddesiyle yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek ve yönetmek yetkisi YÖK’e aittir. Şimdiye kadar yetiştirmek üzere yurtdışına öğretim üyesi göndermelerde hep YÖK yetkili olmuştur ve bu göndermelerde tümüyle akademik ölçütlere bağlı kalınmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ilk kez bizim bilgimize bile başvurmadan, adeta hülle yoluyla bu yetkiyi kullanmak istiyor. Hedef, üniversitelerin akademik ortamlarını ele geçirmektir. Bu hedef amacına ulaşamayacaktır. Çünkü, yurtdışına bu yöntemle gönderilenler dönüşlerinde üniversitelerde istihdam edilmeyeceklerdir.’’ Kafaya taktılar bir kere Sevda Tepesi’ni Suudlara vermeyi... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Sevda Tepesi’ne imar izni vermek için hazırlıklara başladıklarını dile getirirken ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru söz konusudur. Devlette devamlılık vardır’’ dedi. Geçmişte Turgut Özal söz vermiş ya bu güzelim yeri Suud hanedanına devretmeyi, o sözü mutlaka tutalım demeye getiriyor... Anayasa Mahkemesi’nin Sevda Tepesi’nin satılamayacağına ilişkin kapı gibi kararı ‘‘devlet sözü’’ olmayacak da, geçmişte Turgut Özal’ın orada burada birilerine ayaküstü ettiği biriki laf ‘‘devlet sözü’’nden sayılacak, öyle mi? CHP’li Erdal Karademir’in dediği gibi, ‘‘Hukuk devletinde, ciddiyet, şeffaflık ve açıklık vardır. Hukuk devletinde devlet, hatırgönül arkadaşlık kavramlarıyla değil, hukuki ilkeler ile yönetilir.’’ Papa, Zapatero ve Erdoğan İspanya Başbakanı Zapatero kasım ayında ilginç bir misyonla Türkiye’ye geliyor. Konu: ‘‘Medeniyetler İttifakı.’’ Gerekçe: Erdoğan ve Kofi Annan’la BM ‘‘Medeniyetler İttifakı Raporu’’nun sunumunu yapmak. Bu iş için biliyorsunuz BM bünyesinde üst düzey bir ekip kurulmuştu. Bu ekip hazırladığı raporu, projenin sponsorluğunu yapan Zapatero ve Erdoğan’a İstanbul’da teslim etmeye hazırlanıyor. Raporun teslimi için seçilen yer ve zamanlama çarpıcı. Niye İstanbul? Ve niye kasım ayı? Konuyu sütunlarına taşıyan ‘‘El Pais’’ (21 Eylül) habere şöyle giriyor: ‘‘Zapatero kasım ortalarında Ratzinger’in ziyaretinden önce İstanbul’a gitmeyi planlıyor!’’ Yani, kimsenin ne olduğunu anlamadığı Medeniyetler İttifakı (Ne üzerinde, kime karşı ittifak?) raporu işin gösteri kısmı, Zapatero buraya asıl ‘‘Papa’nın ziyareti öncesinde ortamı yumuşatma’’ misyonu ile geliyor. Araçsallaştırılan ‘İttifak’(!) Ortamın yumuşamasında fayda var tabii. Ama konu bu değil. Şimdiye dek yalnız bir medyatik slogan olarak kullanılan ve içeriği muğlak kalan ‘‘Medeniyetlar İttifakı’’nın bu doğrultuda araçsallaştırılması; projeye bizim anladığımız anlamda hizmet etmiyor. Birinci nokta bu. İkinci nokta, Zapatero’nun gösterdiği başdöndürücü dönüşümün mahiyeti. İktidara geldiğinden bu yana ülkesinde ‘‘laisizmin sözcülüğüne’’ soyunan, bu uğurda Vatikan’a bayrak açmaktan çekinmeyen Zapatero, birden ‘‘Papa sözcüsü’’ kesildi. Öyle böyle değil. Hafta içinde parlamentoda yaptığı bir konuşmada, ‘‘Papa’ya tam destek verdiğini’’ söyleyen İspanya Başbakanı, ‘‘Papa, ne demek istediğini sarih bir biçimde anlatmıştı. Bu nedenle kendisini anlıyor ve sonuna dek destekliyorum!’’ dedi. Papazların sokaklara dökülmesi pahasına zorunlu din derslerine savaş açan ve eşcinsel evlilikleri yasallaştıran adam bu olabilir mi? Regensburg konuşmasında XVI. Benedictus yalnız İslam uygarlığını hedef almakla kalmadı; Darwinizmden başlayarak laik Avrupa düşüncesine de damardan saldırdı. Ne oldu da Zapatero böylesine hızlı bir U dönüş yaptı? Vatikan’la Zapatero arasında kapalı kapılar ardında şöyle bir zımni anlaşma olmuş olabilir mi: ‘‘Sen İspanya’nın içişlerinde benim üzerime gelme. Ben de tarihi Türkiye ziyaretinde senin elini güçlendireyim! Sen benim günahlarımı sil, ben senin!’’ Al gülüm, ver gülüm! Papa ile Zapatero böyle bir centilmen anlaşması yapmış olabilir mi? ‘‘Medeniyetler İttifakı’’ denen şey bu mu? Her halükârda, ‘‘Vatikan’ın kara listeye aldığı Zapatero’nun’’ birden inançlı bir Papa müttefikine dönüşmesi ilginç. Şimdiye dek Papa’yı böylesine güçlü ifadelerle bir Hıristiyan Demokrat Merkel savundu, bir de Zapatero... Yeni Öğretim Yılı Sorunlarla Başladı İ. GÜRŞEN KAFKAS Anadolu’da, eğitimden yoksun ve her yöne çekilebilecek milyonlarca insanımız var. İnsanımızın gerçek yurttaş olması, ulus ve bayrak sevgisini edinmesi eğitimle olabilecektir. Davranışlarımızı düzenleyen eğitim; neyin yanlış, neyin doğru olduğunu düşündüren seçkinciliktir. Ulusça gelişmemiz, çağdaş eğitimde ilerlemekle olacaktır. Yeni öğretim yılı yığın yığın sorunlarla puslu ve buruk başladı. Okulların öğrenci kayıtlarına sağlıklı bir çözüm bulunamadı. İlköğretimdeki yeni kayıtlarda pilot okul uygulama içindeki illerde velilerin endişeli ve tedirgin arayışları, en iyi okulu seçme uğraşıları güncelliğini koruyor. Emir ve genelgelerin delinmesi, okullar arasındaki içerik farklılığı, öğretmen sorunları vb. konular güncelliğini koruyor. Konutlarla okullar arasındaki ulaşım düşünülmeden veli kendince çocuğuna en iyi okulu bulma çabasında... Çocuklarımıza yazık oluyor. Okul yaşamları sorunlarla başlıyor. En iyi çözüm; okulların öğretmen gereksinimini, fiziki değerdeki sorunlarını ve donanımlarını çözerek, işlevlerini eşitlemekle olacaktır. ‘‘En iyi okul, en yakın okuldur’’ özdeyişini inandırıcı düzeyde sloganlaştırmak gerekir. Çocuklarımızın eğitimi anayasal haklarıdır. Onlara sıradan bir eğitim değil de nitelikli, seçkinci, çağdaş ve uygulamalı bir eğitim verebilmeliyiz. Öğretim sistemimizde bütünsellik, güncellik ve bilgide geçerlilik esas alınmalı. Ders kitapları hatalı basım ve içeriği basitleştirilerek dogmatik düşüncelerle doluluğu nedeniyle toplatılmış. Öğrencileri yarınlara hazırlayan ders kitaplarında ideoloji ve dinsel övgü ağırlıklı bilgiler ayıklanmalıdır. Çocuklarımız ruhsal yapılarını zorlayacak, düşüncelerini köreltecek, onları çağdışı düşünce ve davranışlara itecek ideoloji ve dinsel temalı uygulamalardan uzak tutulmalıdır. Onlara çağdaş dünya standartlarında nitelikli eğitim vermek amaç olmalıdır. ??? Cumhuriyetin kuruluşuyla eğitim sistemimiz, düşüncede aykırı insanları yetiştirmesini önlemek amacıyla Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) yasası çıkarıldı. Seksen üç yıllık süreçte ülkemiz eğitimde daha yenileşmeci gelişkinliğe taşınmalıydı. Siyasi baskılar beklentimizi ters yönde etkiledi. Araştırmaya, uygulamaya ve bilime yönelik eğitim yerine ‘‘cemaat/tarikat’’ kavramının yerleşik olduğu dini akımlar, devlet eliyle egemen olma çabasında. Yönetici atamalarında, Fen ve Anadolu liselerindeki binlerce kontenjan açığında art düşünceler sezilmektedir. Fen ve Anadolu liselerinin ‘‘öğrenci seviyesinin homojenliği’’ görüşü inandırıcı görülmektedir. Gerçek olan, başarılı çocukları imam hatiplere yönlendirmektir. Çağdaş eğitimin kurucularından Pestalozzi, ‘‘öğrencilerin eğitimini ve toplumsal sevgiyi’’ temel almıştı. Eğitim tarihimizde de ‘‘kitlesel eğitim, köylüyü eğitimle geliştirme, köy çocuklarının eğitimi ve toplumsal sevgiyi’’ ilke edinen eğitim önderi İsmail Hakkı Tonguç’tur. Bakanlarımızdan, eğitim gelişmemizin mimarı Mustafa Necati ve eğitimde aydınlanma denilince hatırlanan Hasan Âli Yücel, çağdaş emekleri nedeniyle saygıyla anılmaktadırlar. Onlar, ‘‘çağdaş, yenilikçi, araştırmacı ve üretken’’ eğitimin uygulayıcılarıydılar. Köy Enstitüleri, Halkevleri, Tercüme Bürolarıyla aydınlanma ışığını yayıyorlardı. Basınımızda, Milli Eğitim Bakanı’ndan ‘‘Milli eğitimi bu bakandan kurtarmak gerek’’ diye söz ediliyor. Eğitimde aydınlanmanın giderek karanlığa durduğu bir dönem yaşıyoruz. 2006 OKS Sınavı’nda ‘‘Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’’ çıkışlıları imam hatipler liselerine yerleştirme uğraşında olunduğu görülmektedir. ??? Öğrencilere ilgi çekici armağanlar sunarak onları imam hatip pansiyon ve okuluna yazılmaya özendiren İslamcı cemaatler bakan ve bakanlık destekli çalışmaktadırlar. Çocukların gelecekleriyle oynanıyor. Milli Eğitim’de şeriatçı kadrolaşma düşündürücü ve ürküntü vericidir. Ülkemizin çocuklarını ‘‘arka bahçem; benim tarafımın genci; inançlı genç’’ gibi ayırımcılığı düşünerek okullaşmaya gitmek tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Okullarda öğrenciler arası terör, şiddet vb. olumsuzluklara zemin hazırlanmaktadır. Cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal ve kadrosu, ‘‘çağdaş, yenilikçi ve bilimsel’’ bir devlet yapısını gerçekleştirdiler. Bugün düşünülen ve uygulanmak istenen siyasi amaç, laik demokratik sistemi ve özellikle eğitimimizi yozlaştırmak, karanlıklara itmek gibi görülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın YÖK’le iletişim kopukluğu bilinmektedir. Çocukların temiz ve güven dolu duygularıyla oynanmamalıdır. Doğu ve Güneydoğu’daki insanlarımızı; devletin bütünlüğü, Cumhuriyetimizin erdemliliği, laik ve demokratik yapımızın devamlılığına inandırmanın ilkesi, onlara vereceğimiz çağdaş eğitimle olabilecektir. Cumhuriyetimizin kuruluşunda aydınlanma savaşı veren Mustafa Necati, Hasan Âli Yücel ve İ. Hakkı Tonguç’la bugün aynı çizgide ‘‘toplumcu eğitim uğraşı’’ verilmediği görülmektedir. Ülkemiz insanı, eğitimi bilimsel yapıyla yönlendirecek, örgün ve yaygın eğitimi çağdaşlığa ulaştıracak siyasi yöneticilerin özlemindedir. Heine’nin ‘‘Birazcık eğitim bütün insanları süsler’’ özdeyişi ilke edinilmelidir. Ülkemizin yığınla eğitim sorunu çözüm bekliyor. Yönümüz aydınlığa, çağdaşlaşmaya, yenileşmeye ve bilime doğru olmalıdır. Çokça eğitim sorunları olan ülkemize, daha da sorunlar eklemek yerine, çağdaş eğitim sistemleri arayışı ilkemiz olmalıdır. ‘‘Düşlerim eğitimle gerçekleşecek’’ özdeyişinin söylemcisi Mustafa Kemal’in düşü aydınlık bir gelecekti. Çocuklarımıza ulusça aydınlık bir gelecek vermenin uğraşında olunmalıdır. Yeni öğretim yılı çocuklarımızın başarı sevinciyle dolsun... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Vatikan diplomasisi atakta İspanyol Başbakanı’nın ‘‘Kasım çıkarması’’ gerçekleşirse, bu esrarı çözeriz. Şu aşamada bilinen bir şey varsa; o da ‘‘Vatikan diplomasisinin’’ tam gaz atağa geçtiğidir. Vatikan diplomasisi ‘‘ilahiyat profesörlüğü’’ ile ‘‘Papalık’’ farkını ayırt edemeyen ve akademik bir ortamda yaptığı konuşmanın kaldırdığı toz dumana şaşanRatzinger’in paçasını topluyor ve 2 bin yıllık geçmişine dayanan tüm araçları devreye sokuyor. Regensburg bir milat. Bu miladın ardından, deneyimli iki kardinal ‘‘Başbakan’’ Tarciso Bertone ile ‘‘Dışişleri Bakanı’’ Dominique Mamberti işbaşına getirildi. Reel politikanın tüm inceliklerine vâkıf olan bu iki Kardinal, derhal dünyanın dört bir yanındaki Vatikan büyükelçilikleri aracılığıyla ‘‘Ratzinger’in fitillediği yeni dinler arası diyaloğa’’ start verdi. Bu ‘‘yeni diyalog’’; Papa II. Jean Paul’unkinden çok farklı. Regensburg konuşmasından da anlaşıldığı üzere Ratzinger’in ‘‘Köktencilerin diyaloğuna’’ bir itirazı yok. Yeni Papa; ‘‘Hıristiyan’’ ve ‘‘İslam’’ kimliğini bulandıran bir ‘‘evrensel değerler’’ ve ‘‘laiklik’’ tartışması istemiyor sadece. Herkes ‘‘yerini bilecek’’. ‘‘Üstün din’’ (aklın dini) Hıristiyanlık; kendi yağıyla kavrulduğu sürece ‘‘İslam’dan’’ diyaloğu esirgemeyecek. Ahmedinejad bu mesajı derhal kaptı mesela ve üstüne atladı. Dinci, dincinin halinden anlıyor! İslam dünyasından Papa’ya sahip çıkan ilk lider ‘‘Papa’ya saygımız tamdır. Kutsal Peder yanlış anlaşılmıştır’’ diyen Ahmedinejad oldu. Din üzerinden kurulan yeni ittifaklar, beklenmedik isimleri yan yana getiriyor. Bir yanda Zapatero, bir yanda Ahmedinejad. İkisi de Papa’yı destekliyor! ‘‘Medeniyetler İttifakı’’ şalı altında bu ikiliyi, şimdi Erdoğan tamamlayacak. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Eylül www.mumtazarikan.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Ucuz mobilya ve lambri yapı 1 mında kullanılan, yüzü yapay reçi 2 neyle kaplanmış, 3 formika görünümlü sunta. 2/ 4 Küçük çocukları 5 korkutmak için 6 uydurulmuş yaratık... Çiçekleri 7 hekimlikte kulla 8 nılan ve kökü kavrularak yenen 9 bir bitki. 3/ Bir 1 2 3 4 5 6 7 8 9 sorunu ele alış ve ona bakış biçimi. 4/ Çok ince gö 1 D İ N A M İ Z M zenekli dokuma... Söz, la 2 İ Ç E R İ K A F kırdı. 5/ Kısır, hiç doğur 3 A L A M A S Y A mamış hayvan... Adları A Ş K sıfat yapan bir yapım eki. 4 S İ P S İ A T K I O F 6/ Kuzu sesi... Bağıt. 7/ 5 P Yahudi tapınağı. 8/ Orta 6 O R S A R O R O doğu’da, ‘‘Ölüdeniz’’ de 7 R O T B A R N denilen bir göl... Padişah 8 A B A R A A N ların gönül almak ya da A L A B A N D A ödüllendirmek için birine 9 giydirdikleri değerli kaftan. 9/ Başa örtülen bir cins şal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir düşünce biçiminin yazılı ya da sözlü anlatımı... Bir nota. 2/ Kuyruksokumu kemiği... Kitaplı peygamber. 3/ Espri... Verme, ödeme. 4/ Işık akısı birimi. 5/ Bir ülkede, kentte ya da semtte oturanların tümü... ‘‘Sen bir gibi dağdan dağa kaçsan da yine / Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek’’ (F.N. Çamlıbel). 6/ Yeterince aydınlık olmayan... Taş ya da tuğladan yapılmış olan. 7/ Zamir... Kâğıt ya da bez yapıştırmakta kullanılan, kaynatılmış nişasta bulamacı. 8/ Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen mısır unu yemeği. 9/ Ödeşme, razı olma... Tellür elementinin simgesi. CUMHURİYET 16 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle