19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Avrupa Sosyal Şartı’nın asgari ücretle ilgili maddesine hükümet çekince koydu Adil ücrete AKP vetosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, Avrupa Sosyal Şartı Sözleşmesi’nin ‘‘çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanıma’’ hükmüne çekince koydu. AKP’li milletvekilleri, ‘‘Eğer çekince koymazsak asgari ücreti 1500 YTL ’ye çıkarmak zorundayız’’ gerekçesini dile getirdiler. TBMM Dışişleri Komisyonu’nda, önceki gün genel kurul gündeminden komisyona geri çekilen Avrupa Sosyal Şartı Sözleşmesi’nin uygun bulunduğuna ilişkin yasa tasarısı yeniden görüşüldü. Dışişleri Komisyonu, daha önce hükümetin sözleşmeye koyduğu 8 çekinceden 4’ünü kaldırmıştı. Asga Katil Kim? Ben masumum. Beni İlhan Selçuk dünkü yazısı ile bu senaryoyu yazmaya tahrik etti. ‘‘Katil kim’’ sorusuna yanıt arayan polisiye roman, öykü, film, dizi senaryoları.. sorunun yanıtı heyecanla beklenen, edebi değeri çok da sorgulanmadan yazarına puan kazandıran gruba girerler. Benim senaryom yıllar öncesinden belleğime takılıp kalmış çok çarpıcı bir görüntü karesi ile başlıyor. Haliç’in bir ara sokağından dalmış, Çarşamba’nın sokak aralarını arşınlıyordum. Gazetecilik güdümle en az birkaç yıl ara ile yaptığım uzun yürüyüşlerden biriydi. Her bir caminin çevresinde bir başka tarikatın kümelendiğini bildiğim bölgenin sokaklarına yansıyan yaşamı, yıllar içindeki değişimi hem ilgimi çeker, hem de gördüklerimi bu köşeden sizlerle paylaşırım. Kimselere sorular sormadan farklı renkli cüppeler, takkeler, şalvarlar, farklı çarşaf, türban bağlama biçimleri ile, giderek sayıları azalan sıradan insanlar arasındaki ilişkileri, dükkân vitrinlerini, sokak diyaloglarını, her şeyi ama her şeyi izler, kendimce sonuçlar çıkarırım.. Uzaktan bana çok garip gelen görüntü ve hareketlerin anlamını hiç çözememiştim. Yaklaştığımda bu giderek ilgimi çeken anlaşılmaz görüntüyü, caminin dış avlusundaki demir parmaklıklara sarıklarını ve cüppelerini asmış, kafalarındaki takkeleri ve şalvar tipi pantolonları ile top oynamaya çalışan ilkokul çağındaki çocukların oluşturduklarını anladım. Sonuçta onlar da çocuktu. Top oynamanın keyfini çıkarmaya çalışıyorlardı. Canlı bağrışmaları arasında yürümekte olduğum caddede yanımdan eldivenli, çocuk arabasını süren peçeli çarşaflı kadın yürüyordu. Mahallenin delisi bile dinle ilgili sözcüklere takılmış, bağıra bağıra geçiyordu. Biraz ilerde karşımda duran devasa bina, son haftaların medya gündeminden düşmeyen Kuran kurslarına aitti. O tarihte ilk görüşüm olduğu için büyüklüğü beni ürkütmüş, içinden yetişecek tarikat militanları üzerine sayısal varsayımlar yapmama, içimin kararmasına yol açmıştı.. O gün çocukluğun bütün içtenliği ile top oynayan o çocuklar, camiKuran kursutarikat ilişkisi içinde, eminim büyük bir çoğunlukla şimdi o ünlü tarikatın çevresindeler. Arada kopanları vardır elbette, ama çoğunluğu ile cami cemaatinde, yine onların uzmanlarının tanımlamaları ile yaşlarının gereği olarak bugünlerde en azından üçüncü kuşak müritler arasında yer almaktalar. ??? Benim senaryoma göre o gün top oynayan çocuklardan biri imamı öldüren ve sonra da linç edilen katil ve mağdurun kendisi olabilir. Diğerlerinin imamı öldüreni linç eden sabah namazı cemaatinin içinde olmamaları için hiçbir neden yok. Yasalara göre polis seferber, katili, daha doğrusu ortada linç eylemi olduğuna göre katilleri arıyor ya... Ortada sabah namazına katılmış, linç eylemine katılanlar arasında olmasalar da görgü tanığı olarak orada bulunan o kadar çok insan varken.. katillerin bulunmayacağını, linç eyleminin, cinayetin faili meçhul kalacağını nerede ise kesin olarak biliyoruz ya... Başbakan Erdoğan, kafalarda olsun linç eyleminin katillerinin sorgulanmasının yapılmasına besbelli çok içerliyor. Medyanın asgari habercilik ölçüleri içinde olayı sorgulamasına ilişkin öfkesini hiç de bir başbakana yakışmayacak üslupta dillendirmekten sakınmıyor: Hani medya kurcalamasaydı.. linç edilenin otopsisinde darp izleri kesin eylemi kanıtlamasaydı.. olay ne güzel, polis açıklamasıyla kapanıp gidecekti. Üstüne birtakım suç dosyalarında yer alan, polisin görevini yapmadığı ifadelerin dosyalarının çıkarılması, öldürülen imamın adının da geçtiği şeriat mahkemesi yargılaması örneği bilgilerin medyada yer alması, işin tuzu biberi. Başbakan Erdoğan’ın haklı olarak, İslam dininin felsefesine sığınarak camilerin ancak ibadet yeri olduğunu söylemesi inanç bazında ne kadar gerçekse, medyanın haber yapmasına kızdığı her şey ama her şey, maddi kanıtları ile ortaya çıkmış gerçekler. Biri linç, çifte cinayetin cami cemaatinin içinde, sabah namazından sonra olduğunu, katillerin aralarından çıktığını ortaya koymakta... En heyecanlı polisiye öykülerde, sonunda katil toplumun en saygın kişilerinden, asla katil olabileceği düşünülmeyenlerden çıkar ya... İşte öyle bir son. Başbakanımız beğense de beğenmese de, Türk polisi katilleri yakalasa da, yakalamayıp cinayetleri faili meçhul bıraksa da... Benim senaryoma göre katiller, öldürüp linç edilen, linç edenler, olayın tanıkları, o gün çocukluklarının en masum haliyle top oynayanlar arasından. Birebir onların olması ya da olmaması hiçbir şeyi değiştirmiyor. O tarihte o tür giydirilip, o türden Kuran kurslarında o tarikatların militanları olarak yetiştirilenlerin, kazandıkları insan kimliği, yaşam biçimleri, insan ilişkileri ile... Nasıl bir dünya yarattıkları, toplumumuza, ülkemizin düzenine yansımaları önem ve anlam kazanıyor... soner?cumhuriyet.com.tr ? Asgari ücreti 1500 YTL ’ye çıkarma zorunluluğu doğacağı gerekçesiyle Avrupa Sosyal Şartı Sözleşmesi’nin asgari ücrete ilişkin maddesine AKP hükümetinin isteği doğrultusunda çekince konuldu. ri ücretle ilgili olarak ‘‘çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanıma’’ hükmüne konulan çekincenin kaldırılması ise hükümette sıkıntı yaratmıştı. Dışişleri Bakanlığı, ‘‘10 çocuklu bir asgari ücretli, geçinemiyorum diyerek AİHM’ye başvurursa tazminatların altından kalkamayız’’ görüşünü bildirerek komisyonun kararına karşı çıkmıştı. Bunun üzerine TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeyi bekleyen sözleşme geri çekilmişti. Dışişleri Komisyonu’nun, basına kapalı yapılan toplantısında asgari ücretle ilgili maddeye hükümetin istemi doğrultusunda yeniden çekince konuldu. Yapılan değişikliğe tepki gösteren CHP’li üyeler, çekirdek ailenin 4 kişi olarak kabul edildiğini, bunun da bugünkü asgari ücretin iki katı ücret anlamına geldiğini belirterek ‘‘Bu da brüt 1500 YTL eder. Çalışana geçinebileceği ücreti vermek sosyal devletin gereğidir. Biz bu çekinceyi burada tartışarak kaldırdık, yeniden koymak ahlaki de değil’’ diye konuştular. Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger başta olmak üzere bazı AKP’li milletvekilleri, CHP’lilerle aynı görüşü paylaştıklarını, ancak hükümetin ‘‘Bunun altından kalkamayız’’ diyerek çekincenin konmasını istediğini, buna uymak zorunda olduklarını söylediler. CHP’li Halil Akyüz, ‘‘Bu yaptığınız sosyal devlet anlayışına aykırı, bu madde ücretlerin iyileştirilmesi ve kalkınmanın tetiklenmesini sağlardı’’ dedi. CHP’li Onur Öymen de, ‘‘Neden bu çekinceyi koyuyorsunuz. Siz adil bir ücret veremiyorsanız, biz iktidara gelince vereceğiz. Bari bize engel olmayın’’ diye konuştu. Akyüz’e yanıt veren AKP’li Süleyman Gündüz, ‘‘Bu ülkede sosyal demokratlar da iktidar oldu. 19231950 yılları arasında sosyal devlet olma adına hiçbir icraat görmedik’’ dedi. Gündüz’ün açıklamalarına kızan Akyüz, ‘‘Sizin eleştirdiğiniz sosyal demokratlar, bugün yaşadığımız cumhuriyeti kurdu. Sizin köküne kibrit suyu ekmeye çalıştığınız cumhuriyet ilkelerini oluşturdu’’ dedi. AKP’li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine tartışma büyüdü. Akyüz, ‘‘Sizi test ediyorum’’ deyince Gündüz, ‘‘Kimse bizi test edemez. Burası test yeri değil. Ben cumhuriyet çocuğuyum. Bu Meclis’in tek sosyalisti benim’’ diye bağırdı. YKB KOÇ Birleşme onayı tamam Ekonomi Servisi Yapı ve Kredi Bankası (YKB) ve Koçbank’ın birleşmeleri her iki bankanın olağanüstü genel kurulunda onaylandı. YKB’den İMKB’ye gönderilen açıklamada, Koçbank’ın tüm hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle birlikte YKB’yi devri suretiyle iki bankanın birleştirilmesine karar verildiği bildirildi. 40 milyon kişi hiç fırçalamıyor OLCAY BÜYÜKTAŞ 70 milyon nüfuslu Türkiye’de diş fırçası pazarının büyüklüğü 30 milyon adet. Banat Genel Müdürü Önder Kaya’ya göre, yabancıların da büyük ilgi duyduğu pazarda fiyatları yerli marka dizginliyor. HALKBANK Dava üstüne dava Ekonomi Servisi Türkiye’nin en büyük özelleştirmelerinden birisi olması beklenen Halk Bankası’nda, Ankara Ticaret Odası’nın açtığı davanın ardından küçük hissedarlardan da ikinci iptal davası geliyor. Halk Bankası’nda, dedesinden kalma hisselere sahip Avukat Fatih Rüştü Algül, hissedarların sermaye artırımına katılamamaları nedeniyle mağduriyetlerinin giderilmesini isteyecek. Yaklaşık 60 yıldır faaliyette bulunan Türkiye’nin ilk ve tek yerli dış fırçası markası Banat, Mısır’da yatırıma hazırlanıyor. Halen aralarında Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, İtalya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın da bulunduğu 36 ülkeye ihracat yapan Banat diş fırçaları, Mısır’da üretim yapacak. Türkiye’de pazarın büyüklüğünün 30 milyon adet olduğunu söyleyen Banat Genel Müdürü Önder Kaya, AC Neilsen’in yaptığı araştırmaya göre ilk sırada yer aldıklarını söyledi. Pazarın olması gereken büyüklükten uzak olduğuna dikkat çeken Kaya, 30 milyon dolarlık pazarda yüzde 21’lik payla ilk sırada yer aldıklarını anlatarak, Türkiye’de Banat’ın 60 yıldır üretim yaptığını hatırlattı. ‘‘Yabancıların büyük ilgi duyduğu bu pazarda bizim gibi yerli bir marka olmazsa fiyatlar çok fırlar. Fiyatları dizginliyoruz’’ diyen Kaya, 175 kişilik ekiple çalıştıklarını dile getirdi. Tek üretim merkezi bulunan Banat, 60 ülkede tescilli. Türkiye’de fiyatların 50 kuruştan başlayarak 5.5 YTL ’ye kadar çıktığını anlatan Kaya, yeni pek çok ürünün piyasaya çıktığı bilgisini de verdi.Üç yeni ürünle tüketici karşısına çıktıklarını anlatan Kaya, Triaction, TooBrihgt ve TooFresh ile diş fırçalayan, diş etine masaj yapan ve dili temizleyen yeni ürünlerin iddialı olduğunu belirtti. Türkiye’de tek merkezde üretim yapan Banat, ayrıca kişisel bakım ve ev bakım ürünlerinde de faaliyet gösteriyor. Ağız ve diş bakımı, kişisel bakım ve ev bakımı olmak üzere üç kategoride toplam 400’e yakın ürünle hizmet veren Banat, ev bakım ürünlerinde de yüzde 15’lik pazar payıyla 3. sırada yer alıyor. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİRKAN) İlk yılda 10 milyon adet Mısır’da üretimin iki ay içinde başlayacağını, sözleşmelerin tamamlanma aşamasında olduğunu anlatan Kaya, 3 milyon dolarlık yatırımla ilk yılda Afrika’ya 10 milyon adet diş fırçası satmaya hazırlandıklarını dile getirdi. İkinci yılda 15 milyon adet satış planlandığını anlatan Kaya, Banat’ın, gerek ev bakım gerek diş bakım ürünlerinde Afrika’da güçlü olduğunu hatırlattı. Niçin Mısır sorusunu, ‘‘gümrük vergileri nedeniyle’’ diye yanıtlayan Kaya, Türkiye’den Afrika’ya yapılan ihracatta yüzde 3040 gümrük vergisi ödendiğini, oysa Mısır’dan yapılan satışların gümrüksüz olduğunu vurguladı. AKBANK Stratejik ortak arayışı Ekonomi Servisi Akbank TAŞ’nin, danışman olarak yetkilendirilen UBS Limited’e, en fazla yüzde 20 oranında azınlık payı olacak şekilde stratejik ortaklık araştırması yapılması talimatı verdiği bildirildi. Akbank’tan borsaya yapılan açıklamada, UBS Limited’in münhasır danışman olarak yetkilendirildiği hatırlatıldı. ESMT Kurucu Başkanı Prof. Derek F. Abell: Yöneticilik konusunda iyi okul çok az Yönetici okuluna Türk ilgisi ÖZGÜR ULUSOY Almanya’nın önde gelen şirketlerinin lider, yönetici yetiştirme amacıyla kurduğu European School of Management and Technology (ESMT) Türkiye’den ‘‘yönetici adaylarına’’ da seslenmeyi hedefliyor. İstanbul’da önceki gün ‘‘Küresel Dünya Piyasalarında Türk Yöneticilerin Konumu ve Rekabet Üstünlüğü İçin Gerekenler’’ konulu bir toplantı düzenleyen ESMT’nin kurucu başkanı Prof. Derek F. Abell, dün de bir grup gazeteciye, okul ve hedefleriyle ilgili bilgi verdi. Yöneticilik konusunda uluslararası çapta çok başarılı okulların sayısının parmakla gösterilecek kadar az olduğunu kaydeden Abell, bu konuda Türkiye’den hiçbir okulun en iyi 100 sıralamasında yer almadığını söyledi. ESMT için Deutsche Bank, E.ON, Allianz’ın da aralarında bulunduğu 6 Alman kuruluşunun önderliğinde, 25 kuruluşun güçlerini birleştirdiğini söyleyen Abell, söz konusu şirketlerin okul için 100 milyon Avro verdiklerini belirtti. Okulda hem yüksek lisans programının hem de uluslararası ölçekte düşünen firmalara yönelik daha kısa süreli programların bulunduğunu anlatan Abell, şu anda okulda bazı Türk öğrencilerin bulunduğunu ve hedeflerinin başta Türkiye ve Rusya olmak üzere ‘‘hızlı büyüyen’’ ülkeler olduğunu vurguladı. ESMT’den Bülent Göğdün de Türkiye’de Koç Grubu dahil birçok şirketle temaslarda bulunduklarını, İş Bankası ve Garanti Bankası’nın Türkiye’den okula çalışanlarını gönderen 2 büyük banka olduğunu ifade etti. Yüksek lisansın daha çok bireysel başvurularla yürüdüğünü, özel programlara ise şirketlerin çalışanlarını gönderdiklerini belirten Abell, yüksek lisans ücretinin senelik 50 bin Avro olduğuna, ancak çeşitli burs olanaklarının bulunduğuna işaret etti. Okulda kuruluşların teoriyle pratiği birleştirmeye, karşılarına çıkabilecek sorunlara çözümler üretmeye çalıştıklarını belirten Abell, günümüzün rekabetçi ortamında yöneticiliğin ARGE kadar önemli olduğunu vurguladı. DHL gönüllüleri Afrika’da DHL, Güney Asya depreminden sonra şimdi de Afrika’ya tıbbi lojistik destek veriyor. Express ve lojistikte dünya lideri olan DHL, sosyal sorumluluğunu Kenya ve Doğu Afrika bölgesi için oluşturduğu DHL Gönüllüleri ekibiyle devam ettiriyor. UNICEF’in ihtiyaçlarına göre belirlenecek tıbbi malzemeler bu ülkelere DHL’nin lojistik desteği ile ulaştırılacak. Birleşmiş Milletler (BM) ile çeşitli projelerde daha önce de ortaklaşa çalışmalar sürdüren Deutsche Post World Net, şimdi de bu projeyle Kenya ve Doğu Afrika’nın açlıkla mücadelesine yardım sağlayacak. DHL, proje kapsamında dünyanın değişik ülkelerinden bir araya gelen ‘‘DHL Gönüllüleri’’ ile 15 gün süreyle Kenya’da UNICEF projesine destek verecek. Danone, fabrikasını tüketiciye açtı Danone’nin ‘‘Lüleburgaz Fabrika Gezisi’’ kampanyasının ilk gezisi 21 Eylül tarihinde yapıldı. Geziye katılan anneler fabrikanın yanı sıra Karaağaç Köyü ve Türkgeldi Çiftliği’ni de gezerek süt toplama ve üretim aşamalarını izledi. Danone, ayrıca, gezi kapsamında pediatrist, diyetisyen ve uzmanların katılımıyla sağlıklı beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalar üzerine bir panel düzenledi. Çocuklarda süt ve süt ürünleri tüketimi üzerine konuşan uzmanlar anneleri bilgilendirirken Danone ArGe müdürü Saadet Demircan, ürünlerinden ‘‘Danino’’ ile ilgili internette dolaşan haberleri yalanlayarak hukuki yollara başvurduklarını belirtti ve ürünlerinde yapay renklendirici kullanmadıklarını söyleyerek Danino’nun içeriği hakkında bilgi verdi. Yaşar, 61. yılını kutluyor Pınar, DYO, Çeşme AltınYunus, Çamlı Yem ve Besicilik başta olmak üzere birçok kuruluşu bünyesinde toplayan Yaşar Topluluğu, 61. yılını kutluyor. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu, yayımladığı kutlama mesajında, daha hızlı büyüme ve global pazarlarda rekabet için gerekli uluslararası fonlara ulaşmayı başardıklarını bildirdi. Yaşar Holding’in kurucusu ve Onursal Başkanı Selçuk Yaşar’ın ileri görüşlülüğü ile bugünlere gelindiğini kaydeden Kalpaklıoğlu, ‘‘Onun vizyonu ile pek çok yatırıma ve ilklere imza attık. Bugün ise hedeflere odaklanmış, bütünleşmiş ve hızla değişen küresel dünyaya uyum sağlayan bir topluluk olma yolunda ilerleyen bir liderlik anlayışı ile yönetiliyoruz’’ dedi. Kalpaklıoğlu, 2006 yılında finansal yeniden yapılanmalarını gerçekleştirdiklerini kaydederek ‘‘Uluslararası piyasalardaki dalgalanmaya rağmen başarıyla sonuçlanan bu proje, Yaşar’ın ana işkollarında AB sürecinde rekabet avantajı sağlayacak ve büyümeyi artıracaktır’’ dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle