Katalog

SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 8 HABERLER BM’nin Türkiye’ye gönderdiği belgede ‘meşru müdaafanın ötesinde’ güç kullanımı öngörülüyor Ölümcül güç kullanılacak ? Baştarafı 1. Sayfada Dolandırıcılar yakalandı ? İstanbul Haber Servisi Çeşitli bankalara ait ATM cihazlarına kart kopyalayıcı ve okuyucu düzeneği yerleştirerek ikizlerini basıp gerçek kart sahiplerinin hesaplarındaki paraları çekerek kendilerine haksız kazanç sağladıkları ve bu yöntemle yaklaşık 100 kişinin banka hesabından para aldıkları ileri sürülen 5 kişi İstanbul’da gözlatına alındı. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün operasyonunda, kart dolandırıcılığında kullanılan çok sayıda alet ele geçirildi. Bakan Çelik: Ders kitapları süslenecek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ilköğretim ve ortaöğretim okullarına ücretsiz dağıtacakları ders kitapları için cilt kapağı da vereceklerini, bu kapakların üzerinde resimler, karikatürler, espriler ve ünlülere ait sözler bulunacağını kaydetti. Cilt kapakları için UNICEF ile işbirliği yaptıklarını ifade eden Çelik, ‘‘Türkiye’nin en meşhur karikatüristlerinden birinden rica ettim, harika karikatürler çizdi. Eli sopalı öğretmeni, arkadaşına kaba davranan bir öğrenciyi hicveden karikatürler’’ diye konuştu. sinin ‘‘prensipler’’ bölümünde, askeri operasyonların idaresinin uluslararası hukuk ahkâmı tarafından yürütüldüğüne işaret edilirken, aynı bölümün ‘‘meşru müdafaa’’ başlığında, ‘‘Angajman belgesindeki hiçbir şey bir komutanın meşru müdafaa için gerekli gördüğü ve uygun bütün önlemleri almasındaki hak ve yükümlülüklerini yadsımaz’’ denildi. Angajman belgesinin önemli başlıkları ve içerdikleri şöyle: ‘‘Meşru müdafaanın ötesinde güç kullanımı: UNIFIL ’in operasyon alanlarının herhangi bir düşmanca aktivite tarafından kullanılmamasının sağlanması, Güvenlik Konseyi’nin Ek A’nın 1. ve 2. paragraflarında tanımladığı şekilde UNIFIL ’in görev emrinin güç kullanarak karşı girişimlerin engellenmesi, BM personeli ve insani yardım çalışanlarının güvenlik ve hareket serbestisinin sağlanması, Lübnan hükümetinin sorumluluklarına halel getirmeyecek şekilde yakın fiziksel tehdit altındaki sivillerin korunması.’’ Belgede, görev yapacak UNIFIL personeline özgü angajman kuralları ‘‘gücün seviyesi’’, ‘‘silah sisteminin kullanılması’’ ve ‘‘silah taşıma yetkilendirmesi’’ şeklinde sıralandı. Bu başlıklar şöyle: Güç kullanma seviyesi: Kendine ya da diğer BM personeline karşı düşmanca niyet ya da hareket içeren karşı girişimlere, ölümcül kuvvet de dahil olmak üzere güç kullanmaya yetkilidir. BM personelinin kaçırılmasına yönelik girişimlere karşı, ölümcül güç olmak üzere, güç kullanımına yetkilidir. Lübnan Silahlı Kuvvetleri ya da Lübnan hükümetinin eşlik etmek, destek ve yardım için görevlendirdiği birimlerin düşmanca hareket ve tavırlara karşı korunmasında ölümcül güç de dahil olmak üzere güç kullanmaya yetkilidir. Lübnan Silahlı Kuvvetleri ya da Lübnan hükümetinin eşlik etmek, destek ve yardım için görevlendirdiği birimlerin kaçırılma ve alıkonulması yönündeki karşı girişimlerde ölümcül güç de dahil olmak üzere güç kullanmaya yetkilidir. Yakın fiziksel şiddet altındaki sivilleri korumak üzere ölümcül güç kullanmak dahil güç kullanmakta yetki sahibidir. BM tesislerini, askeri tesisleri ve ekipmanları, güç komutanı tarafından işaret edilmiş bölge ya da gayrimenkullere yönelik düşmanca tavırlar ya da hareket karşısında yaşamsal tehdit ve fiziksel yaralanmaya izin vermeyecek şekilde, ölümcül olmayan güç kullanmaya yetkilidir. (Belgede aynı unsurları içeren başka bir maddede ise ölümcül güç kullanımının serbest bırakılmasına izin verildi.) Bir grubun silahsız güç kullanarak ya da silahsız güç tehdidi sınırları içerisinde, BM personeli ya da UNIFIL’e yönelik hareket sınırlamasında bulunması durumunda, ölümcül olmayan güç kullanmaya yetkilidir. (Metinde yer alan başka bir maddede ise bu grubun silahlı olması durumda ölümcül güç kullanılmasına izin verildi.) Silah sistemleri ve kullanımı Belgenin ‘‘Silah Sistemlerinin Kullanımı’’ başlığı altında ise UNIFIL ’in silah ve mühimmat kullanımına ilişkin çerçeve belirleniyor. Belgedeki bu çerçevede şunlar yer alıyor: Silahların, cephanenin ve patlamamış mühimmatın imhasında, patlayıcı kullanmaya yetkilidir. Herhangi bir kişiye yönelik olarak silahların, gelişi güzel şekilde hedeflenmesi yasaktır. Angajman kuralları çerçevesinde gösterildiği gibi, organize eğitimlerin dışında silah ateşlemek yasaktır. Uyarı ateşi yetki dahilindedir. Lazerin tetkik, mesafe bulma ve hedeflemede kullanımı yetki dahilidir. Silah taşıma yetkisi Belge’nin bu bölümünde UNIFIL ’in silah taşıma yetkisi anlatılıyor: Kişisel dolu silah taşınmasına yetkilidir. El silahları, makineli tüfek, hafif havan topu, elde taşınabilir antitank silahları gibi elde taşınabilir silahların açıkça taşınmasında yetkilidir. Silahların araçlara, uçaklara ya da teknelere taşınmasına ya da bu araçlarla taşınmasına yetkilidir. Tutuklama ve araştırma ‘‘Tutuklama ve Araştırma’’ başlığı altında ise hükümetin ısrarla reddettiği, ‘‘silahsızlandırma’’nın da yer alması dikkat çekiyor. Başlıkta UNIFIL ’in görevleri şöyle sıralanıyor: Birey ve grupları, kendisine, bir birimine ya da BM personeline düşmanca hareket ya da düşmanca amaçla yapılan gösteri nedeniyle tutuklamaya yetkilidir. Kaçırma ya da alıkoymaya karşı girişimlerde grup ya da bireylerin tutuklanmasına yetkilidir. Lübnan Silahlı Kuvvetleri ya da Lübnan hükümetinin eşlik etme ve yardımda görevlendirdiği birimlere düşmanca hareket eden ya da niyeti olan birey ya da grupların tutuklanmasında yetkilidir. Tutuklananların silah, patlayıcı ve mühimmatlarının araştırılmasında yetkilidir. Bireylerin veya grupların silahsızlandırılmasında güç komutanının direktifi doğrultusunda yetkilidir. ‘‘Ateş etme prosedürü’’ başlığında ise sadece karşı taraftan beklenmedik bir ateş geldiği zaman uyarı ateşi olmaksızın ateş etmeye izin veriliyor. Ateşli silahların kullanılması durumunda ‘‘kontrollü’’, ‘‘ayrım gözetecek şekilde’’ ve eğer mümkünse yaşamsal olmayan bir bölgeye öldürmemek üzere tek bir atış yapılması öngörülüyor. Otomatik ateşin ise sadece son aşamada kullanılmasına izin veriliyor. Silahlar UNIFIL personelinin kullanacağı bireysel silahlar ise tabanca, tüfek, yarı otomatik tüfek olarak sıralandı. Belgede kişisel silahların, saldırı tavrıyla taşınmayacağı vurgulandı. UNIFIL ekipleri ateş açmadan önce İngilizce olarak, ‘‘BM, teslim ol ya da ateş edeceğim’’ daha sonra da aynı cümleyi Arapça ve Fransızca olarak tekrarlayacaklar. Yanıtın olumsuz olması durumunda ateş edecekler. HÜKÜMETE SUNULAN RAPOR SES: Silah satışı kabul edilemez ? İstanbul Haber Servisi KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, ‘‘Artık Silah Taşımayacağım’’ reklamlarına karşın devletin stoklarını eritmek için taksitli silah satmasının kabul edilemeyeceğini belirtti. Yapılan yazılı açıklamada, ‘‘Nasıl olsa herkesin bir gün düşmanı olacak, almalarında mahsur yoktur’’ düşüncesi topluma linç kültürünü empoze etmenin yoludur denildi. Büyüklüğü ve görevi belirsiz MAHMUT GÜRER İstanbul’da uyuşturucu operasyonu: 5 gözaltı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da, Narkotik Şube Müdürlüğü’nün düzenlediği bir operasyonda, Sarıgöl Mahallesi’nde bazı kişilerin uyuşturucu madde pazarladıkları yönündeki ihbarları değerlendiren polis ekipleri, 5 kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerin üzerilerinde ve evlerinde yapılan aramalarda, 1 kilo 734 gram esrar, 490 gram eroin, 209 gram kokain, 128 adet ecstasy hapı, 3 adet ruhsatsız tabanca ve bu silahlara ait 15 fişek, uyuşturucudan elde edildiği düşünülen 7 bin 480 YTL ve 2 otomobil ele geçirildi. ANKARA Lübnan’da incelemelerde bulunan diplomat ve askerlerden oluşan heyet, hükümete rapor sundu. Raporda, barış gücünün çerçevesinin net olmadığı, gücün büyüklüğü, görev süresi ve konuşlanacağı bölgelerin açıkça belirtilmediğine işaret edildi. Raporda satır başlarıyla şu konulara dikkat çekildiği bildirildi: Gücün çerçevesi kesin değil: BM’nin 1701 sayılı kararı, Lübnan’daki koşulları karşılayabilecek yeterlilikte değil. Asker gönderilmeden önce mutlaka yeni karar çıkarılmalı. Gücün niteliği: Barış gücünün niteliği belli değil. Asker gönderilmeden önce çerçevenin kesinleşmesi, gücün büyüklüğünün netleşmesi, ne kadar süreyle Lübnan’da kalınacağının saptanması ve Hizbullah ile çatışmaya girilip girilmeyeceği net çizgilerle belirtilmeli. Türkiye arabulucu olmamalı: Türkiye bölgede hem İsrail hem de Lübnan’a yakın olduğu görüntüsü nedeniyle arabulucuymuş gibi algılanıyor. Arabulucu olmaktan çok ‘‘kimseye yakın değiliz’’ görüntüsü çizilmeli. Aksi takdirde, bölgeye gidecek asker için fazla beklenti doğar. Silahlar bıraktırılamamış: Milis güçlerin silahsızlandırılmasında yetersiz kalınmış. Hizbullah’ın elinde halen çok sayıda roket bulunmakta. Lübnan’da barışın sağlanması için Hizbullah’ı masaya oturtmak gerekiyor. Aksi takdirde çok sayıda kayıp verilebilir. İEF açılışında Lübnan protestosu 75. Uluslararası İzmir Fuarı’nın (İEF) dün akşam saatlerinde gerçekleştirilen açılış töreni savaş protestosuna sahne oldu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı konuğun katıldığı açılışta, ÖDP üyesi üç genç, ‘‘Lübnan’a asker gönderilemez’’ yazılı pankart açtı. Ulaş Kantarcı, Mehmet Uğur ve Gündüz Öden adlı gençler, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak Bozyaka’daki Çevik Kuvvet Amirliği’ne götürüldü. Bu arada Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu İzmir üyeleri de, fuarın açılışının ardından yine Lozan kapısı önünde savaş ve işgallere karşı eylem yaptı. (AA) Fuar kenti Hannover’i örnek alan Şafak Alpay, başına geçtiği organizasyonun hedefinin tanıtımı aştığını belirtiyor ‘CeBit hem fuar, hem de platform’ LEYLA TAVŞANOĞLU Şafak Alpay. Şafak Alpay gerçek bir girişimci. ODTÜ Fizik Bölümü mezunu. ‘68 kuşağından. Üniversite yıllarında nükleer fizik ve nükleer elektroniğe çok yakın ilgi duymuş. 1974’te o dönem üniversitelerde popüler olan bir bilgisayar sistemini Ankara’ya getirmiş. İnsanları bunun kullanılabilirliğine ikna edebilmesi çok zor olmuş. O sırada çalıştığı şirketin muhasebesine bu sistemi yerleştirmiş ve kullanılabilirliğini ispat etmiş. Daha sonra laboratuvarlar için elektronik aygıt üretmiş. Bugün CeBit Avrasya Bilişim Fuarı’nın başında. Bu uluslararası bilgi ve iletişim teknolojileri fuarı 510 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da ilgilileri ve konuklarını ağırlayacak. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açılacak fuarla ilgili olarak Şafak Alpay’la bu söyleşiyi yaptık: 1970’li yıllarda bilgisayar merakıyla birlikte yeni teknolojilere yöneldiğinizi biliyoruz. Bu yeni teknolojilere insanları alıştırmak iğneyle kuyu kazmak gibi bir iş, sanırım. Zorluk çektiniz mi? ALPAY Bilgisayar sistemini Türkiye’ye getirdiğimizde bunun kullanılabilirliği konusunda insanları ikna etmek bayağı zor oldu. O zamanki bilgisayarlar çok düşük kapasiteliydi. Baktım, hiç kimse bunun kullanılabilirliğine inanmıyor. Önce bunu programladık ve muhasebede kullanmaya başladık, insanları kullanılabilirliğine ikna edelim diye. Bilgisa yar işi böyle başladı. Sonra işi büyüttük. Ama bir ekonomik kriz patladı. Türkiye’de pek çok işyeri gibi bizimki de bitti. Ama çok iyi bir bilgisayarcı ekibimiz vardı. Bu ekip işsiz mi kaldı? ALPAY Hayır, onları yurtdışına ihraç ettik. Türkiye’de iş olmadığı için bir kısmı Suudi Arabistan’a, bir kısmı ABD’ye gitti. Biz de bu sefer fikrimizi değiştirip elektronik cihaz imalatına başladık. Laboratuvarlar için elektronik cihazlar ürettik. O dönem ben zorunlu olarak yöneticilik işine girdim. 1992 yılında Bilkent Üni nolojileri bana çok çekici geliyordu. Ancak Ankara’nın kapasitesi belliydi. İstanbul’a gidip bu teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşmasını orada denesem nasıl olur gibi bir düşünceye kapıldım. Bu teknolojiyi geliştirmezsek daha çok ekonomik krizlerden, ekonomik zorluklardan söz edeceğiz, kaygısı içindeydim. Böylece 2000 yılında ortaklarımızla elektronik aygıt üretim işimiz sürerken ben İstanbul’a geldim. Interpro Şirketler Topluluğu’nun yürütme kuruluna girdim. Sonunda da AlmanTürk ortaklığı olan ve Hannover iletişim teknolojileri fuarı olmuş. CeBit yönetimi bütün dünyayı Hannover’e getirmenin yetmediğini, dünya üzerinde bu fuarın halkalarının oluşturulması gerektiğini düşünmüş. İlk kez de Avrasya halkasıyla başlamışlar. Avrasya Bilişim Fuarı’nın İstanbul’da düzenlenmesi fikri nasıl doğdu? ALPAY CeBit yöneticileri önce fuar merkezi olarak Moskova, İstanbul, Atina ve Kahire’yi düşünmüşler. Ama İstanbul’a gelip de burada bilişim fuarı düzenlendiğini görünce hemen yüzde 50 ? 5 Eylül’de açılacak olan CeBit Avrasya Bilişim Fuarı’nın amacını yeni teknolojilerin tanıtımı, üretimi ve kullanımı olarak özetleyen Alpay, bilişimde ilerleme için devletin üniversiteyi teşvik etmesi, üniversitenin de sanayi ile işbirliği yaparak bir ‘‘gelecek parkı’’ oluşturulması gerektiğini vurguluyor. CeBit bu amaçla 5 üniversite ile işe başlamış, bugün ise 50 üniversite ile işbirliği var. versitesi’nin öğretim üyeleriyle karşılaştım. Bu tanışma bana başka bir ufuk açtı. Bilkent İşletme Fakültesi’nde işletmeye giriş ve yönetim dersi vermeyi isteyip istemediğimi sordular. Onlara şirket yöneticisi olduğumu hatırlatınca kendilerinin de zaten bir şirket yöneticisinin bu dersi vermesini istediklerini, benden vereceğim derste şirkette yaşadığım gündelik tecrübeleri anlatmamı beklediklerini söylediler. Beni ikna ettiler ve ben 2000 yılına kadar o bölümde ders verdim. Peki, ders vermeyi bıraktıktan sonra ne yaptınız? ALPAY Öteden beri bilgi, iletişim tekFuarı’nı 50 yıldır düzenleyen şirket olan Hifaş’la işbirliği yaptım. Hifaş’ın amacı Hannover’i bir fuar merkezi yapmak. O amaca da ulaşmış zaten. Bu işe İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra başlamışlar. Bunu kuran da oradaki bir İngiliz komutan, ‘‘Öyle bir iş kuralım ki halka direkt etkisi olsun, ama bacası olmasın’’ demiş. Bugün Hannover kentinin nüfusu 500 bin. CeBit Fuarı’nı ziyaret edenlerin sayısı 450 bin kişi. Biz de bundan esinlenerek Interpro olarak bilişim teknolojisinin tanıtılması için bu fuarları düzenlemeyi amaçladık. CeBit de 1990’lı yılların sonlarına doğru dünyanın en büyük bilgi ve yüzde 50 ortaklıkla anlaşmayı yapmışlar. Bu gerçek bir ortak girişim ürünü. Interpro bunun ana ortağı. O andan itibaren bu fuar CeBit Bilişim Avrasya adı altında yapıldı. Bugün bütün dünya bilişim olarak bizim fuarımızı biliyor. CeBit’in bir başka başarısı da Asya’da da bir fuar açılmasını teşvik etmesi. CeBit Avrasya’dan bir yıl sonra Şanghay’da bir bilişim fuarı açıldı. Bunun adı da CeBit Şanghay. Ardından CeBit Avustralya Sydney oluşturuldu. Böylece CeBit fuarlarının sayısı dörde çıktı. Amaç bu yeni teknolojilerin insanlara tanıtımı, üretilmesi ve kullanılması. CeBit sadece bur fuar değil aynı zamanda bir platform. Bunun başarısı bütün ortakların katkısıyla oluyor. Bütün ortaklar derken kimleri kastediyorsunuz? ALPAY Üreticiler, tüketiciler ya da kullananlar, bu işi teşvik edenler. Teşvik edenler destekleyenler değil, salt teşvik edenler anlamında. Örneğin teşvik edenlerin içinde devlet var. Devlet, üniversitesiyle teşvik ediyor. Üniversiteyle sanayi işbirliği yaparsa başarıya ulaşılıyor. İşletmelerde bir işin kullanılması konusunun araştırılması bir işletmeden beklenmemelidir. Bu çok pahalı bir yatırım. Oysa üniversitede zaten bu araştırmalar yapılıyor. Ayrıca devlet, KOSGEB gibi teşvikleriyle o platform içinde. CeBit’i büyük yapan işte bunlar. ‘‘Biz Amerika’yı yeniden keşfetmeyelim, orası nasıl dünyanın en büyük fuarıysa biz neden Avrasya’nın en büyük bilişim fuarı olmayalım?’’ dedik. Öncelikle tecrübeyi kullanıp onun üzerine bir şeyler inşa etme kararı aldık. Böylece future park (geleceğin parkı) oluşturuldu. Yani üniversitesanayi işbirliği. Beş üniversiteyle başladık. Bugün 50 üniversiteyle işbirliğimiz var. Ayrıca 2001 yılında kimse devletin bilişim hakkında ne yaptığını bilmiyordu. Kriz vardı. Oysa devletin çok iyi edevlet uygulamaları vardı. Devleti de oraya getirdik. TSE, TÜBİTAK’la işbirliği yaptık. Biz devletten finansman istemedik. Sadece ilgilendiği mesajının kamuoyuna duyurulmasını istedik. Bu kabul gördü. CUMHURİYET 07 K