19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EYLÜL 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye raporunun yumuşaması için Brüksel’e giden heyetteki CHP’liler yalnız kaldı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AP’de türban gerilimi MAHMUT GÜRER Doğu’da Tarikatçı Örgütlenme... Başımı kaldırıp gördüm, iki katlı taş binanın kapısının üzerindeki yazıyı: ‘‘Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’’ İçeriye girdim... Bir odada bir öğrenci piyano çalıyordu... İşadamı İsmail Aytemiz onartmıştı binayı... Kafkas Kültür Festivali bitti, ben de Kars’tan İstanbul’a döndüm... Yıllar önceki anılarım, bir eylül akşamında Kars’ta yeniden canlandı. Arpaçay’a doğru yol alırken, doğanın o sarıyla donatılmış görkemli yalnızlığı içimde fırtınalar kopardı. Gürbüz Çapan, Oktay Ekinci, Mehmet Sucu’yla o görkemli yalnızlığın içindeki doğayı seyrederken Çıldır Gölü’nün gün batımı güzelliği, seksen yaşındaki balıkçı ‘‘Akça Ana’’nın çığlığı, bölgede giderek artan yoksulluk, yaşamın fotoğrafını yansıtıyordu... Kars Atatürkçü Düşünce Derneği’ndeki yakın ilgi, Et Kombinası’nın sosyal tesislerindeki konukseverliğin simgesi işadamı Turhan Çelik’in doğduğu kent için gösterdiği özveri görülmeye değerdi... Devlet yıllardır Kars’ı hep uzaktan seyretti... İşte bu yüzden Doğu ve Güneydoğu yalnızlaştırıldı... İki dönemdir belediye başkanlığı yapan Naif Alibeyoğlu Kars’ı ‘‘kültür başkenti’’ yapmak için çabalıyor... AKP iktidarı Doğu Anadolu’da da ‘‘sinsi bir örgütlenmeyi’’ bitirmek üzere... Erzurum’dan Kars’a, Van’dan Iğdır’a, Bingöl’den Ağrı’ya, Sarıkamış’tan Ardahan’a dek ‘‘tarikatçı yapılanma’’ kamu kuruluşlarında ağırlık kazanıyor... Nakşiler ve Fethullahçılar, AKP için ‘‘en gözde tarikat’’ olarak dikkati çekiyor... ??? Yıllardır yargıda, poliste, eğitimde, kamu yönetiminde örgütlenen Fethullahçılar ‘‘Zaman gazetesi’’ni parasız dağıtıyorlar... Söz, Zaman gazetesinden açılmışken hemen belirteyim: Fethullahçı gazete, radyo reklamlarında Nâzım Hikmet’in ‘‘Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’’ dizelerini kullanıyor... Peki, telif hakkı ödüyor mu bunun için? Fethullahçılar için her yol geçerli... Fethullahçılar 250 milyon nüfuslu ABD’nin hemen hemen her kentinde örgütlenip, dernekler kurmuşlar... Üniversite kentlerinde kurulan dernek lokallerinde bir futbol maçını bir hafta sonra gösterip seyircilere parasız döner ve baklava sunuyorlar... Chicago’da Elmhurst Kolej’deki ABD’li 25 öğretim üyesini kafaya alıp gidişdönüş uçak fiyatına İstanbul’da Fatih Üniversitesi’nde bir hafta konuklatıp, gezdireceklermiş... ABD’de örgütlenen Fethullahçılar, Erzurum’da da bir hayli etkili... Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü Erzurum’da. Tarikatlar burada egemen. Fethullahçılar ve Nakşiler el üstünde tutuluyor... Sosyal tesisler akşam saat sekizde kapatılıyor... Bir işçi anlatıyor: ‘‘Kurumun içinde zaten cami var. Her birimin arşivi bozulup ayrıca mescit yapıldı. Binden fazla çalışan var kurumda. Kadın mühendislerin nerdeyse tümü sıkmabaşlı. Erkek işçiler tarikat sakallı ve cüppeli. Cuma günleri çalışma saati 13.30’a alındı. Diğer günler 07.0012.00 ve 13.0017.00 arası. Ramazanda saat 15.00’te paydos yapılıyor.” Doğu Anadolu’da hayvancılık can çekişiyor. AKP’nin tarım politikası üreticiyi canından bezdirmiş. ??? 12 Eylül askeri darbesinden sonra aradan geçen 26 yıl içinde Kars’ta siyaset, partilerin değil bireylerin etkinliğinde sürmüş ve sürüyor... Kars ve çevresinde seçmen, partileri değil bireyleri tercih ediyor... Parti hiç önemli değil!.. Geçmişinde solcu olan, şimdi de ben ‘‘AK solcuyum’’ diyen, MHP’den siyaset yaptığı halde‘‘ben şöven milliyetçi değilim’’ diyen çok kişiyle konuştum. Kimisi besici, kimisi işadamı, kimisi mimar ve mühendisti... Sonuç: Doğu’nun ‘‘nazlı gelini Kars’’ bir yandan işsizlik ve yoksullukla, bir yandan da yalnızlıkla savaşım veriyor... Ve Kars’ta sekiz odalı, iki katlı bir butik otel. adı Kar’s... Eğer giderseniz mutlaka uğrayın!.. Otelde, uçak saatini beklerken, çocukluk ve gençlik günlerini anlatıyor Zeki Çapan. Güç koşullarda okuyor. Şimdi de doğduğu kentin gençleriyle ilgileniyor... Soruyor bana: ‘‘Nasıl, beğendin mi Kars’ı? Yanıtım kısa oluyor? ‘‘Bana Kars’ı Kemal ve Cemal Akbulut yıllar önce sevdirmişti zaten!’’ Bakan Pepe’ye çiftlik sorusu ? İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Çevre Bakanı Osman Pepe’ye Çeşme, Urla ve Karaburun kıyı şeridinde, Çevre Yasası’na aykırı olarak kurulan balık çiftliklerine neden izin verildiğini sordu. Ersin, verdiği soru önergesinde, yasa uyarınca arkeolojik ve doğal sit alanları ile kapalı koylara balık çiftliği kurulamayacağı ve var olanlarının da 1 yıl içinde açık denizlere taşınacağı hükmüne karşın bölgeye yeni balık ve orkinos tesis izni verildiğine dikkat çekti. ANKARA Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Camiel Eurlings tarafından hazırlanan ve oldukça ağır ifadeler içeren raporla ilgili ‘‘lobi’’ faaliyetlerinde bulunmak üzere Brüksel’e giden Türk heyetinin CHP ve AKP’li üyeleri arasında ‘‘türban gerilimi’’ yaşandığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, heyetin başta Eurlings ile yaptığı görüşmede CHP’li üyelerin türbana ilişkin AİHM kararını anımsatan konuşmasını kesen AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan’ın bu durumun muhalefetin görüşü olduğunu ve hükümeti bağlamadığını söylediği öğrenildi. ? AP raporunda değişiklik yapma umuduyla Brüksel’e giden heyette ‘türban sıkıntısı’ yaşandığı ortaya çıktı. Bu kapsamda CHP’lilerin türban maddesinin rapordan çıkarılmasını istediği, AKP’lilerin ise hükümetin bu görüşte olmadığını ilettiği vurgulandı. Edinilen bilgilere göre, Brüksel’e giden heyet içerisinde AKP’den Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, Dış İlişkiler Başkanı Şaban Dişli, Antalya Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Göç, Mülteciler ve Nüfus Komisyonu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu katılırken CHP’yi temsilen de Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ yer aldı. TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ise heyete gecikmeli olarak 2 gün sonra katıldı. Bu heyet başta raporu hazırlayan Camiel Eurlings olmak üzere çok sayıda yetkili ile görüştü. Heyet tüm görüşmelerde, sözde Ermeni, Süryani ve Pontus soykırımlarının tanınması, Kıbrıs konusu, PKK ile mücadele konusundaki itirazlar ortak bir dille gündeme getirildi. Ancak görüşmelerin neredeyse tamamında konu raporda yer alan ‘‘Türkiye türban sorununu toplumsal uzlaşı ile çözmelidir’’ ifadesi heyetin bölünmesine neden oldu. CHP milletvekilleri Öymen ve Elekdağ da raportör Eurlings ile görüşmeler sırasındaki genel eleştirilerin ardından bu maddeyi gündeme taşımak istedi. Bu kapsamda AİHM’nin türban kararını anımsatan CHP’li milletvekilleri, türbanın siyasal simge olarak kullanıldığını vurguladılar. Mercan karşı çıktı Ancak CHP’lilerin bu istemlerinin ardından Murat Mercan’ın ‘‘Hükümetin görüşü bu değil’’ ifadesini kullandığı öğrenildi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen de, olayı doğrularken bu tutum nedeniyle heyetin iki başlı gibi göründüğünü söyledi. İç tutarlılığı bulunmayan bir heyetin etkililiğinin de sorgulanacağını anımsatan Öymen, ‘‘AB hükümete türbanı bir havuç gibi göstererek istediği her şeyi yaptırabileceğinin farkında’’ görüşünü dile getirdi. Öymen, Murat Mercan’ın heyet halinde yapılan görüşmelerin ardından AP yetkilileriyle baş başa görüşmeler de yaptığını ve bu toplantıların içeriğini de kendileriyle paylaşmadığını vurguladı. Başbakan Erdoğan, ilk kez oy kullanacak genç kesimi partiye çekmeyi hedefliyor ‘301. madde gümdemde yok’ ? Haber Merkezi AB’nin 24 Ekim’de yayımlaması beklenen Türkiye İlerleme Raporu öncesinde 301. maddede de değişiklik yapılacağına ilişkin iddiaları değerlendiren AKP Grup Başkanvekili İrfan Gündüz, bugünkü Meclis toplantısında söz konusu maddenin gündemde olmadığını söyledi. AB, aralarında Orhan Pamuk, Elif Şafak ve Hrant Dink’in de bulunduğu yazarların yargılandığı 301. maddenin tamamen kaldırılmasını istiyor. 301. madde ‘‘Türklüğe ve devletin manevi şahsiyetine hakaret edenlere’’ hapis cezası verilmesini öngörüyor. AKP milliyetçi oy avında ? MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Erdoğan’ın kaybettiği siyasi zemini milliyetçi zeminde aradığını, ancak başarılı olamayacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı genel seçimlere bir yıl kala ‘‘milliyetçi oy’’ kaygısı sardı. Genel seçimlerde ilk kez oy kullanacak genç kesimi partiye çekmek isteyen Erdoğan, daha önce MHP’nin gerçekleştirdiği bazı etkinliklerde boy gösteriyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Erdoğan’ın kaybettiği siyasi zemini milliyetçi zeminde aradığını, ancak başarılı olamayacağını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Söğüt şenliklerinin ardından Türk Dünyası Kurultayı’nı toplayarak milliyetçi kesimin oyunu almayı hedefliyor. Türk Dünyası Kurultayı, 5 yıldır ödenek sıkıntısı nedeniyle toplanamıyordu. Erdoğan’ın kurultayın gerçekleştirilmesi için Tanıtma Fonu’ndan ödenek aktardığı belirtildi. Erdoğan’ın milliyetçi kesime yönelmesinin altında genel seçimde ilk kez oy kullanacak kesimin MHP’ye kayma eğiliminde olduğu yönündeki araştırmanın yattığı dile getiriliyor. Erdoğan, partisinin bir kampında, ‘‘Bir araştırmaya göre ilk kez oy kullanacak genç kesimin yüzde 25’i AKP’ye, yüzde 17’si de MHP’ye oy vereceğini belirtmiş. Bu bizim oylarımızı düşürür. Bu kesimi partiye çekebilmek için çalışma yapılsın’’ demişti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Türk Dünyası Kurultayı’nı düzenleyen Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı’nın Alparslan Türkeş tarafından Türk milliyetçiliğinin ve Türklüğün sorunlarına çözüm bulmak üzere kurulduğunu söyledi. Vakfın yönetiminin Abdulhaluk Çay’a emanet edildiğini kaydeden Şandır, ‘‘Bu kurultayda Türk milliyetçiliğinin ve Türk dünyasının sorunları tartışılır, görüşülür. Bu tanıma Sayın Erdoğan hiçbir anlamda uymamaktadır. Devlet imkânlarından tahsis ettiği parayla bu vakfın yeminini kendi siyasi propagandasına alet etmesini ve buna fırsat verenleri MHP olarak kınıyoruz’’ dedi. Türk milliyetçiliğine düşman olan, bugüne kadar Türk dünyası ile hiç ilgilenmeyen, ‘‘Türküm’’ diyemeyen bir başbakanın Türkeş’in koltuğuna oturarak Türk Dünyası Kurultayı yapmasını Türk milliyetçiliği açısından ‘‘zul saydığını’’ belirten Şandır, ‘‘Buraya Erdoğan’ı içine sindirebilerek katılan tüm Türk milliyetçilerini şehitler ve Türkeş’in manevi huzurunda vicdan muhasebesine davet ediyorum’’ diye konuştu. Şandır, Erdoğan’ın kaybettiği siyasi zemini Türk milliyetçilerinin siyasi zemininde aradığına, milleti aldatıp kandırdığına dikkat çekti. Seferi Yılmaz’ın ilk duruşması ?V AN (AA) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te el bombası atılan Umut Kitabevi’nin sahibi Seferi Yılmaz hakkında ‘‘terör örgütü üyesi’’ olmak suçundan Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Davaya, Van F Tipi Cezaevi’nde bulunan Seferi Yılmaz, geniş güvenlik önlemleri altında getirildi. Daha önce de örgüt eylemlerinden dolayı 15 yıl cezaevinde kaldığını ve 2000 yılında cezaevinden çıktığını dile getiren Yılmaz, daha sonra örgütle ilişkiye girmediği yönünde savunma yaptı. Yılmaz’ın tutukluluğunun sürmesine karar verilirken duruşma 15 Kasım’a ertelendi. Erdoğan, 10. Türk Devlet ve Toplulukları Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nın açılışında demir dövdü. (AA) Erdoğan ‘Ortadoğu’da yeni macera hevesinin’ gerekçesini açıkladı ‘Oyuna seyirci kalamayız’ GÜRSU KUNT Tekçe’nin yargılanması ?V AN (AA) Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe’nin, ‘‘örgüt propagandası yapmak’’ suçlamasıyla Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, Tekçe hakkında 2003 yılında ‘‘örgüte üye olmak’’ suçlamasıyla açılan, zamanın devlet güvenlik mahkemesinde görülen dava ile bu davanın birleştirildiğini belirterek duruşmayı erteledi. ANTALYA 10. Türk Devlet ve Toplulukları Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’na katılan Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dünya siyasetinin ya öznesi ya da nesnesi olmayı seçmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, ‘‘Bizim mahallemizde oynanan bu oyunda seyirci kalmamız, istesek de mümkün olamaz’’ dedi. Türk devlet ve toplulukları arasında dostluk ve kardeşliğin geliştirilmesi, işbirliğinin artırılması amacıyla 1993’ten itibaren ve 5 yıldır ara verilen Türk Devlet ve Toplulukları Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı 10. kez bir araya geldi. Kemer’de düzenlenen toplantıya Erdoğan’ın yanı sıra KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Dev let Sekreteri Oralbay Abdikarimov, Kırgızistan Başbakan Yardımcısı Daniyar Usenov ile diğer Türk devlet ve topluluklarından üst düzey temsilciler katıldı. ‘Ya özne ya nesne olacağız’ Toplantının açılışında konuşan Erdoğan, günümüzde tehlikelerin en çok Türk devletlerinin bulunduğu coğrafyada hissedildiğini belirterek şunları söyledi: ‘‘Dünya siyasetinin ağırlık merkezi başka coğrafyalara kaymış olabilir. Ama bizim iki seçeneğimiz var: Bu siyasetin ya öznesi, ya nesnesi olacağız. Belki dünyanın başka bölgelerinde, başka halklar için üçüncü bir ihtimal vardır. Ancak dünya siyasetinin oyun sahnesi, hiç şüphe yok ki bu coğrafyadır. Bu coğrafyanın sakinleri için de seyirci kalma lüksü yoktur. Ya baş kalarının oluşturduğu siyasetin pasif unsurları olacağız ya da bu siyaseti oluşturan aktörler arasında hep birlikte yerimizi alacağız. Dünya siyasetinin ya nesnesi, ya öznesi olacağız. Ama bizim mahallemizde oynanan oyunda seyirci kalmamız, istesek de mümkün olamaz.’’ Erdoğan, Türk devlet ve topluluklarının bir tuzakla karşı karşıya olduğunu da ifade ederek ‘‘Aramızdaki ilişkilerde, içe kapanma politikaları, bizi birbirimizden uzaklaştırır. Ben buna tecrit tuzağı diyorum. Buna düşmememiz gerekiyor’’ dedi. Kurultaya katılan Türk devletleri yöneticileri, konuşmalarında Atatürk’ün birliktelikle ilgili cümlelerine dikkat çekerken, Erdoğan bu konuda Atatürk’e hiç değinmeden Haydar Aliyev’in ‘‘İki devlet tek millettir’’ sözünü anımsattı. YÖK’ten ‘mülakatlı seçim’e dava Yurtdışına yüksek lisans eğitimi almak için burslu gönderilecek öğrencilerin MEB’in belirlediği komisyonca sözlü olarak seçilmesinin ‘görev gaspı’ olduğu vurgulandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), yurtdışına yüksek lisans eğitimi almak için gönderilecek öğrencilerin mülakatla seçilmesini yargıya götürdü. Kurul, MEB’in işleminin YÖK’e verilen görevin gaspı olduğunu belirterek, yürütmenin durdurulmasını istedi. Cumhuriyet’in ‘‘MEB’den mülakatla seçim’’ başlığıyla duyurduğu, yüksek lisans eğitimini devlet burslusu olarak alacakların MEB’in belirlediği komisyonca sözlü olarak seçilmesi konusu yargıya taşındı. YÖK’ün dün Danıştay’a sunduğu dava dilekçesinde, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Yasa uyarınca MEB tarafından yurtdışına eskiden bu yana lisansüstü öğrenim görmek üzere hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Uyuşturucu sanığı Sakık ? İstanbul Haber Servisi Terör örgütü elebaşlarından Şemdin Sakık’ın kuzeni olduğu belirtilen Nevzat Sakık hakkında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı iddiasıyla 56 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, Sakık’ın, bir yakınının çalıştığı kargo şirketi ile 3 kilogram eroini Madrid’e göndermeye çalıştığı kaydedildi. İddianamede, Sakık’ın ayrıca 1 Şubat 2006’da Almanya’ya gönderilmek üzere hazırlanan ve güvenlik güçlerince ele geçirilen 16 kilo 650 gram eroinin de sahibi olduğu öne sürüldü. Gazalcı’dan soru önergesi CHP milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Mustafa Gazalcı, yüksek lisans için devlet burslusu olarak yurtdışına gönderileceklerin mülakatla belirlenmesi konusunu TBMM gündemine taşıyarak dün konuya ilişkin bir soru önergesi verdi. öğrenci gönderildiği ancak bunun anayasanın 131. maddesi gereğince YÖK’e verilen bir yetki olması nedeniyle şimdiye kadar YÖK ile koordineli bir çalışmayla gerçekleştirildiği ifade edildi. Dilekçede, Yurtdışına Lisansüstü Öğrenim İçin Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme Kılavuzu’nun yayımlandığına işaret edilerek, ‘‘Ancak bu kılavuzla ilgili şu ana kadar YÖK Başkanlığı’na ne bir bildirim yapılmış ne de kurulumuzdan kontenjanlara ilişkin bir istemde bulunulmuştur. Kurulumuzca, yurtdışına gönderilecek bin öğrencinin şu anda mülakatlarının tamamlandığı, ileriye dönük 5 bin kişilik bir havuzun oluşturulacağı, eğitimini bitirip Türkiye’ye dönenlerin mecburi hizmetini yapmak üzere önce MEB tarafından kısa süreli bir yerleştirme işleminin yapılacağı, daha sonra da yükseköğretim kurumlarına yerleştirme işlemi yapılacağı tesadüfler sonucu öğrenilmiştir’’ dendi. Bunun üzerine, MEB’e 15 Eylül 2006 ta rihli bir yazı gönderildiği ve söz konusu öğrencilerin üniversitelerde görevlendirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği anımsatılarak ‘‘MEB’in belirtilen işlemi anayasanın 131. maddesi gereğince YÖK’e verilen bir görevin gaspı niteliğinde olduğundan, anayasaya ve Yükseköğretim Yasası’na açıkça aykırılık teşkil etmektedir’’ vurgusu yapıldı. ‘‘Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan 1416 sayılı yasa da açıkça anayasanın 131. maddesine aykırı olduğundan, iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmekteyiz’’ denerek MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan ilgili kılavuzun da ‘‘savunma alınmaksızın’’ yürütmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesi talep edildi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle