23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Ağustos geçti. Zaferler haftası aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde terfiler ve tayinler zamanıydı. Gözler giden ve gelen komutanların üzerindeydi. Acaba ne diyeceklerdi? Sert mi konuşacaklardı yoksa yumuşacak mı? Komutanlar sözleriyle, davranışlarıyla günlerce basında yer aldılar. En önemli, en çarpıcı söz, ülkenin birliğini, bütünlüğünü, rejimini savunma kararlılığına ilişkin sözler değildi. Bu Ağustos’ta farklı sözler, farklı görüntüler vardı. Devir teslim konuşmalarında komutanlar eşlerinden, çocuklarından, torunlarından söz ettiler. Onlardan gelen desteklere teşekkür ettiler. Torunlarını kucaklayarak kameraların karşısına geçtiler. Dans ettiler. Bütün bunlar, en üst düzeyde komutanlar da olsalar, asker de olsalar, onların da insan olduklarını, aynı zamanda sivil bir yaşam sürdürdüklerini gösteren insani vurgulardı. Ama en önemli vurgu bu da değildi. ??? Emekli olan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de, yeni Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da aynı kararlılıkla bölücü saldırıyla mücadelenin altını çizdiler. Büyükanıt’ın devirteslim törenlerindeki konuşmaları, ordunun, bu mücadelenin askeri ve siyasal boyutlarının tamamen farkında ve bilincinde olduğunu gösteriyordu. Büyükanıt’ın şu sözleri, askerin durumun ne kadar farkında olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu: ‘‘Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir zaman bu kadar tehditle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir.’’ Sihirli sözcük bu cümlede de değil. En önemli söz Büyükanıt’ın 30 Ağustos mesajındaki şu ifadesinde: ‘‘Bölücü ve irticai tehdide karşı koyacak özgüvene sahibiz.’’ ‘‘Özgüven’’... İşte anahtar kelime bu... ??? Bu millet için en önemli etken, en güven duyduğu kurum olan ordusunun özgüvene sahip olmasıdır. Bu özgüveni onun ağzından duymasıdır. Çünkü: Türk Silahlı Kuvvetleri’ni başka bir silahlı kuvvetle altetmek mümkün değildir. Dış güçleri, dış baskıları kullanarak orduyu yıpratmak bir noktadan sonra geri tepmekte, askere olan güveni daha da artırmaktan başka sonuç vermemektedir. O halde, Türkiye’de zayıf, güçsüz, etkisiz bir ordu görmek isteyenlerin umudu, askerin özgüvenini sarsmakta düğümlenmektedir. Büyükanıt’ın deyimiyle önyargılı, dış kaynaklardan finanse edilen, sipariş üzerine kamuoyunu ordusuna karşı etkilemeye çalışan güçler, insan hakları, barış, özgürlük ve demokrasi gibi yüksek değerleri kendilerine kalkan yapmaktadırlar ve bu çabalarında bir hayli yol almışlardır. Kafa karıştırmakta bir hayli başarılı olmuşlardır. Askerin, bu oyunun farkında olması umut verici. Askerin özgüveni, güven verici. hikmet.bila?ntv.com.tr Güven Özgüven AYEDAŞ’tan online sayaç okuma ? Haber Merkezi İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ (AYEDAŞ), elektrik sayaçlarının okunmasında GPRS altyapılı ‘‘endeksör’’ cihazını kullanmaya başladı. AYEDAŞ’tan yapılan açıklamada, yeni uygulamayla sayaçların okunduğu andan itibaren fatura çıktısının aboneye verildiği ve fatura bilgilerinin ‘‘online’’ olarak sisteme kaydedildiği bildirildi. AYEDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, sayaç değiştirme, açmakapama gibi işler için de ‘‘endeksörlü’’ online sistemden faydalanmayı hedeflediklerini bildirdi. EPDK 28 şirkete ceza yağdırdı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), 28 akaryakıt dağıtım şirketine toplam 1 milyar 666 milyon 835 bin 180 YTL idari para cezası uygulanmasını kararlaştırdı. EPDK cezaların, ‘‘lisansı olmayan akaryakıt bayilerine akaryakıt ikmali yaparak Petrol Piyasası Yasası’nda düzenlenen lisans faaliyet sınırını aştıkları’’ için verildiğini açıkladı. VATANDAŞ NE TÜR İLÂÇ BUNLAR, YEMEKTEN İÇMEKTEN KESİLDİM.. Bir ay süren Dikili Şenlikleri’nin ‘gündem dışı’ konuları da ülke sorunlarıyla ilgiliydi Gediz’de kirlilik akıyor OKTAY EKİNCİ DİKİLİ Siyasetten kültüre, ekonomiden insan haklarına kadar hemen her alanda görüşlerin sergilendiği ‘‘Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenlikleri’’, programda olmayan konuların da ‘‘etkinlik dışı sohbetlerde’’ tartışıldığı zengin bir ‘‘fikir forumu’’na dönüştü... 27 Ağustos 2006 günü tamamlanan ve bir ay süren etkinliler boyunca Dikili’nin çay bahçelerinde, parklarında ve dinlence mekânlarında bir araya gelen ‘‘ülke ve toplum sorunlarına duyarlı’’ insanlar, Ege’nin bu vefalı ilçesinde unutulmaz günler yaşadılar. ‘‘Vefalı’’ diyorum; çünkü böylesi bir ‘‘aydınlanma’’ ortamını daha 1980’li yılların o ilk alacakaranlık günlerinde başlatan Belediye Başkanı Osman N. Özgüven, yıllar sonra Dikili halkı tarafından yeniden aynı göreve seçilmeseydi, son yılların en sıcak ağustos ayında bile saatler süren coşkulu tartışmaların, umut ve sevgi dolu değerlendirmelerin yerini kim bilir neler alacaktı?.. Tüm ülkenin hasretini çektiği bu ‘‘derinlikli buluşmalar’’a yakışmayan tek olay ise Bergama’da hukukun tüm Gediz Nehri’ni kirletenlerin başında, yerleşmelerin atıkları, yani ilgili belediyelerin havzayı kullanmalarında gösterdikleri duyarsızlık geliyor. kurallarını çiğneyerek faaliyetlerine devam eden ‘‘altın madencileri’’nin konuyla ilgili düzenlenen panele saldırmalarıydı... Ne var ki ‘‘varlık’’ları da zaten ‘‘hukuk dışı’’ olan bu zorbaların Dikili’de de sergiledikleri yasadışı tutumları, ‘‘altın paneli’’nin belki de en gerçekçi sonuca ulaşmasını sağladı. İşte böyle bir ortamda, festivalin ‘‘gündem dışı’’ konularından biri de, Ege’nin bereketli topraklarını ‘‘yaşam’’ yerine ‘‘kirlilik’’le buluşturan ‘‘Gediz suyu’’nun durumu oldu. Sadece Ege bölgemizin değil, tüm ülkenin en verimli tarım ve kültürel miras alanlarına tarih boyunca ‘‘üretkenlik’’ sağlayan Gediz’deki kirlilik, çevreye ilgili, duyarlı insanların etkinlikler dışındaki özel gündemlerindeydi. Gediz havzasındaki sorunlar için konuyu izleyen çevreci dostlar diyorlar ki; ‘‘Nehri kirleten belediyeler arasında özellikle Salihli, Turgutlu ve Kemalpaşa gibi ilçeler engellenemez ise tarihin bu efsanevi suyu yaşamı tehdit etmek bir yana tümüyle öldürecek...’’ Nitekim, kısa adı GEMA olan ‘‘Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma Vakfı’’, nehre adeta ‘‘düşmanca’’ yaklaşan belediyelerle sürekli bir tartışma ve çatışma içine. Belediye başkanlarının soruna ‘‘seyirci’’ kalmayı yeğledikle rini belirten vakıf başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu’nun yerel yönetimlerden umudunu keserek valiliklere başvurduğunu belirtti. FransaTürkiye çevre işbirliği çerçevesinde 1997’de başlatılan ‘‘Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Kuzey Ege Nehir Havzaları Entegre Yönetimi Projesi’’nin de akıbeti ‘‘meçhul’’... Gediz havzası ile ilgili olarak hazırlanan eylem programı çerçevesinde yapılması gereken 11 projeden biri olan ‘‘Gediz Nehri Havzası Bor Kirliliğinin Jeolojik ve Hidrojeolojik Yönden Araştırılması Projesi’’ çalışmaları da hâlâ sonuçlanabilmiş değil... Bu duyarsızlık karşısında, tek çareyi Gediz’i kirleten belediyeleri kamuoyuna açıklayarak tüm Egelilere şikâyet etmekte bulduklarını belirten çevreciler, GEMA Başkanı’nın ‘‘gerekirse tüm belediye başkanlarının kapılarına siyah çelenk koyacağız’’ şeklindeki açıklamalarına rağmen kimsenin yine oralı olmadığından yakınıyorlar... Evet... Dikili şenlikleri, işte böylesi gerçeklerin de sorgulandığı günlerle geride kalıyor. Umarız, gelecek yıl yine aynı coşkulu günler başlayıncaya kadar Gediz’de de umutları söndürmeyecek gelişmeler olur... THY’de gecikme çilesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kadrolaşma ve güvenlik sorunları nedeniyle gündemden düşmeyen Türk Hava Yolları’nda (THY), dün yeni bir rezalet daha yaşandı. Ankaraİstanbul uçağı tam 2 saat rötar yaptı. THY’nin dün saat 13.00’te kalkması gereken, 127 sefer sayılı Ankaraİstanbul uçağının yolcuları perişan oldu. 15 dakika önceden uçağa alınan yolcular, saat 13.30’a kadar içeride bekletildi. Daha sonra uçak Esenboğa Havaalanı’ndaki pistin bir ucuna götürüldü. Burada da yarım saati aşkın bekletilen yolcular, bir saatten fazla gecikmenin ardından uçaktan indirildi. Yolculara gecikme ile ilgili açıklama yapılmazken THY, Cumhuriyet’in sorusu üzerine, gecikmenin ‘‘teknik arıza’’ nedeniyle yaşandığını, yolcular indirildikten sonra arızanın giderilerek seferin 2 saatlik bir gecikmeyle gerçekleştirildiğini bildirdi. Kovalamaca kurbanı oldu ? İZMİR (AA) İzmir’in Konak ilçesine bağlı Ege mahallesinde polis, şüpheli bulduğu bir araca ‘‘dur’’ ihtarında bulundu. Araçtakilerin ekiplere ateş açması üzerine başlayan karşılıklı ateş sırasında, yolda yürümekte olan Aziz Yargı (30), kurşunla yaralandı. Özel Gazi Hastanesi’ne kaldırılan Yargı, kurtarılamadı. Olayın duyulmasının ardından, yurttaşlar polise tepki gösterdi. Özel Andeva Hastanesi Anjiyo rezaleti için soruşturma GÜRSU KUNT ANTALYA Antalya’da bir dönem AKP İl Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Mehmet Karakayalı’nın da ortağı olduğu Özel Andeva Hastanesi, faturada usulsüzlükle haksız kazanç sağladığı yönündeki iddialar nedeniyle soruşturma geçirirken, anjiyo olurken enfeksiyon kapan 4 hastadan 2’sinin ölmesiyle yeni soruşturmayla karşı karşıya kaldı. Yakınlarını kaybedenler ve enfeksiyon kapan hastalar dava açmaya ? Yakınlarını hazırlanıyor. Farklı tarihlerde Özel Andeva Hayat kaybedenler ve Kalp Hastanesi’nde anjienfeksiyon kapan hastalar Antalya’da yo olan Aysun Kaya 18 Ağustos’ta, Nafiye Fidan bir dönem AKP İl 26 Temmuz’da yaşamıBaşkan Yardımcılığı da nı kaybetti. Enfeksiyon görevini yürüten kapan Durmuş Oduncu Karakayalı’nın da ise taburcu edildi. Ancak ortağı olduğu Cemal Aydın’ın tedavisine hastaneye dava Akdeniz Üniversitesi Tıp açmaya hazırlanıyor. Fakültesi Hastanesi’nde devam ediliyor. Andeva Hastanesi’nde anjiyo olduğunu, takılan stendin birkaç gün sonra tıkandığını, 3 stend daha takıldığını ifade eden Aydın, ‘‘Kısa süre sonra şiddetli ateş ortaya çıktı. Felç geçirdim’’ diye konuştu. Aydın, hastaneye dava açmak istediğini, ancak paraya ihtiyacı olduğunu anlattı. Nafiye Fidan’ın oğlu Emre Fidan da dava açacaklarını belirterek ‘‘Sapasağlam olan annemi 1.5 ayda kaybettik’’ diye konuştu. Burdur’da yaşayan Aysun Kaya’nın eşi Mehmet Kaya da biri 2, diğeri 11 yaşında olan iki oğlunun annelerini çok özlediğini belirterek dava açacağını söyledi. Özel Andeva Hayat Kalp Merkezi Sorumlu Müdürü Dr. Abdullah Işıkhan ise iddiaları kabul etmeyerek her hastanede enfeksiyon olabileceğini savundu. ‘Çember’ operasyonu ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği ‘‘Çember’’ operasyonunda, sahte işkence raporu, plaka, tescil belgesi, ehliyet, kimlik, doktor raporu, basın kartı, pasaport ve diploma hazırladıkları tespit edilen şebekenin 25 elemanı, İstanbul, Balıkesir, Denizli ve İzmir’de yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan emekli bir başkomiserin şebekenin liderliğini yaptığı belirlendi. Zanlılardan 10’u tutuklandı. CUMHURİYET 03 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle