Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2006 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Resim ve Heykel Müzeleri Derneği’ndeki etkinlikleri ve tükenmeyen hayvan sevgisiyle tanınan Leyla Belli’nin doğum günü ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Tutkulardan ödün vermemek bu sergiyi çocuğum gibi gördüm’’ diyen Belli, üzerine titrediği bu etkinliklerle, ilginç deneyBir yaşını daha kutladığımız Leyla Belli’yi lere giren genç sanatçıları destekler. 1980 darİstanbul sanat ortamı, yöneticisi, destekleyicibesinden sonra yaşanan baskı ortamında, ‘‘Güsi olduğu Resim ve Heykel Müzeleri Dernenümüz Sanatçıları Sergisi’’ yenilikçi eğilimleği’ndeki etkinlikleriyle, dostlarıysa bitip türin desteklendiği bir etkinlik olarak sanat orkenmez hayvan sevgisi yanı sıra şeytana patamının nabzını tutan sergiler arasında yer alıbucunu ters giydirebilecek pratik zekâsıyle tayordu. nırlar. Hiç kuşkusuz 1950 sonrası ‘İstanbul saÇağdaş Türk sanatının tarihi henüz yazılmanat ortamı’nın en ilginç, etkin kişiliklerinden dığı, bağımsız bir sorgulamayla 1970 sonrası biri olan Belli’yi isimsiz bir kahraman olarak sanat ortamı büyüteç altına alınmadığı için değerlendirmek yanlış olmaz. Gençlerin, genç ‘‘Günümüz Sanatçıları Sergisi’’nin önemi ve yesanatçıların desteklenmesi için pek az inrinden iki kez kovulmasına karşın etkinsanın bildiği bir ‘mücadeleyi’ kırk yıldan ? 1950 sonrası ‘İstanbul sanat ortamı’nın en liklerini sürdüren Resim Heykel Müzeleberi sürdüren Leyla Belli’yi bir çırpıda tari Derneği’nin çabaları yeterince tartışıilginç, etkin kişiliklerinden biri olan Leyla nımlamak kolay değildir. Neden? Çünkü lamadı. Belli’nin ve bir avuç idealistin Belli, gençlerin, genç sanatçıların o ne yaptıkları, ne de kendisi hakkında koçabalarıyla ayakta duran derdesteklenmesi için pek az insanın bildiği bir olağanüstü nuşulmasını sever. neğin önümüzdeki yıl 26. kez yapılacak ‘mücadeleyi’ kırk yıldan beri sürdürüyor. ‘‘Günümüz Sanatçıları Sergisi’’ni çeyrek yüzyıl yaşatmalarını büyük bir ‘mucize’ Cumhuriyet çocuğu gel olduğu için gençlere ‘‘sorgulayan, yaratı olarak değerlendirmek abartı olmayacak. cı’’ bir eğitim verme çabasındadır. 1960’ta bir Bir ‘Cumhuriyet çocuğu’ olarak 1920’lerde caz tutkunu olan ekonomist Hamit Belli ile haİstanbul’da doğar. Babası milletvekili Zeynel yatını birleştirir. 1955 60 arasında Belediye Mücadeleci bir tavır Abidin Atak’tan ‘‘koşulsuz hayvan sevgisini’’ Nazım Plan Bürosu’nda Beyoğlu ilçesinden soalır. Boğaziçi, Feyzi Ati ve Erenköy Liselerin rumlu olarak çalışır. 1963’de oğlu Tuğrul doğBelli’nin ‘‘kültürlü insanlarımızın’’ akıl alde okurken ilk gençliği ‘hümanist’ bir ortam duktan sonra yöneldiği sahne dekoru yapımın maz bencilliklerine, büyüklük hastalıklarına, da geçer. Haldun Taner’in yakın desteğiyle da büyük başarı elde eder. sanat ortamının ‘‘belleksizliğine’’ karşın ‘‘Beledebiyat sevgisini, kitap tutkusunu tanır. 1941’de Leyla Belli bir avuç sanatseverin (Sabri Ber ki bir şeyler yapabiliriz, devam etmemiz lazım’’ İstanbul Amerikan Kız Lisesi’ni bitirmesine kel, Sebla Eczacıbaşı, İhsan Fahri, Gültekin diyerek her haksızlığın, saldırının ardından üç ay kala ‘‘Ben ressam olacağım’’ deyip liseElibal, Rabia Çapa gibi) kurduğu Resim ve Hey Sysiphos gibi kollarını sıvayıp mücadelesine, yi bitirmeden bırakır. Böylece 1946’da Akademi’ye başlayıncaya dek, kendisinin deyişiy kel Müzeleri Derneği’ne girip ‘Günümüz İs büyük kaya parçalarını taşımaya devam etmele bir ‘‘mutlu özgürlük dönemi’’ geçirir. Resim tanbul Sanatçıları Sergisi’nin oluşmasına, ye si, İstanbul sanat ortamında karşılığını bula Leyla Belli bir avuç sanatseverin kurduğu Resim ve Heykel Müzeleri Derneği’ne girip ‘Günümüz İstanbul Sanatyapmak, köpek gezdirmek, sutopu oynamak tişkinler ve çocuklar için resim kurslarının ve madığımız bir tavırdır. Leyla Hanım doğum gününüz kutlu olsun! çıları Sergisi’nin oluşmasına destek oldu. rilmesine destek olur. ‘‘Ben doğurmasam da NECMİ SÖNMEZ ve Erdem Buri’den müzik dersi almasının yanı sıra, zamanını özellikle okumakla doldurur; Özdemir Asaf’la olan arkadaşlığı da ona modern şiirin kapılarını aralar. 1946’da Akademi sınavını kazanıp Zeki Kocamemi Atölyesi’ne girer. Akademi’nin o yıllardaki havası şimdiyle kıyaslanmayacak denli özgürlükçü bir karakterde olduğundan, okulu olabildiğince uzatır. Mezuniyetinden sonra değisik okullarda İngilizce ve resim öğretmenliği yapar. Hümanist yapısı, öğretmenliği bir iş gibi görmesine en Yine İpek, Yine Latife Hanım... İpek Çalışlar’ın yazdığı, yayımlandığından bu yana kapışılan, soluk soluğa okunan, bugüne dek Latife Hanım üzerine en geniş kapsamlı araştırma olan ‘‘Latife Hanım’’ (Doğan Yayınları) kitabına ilişkin düşüncelerimi daha önce bu köşede yazmıştım. O nedenle tekrarlamayacağım. İpek Çalışlar’a, 4.5 yıl hapis istemiyle ‘‘Atatürk’e hakaret ve Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefetten’’ dava açılmasını okuduğumdan beri şoktayım. İnanmakta güçlük çekiyorum. Hayır hayır, yasalardan, kanun maddelerinden söz etmeyeceğim... Ben bu kitabı okuduğumda, Latife Hanım’a yıllardan beri sürdürülen düşmanlığın, kinin, öfkenin, aşağılamanın, yok saymanın, önemini kavramamanın, nihayet kırıldığını görüp sevinmiştim. Atatürk’le iki buçuk yıl süren evliliği konusunda yaşamı boyunca eşi benzeri görülmemiş bir suskunluğa gömülen Latife Hanım’a, toplum olarak büyük haksızlık ettiğimize inanıyorum. Keşke, keşke, Atatürk’ün etrafındaki çevre, Latife Hanım’ı yüceltmenin, Atatürk’ü de yüceltmek olduğunu (onun buna ihtiyacı olmasa da) kavrayabilseydi. Sıra dışı bir insan olan Mustafa Kemal’in, ancak sıra dışı bir kadınla evlenebileceğinin ayırdına varabilselerdi. Keşke, Latife Hanım’ı, küçültmeye çalışmanın, yok saymanın Atatürk’e yapılacak en büyük ayıp olduğunu fark edebilselerdi... Şimdi ilk kez, titiz bir gazeteci yazar İpek Çalışlar, Latife Hanım’ı çok geniş ve farklı kaynaklardan araştırarak, onu ‘‘aksi, sert, topuklarını yere vuran kadın’’ klişesinden çıkarıp, en geniş boyutta ele alıyor... Sonuç: O gazeteci hakkında dört buçuk yıl hapis istemiyle dava açılıyor... Atatürk’ün hayatta kalabilmek için tebdili kıyafetle köşkten kaçması, bir vatandaşımızı fena halde rahatsız etmiş olabilir. Bu olayı belki de ilk kez duyuyor olabilir. ‘‘Ah Mustafa Kemal, bunu bana yapmayacaktın’’ diye ağlamış, üzülmüş ya da öfkelenmiş olabilir. Bunlar insanlık halidir... Kaldı ki bu olayla ilgili olarak yalnızca Vecihe İlmen’in anlatımı yok. Bu olay, Rıza Nur’un, Rauf Bey’in anılarında da var... Bu olay doğru mu değil mi? Bırakın onu tarihçiler istediği kadar tartışsın. Hukuk tartışması yapılacak şey mi bu! Doğru olsa, Atatürk hakkında düşünceleriniz mi değişecek? Neyin davası bu Tanrı aşkına! Peki ama mantık var, izan var: Her vatandaşın her şikâyetini, her ona ‘‘ters’’ gelen durumu savcıların kaale alması mı gerekir? İpek Çalışlar’a araştırması için dava, Elif Şafak’a roman kahramanlarından birinin sözlerini beğenmediğimiz için dava... Korkarım ki bu gidişle Türkiye’de hiçbir yazarı yaşatmayacağız! Vazgeçtim dünyaya rezil olmaktan, çocuklarıma, torunlarıma rezil oluyorum, derdim bu! ‘Latife Hanım’ kitabını okurken değil ama, bu kitabın yazarına açılan davayı öğrendiğimden beri hem Atatürk’e, hem de bir okur olarak bana hakaret edilmiş duygusuna kapılıyorum! eposta: Zeynep?zeyneporal.com faks: 0 212 257 05 57 29 sanatçıdan 180 yapıt... Kültür Servisi Tem Sanat Galerisi, etkinliklerini büyük ustalardan genç ustalara uzanan karma bir resim ve heykel sergisiyle sürdürüyor. 8 Eylül’e kadar sürecek olan bu sergide Cemal Tollu, Hakkı Anlı, Zühtü Müridoğlu, Sabri Berkel, Abidin Dino, Fahir Aksoy, Adnan Varınca, Mürşide İçmeli, Ömer Kaleşi, Alecos Fassianos (Yunanistan), Yuri Kuper (Rusya), Nevin İşlek, Güngör İblikçi, Muhsin Kut, Oktay Anılanmert, Mehmet Güler, Zeki Fındıkoğlu, Hüseyin Ertunç, Fevzi Karakoç, Abdulkadir Öztürk, Gülden Artun, Nur Özalp, Miharu Shiota (Japonya), Talat Enlil, Yüksel Özen, Arslan (Rusya), Selma Gürbüz, Artemis (Yunanistan) ve Bilgehan Uzuner’in yapıtları yer alıyor. Farklı çizgilerde çalışan yirmi dokuz sanatçının, yaklaşık yüz seksen yapıtından oluşan bu sergi, bugünkü Türk çağdaş plastik sanatları hakkında genel bir fikir verme açısından önem taşıyor. Sergide, tuval resminden heykele, suluboyadan pastele, guvaştan karakalem resim ve desenlere, ayrıca çok çeşitli tekniklerde üretilmiş, Türk ve yabancı sanatçıların orijinal baskılarına uzanan bir yelpazede seçilmiş yapıtlar sunuluyor. (www.temartgallery.com) TÜRK DİLİ KONUŞAN TİYATROLAR ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ Ufa’da Kültür Servisi Başkurdistan’ın başkenti Ufa’da 1120 Eylül 2006 tarihleri arasında düzenlenecek olan ‘IV. Uluslararası Tuganlık Türk Dili Konuşan Tiyatrolar Festivali’ kapsamında Ankara Devlet Tiyatrosu, Serhat Nalbantoğlu’nun rejisiyle Haldun Taner’in ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ adlı oyununu sahneleyecek. Türk dili konuşan halkların arasında sanatsal ilişkilerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen festivalde temsil edilecek oyunda, meşrutiyetten günümüze uzanan yakın siyasal tarihimizin panoraması çiziliyor. Oyun, 17 Eylül tarihinde tiyatroseverlerle buluşacak. Okurlar bilir, O hep vardı... Yıllarca süregelen dinlence alışkanlığı... ‘ARTEMİS ÖREN TATİL KÖYÜ’ ???? Mavi Bayraklı Özel Plaj Artemis Tatil Köyü, 30.000 m2’lik bir alanda denizin hemen kıyısında kurulmuştur. 112 standart oda ve 6 süit, toplam 232 yatak kapasitesi, peyzaj düzenlemeleriyle ünlü rengârenk çiçeklerin kokularını yaydığı tatil köyümüzde tüm odalarda balkon, direkt telefon, 3 kanal müzik yayını, mini bar, TV ve klima mevcuttur. Ayrıca 120 kişilik toplantı salonumuz ve kablosuz internet erişimciliği hizmetinizdedir. Alışveriş yapmak isteyenler mini çarşımızdan yararlanabilirler. Mini çim futbol, basketbol, plaj voleybolu sahaları, masatenisi, tenis ve bilardo ideal bir olanak sunuyor. Çocuklar Artemis Tatil Köyü’nde oyuna ve eğlenceye doyacaklar. Çocuk havuzu, çimle kaplı oyun parkı, mini club ve çocuk animasyonları onlara güvenli ve neşeli ortam sunuyor. Kahvaltı ve akşam yemeklerinde tatil köyümüzün açık büfesi, her zevke uygun, Türk ve dünya mutfağından zengin seçeneklerle karşımıza çıkıyor. Ala Carte Restaurant, Kafeterya, Şark Kahvesi, Snack Bar, Artemis Pub ve Havuz Bar günün her saati hizmetinizdedir. Gündüz animasyonları ile canlı müzik... İyi ve mutlu bir tatil geçirmeniz dileğiyle. REZERVASYON ve BİLGİ İÇİN: Artemis Ören Holiday Resort, Ören Burhaniye, Tel: 0 266 416 37 76 (pbx), Faks: 0 266 416 32 26 www.artemis.gen.tr info?artemis.gen.tr ÇORLU CUMOK Etkinliklerimiz sürüyor. Konferans: SON GELİŞMELERİN IŞIĞINDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI Konuşmacı: İstanbul Milletvekili, Emekli Büyükelçi BODRUM ÖREN’DE UNUTULMAZ BİR TATİL KEYFİ... Dr. ONUR ÖYMEN Tam bağımsızlığı, ulusalcılığı, laikliği savunan herkesi bekliyoruz. Tarih : 27 Ağustos Pazar Saat: 17.00 Yer : ÇorluOrion Alışveriş Merkezi Aktivite Salonu İletişim : Nezir Taner 0546 235 76 13 Salih Zeki İlgen 0532 477 22 38 Sıtkı Ergüney 0533 416 77 87 ? Bodrum Ören’de denize 50 m, ? Klimalı, ? Odalarda TV, ? Sabah kahvaltısı, ? Akşam yemeği, ? Açık büfe (25 çeşit) YAŞAM EĞER BİLİNMEYENE AÇILAN BİR YELKENLİYSE, SEYİR DEFTERİNİZE YAZACAKLARINIZIN BARIŞTAN, İYİDEN, GÜZELDEN, MUTLULUKTAN YANA OLMASI DİLEĞİYLE... YOLCULUKLARINIZDA BİR LİMAN, SEYİR DEFTERİNİZDE KÜÇÜK BİR ANI OLMAK UMUDUYLA MERHABA... 06 yaş ücretsiz, 612 yaş %50 indirimli, klimalı odalar, denize 50 metre Kişi Başı: Oda+Kahvaltı: 25,00 Yarım Pansiyon: 35,00 Tam Pansiyon: 40,00 BODRUM’UN BİTEZ KOYU’NDA MAVİ BAYRAKLI, DENİZE SIFIR MANUELA HOTEL Botanik bahçesini andıran doğası ile mavi ve yeşilin buluştuğu bir tatil cennetidir. Özel plaj keyfi, konforlu odalarda TV klima rahatlığı, 20 yılı aşkın, kaliteli ve güleryüzlü hizmetiyle siz Cumhuriyet okurları için 60 YTL. Tam pansiyon, gazeteniz kahvaltı masanızda... Tel: 0 252 363 79 04, Cep: 0 533 722 81 81, Faks: 0 252 363 77 88 www.manuelahotel.com “Cumhuriyet’i biz kurduk. O’nu sizler yaşatacaksınız.” K. Atatürk corlucumok?hotmail.com Haziran Eylül Temmuz Ağustos 30 YTL 35 YTL (06 yaş ücretsiz, 712 yaş % 50 indirim) Tel: (0 252) 532 28 44 43 (0 505) 489 11 29 (0 532) 650 68 68 www.oteldenizyildizi.com HALUK OTEL ÖREN/MİLAS Tel: 0 252 532 33 57 0 536 959 75 48 email: aliatila.seyirdefteri?gmail.com CUMHURİYET 14 K