11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB B B A A A A B 33 37 35 36 39 40 40 38 29 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y B B B B A 30 29 28 28 34 34 32 30 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B A A A B B B Y 36 34 39 41 37 39 31 27 29 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyi sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 18 20 22 22 22 17 20 20 20 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB B PB Y Y Y B Y 22 27 33 23 25 33 31 37 22 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A B A A B B B A 24 37 36 37 34 33 35 38 38 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Sahte Maske ? Baştarafı 1. Sayfada köy köy dolaşıp diledikleri gibi halkı zehirleyecekler, sonra da serbest seçimlere girecekler. Kazanırlarsa, ‘‘Millet böyle istiyor’’ diyerek ortaçağın şeriat düzenini yeniden yürürlüğe koyacaklar. Artık gelsin halife, gelsin şeyhülislam, gelsin çeşit çeşit yasaklar. Tabii, halife ile beraber seçim hürriyeti, yasaklardan sonra da vicdan ve fikir hürriyeti sizlere ömür.. Bu, Batı Avrupa’da Bolşeviklerin yapmaya çalıştığının olumsuz tarafından hemen de tıpkısıdır. Arada bir fark varsa, o da birincilerin orada bunlardan daha samimi davrandığıdır. Oysa bizim sayın gericilerin bilmediği nokta, İnsan Hakları Beyannamesi’nin bu gibi hürriyeti yok edici faaliyetlere imkân verir bir mana taşımadığıdır. Bir defa beyanname, ruh itibarıyla Atatürk devrimlerinin de hedef tuttuğu ileri görüşlü bir toplum düzenini ele almıştır. İnsanlar hürriyeti ancak onun müspet nimetlerinden faydalanmak, daha iyi, daha müreffeh bir hayat, daha ileri bir barış dünyası kurmak için kullanacaklardır. Yeni nesilleri bu hedefe göre yetiştirmek lazımdır. Beyannamenin 26. maddesinin ikinci fıkrası bu hususta çok açıktır: ‘‘Eğitim, insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlere saygının kuvvetlenmesini istihdaf etmelidir. Bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörürlük ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletler’in, barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.’’ Görülüyor ki, beyannamenin bu hükmü batıl itikatlara, ortaçağ metotlarına bağlı, müspet bilimden kaçan, tek inançlı, müsamaha nedir bilmez yobaz mekteplerinin kurulmasına hiç de elverişli değildir. Ne tuhaftır ki, İstanbul Üniversitesi’nde kürsü sahibi bir profesör, Atatürk devrimlerini çürütmek isteyen bir ihtiras alevi içinde, zaman zaman bu insan haklarına dayanarak ‘‘Ne çıkar, bırakınız istedikleri gibi propagandalarını yapsınlar’’ demekten ve yobazları açıkça himaye etmekten çekinmemektedir. Beyannamenin son maddesi ise her türlü hürriyet kısıcı hareketleri önleyecek derecede kuvvetlidir: Madde 30 Bu beyannamenin hiçbir hükmü, içinde ilan olunan hak ve hürriyetlerin bir devlet, zümre veya fert tarafından yok edilmesini güden bir faaliyete girişmeye herhangi bir şekilde hak verir mahiyette yorumlanamaz. Yalnız bu madde, yurdumuzdaki din ve vicdan sömürücülerini ikide bir İnsan Hakları Beyannamesi’ne sığınmaktan alıkoymaya yetmelidir. Çünkü beyannameyi hakkı ile tatbik ettiğimiz gün, bütün irtica ocaklarının derhal, resmen ve şiddetle söndürülmesi gerekmektedir. ABDPKK flörtü ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ? Terör örgütü elemanları, ABD’nin ve AB ülkelerinin Türkiye’yi PKK ile masaya oturtmayı hedeflediği görüşünde. Bunu Iraklı değişik düzeylerdeki yetkililere de uygun zeminlerde iletiyorlar. ? PKK’nin son 6 aydır Türkiye’de yaptığı eylemler provokatif amaçlı olup masaya oturtma stratejisinin bir parçası olarak uygulanıyor. Terör örgütü bu eylemleri iki hedefli olarak planladı; birincisi Türkiye’yi zor ve aciz durumda bırakmak. Türk halkının, ne olursa olsun, terör bitsin noktasına gelmesini sağlamak. İkincisi ise Türkiye’deki Kürtlerin ayağa kalkmasını sağlamak. ? PKK bu eylemleri planlamak için Irak’ta her türlü olanağa sahip. Irak yönetiminin PKK’ye zarar verecek hiçbir tutumu yok. Barzani ve Talabani, hedeflerine ulaşmak için PKK’nin başarılı olması ge rektiği görüşünü benimsemiş durumda. Adımlarını bu saptamaya dayalı olarak atıyorlar. PKK ile birlikte Barzani ve Talabani, Türkiye, Irak ve İran topraklarında bir Kürt devleti kurulabileceği hedefini geliştiriyorlar. Suriye’deki Kürtlerin bu hedefin parçası yapılmasının şu aşamada zor olduğu değerlendiriliyor. Buna ulaşmada kendilerine en çok ABD’nin yardımcı olacağını düşünüyorlar. ? Terör örgütü kadroları, bu planın önemli bir parçası olarak öngörülen Türkiye’deki Kürtlerin ayağa kalkması konusunda ise başarısız olunduğunu düşünüyor. Terör örgütü ve destekçileri, buradaki başarısızlığın öteki alanlardaki ilerlemeyi de etkileyeceği görüşünde. ? Önümüzdeki dönem Türkiye’nin masaya oturtulması ana hedef olarak düşünülüyor. Bunun için her türlü fırsatın değerlendirilmesi gerektiği görüşü hâkim. AĞUSTOS AYI TOPLANTISI BUGÜN YAPILIYOR MGK’de gündem Lübnan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) ağustos ayı olağan toplantısı bugün yapılıyor. Toplantının birinci gündem maddesinin Lübnan’a asker gönderilmesi konusu olduğu belirtiliyor. Kurulun diğer önemli gündem maddesi ise özellikle son günlerde artış gösteren PKK terörü. MGK bugün ağustos ayı olağan toplantısını gerçekleştirmek için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanacak. Çankaya Köşkü’nde saat 13.30’da başlayacak toplantıya, 30 Ağustos 2006 itibarıyla emekliye ayrılacak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri son kez katılacak. Edinilen bilgilere göre, toplantı gündeminin ilk sırasında Lübnan’a asker gönderilmesi konusu yer alıyor. Erken başlayan liglere, sahalarda art arda yaşanan sağlık sorunları damgasını vurdu Futbol sıcakta eridi Spor Servisi Türkiye’de futbol ligleri başlayalı daha bir ay bile olmadı. Ağustosun sıcak günlerinde başlayan yorucu maraton, özellikle sporcular için risk anlamına geliyordu. Turkcell Süper Ligi, İddaa Lig (B) ve Türk Telekom Lig (A)’da sıcak havalarda oynanan maçlar için federasyon karşılaşmaların saatlerini ileriye alarak çözüm bulmaya çalıştı. Ancak geride kalan haftalara bakarsak futboldan çok sahada yaşanan sağlık sorunlarının gündeme damgasını vurduğunu görüyoruz. İlk önce Türk Telekom Lig (A) takımlarından Elazığsporlu Gökmen Yıldıran antrenmanda aşırı sıcak nedeniyle yığılıp kalmış, yapılan müdahalelere karşın kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti. Amatör Lig takımlarından Selimiyespor’un kalesini koruyan 15 yaşındaki lisanslı oyuncu Emre Aydın da antrenman sonrası “Su istiyorum” diyerek fenalaşmış ve o da hayata gözlerini yummuştu. Son olarak ise V. Manisaspor’dan Meduna, G.Saray’la yapılan maçın 82. dakikasında saha ortasında V. Manisaspor yö fenalaşarak cankurtaranla netimi sezon öncesi hastaneye kaldırıldı. MeMeduna’nın sağlık duna’ya yapılan anjiyo sokontrollerinin ya nucu kalbi besleyen ön pıldığını açıkladı. bölgedeki damarlardan birisinin adalenin içinde seyrettiği anlaşıldı ve anatomik yapısıyla ilgili yüzde 1 rastlanan bir durum tespit edildi. Yaşanan bu istenmeyen olaylarda ortak nokta, aşırı sıcak ve yüklenme olarak dikkat çekiyor. Liglerin erken başlamasının başlıca nedeni ise ulusal takımın 2008 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ne katılacak olması... Anımsanacağı gibi teknik direktör Fatih Terim, oyuncuların hazır olmasını isteyen isimdi. Spor sahalarındaki ölümler 1984: Jim Fix (Sağlıklı Hayat İçin Spor sloganını başlatan atlet). 1989: Candan Tarhan (Sarıyer Teknik Direktörü/kalp krizi). 1986: Flo Hyman (ABD’li ünlü voleybolcu). 1990: Hank Gathers (Basketbolcu). 1993: Kayhan Kaynak (F .Bahçe ve Adanasporlu ulusal futbolcu, Orhan Kaynak’ın ağabeyi). 1993: Reggie Lewis (ABD’li atlet). 1993: Heinz Hautzinger (kalp krizi) 1994: Bruno Pezzey (yüksek tansiyon). 1996: Sarrabayrouse ve W.Disciullo (kalp krizi) 1997: E. Nwanegbou (Kalp krizi). 1998: Florence GriffithJoyner (Olimpiyat şampiyonu ABD’li atlet). 1999: S. Vrabioru (kalp krizi). 2000: Conrad McRae (F .Bahçe ve Efes’te de oynayan ABD’li basketbol oyuncusu). 2001: Hakem Mike Horth (kalp krizi). 2001: Hasan Özaydın (Fenerbahçe eski başkanı, halı sahada vefat etti). 2003: Marc Vivien Foe (Kamerunlu futbolcu). 2003: Miklos Feher (Macar futbolcuBenfica). 2003: Caner Erdoğru (ulusal sutopçu). 2003: Arkan Vuran (ulusal tenisçi). 2003: Yılmaz Bayram (O.Renaultlu futbolcu). 2004: Jiang Tao Schici (Singapurlu futbolcu). Küresel aktörler böyle bir ikilemi ısıttığında iki değil, dokuz defa durup düşünmek gerekir... İsrail’in Lübnan’a saldırısının, iki askerinin kaçırılması sonrasında değil, çok öncesinde planlandığı anlaşılıyor. Plana uymayan ise şu: Hizbullah’ın ve onun etrafında toplananların direnci! Tıpkı Irak’ta her şeyi hesaplayıp Irak halkının ne yapacağını öngörememek gibi bir durum! Gelinen noktada şu sorunun yanıtını derinleştirmek gerekiyor: Lübnan’ın işgali uzun erimli bir planın parçası mıydı? ??? Bize göre Lübnan bağlamında anahtar sözcüğü, ABD Dışişleri Bakanı Rice, İsrail ziyaretinde verdi: ‘‘Yeni bir Ortadoğu şart!’’ Yeni Ortadoğu için de Türkiye’nin planın parçası olması; ama, planın bütün aşamalarından haberdar edilmemesi gerekiyor. Durumumuz şu: Büyük bir senaryonun sadece oynayacağımız bölümlerini bize gönderiyorlar. Bizi hedef alan bölümlerinin de olabileceği ana metni vermiyorlar. Aslında ana senaryonun yolda değişip değişmeyeceği de belli değil. Başrolleri paylaşacak olanlar, (ABDFransa paslaşması gibi) duruma göre senaryo değişiklikleri isteyecekler. AKP’nin daha hiçbir aşamasını görmeden evet dediği barış gücünün işleviyle ilgili açık bir metnin ortaya konamaması bile yukarıdaki öngörümüzü doğruluyor. Şu aşamada bilinen tek şey var: Lübnan’daki barış gücü ABDİsrail’in bölge çıkarlarını koruyacak! Şimdi bütün sorun, bu görüntünün ortaya çıkmayacağı bir çerçeve çizmek. ??? Başlıkta süreç için ‘‘karanlık’’ tanımını kullandık. Buna haklılık kazandıran pek çok nokta var, ama dikkatimizi çeken bir durumu aktaralım. ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yayımlanan, gelecekteki olası Ortadoğu haritalarında ‘‘Özgür Kürdistan’a’’ Akdeniz olmadı, Karadeniz verelim, demişler. Akdeniz yerine, Karadeniz’den küçük bir kıyı parçasını uygun görmüşler. Haritanın Akdeniz kıyılarına ilişkin bölümünde ise Lübnan’ı olduğundan biraz büyük göstermişler. Adını da şöyle koymuşlar: Büyük Lübnan! Kuzey sınırı Hatay ilimize dayanıyor. Gözümüzü haritanın bu kısmından ayırmadan, bir başka gelişmeye vurgu yapalım. 9 Ağustos’ta Irak’tan Ankara’ya güvenlik birimlerinin bir raporu ulaştı. Raporda, Barzani ve Talabani’nin, Irak’taki hedeflerine ulaşmak için ‘‘PKK, Türkiye’de başarılı olmalı’’ tezini benimsediği vurgulanıyor. Raporda ayrıca terör örgütünün, Türkiye, Irak ve İran topraklarında büyük bir Kürt devleti kurma hedefini geliştirdiği, Suriye topraklarına göz dikmenin ‘‘şu aşamada’’ gerçekçi olmadığını düşündüğü belirtiliyor. Yoksa terör örgütüne koruyucu ağabeyleri şöyle mi dedi: ‘‘Bizim Akdeniz planımızda sen yoksun. Seni biraz doğuya ve kuzeye itiyoruz. Akdeniz’e ilişkin başka haritalarımız var...’’ Karanlık bir sürecin içindeyiz. Bunu AKP şöyle okuyor: ‘‘Evet, kâr anlık... Zaten kâr anlıktır!’’ ankcum?cumhuriyet.com.tr Selimiyespo’lu oyuncu Emre Aydın (15) geçen hafta antrenman sonrası ‘Su istiyorum’ diyerek fenalaşmış ve yaşamını yitirmişti. Gen futbolcu için Selimiyespor’un sahasında tören yapılmıştı. UZMANLAR UYARIYOR ANTALYA’DA AŞIRI SICAK BAYILTTI Futbolcular fenalaştı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya Süper Amatör Lig takımlarından Serik Belediyespor’dan 2 futbolcu, Anamurspor’la yapılan hazırlık maçında bayıldı. 60. dakikada Serik Belediye’de Hasan Hüseyin Özden ve Alperen Coşar oyundan alındı. Özden, soyunma odasına giderken bir anda yere düşerek bayıldı. Özden’e ilk müdahaleyi yedek kulübesinden fırlayan takım arkadaşları yaptı. Bu sırada Alperen Coşar’ın da fenalaştığı görüldü. Başının dönmeye başladığını söyleyen Coşar ve baygın haldeki Özden, Cankurtaranla Serik Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. İki futbolcunun da sağlık durumlarının iyi olduğu, ancak aşırı sıcağın da etkisiyle tansiyonlarının düştüğü bildirildi. Maç sırasında düzenli sıvı alımı olmalı DOÇ.DR. BÜLENT BAYRAKTAR: Bu tür durumlarda sıvı kaybı etkili. Hava sıcaklığına nem oranının yüksekliği de eklenince risk arttıyor. Bu durumlarda koruyucu tedbirler önem kazanıyor. Sıvı alımının maç sırasında daha düzenli hale getirilmesi söz konusu olabilir. Bazen alınan önlemler de yetersiz kalabilir. Ancak önlemlerin doğru alınması riskleri azaltabilir. Mahalle aralarında birçok tesiste buna benzer olaylar gerçekleşmekte. DR. İSMAİL BAŞÖZ: Bu durum göründüğü kadarıyla sıvı kaybıyla alakalı. Aşırı sıcakta yoğun tempoda spor yapma vücudun direncini düşürmüş olabilir. İnsanları makine olarak algılamamak gerekir. Zamana bağlı olarak vücut daha önce vermediği tepkileri verebilir. Federasyon: Yapacak bir şey yok Futbol Federasyonu Sağlık Kurulu, Ankara’da 2. başkan Kemal Kapulluoğlu yönetiminde toplandı. Kapulluoğlu, ‘‘Yapacak bir şey yok. Tüm kulüpler sağlık tedbirlerini arttırmalı’’ dedi. Federasyon,Fenerbahçe’nin maçıyla aynı saate denk gelmemesi için Manisa’daki maçı 20.00’de başlattı Canlı yayın uğruna ölümüne maç HAKAN DİRİK C İZMİR Tarih 26 Haziran 2003. Dünyanın gözü, pek çok zaman olduğu gibi, yeşil bir sahada yuvarlanan topun peşinde. Kamerun ve Kolombiya, FIFA Konferedasyon Kupası’nın yarıfinal maçını oynuyor. Dakikalar 72’yi gösterdiğinde, ne “goool” sesi vardı statta, ne zafer naraları, ne sevinç taklaları. Kamerunlu yıldız Marc Vivien Foe, bir anda yere yığılıyor, ölüm, soğuk yüzünü gösteriyordu çimlerin arasından. Ama ölüm de tüketildi, “tüketimin” topluma adına verdiği dönemde. Ardından sıra Türkiye’ye geldi. Önce Elazığsporlu Gökmen Yıldıran, ardından Selimiysporlu Emre Aydın... Yeterince vitrinde olmadıklarından belki de, “eğitim zaiyatı” gibi geçiştirildi yok oluşları. Madem “vitrin” gerekiyordu, ne yazık ki o da bulundu. Kameralar, “üç büyük” diye nitelenen takımların maçlarını daha net görüyordu ya, V. Manisalı Meduna Futbol yaşamı tehlikede Spor Servisi Vestel Manisaspor Galatasaray maçının 81. dakikasında fenalaşan V.Manisasporlu Meduna’nın futbol yaşamının tehlikede olduğu bildirildi. Vestel Manisaspor Kulübü Sağlık Kurulu Başkanı ve Sağlık İşlerinden Sorumlu üyesi Uzman Hekim Mustafa Gürcan, Çek futbolcunun bilincinin yerinde olduğunu ve bir süre daha kontrol altında tutulacağını belirtti. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde an jiyo uygulanan Meduna’nın damarlarında tıkanıklık bulunmadığını ve hayati tehlikenin söz konusu olmadığını anlatan Gürcan, şu bilgileri verdi:‘‘Futbolcu bir enfarktüs geçirmedi, kalp ritim bozukluğuna bağlı bilinç kaybı söz konusu oldu. Büyük ihtimalle bundan sonra futbol yaşamına devam edemeyecek.’’ Bu arada TBMM Başkanı Bülent Arınç hastanede tedavi gören Meduna’yı dün ziyaret etti. lar, sponsorlar tarafından ölüme mi koşturuluyordu?.. Saat 19.00’da başlayacağını ilan ettiği maçı, itirazlar sonucu 20.00’a alan federasyon, karşılaşmayı daha geç saatte başlatamaz mıydı? Ama, o zaman Fenerbahçe’nin maçıyla aynı saate denk gelir, çifte canlı yayın yapılamaz, sponsorların reklamları yayınlanamazdı değil mi?... Çok yaşa Meduna!.. Maçta ilk yardım yetersizdi PROF. DR. BURHAN USLU: Bu durum halk arasında bilindiği gibi sıcak çarpmasıdır. Isı ve nem arttıkça dışarıda yapılan sporlar kısıtlanmalıdır. Manisa’da nem yüzde 71’di, sıcaklık ise 34 derece... Bu çok yüksektir. Böyle durumlarda sıvı kaybı artar, vücudun ısı sistemi bozulur ve istenmeyen durumlar meydana gelir. Sporcuların sık sık kenardan sıvı almaları gerekirdi. Ayrıca o maçta ilk yardım da yetersizdi. Futbola milyarlar akıtıyorlar. Böyle bir ortamda sağlığa da daha çok önem verilmesi, iyi sağlık ekiplerinin hazır bulunması gerekir. DOÇ. DR. TURGAY BİÇER (Psikolog): Meduna’nın yaşadığı olay futbolcuları etkiledi. Denizlisporlu futbolcuları Beşiktaş maçına hazırlamakta zorlandık. Kampta V.Manisaspor G.Saray maçını izlerken Meduna’nın ekranlara yansıyan görüntüsünden sonra herkes şoka girdi. Manisalı ve G.Saraylı oyuncular da normal ruh hallerinde değildi. Dolayısıyla psikolojik yardım alınmalıydı. işte öyle bir karşılaşmada Vestel ManisaGalatasaray maçında, bu kez Meduna yığıldı sahanın ortasında. İşte o an tüm stat, yüzde 70 nem, 32 derece sıcağa karşın dondu kaldı. Neyse ki, ‘Meduna yaşıyor’ haberi stada ulaştı da, vitrinin camları kırılmadı! Seyirciler arasında oturan uzmanlardan biri de Avrupa Acil Tıp Birliği Başkanvekili Ülkümen Rodoplu’ydu. Ro doplu, stada girişte, gözüne ilk çarpanın 32 dereceyi gösteren skorboard olduğunu söyledi. Sıcaklığın çok daha fazla ve hava koşullarının sporcular kadar efor harcamayan herhangi bir insan için bile sağlıksız olduğunu belirtti. O maç, niçin o kavurucu ağustos sıcağında oynanıyordu? O sporculara, aşırı efor harcaması için ne kadar ve neden yükleme yapılıyordu? Acaba o sporcu CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle