12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2006 PAZARTESİ 6 DİZİ Türkiye’den gerçekleşen göçün ‘beyin göçü’ niteliği taşımasının önemli bir sonucu: GÖRÜŞ TÜRKKAYA ATAÖV Eğitimde Türkler önde merika’da yaşayan Ermenistan, Türkiye ve Yunanistan doğumluların eğitim seviyelerini kıyasladığımızda, en eğitimli kitle olarak Türklerin öne çıktıkları görülmektedir. Türkler arasında üniversite mezunlarının oranı yüzde 42’yi aşarken master ve daha üst derecesi olanların oranı yüzde 23’ü buluyor. Türkler arasında lise diploması bulunmayanların oranı ise sadece yüzde 21. Türklerden sonra en eğitimli grup olan Lübnan Halkının ‘Çağrı’sına Katılalım! Lübnan’da şu sırada bir ‘‘ateşkes’’ olması şu gerçekleri ortadan kaldırmaz: İsrail’in Lübnan’daki eylemleri, 1949 Cenevre Antlaşması, 1907 La Haye Antlaşması ve 1998 Roma Tüzüğü başta olmak üzere, ‘‘uluslararası insancıl hukuku’’ açıkça çiğnemiştir. Bunlardan birincisi ‘‘Savaşta Sivillerin Korunması’’na ilişkindir. İkincisi 4 No’lu La Haye Antlaşması olup ‘‘Karada Savaş Yasaları ve Yapılagelişleri’’ üstünedir. Üçüncüsü 2002’de yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu belgesi olan Roma Tüzüğü Madde 8/2’de silahlı çatışmalara doğrudan katılmayan sivillere saldırıyı ‘‘savaş suçu’’ olarak tanımlamaktadır. İsrail, sivil kişileri ve sivil altyapıyı bilinçli biçimde hedef almıştır. İşlenen bu suçun cezasız bırakılmaması gereği ateşkesten sonra da geçerlidir. İsrail toplumunun kendi içinden yükselen karşı koymaların da ateşkeste payı vardır. Ayrıca İsrail’in silaha gene dönmeyeceğine ilşkin bir güvence yoktur. Bu durumda, İsrail’in imzaladığı kimi belgeleri hiçe saydığı, ayrıca genelde onaylanmış hukuk ilkelerini de çiğnediği besbellidir. Buna dur demede birinci sorumluluk BM Güvenlik Konseyi’ne düşer. İsrail’in koruyucusu ve onu bu yola iten ABD’nin büyük ölçüde egemen olduğu bu kurul görevini yapamamaktadır. Yetkisi içindeki Madde 99’u işletmeyen BM Genel Sekreteri Kofi Annan başta olmak üzere, görevliler ve üyeler kınanabilir. Ancak, savaşta sivillere ilişkin Dördüncü Cenevre Antlaşması’na, Türkiye gibi imza koymuş devletlerin görevi, tüm imzacıların ortak sorumluluğunun altını kalınca çizmektir. Sivil ve askeri hedefleri sürekli olarak ve her türlü koşulda birbirinden ayırmak gereklidir. ??? Lübnan’ın kimi sorumluları uluslararası haberleşme ağına ‘‘Lübnanlı Sivilleri Kurtarın’’ (Save the Lebanese Civilians) başlıklı bir ‘‘Çağrı’’ koymuşlardır. Bu metinde de belirtildiği gibi, sivilleri öldürmek bir ‘‘meşru savunma’’ değildir. Egemen bir ulusu ortadan kaldırmaya çalışmak da ‘‘ölçülü bir tepki’’ diye yutturulamaz. İsrail, Lübnan’ın tüm halkını havadan ve denizden hedef olarak almıştır. Bu devlet, Cenevre Antlaşması Madde 33’te sözü edilen biçimde ve terörist yöntemlerle halkın tümünü cezalandırma peşindedir. ABD başta olmak üzere, birçok ülke bu ilkelliği ve yabanıllığı görmezden geliyorsa da herkese düşen küresel görev, gerçeğin anlatımına katılmak, çiğnenenden yana çıkmak ve aynı suçların yinelenmesini engellemektir. Çocuk ve kadın gibi en korumasız olanlar başta olmak üzere, kurbanların sayısı ilerde de artabilir... Buraya ‘‘çocuk’’ sözcüğü ‘‘âdet yerini bulsun’’ diye konmamıştır. Ölen ve yaralananlar bir yana, üçe bölünmüş, yanıp kavrulmuş çocuklar vardır... ??? Müdahale bittikten sonra bile sivillerin yaşamını sürdürmeye yarayacak altyapı da saldırı altındadır. Soralım: Ateşkes bu duruma bir çözüm getiriyor mu? İlk birkaç saat içinde, kurulması yıllar ve milyarlarca dolar almış olan altyapı yok edilmemiş midir? Ateşkes bu boşluğu doldurur mu?.. Arap dünyası genelde sağır ve geri kalan nemelazımcılar da kör. Ama yaklaşık 185.000 kişi imzalarını yukarıda sözünü ettiğim bir ‘‘Çağrı’’ya koydular. Türkiye’den katılımcılar da adlarını şanımıza uygun biçimde şu uluslararası haberleşme bulanağına hemen yollamalılar: //D:ŞI.P.OORGŞIPOnrLebaneseCivilians20july06.btm Bu kampanyanın zamanı geçmemiştir. Şu sırada ateşkes olması başka, özellikle sivil halka ve kuruluşlara yönelik yabanıllığa karşı kalıcı savaşım başka. A T ürkler arasında üniversite mezunlarının oranı yüzde 42’yi aşarken master ve daha üst derecesi olanların oranı yüzde 23’ü buluyor. Türkler arasında lise diploması bulunmayanların oranı ise sadece yüzde 21. olması, dünyanın her tarafından olduğu gibi Türkiye’den de ciddi anlamda kalifiye iş gücünün Amerika’ya akmasını hazırlayıcı sebeplerdir. Bu tabii ki göç tarihi Türklere benzeyen Ermenistan göçmenleri için de geçerlidir. Geçen 25 yıl içerisinde Yunanistan’dan gelen göçün azalmış olması, yani Amerika’ya doğru yaşanan beyin göçünün yoğunlaştığı bir dönemde Yunanistan’dan göçün bu ülkede yaşanan olumlu gelişmelerden sonra iyice azalması, Yunanistan’dan gelenlerin eğitim seviyelerinin Türklere ve Ermenilere göre daha düşük kalmasında önemli rol oynamıştır. Ermenilerde de lise diploması olmayanların oranı Türkler ile aynı: Yüzde 21. Buna karşın üniversite diploması taşıyanların oranı yüzde 27’yi buluyor. Üç grup içerisinde en düşük eğitimliler olan Yunanlılar içerisinde lise eğitimini tamamlamamışların oranı yüzde 40. Üniversite mezunu olanların oranı ise yüzde 20’nin altında kalıyor. Türklerde eğitim seviyesinin bu derece yüksek olmasının nedeni, 1960’lardan itibaren gerçekleşen Türk göçünün, ‘‘beyin göçü’’ niteliğinde gerçekleşmiş olmasıdır. Kalifiye işgücü Amerika’daki yaşam standartlarının yüksekliği ve genel olarak bir göç ülkesi olma özelliğini taşıyan Amerika’da yeni gelenlere karşı kabul edici bir tavır gösteriliyor Özgürlük Anıtı, ABD ve New York’un en önemli simgeleri arasında. Nitelikli göçmen iyi kazanıyor Kişi başına düşen gelir açısından ABD’li Türkler, Yunan ve Ermeni Amerikalılara oranla önde görünüyor. Ancak hane başına düşen gelir baz alındığında en yüksek gelir grubu Ermeni ABD’liler üksek eğitim seviyesi ve girişimciliğe olan yatkınlıkları sayesinde Amerika’daki Türklerin arasında işsizliğin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Yaklaşık yüzde 3.1’i işsiz olan Türkler bu ortamla, Amerikan ortalamasından ve Ermenilerden daha iyi bir durumda olmakla beraber, yüzde 2.9’dan düşük bir işsizlik oranına sahip olan Yunanlı Amerikalılardan daha kötü durumdadırlar. 2000 yılına ait nüfus istatistiklerine göre Türkler genellikle beyaz yakalılar sınıfına dahiller. Çalışan Türklerin yaklaşık yüzde 17.07’si işletmelerin yönetim kademele Y rinde istihdam ediliyorlar. Amerikalı Türkleri diğer iki etnik gruptan ayıran ilginç bir noktayı ise Türkler arasında ki akademisyen oranının yüksekliği oluşturuyor. Türklerin yaklaşık yüzde 5.1’ini akademisyenler oluştururken, bu oran Yunanlılar arasında yüzde 1.34, Ermeniler arasında ise yüzde 1.2 olarak dikkat çekmektedir. Kişi başına düşen gelir bazında incelediğimizde, Amerikalı bir Türk’ün, ortalama bir Amerikalıdan yaklaşık yüzde 27 daha fazla geliri olduğunu görüyoruz, Ayrıca Amerikalı Türklerin gelirleri, Yunanlı ve Ermenilere göre de daha yüksek. Ancak hane gelirlerine bakıldığında, en yüksek geliri Ermeni Amerikalılar alırken Türkler bu üç etnik grup arasında son sırada yer alıyorlar. Son olarak yararlanacağımız ekonomik gösterge ‘‘yoksulluk sınırı’’ oranlarıdır. 2000 yılı ve rilerine göre Amerikan halkının yaklaşık yüzde 12.38’i yoksulluk sınırında yaşarken, Türklerin diğer gruplara göre bu göstergede daha yüksek bir orana sahip oldukları görülmektedir. Türkler her ne kadar ekonomik olarak üstorta sınıf içinde olsalar da bu kadar büyük bir oran Türkler arasındaki gelir farklıklarının fazla olduğunun göstergesidir. Özellikle son yıllarda gelen ve kalifiye olmayan göçmenler düşük gelir grubunda yer alıp genel olarak Türklerin gelir seviyesinin ortalamasını düşürücü etkide bulunmaktadır. BİTTİ Amerika’da yaşayan göçmenler kimi zaman kendilerine azınlık gibi davranılması, kimi zaman göçmen yasalarının getirdiği olumsuzluklar, kimi zaman ise işsizlik nedeniyle protesto gösterileri düzenliyorlar. Geçmişten günümüze Filistin direniş hareketi ELFETİH ve HAMAS Mephisto Yayınevi ÜMRANİYE 1.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI 2005/2126 Tal. Dosya No: 2005/2126 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Ümraniye Çekmeköy Beldesi, Merkez Mah., Erenler Caddesi ile Şile karayoluna cepheli, 4 blok halinde binalardan müteşekkil, tapunun İstanbul ili Ümraniye İlçesi, Çekmeköy Beldesi, 2 pafta, 3228 parsel sayılı, 7132,84 M2. miktarlı, İmar Durumu: 12.02.2004 tasdik tarihli A/1000 ölçekli Çekmeköy İmar Planında E (Emsal katsayısı)=0,50, H (yükseklik)=24,50 m. ve konut alanında bulunan, taşınmazdaki 10/1280 arsa paylı C Blok 8 No.lu bağımsız bölüm daire, iç dekorasyonu tamamlanmamış, iskan edilmeyen boş durumda, 4 oda, salon, mutfak, banyo, tuvalet ve balkon mekanlarından ibaret yaklaşık 160 M2. inşaat alanlı daire arsa payı ile birlikte 145.000,00 YTL. Muhammen bedelle satılacaktır.. Taşınmazın imar durumu ve tüm evsafı hakkında 2005 / 2126 Talimat sayılı dosyadan bilgi alınabilir. Satış Şartlan: 1 Satış 22.09.2006 Cuma günü saat 14.00’den l4.10’a kadar Ümraniye l. İcra Dairesinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakların mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 02.10.2005 Pazartesi günü Ümraniye l. İcra Dairesinde aynı saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilemezse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zarardan ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satış iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başka bilgi almak isteyenlerin 2005 / 2126 Tal. sayılı dosya numarası ile Dairemize başvurmaları ilan olunur. (İc.İf.K.126) (*)İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik: Ör. No: 27 Basın: 40985 Bize Pir Sultan’ı tanıtan ve sevdiren, devrimci dostum büyük sanatçı TUNCER NECMİOĞLU’nu yitirdik. Işıklar içinde yatsın. Dr. Gürbüz Çapan CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle