14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Yardımcısı Şahin, herkesin sözünün nereye varacağını iyi hesap etmesi gerektiğini söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çiçek’ten sonra Şahin Ecevit’ten turlara devam ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘SağlıSollu İttifak Girişimi’’ çerçevesinde görüşmelerini sürdüren Rahşan Ecevit’in, yeni görüşmeler kapsamında 10 Temmuz Pazartesi günü ATO Başkanı Sinan Aygün, 11 Temmuz Salı günü ASO Başkanı Zafer Çağlayan ve 12 Temmuz Çarşamba günü de TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret edeceği bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’u hedef aldı. Şahin, herkesin sözünün nereye varacağını iyi hesap etmesi gerektiğini belirterek ‘‘Yargı mensupları sadece kararlarıyla konuşmalılar. Bunun dışında yargı mensuplarının konuşmaması milletimiz ve halkımızın istek ve arzusudur’’ dedi. Şahin, Satranç Federasyonu’nun yeni hizmet binasının açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şahin, eleştirilerle ilgili polemiğe girmek Aşk ve Düş Parantezleri... Yosunlu bir yamacın üzerinde aşk ve düş parantezleri içinde ağlayan bir kadın sabah güneşini bekliyordu belki... O gece ay uykuların derinliğine süzülürken geçmiş zaman resimleri suların üzerinde ‘‘aşk ve nefretin’’ izdüşümü oluyordu... İri siyah gözlü, uzun siyah saçlı bir kadın... Doğan güneşle açılacak sayfalarda, erkeğin inatçı ve boyun eğmez tavrı onu daha da hırçınlaştırıyor, sevginin ormanlarında Karl Krolow’un ağıtlarında yaz uykularından kaçırıyordu... O iç çekişmeler mevsimi, o yalnızlık, o terk ediliş yılları... Aşk bir tanrıça, çılgın ve karanlık... Kanını kuşatan tutkulu ateşle ve kulaklarını patlatan fırtınayla yerinde duramıyordu kadın... Erkek ise inatçı ve kibirli... Efrain Huerta’nın kızıl lal taşı dudağında, ak ve lekesiz bedenle sevişmeye hazır bir tutku bir anda kavgaya dünüştü... Kıyı kasabası çoktan uykuya yatmıştı... O saatlerde tenhada bir nar ağacının altında zambaklar giyinmiş çocuklar, genç kızlar, delikanlılar renkli rüyalarla büyüyorlardı uykularında... Yaşlılar uçurtmalarıyla gecenin büyüsü altında Olympos’ta gençlik ateşi yakıyorlardı... Tüm bunlar hayatın içinde küçük öykülerdi ve beni çok etkiliyordu... Sonbalar yağmurlarını özlemiştim belki. Bir de hâlâ bitmeyen bir romanın kahramanı olmayı. Sürpriz yapmayı, sevgimi açık açık ortaya koymamayı yaşamım boyunca hiç becerememiştim... Suçlu muydum bu yüzden, bilmiyorum... ??? Yosunlu bir yamacın üzerinde aşk ve düş parantezleri içinde ağlayan kadın İranlı ünlü yönetmen Mohsen Makhmalbah’ın kızı Samira’nın Zehra ve Mahsume’nin öyküsü müydü? Buyrukçu bir düzen!.. Siyasi, kültürel ve dinsel baskılar!.. Kilit altında tutulan çocuklar, kızlar!.. Gelenekler ve görenekler!.. Baskı ve zulüm!.. Yapraklarını poyraza tutsak etmiş bir Ege akşamında Tekin, kendi yaşam serüvenini anlatırken Erika’ya olan aşkını anlatıyor, Midilli’nin ışıkları Behramkale önlerinde kaybolan yılların türküleriyle buluşuyordu... Sabahın en körpe çiçekleri bulanık su kıyılarında Özdemir İnce’nin dizelerine ulaşıyordu: ‘‘Yorgun değilim Seni beklemekten seni düşlemekten geçen günlerden, Yeniden başlasam da bir başka yenilgiye. Yorgun değilim ne aşktan ne dostluktan ne de ölümden, geceye gözlerimi açarak bakıyorum. Yorgun değilim ne acıdan ne umuttan ne de korkudan Sonbaharla birlikte kazıya başlıyorum Yorgun değilim ne geçmişten ne şimdiden ne de gelecekten; bir yalnızlığım vardı, gittikçe aşıyorum.’’ Özdemir’in dizeleriyle örtüştürmeye çalışıyorum Samira’nın ‘‘Elma’’ filmini. Dinsel düzene sahip İran’da olup bitenler derinden etkiliyor beni. Bir babanın eve hapsettiği iki kız çocuğu... Babanın sözleri: ‘‘Onlar benim çiçeklerim...’’ Sararan bir gökyüzü... Sevgi, aşk, hüzün, yalnızlık... Gecenin sessiz çığlığını duyuyorum... ??? Yosunlu bir yamacın üzerinde aşk ve düş parantezleri arasında ağlayan bir kadın, kendi ‘‘romanı’’nın son düzeltmelerini yaparken erkeğin inatçı ve dayanılmaz, boyun eğmez tavrı karşısında daha da hırçınlaşıyordu... Aşk bir tanrıçaydı, çılgın ve karanlık... Şadan Gökovalı’yı okuyordum, yosunlu bir yamacın üzerinde aşk ve düş parantezleri arasında gidip gelen o kadını seyrederken... O bir ceylan gibi ürkek, bir panter gibi yırtıcıydı... Bilmem belki de kendi kendine işkence yapıyordu... Şadan Gökovalı ‘‘Anadolu Söylenceleri’’ kitabında (Yazışma adresi: PK 296 (35212) Pasaport, İzmir) ‘‘dağlar kanatlıydı eskiden’’ derken, Kazdağları’nın (İda Dağı) tepelerinden bir bulut kopuyordu... Gözlerimi kıstım önce... Gerçekten dağlar kanatlı mıydı eskiden? Canları çektiğinde canlarının çektiği yere konar mıydı dağlar? Sevgili arkadaşım Gökovalı’ya bir soru daha sormalıyım: ‘‘Dağlar kanatlarını kesti mi şimdi? Aşk tanrıçaları kadınlar aşk ve düş parantezleri içinden ağlamaktan vazgeçti mi?’’ DÜZELTME: Ören festivali yazımda fotoğraf sanatçısı mimar Nejat Saygıner’in adını yanlışlıkla Nejat Başarır yazmışım. Düzeltir, özür dilerim. H.Ç. Allianoi Su Perisi’ne destek için; Banka Hesap No: ‘‘Akbank Bergama Şubesi DHV: 334530102’’ ? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’u hedef alan Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ‘‘Yargı mensupları sadece kararlarıyla konuşmalılar. Bunun dışında yargı mensuplarının konuşmaması milletimiz ve halkımızın istek ve arzusudur’’ dedi. istemediğini savunarak şunları söyledi: ‘‘Bir yargı mensubuyla, bu yargı mensubu arkadaşımız özellikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gibi önemli bir makamı işgal ediyorsa, ben kendileriyle polemiğe girmek istemem. Bu benim devlet anlayışımın, kurumlar arası ilişkilerin mutlaka medeni ölçülerde işlemesiyle ilgili anlayışımın ürünüdür. Başkalarının bu konuda nasıl bir değerlendirme yapacağı beni çok fazla ilgilendirmiyor. Ben bu konuda çok hassasım. Özellikle yargı mensuplarıyla siyasi iktidarlar arasında bu tür polemikler olmamalıdır. Bu, halkımızı üzmektedir.’’ Şahin, yargı ile ilgili siyasi tartışmaların daha çok ne taraftan geldiği konusunu zaman zaman düşündüğünü anlatarak, ‘‘Siyasilerin yargıya müdahale etmeleri fiilen mümkün değildir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu sanıyorum 7 kişiden oluşuyor. Beş tanesi yargıçtır. Bir tanesi Adalet Bakanı’dır. Diğeri de Adalet Bakanlığı Müsteşarı’dır. Orada siyasi kimliği olan Adalet Bakanı ne yaparsa yapsın, orada kendi görüşü istikametinde bir karar çıkartması mümkün değildir. Eğer yargı siyasallaşıyor ve siyasi atamalar yapıldığı iddiası varsa, oradaki çoğunluğun yaptığı şeklinde bir karara varırız, ki ben Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda görev yapanları böyle bir töhmet altında bırakamam. Dolayısıyla herkes sözünün nereye varacağını iyi hesap etmeli’’ dedi. Kararlarıyla konuşmalı Bazı yargı mensuplarının siyasi nitelikli mesajlar vermesinin yargıyla siyaseti yan yana getirdiğine dikkati çeken Şahin, ‘‘Bu bakımdan yargı mensupları sadece kararlarıyla konuşmalılar. Bunun dışında yargı mensuplarının konuşmaması milletimiz ve halkımızın istek ve arzusudur’’ diye konuştu. Bakan Şahin, hükümetlerinin sık sık yargıdan eleştiriler aldığının belirtilmesi üzerine de ‘‘Bu konuya Adalet Bakanımız cevap verdi. Cevabı burada bulabilirsiniz’’ dedi. ‘Kamusal alana son verilmeli’ ? TOKAT (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Tokat 2. olağan il kongresine katıldı. Erdoğan yaptığı konuşmada, ‘‘kamusal alan’’ uygulamasının kaldırılmasını istedi. Erdoğan, ‘‘Halkımızı kalkıp da yok bilmem burası kamusal alandır, yok burası değilmiş, bu tür ayrımlara tabi tutmayın. Halkım olduğu gibi kabul edilmelidir. Başı örtülü, başı açık ayırt etmeyin’’ dedi. CEMİL ÇİÇEK’E TEPKİLER ‘Bakan’ın yanıtı talihsizlik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un, sözlerine Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ‘‘Hükümeti zan altında bırakıyor’’ çıkışı tepkilere neden oldu. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Adalet Bakanı’ndan beklenenin eleştirilere dayanaksız yanıt vermek yerine yargı bağımsızlığının yaşama geçirilmesi için çaba göstermek olduğunu söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Ok’un benzer değerlendirmeleri göreve geldiği ilk günden beri yaptığını anımsatarak, ‘‘Söyledikleri yerindedir, ancak zaman eylem dönemi’’ dedi. DSP Genel Başkanı Sezer, Başsavcı Ok’un değerlendirmelerinin tamamının haklı olduğunu belirterek ‘‘Ok’un bu değerlendirmeleri görev ve sorumluluğunun gereği olarak yaptığını düşünüyoruz. Danıştay’a yapılan saldırıdan sonra hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar ortadadır. ‘Hükümet yargıç gibi çalıştı’ sözü hükümet yetkililerinin açıklamalarının vardığı, kamuoyunca da yaygın olarak paylaşılan bir kanıdır’’ dedi. PKK’ye kanan 2 aile döndü ? ŞIRNAK (AA) Şırnak Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 1990’lı yılların başında terör örgütü PKK’nin baskıları ve boş vaatleriyle zorla kandırılarak terör örgütünün kontrolü altında bulunan Irak’ın kuzeyindeki Etruş Kampı’na göç eden 10 kişilik Necip ve Muhsin Uçar ailelerinin, Türkiye’ye müracaat ederek, 6 Temmuz’da Habur Sınır Kapısı’ndan yurda giriş yaptıkları bildirildi. 2 ailenin sağlık kontrolleri de yapılarak istedikleri yere yerleştirildikleri açıklandı. Nuri Ok, TBB tarafından düzenlenen sampozyumda Bakan Çiçek’e üstü kapalı mesajlar verdi. (Fotoğraf: AA) Nuri Ok, kendisini eleştiren Bakan Çiçek’e yanıt verdi: Eleştiri namus borcumuz ? Baştarafı 1. Sayfada nuların adaletli yürütülmesi, insan erkleriyle işbirliği yapması, tarafsızSavcılık kurumumuzun hele son haklarının korunması ve geliştiril lığını kaybetmesi demektir. Bu işyıllarda çizilecek resminde siyah ve mesi hakkında kamuoyu tartışma birliği öngörüsü anayasada yargıgri renklerin yoğunluk taşıyacağı larına katılma görevinin ısrarla ha yı vesayet altına alan hükümlere apaçık ortadadır. Çerçevenin için tırlatıldığını dile getirdi. Bilimsel yer verilmesine yol açmıştır. Bu da deki istenmeyen bu renkleri gös bir toplantıda, hem de savcılık ku özellikle yürütme erkinde yargıya termek, önce kurum yetkilileri için rumunun konuşulduğu bir toplan müdahale kültürünü oluşturmuşdevlete, hukuka ve insana karşı na tıda soruşturmada tarafsızlık konu tur, hatta kökleştirmiştir. Sadece simus borcudur. Borcun herkes ve sunda siyaset ve savcılık kurumu yaset kurumunda değil, yargıda da zihniyet değişimine, ama her kesim tarafından öncelikle siyasette zihniyet önemsenmesi, gelişmenin ? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, değişimine ihtiyaç vardır. ilk koşuludur.’’ hâkimlerin kararlarıyla konuştuğunu Önümüzdeki örnek yarOk, hâkimlerin kararlavurgulayarak yargıcın da yargıya, adalete ve gıya müdahale kültürürıyla konuştuğunu vurgulayarak yargıcın da yargı topluma karşı sorumlulukları olduğunu kaydetti. nün ne kadar kökleştiğini göstermesi bakımından ya, adalete ve topluma karşı sorumlulukları olduğunu kay arasındaki ilişkilerde olumsuzluğu dikkat çekicidir, ilginçtir.’’ ‘‘İçi boş, yersiz ve tutarsız suçladetti. Nuri Ok, ‘‘Elbette konuşa değerlendirmenin mutlaka gerekcaklar, yayın yapacaklar ve bilim tiğini belirten Ok, şunları söyledi: malara, ithamlara kimsenin itibar sel toplantılarda hukuk ve yargı ve ‘‘Bunun tepedekiler tarafından etmediği, değer vermediği görülbağlantılı konularda düşüncelerini yapılması, tespitin daha da önem melidir’’ diyen Başsavcı Ok, söyaçıklayacaklardır. Bugün aramız senmesi bakımından gereklidir. Te lenen her sözün, her görüşün savda bulunan hâkimler de bu tutum şekkür edilmese bile suçlanmama cılık kurumunu geliştirmesi için içindeler’’ dedi. Savcıların düşün sı gerekir. Anayasamızın önsözün siyaset kurumu dahil her kesim tace açıklama, konuşma yönünden de erkler ayrılığı, yasama, yürütme rafından değerlendirilmesi gerekdaha özgür olduklarına dikkati çe ve yargı erkleri arasında işbirliği tiğini kaydetti. Ok, ‘‘Ama ilk muken Ok, Avrupa Konseyi’nin tav ve iş bölümü olarak öngörülmüş hatabın Adalet Bakanlığı olduğusiye kararında özellikle hukuki ko tür. Yargının, yasama ve yürütme na da kuşku yoktur’’ dedi. ‘Suçluluk telaşı içinde’ Çiçek’in Ok’a yanıt vermesini ‘‘talihsizlik’’ olarak nitelendiren Sezer, ‘‘Hükümet suçluluk telaşı içindedir. Adalet Bakanı’ndan beklenen, eleştirilere dayanaksız yanıtlar vermek değil, bunlardan ders almak, hükümeti bu yönde uyarmak ve yargı bağımsızlığının yaşama geçirilmesi için çaba göstermekdir’’ değerlendirmesini yaptı. TBB Başkanı Özok, Yargıtay Başsavcısı’nın göreve geldiği günden beri görevinin gereği olarak değerlendirmeler yaptığına işaret ederek ‘‘Siyasal açıklama olduğunu kabul etmiyorum’’ dedi. Özok, Başsavcı Ok’un açıklamalarının tamamına katıldığını belirterek, şunları söyledi: ‘‘Ancak Türkiye’de iktidarın yargıyı siyasallaştırmaya çalıştığını sağır sultan bile biliyor. Artık söylem dönemi bitti, eylem dönemi. Hukuk ve meşru zeminde bunlarla nasıl mücadele edileceğinin yöntemi aranmalı.’’ Ardahan’da operasyon ? ARDAHAN (AA) Ardahan Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerince Türkgözü Sınır Kapısı’nda operasyon düzenlendi. Operasyonda, ‘‘çete kurarak, kadın ticareti yapmak, rüşvet almak ve görevi kötüye kullanmak’’ suçlarını işledikleri iddiasıyla aralarında Posof Emniyet Amiri F.E. ile 4 emniyet mensubu, 2 gümrük muhafaza memuru, 4 ticari taksi şoförü ve 3 otel işletmecisi olmak üzere 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan komiser G.T, polis memurları R.G, S.K, gümrük muhafaza memurları M.P, G.B. ve bir otel işletmecisi ile taksi şoförleri Y.H. ve S.Ö tutuklandı. KANADOĞLU’NDAN KADROLAŞMA TEPKİSİ YASİN KADI DOSYASI TARTIŞMASI ‘Yargı bağımsız kalmalı yoksa siyasallaşır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ‘‘Yargıyı bağımsız kılmadığınız sürece yargının siyasallaşması kaçınılmaz bir olgudur’’ dedi. Adalet Bakanlığı kadrolaşmasının yansıdığı yerin savcılıklar ve hâkimlikler olduğuna işaret eden Kanadoğlu, ‘‘Bu kadrolaşmayı önleyemezseniz, siyasallaşmayı önleyemezsiniz’’ değerlendirmesini yaptı. ‘‘Bir Adli Organ Olarak Savcılık’’ konulu sempozyumun ikinci gününde ‘‘Türkiye’de Savcılık’’ başlıklı oturuma başkanlık eden Kanadoğlu, içinde bulunulan durumda savcılığın bağımsızlığı ve güvencesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Sabih Kanadoğlu, ‘‘Girişilen Danıştay katliamının soruşturmasının aldığı şekil ve ortaya çıkan tabloda yürütmenin, siyasi iktidarın soruşturmayı yönlendirme, şekillendirme çabaları, değerli halefim, meslektaşım, arkadaşım Sayın Nuri Ok’un belirtmiş olduğu gibi, savcılığın bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştı’’ diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı’nın bir an önce kurulması gerektiğini yineleyen Sabih Kanadoğlu, ‘‘Yargıyı bağımsız kılmadığınız sürece yargının siyasallaşması kaçınılmaz bir olgudur’’ dedi. CHP’li Kart: Çiçek’in isteği ve iradesi yok İLHAN TAŞCI El Kadı: Teröre karşıyım ? Haber Merkezi BM’nin El Kaide’nin finansörü olarak ilan ettiği Yasin el Kadı, Türkiye’de bazı gazetelere verdiği ilanla kendini savundu. Yasin el Kadı bazı gazetelere ‘‘Kamuoyuna Açıklama’’ başlığıyla verdiği ilanda, ‘‘saygın ve varlıklı bir ailenin müteşebbis ve inançlı bir üyesi olarak dünyanın hiçbir yerinde, yasadışı eylem bir yana, böyle bir düşünce içerisinde bile olmadığını’’ belirtti. El Kadı ‘‘El Kaide ile uzak yakın hiçbir ilgisi bulunmadığını’’ kaydetti. Sabih Kanadoğlu. ANKARA Teröre parasal destek sağlayanlar listesindeki Yasin Kadı dosyasının yeniden açılması istemine Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yasadaki yetkisine karşın ‘‘Yetkim yok’’ diyerek yanaşmadı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, yeni yasanın Çiçek’in yetkisini elinden aldığı bilgisinin doğru olmadığını vurgulayarak, ‘‘Dosyanın yeniden açılması isteği ve iradesi yok. Her zamanki gibi ustalıkla demagoji yapıyor. Dosyadan neden rahatsızlık duyuyorlar?’’ dedi. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile Konya Milletvekili Kart’ın, Yasin Kadı dosyasının yeniden açılması istemli girişimlerine yetkisi olmadığı gerekçesiyle Çiçek’ten olumsuz yanıt geldi. Çiçek, ‘‘Adalet Bakanı’na eski yasa da tanınan yazılı emir yetkisi artık yok. Bu nedenle benim herhangi bir savcıya yazılı emir yoluyla talepte bulunmam mümkün değil’’ diyerek, dosyanın yeniden açılması yolunun kapalı olduğu mesajını verdi. Dosyanın yeniden açılması için girişimde bulunan ve suç duyurusunda bulunan vekillerden Atilla Kart, Çiçek’in ‘‘Yetkim elimden alındı’’ sözlerinin kesinlikle yanlış olduğunu, yetkinin yeni yasada da aynen korunduğunu vurguladı. Kart, Kadı soruşturmasında Cüneyd Zapsu’nun ifadesini bile almadan takipsizlik kararı veren savcı İdris Ermeydan ile Sadi Yoldaş hakkında da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikâyette bulunacaklarını bildirdi. Kart, Hâkimler ve Savcılar Yasası’na muhalefetten şikâyetçi olacaklarını belirtti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle