27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2006 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Archambault ve Baudriller’in Josef Nadj ile tasarladığı 60. yılın izlencesi ‘modernite’ kavramı üzerine kurulu SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Avignon Festivali 60 yaşında ? Temmuz akşamı Papalar Sarayı’nın Şeref Avlusu’nda şair ve ressam Henri Michaux’nun yapıtlarından esinlenen ‘Asobu’ adlı gösteride yer alan on yedi dansçı arasında sahneye çıkan Nadj’a Japonya’dan gelen altı dansçı da eşlik etti. DEFNE GÜRSOY Festival Yağmuru Her yıl yaz ayları, yoğunlukla festivaller, şenlikler, çeşitli sanat etkinlikleri ile dopdolu geçer. Adeta yaz yağmuru niteliği taşıyan bir atmosfer içinde, sanat ve kültür olaylarını izlemeyi sevenler, kış mevisiminde bu olanağı bulamayanlar, yaz mevsiminde ve hatta türlü eğlencelerin yer aldığı tatil yörelerinde, çoksesli klasik konserlere olan ilgilerini esirgemediler... Şimdi 2006 döneminin başlıca sanat olayları arasında ses getiren, çarpıcı etkinliklerden bazılarını kısaca anımsayalım. 2006’nın en flaş olaylarının başlıcası: ‘‘34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’’ idi kuşkusuz! Doğal olarak ‘‘popülarite’’ açısından... Ne var ki, sadece ülkemiz için değil, tüm dünyayı saran evrensel olay olarak önemli olan en önemli etkinlik: Dünyanın eşsiz bestecisi, müzik tarihinin ölümsüz yaratıcısı Wolfgang Amadeus Mozart’ın doğumunun 250. yılının bütün dünyada uluslararası bir olay olarak kutlanmasının Türkiye müzikseverlerine ve sanat çevrelerine yansımasıdır. ‘‘Açılış konseri’’ İstanbul’da Aya İrini Müzesi’nde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın katılımıyla, konuk İngiliz şef Joseph Volfe yönetiminde verilmiştir. Bu konuda ufak bir noktaya dokunmak gereğini duyduğumu, saygıdeğer okurlarımızdan özür dileyerek beklediğimi belirtirim! Konu şu ve beni kişisel bir durum nedeniyle ilgilendirmiyor! Ancak, sanata ve sanatçıya saygı bakımından, sahnedeki görüntü açısından da beni rahatsız ettiğini söylemeliyim. Şöyle ki, yıllardan beri büyük emekle, çalışma azmi ile kurulan ve etkinliklerinde daima gayret göstererek başarılı olan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, bu çalışmalarını ve başarılarını tüm açıklığıyla önce 1993 yılında ‘‘oda orkestrası’’ biçiminde kurulmuş, kazandığı başarıların niteliği ve zorunluğu nedeniyle 1999 yılında ‘‘senfonik orkestra’’ biçiminde çalışmasına olanak doğmuş, orkestranın genel müzik direktörlüğüne ve sürekli şefliğine çok başarılı olan, aynı zamanda uluslararası kariyerde bir kişiliğe sahip bulunan, deneyimli sanatçı Gürer Aykal getirilerek, ülkemizde müzik formasyonu ve yeniden yapılanma konusunda çok yararlı bir işlem yapılmıştır. Nitekim bu durumun yararları, gün geçtikçe ve özellikle yurtdışında da sınırlar geçilerek görüldükçe Gürer Aykal’ın Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası şefliğinin yanı sıra, genel müzik direktörlüğü ve sürekli şefliği görevlerini de üstlenmesi durumu da tam açıklığa kavuşmuştur... Bütün bu durumu ve şimdiki düşüncemi ve yorumlayışımı neden söylüyorum acaba?.. Bu yazımın asıl konusu olan, içinde bulunduğumuz yaz mevsimi konserlerini daima benimseyerek, bu hafta dokunduğum ufak nokta şu: Ortada çok önemli olan ‘‘34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’’ var.. Ve ‘‘açılış konseri’’ veriliyor.. Orkestranın ve doğal olarak festival konserinin o günkü şefi, İngiltere’nin kuşkusuz çok başarılı genç orkestra şefi ve birçok tanınmış yabancı orkestrayı yönetmiş Joseph Volfe Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın başında konseri yönetiyor... Güzel, başarılı ve alkışa değer! Ama bir nokta var! Bu orkestranın yıllarca şefi ve yaratıcısı sayılan değerli müzisyen Gürer Aykal nerede?.. Nerede! 60. YILDA BİR ARMAĞAN KİTAP PARİS 6 Temmuz’da başlayan, dünyanın en önemli tiyatro ve gösteri sanatları buluşması Avignon Festivali bu yıl 60. yaşını kutluyor. 1947 yılında Jean Vilar’ın kurduğu festivalin üç önemli tarihsel evresi olmuş. İlki 1947 1963 arasında Jean Vilar’ın daha çok ‘tek adam’ olarak yönettiği dönem. 1964 1979 arasındaki, yöneticilerin ‘festivalin patlaması’ diye nitelediği ikinci dönemde tiyatro dışında dans, müzik ve diğer gösteri türleri şenliğe katılmaya başlamış. Dönem ‘68 ruhu’nun özgürlükçü etkilerinin duyumsanmaya başlandığı, örneğin resmi IN izlencelerine tepki olarak OFF izlencelerinin ortaya çıktığı 70’li yıllara denk geliyor. 1980’den bugünlere uzanan üçüncü dönem ise, Avignon tarihinde bir dönüm noktası oluşturuyor. Festivalin devletten aldığı yardım azalırken, yerel yönetimlerin desteği ve iç dinamikle ayakta durabilme ilkesi benimseniyor. Bu çağdaşlaşma ve profesyonelleşme sürecinde, yeni kuşak yaratıcılara da kapılar açılıyor, gerçek anlamda ‘bağımsızlık’ kazanılıyor. 2004 yılında festival yönetimini devralan Hortense Archambault ve Vincent Baudriller, festivali her yıl uluslararası üne sahip bir sanatçıyla ‘ortaklaşa’ hazırlamaya başladılar. Bu yılın ‘ortak sanatçısı’ koreograf Josef Nadj. 6 Temmuz akşamı Papalar Sarayı’nın Şeref Avlusu’nda şair ve ressam Henri Michaux’nun yapıtlarından esinlenen ‘Asobu’ (Japonca ‘oyun’ demek) adlı gösteride yer alan on yedi dansçı arasında sahneye çıkan Nadj’a Japonya’dan gelen altı dansçı da eşlik etti. Josef Nadj ‘Paso Doble’ adlı gösterisini de İspanyol ressam Miquel Barcelo ile birlikte festivalin ikinci yarısında sunacak. ‘Fethiye’den Antalya’ya Likya Yolu’ K Asobu 1957’de Macar azınlığın yaşadığı Sırbistan’ın Voyvodin bölgesinde doğan Nadj, Budapeşte Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar okurken başladığı tiyatro derslerini Uzakdoğu dövüş sporlarıyla birlikte yürütüyor. 1980 yılında tiyatro yapmak üzere geldiği Paris’te dansı keşfettikten kısa bir süre sonra Mark Tompkins, Catherine Diverres ve François Verret’nin koreografilerini paylaşıyor. 1986’da ‘Th´eatre Jel’ adlı kumpanyasını kurduktan bir yıl sonra tiyatro ve dansı birleştirdiği ‘Pekin Ördeği’ adlı yapıtı sahneye koyuyor. Sanatçı, 1995’ten beri tiyatroyla Orleans Ulusal Koreografi Merkezi’nin yönetimini bir arada götürüyor. ‘Çıraklık’ sürecinde ustaların önemi 60. yıldaki önemli gösteriler arasında ilk dünya gösterimini bu yıl İstanbul Tiyatro Festivali’nde sunan Bartabas ve Zingaro At Tiyatrosu’nun Battuta adlı yaratısı, Maksim Gorki’nin Barbarlar’ının Eric Lacascade yorumu, Rus yönetmen Anatoli Vassiliev’in Mozart ile Salieri ve Xlyada’sı, Arjantin kökenli desinatör, edebiyatçı ve tiyatro yazarı Copi’nin ‘memleketlisi’ Marcial di Fonzo Bo ve Theat re des Lucioles’ünün sahnelediği iki yapıtı ve aralarında François Verret, Pipo Delbono, Alain Platel, Fr´ed´eric Fisbach, Hiroyuki Nakajima, Hamid Ben Mahi/ Guy Alloucherie, Christophe Huysman’ın bulunduğu elliye yakın tiyatro, gösteri, dans ve çeşitli sergiler yer alıyor. Fransız tiyatro çevreleri, Archambault ve Baudriller’ye 2005’teki seçkileri nedeniyle sert eleştiriler yönelterek ‘sözel’ ya da geleneksel tiyatronun Avignon’da artık unutulduğunu belirtiyorlardı. Oysa otuzlu yaşlarını süren yöneticiler, Avignon’un gösteri dünyasında ‘öncü’ niteliğini koruması gerektiğini ve amaçlarının izleyicilere deneysel yapıtları da göstermek olduğunu vurgulayarak seçkilerini savunuyorlardı. Archambault ve Baudriller, Josef Nadj ile 60. yılın izlencesini tasarlarken ‘modernite’ kavramı üzerinde durmuşlar, ‘‘Sanatçı, mirasçısı olduğu geleneklerden kopmadan hem modern, hem de özgün bir üslubu nasıl bulabilir...’’ sorgulamasını yapmışlardı. Vurgulanan diğer bir konu da ‘çıraklık’ sürecinde ustaların önemiydi. İşte, festival izlencesinde yer alan Peter Brook ve Anatoli Vassiliev’in varlığını sanırız bu ikinci duyarlılık açıklıyor. ültür Servisi Garanti Bankası’nın 60. yıl etkinlikleri kapsamında yayımlanan rehber kitap ‘Fethiye’den Antalya’ya Likya Yolu’, doğa ve tarih meraklılarını, Fethiye’den Antalya’ya uzanan Likya Yolu’nu keşfetmeye davet ediyor. Kitapta, Likya Yolu’nda yürümek isteyenler için, konaklama yerlerinden yol durumuna, gerekli malzemelerden su kaynaklarına, etaplar arası mesafelerden küçük yolculuk tüyolarına kadar pek çok bilgi bulunuyor. Türkiye’nin en güzel coğrafyalarından birinde, tarihin derinliklerine yolculuk etmek isteyenlere seslenen kitap Okuyanus Yayınevi’nce 15 YTL ’den satışa sunuldu. Son 10 yıldır yerli ve yabancı pek çok gezginin uğrak yeri olan Likya Yolu, Fethiye’den başlıyor. Akdeniz’in en eldeğmemiş koylarını, Toros Dağları’nın doruklarını, Xantos, Patara, Olympos ve Phaselis gibi Likya’nın en önemli antik kentlerini geçerek Antalya’ya kadar ulaşıyor. 509 kilometreyle Türkiye’nin planlanmış en uzun yürüyüş parkuru olan ve dünyadaki benzerleri arasında ilk 10’a giren Likya Yolu’nu anlatan kitap, parkur boyunca okuyuculara rehberlik yapıyor. Dostları, usta yazar için Karacaahmet’teki mezarı başında bir araya gelecek Vedat Günyol bugün anılıyor Kültür Servisi Tüm yaşamı boyunca, Türkiye’de aydınlanma savaşımı vermiş olan yazarçevirmen Vedat Günyol, iki yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Vefa Lisesi’nden, Ankara Gazi Lisesi’ne ve İtalyan Lisesi’ne kadar pek çok okulda Fransızca öğretmenliği yapmış olan Günyol, bugün saat 11.00’de Karacaaahmet’teki mezarının başında anılacak. 6 Mart 1911’de İstanbul’da doğan Günyol, ortaöğrenimini 1934’te St. Benoit Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İlk çevirisi ‘Öç’ü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okurken yaptı Günyol. Paris’te başladığı Devletler Hukuku doktorasını 2. Dünya Savaşı yüzünden yarım bırakmak zorunda kaldı ama 10 yıl sonra geri dönerek tamamladı. Paris’te bulunduğu sürede Halide Edip Adıvar ve eşi Adnan Adıvar ile yakın dost oldu. Halide Edip Adıvar ve babası kadar sevdiğini söylediği Adnan Adıvar’la ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’ gibi ortak çeviriler yaptı. 1941’de Cemal Nadir’le haftalık çocuk dergisi Arkadaş’ı yayımladı. Şirketi Hayriye (1936) ve Yücel dergilerinde (193650) çevirmenlik yaptı. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde amme hukuku asistanlığı ve Franile gazetemizin yanı sıra çeşitli dergilerde yayımlandı. Sabahattin Eyuboğlu’yla birlikte Çan Yayınları’nı kurarak yayımladığı kitaplarla, Batı yazınından çevirilerle aydın, çağdaş, düşünsel akım ve gelişimlerin Türkiye’ye yansımasına katkıda bulundu. Edebiyatla iç içe geçen hayatı süresince iki kez yargılandı Günyol. Yargılanmasının nedeni ise Eyuboğlu’yla birlikte Babeuf’ten çevirdikleri ‘Devrim Yazıları’ adlı kitap. İki yıl süren bir yargılanmanın ardından serbest bırakıldı. 1971’de Komünist Partisi kurucularından olduğu savıyla Eyuboğlu ve eşi, Erhat ve Yaşar Kemal’in eşiyle birlikte tutuklandı; ancak ilk mahkemede aklandılar. Maltepe Üniversitesi bünyesindeki Özel Marmara Radyo Televizyon ve Gazetecilik Anadolu Teknik Lisesi’nde İnsan Hakları ve Demokrasi dersleri veren Vedat Günyol’a Nisan 2002’de Maltepe Üniversitesi tarafından fahri doktorluk unvanı verildi. Üniversitenin Cevizli Kampusu’nda 2 Mayıs 1998’de Vedat Günyol’un bağışlarıyla açılan bir Vedat Günyol Kitaplığı da bulunuyor. 1998’de 19. Tüyap Kitap Fuarı’nın onur yazarı seçildi. 1999’da 60. sanat yılını bir törenle kutlayan Günyol’un ölümünden sonra anısına Vedat Günyol Deneme Ödülü düzenlendi. James Brown İstanbul’da Kültür Servisi Dünya müziğinin kilometre taşlarından biri olan Soul ve Funk müziğin babası olarak görülen James Brown, dev orkestrası ve dans grubuyla 12 Temmuz akşamı saat 20.00’de Parkorman’da konser verecek. ‘Parkormanevent’ tarafından gerçekleştirilen konserde, Brown ve ekibi, büyüleyici sahne şovlarının yanı sıra, ‘I Feel Good’, ‘Living in America’, ‘Like A Sex Machine’, ‘Super Bad, Talkin’ Loud And Sayin’ Nothing’ gibi çok beğenilen şarkılarıyla müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. sızca okutmanlığı (193940); Vefa Lisesi (1940) ve Gedikpaşa Ortaokulu’nda Fransızca öğretmenliği; Ankara MEB’de neşriyat müdürlüğü ve tercüme bürosu üyeliği (194250); aynı tarihlerde Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü, Ankara Gazi Lisesi’nde ve İtalyan Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği (1950); Banko Di Roma’da hukuk müşavirliği (195560) görevlerinde bulundu. 1950’de İstanbul barosuna 2550 sicil numarası ile kaydoldu, 8 yıl avukatlık yaptı. 1962 yılında Çan Yayınlarını kurdu. 1972 yılında İstanbul Erkek Lisesi Fransızca öğ retmenliğinden emekli oldu. Birçok ansiklopedide edebi kurul üyeliği yapmıştır. Edebiyatla geçen bir yaşam Önceleri Fransız yazınının çağdaş örneklerini Türk kültürüne tanıtmak amacındayken, sonraları Orhan Burian, Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat ve Halikarnas Balıkçısı’yla birlikte bir Türk hümanizmi oluşturma girişimlerine katıldı. Eleştiri ve araştırma yazıları, Burian’la birlikte çıkardığı Ufuklar, daha sonra Yeni Ufuklar SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN TASFİYE HALİNDEKİ MEHMET ÜSTÜNKAYA TEREKESİ SIRA CETVELİ VE İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISI İLANI Dosya No: 2000/5 Tereke Tasfiyesi iflas usulü ile yapılan Müteveffa Kemal Ilıcak Terekesinin İ.İf. K.nun 206 ve 207’nci maddelerine göre düzenlenen alacaklılar sıra cetveli, Tereke Tasfiye Memuru Av. İbrahim Bülbül tarafından tanzim edilerek incelenmek üzere Mahkemeye tevdi edilmiştir. Sıraya ait itirazın ilan tarihinden itibaren yedi gün içinde Tereke Hakimliğine, alacağın asıl ve fer’ilerinin miktarına ilişkin itirazın ise ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde İ. İf. K.’nun 235’nci maddesine göre Beyoğlu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılması gerekmektedir. Alacağı kısmen veya tamamen reddedilen alacaklıların 2’nci alacaklılar toplantısına katılabilmeleri için kayıtkabul davası açtıkları Ticaret Mahkemesi’nden alacakları ‘‘Toplantıya Katılma Kararını tereke dosyasına ibraz etmeleri gerekmektedir. İkinci alacaklılar toplantısı 28.07.2006 günü, saat 14. 00’de Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu’nda yapılacaktır. İ.İf.K.’nun 234, 235, 237’nci maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. Basın: 32595 CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle