20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2006 SALI 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Lale Gül FM’in yayınları şeriat, heveslilerinin propagandalarını nasıl yaptıklarını ortaya koyuyor Ey Sağduyu, Ey Akıl Nerelerdesiniz!.. PARİS 20. yüzyıl birinci yarısı Fransız yazarlarından, ince mizahı ile tanınan Giraudoux’nun tanınan yapıtları arasında ‘‘Truva Savaşı Olmayacak’’ adlı piyesi de vardır. Bu oyunda, bilgelerin bir araya gelip, savaşı önlemeye çabalamaları anlatılır. Ama bildiğiniz gibi, savaş önlenememiştir. Filistin’de olanlara bakınca, söz konusu oyunu düşünmemek mümkün değil. Bölgede, çevreye de sıçrayabilecek çatışmaları önlemek, adım adım önce bir savaşmama haline, sonra da yavaş yavaş kalıcı bir barışa dönüşebilecek bir çözüme doğru yönelebilmek için yapılması gerekenlerin tam tersi yapılıyor. Hem Filistinliler hem de İsrailliler, kendilerini haksızlığa uğramış kurbanlar olarak algılıyorlar. Kimse kendisini karşısındakinin yerine koymak istemiyor, korkular ve endişeler üste çıkıyor, akıl ve sağduyu geride kalıyor, kaçırılmaması gereken fırsatlar heba ediliyor. Bu defa da öyle oldu. Hamas ile El Fetih’in aralarındaki vardıkları anlaşma, açıkça söylenmese bile İsrail’in koşulsuz olmamakla birlikte, zımni olarak tanınması anlamını taşıyordu. Olmert bu durumu yeterince değerlendirip, yeni bir açılıma gitmeyi yeğleyeceği yerde, Hamas’ın fanatik kanadının saldırılarına karşılık olarak, bombardıman yolunu tutunca, bu sefer ölen siviller yüzünden bir kez daha, Filistinliler akıl dışı davranışla, bir İsrailli askeri, Gilad Şalit’i kaçırdılar. ??? Bu davranışlarda akıl ve sağduyu aramak yanlıştır. İsrail, Filistinli yöneticilerin Mahmud Abbas’ın, hatta Hamas’ın bir bölümünün, hatta Başbakan İsmail Haniye’nin, sertleşmeye karşı olmakla birlikte, tabanı tümüyle kontrol edemediğini bilmiyor mu? Olmert kendi sertleşmesinin, Filistin’de diyalogdan yana olanları güçlendirmeyip zayıflatacağını düşünemiyor mu? Gilad Şalit’i kaçırıp, ona karşı İsrail hapishanelerinde bulunan militanların serbest bırakılmasını isteyenler, İsrail’in yıllardır bu tür pazarlıklara girmeyi ısrarla reddettiğinden habersizler mi? Nihayet, Hamas’ın en uzlaşmaz kişisi olan, son olayları provoke eden Halid Meşal’i kendi topraklarında barındıran Beşar Esat, İsrail karşısında tutunabilecek bir askeri gücü olmadığını, kendisini ‘‘terör ihraç eden ülke’’ olarak tanımlayan ABD’nin hedeflerinden biri olduğunun farkında değil mi? O zaman neden kimse bu gerçekleri göz önünde bulundurmuyor? Filistinlileri tümüyle denetim altında tutmak isteyen ve çözümü bu yolla bulacağı yanılgısına düşen İsrail, neden Gazze’ye karşı giriştiği saldırıda zaten ekonomik olarak yıkılmış olan bu bölgenin elektrik üretiminin yarısını sağlayan santralı yerle bir ediyor? Bu davranışın, kaçırılmış olan Gilad Şalit’i bulmaya ne katkısı olabilir ki? Filistinlileri biraz daha köşeye sıkıştırırken, biraz daha sertleştireceğini göremiyor mu İsrail? ??? Kâğıt üzerinde çözüm üretenler ile Filistinlileri dize getirerek çözüm bulmayı deneyenler ile destekçileri, Gazze’deki gerçeklerin farkında değiller mi? Daracık Gazze Şeridi’nde yaşayan 1 milyon 200 bin insanın 922 bini göçmen, sekiz kampta toplanmış durumdalar. Bu bölgedeki insanların yüzde 70’i yoksulluk sınırının altında yaşamakta. Çalışma yaşındaki nüfusun yüzde 44’ü işsiz. Gazze’deki Arap nüfusun yüzde 60’ı 18 yaşın altında. Bu koşullar altında yaşayan insanlar, bütün gelir kaynakları kesilince, yoğun bombardıman altında, neler düşünür, neler hissederler dersiniz? Bu koşullarda Zara santralının yok edilmesi sonucunda, artık her bölgeye günde yalnızca altı saat elektrik verilirse, bir yandan 8 hükümet, 20 parlamento üyesi rehin alınıp İsrail’e götürülürse, bu insanlar hangi uzlaşmayı, hangi barışı düşünebilirler ki? Hamas, bu ekonomik ve sosyal koşulların, bu umutsuzluğun iktidara taşıdığı bir kuruluştur. Bir zamanlar Yaser Arafat’ı zayıflatmak için Hamas’a kol kanat gererek bugünkü uzlaşmaz yapının sorumluluğunu taşıyanlar, şimdi bu koşulları yaratarak sorumluluklarına yeni sorumluluklar eklemiyorlar mı? Filistinlileri öylece uzaktan izleyen, ama koşullarını görmezden gelen dünya, oluşturduğu tablonun sorumluluğunun bilincinde mi? Olay yalnız Hamas da değil. Liberation gazetesine konuşan ‘‘bağımsız’’ bir Filistinli genç militan şunları söylüyordu: Hiçbir siyasi gruba bağlı değiliz. Silahlarımızı da kendi paramızla edindik. Ölümden ise korkmuyoruz, hatta ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur diye düşünüyoruz. Bu tablodan uzlaşı ve barış çıkar mı? Ey sağduyu, ey akıl nerelerdesiniz!.. Türkiye bunları dinliyor! FIRAT KOZOK ANKARA Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) İstanbul’da yayın yapan Lale Gül FM ile ilgili raporu, ülkede şeriat propagandasının hangi boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Radyoya göre: ‘‘Kadın yalnızca kocasının istediği kıyafeti giyer, sakal tıraşı haramdır, nişanlı ya da sözlüyle görüşürken üçüncü kişinin de hazır bulunması gerekir.’’ RTÜK, bugüne kadar çeşitli şeriatçı söylemleriyle gündeme gelen Lale Gül FM’in 14 Şubat, 22 Mart, 31 Mart ve 27 Nisan tarihlerinde çeşitli saatlerde yayımlanan ‘‘Haftanın Sohbeti, Gönül Sohbeti, Gönül Bahçesi’’ ve ‘‘Dini Meseleler’’ adlı programlarını mercek altına aldı. İnceleme sonucunda ortaya çıkan tablo, ülkedeki şeriat heveslilerinin propagandalarını RTÜK raporuna konu olan propagandalardan örnekler: ? Kadın kocasının istediği kıyafeti giyer ? Çarşaf en güzel kıyafettir ? Karınızı boşamayın, hırsınızı başka türlü alın ? Sakal tıraşı haramdır ? Nişanlınla üçüncü kişi olursa görüşebilirsin... nasıl yaptıklarını da tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. RTÜK raporuna göre, radyonun söz konusu programlarında geçen bazı ifadeler şunlar: ? Kadınların pantolon giyinmeleri dinen uygun değildir. Hele hele kocası hanımına bu tür giyimlerin iyi olmadığını anlattığı halde kadının dinlememesi hiç doğru bir şey değildir. ? Kadın kocasının yanında istediği kıyafeti daha doğrusu kocasının istediği kıyafeti giyebilir. ? Çarşaf en güzel kıyafettir. Ahzab Suresi 59. ayeti kerimede cilbab emrediyor. Dolayısıyla çarşaf, cilbaba en uygun kıyafet. Cilbab demek, kadını baştan aşağı örten bir elbisedir. Çarşaf buna en uygun kıyafetlerden birisidir. ? Müslüman hanımın dışarıda bütün vücudunu, vücut hatlarını belli etmeyecek, geniş olacak, kesinlikle dar olmayacak, altını göstermeyecek, kalın olacak, böyle kıyafetlerin olmasıdır. Dışarıda giydikleri kıyafetin mutlaka bütün vücutlarını örten, vücut hatlarını belli etmeyen, geniş bir kıyafet olması lazım. Altını gösterecek derecede ince olmaması lazım. Süslü, cicili bicili olmaması lazım. ? ...Maalesef erkeklerde de bu sabırsızlık var. Hemen işte boş ol diyerek boşadığını söylüyor. Bunlar çok sakıncalı ifadeler. Yani erkek dinleyicilerimizden evli olanlar kesinlikle hanımlarına boş ol diyerek boşadığını söylememesi gerekir. Yani hırsınızı başka türlü alın. Mesela o anda hanımınız sizi çileden çıkarmış olabilir. Çileden çıktı diye kalkıp üç defa boş ol, boş ol, boş ol deme. Başka şey yap. Başka şey, mesela işte o ne yapacağını bilirsin... ? Şimdi sapık profesörler çıkmışlar hayız halinde namaz kılınır, kâbe tavaf edilir, diyorlar. Bunlar sapıktırlar. Bunlar şaşırtırlar, Allah ıslah etsin. Sakın siz bunlara uymayın. ? Sakal tıraşı haramdır. Bir de besmeleyle başlarsan başına büyük iş açar. Allah muhafaza. Sakalını zaten tıraş etmesin, bir tutamı bıraksın. Amma efendim böyle bir şey yapıyorsa da buna müptela ise de Allah’ın adıyla yapmasın. Harama, günaha besmele çekilmez. Onun için harama, günaha başlarken besmele çekenin kâfir olacağına ulema ittifak ettiler. ? Sözlü ve nişanlıyken görüşmeyelim mi? Görüşebilirsiniz, mesela kız tesettürlü bir vaziyette, yanında üçüncü bir şahıs olur, baş başa kalmak olmaz, halvet haramdır. Yanında üçüncü bir şahıs olur, o şekilde görüşebilirsiniz. RTÜK’ten radyoya ceza RTÜK tarafından radyoya öncelikle uyarı cezası verildi. RTÜK yetkilileri, ‘‘4756 sayılı RTÜK Yasası’na göre öncelikle uyarı cezası verebiliyoruz. Daha sonra ceza kapatmaya kadar gidiyor. Süreç işliyor’’ dediler. Gece konserine izin yok Genelkurmay Başkanı: Aziz Nesin buluşması iptal edildi ? Nesin Vakfı’nın yöneticisi Ali Nesin, Grup Yorum ve Mazlum Çimen’in de yer aldığı gece konserlerinin iptal edildiğini belirterek “Aziz Nesin adı altında düzenlenen bir etkinliğin, sansürcü bir baskıya dayanamayarak korkuya teslim olmasına ortak olamazdık” dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Nesin Vakfı’nca geleneksel hale getirilmek üzere bu yıl ilki yapılması planlanan ‘‘Alaçatı Aziz Nesin Kültür ve Sanat Buluşması’’, gece konserlerinin iptal edilmesi nedeniyle gerçekleştirilemiyor. Nesin Vakfı Yöneticisi Ali Nesin, Grup Yorum ve Mazlum Çimen’in de konser verecek sanatçılar arasında yer aldığı için belediyeye yapılan baskı nedeniyle gece konserlerinin iptal edildiğini savunurken Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, herhangi bir baskı altında hareket etmediklerini vurguladı. Nesin Vakfı ile Alaçatı Belediyesi arasında 17 Mart 2006 tarihinde imzalanan protokolle 58 Temmuz tarihleri arasında vakıf tarafından Alaçatı’nın çeşitli yerlerinde konser, söyleşi, sergi gibi etkinliklerden oluşan ‘‘Alaçatı Aziz Nesin Kültür ve Sanat Buluşması’’ yapılması kararlaştırıldı. Etkinliğin gerçekleştirilmesine sayılı günler kala Alaçatı Belediyesi, konaklama sıkıntısı yaşadıklarını belirterek gece konserlerinin iptalini istedi, Nesin Vakfı ise bu istek üzerine etkinlikten tümüyle geri çekildi. Tehdit algılaması küreselleşti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, karmaşık hale gelen güvenlik sorunlarına hiçbir ülkenin tek başına çözüm bulamayacağını dile getirdi. Özkök, ‘‘Uluslararası güvenlik, istikrar ve barışı geliştirmede hiç kimsenin tek başına elde edemeyeceği somut sonuçlar, işbirliği anlayışı içerisinde hareket etmekle mümkündür’’ dedi. Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nda (EDOK) gerçekleştirilen ‘‘İpek Yolu2006 General/Amiral Semineri’’nin açış konuşmasını yapan Özkök, seminerin ana gündeminin, ‘‘NATO, BİO, Akdeniz Diyaloğu ve İstanbul İşbirliği Girişimi İlişkilerinin Geleceği ve Problem Sahaları’’ olarak belirlendiğini belirtti. ‘‘Tehdit algılamasının küreselleştiği günümüzde dünyanın neresinde olursak olalım, herhangi bir bölgede ortaya çıkan bir olay diğer bölgedeki ülkeleri de etkileyecektir’’ diyen Özkök, ‘‘Ancak karşılaşmış olduğumuz risk ve tehditleri tanımlamada ortak bir anlayış sağlayabilirsek daha güvenli bir ortamı elde edebiliriz’’ değerlendirmesini yaptı. Özkök, seminerde Türkiye ve Almanya arasında Almanya’nın Terorizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’ne katılım anlaşması imzalanacağını bildirdi. Seminere, NATO Askeri Komite Başkanı Orgeneral Ray Henault, AB Askeri Komite Başkanı Orgeneral Rolando Mosca Moschini’nin de aralarında bulunduğu 66 görevli katılıyor. TAYAD’dan suç duyurusu TAYAD’lı aileler, hapishanelerdeki tecrit sorununu yetkililere duyurmak amacıyla 25 Haziran tarihinde Sultanahmet Adliyesi önünde kendilerini zincirlemeleri sonrası gözaltında uğradıklarını iddia ettikleri kötü muameleyi, Temel Haklar Federasyonu’nda yaptıkları bir basın açıklamasıyla kınadılar. TAYAD’lı aileler adına konuşan Aysu Baykal, AKP hükümetinin hak ve özgürlük söylemlerinin yalandan ibaret olduğunu, işkence ve baskının her dönem uygulandığını ileri sürerek ‘‘Tüm bunlara karşın tecritin kalkmasını istemekten vazgeçmeyeceğiz. Bu zulmün sona ermesi, AKP’li Adalet Bakanı’nın atacağı somut adımlara bağlıdır. Aksi takdirde sorunun çözülmesi, evlatlarımızın sesinin duyulması, gerçeklerin halk tarafından bilinmesi için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu. Basın açıklamasının ardından Şişli Adliyesi’ne giden TAYAD’lılar, burada suç duyurusunda bulundular. (Fotoğraf: ATAKAN ADALI) Nur Serter ve Ali Ercan başkan yardımcısı oldu Gallup’a göre en güvenilen kurum ordu Eruygur, ADD Başkanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Yönetim Kurulu, 9. olağan genel kurulu sonrası görev dağılımını yaptı. Buna göre ADD Genel Başkanlığı’na Şener Eruygur seçilirken Genel Başkan Yardımcılığı görevlerine ise Nur Serter ve Ali Ercan getirildi. ADD Genel Yönetim Kurulu dünkü toplantıda görev dağılımı yaptı. Yapılan seçim sonucunda ADD Genel Başkanlığı’na Eruygur getirildi. ADD Genel Başkan Yardımcısı görevine ise Serter ile Ercan seçilirken ADD Genel Sekreterliği görevine Hüseyin Emre Altınışık getirildi. ADD Genel Sekreter Yardımcılığı görevine ise İzzet Polat Ararat, Mehmet Kaynak ve İlker Taşyürek seçildi. Genel Saymanlığa Celal Akpınarlı seçilirken Genel Sayman Yardımcılı’na Ali Asker Koç getirildi. Türk halkı ‘memnun’ ANKARA (AA) Uluslararası araştırma şirketi Gallup’un anketine göre, ‘‘Türkiye’nin 5 yıl öncesine göre ilerlediğini düşünen Türk halkı, geleceğe umutla bakıyor.” Anketin, ‘‘kurumlara güven’’ bölümünde ordu yine ilk sırayı aldı. The Gallup Organization Europe adlı şirket, AB ülkeleri ile Türkiye’de anket yaparak ‘‘vatandaş memnuniyeti ile kurumlara güveni’’ ölçtü. Anket sonuçlarına göre, ‘‘Türk halkı, Türkiye’nin ilerlediğini ve liderlerin iyi çalıştığını’’ düşünüyor. AB vatandaşları ise 5 yıl öncesine oranla ülkelerinin gerilediği kanısında. ‘‘5 yıl önce, bugün ve 5 yıl sonrası için ülkelerinin ilerlemesine dair memnuniyetleri’’ sorulan ankette, katılanlara kıyasla Türkler, 5 yıl öncesine göre, ülkesinden gurur duyan milletler arasında yüzde 65 oranıyla ilk sırada yer alıyor. Anketin, ‘‘kurumlara güven’’ konulu bölümünde ise halkların en fazla ordularına güvendikleri gözler önüne serildi. AB ülkelerinde orduya güvenenlerin oranı yüzde 67 iken, bu oran Türkler arasında yüzde 86’yı buluyor. Araştırmaya göre, Türkler ordudan sonra en fazla hükümete güveniyor. Protesto edildi Etkinlikten belediyenin bu kararını protesto için çekildiklerini belirten Ali Nesin, ‘‘Davetlilerden Grup Yorum ve Mazlum Çimen’in gelmemesi için belediyeye baskı yapılmıştır. Aziz Nesin adı altında düzenlenen bir etkinliğin, sansürcü bir baskıya dayanamayarak korkuya teslim olmasına ortak olamazdık’’ açıklaması yaptı. Nesin, etkinliğin katılımcılarından Ataol Behramoğlu, Haluk Çetin, Zeynep Oral, Vecdi Sayar ve Vedat Türkali’nin de protestolarına katıldığını bildirdi. Alaçatı Belediye Başkanı Dalgıç ise, sorunun konaklama ve maddi sıkıntılardan kaynaklandığını belirtti. Bu nedenle gece konserlerinden vazgeçtiklerini dile getiren Dalgıç, ‘‘Baskı ve korkaklık ifadelerini şiddetle kınıyorum’’ dedi. Tüm toplum kucaklanacak ADD’nin Kemalist ideolojinin gereklerini yerine getirmeye devam edeceğini belirten Altınışık, Eruygur başkanlığında ADD’nin tüm toplumu kucaklayarak daha güçlü bir şekilde tam bağımsız Türkiye mücadelesini sürdüreceğini söyledi. asirmen?cumhuriyet.com.tr 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI ‘İlerici güçler uyanık olmalı’ BARIŞ DOSTER Türkiye’nin önümüzdeki süreçte erken seçim, Genelkurmay Başkanlığı seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere üç önemli tercihle karşı karşıya olduğu vurgulanarak ‘‘Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü ve egemenliği ortak paydasında buluşan, Cumhuriyet Devrimi konusunda kıskanç tüm ilerici ve ulusalcı güçlerinin uyanık olmaları gerekir’’ denildi. 68’liler Birliği Vakfı Danışma Kurulu, üyelerinin katılımıyla, vakıf başkanı Sönmez Targan başkanlığında Armada Otel’de toplandı. Toplantıda söz alan üyeler, ülkemizde yaşanan örtülü işgali topluma anlatıp halkı uyarmak gerektiğini belirttiler. Vakfın soldaki partilerle dirsek temasını koruduğunu anlatan Targan, ‘‘Solda olan 9 partinin 7’sinin genel başkanlarıyla görüştük. Özgün duruşumuzu koruyarak onlarla hangi ortak paydalarda buluşabileceğimizi ilettik. Sonbaharda görüşmelere yeniden başlayıp, genel başkanları konferansta ve ortak paydalarda buluşturmaya çalışacağız’’ dedi. Doğubeyazıt’ta dolu bir salonda Yavuz Baydar ve Orhan Miroğlu ile birlikte ‘‘Türkiye’nin Kürt meselesi’’ ni konuştuk. PKK’nin son dönemde başlattığı silahlı eylemlerin ve pusu kurup güvenlik güçlerine saldırmasının yarattığı olumsuz ortama dikkat çektik. Bu eylemlerin Türkiye’nin demokratikleşmesine zarar verdiğini, aslında Avrupa Birliği sürecini dinamitlediğini anlattık. Bu silahlı eylemler devam ettiği müddetçe ‘‘Kürt sorununa’’ demokratik bir çözüm bulmamın zorluğu ortadaydı. Bu şiddet ortamının en çok Kürtlere zarar verdiği yolundaki düşüncemizi aktardık. Şemdinli’de ortaya çıkan tablonun, devlet içindeki çeteleşme eğilimini yansıttığı bir gerçekti. Sorunu yeniden bir asayiş sorunu haline dönüştürerek bundan rant elde eden güçlerin bulunduğu da doğruydu. Sonuna kadar bununla mücadele edilmeliydi. Devlet içinde şiddetten beslenen, hukuk dışına çıkmayı alışkanlık haline getiren bir eğilimin varlığını sürdürdüğünü gö Doğubeyazıt’tan Bakınca Nasıl Görünüyor? rüyorduk. PKK’nin eylemleri onları azdırıyor ve cesaretlendiriyordu. ??? Bizim bu sözlerimiz yer yer alkışlarla desteklenirken önemli bir izleyici kitlesi tarafından sessizlikle karşılandı. Dinleyicilerin bir kesimi Öcalan ’ın yakalanmasını izleyen ateşkes döneminde Türkiye’nin, sorunun çözümü konusunda doğru dürüst bir adım atmadığını düşünüyorlar ve PKK’nin kaçınılmaz olarak eylemlere başvurduğunu ifade ediyorlardı. PKK’ye bizim gibi bakmadıkları belli oluyordu. Bölgedeki ailelerden bazılarının çocukları dağa çıkmışlar ve PKK’ye katılmışlardı. Bu nedenle duygusal bağlardan söz edilebilirdi. Kafalarında PKK’nin eylemlerine ilişkin soru işaretleri vardı ama tam bir kopuştan söz etmek mümkün değildi. Demokratik Toplum Partisi’nin de durumdan ciddi olarak etkilendiği görülüyordu. Bu sorunların ve eleştirilerin Doğubeyazıt’ta bir panelde açıkça ifade edilmesi önemliydi. Onların bizim bu söylediklerimize tepkileri de önemliydi. DEHAP, iki seçimdir Doğubeyazıt’ta çok yüksek oranlarda oy alarak belediye başkanlığını kazanıyor. Mukaddes Kubilay iki dönemdir belediye başkanı. Bir kadın duyarlığıyla ilçenin sorunlarını çözmeye gayret ediyor. Ancak ilçe çok yoksul. İnsanlar çok gergin. Devlet güçleriyle yöre halkı arasında oluşmuş ciddi güvensizlik tam anlamıyla ortadan kalkmış değil. Geçmişle kıyaslandığında daha sakin bir ortamdan söz edebiliriz. Yine de özel timlerin ev baskınları düzenlediği, güvenlik güçlerinin baskılarını sürdürdüğü ifade ediliyor. Özellikle PKK’nin başlattığı silahlı saldırı ve eylemler, burada da olumsuz etki yapıyor. Yollarda asker kontrolü artmış, çevredeki askeri hareketler yoğunlaşmış durumda. ??? Doğubeyazıt Festivali nedeniyle ilçenin merkezinde elişlerinin, kitapların sergilendiği çadırlar kurulmuştu. Burada dikkatimi çeken görüntülerden birisi Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin lideri Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani’nin posterleriydi. Dükkânlar ve çadırlar Barzani’nin babasının posterleriyle doluydu. Bunlar duvarlara asılmak amacıyla satılıyordu. Belli ki müşterisi de vardı. Son dönemde bölgede Barzani’ye olan sempatinin artması dikkat çekici. Bunun bir nedeni Kuzey Irak’ta elde edilen özerklik ve Irak yönetiminde artan etkinlik. Diğer bir neden ise PKK’den uzaklaşma olarak görülebilir. PKK dışında kümelenmek isteyen bazı Kürt siyasi akımlarının gözlerini Barzani’ye diktikleri söylenebilir. Bölgede tanınmış birçok ismin son dönemde Kuzey Irak’a gidip Barzani ve Talabani’yle ilişki kurdukları biliniyor. Bunun yeni bir durum olduğunu da söyleyebilirim. ??? Kuzey Irak’a yönelik ilgi, oraya bir bağlılık anlamına mı geliyordu? Bölgeyi iyi bilenlerin yorumuna göre; hayır bu bir kimlik arayışının ifadesiydi. Türkiye’de yaşayan Kürtlerin asıl hedefi Türkiye ile demokratik bir ortamda yaşamaktı. Kuzey Irak’la birleşmek gibi bir talepten söz edilemezdi. Güneydoğu’daki ezici eğilim bölünme değil birlik yönündeydi. Buradakilerin ifadesiyle, ‘‘Bazı uçuk kimselerin böyle düşünceleri olabilir, ama halkın içinde bu yönde hiçbir eğilim yok’’. Bölgede en etkin güç hâlâ DTP’ydi ve onlar kesin olarak birlikten yanaydılar, bunu her platformda açıkça dile getiriyorlardı. Doğubeyazıt’tan baktığımız zaman, buradaki tepkiler ve beklentiler varlığını sürdürüyor. Çözüm umutları varlığını koruyor. Özellikle Türkiye’nin AB sürecinde izleyeceği yol Kürtleri yakından ilgilendiriyor. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle