25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Frenlenen büyüme hızı ve talepteki daralmanın yanında finansman maliyetlerindeki artış da sıkıntı yaratıyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Reel sektörün gündemi faiz MURAT KIŞLALI Kongo’da Türk Askeri... Yazması, göndermesi kolaylaştıkça, bilgisayar postasına gelen mektup sayısı artıyor. Yüzlercesini birden okumak, algılamak söz konusu olamayacağına göre, bakıp, göz atıp, kimilerine takılıp posta kutumuzu boşaltmaya bakıyoruz.. Dün takıldığım mektuplardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yurtsever Cephe Hukukçular İnisiyatifi’nden gelmiş. Daha doğrusu tek tek milletvekillerine gönderilmiş. Meclis’in Kongo’ya asker gönderme yetkisini hükümete devretmesini eliştiriyor. Aslında anayasaya aykırı bir yetki devri söz konusu olduğu uyarısı yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti askeri gücünün Kongo’da ne işi olabileceği sorgulanıyor. Kararın saldırı, savaşa girme niteliği taşıdığının altı çiziliyor.. Milletvekillerine gönderilen uyarı mektubunda, Kongo’da ağır insan hakları ihlallerine, katilamlara seyirci kalan dünyanın, sömürgecilik çıkarları geçerli olduğunda BM’yi kullanarak el atmasına, Türkiye’nin askeri gücünün kullanılmasına karşı durulması isteniyor. Uyarıcı olması dileği ile bir de Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başkanı Partice Lumumba’nın öldürülmeden önce karısına gönderdiği son mektuptan bir alıntıya yer veriliyor: ‘‘Bizim ülkemiz için istediğimiz onurlu bir yaşam, saygınlık, özgürlük gibi vazgeçilmez değerler, o güvendiğimiz ve yardım istediğimiz Birleşmiş Milletler’deki önemli görevliler tarafından asla istenmedi. Çünkü farkında olsunlar ya da olmasınlar, doğrudan ya da dolaylı olarak Belçika ve Batılı dostlar sömürgeciliğini destekliyorlardı. Tarih bir gün sözünü söyleyecek. Brüksel, Paris, Washington ya da Birleşmiş Milletler’in öğrettiği tarih değil, bizim sömürgecilik ve kukla iktidarlardan kurtulmuş, özgürleşmiş ülkelerde öğretilecek tarih olacak..’’ Anayasal yetkilerini hükümete devretmiş milletvekillerimizin, öldürülen Kongo Başkanı’nın eşine gönderdiği son mektuptan ne kadar etkilendiklerini, nasıl bir ders aldıklarını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Günün haberleri arasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ABD gezisinin gündemi de var. Stratejik ortaklık ilişkileri üzerine yeni bir belge imzalanacakmış. ABD kaynaklı bilgilendirme haberlerine göre, aslında var olan işbirliğinin dünyaya bir kez daha duyurulması içeriğinde bir belge niteliği taşıyacakmış. Ağırlıklı Türkiye ile ABD’nin Ortadoğu projeleri üzerindeki birlikteliklerinin altı çizilecekmiş. ??? Açıklık kazanmamış yeni üsler, var olan üslerdeki nükleer silahlar, CIA hapishane uçaklarının Türkiye’den geçişleri tartışmaları ayrıntı galiba. NATO’nun yeni stratejik görevleri, savunma örgütünden saldırı örgütüne geçirilmiş kimliği içinde, Türkiye’ye biçilen yeni roller üzerinde biraz sorgulama, tüyler ürpertici boyutları gözler önüne seriyor... ABD’nin bir biçimde İran, Suriye’ye saldırmaktan vazgeçmesi için dua etmek gerekiyor. İsrail’in Filistin’e dönük insani, uluslararası hakhukuk, insan hakları ilkelerini baştan sona ayaklar altına alan vahşi güç gösterisinde bile, Başbakan Erdoğan’ın girişimlerinin başarılı bir arabuluculuk olarak pazarlandığı bir değerler erozyonu süreci yaşıyoruz. Göreceli ABD’nin Irak işgaline, insan hakları kaygılarından çok, çıkar çelişkisinden karşı çıkmış kimi AB merkez ülkeleri, şimdi gerek Irak, gerekse Filistin politikalarında ABD’ye çok daha yakın bir yerlerdeler. Sergilenen haksız güç, katliamlar, insan hakları ihlallerinin boyutları arttıkça, desteğin artması gibi tersine işleyiş var. Besbelli emperyal kirli çıkar düzeni sıkışık bir süreçten geçiyor. Emperyal güçlerin, zengin kuzeyin çıkar ittifakında, uluslararası hukuk, evrensel insan hakları, değerleri, savaş suçları.. gibi kavramların yeri kalmıyor. Sabah gözümüzü açtığımızdan akşam gözümüzü kapayana kadar Irak’tan her gün gelen yeni ırk, mezhep ekseninde kanlı çatışmalara, katilamlara, ABD askerlerinin vahşi güç gösterilerine, İsrail’in hiçbir ölçüye sığmayan askeri saldırılarına dur diyecek BM gücünü unutun, anlamlı bir karşı ses çıkmıyor. Bu vahşi gidişte Türkiye, emperyal güç olmadan, çıkarlardan yararlanmadan ateşin ortasında kalıyor. Şaka gibi kaka bir durum: Kıbrıs’la tehdit edilen, KKTC’nin, Türkiye’nin anlaşmalardan doğmuş haklarından vazgeçmemesi halinde üyelik görüşmelerinin kesilmesine ilişkin AB’den hemen hemen her yetkili, siyasiden uyarı üstüne uyarı almış bir Türkiye, AB üyelik ilişkilerinde gelinmiş noktanın gerçeği var. Erdoğan Hükümeti’nin Meclis’ten yetki aldığı, Türkiye’nin Kongo’ya asker göndermesine ilişkin kararın gerekçelerin başında AB üyeliğine katkı sayılmış. Ilımlı siyasal İslam iktidarının, Erdoğan Hükümeti’nin geleceği, kaderi, ABD’nin Ortadoğu’da, siyasal İslami terör gerekçeli, uluslararası hakhukuku, insan halarını ayaklar altına alan işgallerinde, stratejik ortaklık, işbirliğine bağlanmış... ANKARA Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından, reel sektörün esas sıkıntıyı, dövizdeki gelişmelerin gölgesinde kalan faiz artışından çekmesi bekleniyor. Merkez Bankası’nın maliyetli müdahalesi dövizdeki artışı baskı altına almış gözükürken, mali dalgalanmanın diğer sonucu olan faizlerdeki artış reel sektörü vurmaya başladı. Faizlerin artışı bir taraftan bankaların kârlılığını olumsuz etkileyecek, diğer taraftan faize hassas sektörler sıkıntıya düşecek. Reel sektörü izleyen hisse senedi analistleri ve ekonomistlere göre faizlerin artışı önce mali sektörü, ardından da reel sektörü şöyle etkileyecek: Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla beraber gözler yeniden reel sektöre çevrildi. Uzmanlara göre reel sektörü, faizlerdeki yükseliş vuracak. Faizlerin artmasından da ilk planda bankalar ile dayanıklı tüketim, konut, otomotiv gibi faize duyarlı sektörler etkilenecek. ? Faizlerin yükselmesi, elinde çok kâğıdı olan bankaları olumsuz etkiledi. Zarar yazıyorlar. Ancak bankalar şu anda kredi vermeyi keserek, mevcut yüksek faizlerden faydalanmaya başladı. Bilançolarda kredilerin aktiflerdeki payı azalıyor, Hazine kâğıtlarındaki payları artıyor. ? Bankalarda serbest sermayesi ve likit aktifleri daha yüksek olan bankalar kazançlı çıkacaklar, çünkü mevcut kargaşadan en çok onlar faydalanıyor. Vakıfbank, TEB, Akbank gibi likiti fazla olan bankalar olumlu etkilenecek. ? Mevcut durumda çok kredi vermiş olan bankalar faizlerin artmasından olumsuz etkileniyor. Buradan zarar yazıyorlar. Hem de mevcut bono portföyünden ve döviz kayıplarından zarar yazdıkları için bankalar ikinci çeyrekte görece kötü bir performans gösterecekler. ? Bu süreç, bankaları satın alan yabancılar ve satın alma süreci devam eden bankalar açısından sıkıntı yaratabilir. Çünkü mali çalkalanma sonrası artan faiz ortamında bankaların değerleri düştü. Alıcılar, bu şartlarda önceden verdikleri fiyatları vermemek için ceza ödemeyi göze alarak anlaşmalarını bozabilirler. ? Faizlerin artışı reel sektörü birkaç açıdan etkileyecek. Döviz kurundaki artıştan dolayı ortauzun vadeli döviz borçluluğu olan şirketler bu durumdan kötü etkileniyor. Buradan artan zararlar var. ? İkincisi finansman giderlerinde çok ciddi artış bulunuyor. Spot TL kullananlar, TL kredileri artıyor, mevduat faizleri arttığı için bankalar da bunları mutlaka reel sektöre yansıtacaklar. ? En önemlisi de talep tarafında, şirketler büyümenin yavaşlayacak olması nedeniyle değişiklik görecekler. İlk yarıda yüzde 6’nın üstünde gelebilecek büyüme, ikinci yarıda yüzde 4’e düşebilir. Bu da önemli bir yavaşlama. ? Reel sektörde, faize duyarlı sektörler faiz artışından daha çok etkilenecek. Dayanıklı tüketim malları, konut, otomotivde faiz duyarlılığı çok fazla. Son birkaç yılda özellikle dayanıklı tüketim mallarına çok ciddi bir talep artışı vardı. O talep hem faizin düşmesinden hem de döviz kurunun TL’ye göre değerinin düşük kalması nedeniyle fiyat etkisinden kaynaklanıyordu. Reel değerlenmenin pompaladığı bir ekonomik gelişme ve talep artışı söz konusuydu. Bu da özellikle konut talebinin patlamasıyla birleşmişti. Şimdi bu etki kaybolacak. Faiz dışı fazla hedefi 6.7’ye yükseltildi Ekonomi Servisi Gelirlerdeki artış beklentisiyle bu yıl toplam kamuda Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 6.5’i olarak hedeflenen faiz dışı fazla (FDF) hedefi revize edilerek yüzde 6.7’ye yükseltildi. Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, geçen hafta İstanbul’da düzenlenen Yatırım Danışma Konseyi toplantısında FDF’nın bu yıl yüzde 6.5’in üzerinde çıkmasının beklendiğini söylemişti. Reuters’ın haberine göre üst düzey bir ekonomi yetkilisi, ‘‘Mevcut programda mali önlemler sıkılaştırıldı. Yapılan projeksiyonlara göre gelirler başlangıç hedefinden fazla olacak. Harcamalara da sınır getirildi ve elde edilen fazla gelir harcanmayacak. FDF’nin de bu kapsamda yüzde 6.5 değil, yüzde 6.7 olması bekleniyor’’ dedi. Bir başka yetkiliye göre de durum şöyle: ‘‘Yapılan çalışmalara göre harcamalarda tavan sabit kalıyor, gelirlerde de tasarruf edilecek. Bu nedenle yıl sonu için öngörülen FDF hedefi aşılacak. Burada sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarındaki tavanlar önemli. Bunların aşılmaması IMF’nin sıkı takibinde. Enflasyon ve zamlar ekonomiyi zorluyor ama KDV ve ÖTV tahsilatında da artış oluyor. Gelirde herhangi bir sorun olmayacak ve hedefin aşılması bekleniyor. Bunlar doğrudan FDF’yi artıracak. Bu da ekonomiye güven açısından önemli.’’ Henüz açıklanmayan geçen yıla ilişkin rakamlarda, toplam kamuda FDF’nin yüzde 6.5 olan hedefin altında, bütçede ise yüzde 5’lik hedefin üstünde olması bekleniyor. Pakmaya’ya kilit vuruldu KOCAELİ (AA) Pakmaya İzmit Üretim Tesisi’nde, arıtma tesisi devreye sokulmadığı ve çevreye kötü koku yaydığı gerekçesiyle, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nce üretim durduruldu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürü Eyüp Deveci ve diğer yetkililer, fabrikada üretim için kullanılan enerjiyi keserek, panelleri mühürledi. Fabrika Müdürü Tuncay Yurdesin, fabrikanın yeni arıtma tesisinin inşaatının devam ettiğini belirterek 15 gün içinde tesisin tamamlanacağını, bu süre içinde üretim ünitelerinin bakım ve temizlik işlemlerini sürdüreceklerini bildirdi. Yurdesin, yaklaşık 10 milyon dolarlık arıtma tesisinin tamamlanmasıyla atıksu değerlerinin standartların altına düşeceğini söyleyerek ‘‘1985 yılında devreye alınan arıtma tesisimiz, aradan geçen zaman içinde teknolojik olarak yetersiz kaldı. Belediyenin uyarıları sonrası geçen yıl yeni bir arıtma tesisi yapılmasına karar verdik’’ dedi. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, nisanda yaptığı bir açıklamayla, Tuzla’da bulunan kimyasal atık dolu varillerin, Pakmaya firmasının sahibi Pak Holding’e bağlı Unifar firmasına ait olduğunu açıklamıştı. Listesini henüz açıklamayan TİM başkan adayı Metin Altuğ: Koltuk sevdalısı olmayacağız Ekonomi Servisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkan adayı, İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Metin Altuğ, TİM başkanlığının bir makam değil, son derece önemli bir görev oluğunu söyledi. Altuğ, ‘‘Bu görevin son yıllarda Sayın Oğuz Satıcı tarafından layığı ile yerine getirilmediğine inandığım ve bu düşüncemde yalnız olmadığımı gördüğüm için bu göreve talibim’’ dedi. Altuğ, yarın yapılacak TİM seçimleri öncesinde düzenlediği basın toplantısında, İhracatçı Birlikleri ve TİM’de yeniden sinerji yaratmayı istediklerini ifade etti. Altuğ, tüm sektörlere eşit mesafede durup hepsinin sorunları ile özel olarak ilgileneceklerini belirtirken koltuk sevdasına düşmeyeceklerine işaret etti. TİM’i politik arena için bir sıçrama tahtası olarak görmeyeceklerini açıkladı. SETBİR, AB’nin canlı hayvan, et ve süt politikalarına yön veren kuruluşlarına üye oldu Et ve süt satamıyoruz ama üyeyiz Ekonomi Servisi Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, birliğin, Avrupa Birliği’nin (AB) canlı hayvan, et ve süt politikalarını etkileyen, yön veren 3 önemli kuruluşa üye olduğunu bildirdi. Bahçıvan, düzenlediği basın toplantısında, SETBİR’in, Avrupa Süt Ürünleri Derneği (EDA), Avrupa Et Sanayicileri Derneği (CLITRAVI) ve Avrupa Canlı Hayvan ve Et Ticareti Derneği’ne (UECBV) üye olduğunu belirterek böylece Türkiye’nin, et ve süt ihraç edemediği AB’ye, şu aşamada birlik olarak girmeyi başar Telsim yöneticilerine G. Kıbrıs’ta mahkeme ANKARA (ANKA) Rum Rosamara şirketinin Telsim’den 738 milyon dolar talep ettiği davanın dün yapılan duruşmasında, Telsim Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taşaltın Güney Kıbrıs’ta ifade vermeye çağrıldı. Duruşmada mahkeme, Telsim yöneticilerinin İngiliz Konsolosluğu’nda verdikleri yazılı ifadeleri geçersiz saydı. Mahkeme, Taşaltın, Avukat Gökçe Güler Serin ve Maruf Zenger’in bizzat Güney Kıbrıs’a giderek ifade vermelerini isterken, diğer üst düzey yöneticilerin de ifadelerine başvurulabileceği belirtildi. Mahkeme daha önce Telsim varlıkları üzerinde ihtiyati tedbir kararı vermişti. Telsim’in varlıkları Vodafone’a devredilmişti. ? Geleneksel yiyeceklerin AB standardında üretilmesi için başlatılan ortak projede 400 bin Avro destek Us. alınacak. dığını dile getirdi. AB’nin et ve süt ürünlerinde Türkiye’ye kapılarını kapadığını ifade eden Bahçıvan, ‘‘Ancak, Türkiye’ye gelen yabancı üreticiler, Türkiye’deki Bahçıvan. ürün kalitesi, ambalaj ve hijyenin birçok AB ülkesinden iyi olduğunu itiraf ediyor. Bu, önyargıların değişmesi açısından katkı sağlayacaktır’’ diye konuştu. ‘‘Türki ye’nin mevcut hayvancılık altyapısı ve hayvan kalitesiyle bırakın ihracat yapmayı, Türk insanını yeterli besleme imkânı yok’’ diyen Bahçıvan’a göre, Türkiye’nin hayvancılıkta düşünce devrimi gerçekleştirmesi gerekiyor. SETBİR Genel Sekreteri Melek Us da, AB üyesi ülkelerle ortak çalışmalar yapma imkânı bulduklarını ifade ederek bunlardan birinin de Konya’nın küflü peyniri gibi geleneksel Türk yiyeceklerinin AB standartlarında üretilmesi olduğunu kaydetti. Us, bu çalışma için AB fonlarından 400 bin Avro alınacağını bildirdi. Bütün ilaçlar yüzde 5 zamlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüm ilaçlara yapılan yüzde 5 oranındaki fiyat artışına karşın Sağlık Bakanlığı, ilaç fiyatlarının 2004 yılına göre hâlâ ucuz olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair 2004 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan İlaç Fiyat Değerlendirme Komisyonu kararına göre, dünden itibaren ilaç fiyatlarında yüzde 5 oranında bir artış yapıldığı belirtildi. Açıklamada, ‘‘Yine aynı karara göre dövizdeki değişimler izlenecek ve bir dengeye gelinceye kadar ayda yüzde 5 artış verilecektir’’ denildi. 2004 kararnamesiyle birçok ilaçta yüzde 80’e varan indirimlerin sağlandığı anımsatılan açıklamada, şöyle devam edildi: ‘‘3 Temmuz 2006 tarihinden geçerli olmak üzere tüm ilaçlara yüzde 5 fiyat artışı yapılmasına karşın bin kadar ilaçta 1 Mart 2004 fiyatlarına gö re yüzde 5 ile yüzde 79 arasında azalma halen devam etmektedir. Bundan sonra yüzde 5 artış verilse bile bu ilaçlar 1 Mart 2004 seviyesinin altında satılmaya devam edecektir. 2 bin 500’den fazla sayıdaki ilaçta da son artışa karşın yüzde 1 ile yüzde 5 arasında fiyat indirimi olmuştur. Bu ürünler bundan sonra yüzde 5 artış alsa bile ancak 1 Mart 2004 fiyatlarına göre sadece yüzde 0 ile yüzde 4 arasında fiyat artışı olacaktır.’’ soner@cumhuriyet.com.tr ‘Kur artışı otomotiv satışlarını düşürdü’ Gaziantep’te Mercedes Benz fabrikası açan Koluman Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koluman, kurlardaki ve bireysel kredilerdeki artıştan dolayı otomotiv satışlarının düştüğünü belirterek ‘‘Bu yıl otomotivde yüzde 1015 civarında daralma olacak’’ dedi. Kurdaki yükselişten dolayı ithal otomobil fiyatlarında artış olduğunu bildiren Koluman, ‘‘Biz bunu alırken o günkü kur neyse ondan ödüyoruz ve ondan satmak mecburiyetindeyiz’’ DALAMAN TERMİNALİ 8 AY ERKEN AÇILDI Planlanan tarihten 8 ay önce tamamlanan Dalaman Havalimanı’nın yeni dış hatlar terminali hizmete girdi. ATM Havaalanı İşletme AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan, yeni terminalin Antalya ve İstanbul’daki dış hatlar terminallerinden sonra Türkiye’nin yolcu sayısı bakımından en büyük 3. terminali olma özelliğini taşıdığını belirtti. Aslan, yeni terminalin yılda 10 milyon yolcuya hizmet verebilecek kapasitede tasarlandığını söyledi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Garanti Bankası’nın notlarını yükseltti. Garanti Bankası’ndan İMKB’ye gönderilen açıklamada, Fitch Ratings’in, BB olan uzun vadeli yerel para (YTL) cinsinden borçlanma notunu BB artı’ya, bireysel kredi notunu C/D’den C’ye, destek notunu ise 4’ten 3’e yükselttiği bildirildi. Açıklamada, bankanın ulusal kredi notunun A+’dan (Tur) AA’ya yükseltilirken, uzun vadeli yerel para cinsinden borçlanma ve ulusal kredi notları üzerindeki görünümün ise sırasıyla ‘‘pozitif’’ ve ‘‘durağan’’ olarak teyit edildiği kaydedildi. Fitch, Garanti’nin notunu yükseltti CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle