Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 TEMMUZ 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Dışişleri Bakanı, meslektaşı Zebari’ye Irak polisinin eğitim yeri olarak Diyarbakır’ı önerdi Gül: Polisinizi biz eğitelim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni hükümetin kurulmasının ardından ilk kez resmi bir çalışma ziyareti için Ankara’ya gelen Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari olumlu mesajlar vererek, Türkiye’nin özellikle PKK’ye ilişkin kaygılarını gidermeye çalıştı. ‘‘Sizin güvenlik sorunlarınızı göz ardı etmiyoruz’’ diyen Zebari, somut sonuç bekleyen Ankara’yı tatmin edemedi. Zebari, Irak’a komşu ülkeler toplantısına ilişkin bir soru üzerine ‘‘Hiç kimsenin Irak’ın içişlerine karışmasını istemiyoruz’’ diyerek Türkiye ve İran’a da mesaj gönderdi. Ankara’da üst düzeyde ağırlanan Zebari, önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüştü, ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edildi. Gül, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, kendisiyle ve komşularıyla barışık bir Irak’ın bölge için ‘‘kıymet’’ olduğunu belirterek ‘‘Bunu sağlamak için her türlü yardımı verme imkânına sahibiz’’ dedi ve Türkiye’nin, Irak’ın güvenlik güçleri, ordu mensupları ve polisin eğitimi konularında yardıma hazır olduğunu vurguladı. Gül, Zebari’ye, Irak polisinin Diyarbakır’da eğitilmesini önerdi.Gül, görüşmede ikinci sınır kapısını gündeme taşıdı. 3 yıl içinde iki sınır kapısının açılması konusunda mutabakata varıldı. ‘‘Daha önce de bitirebiliriz’’ diyen Zebari, kapının yeri konusunda, ‘‘sizin uygun göreceğiniz yer bizim kabulümüzdür’’ görüşünü ortaya koydu. Gül, iki ülke arasındaki tren yolunu canlandırmaları gerektiğini söyledi. Görüşmede suçluların iadesi konusu da gündeme gelirken, Gül, İstanbul’da bombalama eylemlerine katılan, daha sonra Irak’ta yakalanan El Kaide üyelerinin iade edilmelerini istedi. Zebari de, bazı tutukluların kendi sorumluluğunda, bazılarının da koalisyon güçlerinin sorumluluğunda olduğunu hatırlatıp, ‘‘Bizim sorumluluğumuzda olanların dosyalarını inceleyip, en kısa zamanda size iade edebiliriz. Ama diğerleri için koalisyon güçleri ile görüşmemiz gerekiyor’’ yanıtını verdi. Zebari, PKK’yle mücadele konusunda ise ‘‘Sıkıntımız bu şahısların güvenlik güçlerinin denetimi altındaki bölgelerin dışında olması’’ değerlendirmesini yaptı. Zebari, Türkiye’nin iadesini istediği terör örgütü mensuplarının Irak güvenlik güçlerinin denetimi altındaki bölgelerde bulunmadığını ve yakalanma talimatlarının bu nedenle geciktiğini söyledi. Gül, TPAO’nun Irak’ta petrol çıkarması ve Irak’a uçuş gerçekleştiren Türk özel havayolu şirketlerinin alacağını talep ederken, Zebari de, söz konusu alacağın küçük bir meblağ olduğunu ve bununla ilgileneceğini, TPAO’nun girişimlerinden de memnuniyet duyacaklarını dile getirdi. KerkükYumurtalık hattı da gündeme gelirken, Gül, Türkiye’ye doğru ikinci bir hattın daha açılabileceğini söyledi. Zebari, ‘‘Enerji konusundaki işbirliğine çok önem veriyoruz. Ancak her şey güvenliğe bağlı’’ dedi. Zebari, görüşmede PKK konusunu ima ederek, Türkiye’nin güvenliğe ilişkin endişelerinin farkında olduklarını söyleyerek güvence vermeye çalıştı. Zebari, Başbakan Erdoğan tarafından da kabul edildi. Erdoğan, kabulde Irak’taki tüm grupların kendi aralarında dayanışma içinde olmalarının, Irak’ın güvenlik ve istikrarı için gerekli olduğunu söyledi. Tayyip Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’yi Türkiye’ye davet etti. Zebari ile Kerkük konusu, sadece Başbakan ve Gül ile yapılan başbaşa görüşmede gündeme geldi ve Türkiye’nin hassasiyeti net biçimde iletildi. N ABD ordusu İran’a saldırı istemiyor EW YORKER: Dış Haberler Servisi ABD’de yayımlanan The New Yorker dergisinin ünlü muhabiri Seymour Hersh, İran’a yönelik olası hava saldırılarına Amerikan ordusunun karşı çıktığını ve üst düzey komutanların konuyla ilgili sakıncalarını Başkan George Bush yönetimine ilettiğini yazdı. Bazı gözlemcilerin İran’ın nükleer programına ilişkin diplomatik çözüm çabalarının başarısızlığa uğraması durumunda ABD’nin hava saldırılarının gündeme gelebileceği yönündeki yorumları dikkat çekerken, Pulitzer Ödüllü Hersh, bu konuda Amerikalı sivil ve askeri yetkililer arasında ciddi görüş ayrılıkları yaşandığını savundu. New Yorker dergisinin dün yayımlanan son sayısında Hersh’ün kaleme aldığı ‘‘Ordunun Başkan’ın İran politikasıyla sorunu’’ başlıklı makalede, üst düzey askeri yetkililerin, hava saldırılarının İran’ın nükleer programını yok edemeyebileceği yönünde Bush yönetimine görüş bildirdiği belirtildi. Hersh, üst düzey komutanların böyle bir saldırının ABD için ağır ekonomik, siyasi ve askeri sonuçlara yol açabileceği uyarısında da bulunduklarını kaydetti. Makalede, ordunun İran’a saldırılmasına karşı çıkmasında rol oynayan unsurlar arasında, ABD ve Avrupalı istihbarat kuruluşlarının, İran’ın nükleer silah üretmekte olduğuna ilişkin kanıt bulamamasının, olası nükleer tesislerin ülkenin çok değişik bölgelerine yayılmış olmasının ve sonuç almanın önündeki teknik zorlukların gösterildiği kaydedildi. A nkara’da üst düzeyde ağırlanan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Gül, Erdoğan ve Sezer’le görüştü. Zebari, “Hiç kimsenin Irak’ın iç işlerine karışmasını istemiyoruz” mesajını verdi. (Fotoğraf: AA) Kürtler Kerkük için düğmeye bastı Irak’ın Kürt kökenli Planlama Bakanı, 2007 Ekimi’nde yapılacak nüfus sayımı için çalışmalara başlanılması talimatı verdi. Sayım için 120 milyon dolarlık bütçe ayrıldı BAHADIR SELİM DİLEK Rumsfeld rahahtsızlığı Makalede, adı açıklanmayan bir askeri yetkilinin, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve yardımcılarını, İran’ın imkân ve kabiliyetlerini göz ardı etmekle suçlayan ifadelerine de yer verildi. Makalede emekli ABD’li general William Nash’in ABD’nin İran’ı bombalamasının sadece Şiilere değil tüm Müslümanlara karşı bir saldırı olarak görüleceği, bunun Ortadoğu’da Amerikan emperyalizminin bir diğer örneği olarak değerlendirilmesine yol açacağı görüşü aktarıldı. Nash bunun da savaşın yayılmasına neden olacağını söyledi. İran konusunda yaşanan görüş ayrılıklarının sivil ve askeri yetkililer arasında ciddi bir gerilim yarattığı kaydedilen makalede, ordunun üst kademesinin, görüşlerinin Rumsfeld tarafından ciddiye alınmadığı yönünde kaygılar taşıdığı savunuldu. ANKARA Iraklı Kürtler, yeni hükümet içinde elde ettikleri avantajları, ilk icraatlarında ortaya koymaya başladılar. Türkiye’nin bütün telkinlerine karşın, Kürtler Kerkük’ü bir oldubittiyle kendi bölgelerine bağlamak amacıyla harekete geçti. Kürt grupların kontejanından Planlama Bakanı olan Ali Baban’ın, 2007 yılının Ekim ayında nüfus sayımı için şimdiden çalışmalara başlanılması talimatı verdiği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre sayım için 120 milyon dolarlık bütçe ayrıldı. Ancak, Irak’taki olumsuz güvenlik koşulları çerçevesinde, sağlıklı ve profesyonel bir nüfus sayımının nasıl yapılacağı sorusu yanıtsız kaldı. Ankara’ya ulaşan bilgilere göre, nüfus sayımının yapılması için ilk toplantılar gerçekleştirildi ve Bilgi Teknolojileri ve İstatistik Merkezi’nde komiteler oluşturuldu. Saddam Hüseyin döneminde son olarak 1997 yılında nüfus sayımı yapılmıştı. Bu sayımda, Iraklılara, ‘‘hangi etnik kökenden olduğu’’ sorusu yöneltilmiş, ancak din sorusu içinde mezhep yer almamıştı. Baas rejimi, 1997 yılındaki nüfus sayımının sonuçlarının ayrıntılarını açıklamak yerine sadece Irak’ın toplam nüfusunu açıklamakla yetinmişti. 1997 yılındaki sayımda, Keşif Güç koruması altında bulunan Kuzey Irak’taki nüfus sayılmamıştı. Sorun Kerkük’te... Konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, Kürt grupların nüfus sayımıyla asıl hedeflerinin Kerkük olduğunun altını çizdiler. Saddam Hüseyin döneminde göç ettirildiği ileri sürülen 350 bin Kürt’ün, Kerkük’e yerleştiğine vurgu yapan kaynaklar, 2000 yılına ait BM gıda karnelerine göre, Kerkük’te yaşayan Kürt nüfusun sadece 8090 bin arası olduğuna işaret ettiler. Aynı kaynaklar, savaş sonrası yaşanan Kürt göçü nedeniyle, son seçimlerde Kerkük’ten Kürt listesine yüzde 51 oy çıkmış olduğunu, nüfus sayımı yapıldığı zaman da, dışarıdan getirilen aileler nedeniyle, Kürtlerin çoğunlukta çıkmasının büyük bir olasılık olduğunu söylediler. Geçici İdari Yasa’nın 58. maddesine atıfla, anayasanın 140. maddesi ve hükümet programının 21. maddesi, 2007 yılı içinde Kerkük’te hem nüfus sayımı hem de referandum yapılmasını öngörüyor. Eğer referandumda ‘‘evet’’ oyları fazla çıkarsa, Kerkük’ün Kürt bölgesine bağlanması söz konusu olacak. Türkiye’den Gamberi’ye destek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, yeni bir görüşme süreci başlatmak için Ankara, Atina ve Kıbrıs arasında zemin yoklama turuna çıkan BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın siyasi işlerden sorumlu yardımcısı İbrahim Gamberi’nin çabalarına, ‘‘Annan Planı parametreleri çerçevesinde’’ destek verdi. Gamberi, bölge turunun ilk ayağı için geldiği Ankara’da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüştü. Edinilen bilgilere göre Gül, ‘‘2004 yılında önemli bir fırsat kaçtı. BM altında yürüttüğünüz sürece de aynı desteği vereceğiz’’ mesajını iletti. Görüşme müzakere yolunu açmadı H UKUKÇULAR SORUYOR Talat’la Papadopulos ilk kez buluştu REŞAT AKAR ‘Ülke askeri ihraç malı mı?’ Dış Haberler Servisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM), Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘‘Avrupa Kuvveti Kongo Demokratik Cumhuriyeti Harekâtı’’ kapsamında yurtdışına gönderilmesi için hükümete devrettiği yetkinin anayasaya aykırı olduğu öne sürüldü. ‘‘Yurtsever Hukukçular’’, TBMM’nin bu yetkisinin devredilmesinin asla mümkün olamayacağını, daha önemlisi asker gönderme kararının meşru olmadığını vurguladıkları bir mektubu TBMM üyelerine gönderdi. Yurtsever Cephe Hukukçular İnisiyatifi üyesi Av. Bilgütay Durna, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, ‘‘Ülke dışına asker gönderilmesine TBMM karar verir. TBMM’nin 29 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan 27.06.2006 tarihli ve 876 sayılı kararı hükümete yetki devri yapıldığını belirtirken gönderilecek birliklerin miktarı, zamanı vb. gibi konulardaki kararı da hükümete bırakıyor. Meclis’in bu kararın detaylarını hükümete devretmesi anayasaya aykırı bir adımdır. Ancak biz bunun da ötesinde Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne asker gönderilmesi kararının meşruluğunu sorguluyoruz’’ dedi. Yurtsever Cephe Hukukçular İnisiyatifi’nin TBMM üyelerine gönderdiği mektupta da, ‘‘Avrupa Kuvveti Kongo Demokratik Cumhuriyeti Harekâtı’’ çerçevesinde AB üyesi olmayan NATO üyesi ve müttefiki ülkelere dönük çağrıya yalnızca Türkiye’nin yanıt verdiği hatırlatılarak Romanya, Bulgaristan, Kanada, Norveç ve İzlanda’nın söz konusu toplantıya dahi katılmadığına dikkat çekildi. ABD ve AB’nin çeşitli ülkelere ‘‘yeraltı zenginlikleri, petrol kaynakları ve ucuz işgücü bulunması gibi gerekçelerle operasyonlar düzenlediği’’ vurgulanan mektupta, AB üyesi olma adına ‘‘emperyalist operasyonların destekçisi’’ olmanın doğru olup olmadığı sorgulandı. Mektupta, ‘‘TBMM’nin Afrika kıtasının güneyinde yer alan bir ülkeye asker gönderilmesine ilişkin kararının ülkemizin ABD ve AB’ye ekonomik, siyasi, ideolojik ve hukuksal olarak bağımlılığını pekiştirdiğini düşünüyoruz’’ denildi. Mektupta,‘‘Daha önce de.... gerekçelerle askerlerimiz, gerek BM gerekse NATO kuvveti olarak Kore, Somali, Kosova, Yugoslavya, Arnavutluk, Afganistan, Sudan ve daha bil(e)mediğimiz birçok ülkeye gönderilmiştir. Sizce bu ülke askerleri ihraç ürünü müdür?’’ ifadeleri yer aldı. LEFKOŞA KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos’un iki yıllık bir uğraştan sonra dün sabah gerçekleşen buluşmaları yine müzakere yolunu açmadı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’ın, Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Michael Möller’in ara bölgedeki ikametgâhında buluşan liderler, Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin üçüncü üyesi Christophe Girod’un fiilen göreve başlaması dolayısıyla düzenlenen resepsiyona katıldılar. Türk ve Rum basınının yanı sıra yabancı basının büyük ilgi gösterdiği toplantıya önce Talat, bir dakika sonra Papadopulos geldi. Yaklaşık bir saat süren görüşme sonrasında ikamet Ürdün, Saddam’ın kızına sahip çıktı ? AMMAN (AA) Ürdün Başbakanı Maruf Bahit, Irak devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in büyük kızı Raghad’ın, ‘‘Arap geleneklerine göre Ürdün Kraliyet ailesinin misafiri ve koruması altında olduğunu’’ bildirdi. Bahit, Raghad Saddam Hüseyin ve çocuklarının insani nedenlerle Ürdün’de bulunduğunu belirtti. Bahit, Irak hükümetinden Raghad’ın iade talebi konusunda kendilerine resmi bir talep gelmediğini kaydetti. Irak yönetiminin, Saddam’ın karısı Sacide ile en büyük kızı Raghad’ı terorizmle bağlantılı ‘‘en çok arananlar’’ listesine aldığı açıklanmıştı. DENKTAŞ’TAN ECEVİT’E ZİYARET KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, GATA’da tedavi gören eski Başbakan Bülent Ecevit’i ziyaret etti. Denktaş, ‘‘Atatürk’ün cumhuriyetini ılımlı İslama döndürme mücadelesi dışta ve içte verilirken Atatürk ilkelerine bağlı, kararlı, güçlü ve saygın bir devlet adamı olan Ecevit’in görüşlerini itinayla devam ettirmek gerekir. Bütün Kıbrıs, ‘Barış Harekâtı yapılmasaydı bugün biz yoktuk’ bilinci içindedir’’ dedi. Denktaş, GATA’dan ayrılırken yaptığı açıklamada, ‘‘Bu ada, 13. Yunan adası olarak, Yunanistan’ın Türkiye’yi müsadere altına almasını sağlayacaktı. Bu vesileyle Ecevit’e müteşekkir olduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Gece gündüz onun sağlığı için duacıyız. İnşallah dualarımız kabul edilecektir’’ dedi. gâhtan önce Talat ayrıldı. Talat, basına yaptığı açıklamada, ‘‘Oldukça samimi bir toplantı oldu’’ dedi. Talat bir soruya karşılık, kapsamlı bir çözüm için müzakerelere hazır olduğunu belirtirken bu konuda Annan’a daha önce iki kez mektup yazdığını anımsattı. Talat, Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin oldukça önemli bir çalışma yürüttüğüne işaret ederek, komiteye çalışmalarında destek olmaya devam edeceklerini vurguladı. Talat’ın ayrılmasının ardından açıklama yapmak için dışarıya çıkan Papadopulos ise Talat’la müzakere masasına oturmak için yeşil ışık yakmadı. Müzakereler ve özellikle teknik komitelerin kurulması için Paris Anlaşması’na atıfta bulunan Papadopulos, ‘‘Paris Anlaşması’nın öngördüğü şekilde teknik komitelerin kurulmasına ve çalışmaya başlamasına onay vermeye hazırız’’ dedi. Papadopulos, BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı İbrahim Gambari’nin temaslar için adaya geleceğinin anımsatılması üzerine, bu ziyaret sırasında Talat’la bir araya gelmesi için şu ana kadar planlanmış herhangi bir görüşmenin bulunmadığını söyledi. Papadopulos, Talat’la görüşmemesi için diplomatik bir neden bulunmadığını ancak öncelikle kurulacak teknik komitelerin çalışmalarında ilerleme sağlanması gerektiğini ileri sürdü. Talat ile Papadopulos, ortalarında Möller ve Girod’la el sıkışarak basına görüntü verdi. (AA) Bir uyarı da Barroso’dan Dış Haberler Servisi AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşmelerin genelde yolunda gittiğini, ancak Kıbrıs’la ilgili ciddi sorunlardan sakınmak için gelişme kaydedilmesi gerektiğini söyledi. Barroso, AB dönem başkanlığını 6 ay süreyle devralan Finlandiya’nın Başbakanı Matti Vanhanen ile Helsinki’de düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye’nin, hava ve deniz limanlarını Rumlara açmamasının ciddi yankıları olacağını ifade etti. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un bir araya gelerek görüşmelerinin cesaret verici olduğunu belirten Barroso, ‘‘Bu konunun çözümü, görüşmelerde ileri adım atılmasını doğal olarak kolaylaştırır. Birbirlerine sıkı sıkıya bağlı değiller. Ayrı konular. Ancak Kıbrıs konusunda da ilerlemeye ihtiyaç duyduğumuz açık’’ dedi. Barroso, AB’nin, Kıbrıs sorununun siyasi çözümünün BM çerçevesinde olması gerektiği görüşünde olduğunu ifade etti. Paris Anlaşması nedir? Papadopulos, bir süre önce Annan’la Paris’te buluşmuş ve teknik komitelerin oluşturulması dışında 3 konuda anlaşmaya varıldığını açıklamıştı. Anlaşmaya varılan konular şöyleydi: Maraş kentinin yasal sakinlerine (Kıbrıslı Rumlara) iadesi. Halen KKTC’nin kontrolünde bulunan Mağusa Limanı’nın AB ya da BM denetiminde Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından müştereken çalıştırılması. Adanın askersizleştirilmesi (Yani Türk askerinin adadan çekilmesi). Barroso, Helsinki’de basın toplantısı yaptı. CUMHURİYET 11 K