Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Tarihsel sorumluluk Başkanlığını Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Yüksek Planlama Kurulu, Yalova’daki Atatürk Tarım İşletmesi’nin tasfiye edilmesini kararlaştırmıştı. Tarımİş, Ziraat Mühendisleri Odası ve TEMA, karara karşı dava açtı. Bursa 2. İdare Mahkemesi de, yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Hem de şu gerekçelerle: ‘‘Her şeyden önce Atatürk’ün kurarak Hazine’ye ‘hediye’ ettiği dava konusu taşınmazın anılan kimliğinin yaşatılması tarihsel bir sorumluluktur. Bu nedenle uyuşmazlığı herhangi bir iktisadi devlet teşekkülünün kârlılığı, verimi düştüğü için tasfiye edilmesi olarak ele almak, yüzeysel bir yaklaşım olacaktır. Her ne kadar davalı idarece işletmenin fiili durumunun verimsiz olduğu ve zarar ettiği vurgulanmakta ise de, anayasa hükümleri uyarınca ‘toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek’ için idarenin dava konusu yeri tasfiye etmek yerine gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Tarım Bakanlığı’nın kuruluş amacı da bu yöndedir. Konuyla ilgili Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu da bu amaçlarla yasalaştırılmıştır. TİGEM’in ana statüsündeki faaliyet konularında verimini arttırmak için gereken yatırımların zamanında yapılmayarak işletmenin verimsiz kılınması, tarihi kimliğine de haksızlıktır. Bu durumda, salt ekonomik yönden verimi ve kârlılığı düştüğü gerekçeleriyle Yalova Atatürk Tarım İşletmesi’nin tasfiyesine ve tapu kayıtlarına halen kullanılan tarım arazilerinin korunmaları şeklinde şerh düşülerek Hazine adına tesciline dair dava konusu işlemde üstün kamu yararına uyarlık bulunmadığı gibi sebep ve maksat yönünden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.’’ Bursa 2. İdare Mahkemesi’nin kararı, Atatürk Orman Çiftliği’nin CHP’nin de katkılarıyla Melih Gökçek’in çiftliğine dönüştürülmesi sürecinde çok, ama çok önemlidir. SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Topraklarını İhraç Eden Ülke Bilesiniz, yurt elden gidiyor. Bilmeniz gereken bir başka gerçek daha var: Yurdun elden gittiğini bilinçle gündeme getiren, ısrarla sorgulayan üçbeş kişi var Türkiye’de. Bu yurtseverlerin başında eski Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Ülkü geliyor. Kendisiyle yaptığımız son küçük söyleşide, olup biteni yorumladı, uyuyanı uyarmak istedi yine: Kimi işveren örgütlerinin temsilcileri, Türkiye’nin borçlarını kapatması, ekonomik krizin atlatılması için 2B arazilerinin satılması yönünde yasal düzenlemeler istiyorlar. ÜLKÜ IMF ve Dünya Bankası’nın stratejik planının temel hedeflerinden biri, Türkiye topraklarıdır. Bu hedef, 1980’li yıllardan beri hep gözden kaçırılmak istenmiştir. Ancak, AB uyum yasaları kapsamında(!) özelleştirmeden uluslararası tahkime, tapu kanunundan köy kanununa değin istenen değişiklikler bir bir gerçekleştirilmiştir. Doğrudan yabancı yatırımlar yasasıyla yabancılara Türk vatandaşların edinimine açık her yerde diledikleri kadar taşınmaz edinme hakkı tanınmıştır. Şimdi sıra ormanlarımızın ve 2B alanlarımızın Hazine’nin özel mülkiyetindeki kamu taşınmazları gibi alınır satılır hale getirilmesinin önündeki anayasa engelinin kaldırılmasına gelmiştir. ASO Başkanı Zafer Çağlayan, ‘Parayı veren kuralı koyuyor’ diyerek buyruğun büyük yerden geldiğini açıkladı. Türkiye’nin borcunu azaltmak için seferberlik başlatılmasını; zengine vergi getirilmemesini; 2B arazileriyle bedelli askerlik gibi gelir getirici düzenlemelerin yapılmasını önermektedir Çağlayan. Yani borç yükünü kamu çekmeli, bedeli fakir halk ödemelidir. Bu kural, kendisinin de belirttiği gibi, IMF ve yabancı sermayenin koyduğu kuraldır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması ve kalması gereken ormanlarımızın ve 2B alanlarımızın satılmasının istenmesi ise sadece sermayenin vergi ödememesini sağlamak için değildir. Çünkü, başta da belirttiğim gibi IMF stratejik planının önceliklerinin başında Türkiye topraklarının ele geçirilmesi vardır. İşveren örgütleri temsilcileri, ekonomik krizde devletin kamu arazilerini satmasını isterken kendi yatırım öngörülerini gayrimenkule yapıyorlar. Bu, çelişki değil mi? ÜLKÜ İSO onur üyesi Memduh Hacıoğlu; dalgalanmanın ilk işaretinin üretimin dinamosu olan ihracatçıların bile inşaat sektörüne girmesi olduğunu belirterek ‘Kazanılan paranın ticarete açık olmayan inşaat sektörüne yatırılması bugünkü krizin ilk sinyaliydi’ diyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı’nın bu eleştiriye yanıtı çok anlamlı ve çok tehlikelidir. Çünkü Satıcı, ‘Biz inşaatçı değil, gayrimenkul geliştirmesi yapıyoruz. Bence, bundan sonra yeni bir küresel iklimin oluştuğu şartlarda Türkiye yeni bir senaryo çizecekse, bunun ana unsurlarından biri gayrimenkul olmalıdır. İspanya örneğine bakılarak yabancılara satış teşvik edilmeli’ diyor. Yani artık Türkiye sanayi ürünü, tarım ürünü, hizmet ihraç etmek yerine topraklarını ihraç eden bir döneme getirilmiş bulunuyor. Bu nedenle Türkiye’deki işbirlikçi sermaye; krizde taşınmaz stoku yapacak, ‘yeni bir küresel iklimin oluştuğu şartlarda’ Türkiye topraklarını yabancılara pazarlayacak. Ancak iklimin oluşma tarihi çok yakın ki evsizi, dar gelirliyi de ev sahibi yapacak olan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayrak Guantanamo Hukuku Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin ‘‘Guantanamo mahkemelerine’’ ilişkin aldığı karar gerçekte ne kadar önemli? Kararın pratikteki anlamı ne? Guantanamo kapatılır mı? Bush yönetimi karardan ne denli etkilenir? Dünyanın yanıt aradığı sorular bunlar. Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin aldığı karar, yayın bültenlerine düştüğünde, İtalya’da ‘‘yeni dünya düzeninin hukuk anlayışını’’ irdeleyen bir seminerdeydim. Aynı zamanda sol görüşleriyle tanınan ünlü bir gazeteci olan Avrupa Parlamenteri Lili Gruber, konuşmasını nefes nefese bu haberle açtı. Strasbourg’dan gelirken duyduğu gelişmenin tayin edici önem taşıdığını; bunun ABD kamuoyundaki ‘‘değişikliğin’’ işareti olduğunu söyledi ve sözlerini ‘‘Amerikan halkı nihayet uyanıyor!’’ diyerek tamamladı. Diğer konuşmacılar da Avrupa parlamenterine destek verdiler ve ‘‘İşte!’’ dediler: ‘‘Gelişmiş demokrasiler ile demokratik duyarlılıklardan yoksun ülkeler arasındaki fark budur. Demokratik sistemler, olağanüstü dönemlerde zaman zaman ‘norm’dan sapmalar yaşasalar da, ‘kural, er geç kuralsızlıkları alt eder!’’’’ Haberin taze taze yarattığı heyecanı görünce; merak ettim: ‘‘Acaba hakikaten böyle mi? Gelişmiş ülkelerin, göz göre göre Guantanamo gibi bir rezalete göz yummaları; bir darbede böyle ‘Canım işte bir hata olduysa, sistem bunu tamir eder.’ O noktaya gelinmiştir. Amerikan Yüksek Mahkemesi, Bush’u Guantanamo tutsakları konusunda ‘yetki aşımıyla’ itham etmiş; Guantanamo mahkemelerini ‘yasadışılıkla’ suçlamıştır. ‘Sapma’, telafi edilecektir. Kurallar, kuralsızlığa galip gelmiştir... vs.’’ demek mümkün mü? Dünya politikasında söz sahibi insanların daha ne olup bittiğini anlamadan ‘‘ABD demokrasisinin kayıtsız şartsız üstünlüğü’’ konusunda sergiledikleri bu sarsılmaz inancı doğrusu ibretle izledim. Ve şunu düşünmekten de kendimi alamadım: ‘‘Uluslararası politika sonuç itibarıyla artık yalnız böyle yalap şalap, kestirme (olumlu/olumsuz) önyargılar üzerine inşa ediliyor. Gerçeğin ayrıntıları ya da arka planı, kimseyi uzun boylu ilgilendirmiyor!’’ İnsan hakları ihlallerinden ne haber? İki yıl önce Amerikan Yüksek Mahkemesi, Guantanamo için gene benzer bir karar almış, ‘‘adil mahkeme olmaksızın Guantanamo mahkumlarının tutsaklık halinin sürdürülemeyeceğini’’ ilan etmişti. Aradan iki yıl geçti; mahkumların konumuna ilişkin kayda değer hiçbir değişiklik olmadı. Hem Amerikan, hem de uluslararası hukuk kurallarının dışına itilen Guantanamo mahkumları, o gün de ‘‘limbo’’ yani ‘‘araftaydılar’’; bugün de ‘‘araftalar’’! İki yıl sonra aynı konumda olmayacaklarını kim söyleyebilir? Yüksek Mahkeme’nin aldığı karar, Bush üzerindeki ‘‘siyasi baskıyı’’arttırmak açısından kuşkusuz önemli. ‘‘Guantanamo mahkemelerini eleştirmek’’, bundan böyle ABD’de ‘‘teröre yataklık yapmakla’’ eşdeğer görülmeyecek. Guantanamo muhaliflerinin ki ABD’de bunun giderek genişleyen bir cephe olduğu anlaşılıyor eli bu kararla güçlenecek. Ama gelinen nokta bundan ibaret. Karar; Guantanamo kamplarında 4 yıldan beri ‘‘kanunsuz şekilde’’ tutulan mahkumların statüsünde görünür gelecekte elle tutulur bir değişiklik yaratmıyor. Yüksek Mahkeme’nin aldığı kararda çünkü, Guantanamo’nun kapatılıp kapatılmaması konusunda hiçbir ibare yok. Karar yalnız; ‘‘hukuki yöntem’’, ‘‘kural’’ (adil mahkeme hakkı) ve ‘‘güçler ayrılığı ilkesinin’’ (Başkan Bush’un yetkilerini aşması) ihlaline atıf yapıyor. Konunun odağında bulunan ‘‘insan hakları ihlaline’’ doğrudan gönderme yok. Hedef: ABD’yi kurtarmak Hal böyle olunca mesele, ‘‘minareyi kılıfına uydurmaya’’ kalıyor. Guantanamo mahkumlarının tutukluluk hallerinin devamı ya da yargılanmaları için, meşruluğu tartışılmayan yeni bir ‘‘hukuki formül’’ bulunursa (ya da uydurulursa!), Yüksek Mahkeme açısından sorun kalmıyor. Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham nitekim kararı bu yüzden ‘‘Guantanamo mahkemelerini yasallaştırmak için verilen yol haritası!’’ olarak adlandırıyor. (Financial Times, 12 Temmuz) ABD’li yargıçlar için önemli olan, Guantanamo mahkumlarını hukuksuzluktan kurtarmak değil, ABD’yi kurtarmak! Yargıçların birinci kaygısı, ABD’yi dünya kamuoyu nezdinde ‘‘kendi anayasasını ve uluslararası hukuk kurallarını çiğneyen’’ bir ülke konumundan çıkarmak. Guantanamo cehennemine düşenlerin hakları ve hukuku, tamamen arka planda... Denebilir ki, bu da bir şey! Evet öyle. Bu da bir şey ve de doğrudur; çok önemli bir şey. Ama yani... Demokrasinin beşiği olan bir ülke için beklenti çıtamız bu mu olmalı? 2 Temmuz Dün 2 Temmuz’du. Turgay Fişekçi’nin Ağustos 1993’te yazdığı dizeleri okuduk. Acımız tütüyordu: ‘‘Dışardakiler de insandı / Zafer çığlıklarıyla / yanan insanları seyredenler. / İçerdekiler de insandı / boğulan birini bırakıp gidemeyecek / onunla ölümü paylaşacak denli’’ Dün 2 Temmuz’du. Çevremize bakındık. Yangın sürüyordu. tar, ‘Konutların hemen hemen yarısını yabancılara satmayı planlıyoruz. Yurtdışında kuracağımız ofislerde hem yabancılara hem de Türklere satış yapacağız’ diyor. Bu sadece, TOKİ’nin yabancılara satacağı konut sayısının 81 ilde, 191 ilçede, 492 şantiyede toplam 190 bin 772 konutunun yarısı demektir. Yani özel sektör, kamu sektörü Türkiye’yi il il, ilçe ilçe, köy köy pazarlayacaklar, ihraç edecekler demektir. Yabancılar toprağı, evi sırtlarına sarınıp götürecekler mi diyenlere şunu belirtmeliyiz: Taşınmaz ihraç edilemez, ancak mülkiyeti ihraç edilebilir. Türkiye’nin getirildiği nokta budur. Türkiye bu taşınmaz mülkiyet ihracatını durdurmazsa pazarlanacak değil, çok yakında satılmış bir ülke olacaktır. Satıcı gibi ihracatçıların bu işlere girmesi bir rastlantı değil. Onların zaten altyapıları yabancı sermaye ile ilişki ağları hazır. behicak?yahoo.com.tr ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Kıdem Tazminatı Tavanı: Temmuz 2006 4857 sayılı yeni İş Yasası, 10 Haziran 2003 günlü Resmi Gazete’de yayımlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir. 4857 sayılı yeni İş Yasası ile, 1475 sayılı eski İş Yasası’nın ‘‘Kıdem Tazminatı’’ başlıklı 14. maddesi dışında, diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bugün Türkiye’de iki İş Yasası vardır. Bunlardan 1475 sayılı İş Yasası yalnızca ‘‘kıdem tazminatı’’ ile ilgili kural ve koşulları düzenlemektedir. 4857 sayılı İş Yasası geçici 6. maddesi uyarınca, ‘‘Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonuna ilişkin’’ yeni bir yasanın ‘‘yürürlüğe gireceği tarihe kadar, işçilerin kıdemleri için, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükümlerine göre, kıdem tazminatı hakları saklı’’ tutulmuştur. 1982 yılında 2762 sayılı yasa ile kıdem tazminatına tavan sınır getirilmiştir. Bu yasa uyarınca, bir kıdem yılı için ödenecek kıdem tazminatı tavan, en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarı’nın bir tam yıl karşılığı alacağı ‘‘emekli ikramiyesi’’ni geçemeyecektir. Bugün için,‘‘toplusözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez’’ denilerek, kıdem tazminatı tavanı, Başbakanlık Müsteşarı’nın bir hizmet yılı için alacağı emekli ikramiyesine eşitlenmiştir. Devlet memurlarına ödenen emekli ikramiyeleri, 5434 sayılı Emekli Sandığı Yasası’nın Ek 20. maddesine göre hesaplanmaktadır. ‘‘Emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker, sivil tüm iştirakçilere her tam fiili hizmet yılı için’’ emekli aylığı bağlamaya ‘‘esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir’’. 31 Aralık 2005 günlü Resmi Gazete’de (Mükerrer) yayımlanan 5437 sayılı ‘‘2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’’nun ‘‘Katsayılar, yurtdışı aylıklar, ücret ve sözleşme ücreti’’ başlıklı 22. maddesinde 2006 yılı için geçerli olacak katsayılar belirlenmiştir. Bu maddede, 1.1.200630.6.2006 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı (0,04265), memuriyet taban aylık göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı (0,53377) olarak, 1.7.2006 31.12.2006 döneminde ise aylık katsayısı (0,04373), taban aylığı katsayısı (0,54711) olarak belirlenmiştir. Bu verilere göre, 1 Temmuz 2006 ile 31 Aralık 2006 dönemi için, en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarı’nın bir hizmet yılı karşılığı alacağı ‘‘emekli ikramiyesi’’ ile ona eşit tutardaki uygulanacak kıdem tazminatı tavanı: 1 Temmuz 2006 ile 31 Aralık 2006 Dönemi En Yüksek Devlet Memuru İkramiyesi ve Kıdem Tazminatı Tavanı Emekli İkramiyesi ve İkramiye ve Tazminat Kıdem Tazminatı Tavanı Gösterge Katsayı 1) Genel Aylık 1.500 0,043730 2) Ek Gösterge 8.000 0,043730 3) Kıdem Göstergesi 500 0,043730 4) Taban Aylık 1.000 0,54711 5) %200 Özel Tazminat 9.500 0,043730 6) Makam Tazminatı 0 0,043730 7) Temsil Tazminatı 0 0,043730 8) Temsil Ödeneği 0 0,043730 9) Ek Ödeme (*) ..İkramiye ve Kıdem Tazminatı Tavanı (*) 5454 sayılı yasa gereği Vergi İadesi yerine %4 zam Ücret Birimi (YTL) 65,60 349,84 21,87 547,11 830,87 0,00 0,00 0,00 0,00 1815,28 HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Temmuz www.mumtazarikan.com 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında emekli olan kamu görevlilerine ödenen emekli aylıkları 9 ödeme biriminden oluşmaktadır. Emekli ikramiyesine dokuz ödeme biriminden 5’i yansımaktadır. İZMİR 3. SULH HUKUK YARGIÇLIĞI’NDAN Esas No: 2001/1693 / Karar No: 2002/1136 Davacı Ahmet Büyükçiftçi mirasçıları tarafından davalılar İrfan Saka ve arkadaşları aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi konulu davada, davalılardan İrfan Saka’nın adresi tespit edilemediğinden, 8.10.2002 tarihli ilamda, İzmir 3. Karataş ada 6591, parsel 8’de kayıtlı bulunan 5 numaralı bağımsız bölümde zemin kaydının iptali ile (zeminde pay sahibi olanların kaydının iptali ile) 5 numaralı meskenin adlarına kayıtlı olduğu şahısların paylara göre adlarına tesciline (Ülfet, Murat ve Yasemin Kobaklar’ın tapudaki paylara göre) 30 ve 31 numaralı bağımsız bölümler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, 4.960.000 TL harcın davacıdan alınmasına, giderin davacıda kalmasına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığı şeklinde karar verilip, işbu yukarıda yazılı ilamın davalı İrfan Saka’ya ilanen tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tebliğ yapılmış sayılacağı hususu ihtar olunur. 03.05.2006 Basın: 32303 BULANCAK SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2005/396 Davacı Mehmet Durmuş vekili tarafından davalılar Aydın Durmuş ve arkadaşları aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen ara kararı gereğince, Aşağıda kimlik bilgileri yazılı davalı İsmail Durmuş’un adresine çıkarılan tebligat tebliğ edilememiş, yaptırılan zabıta araştırmasında da adresinin tespit edilemediği anlaşıldığından, adına dava dilekçesi ile duruşma gününün tebligat kanununun 287. maddesi gereğince ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla adı geçenin duruşmanın atılı bırakıldığı 20.07.2006 günü 09.30’daki duruşmaya bizzat katılması ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde duruşmaya yokluğunda devam olunup karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Davalı: İsmail Durmuş, Temür ve Fatma oğlu, İhsaniye Mah. Acısu Cad. Yeniay Apt. No:49 Bulancak Basın: 4569 Dosya No: 2003/16 Müflis: Ali Özen Meşrutiyet Cad. No: 141 Tepebaşıİstanbul adresinde mukim, yukarıda adı ve adresi yazılı müflis hakkında verilen iflas kararı Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.05.2006 tarih ve 2006/82 esas, 2006/167 sayılı kararı ile İİK’nun 182. maddesi gereğince iflasın kaldırılmasına karar verilmiştir. İşbu iflasın İİK’nun 182. mad. gereğince kaldırıldığı hususu İİK’nun 182 ve 166. mad. gereğince ilan ve tebliğ olunur. 27.06.2006 Basın: 32387 BEYOĞLU İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASIN KALDIRILDIĞINA DAİR İLAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Yazlık bir 1 armut türü. 2/ İspanyolların 2 sevinç ünle 3 mi... Muğla’nın bir ilçe 4 si. 3/ Fiyat 5 düşmesini ön 6 lemek ama7 cıyla ürünlerin piyasaya 8 sürülmeyip 9 imha edilme1 2 3 4 5 6 7 8 9 si. 4/ Kişinin, kendi1 S E D R E B E K İ sini başkasının yeri2 E V İ N A R I K ne koyarak onun duygu ve düşüncelerini 3 M İ M E L İ Z A P L A K anlayabilme yetene 4 A Y N A A T ği... Molibden ele 5 H E B A A P İ S P O mentinin simgesi. 5/ 6 T İ N İsviçre’de bir kan 7 H O D A N ton... Bir oyun ya da 8 A N I Z G E K O filmde aniden yara 9 K A Ç İ K O R O Z tılan komik durumlar. 6/ Marmara Denizi’nde turistik bir ada... Arap abecesinde bir harf. 7/ Boru sesi... Ankara’nın bir ilçesi. 8/ Dört Halife’nin üçüncüsü... Kesintilerden sonra kalan miktar. 9/ Bir cetvel türü... Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan ince alay. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İcranın ılımlı bir tempoda olması gerektiğini belirten müzik terimi. 2/ Kategori... Briçin atası olan kâğıt oyunu. 3/ Başlık... Kuzu sesi. 4/ Tahta perde ya da tahta bölme. 5/ Keman yapımıyla ünlü bir İtalyan ailesi... Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti. 6/ Kapı, dolap gibi şeylerin kanatlarına çakılan çıta... Hollanda’nın plaka imi. 7/ Ağrı Dağı’nda bir yayla... Deniz kuşlarının gübre olarak kullanılan pisliği. 8/ Kâtip... Hayvanlara vurulan damga. 9/ Genellikle büyük yerleşim merkezlerinin üzerinde toplanan kirli hava... İtici neden, güdü. CUMHURİYET 17 K