Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER CHP’li Kılıçdaroğlu ve Kart mahkemeye ek belgeler sundu, Erdoğan’la ilişkilerinin açığa çıkarılmasını istedi: DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Zapsu Kimin Elçisi? Cüneyd Zapsu’nun avukatları Aydın Coşar, Banu Coşar ve İlker Cengiz aracılığıyla, aleyhime açtığı tazminat davasının dilekçesinin bir sureti masamın üstünde. 13.01.2005 tarihli yazımdan, ‘‘acaba AKP hükümetinin perde arkasındaki gerçek iktidar sahiplerinden olan ve Kürt politikası konusunda söz hakkını elde tuttuğu Amerikan çevrelerince de dile getirilen Cüneyd Zapsu...’’ bölümünü alan avukatlar gerçeğe aykırı suçlamalarla, müvvekillerinin itibarının zedelendiğini ileri sürerek tazminata hükmedilmesini talep etmekteydiler. Dava şu anda Yargıtay aşamasında, gereken savunma avukatlarım tarafından yapıldı. Tarafımızdan herhangi bir yakıştırma olmadığı, Kürt sorununda Cüneyd Zapsu’nun söz hakkına sahip olduğunu ileri sürenin ben olmadığım; Amerikan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Judith Yapeh tarafından ileri sürüldüğü, bu haberin Türk gazetelerinde de yer aldığı söylendi. Aradan geçen bir buçuk yıllık süre içinde Cüneyd Bey, AKP içindeki seçkin ve çok özel konumuyla birlikte, iştigal ettiği fındık ticareti ve son zamanlarda AKP ile FİSKOBİRLİK arasındaki gerginlik yüzünden çok kez gazetelere manşet oldu. 22 Temmuz Cumartesi günkü Cumhuriyet’in manşetinde ise şu soru vardı: ‘‘Zapsu kimin elçisi?’’ ??? Soru nedensiz değildi. Dışişleri Zapsu’nun yabancı devlet temsilcileriyle yaptığı görüşmelerden rahatsızlığını, diplomatik bir lisanla dile getirmişti, daha sonra da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önce Zapsu’nun belki kendi adına görüşmüş olabileceğini söyledikten sonra, rota değiştirip ‘‘Benim adıma görüşüyor’’ diyerek danışmanına sahip çıkmıştı. Başbakan’ın çelişkili açıklamalarının da, Cumhuriyet’in sorusuna doyurucu bir yanıt olduğunu sanmıyorum. Cüneyd Zapsu Bey’in kimin elçisi olduğunun iyice açığa çıkması için bazı gerçeklerin bilinmesinde (hoş bilmeyen de kalmadı ya) yarar olduğunu sanıyorum. 1956, İstanbul doğumlu olan Cüneyd Zapsu’nun yaşamöyküsü bana hep Uğur Mumcu’nun ‘‘Tarikat Ticaret Siyaset’’ kitabını anımsatır. Uğur, Zapsu’nun yıldızının siyaset alanında parladığı günlere yetişemedi, eğer yetişmiş olsaydı, hiç kuşku yok ki Cüneyd Bey’in öyküsüne de geniş biçimde yer verirdi. Cüneyd Bey’in ‘‘Büyük İslam Tarihi’’ yazarı olan dedesi Abdürrahim Rahmi Zapsu ise 1912’de, İstanbul’da Kürt Talebei Hevin Cemiyeti’nin kurucusu. Nakşibendi tarikatı mensubu olan Abdürrahim Zapsu, o dönemde İstanbul’daki Kürt hareketinin önde gelenlerinden, her alanda aktif, Şeyh Sait ayaklanmasına destek verdikten sonra ayakta kalanlardan biri olduğu belirtiliyor. 1930’lu yıllarda, daha henüz Saidi Kürdi adını taşıyan Saidi Nursi, İstanbul’a geldiğinde, Abdürrahim Zapsu’nun evinde kalıyor. ??? Cüneyd Bey böyle bir aileden geliyor. Bir ayağı tarikatlarda, bir ayağı tarikat bağlantısı içinde olduğu ortaklarıyla birlikte ticarette, bir ayağı da AKP’nin öncü kurucularından biri olarak siyasette. Üyesi bulunduğu TÜSİAD’ın ağır toplarına Recep Tayyip Bey’i tanıtan da kendisi, Recep Tayyip Bey’in Amerikan Uluslararası Strateji Enstitüsü’ndeki konuşma metnini hazırlayan da... Cüneyd Bey’in Erdoğan’a hizmetleri de, AKP içindeki büyük ağırlığı da tartışma götürmüyor. New York’taki Davos toplantısında Türkiye’yi temsil edenler içinde de bulunuyor Cüneyd Bey, Amerika ile diplomasi kulislerinde de... Cüneyd Zapsu’nun ticari faaliyet alanı içinde, fındık ticareti önemli bir yer tutuyor ve bu yıl AKP iktidarı üreticiyi, aslanın ağzına atar gibi, fındık tüccarının önüne atıveriyor. Cüneyd Zapsu’nun Türkiye’nin Güneydoğu ve Kürt politikasının oluşumunda söz sahibi olduğunu ise Amerikan Uluslararası Strateji Enstitüsü (CSIS) uzmanlarından Judith Yapeh söylüyor. Cüneyd Bey’in kimin, neyin elçisi olduğu yolundaki endişelerini ise, Cumhuriyet gazetesinden önce, ‘‘Biz de bu görüşmeleri basından haber alabildiğimiz kadar izliyoruz’’ diyen Dışişleri dile getiriyor. Bütün bu verilerden ve açıklamalardan sonra, kararı artık siz verin sevgili okurlar: Cüneyd Zapsu kimin elçisi? El Kadı neden korunuyor? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Konya Milletvekili Atilla Kart, Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de yapılan bazı işlemlerle ilgili 16 belgeyi emniyete ilettiler ve daha önce suç duyurusunda bulundukları Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’na da ek kanıtlar sundular. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, ‘‘Yasin el Kadı, neden Başbakan’ın özel koruması altına alınmaktadır? Bu ilişkinin temelinde gizemli bir durum var olabilir. Sayın Başbakan’ın ilişkilerindeki gizem açığa çıkarılmalı ve şifresi çözülmelidir’’ dedi. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz ile İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu dün parlamentoda bir basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de yaptığı işlemlerle ilgili 16 belge sunduklarını açıkladı. Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de bulunmadığının kamuoyuna açıklandığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ‘‘Ancak, sunduğumuz belgelerde 2004 MartNisan aylarında adı geçenin bizzat notere giderek imza sirküleri verdiği ve bu sirkülere dayanarak ortağı olduğu şirketlere ait taşınmaz satışında bulunduğu görülmektedir. Yasaklı ol ? CHP’li vekiller, El Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’de yaptığı işlemlerle ilgili elde ettikleri belgeleri mahkemeye ve emniyete verdiklerini belirterek Başbakan Erdoğan’la Yasin el Kadı arasındaki gizemli ilişkilerin açığa çıkarılması gerektiğini söylediler. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu ve Atilla Kart, Kadı’nın Türkiye’de bulunmadığı açıklanan dönemde bizzat notere giderek imza sirküleri düzenlediğini ortaya koyan belgeleri ele geçirdi. duğu bir dönemde El Kadı’nın gayrimenkul satışına devlet nasıl izin veriyor? Bu belgeler sahteyse de yapılan işlemler düzeltilmelidir’’ dedi. Kılıçdaroğlu ve Kart, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’na da daha önce Cüneyd Zapsu ve El Kadı hakkında yaptıkları suç duyurusuyla ilgili ek belgeler iletti. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı kişisel ilişkilerinin yarattığı sıkıntılara dikkat çekerken ‘‘Başbakan’ın kendisinin Türkiye için ciddi sorun olmaya başladığı nı’’ söyledi. Cüneyd Zapsu’nun son girişimlerini eleştiren Topuz, ‘‘Sayın Dışişleri Bakanı, aciz duruma düşürülmüştür. Bu durumda olan bir bakana dışişleri bürokrasisinin saygı ve güveni devam edebilir mi? Sayın Başbakan, bu işadamı ve parti yöneticisine neden sahip çıkma gereğini duyuyor? Bir mecburiyet duygusu içinde midir? Bu ilişkilerde toplumumuzun bilmediği bir gizemli durum mu söz konusudur? Yasin el Kadı neden Başbakan’ın özel koruması altındadır’’ sorularına yanıt verilmesini istedi. Topuz, Yasin el Kadı’nın Türkiye’ye giriş çıkışı yasak olan dönemde ülkeye girdiği ve bazı işlemlere imza attığına ilişkin bazı belgelerin kendilerine ulaştığını vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Sayın Başbakan’a sormak gerekiyor: Yasin el Kadı ile ilişkinizin ona kefil olacak kadar inancınızın temelinde ne yatıyor? Bu ilişkinin temelinde de gizemli bir durumun var olabileceği endişesini taşıyoruz. Sonuç olarak Sayın Başbakan’ın tutumu, davranışları ve yönetme anlayışı tedirginlik yaratmaktadır. Sayın Başbakan, bu durumu ile ciddi bir sorunun ta kendisi durumundadır. İlişkilerindeki gizem açığa çıkarılmalı ve Sayın Başbakan’ın şifresi çözülmelidir.’’ DÜNYA BANKASI Türk yargısı dürüst ve etkin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünya Bankası raporunda, Türkiye’deki mahkemelerin birçok Avrupa ülkesine göre daha dürüst ve etkin olduğu vurgulanırken Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, mahkemeler dahil kamu kesimine ilişkin uygulanan reformların iyi sonuçlar sağladığını ifade etti. Dünya Bankası’nın ‘‘Geçiş Sürecinde Yolsuzlukla Mücadele 3 Kim Başarılı ve Neden?’’ raporuna göre, gerek Türkiye’de gerekse Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgelerinde yolsuzlukla mücadele konusunda önemli ilerleme kaydedildi. Türkiye ‘istisna’ Raporda, ülkeler arasında genel olarak en belirgin ilerlemenin vergi ve gümrük yönetimlerinde görüldüğü kaydedilirken mahkemelerdeki yolsuzluk ise çoğu ülkede azalma göstermedi. Ancak Türkiye, adli sistemin işleyişi konusunda ‘‘istisna’’ oluşturdu. Araştırmada neredeyse her kategoride Türk mahkemeleri, dürüstlük, etkinlik, mahkeme giderlerinin karşılanabilirliği, davaları ele alış hızı ve mahkeme kararlarının uygulanması bakımından yeni AB üyelerinden hatta Batı Avrupalı AB üyelerinden daha iyi dereceler aldı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Vorkink daha yapılması gereken çok şey olmakla birlikte Türkiye’de yolsuzluğun azalmasının cesaret verici olduğunu belirterek ‘‘Mahkemeler dahil kamu kesimine ilişkin uygulanan reformların Türkiye, iş camiası ve halk açısından iyi sonuçlar sağladığını gösteriyor’’ diye konuştu. asirmen?cumhuriyet.com.tr 12 SAATLİK DOĞAÇLAMA F tipinde tecride oyunlu protesto ? Yazar Bilgesu Erenus ‘‘Hepimiz Tecritteyiz’’ adlı oyunun, 113 gündür açlık grevinde olan Av. Behiç Ahçı ve onu ziyaret eden bir avuç sanatçının ortak ürünü olduğunu söyledi. İstanbul Haber Servisi Ölüm orucunda 113. güne giren avukat Behiç Ahçı’ya destek olmak ve hapishanelerde yaşanan tecridi protesto etmek amacıyla bir araya gelen sanatçılar, ‘‘Hepimiz Tecritteyiz’’ adlı bir oyun sergileyecekler. 12 saat sürecek olan oyun öncesi İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına yazar Bilgesu Erenus, Mihri Belli, Sevim Belli, avukat Gülçin Çaylıgil ve yönetmen Hüseyin Karabey katıldı. Erenus, ‘‘Hepimiz Tecritteyiz’’ adlı oyunun, 113 gündür açlık grevinde olan avukat Behiç Ahçı ve onu ziyarete giden bir avuç aydın sanatçının ortak ürünü olduğunu söyledi. Erenus, ‘‘Oyun baştan sona doğaçlamadır ve neler olacağını biz de bilmiyoruz. Tecrit insanın doğasına aykırı olduğu için tecrit kalkana kadar mücadelemize devam edeceğiz’’ dedi. Mihri Belli ise tecridin zulüm olduğunu vurgulayarak ‘‘Tecride sessiz kalmak zulmü hazırlayanlara ortak olmaktır’’ dedi. CUMHURİYET 04 CMYK